Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ1993 PERŞEMBE
2 OLAYLAR VE GORUŞLER
Basın, anayasa çerçevesinde tutsaktır!
Ne var kı sıyasal parülenmız, yıllar yılı anayasanın çağdaş bır
konuma getınleceğını durmadan yıneledıkJen halde, bugüne değın
ancak bır maddesını guçlukJe değıştırebdmışlerdır
Dr.M. İSKENDERÖZTURASLlHukukçu
Y
anndan sonrakı 24
Temmtız Cumartesı
günu. basın bayramı
Lozan Antlaşması'nın
da 70 yıldonumu
Turk basının ozgurlu-
ğe, Turk ulusunun bağımsizlığa ka-
vuştuğu böyle bır gunde, ne >aak kı
gonül rahatlığı ıçınde bayram vapa-
mayacağız Ulkemızde duşunce basın
ve anlatım ozgurluğu olmadığı gıbı
can güvenlığı de yok Bıryaayazacak
va da bır kıtap yayımlavacak olsanız,
cezaevıne gıtmekten zor kuıtanrsmız
kendınızı Bır konuşma vapacak olsa-
nız, yobazlığın kara gucu sızı otel oda-
sında bıle yakalar, yaşam hakkınızı
alırclınızden Kentlen. sokaklan otel-
len ateşe venr Ne yapacağınızı bıle-
mezsınız
l Meşrutıyet Anayasasf nın 12 mad-
desıne göre "matbuat kanun daıresın-
de serbesttır " O gunlenn ozgurluk
anlayısı, böylesıne kaypak bır tumceyı
bulupçıkarmışürortaya "Basın yasa-
lar çerçevesinde serbesttır demek,
basın özgurluğunun kısıtlanabıleceğı-
nı önceden benımsemek demektır
Bunun başka anlamı voktur Nıtekım
uygulama bu doğrultuda yurumuş
I876'dan sonra orta>a çıkan sansur
kurulian, baskıcı ve yasakçı bır sıstem
oluşturmuştur yurdumuzda Yasalar
ve buyruklarla susturulmuştur basın
organlannın sesı
24 Temmuz l908"de ılan edılen 2
Meşrutıyet. bu sansur kurullannı da
kaldırdığı ıçın. daha sonrakı vıllarda
'Basın Bayramı' olarak kutlanmıştır
24 Temmuz'lar Ne \ ar kı 2 Meşrutı-
yet Ana>asası nda da ""matbuat ka-
nun daıresınde serbesttır' yargjsına
>er venlmıştır Bu nedenle çok geçme-
den venıden hortlamıştır sansur Sus-
sun dı>e vıcdanına vumruklar ındınl-
mıştır basın adamlannın Iktıdar
partısının kışkırtmalanyla gazetecıler
oldurulmuştur sokak ortalannda
1924 <\navasası da basın ozgurluğu
açısından Meşrutıyetanayasalanndan
farksızdır Bu anayasanın 77 madde-
sıne gore "basın vasalar çerçevesinde
serbesttır" Bu maddeye dayanan sı-
yasal ıktıdarlar, her donemde basının
sesını kısmak ıstemışlerdır Bakanlar
KurulıTna gazete kapatma yetkısı ve-
nlmış, telefon buyruklanyla haberler
çıkanlmış sutunlardan Duşunen ve
duşuncesını açıklayan ınsan sakıncalı
sayılmış. en ufak bır tehlıke karşısında
de\let yonetıcılen "vıdalan sıkmak ve
ozgurluklerı kısıtlamak" yoluna baş-
vurmuşlardır Bır ılen, bır gen gıdıl-
mek suretıvle bugunlere ulaşılmıştır
1960 larda ozgurolan basın, Î970'ler-
de tutsaktır 1980 lerde ıse sıvasal ıktı-
dann ovuncağıdır
Dunyanın en guzel anayasalanndan
bın olan I961 Ana>asası. açık\ekesın
bırdille" basın ozgurdur sansuredıle-
mez demıştır (m 22) "Gazete veder-
gıler kapatılamaz Ancak mahkeme
karan ıle toplatılabılır ve kapatılabı-
lır ' yargısını getırmıştır (m 2^) Ama
1971 )ilında vapılan bır değışıklıkle
mahkemelerden başka mercıler e
gazete toplatma yetkısı venlmıştır
1982 Anavasası ıle de basın ozgurlu-
ğune büyuk bır darbe v urulmu^ gaze-
te toplatma yanında "gecıkmesınde
sakınca bulunan hallerde tedbır volu
ıle vetkılı mercıler tarafından dağıtı-
mın da engellenebıleceğY kabul edıl-
mıştır
Artık basın yasalar çembennde ozgur
değıl, anayasa çerçeveMnde tutsaktır
Gazete. kıtap ve dergılenn basılması.
