25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ1993 PERŞEMBE 2 OLAYLAR VE GORUŞLER Basın, anayasa çerçevesinde tutsaktır! Ne var kı sıyasal parülenmız, yıllar yılı anayasanın çağdaş bır konuma getınleceğını durmadan yıneledıkJen halde, bugüne değın ancak bır maddesını guçlukJe değıştırebdmışlerdır Dr.M. İSKENDERÖZTURASLlHukukçu Y anndan sonrakı 24 Temmtız Cumartesı günu. basın bayramı Lozan Antlaşması'nın da 70 yıldonumu Turk basının ozgurlu- ğe, Turk ulusunun bağımsizlığa ka- vuştuğu böyle bır gunde, ne >aak kı gonül rahatlığı ıçınde bayram vapa- mayacağız Ulkemızde duşunce basın ve anlatım ozgurluğu olmadığı gıbı can güvenlığı de yok Bıryaayazacak va da bır kıtap yayımlavacak olsanız, cezaevıne gıtmekten zor kuıtanrsmız kendınızı Bır konuşma vapacak olsa- nız, yobazlığın kara gucu sızı otel oda- sında bıle yakalar, yaşam hakkınızı alırclınızden Kentlen. sokaklan otel- len ateşe venr Ne yapacağınızı bıle- mezsınız l Meşrutıyet Anayasasf nın 12 mad- desıne göre "matbuat kanun daıresın- de serbesttır " O gunlenn ozgurluk anlayısı, böylesıne kaypak bır tumceyı bulupçıkarmışürortaya "Basın yasa- lar çerçevesinde serbesttır demek, basın özgurluğunun kısıtlanabıleceğı- nı önceden benımsemek demektır Bunun başka anlamı voktur Nıtekım uygulama bu doğrultuda yurumuş I876'dan sonra orta>a çıkan sansur kurulian, baskıcı ve yasakçı bır sıstem oluşturmuştur yurdumuzda Yasalar ve buyruklarla susturulmuştur basın organlannın sesı 24 Temmuz l908"de ılan edılen 2 Meşrutıyet. bu sansur kurullannı da kaldırdığı ıçın. daha sonrakı vıllarda 'Basın Bayramı' olarak kutlanmıştır 24 Temmuz'lar Ne \ ar kı 2 Meşrutı- yet Ana>asası nda da ""matbuat ka- nun daıresınde serbesttır' yargjsına >er venlmıştır Bu nedenle çok geçme- den venıden hortlamıştır sansur Sus- sun dı>e vıcdanına vumruklar ındınl- mıştır basın adamlannın Iktıdar partısının kışkırtmalanyla gazetecıler oldurulmuştur sokak ortalannda 1924 <\navasası da basın ozgurluğu açısından Meşrutıyetanayasalanndan farksızdır Bu anayasanın 77 madde- sıne gore "basın vasalar çerçevesinde serbesttır" Bu maddeye dayanan sı- yasal ıktıdarlar, her donemde basının sesını kısmak ıstemışlerdır Bakanlar KurulıTna gazete kapatma yetkısı ve- nlmış, telefon buyruklanyla haberler çıkanlmış sutunlardan Duşunen ve duşuncesını açıklayan ınsan sakıncalı sayılmış. en ufak bır tehlıke karşısında de\let yonetıcılen "vıdalan sıkmak ve ozgurluklerı kısıtlamak" yoluna baş- vurmuşlardır Bır ılen, bır gen gıdıl- mek suretıvle bugunlere ulaşılmıştır 1960 larda ozgurolan basın, Î970'ler- de tutsaktır 1980 lerde ıse sıvasal ıktı- dann ovuncağıdır Dunyanın en guzel anayasalanndan bın olan I961 Ana>asası. açık\ekesın bırdille" basın ozgurdur sansuredıle- mez demıştır (m 22) "Gazete veder- gıler kapatılamaz Ancak mahkeme karan ıle toplatılabılır ve kapatılabı- lır ' yargısını getırmıştır (m 2^) Ama 1971 )ilında vapılan bır değışıklıkle mahkemelerden başka mercıler e gazete toplatma yetkısı venlmıştır 1982 Anavasası ıle de basın ozgurlu- ğune büyuk bır