Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4TEMMUZ1993PAZAR
8 PAZAR YAZILARI
İletişim
'hıyar
zamanı'nı
bitirdi
FERRLH
YILMAZ
Danimarka'da yaz zamanı basın ve
politikacılar için "hıyar zamanf'dır. Ga-
zetecıler haber üretmekte zorlandıklan-
ndan. olur olrnaz haberleri manşet ya-
parlar. başyazarlar yazacak konu buJa-
mayıpbunalırlar.
Parlamentonun yaz tatiline çıkmasıy-
la. poliükacılar da "balon" uçurmaya
başlar, gelecek pobtik yıl için nabız yok-
larîar, hıyar zamanı bunaümındaki gaze-
telere haber yaratırlar. Buranın "ciddi"
gazetesi Information'un başyazan, ge-
çen yıllardan bınnde yazacak şey bula-
mayıp sol ıki sütuna kocaman bir hıyar
resmi koymuştu.
Fakat artık geleneksel hıyar zamanı
sona erdı. İletişimdeki devrim dünyayı
küçültünce. Danımarka'nın dünyası bü-
yüdü, hıyar haberler, gazete manşetleri-
ne çıkamaz oldu. Dış dünyarun her ba-
kımdan Danımarka'nın burnunun dibi-
ne kadar gırmesi gazetecilerde yaz reha-
veti bırakmadı, Almanya'daki Nazı
saldınlanydı, Bosna'ydı. Irak'ü derken.
yazla kış birbirine kanştı. Yaz-kış dinle-
meden Danimarka'ya kadar kapağı
atan mülteciler, dış dünyanın televizyon
ekranlanyla sınırlı olmadığının kavran-
masına yol açtı. Politıkacılar. balon
uçurmak yerine mültecileri. gelişen
ırkçılığı, Bosna'yı, Amenka'nın Irak"a
saidınsını tartışmaya devametmek 20-
runda kaldılar. Hıyar zamanı sona erdı,
balon uçurmalar kalktı. yaz rehaveti bit-
ü.
Lâkm birçok çevre. dünyanın küçül-
düğünü. rehavetin bittiğini kavramakta
zorlanıvor; her şeyin eskisi gibi kalması
için ayak diretiyor.
Dünyaya kaparuşın başını öncelikle
sağ çekiyor. ama ideolojık gelişıminin sı-
nınna dayanan sol da nostaljık talepler-
de başrol oynuyor, her şeyin ideolojik
açmaza düşülmeden önceki haliyle kal-
ması için çırpınıyor.
Sağ, eskiyi kendi eski ilkelliğiyle an-
yor. Ateşler içindeki Bosna-Hersek'ten
kaçanlara kapılann tamamen kapatıl-
masını istiyor. Yabancılann ülkesine hiç
gelmemesini, biryolunu bulup gelenlenn
geri göndenlmesini talep ediyor. "Dani-
marka dışanya kapansın" özlemi>le
yanıp tutuşuyor.
Sol da, belici daha başka saiklerle, ama
yine dünyanın eskisi gibi kalmasını isti-
yor. Gerçi mülteciiere karşı çıkmıyor.
ama Avrupa Birliği'ne "hayır" diyor. İs-
veç'ten ftalya'ya kadar tüm Avrupa'yı
birbinne bağlayacak köprülerin yapımı-
na, sankı başka dünya varmış gibi. "ka-
pitalist dünyayı birbinne bağlayacak"
gerekçesiyle karşı çıkıyor.
Fransa"da Sosyalist Parti'nin, tarihin-
de ilk defa ıktidara geldığı akşam .tele-
vizyonlanrun başında büyük bır ilgiyle
seçim sonuçlannı takıp edenlen gördü-
ğümde çok heyecanlanmıştım. O gün-
den bu yana Polonya'dakı askeri darbe-
ye. Tienanmen meydanındaki katliama,
ÂBD'nin Irak konusundaki ikiyüzlülü-
ğûne, eski Sovyetler'deki darbeye aynı
heyecanla ilgi duyanlan gördüm. Dün-
yanın kûçülmeye devam edeceğini düşü-
nerek. ıyimserlığimi devam ettirdim.
Ama itiraf etmeliyim ki bu arada reha-
veti özledim, dünyayı umursamadan
mehtapta kısık sesli hülyalara dalmayı
özJedim. Hıyar zamarunı geri ıstedim.