dağıtılması ve satılması vasaklanabıl-
mektedır Bovle bır uyguİama. sansur-
den başka bır şey değıldır Oysa çağ-
daş dunya çeşıtlı eğılımlenn bır arada
yaşadığı, değışık duşunce ve goruşle-
nn korkusuzca so>lenebıldığı bırdun-
yadır Her kışı ıstedığı gıbı duşunecek,
ıstedığı şe>e ınanacaktır Duşunce ve
ınanç ozgurluğu demokrasının temel
ılkesıdır Ozgurluğun guvencelen ıçın-
de en kesın ve ınanılır olanı da basın
ozgurlüğudur
Ozgur ınsan ozgur bır ortamda yetışır
Eğıtım, basın ve vaşam ozgur olacak-
tır Başkalannın duşuncesıne katlana-
bılmek ıçın ozgurluğu tanımak ozgur-
luğu sevmek gerektır Ozgurluğu
sevmeyen. ozgurluğu ozumsemeven
bır toplumda hoşgoru değıl. bağnazlık
egemendır
2 Temmuz 1993 gönu Sıvas ta meyda-
na gelen sovkınmın nedenı bağnazlık-
tır Bu korkunç ola>ın gerçek sorum-
lulan. yıllardan ben dev let elıyle çağdı-
şı bır eğıtım polıtıkası uvgulavanlar-
dır Ataturk ılkelennı rafa kaldınp.
çağdaş, uvgar ve ulusal eğıtım polıtı-
kasından avnlanlardır O> toplama
amacıv la halkın tertemız dın duvgusu-
nu somurenlerdır asıl suçlular
Aklımızı başımıza toplavıp Ataturkçu
eğıtım polıükasına donmedığımız tak-
dırde, bu gıbı ola>lar yakamızı bırak-
mavacaktır Bu gerçeğı anlamanın
zamanı gelmış ve geçmek uzeredır
Direniş, sonunda aşıldı
Gozlenmi7i bır an ıçın vırmı yıl on-
cesıne çevırelım Yıl 197Vtur Zama-
nın sıvasal ıktıdan basın ozgürluğunu
bıraz ddha kısıtlamak ıçın bır vasa ta-
sansı hazılamıştır Ne var kı bu tasan.
Turk basınınınvedemokratıkkıtleor-
gutlennın dırenışı karşısında vasalaşa-
mamıştır Basın bavramlannın kutla-
nama>acağı yolunda kararlar alan
basın organlannın olumlu ve onurlu
savaşımı. sı>asal ıktıdan olduğu verde
durdurmuştur Ama. 1980 lerde ba-
sınla bırlıkte tum demokratık kıtle
orgutlennın susturulması sonucunda.
basın ozgurluğu once anayasa. :>onra
da yasalarla kısıtlanmıştır Bu nedenle
bugun ulkemızde gızlı bır sansur uv-
gulaması vardır Ihtıvatı tedbır volu ıle
vazı dızılen vasaklanmakta telefon
bujruklanvla dergıler kapatılmakta-
dır Çızılen kankaturlerden hoşlan-
mayan sıyasal ıktadarlar, mızah dergı-
lennı toplatmakta, mustehcenlık
savlanyla fılm göstenlen durdurul-
makta. televızyon dızılen yayımdan
kaldınlmaktadır Bır kıtap hakkında
DGM'de ayn. genel mahkemelerde
ayn, ıkı dava açılabılmektedır Gaze-
tecılere v uzlerce yıl hapıs mıl>onlarca
hraya ulaşan para cezalan venlebıl-
mektedır Kıtaplar yakılmıştır devlet
elıvle Ve kıtaplann yakıldığı bır ulke-
de ınsanlann da vakılabıleceğı hıçbır
zaman duşunulmemıçfır
Bunca olumsuzluklara karşın sıva-
sal ıktıdarlar her donemde basın oz-
gürluğunun varlığından soz etmışler
muhalefet partılen ıse bunun terstnı