darbe v urulmu^ gaze- te toplatma yanında "gecıkmesınde sakınca bulunan hallerde tedbır volu ıle vetkılı mercıler tarafından dağıtı- mın da engellenebıleceğY kabul edıl- mıştır Artık basın yasalar çembennde ozgur değıl, anayasa çerçeveMnde tutsaktır Gazete. kıtap ve dergılenn basılması. dağıtılması ve satılması vasaklanabıl- mektedır Bovle bır uyguİama. sansur- den başka bır şey değıldır Oysa çağ- daş dunya çeşıtlı eğılımlenn bır arada yaşadığı, değışık duşunce ve goruşle- nn korkusuzca so>lenebıldığı bırdun- yadır Her kışı ıstedığı gıbı duşunecek, ıstedığı şe>e ınanacaktır Duşunce ve ınanç ozgurluğu demokrasının temel ılkesıdır Ozgurluğun guvencelen ıçın- de en kesın ve ınanılır olanı da basın ozgurlüğudur Ozgur ınsan ozgur bır ortamda yetışır Eğıtım, basın ve vaşam ozgur olacak- tır Başkalannın duşuncesıne katlana- bılmek ıçın ozgurluğu tanımak ozgur- luğu sevmek gerektır Ozgurluğu sevmeyen. ozgurluğu ozumsemeven bır toplumda hoşgoru değıl. bağnazlık egemendır 2 Temmuz 1993 gönu Sıvas ta meyda- na gelen sovkınmın nedenı bağnazlık- tır Bu korkunç ola>ın gerçek sorum- lulan. yıllardan ben dev let elıyle çağdı- şı bır eğıtım polıtıkası uvgulavanlar- dır Ataturk ılkelennı rafa kaldınp. çağdaş, uvgar ve ulusal eğıtım polıtı- kasından avnlanlardır O> toplama amacıv la halkın tertemız dın duvgusu- nu somurenlerdır asıl suçlular Aklımızı başımıza toplavıp Ataturkçu eğıtım polıükasına donmedığımız tak- dırde, bu gıbı ola>lar yakamızı bırak- mavacaktır Bu gerçeğı anlamanın zamanı gelmış ve geçmek uzeredır Direniş, sonunda aşıldı Gozlenmi7i bır an ıçın vırmı yıl on- cesıne çevırelım Yıl 197Vtur Zama- nın sıvasal ıktıdan basın ozgürluğunu bıraz ddha kısıtlamak ıçın bır vasa ta- sansı hazılamıştır Ne var kı bu tasan. Turk basınınınvedemokratıkkıtleor- gutlennın dırenışı karşısında vasalaşa- mamıştır Basın bavramlannın kutla- nama>acağı yolunda kararlar alan basın organlannın olumlu ve onurlu savaşımı. sı>asal ıktıdan olduğu verde durdurmuştur Ama. 1980 lerde ba- sınla bırlıkte tum demokratık kıtle orgutlennın susturulması sonucunda. basın ozgurluğu once anayasa. :>onra da yasalarla kısıtlanmıştır Bu nedenle bugun ulkemızde gızlı bır sansur uv- gulaması vardır Ihtıvatı tedbır volu ıle vazı dızılen vasaklanmakta telefon bujruklanvla dergıler kapatılmakta- dır Çızılen kankaturlerden hoşlan- mayan sıyasal ıktadarlar, mızah dergı- lennı toplatmakta, mustehcenlık savlanyla fılm göstenlen durdurul- makta. televızyon dızılen yayımdan kaldınlmaktadır Bır kıtap hakkında DGM'de ayn. genel mahkemelerde ayn, ıkı dava açılabılmektedır Gaze- tecılere v uzlerce yıl hapıs mıl>onlarca hraya ulaşan para cezalan venlebıl- mektedır Kıtaplar yakılmıştır devlet elıvle Ve kıtaplann yakıldığı bır ulke- de ınsanlann da vakılabıleceğı hıçbır zaman duşunulmemıçfır Bunca olumsuzluklara karşın sıva- sal ıktıdarlar her donemde basın oz- gürluğunun varlığından soz etmışler muhalefet partılen ıse bunun terstnı savunmuşlardır Gun gelmış muhale- tetJer ıktıdar. ıküdar partısı muhalefet olmuştur Bu