Doğum günü paylaşıhnca güzeldirYazık kı çoğumuz doğum gününü es
geçmeyı mütevazilikmış gibi görüyor. en
azından olağan sayıyor. Kimileri anı-
msamıyor bile.
Ö>le ya, koca adam olduk. yakışır rru?
Çocuk olsak neyse. Hem bunca iş. bunca
dert varken...
Ruslar bu konuda duyarlı. Daha doğru-
su kutlamalara duyduklan geleneksel sem-
pati. doğum günlerine karşı da tiüz olma-
lannı gerektinyor. Yapmalan gereken işle-
n unutuyorlar, ama dostlannın doğum
günlerini asla. Votkalı doğum günü parti-
lerinı. kadeh kaldınrken uzun konuşma-
lan.. Karşı cinsten hoş biri varsa çaktırma-
dan asılmayı seviyorlar gerçi; ama varsın
sevsinler. Anımsıyorlar ya doğum günleri-
ni, kutluyorlar ya... Hem eğlenmek kötü
bir şey mı? Hele böyle tanhsel bir günde.
Öteki bayramlara. özellıkle yılbaşı kut-
lamalanna da büyük önem veriyorlar.
Yeru yıl şenliğine daha sonbahardan hazı-
rlanıyor çoğu. Bu tür kutlamalan arma-
ğanlarla. hiç olmazsa telefondan iletükleri
iyı dileklerle başkalanyla paylaşmayı sevi-
yorlar.
Böylesi kutlamalara düşkün olmak cid-
diyetsizligi mi çağnştınyor? Keyfe düşkün-
lük, sorumsuzluk belirtisi mi? Takvımin
topu topu bir yaprağmı oluşturan sıradan
günlerin abartılması anlamına mı geliyor?
Ciddiyetı ve sorumluluğu, olabildiğince
az gülümseyerek vurgulamaya bayılan ki-
şileri bilmem; ama benim hoşuma gıdiyor
bu kutlamalar. Yalnız dini bayramlar de-
ğil, bu tür özel günler de kutlanmah bence.
Hemen hepımizin yaşantısmın sıkıntılarla,
sorunlarla dolu olduğu göz önüne alınırsa.
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
gülme ve eğlenme fırsatlannı kaçırma-
malıyız. Bu, "sefahat hayatına dalmak"
değil. yaşamın devamı için gereksındiğimız
enerjiyi almaktır dıye düşünüyorum.
Bu kutlamalan bıçımsellik olarak değer-
lendirenlere de katılmıyorum.
Doğrudur. en güzel gelenekleri. örneğin
dıni bayramlan biçimselleştirmeyi, böylece
onlann içini boşaltmayı iyi becenr bazı-
lanmız. Ama ne yapalım. damak tadı gelış-
meyenlerin en lezzetli yemeklerden bıle
hoşlanması olası değildir.
Evet. doğum günlerinde kalıplaşmış bazı
sözlerden kurtulmamızın da çaresi yoktur:
- Kocadın artık. Nüfus kağıdın eskidı!
- Nüfus kağıdı değıl, ınsanın kcndini kaç
yaşında hissettiği önemlidir.
Ben otuzuma bastığımda bir dostum
"Ee, dördüncü on yıllık başladı" demiştı.
Otuzuna basmanın bundan daha kötüm-
ser bir anlaümı olamaz diye düşündüm.
Ama dcdığı de doğruydu.
Eskımeyen anılar, fotoğraflar gibi, do-
ğum günlerinin de nostaljık bir ıçeriği olu-
yor çoğu kez. Yıllar geçiyor işte! Yaşın kaç
olursa olsun. başlangıçtan sona doğru yol
alıyorsun Bunu vegeçmişidüşünüp iki İca-
deh arasında bir parça hüzünlenmenin
kevfi de başkadır doğum günlerinde Hem
hüzünlenmenin tadını gayet iyi (hatta had-
dinden fazla) bilen bir haîka ait olduğumu-
za göre...
En önemlisi de doğum günlerinin, ilgi
görmemiz ve göstermemiz için mükemmel
firsatlaryaratmasıdır. Seni seviyorlar. sayı-
yorlar, varlığının başlangıanı anımsayıp
bu güzel günü seninle paylaşıyorlar. Yani
ilgi gösteriyorlar. Yalnızlığın giderek daha
büyük bir t,op!umsal ve psikolojik tehlike
haline geldiği günümüz dünyasında bunun
önemi azımsanajnaz bence.