savunmuşlardır Gun gelmış muhale-
tetJer ıktıdar. ıküdar partısı muhalefet
olmuştur Bu kezsavlarla savunmalar
verdeğıştırmıştır
Sonuç
19 Kasım 1991 gunu ımzalanan 1
Koalısvon protokolunde. "Hukumet
çağdaş akım ve gelışmelere paralel bır
basın ozgurluğu anlavjşını kesınlıkle
oluşturmak ve uygulama)a koymak
karanndadır ' denılmesıne karşın 600
gun ıçınde bu yolda tek adım bıle atıl-
mamıştır 28 Hazıran 1993 tanhlı 2
Koalısvon protokolunde ıse "basın
özgurluğunun onundekı engellen kal-
dırmak karanndavız' tumcesıne ver
venlmıştır Ama uygar ve çağdaş bır
basın vasasına ne zaman kavuşacağı-
mız bellı değıldır Çunku bunun ıçın
once anavasanın değışmesı gerekmek-
tedır Ne var kı sıyasal partıenmız. yıl-
lar vılı anavasanın çağdaş bır konuma
getınleceğını durmadan vıneledıklen
halde. bugune değın ancak bır madde-
sını guçlükle değıştırebılmışlerdır
Yanndan sonra basın bayramıdır
Ama Turk basını bayram yapacak du-
nımda değıldır Unutmayalım kı oz-
gur ınsanı yaratacak olan. ozgur basın
ve ozgur eğıtımdır 2000'lı yıllann eşı-
ğınde basını ozgur. egıtımı ozgur. ınsa-
nı özgür olmayan bır loplum konu-
munda bulunmak, hepımızı kara kara
duşundurmelıdır
ARADA BIR
VEDATGUNYOL
Geçmişin Kara Inadı
Hûseyın Rahmı Gurpınar Kadın Erkekleşınce adlı ro-
manında, kışılerden bırını şoyle soyletır Geçmişin ka-
ranlık ınadı, kendı karanlığı ıçınde boğulacaktır
Bu, cumhurıyet donemınden az oncesı ve cumhurıyet
dönemı ıçın geçerlı olan bır saptamadır Ne var kı ara-
dan bunca yıl geçtığı halde bu saptama yerlı yerını bula-
mamıştır Son Sıvas olayları bunu geçersız kılan bır
eylem gosterısıdır Goethe, Hıçbır şey eyleme geçen
cahıllık kadar korkunç olamaz" derken yıllar oncesın-
den Sıvas olaylarının ığrençlığını haber vermış sankı
Neyse, bunu bırakalım da şerıatçılık-laıkhk çatışması-
nın özune bır goz atalım Son gunlerde, Goethe nın dost-
larınayazdığımektupları, MelahatTogar ın guzel cevırı-
sınden okuyorum Goethe, bılıyorsunuz, Şark Dıvanı'-
nda, Islam dınıne dolayısıyla da Kuran'ın ayetlerıne
eğilmıştır tkı ayrı mektubunda Kuran'dan bır sureyı dılı-
•nedoluyor Sure şoyle ' Ben (yanı Tanrı) ınsanlara ken-
dı dillerını konuşan peygamberler gonderdım " Buna
göre, Muhammet Peygamber, sırf Araplara gonderılmış
oluyor
Şark Dıvanı nda Goethe ayrıca şunları soyluyor (Tanrı
Muhammet'e seslenerek) "Sen Arap olduğun ıçın, bız
de bu Kuran'ı Arapça ındırdık ' Buradan yola çıkarsak
dıyebılırız kı, Musa ıle Ibranıce Isa ıle once Yıddışçe,
sonra Latınce konuşanlara ındırılmış oluyor dın kıtapla-
rı Şımdı ınsan merak edıyor Tanrı ıle goruştuklerını
ılen süren bu peygamberler onu nasıl gormuşlerdır?