kezsavlarla savunmalar verdeğıştırmıştır Sonuç 19 Kasım 1991 gunu ımzalanan 1 Koalısvon protokolunde. "Hukumet çağdaş akım ve gelışmelere paralel bır basın ozgurluğu anlavjşını kesınlıkle oluşturmak ve uygulama)a koymak karanndadır ' denılmesıne karşın 600 gun ıçınde bu yolda tek adım bıle atıl- mamıştır 28 Hazıran 1993 tanhlı 2 Koalısvon protokolunde ıse "basın özgurluğunun onundekı engellen kal- dırmak karanndavız' tumcesıne ver venlmıştır Ama uygar ve çağdaş bır basın vasasına ne zaman kavuşacağı- mız bellı değıldır Çunku bunun ıçın once anavasanın değışmesı gerekmek- tedır Ne var kı sıyasal partıenmız. yıl- lar vılı anavasanın çağdaş bır konuma getınleceğını durmadan vıneledıklen halde. bugune değın ancak bır madde- sını guçlükle değıştırebılmışlerdır Yanndan sonra basın bayramıdır Ama Turk basını bayram yapacak du- nımda değıldır Unutmayalım kı oz- gur ınsanı yaratacak olan. ozgur basın ve ozgur eğıtımdır 2000'lı yıllann eşı- ğınde basını ozgur. egıtımı ozgur. ınsa- nı özgür olmayan bır loplum konu- munda bulunmak, hepımızı kara kara duşundurmelıdır ARADA BIR VEDATGUNYOL Geçmişin Kara Inadı Hûseyın Rahmı Gurpınar Kadın Erkekleşınce adlı ro- manında, kışılerden bırını şoyle soyletır Geçmişin ka- ranlık ınadı, kendı karanlığı ıçınde boğulacaktır Bu, cumhurıyet donemınden az oncesı ve cumhurıyet dönemı ıçın geçerlı olan bır saptamadır Ne var kı ara- dan bunca yıl geçtığı halde bu saptama yerlı yerını bula- mamıştır Son Sıvas olayları bunu geçersız kılan bır eylem gosterısıdır Goethe, Hıçbır şey eyleme geçen cahıllık kadar korkunç olamaz" derken yıllar oncesın- den Sıvas olaylarının ığrençlığını haber vermış sankı Neyse, bunu bırakalım da şerıatçılık-laıkhk çatışması- nın özune bır goz atalım Son gunlerde, Goethe nın dost- larınayazdığımektupları, MelahatTogar ın guzel cevırı- sınden okuyorum Goethe, bılıyorsunuz, Şark Dıvanı'- nda, Islam dınıne dolayısıyla da Kuran'ın ayetlerıne eğilmıştır tkı ayrı mektubunda Kuran'dan bır sureyı dılı- •nedoluyor Sure şoyle ' Ben (yanı Tanrı) ınsanlara ken- dı dillerını konuşan peygamberler gonderdım " Buna göre, Muhammet Peygamber, sırf Araplara gonderılmış oluyor Şark Dıvanı nda Goethe ayrıca şunları soyluyor (Tanrı Muhammet'e seslenerek) "Sen Arap olduğun ıçın, bız de bu Kuran'ı Arapça ındırdık ' Buradan yola çıkarsak dıyebılırız kı, Musa ıle Ibranıce Isa ıle once Yıddışçe, sonra Latınce konuşanlara ındırılmış oluyor dın kıtapla- rı Şımdı ınsan merak edıyor Tanrı ıle goruştuklerını ılen süren bu peygamberler onu nasıl gormuşlerdır? Bunlardan yalnızca Musa Peygamber, o unlu On Buy- ruk'u Tur-ı Sına da Tann'dan aldığını ve Tanrı nın kendı- sıne sadece bır ışık ola r ak gorunduğunu ılen suruyor Demek, Tanrı denen yuce varîık peygamberlere sade- ce bır ışık, bır esınleme olarak gorunuyor yanı ıçlerıne doğuyor, eskıdeyımle, bır 'ılham kaynağı oluyor Bir de şu var Nasıl oluyor da Kuran, Incıl Arapça ve Latincekonuşmayan toplumlara da mal edılıyor? Işınte- melınde, toplu tufeklı, tepeden ınme somurü, dunya egemenlığı tutkusu var