Bunlardan dolayı unutulmamab doğum
günleri. Bir şekilde mutlaka kutlanmah.
Kendimize ve başkalanna karşı gösterdiği-
miz özenin bir parçası sayılmalı.
Üsteiik, kutlamadığımız her doğum gü-
nünün, sonuncu olma olasılığmın bulun-
duğu göz önüne alınırsa...
'eVI']rt R ı ı c *»rh*»ıılrlai*ın'l v a n l ı t n Dünyanın en büvük hazur yemek restoranları zinciri ola-
S Ciail n i l S Ç O C U K i a r U i a y a r a i l l l rak
kabu
l edilen McDonald's, Moskova'da önceki gün
üçüncti şubesini açtı. Rusya De>ler Başkanı Boris Yeltsin'in eşi Naina Ycltsin, Mosko>a'nın merkezindeki Arbat Sokağı"ndaki üçüncü McDonaM's
şubesinin açılışı sırasında, restoranın işletmecisi Gorge Cohan'dan Rıtsya'da çocuk hastaJıklannın tcdavisinde kullanılmak üzere 50 bin dolarlık v ardım
çekini aldı. Naina Yeltsin. McDonald's şirketinin. yeni şubesiııin yer aldığı tarihi bina> 1 yıkmayıp restore etmesini de şirketin Rus> a'nın değerlerine
gösterdiği sa\gınuı belirtisi olarak tanımladı. Yeni şubenin önünde Moskovalılarşarkılı, danslı kurlamalar yaptı.(Fotoğraf: REUTER)
Irlandamüziği
severmisiniz?"Güzel bır gün, öyle değil
mi?" Yaşlı adam gülümsüyor.
Dişlerinin çoğunu yıtirmiş.
"Evet. haklısınız" diyorum.
Hava kapalı. Atlantik Okya-
nusu, köpüre köpüre yüksek
kayalıklara vuruyor. Rüzgâr
kara bulutlan birdağıtsa. Sicım
gibi yağan yağmur az öncc dur-
muştu. Kruger Pub'ın bannda
Guinness birasını yudumlayan
adam, havadan memnun.
Yağmuru bol bır ülke İrlan-
da. Yeşilin her rengi var dağla-
nnda. ovalannda. Koyun ve
inek süriilen. göller ve ırmak-
lar, kaurtırnaklan ve rodo-
dendronlar (Alp gülleri) göz
alabıldiğıne.
Yaşlı adam konuşmayı sevi-
yor. Dunquinli olduğunu, ak-
şamüstü birasını hep burada iç-
tiğini söylüyor. "Irlanda ho-
şunuza gitti mi?" dıye soruyor.
GlengarrifTten Kenmare'e
giden yol, Caha dağlanru aşı-
yor. Deniz kıyısmda palmıye-
ler, tepelere yaklaşukça rodo-
dendronlar Lansdowne Lor-
du'nun yuzyıl önce Hımalaya-
lar"dan Irlanda'ya getirdiği bu
güzel bıtkınin her rengı doğada.
Pub (bar) yavaş yavaş dolu-
yor. Küçük kentin insanlan ak-
şam öncesi birasına geliyor.
Kadmı erkeği. genci yaşlısı.
Hepsi de neşeli. Gülüp konuşu-
yorlar. "Sizin oralar nasıl?" di-
ye yaşlı adam soruyor. "Ülke-
nizden son zamanlarda pek sık
CALWAY
AHMET
ARPAD
Dününgençliği '68 bahannı yaşayamadıOrkestra sustu. Rock'un coşturdu-
ğu binlerce genç durdu. Ve, salona
muhafazakar lider Aznar'ın girişiyle
yeniden coştıı gençlik, dalgalandı.
Rocklu bir seçim mitingi, gençler
için. Kazanacağından emin genç lider
söze başladı:
"İspanya'nm en önemli sonmu "
"İşsizliktir'', ya da "yolsuzhık"
diye tamamlayacaktı belki sözJcrini
lider. Ama genç bir kız çığlığı nokta-
iadı bu sözleri: "Feüpe Gonzalez'-
Daha birkaç gün önce, bir üniversi-
tede bir konuşma yapmak istcmişti
Başbakan Gonzatez. \uhalamalar
karşısında konuşamamış, üni>ersite-
yi terk etmek zorunda kalmıştı.