Bunlardan yalnızca Musa Peygamber, o unlu On Buy-
ruk'u Tur-ı Sına da Tann'dan aldığını ve Tanrı nın kendı-
sıne sadece bır ışık ola
r
ak gorunduğunu ılen suruyor
Demek, Tanrı denen yuce varîık peygamberlere sade-
ce bır ışık, bır esınleme olarak gorunuyor yanı ıçlerıne
doğuyor, eskıdeyımle, bır 'ılham kaynağı oluyor
Bir de şu var Nasıl oluyor da Kuran, Incıl Arapça ve
Latincekonuşmayan toplumlara da mal edılıyor? Işınte-
melınde, toplu tufeklı, tepeden ınme somurü, dunya
egemenlığı tutkusu var
Kara Afrıka ulkelerınde. Hırıstıyanlaşmış ulkelerde,
Isa Peygamber
1
ın çarmıha gerılmış kara derılı bır ınsan-
la temsıl edılmesme ne dersınız
9
Çunku isa, onlarca
kara derılı olabılırdı ancak
Bakıyorum da, 7-8 yaşındakı kızlı erkeklı çocuklara
Kuran'ı ezberletıyorlar, zavallıcıkların belleklerını har-
cayarak ve ses uyumundan başka bunun ne yararı ola-
cağını hesaba katmadan Anlamadan soyutlanmış olan
bu ses uyumu (neredeyse melodı dıyecektım) bu konu-
da birincı derecede bır onem kazanıyor Şoyle kı, Arap-
ça, bellı bır ses uyumuyla, yınelene yınelene kulağa hoş
gelen bır ses coşkusu yaratarak, ınsanları vecde getıre-
bıliyor, yanı kendınden geçırebılıyor Bu konuda, oku-
muş yazmış, yetışkın ınsanlar bıle tokezleyebılıyorlar
örrteğın, genç, bayan başbakanımızın Arapça ezan se-
sını duyunca kendınden geçmesıne ne dersınız? Ataturk
donemının Turkçe ezanı onu huşua vardıramaz, yanı
gonlünu korkulu bır saygı ıle dolduramazdı Cunku, ku-
lağı Arapça'nın tınılarıyla doluydu Demek ıstıyorum kı
yınelene yınelene kulağa hoş gelen ses uyumu, 7-8 ya-
şındakı çocuklar kadar, yaşını basını almış ınsanlarda
da etkılı oluyor işte, "dazlak kafalı şerıatçılarımız bu
durumdan yararlanıp duruyorlar
•••
Butun bunlar bır yana, bız donelım geçmişin karanlık
ınadına Bugün şenatçılık adına, laık cumhurıyetımızı
düşünce ve vıcdan ozgürfuğunu yok edıp bızı geçmısın
karanlığına goturmek ıstıyorlar Huseyın Batuhan, bu
konuyu ele alıp soruyor ve şoyle dıyor ' Kendı vıcdanla-
rını dının yalnız dogmalarına değıl, basıt gorgu kuralları-
na bile tutsak etmeyı 'vıcdan ozgurluğu' sanacak kadar
düşünce fukarası olan bu ınsanlar nerede yetışmıştır'?
Nerede yetışmış olabılır, bınlerce Kuran kurslarından,
jmam hatıp okullarından başka'
Menderes-Celal Bayar ıkılısının bıle bıle oy koparma
kumazlığı ıle strtını sıvazladıkları şerıatçılığın yontemı
ItaJyan romancı Pavese'nın deyışıyle ınanılmaz şeylerı
gerçekmiş gıbı anlatmaktır Bu konuda haylı başarı ka-
zandıklarını son Sıvas olaylarında gorduk Ama, kotum-
serlığe kaptlmamıza neden yok Asım Bezırcı nın topra-
ğa verıldığı gunku, yuz bını aşkın genç yaslı laık ınsanı-
mızın gostenlerı, geçmişin ınadını kendı karanlığında
bogabılecegımızı gun ışığına çıkarmıs bulunuyor
TARTIŞMA
Altınpark ve değişim
S
HP Genel
Başkanlığına aday
olarak. sosyal
demokrasıde.
değışım ruzgarlan
estıreceğı sanılan
sa>ın Murat Karayalçın.
Ankara"nın parklannda da
yenı bırdeğışımı başlatmıştır
Geçtığımız gunlerde, bujuk
reklam kampanyalan ve
konserlerle açıüşı yapılan
Altınpark, genış beton yollan
vejoplu güvenlık gorev lılen ıle
bu anlayışın ılk orneğını
oluşturmaktadır
Öyle anlaşılıyor kı Altınpark,
dınlenıp. sennlemek ısteyenler
ıçın değıl. kızgın ve çıplak beton
zemınler uzennde yurüyüp,
guneş ışınlanndan maksımum
derecede vararlanmak
ısteyenler ıçın yapılmıştır
Çunku vıllardıryapımısuren
bu parkta henuz gölgesınden
yararlanabıleceğımız bır tek
ağaç bıle bulunmamaktadır
Bu halı ıle bızce otopark
olmayadaha uygundur
A>nca sakın ola kı parkta
kurallara aykın bırdavranışta
buiunmayın. çunku heran
kafaruza bırjop yeme olasılığı
vardır 12 EyluPden sonra
toplumun gunderrunde yoğun
bıçımde yer alan 'jopla duzen
sağlama' edebıyatının. sosyal
demokrat turevı. Altınpark'ta
yenıden halkan hızmetıne
sunulmuşbulunmaktadır Bu
a>nı zamandajopla yakından
tanışmış ınsanlann da geçmışe
olan ozlemını gıdermektedır
Parkın gınşınde "çımlere
basmak y asakür" lev hasmı
gormemek sakın sızı
şaşırtmasın Bunun anlamı.
çımlenn uzennde yatıp
dınlenebıleceğınız ya da
köpeğınızle oyTiayabıleceğınız
değıldır Bunun tek bır nedeni
vardır Oda
basılacak herhangı
bırçımınolmamasıdır Ama,
eğer kendınızı çok fazla saf
hıssetmczsenız 70-80
metrekarehk bır havuz
koşesınde balık tutup vakıt
geçırebılırsınız
Ankara"nın
"çağdaş" beledıye
başkanından. daha az çağdaş,
eskı günlerdekı gıbı bol yeşıllı.
tahta banklı, ığde ağaa kokulu
"parklar" bekbyoruz
SerimDeniz
Sıvas katliamının ardından çağn
S
ıvas'ta sanatçı ve
aydınlanndındın
yakılmalanndan
sonra, dın dın
yakılan sanatçı ve
aydmlann vakınlan.
ılenaler, ınsanseverler.
demokratlar devnmaler kan
ağlarken, demokrasıyı butun
kurumvekurallanvla
kuracağızdı>en hukumet ve
sempatızanlan "maşallah"
duğun bayram edıvorlar
ağızlan kulaklannda
Bursa'nın " Yeşım Tatıl
Sıtesı"ndekı on mıl>arlık nışan
torenjnj 11 temmuz gecesı
TV"de ızleyeme>enler, sanınm
12 temmuz gunlu gazetelerde
gormüşlerdır
Evet. ınsan gorunümündekı
yabanıi yaratıklar. lumpenler
"halk"tan sayılıyorlar, dın dın
\ aktıklan. dumandan
boğduklan, oldurmek ısteyıp
de her nasılsa bır şans sonucu
kurtulan nıce nıce a> dınlar,
mağdurlar suçlanı> orlar Bu
ülkenın yuz âkı Azız Nesın,
kışkırtıcılıkla suçlanıyor
1977'nın 1 Mayıs Bayramı
Katlıamı. 1979 Mayıs Katlıamı
da mı \zız Nesın'ın
kışkırtmasıy la olmuştu''
Sanatçılar. avdınlardın dın
vakılırken TC
Cumhurbaşkanı. "Devletle
halkı karşı karşıya getırmeyın"
ıletısıvenvor HangT'halk"
Tann aşkına1
L nutmasınlar kı.
bu gıdışle o gozu dönmuşler
yann kendı kapılanna da
dayanacaklar.devletıyıkma
gınşımıne kalkacaklar Bundan
"hıç kuşkulan olmasın'
"Gazanızmubarek olsun'
ımıvlesaldıranlaracoşku veren
beledıve başkanı. canını
kurtarma çabasında 78
yaşındakı \nz Nesın'e saldıran
beledıvemeclısı uyesı
suçlanmıv or da, Âzız Nesın'e -
ondan ozurdıleyeceklen verde -
kışkırtıcılık >aptı dı> orlar
Turklenn "barbar" olduklannı
savlayan Batıhlara, Sıvas
Katlıamı ıleyobazlann verdığı
kanıtm utancını yaşayan
sanatçı, yazar, şaır, aydın,
ılencı, demokrat, sosyal
demokrat, Marksıst herkesın,
hery urtsevenn genış bır
cephede mutlaka bırleşmelen
gerekmektedır Hıçbır
bolunguye y uz v enlmeyerek.