Kara Afrıka ulkelerınde. Hırıstıyanlaşmış ulkelerde, Isa Peygamber 1 ın çarmıha gerılmış kara derılı bır ınsan- la temsıl edılmesme ne dersınız 9 Çunku isa, onlarca kara derılı olabılırdı ancak Bakıyorum da, 7-8 yaşındakı kızlı erkeklı çocuklara Kuran'ı ezberletıyorlar, zavallıcıkların belleklerını har- cayarak ve ses uyumundan başka bunun ne yararı ola- cağını hesaba katmadan Anlamadan soyutlanmış olan bu ses uyumu (neredeyse melodı dıyecektım) bu konu- da birincı derecede bır onem kazanıyor Şoyle kı, Arap- ça, bellı bır ses uyumuyla, yınelene yınelene kulağa hoş gelen bır ses coşkusu yaratarak, ınsanları vecde getıre- bıliyor, yanı kendınden geçırebılıyor Bu konuda, oku- muş yazmış, yetışkın ınsanlar bıle tokezleyebılıyorlar örrteğın, genç, bayan başbakanımızın Arapça ezan se- sını duyunca kendınden geçmesıne ne dersınız? Ataturk donemının Turkçe ezanı onu huşua vardıramaz, yanı gonlünu korkulu bır saygı ıle dolduramazdı Cunku, ku- lağı Arapça'nın tınılarıyla doluydu Demek ıstıyorum kı yınelene yınelene kulağa hoş gelen ses uyumu, 7-8 ya- şındakı çocuklar kadar, yaşını basını almış ınsanlarda da etkılı oluyor işte, "dazlak kafalı şerıatçılarımız bu durumdan yararlanıp duruyorlar ••• Butun bunlar bır yana, bız donelım geçmişin karanlık ınadına Bugün şenatçılık adına, laık cumhurıyetımızı düşünce ve vıcdan ozgürfuğunu yok edıp bızı geçmısın karanlığına goturmek ıstıyorlar Huseyın Batuhan, bu konuyu ele alıp soruyor ve şoyle dıyor ' Kendı vıcdanla- rını dının yalnız dogmalarına değıl, basıt gorgu kuralları- na bile tutsak etmeyı 'vıcdan ozgurluğu' sanacak kadar düşünce fukarası olan bu ınsanlar nerede yetışmıştır'? Nerede yetışmış olabılır, bınlerce Kuran kurslarından, jmam hatıp okullarından başka' Menderes-Celal Bayar ıkılısının bıle bıle oy koparma kumazlığı ıle strtını sıvazladıkları şerıatçılığın yontemı ItaJyan romancı Pavese'nın deyışıyle ınanılmaz şeylerı gerçekmiş gıbı anlatmaktır Bu konuda haylı başarı ka- zandıklarını son Sıvas olaylarında gorduk Ama, kotum- serlığe kaptlmamıza neden yok Asım Bezırcı nın topra- ğa verıldığı gunku, yuz bını aşkın genç yaslı laık ınsanı- mızın gostenlerı, geçmişin ınadını kendı karanlığında bogabılecegımızı gun ışığına çıkarmıs bulunuyor TARTIŞMA Altınpark ve değişim S HP Genel Başkanlığına aday olarak. sosyal demokrasıde. değışım ruzgarlan estıreceğı sanılan sa>ın Murat Karayalçın. Ankara"nın parklannda da yenı bırdeğışımı başlatmıştır Geçtığımız gunlerde, bujuk reklam kampanyalan ve konserlerle açıüşı yapılan Altınpark, genış beton yollan vejoplu güvenlık gorev lılen ıle bu anlayışın ılk orneğını oluşturmaktadır Öyle anlaşılıyor kı Altınpark, dınlenıp. sennlemek ısteyenler ıçın değıl. kızgın ve çıplak beton zemınler uzennde yurüyüp, guneş ışınlanndan maksımum derecede vararlanmak ısteyenler ıçın yapılmıştır Çunku vıllardıryapımısuren bu parkta henuz gölgesınden yararlanabıleceğımız bır tek ağaç bıle bulunmamaktadır Bu halı ıle bızce otopark olmayadaha uygundur A>nca sakın ola kı parkta kurallara aykın bırdavranışta