Genclik, sosyalizme karşı. Aynı
gençler, mitinglerinde Aznar'a kucak
açıyor, ".\znar'ın gençleri, bu-ra-
da!" diye tempo tutuyorlardı.
Feüpe'nin sos>alizminden başka
bir yönetim tanunayan gençliğin bü-
vük çoğunluğu oylannı Aznar'a ver-
di. İspanva gençliği kendini 'sağ' ola-
rak tanımladı.
"Değjşûn istiyonız!" dedi, gençlik.
Feüpe gitsin, Aznar gelsin. Sosy alist-
lergitsia, muhafazakariar gelsin. N'e-
rede ofanalı genclik? Nedir gençlik?
Eskiyi yıknıak mıdır, ne olursa olsun
eski? Sağda mı solda mı ounaİHİır?
Ya da herşeyin üsriinde mi? İçinde mi
toplumun. dışında mı?
İspanya'nm taze gençliği karşısı-
nda, "Ah nerede bizün duyarlı gençli-
ğimiz" diyor esküer. Nostalji içinde.
Gençliğini hiç yaşamadı ki Ispanya.
Bugünkü gençliğin boşluğu. dünün
gencüğinin Mayıs 68'i yaşayamamış
olmasından. Eksiklik bu. Tarihi bir
eksiklik. Hicbir zaman yaşaralama-
yacak.
Mayıs altmışsekiziiler bir devrün
yaratmadılar belki; ama istemlerini
dile getirdilcr, sokaklara taştı duygu-
lar, bağırdılar, »ar olduklannı duyur-
dular dünyaya. Fransa'dan Ameri-
ka'ya aynı frekansta çarptı ilkba-
harin yürekleri, aynı coşkuda buluş-
tular. Geçliğin gereğini, doğasını ya-
şadıiar.
Oysa takvimler 68 Vlaytsı'm at-
ladılar İspanya'da. 68 yılını. 6O'lı
yıllan da. Paris'teki gençlik kmlcımı
tüm dünyaya sıçrarken, İspanya'da
Franco du>arlannı aşamıyordu.
Gönlünce bağıramadı, coşama'dı, yü-
rüyemedi, koşamadı 68'in İspanya
gençliği. Bir boşluktur tarihinde.
"Fabrikalardan çıkan üç bes bin işçi
toplanır yüriimeye başlardık. Daha
yüz metre yürümeden nereden
çıktığını anlayamadığunız yüzlerce
polis tepemizde biter, vurur kırar
coplar, doldurur arabaya götürürdü
yakalayabildiğini" diyor 68'li Fran-
sisco Sancnez Ortega. Sorguy a suale
gerek yok elbette, altı aydan önce de
çıkmazdın. Cniversıteterde ögrend-
den çok polis. Amfilerde forumlar
yapılamadan, tartışamadan. düşün-
meden yaşanıian bastırümış bir genç-
lik.
GençUk boşluk değildir. Coşkudur
gençlik. İ topyadır. CManaksızi iste-
mektir. Karşı koymaktır.
Çılgınlıktır. Düzeni değtştirmektir,
daha güzel için. Altüst etmek,
kırmak, yıkmak. >iırmak değil, ama
devrimcilikrir. Sonnak sorgulamak,
aramak bulmaktır. Yoksa ne farkı
kalırdı gençliğin, çocukluktan ya da
yaşldıktan?
Sosyalizmin on yıllık baiayı içinde
büyüyen gençlik "olmazlar" aramı-
yor, 'ütopyalar' istemiyor şnndi.
Oysa gençlik, günün de gündemin de
ilerisinde olmaü, önünde obnalı top-
lumun.
Franco'nunki kadar ezici olmasa
da, ille de bir baskı rejimi mi gerekli
can katmak için gencliğe?
Felipe'yi bu seçünlerde işçiler, iş-
sizler. emeldiler kurtardı gibi. Ama,
yalnızca değişiklik olsun diye 'deği-
şira' isteyen bir gençlik geliyor yavaş
yavaş. 'Mayıs 68' ne demek bilmeyen
bir gençlik geliyor.
söz ediyorlar televizyonda."
Rıng of Kerry. Kenmare'den
başhyor. Tüm yanmadayı do-
laşıp, Killarney'e götürüyor si-
zi. fnsana Kilyos-Iğneada arası
kumsallannı anımsatan kıyılan
bomboş. En güzelleri Derryna-
ne yöresinde Ülkenın ünlü ön-
derlennden O'ConneD'm yirmi
yıl yaşadığı evin pencserelerin-
den, Atlantik Okyanusu'nun
dev gibi dalgalan kişiyi büyülü-
yor.
Avrupa kıtasının en batısın-
da Kruger Pub. Burada bam-
başka bir dünya var. Saatler
ilerledikçe insanlann neşesi ar-
tıyor. Barmenler bira yetıştire-
mıyor. Sakallı üç adam kalaba-
lığın arasından geçip, şömine-
nin yanında duruyor. "Irlanda
müzjğini sever misiniz?" Yaşh
adam bir bıra daha ısmarhyor.
"Hoşuma gıdiyor" diyorum.
Neşeli birmelodi başüyor. Flüt,
keman ve akordeon.
Mr. Moriarty'nin evi Dingte
Ko>Tu'na bakıyor. Bahçesınin
yeşili kayabklarda bitiyor. Evi-
nin bazı odalannı turistlere ki-
raya veriyor. Odayı saran Irlan-
da barok müziğj. yüksek pence-
relerden çıkıyor. Mr. Moriarty
ardatıyor, anlatıyor. Ailesinden
söz ediyor. Dört çocuğundan.
"Kızlar burada kalacak. Fakat
oğlanlar mutlaka bir yerlere
göç eder." Irlanda'da birçok
genç insan doğduğu topraktan
kopuyor. Dubb'n'e. İngiltere'ye
ya da Amerika'ya gıdiyor çabş-
maya.
Kate Kearney's Cottage'dan
yola çıkıyoruz. Dunloe tepesine
giden patika. üzerinde koyun-
lann otladığı yeşil çayırlar ara-
sından geçiyor.
Baileys"i yudumlayıp. İrlan-
da müziği dinbyorum. Pub'sız
düşüjiülemezdi bu ülke. tnsan-
lanna yemek-icrnek kadar
önemli. Eve gitmeli artık. Kapıyı
açıp dışan çıkıyorum.
Avrupa kıtasının en batı
noktası Dunquin. Okyanustan,
esen rüzgâr, tuzlu. Dev dalgalar
kayalara vuruyor. Nasıl da gü-
rültü çıkanyorlar. 4000 km'Kk
uzun yolculuktan sonra karaya
kavuştuklanna seviniyorlar.
NÂZIM HİKMET
KÜLTÜR VE SANAT VAKFI
Yaşama hakkı insanın en yüce ve
kutsal değeridir. Hiçbir sebep ya
da bahane bu değere yönelik
saldırıları haklı gösteremez.
Devletten Sıvas'taki olaylarda,
işlenen dnayetlerin faülerini ve
onları azmettirenleri en kısa
sürede saptayıp, hakettikleri
cezalara çarptırılmalarını
sağlamasını bekb'yoruz ve talep
ediyoruz.
T.C.
PERTEK TAPULAMA
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1974/775
KararNo: 1988/71
Da\aa Yadıgar Geçgel tarafından davalılar Hasan Özçelık ve
muştercklerı aleyhıne mahkemizdc açılan tapulama tespitine ıtiraz
davasının yapılan açik duruşması sonunda:
Davanın reddıne karar verilmiş. Pertek. Yenikoy Akbayır (Düz)
mevkiınde kaın 1700 nolu parselın davalılar adına tapuya tescilıne ve
masraflara daır 27.6.1988 tanh 1974 775esas, 1988,71 sayılıkarann
adresı bulunamayan Selvi Geçgel adma teblıgat yerine geçerli olmak
üzere ilan tanhinden ıtibaren 15 gün sonra teblığ edılmış sayılacağı
ılanen teblığ dunur. Basın. 49539
MALtYE VE GÜMRÜK BAKANLIGI
GÜMRÜKLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
STAJYER GÜMRÜK
KONTROLÖRLÜĞÜ
GİRİŞ SINAVI
Stajyer GOmruk Kontrolorlüğü Gıriş Sınavı'nın yazılı kısmı 7-8-9
Eylül 1993 tarihlerinde Ankara ve Istanbul'da yapılacaktır.