azıtmış şenatçılara ve
destekçılenne karşı bankat
kurup laık cumhunyete sahıp
çıkılmalıdır Ilkvapılacakış
budur' Çeşıtlı orgutlenmeve
eylemlerle laık demokrası
yanlılan genış bırcephe
oluşturarak. laık cumhunvete
sahjp çıkmalıdırlar Laık
Sıvas ellerinde sazım çalınır
ZELİHAKARAKAP
de
MECİTDEMİR
evlendıler
21 7.1993 Baktrkoy Evlendırme Daıresı
S
ıvasyoresınınbır
turkusu "Kul olayım
kalem tutan ellere"
der Cumhunyet
tanhının anılarla
yuklübukentınde
"kalem tutan eller" kul oldu
Asım Bezırcı'nın, Behçet
Aysan'ın, onca ınsanın
kıyımına yanarken. bu kıv ımın
eşığınden kıl payı kurtulanlara
sevinırken, aayla sevınç gıbı ıkj
uç duyguyu ay nı anda yaşadık
Tek varsıllığı duşunsel uretım
olan, dılımızın bu sevgılı
emekçılennın. tum
sanatçılann. tum yıtıklenn anısı
onunde saygıyla eğıby oruz
Yıtıklenmıze>anar,
kurtulanlan kucaklarken,
kendı kendımıze
konuşuyormuşuzgıbı bır
rahatsızlıkyaşıyoruz Bır
yandan da devlet buyuklennm
demeçlennı şaşkınlıkla
ızlıyoruz
Kımı buyuklenmızın
bır ulusu ulus yapan oğelen
kanştıracağına ınanmak
ıstemıyoruz Geldıklen
orunlara oturmadan once
"LaıkCumhun>etılkelenneve
Atalurk devnmlenne bağlılık'
andııçenlenn buantdışında
' laıklık"tensozetmeyışlennı
anJamıyoruz Kendı
varhklannın ve orunlanıun bıle
'laıklığın, Ataturk
devnmlennın" guvencesınde
oluşunu goremeyışlennı
algılamıyoruz "Dıl"ıle"dın
bırlığı' arasındakı aynmın ve
tanımlannın yuzyılımızda
kanştınlabıleceğını
duşunemıv oruz Çağdaş bıiım,
sanat ve teknolojıdekı
gelışmelere açık bır dılın vedıl
bırlığının. toplumJanyaratıcı.
uretıcı kılacağını görmezlıkten
gelmenın a>Tnazlık olduğunu
göruyoruz Ozgur duşunceye
saygının temelınde her turlu
uretıcı varatıcı. tartışma ve
bılgılenmenın v ar olduğunu
anlatamıyoruz Ataturk
dev nmlennın ozumsendığı laık
eğıtım dızgelenne su, ekmek
gıbı gereksınım duyulduğunu
kavratamıyoruz
Bır an once
yaşama geçınlmesı gereklı bu
ılkelenn, ozgur duşunceyı
kokleşüreceğını. elbette ınanç
ozgurluğune saygıyı da
belırgınleştıreceğını,
anlamamakta dırenıyoruz
Butun bunlan soylerken.
hepsının çağdaş bıreğıtım
dızgesıyle yaşama bıçımıne
donuşebıleceğını goremıvoruz
Bır kısırdongu ıçınde
aydınlanmızın, bılım, sanat
adamlanmızan kıyımında. yok
oluşunda salt "uzuntulenmızı"
dılegetınyoruz
L zuntulenmızse ne onlan gen
getıny or, ne yenılennın
kı>ımına engel olabıli) or ne
kara ellen durdurabılıyor
Ataturk'un Çankayası
ulusumuz ıçın en sav gın
orundur Devnmlennışığı
oradan tum ulkeyevayılmıştır
TBM M de ulusumuz ıçın tek
guvencedır 1993Turkıyesı"nde
bu orunlarda. hem de "laıkhğe
ve Ataturk devnmlenne' ant
ıçerek oturmanın kolay
olmaması gerekır Çunku
Samsun'dan başlayan
Erzurum, Sıvas'tan,
Ankara ya
ulaşan bıryolla Kurtuluş
Savaşı nın ateşını \akan
TBMM yeguvenmek
hukukun ustunluğune
sığınmak, bılım ve sanatın her
turlu polıtıkanın ustunde
oluşuna ınanmak zorunda>ız
Bu a>dın kıyımmın acısını
elbette bu orunlarda oturanlar
daduyuvordur Acısını
duymakyetmıyor,
sorumluluğunu taşımak
gerekıvor Sekızsaat suren
'Bızıkurtann 'çağnlanna
'çaresızlık" ozur olamaz İnsan
aklmın tum ıncelıklennı taşı>an
cumhunyete sahıp çıkmayı
hükümetlerden beklemekle pek
bırşeyeldeedılmıyor Dahası
duşlemdır
1
Şunu unutmayalım 40>ıü
geçkın bır süredır, tum sağa
ıküdarlar, laıklık duşmanlanna
ödun vere vere bızı bu noktava
getırdı Bugun camıler, sıyasal
eylem merkezlenne
donuşturüluyor Laık devlet
duzenı orgütlu bır bıçımde
yıkılmayaçalışıhyor Pek çok
guç bır donemden geçıy oruz
Şenat guçlen laık dev leun
duv arlannı yıkma> a
hazırlanıyorlar, v ar güçlenyle
AjTnazlığa paydos
1
BehzatAy
teknolojı sekız saat suskun
kalabılır mı
0
O Asım Bezırcı. O
Behçet Aysan kı. onlann kuş
kadar telıf ucretlennden
"Savunma Sanayı Destekleme
Fonu"na pay kesılır Ama o
"savunma sanayıf'kı, onlan en
ağırkufürlerden, taştan
sopadan ve ateşten
kurtaramadı
Yuzyılımızda
bo>lebır"olum
nedenı' kımeyakışır bo>lebır
olum nedenını hangı akıllar
alır, hangı yurekler taşır*1
Insanı
dın dın yakıp kul etmek. ınsanı
y ok etmek hangı anlayışa,
hangı dıne, hangı duşunceye
yaraşır
9
Bunun bır ozru,
açıklaması olabılır mı, salt
uzulmek, başsağlığı dılemek
ınsan "aczı"nın gostergesıne
donuşmedı mı°
Sıv as'ta "kalem tutan eller"e
olum uzandı. olümün acımasız
elı kımını yakaladı. kımıne
ulaşamadı
Sıvas'ın turkulen
ağıt olmayacak. "madımak"
her bahar ve her yaz ustundekı
kanı yağmurlarla vıkavacak
Kul olalım kalem tutan ellere
Sevgi Özel
PENCERE
Emip Demiri Keser,
Hkri DeğiL.
Nadır Nadı sureklı dınlerdı
Bıldıklerını kendısıne yıneleyen kışılerı dınlemekten
bıkmıyor muydu?
Nesabır?
Kımı ınsanın ıkı saatı var, bırı kolundakı saat, otekı ta-
rıhsel saat Ikı takvımı var, bırı guncel takvım, ıkıncısı
tarıhsel takvım An ıle sureç kapsamında zamanı bölup
çarpmasını bılen kışı sabır taşına donuşebılıyor
Başyazar Nadır Nadı, geleceğe bakış açısında dıngın-
dı
' - Kısa donem ıçın tyımser değılım, uzun bır surede
aydınlığa kavuşabılırız
Kımı zaman da bunalır, yaptığı ışı kuçumserdı, bır ya-
zısında
' - Benım ıçın demıştı "bır gun gelecek bu adam bo-
şuna yaşamış dıyecekler "
Kolay mı bır omur boyu fıkır ozgurluğu ıçın savaşım
verebılmek, yaşamını laıklık ılkesıne adamak? Vol-
taıre ı Dıderot yu Rousseau yu ıkı yuzyıl sonra Ana-
dolu'da yınelemenın gecıkmışlığı ve bıkkınlığı, nıce
sabır taşını çatlatır Nadır Nadı elındekı değneğı bır or-
kestra şefı gıbı sallayarak odasında epey volta attıktan
sonra bır kalem alır beyaz kâğıda yazmaya başlardı
Bır sure eskı yazıyla yazdı satırlar sağdan sola doğru
daralarak sayfanın dıbını bulurdu 1970 lerde yenı yazı-
ya geçtı, bu kez satırlar soldan sağa doğru daralarak
sayfanın dıbıne doğru bır uçgen oluşturdu
Başyazar, yazdığını okumazdı, ertesı gunu yazısını
kendısıne oven olursa duru bır bakışla
- Ya, derdı, oyle mı yazmışım?
Yaptığı ışın değerını bılmezlıkten gelen bunca alçak-
gonullu bır başka yazar tanımadım
•
Ulkemız az gıttı, uz gıttı demokrası yolunda bır arpa
boyu ılerledı Artık Turk Ceza Kanunu 141,142,163'uncu
maddelerındensozaçılmıyor, uzunsurelı bırsavaşımla,
fıkır ozgurluğune konan bu yasaklar kaldırıldı
Pekı, fıkır ozgurluğu gerçekleştı mı?
Ne gezer'
Eskıden "Komunıstduzenkurulsun' dıyenınyakasına
yapışılırdı ya da Şerıat devletı ıstıyoruz ' dıye yazan,
solugu savcının karşısında alırdı
Artık bunlar gerıde kaldı
Şımdı sorun Kurtçulukte odaklaşıyor, fıkır yasakları
böluculukte yoğunlaşıyor
"Özgur Gundem' gazetesınden meslektaşlar dun
geldıler, gazetenın kapatılma tehlıkesınden soz açtılar
"Terorle Mucadele Kanunu 8 ıncı maddesıne gore öz-
gur Gundemcılerın başları dertten kurtulmuyor
Pekı, bırısı çıkıp da şoyle yazsa ne olur
"Turkıye Cumhunyetı mıadını doldurmuştur Kema-
lıstler boşuna çırpmıyorlar Dınozorluk etmesınler Sevr
halklara ozgurluk tanıdığı ıçın Lozan dan daha ılerıcıdır
TC zulum demektır Bu devlet parçalanmatı, Anadolu da
bağımsız bır Kurttievletı kurulmalı Zaten savaş bunu
dayatıyor "
Ozgur Gumdemcıler boyle yazıyorlar, bu amacı yeğlı-
yorlar, demıyorum, Anadolu'da yaşayan Kurtlerden
kımısı bu fıkırlen benımseyıp çevresıne yaymaya çalış-
sa bıle kımse o yurttaşın kılına dokunmamalıdır
Fıkır özgurluğunun sınırı yoktur, duşuncelere yasak
konan yerde demokrasıden soz açılabılır mı? Emır de-
mırı kesmez, ama, bır fikri ancak bır başka fıkır kesebılır
Kurtçuluğe fıkır yasağı koyan sıyasal ıktıdar ıse bındı-
ğıdalı kesıyor
•
Pekı, fıkır ozgurluğune ılışkın bu kaçıncı yazım
9
Teror-
le Mucadele Kanunu 8 ıncı maddesını son bır yılda ka-
çıncı kez ele alışım'?
Nadır Nadı şımdı gazetedekı odama gelmış, duru ba-
kışlarıyla gulumsuyor
"llhan ' dıyor "Bır gun gelecek, senın ıçın bu adam
boşuna yaşamış dıyecekler
¥@S9YAYINLARI
Roberto Arlt
YEDİ DELİLER
Turkçesı. AJJ OZÇELEBI
roman / 55 000 lıra
Yedı Delıler, Latın Amerıka romanının kurucularından Ro-
berto Arlt'ın başyapıtı Zehırlı, zehırleyıcı, hrık ve benzer-
sız bır yapıt Roberto Arlt, Carlos Gardel'e tango soyleten,
şampıyon boksor Carlos Monzon'a rakıbınm zayıf noktası-
nı buiduran şaşmaz ıçguduyle 1920'lerın Buenos Aıres'ını
anlatıyor Roberto Arlt'ın soz sımyası, sıradan ınsanları,
yalnızca bır dâhı yazarın ulaşabıleceğı bır yazınsal duzeyde
unutulmaz kahramanlara donuşturuyor
Emmanuel Robles
NORMA
Turkçesı AYKUT DERMAN / roman / 49 000 lıra
Norma buyuk Fransız romancı Emmanuel Robles'ın en
onemlı temasını surduruyor Aşk ve surgun, devnm ve ıha-
net Altından ancak buyuk bır roman ustasının kalkabılece-
ğı, yalın olduğu kadar karmaşık, ınsanı olduğu kadar yurek
buran bır konu Bırçok duzey de bır gerılım yaratan bu ro-
manla vazar kayıtsızlık ve ügısızlığın egemen olduğu çağı-
mızda bır tur ahlak dersı de vermektedır
Not Bu kıtaplann V'ayın hakları Can Yayınlan'ndadır
YAYINLARI/BâbiâlıCad No 19/2 34410 Cağaloğlu Istanbu!
İLAN
BEYOĞLU1. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dos>aNo 1992 555Esas
1993 411 Karar
Davacı Ozdemır Uçkan tarafından davalı Nılgün Uçkan ale>hıne
açılan boşanma dasasında davalı Nılgun Uçkan (Bağalar Yavuz
Mahallesı 13 2Sokdk\o 15 Bakırkov-lstdnbul)ışbuadresındeken-
dtsıne teblıgat vdpılamamış ve araştırma sonunda teblıgat adresı de
bulunamadıgından duruşmalara gıyabında devam olunmuş ve netı-
ceten taraflann kd)itlı bulunduğu îstanbul Beşıktaş Sınanpaşa cılt
018 21 utyfa 44 \e kütuk 195^ te kayıtlı bulunan taraflann boşan-
malannd karar venlmiiür Taraflann boşanmaianna daır ışbu kara-'
nn gazetede ılanını muteakıp 1S gun sonra başlamak uzere kanuru
suresı ıçınde temvız edılmedığı takdırde kesınleştmlıp nufusa ınukal
ettınleceeı hususu karann teblığı venne kaım olnnak uzere teblığolu-
nur 197
1993
Basın ^566