buiunmayın. çunku heran kafaruza bırjop yeme olasılığı vardır 12 EyluPden sonra toplumun gunderrunde yoğun bıçımde yer alan 'jopla duzen sağlama' edebıyatının. sosyal demokrat turevı. Altınpark'ta yenıden halkan hızmetıne sunulmuşbulunmaktadır Bu a>nı zamandajopla yakından tanışmış ınsanlann da geçmışe olan ozlemını gıdermektedır Parkın gınşınde "çımlere basmak y asakür" lev hasmı gormemek sakın sızı şaşırtmasın Bunun anlamı. çımlenn uzennde yatıp dınlenebıleceğınız ya da köpeğınızle oyTiayabıleceğınız değıldır Bunun tek bır nedeni vardır Oda basılacak herhangı bırçımınolmamasıdır Ama, eğer kendınızı çok fazla saf hıssetmczsenız 70-80 metrekarehk bır havuz koşesınde balık tutup vakıt geçırebılırsınız Ankara"nın "çağdaş" beledıye başkanından. daha az çağdaş, eskı günlerdekı gıbı bol yeşıllı. tahta banklı, ığde ağaa kokulu "parklar" bekbyoruz SerimDeniz Sıvas katliamının ardından çağn S ıvas'ta sanatçı ve aydınlanndındın yakılmalanndan sonra, dın dın yakılan sanatçı ve aydmlann vakınlan. ılenaler, ınsanseverler. demokratlar devnmaler kan ağlarken, demokrasıyı butun kurumvekurallanvla kuracağızdı>en hukumet ve sempatızanlan "maşallah" duğun bayram edıvorlar ağızlan kulaklannda Bursa'nın " Yeşım Tatıl Sıtesı"ndekı on mıl>arlık nışan torenjnj 11 temmuz gecesı TV"de ızleyeme>enler, sanınm 12 temmuz gunlu gazetelerde gormüşlerdır Evet. ınsan gorunümündekı yabanıi yaratıklar. lumpenler "halk"tan sayılıyorlar, dın dın \ aktıklan. dumandan boğduklan, oldurmek ısteyıp de her nasılsa bır şans sonucu kurtulan nıce nıce a> dınlar, mağdurlar suçlanı> orlar Bu ülkenın yuz âkı Azız Nesın, kışkırtıcılıkla suçlanıyor 1977'nın 1 Mayıs Bayramı Katlıamı. 1979 Mayıs Katlıamı da mı \zız Nesın'ın kışkırtmasıy la olmuştu'' Sanatçılar. avdınlardın dın vakılırken TC Cumhurbaşkanı. "Devletle halkı karşı karşıya getırmeyın" ıletısıvenvor HangT'halk" Tann aşkına1 L nutmasınlar kı. bu gıdışle o gozu dönmuşler yann kendı kapılanna da dayanacaklar.devletıyıkma gınşımıne kalkacaklar Bundan "hıç kuşkulan olmasın' "Gazanızmubarek olsun' ımıvlesaldıranlaracoşku veren beledıve başkanı. canını kurtarma çabasında 78 yaşındakı \nz Nesın'e saldıran beledıvemeclısı uyesı suçlanmıv or da, Âzız Nesın'e - ondan ozurdıleyeceklen verde - kışkırtıcılık >aptı dı> orlar Turklenn "barbar" olduklannı savlayan Batıhlara, Sıvas Katlıamı ıleyobazlann verdığı kanıtm utancını yaşayan sanatçı, yazar, şaır, aydın, ılencı, demokrat, sosyal demokrat, Marksıst herkesın, hery urtsevenn genış bır cephede mutlaka bırleşmelen gerekmektedır Hıçbır bolunguye y uz v enlmeyerek. azıtmış şenatçılara ve destekçılenne karşı bankat kurup laık cumhunyete sahıp çıkılmalıdır Ilkvapılacakış budur' Çeşıtlı orgutlenmeve eylemlerle laık demokrası yanlılan genış bırcephe oluşturarak. laık cumhunvete sahjp çıkmalıdırlar Laık Sıvas ellerinde sazım çalınır ZELİHAKARAKAP de MECİTDEMİR evlendıler 21 7.1993 Baktrkoy Evlendırme Daıresı S ıvasyoresınınbır turkusu "Kul olayım kalem tutan ellere" der Cumhunyet tanhının anılarla yuklübukentınde "kalem tutan eller" kul oldu Asım Bezırcı'nın, Behçet Aysan'ın, onca ınsanın kıyımına yanarken. bu kıv ımın eşığınden kıl payı kurtulanlara sevinırken, aayla sevınç gıbı ıkj uç duyguyu ay nı anda yaşadık Tek varsıllığı duşunsel uretım olan, dılımızın bu sevgılı emekçılennın. tum sanatçılann. tum yıtıklenn anısı onunde saygıyla eğıby oruz Yıtıklenmıze>anar, kurtulanlan kucaklarken, kendı kendımıze konuşuyormuşuzgıbı bır rahatsızlıkyaşıyoruz Bır yandan da devlet buyuklennm demeçlennı şaşkınlıkla ızlıyoruz Kımı buyuklenmızın bır ulusu ulus yapan oğelen kanştıracağına ınanmak ıstemıyoruz Geldıklen orunlara oturmadan once "LaıkCumhun>etılkelenneve Atalurk devnmlenne bağlılık' andııçenlenn buantdışında ' laıklık"tensozetmeyışlennı anJamıyoruz Kendı varhklannın ve orunlanıun bıle 'laıklığın, Ataturk devnmlennın" guvencesınde oluşunu goremeyışlennı algılamıyoruz "Dıl"ıle"dın bırlığı' arasındakı aynmın ve tanımlannın yuzyılımızda kanştınlabıleceğını duşunemıv oruz Çağdaş bıiım, sanat ve teknolojıdekı gelışmelere açık bır dılın vedıl bırlığının. toplumJanyaratıcı. uretıcı kılacağını görmezlıkten gelmenın a>Tnazlık olduğunu göruyoruz Ozgur duşunceye saygının temelınde her turlu uretıcı varatıcı. tartışma ve bılgılenmenın v ar olduğunu anlatamıyoruz Ataturk dev nmlennın ozumsendığı laık eğıtım dızgelenne su, ekmek gıbı gereksınım duyulduğunu kavratamıyoruz Bır an once yaşama geçınlmesı gereklı bu ılkelenn, ozgur duşunceyı kokleşüreceğını. elbette ınanç ozgurluğune saygıyı da belırgınleştıreceğını, anlamamakta dırenıyoruz Butun bunlan soylerken. hepsının çağdaş bıreğıtım dızgesıyle yaşama bıçımıne donuşebıleceğını goremıvoruz Bır kısırdongu ıçınde aydınlanmızın, bılım, sanat adamlanmızan kıyımında. yok oluşunda salt "uzuntulenmızı" dılegetınyoruz L zuntulenmızse ne onlan gen getıny or, ne yenılennın kı>ımına engel olabıli) or ne kara ellen durdurabılıyor Ataturk'un Çankayası ulusumuz ıçın en sav gın orundur Devnmlennışığı oradan tum ulkeyevayılmıştır TBM M de ulusumuz ıçın tek guvencedır 1993Turkıyesı"nde bu orunlarda. hem de "laıkhğe ve Ataturk devnmlenne' ant ıçerek oturmanın kolay olmaması gerekır Çunku Samsun'dan başlayan Erzurum, Sıvas'tan, Ankara ya ulaşan bıryolla Kurtuluş Savaşı nın ateşını \akan TBMM yeguvenmek hukukun ustunluğune sığınmak, bılım ve sanatın her turlu polıtıkanın ustunde oluşuna ınanmak zorunda>ız Bu a>dın kıyımmın acısını elbette bu orunlarda oturanlar daduyuvordur Acısını duymakyetmıyor, sorumluluğunu taşımak gerekıvor Sekızsaat suren 'Bızıkurtann 'çağnlanna 'çaresızlık" ozur olamaz İnsan aklmın tum ıncelıklennı taşı>an cumhunyete sahıp çıkmayı hükümetlerden beklemekle pek bırşeyeldeedılmıyor Dahası duşlemdır 1 Şunu unutmayalım 40>ıü geçkın bır süredır, tum sağa ıküdarlar, laıklık duşmanlanna ödun vere vere bızı bu noktava getırdı Bugun camıler, sıyasal eylem merkezlenne donuşturüluyor Laık devlet duzenı orgütlu bır bıçımde yıkılmayaçalışıhyor Pek çok guç bır donemden geçıy oruz Şenat guçlen laık dev leun duv arlannı yıkma> a hazırlanıyorlar, v