1) Giriş sınavına katılabilmek için isteklilerde;
a) Devlet Memurlan Yasası'nın 48'inci maddesindeki niteliklcri haiz
olmak,
b) Sınavın başlayacağı tarihte otuz yaşmı doldurmamış olmak,
c) Siyasal bılgiJer, hukuk, iktisat, işletme, ODTÜ, idari bilimler
ve iktisadi ve tıcari bilimler fakülteleri ile bu fakültelere eşitliği YÖK
tarafından kabul olunan yerli ve yabancı fakulte ve yüksek okullar-
dan birini bitirmiş bulunmak,
d) Gumruk kontrolorluğünün gerektirdiği karakter ve niteliklere
haiz olmak, (bu busus yazılı sınavı sınrası yapılacak soruşturmalarla
tespit edilir.)
Şartları aranmaktadır
2) Yazılı sınavı başan ıle kazananlar ve haklarında yapılacak so-
ruşturmalar sonucu olumlu bulunanlar, Ankara'da sözlu sınava ta-
bi tutulacaklardır.
3) Sınava girraek isteyenlerin 20 Ağustos 1993 günu mesai saati
bitimıne kadar MaJiye ve Gumriık Bakaniığı Gümruk Kontrolörleri
Birim Başkanlığı (Ulus/Ankara) adresine başvurmaları ve dilekçele-
rine hangi şehirde sınava girecekleri hususunu belirterek ayrıca aşa-
gıda kayıtlı belgeleri de cklemeleri gerekmektedir.
Posıa yolu ile yapılacak bajvunılarda, postadaki gecikmelcr dık-
kate alınmayacaktır.
a) Nüfus cüzdanı aslı veya noterden onaylı Crneği
b) Kendi el yazısı ıle özgeçmiş bildirimi,
c) Askerlik görevini yaptığını veya sınav tarihindr irtelenmiş bu-
lunduğunu gösterir resmi belge,
d) Yüksek öğrenım bilinne belgesi, diploması veya noterden onaylı
örnegi,
e) Sağlık durumunun, yurdun her yanında oturma>a v»yolcuîuk
vapmaya elverişli olduğuna dair tam teşekkullu resmi hastaneden alı-
nacak saglık kurulu raporu, (bu rapor, ya
7
ilı ve sözlü sıuav kazanıl-
dıktan sonra da verilebilir.)
0 Doğruluk belgesi, (Cumhuriyet Savcılığı'ndan)
g) Altı adet (4.5x6) boyutlarında, "csikalık fotofraf.
h) Yazılı sınava nerede girmek istedıklerini (Ankara ve Istanbul)
belirtir dilekçe,
4) Giriş sınavı konularıyla, gümruk kontrolörluğu hakkında genı>
bılgi almak ısteyenler, Gümruk Konlrolorler Birım Başkanlığı'na şah-
sen veya mektupla başvurauilecekleri gibi İstanbul ve Izmır'deki Gum-
ruk Kontrolörleri Grup merke*.;erınden clc aynı bilgıleri alabılırler
İlan olunur. Basır 33392
İLAN
HENDEK KADASTRO
MAHKEMESİ
EsasNo 1989 '219
KararNo: 1993-84
Davacı Orman Idaresı vekıh taraTın-
dan davalı Bekır Akıcaaleyhineâçılan
tespuc ıtiraz davasında venlen karar
davalı öldüğûnden. bır kısım dafailı da-
vaiılara da teblıgat yapılamamış oldu-
ğundan.
Hendek Hamıüi köyû 4140 m
2
mık-
tanndakı koruluk vasfındaki 134 nolu
parsehn davaa Oman ıdaresının da-
vasom kabulü ıle kavdın ıptaline ka-
rar venlmiş, dahıb davablardan Ya-
kup Akıcı, Fauhe. Nagilun. Rııhan.
Revhan, Büfent Akıa ıle H Hüsnû
Kebup e>ı Semılu Kebap'a karar ıla-
nen tebbj olunur. 27 5.1993
SHP-polis işbiriiği v* bir yargınz infaz daha!
(
CazloamaniNişada Devrim M*hm«t Eroğlu v*
Yüksel Güneysel "20 saniy»d* ölü «I* geçirfl<fl«r"
J Yenilenmeden partiyi kazanamayız
Q Işçiler, kamu «mekçileri v* öğr*ncll*r Ankmra'ya
yürüyorlar...
J Kûrt halkına kardeşlik ellmizi uzatalım
• Mesut Yılmaz'ın "unuttuklannı" biz unutmaAk...
Lice'de köy boşaltma ve göç polltikası...
-J Partileşme sürecinde kolektif üretlm
J Haftalık gazetemiz bir yılını doldurdu... Merkez
büromuzdan alınanlar hala gözaltında
• SDB lerin yapısı, işleyişi ve bazı kurallar... "Bize Ölüm
Yok"... El kantanndan saatli bomba... ABD Irak'ı üçüncü
kez bombaladı... Karadeniz'de fuhuşa karşı kampanya...
Turbo Filtre işçileri kazandı... Kağrthane direniyi sürüyor..
İLAN
T.C.
HENDEK KADASTRO MAHKEMESİ
EsasNo: 1988/19
KararNo: 1993/21
Davaa Orman İdarcsı vekili tarafından davalı Mehmet Akkurd
aleyhine Hendek Hallaç köyü 1917 nolu parselin orman tahdit ko-
mısvonuna ıtiraz davasında 30.3.1993 tarihli kararla davacı orman
idaresının davasının husumetten reddine (Mehrnet Akkurt'la ilgısi
bulunmadığından) daır karar verilmiş. davalı semtı meçhufc gıttiğın-
den davalıya ılanen teblığ olunur. 30.3.1993
Basın: 49541
T.C.
AKSARAY 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
990/13
Davacı Süleyman Emlik tarafından davalılar Galip Geçsöyler
ve arkadaşlan aleyhine ikame olunan tapu ıptali ve tescîl davasının
ara karan gereğince'
Dahıb davalılar Mustafa Geçsöyler ıle Hılmı Geçsöyler adına çı-
kartılan davetıyelenn bıla ıkmal ladeedıldığı ve adreslenrun de meç-
hul olduğu anlaşıldığından kendilerine ılanen teblıgat yapılmasına
karar venlmiş olmakla adı geçen davalılann 20.9.1993 gunü saat 11.
20"de mahkememız salonunda hazır bulunması veya kendılenni bir
vekıl ıle temsıl ettırmeleri hususu davetiye yerine kaim olmak üzere
ılanen tcbliğ olunur. Basın: 49512
İLAN
T.C.
DOĞUBEYAZIT ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
Sayı: 1989/85 Esas
Davaa Haa Şahin'in davalılar Ali Oztürk ve arkadaşlan aleyhine
açtığı men'ı müdahale davasının yapılan açık yargılamaa sıraanda
Doğubeyazıt ilçesi Karaburun köyû nüfusuna kayıtlı aşağıda ısımleri
yazılı şahıslann tüm aramalara rağmen adlanna dava dilekçesi ile da-
hıli dava dilekçesi tebliğ edılemediğinden ve duruşmada haar bulun-
madıklanndan ilanen tebliğ yoluna gidilmış olup aşağıda açık kimlik-
len yazılı şahıslann dava dilekçesi ile dahıli dava dilekçesi tebliği
yenne geçerlı olmak ûzere ve dunışma günü olan 17.09.1993 tarihin-
de mahkemede hazır bulunmalan ilanen tebliğ olunur.
Davalılann kimliği:
I- Hahme Özturk. Hüseyin kızı, Doğubayazıt Karabunın köyûn-
den, 2- Selahattin Öztürk, Resul oğlu, Doğubayazıt Karaburun kö-
yündea 3- Habibe Öztürk. Resul oğlu. Doğubayazıt Karaburun
köyünden, 4- Güllü Öztürk. Resul kızı, Doğubayazıt Karaburun kö-
yunden, 5- Murat Öztürk. Resul oğlu, Doğubayazıt Karaburun kö-
yünden. 6- Fatma öztürk, Resul kızı, Doğubayazıt Karabunın
köyünden. 7- Nuran Öztürk. Resul kızı, Doğubayazıt Karabunın
köyünden, 8- Muhacır öztürk, Resul oğlu. Doğubayazıt Karaburun
köyünden, 9- Meün Öztürk, Resul oğlu, Doğubayazıt Karaburun
ko>ünden. 10- Çetin Öztürk. Resırt oğlu, Doğubayazıt Karaburun
ko> ünden. 11 - Hatun Aydoğan, Resul kızı, Doğubayazıt Karaburun
kövünden.
Basın: 49440