ar güçlenyle AjTnazlığa paydos 1 BehzatAy teknolojı sekız saat suskun kalabılır mı 0 O Asım Bezırcı. O Behçet Aysan kı. onlann kuş kadar telıf ucretlennden "Savunma Sanayı Destekleme Fonu"na pay kesılır Ama o "savunma sanayıf'kı, onlan en ağırkufürlerden, taştan sopadan ve ateşten kurtaramadı Yuzyılımızda bo>lebır"olum nedenı' kımeyakışır bo>lebır olum nedenını hangı akıllar alır, hangı yurekler taşır*1 Insanı dın dın yakıp kul etmek. ınsanı y ok etmek hangı anlayışa, hangı dıne, hangı duşunceye yaraşır 9 Bunun bır ozru, açıklaması olabılır mı, salt uzulmek, başsağlığı dılemek ınsan "aczı"nın gostergesıne donuşmedı mı° Sıv as'ta "kalem tutan eller"e olum uzandı. olümün acımasız elı kımını yakaladı. kımıne ulaşamadı Sıvas'ın turkulen ağıt olmayacak. "madımak" her bahar ve her yaz ustundekı kanı yağmurlarla vıkavacak Kul olalım kalem tutan ellere Sevgi Özel PENCERE Emip Demiri Keser, Hkri DeğiL. Nadır Nadı sureklı dınlerdı Bıldıklerını kendısıne yıneleyen kışılerı dınlemekten bıkmıyor muydu? Nesabır? Kımı ınsanın ıkı saatı var, bırı kolundakı saat, otekı ta- rıhsel saat Ikı takvımı var, bırı guncel takvım, ıkıncısı tarıhsel takvım An ıle sureç kapsamında zamanı bölup çarpmasını bılen kışı sabır taşına donuşebılıyor Başyazar Nadır Nadı, geleceğe bakış açısında dıngın- dı ' - Kısa donem ıçın tyımser değılım, uzun bır surede aydınlığa kavuşabılırız Kımı zaman da bunalır, yaptığı ışı kuçumserdı, bır ya- zısında ' - Benım ıçın demıştı "bır gun gelecek bu adam bo- şuna yaşamış dıyecekler " Kolay mı bır omur boyu fıkır ozgurluğu ıçın savaşım verebılmek, yaşamını laıklık ılkesıne adamak? Vol- taıre ı Dıderot yu Rousseau yu ıkı yuzyıl sonra Ana- dolu'da yınelemenın gecıkmışlığı ve bıkkınlığı, nıce sabır taşını çatlatır Nadır Nadı elındekı değneğı bır or- kestra şefı gıbı sallayarak odasında epey volta attıktan sonra bır kalem alır beyaz kâğıda yazmaya başlardı Bır sure eskı yazıyla yazdı satırlar sağdan sola doğru daralarak sayfanın dıbını bulurdu 1970 lerde yenı yazı- ya geçtı, bu kez satırlar soldan sağa doğru daralarak sayfanın dıbıne doğru bır uçgen oluşturdu Başyazar, yazdığını okumazdı, ertesı gunu yazısını kendısıne oven olursa duru bır bakışla - Ya, derdı, oyle mı yazmışım? Yaptığı ışın değerını bılmezlıkten gelen bunca alçak- gonullu bır başka yazar tanımadım • Ulkemız az gıttı, uz gıttı demokrası yolunda bır arpa boyu ılerledı Artık Turk Ceza Kanunu 141,142,163'uncu maddelerındensozaçılmıyor, uzunsurelı bırsavaşımla, fıkır ozgurluğune konan bu yasaklar kaldırıldı Pekı, fıkır ozgurluğu gerçekleştı mı? Ne gezer' Eskıden "Komunıstduzenkurulsun' dıyenınyakasına yapışılırdı ya da Şerıat devletı ıstıyoruz ' dıye yazan, solugu savcının karşısında alırdı Artık bunlar gerıde kaldı Şımdı sorun Kurtçulukte odaklaşıyor, fıkır yasakları böluculukte yoğunlaşıyor "Özgur Gundem' gazetesınden meslektaşlar dun geldıler, gazetenın kapatılma tehlıkesınden soz açtılar "Terorle Mucadele Kanunu 8 ıncı maddesıne gore öz- gur Gundemcılerın başları dertten kurtulmuyor Pekı, bırısı çıkıp da şoyle yazsa ne olur "Turkıye Cumhunyetı mıadını doldurmuştur Kema- lıstler boşuna çırpmıyorlar Dınozorluk etmesınler Sevr halklara ozgurluk tanıdığı ıçın Lozan dan daha ılerıcıdır TC zulum demektır Bu devlet parçalanmatı, Anadolu da bağımsız bır Kurttievletı kurulmalı Zaten savaş bunu dayatıyor " Ozgur Gumdemcıler boyle yazıyorlar, bu amacı yeğlı- yorlar, demıyorum, Anadolu'da yaşayan Kurtlerden kımısı bu fıkırlen benımseyıp çevresıne yaymaya çalış- sa bıle kımse o yurttaşın kılına dokunmamalıdır Fıkır özgurluğunun sınırı yoktur, duşuncelere yasak konan yerde demokrasıden soz açılabılır mı? Emır de- mırı kesmez, ama, bır fikri ancak bır başka fıkır kesebılır Kurtçuluğe fıkır yasağı koyan sıyasal ıktıdar ıse bındı- ğıdalı kesıyor • Pekı, fıkır ozgurluğune ılışkın bu kaçıncı yazım 9 Teror- le Mucadele Kanunu 8 ıncı maddesını son bır yılda ka- çıncı kez ele alışım'? Nadır Nadı şımdı gazetedekı odama gelmış, duru ba- kışlarıyla gulumsuyor "llhan ' dıyor "Bır gun gelecek, senın ıçın bu adam boşuna yaşamış dıyecekler ¥@S9YAYINLARI Roberto Arlt YEDİ DELİLER Turkçesı. AJJ OZÇELEBI roman / 55 000 lıra Yedı Delıler, Latın Amerıka romanının kurucularından Ro- berto Arlt'ın başyapıtı Zehırlı, zehırleyıcı, hrık ve benzer- sız bır yapıt Roberto Arlt, Carlos Gardel'e tango soyleten, şampıyon boksor Carlos Monzon'a rakıbınm zayıf noktası- nı buiduran şaşmaz ıçguduyle 1920'lerın Buenos Aıres'ını anlatıyor Roberto Arlt'ın soz sımyası, sıradan ınsanları, yalnızca bır dâhı yazarın ulaşabıleceğı bır yazınsal duzeyde unutulmaz kahramanlara donuşturuyor Emmanuel Robles NORMA Turkçesı AYKUT DERMAN / roman / 49 000 lıra Norma buyuk Fransız romancı Emmanuel Robles'ın en onemlı temasını surduruyor Aşk ve surgun, devnm ve ıha- net Altından ancak buyuk bır roman ustasının kalkabılece- ğı, yalın olduğu kadar karmaşık, ınsanı olduğu kadar yurek buran bır konu Bırçok duzey de bır gerılım yaratan bu ro- manla vazar kayıtsızlık ve ügısızlığın egemen olduğu çağı- mızda bır tur ahlak dersı de vermektedır Not Bu kıtaplann V'ayın hakları Can Yayınlan'ndadır YAYINLARI/BâbiâlıCad No 19/2 34410 Cağaloğlu Istanbu! İLAN BEYOĞLU1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dos>aNo 1992 555Esas 1993 411 Karar Davacı Ozdemır Uçkan tarafından davalı Nılgün Uçkan ale>hıne açılan boşanma dasasında davalı Nılgun Uçkan (Bağalar Yavuz Mahallesı 13 2Sokdk\o 15 Bakırkov-lstdnbul)ışbuadresındeken- dtsıne teblıgat vdpılamamış ve araştırma sonunda teblıgat adresı de bulunamadıgından duruşmalara gıyabında devam olunmuş ve netı- ceten taraflann kd)itlı bulunduğu îstanbul Beşıktaş Sınanpaşa cılt 018 21 utyfa 44 \e kütuk 195^ te kayıtlı bulunan taraflann boşan- malannd karar venlmiiür Taraflann boşanmaianna daır ışbu kara-' nn gazetede ılanını muteakıp 1S gun sonra başlamak uzere kanuru suresı ıçınde temvız edılmedığı takdırde kesınleştmlıp nufusa ınukal ettınleceeı hususu karann teblığı venne kaım olnnak uzere teblığolu- nur 197 1993 Basın ^566
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle