18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN1993ÇARŞAMBA 12 HABERLER ava gene puıl pınl. Fe- dai'nın kafeteryası- ndayız. Neşeli, sıcak- kanlı Fedai, kendini böyle tanıüyor, 'sade- ce adım Fedai'. Yirmi yıldır burada. Da- nımarka'ya ilk gelenlerden. Sonra bu kafeteryayı açmışlar. Burada yaşayan bızımkilerin uğrak yeri. Ka; penhaglılann da severek geldıklen bir yer. Buradaki muhabirimiz Fer- ruh Yılmaz da geliyor. Onunla çalıştığı radyoya gidiyoruz, kısa bir radyo programı yapıyoruz. Törkiye merak ediliyor Öğleden sonraki toplantımız Türkiyeli erişkinlerle. Bir okul salo- nunda kadınlar, erkekler. gençler, yaşlılar bır aradayız. Özlem, merak, sevgi hep bırlikte. En çok Türkiye"- nin merak edildiğini biüyorum. Tür- kiye. dışanda yaşayanlanmız tarafı- ndan çok merak ediliyor. Türkiye'de kendini çevreden so- yutlayarak yaşamayı seçmek oluyor. Azınlık gruplannın 'izolas- yon'u böyle gelişiyor. Kendini çevreye ka- patarak, sadece kendi dilini konuşan, kendi dıninden. kendi ülke- sinden, yöresinden, memleketinden olan- larla yaşamaya çalışı- yor. Böyle kendi içine kapanarak yaşama, çevreyle iüşkileri daha da daraltıyor, ya- bancılık duygusunu daha da arttınyor. Bu da sonuçta 'izolas- yon'u daha da pekişti- riyor. Güven duygusu doyumu Azınlıklann getto- laşma süreci böyle bir ***** Kapenhag'u, bduŞ ma,doS duk kunnM-ygular^düşûnceleri paylaşma kavşaklanndan birisi.. lir, nelerle karşılaşüır? Türkiye tele- şak'ta görûlen bir yaşama biçimi bu. rekmiyor. Ama 'entegrasyon' sözü vizyonlan burada merakla izleniyor, 'Güven duygusu doyumu'nu sağla- Jioktalan bulmak, öne çıkarmak, bile kimi insanlanmızda çekınce ya- 'burah insanlar'. Evde şiddetli baskı haberler dikkatle dinleniyor. yabümek için kendini yabancı duy- burada buluşmak yeterli. Ama bunu raüyor, tepki yarauyor, o çok kor- alünda kalan gençlerin yaşadıklan Ben de Türkiye'yi anlatıyorum. duğu topluma kapaüyorlar. Kendi yapabilmenin ilk koşulu, buraya ge- kulan 'asimile mi oluyoruz?" duygu- b l l r i i k Değişmeleri. beklentileri, gelecekten değer yargılannın üstüne daha çok lenlerin 'yitip gitme' korkusunu aş- suna yol açıyor. neler beklediğimizi, geteceğe nasıl kaparuyor, yabananın dilini öğren- malan. harlamak gerektiğini Elbtte m e k istemiyor. Din ile bağlannı ku- özellikle 'ikinci kuşak' denilen ruyor, var olan bağlan pekiştiriyor. gençler için 'adaptasyon' çok önem- Yabana ülkelerde yaşayan azınbk li. Çünkü onlar burada eğrtim görü- gruplan ıçinde Türkiye kökenliler yor, burada meslek sahibi olmak için belkı de bu yabancılık duygusunu haarlanıyor. Belki de gelecekleri d h k d l B d l k b l ğ gğ hazırlanmak gerektiğini... Elbette yabancı bir ülkede yaşamanın so- runlannı da konuşmamız gerekiyor. Hızla değişen bir dünyayı ayn yerle- rinde yaşasak da değişim. hepımize belirgin biçimde yansıyor. Değişik daha çok duyuyorlar. Bu da onlann eğitim düzeylerinde bulunanlar, de- 'adaptasyon-uyum" sürecine geçme- masa da, Almanya'da olmasa ğişik ekonomik düeylerde bulunan l i i lli l ' ' d A ' bi rid? B ASUlUle OlmaK k ü l t ü r Ae serlerini benim .. k i ı i ^ 1 A ^ d h k ü l t ü r Ae serlerini benim P ç y ç . . . k i r r ı ıi & ^.1 e A ^d e h u belki de asımilasyon'a yol açıyor. t]' ı^vi T k O n u n i ç m d e o z e l l i k l e S^Ç kuşak-t] ı^vie va«mavT secmek â î b hUVi H y O n u n i ç m d e o z e l l i k l ebelk de b y a b c duygusu y g £ t] ı^vie va«mavT secmek ç daha çok duyuyorlar. Bu da onlann artık buralarda. Danımarkada ol- ]~l*mm, tâ«vnr îmanbr heUVi HP l a n n ( l k i n c i k u 5 a k - 'adaptasyonuyum" sürecine geçme masa da Almanya'da olmasa aniamını taşıyor. insanıar oeıia de 'Ya lerinı engelliyor, onlann 'uyûmsuz' da Avrupa'nın bir yerinde? Bu- rada kendılenni kendi kim- likleriyle kanıtlamak ğişik ekonomik düzeylerde bulunan- lar, değişik yaş gruplannda bulunanlar bu değişimden farklı biçimde etkileniyor. Türkiye'den buraya çeşith nedenlerle ge- len vatandaş- Jarımız oldu- funu konuşu- yoruz. Çalı- srnak için ge- jgnler, siyasal sığınmacı ola- rak gelenler, eğitim için gelenler so- bir görüntü içine girmelerine yol açı- nuçta burada yaşıyorlar. Hepsinin yOr . de kendine göre beklentileri var, 'Adaptasyon'u, birbirini rahatsız kaygılan var, çekinceleri var, aülı- etmeden yaşamak diye anlamak ge- mlan var. Ama yabana bir ülkede rek ji. Içinde yaşadığınız topluma zo- abancıhk korkusu'nun sonucu, kendini çevreden soyutlayarak yaşamayı seçmek oluyor. Azınük gruplannın izolasyon'u böyle geüşiyor. Kendini çevreye kapatarak, sadece kendi dilini konuşan, kendi dininden, kendi ülkesinden, yöresinden, memleketinden olanlarla yaşamaya çahşıyor. y rundalar. önemli bir kişi konumu Buradaki gençlerin 'adaptasyon-uyum' süreci- ni de aşıp 'entegrasyon' aşamasına gelmeleri de önem taşıyor. Çünkü 'en- tegrasyon', bir bütünün parçasını oluşturmak biçd- . minde aolaşılabılir. Burada yaşayan, burada eğitim gören bir genç, gelecekte buralarda çalışüğı zaman, burası için önemli bir kişi konumunu da kazanacakUr. Bugünden yurtdışında böyle bir konum kazanmış vatandaşlanmız daptasyon' için iki ayn toplumun birbirini rahatsız etmeyecek yaşama biçimlerini bulmalan zorunlu. Iki toplum arasındaki ortak noktaları bulmak, öne çıkarmakf burada buluşmak yeterli. İlk koşul, 'yitip gitme' korkusunu aşüması. özellikle 'ikinci kuşak' denilen gençler için 'adaptasyon' çok önemli. mlan var. Ama yabana bir ülkede re kli. İçinde yaşadığınız topluma ş yaşamının ilk koşulu, korkulannı U yum sağlamak için noktalar bul- va ^- E n d u s t n a I a n u ı d a ' k c i n d e üenl y a a 4 k ki ' A d ' i i n d a hızmetler alanınd y ş ş U yu ğ ç aşarak cevresinde güvenle yaşaya- n4k gerekiyor. 'Adaptasyon' için bilmek. Buradaki insanın da ilk kimsenin kendi kimliğinden vazgeç- aradığ, bu olacakur. Eğer bu korku- mesı gerekmıyor Sadece, iki. ayn yu aşamazsak, kendimize güvenü bir toplumun birbirini rahatsa etmeye- n d a ' hızmetler alanında, kultur eğ.- tım alanında kendısını kabul etür- ™S. onemını kabul etürmış insan- ^ B " n u yabümek ıçın ^ otaak korkusuyla .zolas- , a n n k o r k u l a n n ı yon u secıyor adaptason. entegras- yon aşamalanna geçemıyorlar ^sa genç ' « " g f l ! yoneük bask lar ^ddetlenınce sotakL baslavan t a ulke arasında k J T t e T " k asl.nda O N I N L E R ICİN YAZDI Bir karanfil koptu dalındm Yere düştü Kor parçası dert güncesi Bir insan gitti yeryüzünden Bir insan. Bin insan geldi sanki Bin insan. Kalemiyle savasan bir Uğur gitti Güçlü bir ses vardı aramızda Birliğin, tepkinin, acının gücü Hmç vardı gözümüzde Kaybetmenin, yılmamanın, devletin dûnü Bir ses vereceğiz karşıya Bin ses duyacağız Bu Uğur'da biz Demokrasinin öncülüğünü yapacağız Yasımız küçük. aklımız erse de Biz bu sevgi selini torunlarımıza anlatacağız Uğurlar otsun Uğur Kalemini vüreğimizde yaşatacağız Müıriban-Adana Atatürk devrimlerinin ve laikliğın yılmaz öncüsü, kahraman şehidimiz ölümünde bızleri gaflet uykusundan uyandırdm. Giderken bile çok büyük bir görev yapün bizleri bırleşürdin. Tevfik Peker, Sevinç Peker, tpek Peker Değerli insanımızı kayıp etmenin verdiği acıyı kelimelerle anlatmam imkânsız. Böylesine bir vahşetin yapılmaması için ilgililerden kaüllerin bulunmasını isüyoruz. Makbuk Usüt Atatürk sevgisini babamdan öğrendim. Birgün Ankara'da ehmden tutup Anıtkablr'e götürdü. Şimdi ablamla elele sana geldik. Seni unutturmayacağımıza yemin ederiz. Acizliğimiz midemi bulandınyor. Berrin Dalak tnsanlar ölür. Düşüncelen yaşar. Uğur abı seni unutmayacağız. Aydın Ozel Benim ustam ınum satardı. Işık satar aydınlar satardı. Ustam öldü ben satacağım. Biz satacagız mumlan... Işıklan aydınlıklan... fsmail Yddmm Senin gibi mücadeleci, gözüpek insanlarda olmasa haksızlıklann. aşağılıklann, düzenbazlann üstüne kim gjdecek. Belki ölümün ile insanlann kafasında bir şeyler uyanır. Senın izindeyiz Uğur abi. Ahmet Yepreın ( Sevgili Uğur Mumcu. size doyamadık, yazılannız ve kişiliğiniz yolumuzu aydınlatacak. Bayrak düşmeyecek. Abdullah Bayazrt Karanfil, Güvercin veMum Uğur yazdı anlattı Güvercin gibi gezdi fikirleri Ülke ülke, diyar diyar Uzaklarda karanjiller açtı Hepsi mum yaktı Güvercin götürdü mum ışığını Uzaklarda karanfiller açtı Karanfıller ve mumlar buluştu 24 ocakta Karlı sokakta Attila Atamtürk Sen ölmedin. Seni öldürdük zannediyorlar. Fakat sen kalbimizde yaşayacaksın. Sen büyüksün Uğur Mumcu seni hep sevdik hep seveceğiz. Kadriye Güven Sevgili Uğur Mumcu, seni katledenler kendi döktükleri kanda kendileri boğulacaktır. Sen rahat uyu demokrasi şehidimiz. Sabahattin Alartürk Sevgili Uğur Mumcu sen ölmedin. Seni hep yaşatacağız. Nurettin Türkol SÜRECEK ÇALIŞANLARIN SORULARl/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Bana fiili hizıııet zanınıı verilmedi Benim bazı soruJanm var. 1. Soru: Temmuz 1933-Ekim 1934 (dahil) 16 ay ilk askerliğhni yaptrnı. Ekim 1941-Nisan 1943 arasında 18 ay da ikinci \edek subaylık göre\ini yaprmı. Bu hizmetİerin Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yapddığı için bir yıla karşılık %25 (90 gün) fiili hizmet zamnu veriliyor.Bana fiili hizmet zamnu verilmedi. Bana veril- meyen bu fiili hizmet zammı, öğrebnen olarak emekli oMuğum için mi verilmiyor? 2. Soru: Bu soru da bir arkadaşunın sonısudur. Ken- dfea 2. derecenin 2. kademestııden emeküdir. Emekli aylığı da 750 ek göstergeye göre ödenmektedir. Oysa, kendisi ayltğmın 1^00 ek göstergeden ödenmesi gerek- tiğini duymuş. Hangi dereceye, hangi ek gösterge verilmektedir? N.B. YANTT: 1) 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası birinci as- kerliğinizi yaptıktan 15 >ıl, ikinci askerliğinizj bıtirdığiniz 1943 yılından da 6 yıl sonra, 17 hanran 1949 günlü Resmı Gazete'de yayımlanmışür. Yayımlanıp uygulanmaya başlandığı günden bu yana 44 yıl geçmiştir. Kjsa arahklarla, bazı maddeleri değişürilen, baa ek ve geçici maddeler eklenen yasalardan biri de (belki en önde gelenı) 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasasfdır Bazı yasalarda köklü değişimler yapılamadığı için, kısa ara- POLITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL g y ş bunalımı aşamayıp evlerini terket- tikleri, başka yerlerde yaşadıklan, özkıyıma yöneldiklerine ilişkin öy- küler dinliyoruz. Şiddet ve baskıyla 'Asimile olmak" bir anlamda yaratılmak ıstenen 'izolasyon' geri A t e P e r e k ' ^ç islenmeyen sonuçlara, blk i l kuşak- kuşak), bulunduklan çevreye uyum sağlamalannı, buradaki ken- di kimlikleriy- le başanlı ol- malannı ko- laylaştıracak "adaptasyon- entegrasyon" süreçleri üze- rinde durmak gerekiyor. Ozellikle aile- leri bu konu- larda eğitmek gerekiyor. On- ; gereki- Onlarla kendi kûltürleri içinde, iletişim kurmak gere- kiyor. Burada ev sahıplerinin eğitil- mesı üzerinde de durulması zorunlu. Onlar da ülkelerine gelen yabana kültürlerin insanlanyla nasıl yaşa- «kKivorlar m a l a n gerektiğını öğrenmeüler.siKişıyorar. Q ^ n b u n , a n k o n u ş u y o r u z a ı l e l e n Konu çok Uğurlarolsun, kalenıiııiyüreğimizdeyaşatacağız Ukla değişimler yapılması yeğlenmektedir. TC Emekli Sandığı Yasası'nın 'fiili hizmet zamlan" ile ilgüi 32. maddesi 1950 yılında uygulanmaya konulmuştur. Aynı yasanın borçlanma hükümlen ile ilgjli 32. maddesinde: a) Muvazzaf ve ihtıyat askerlikte er olarak geçen sürelerin, b) 1.1.1950 tarihınden sonra yedek subay okulunda öğrenci olarak geçen sürelenn, borçlanma kapsamına alındığı, ancak 1 Ocak 1950"den önceki yedek subay okulunda geçen süreler için borçlanmanın söz konusu olmadığı ve 1 Ocak 1950'den önceki görevler içın de 'fiili hizmet zammı" verilmemesi yasa gereğidir. 2) Arkadaşınızın ek göstergesini belırleyebilmek ıçın "Devlet Memurlan Yasası'nda yer alan 10 ayn hizmet sınıfınm hangı- sinden emekli olmuştur ve yüksekokul ya da ortaöğrenim çı- kışlı mıdır' bilgilerine gerek vardır. Gûmüşyaka'da dintemnek... Bu yıl Kurban Bayramı tatilinin uzun sürmesi, nere- deyse, kentleri birbirinetaşıdı. Yollartrafikkazalanndan savaş aianına döndü. Buna bir de PKK kıyımını, Alman vahşetını eklerseniz, şairin dediği gibi "El iyd-i ekber eyledi, biz matem eyledik." Bu bayramda biz de dışarı çıkanlardandık. Bayramı Gûmüşyaka'da geçirdik. "Gümüşyaka da rteresi?" diye- cek olursanız, anlatalım. Gümüşyaka yeni belediye ol- muş bir kasaba, daha önce köy durumundaymış. Köy durumundayken birçokyerincanınaokunmuş, betonyı- ğını olmuş. Şimdi Belediye Başkanı Ismet Kirazpınar beldeyi elinden geldiğince kurtarmayaçalışıyor. Denizi, bu kıyıların en temizi... Köyün oldukça yaşlılarından Ethem Tunç ve Ali Tatar'-. la konuşuyoruz. Buraya ilk gelenler 93 Savaşı göçmen- leriymiş. Balkan Savaşı'ndan sonra da gelenler olmuş. Asıl yerleşme 1937 yılında oluyor. Keçecizade Fuat Paşa'nın kızı Belkız Hanım, Sağalar köyünden gelen köylülere arazileri satıyor. Çiftlik kahyası Şakir Bey de alıcı olmak istemiş ama ona vermemiş. "Ben burayı köylülere vereceğim" demiş. 1937 yılında 26 bin dekar araziyi 52 bin liraya satmış. Ethem Tunç, "Bugün bakkal- dan alışveriş ediyorsunuz, bir paketi 52 bin lira tutuyor." Kasabanın adı Gümüşyaka, gümüşten geliyor. Bu kı- yılarda eskiden binlerceton gümüşbalığı avlarlar, Istan- bul'a götürüp satarlarmış. 27 Mayıs Devrimi sırasında kimi kasabaların adını değiştiriyorlar. Buranın adı Gü- müşyaka olmuş. Ali Tatar, "Biz önceleri buraya Er eli derdik, Ereğli ile karışmasın, diye. Şimdi Gümüşyakadi- yoruz." Bölgede hep köyler var. Bağlan, üzümü ve şarabıyla ün salan Çanta köyü başta geliyor. Şimdi köyün yerinde yeller esiyor. Köyün yeri bile değişmiş. Gençler bilmi- yor, yaşlılar da unutmuş. Belli ki bir Rum köyüymüş. Kili- sesini yıkmışlar, hemen yanı başına bir mescit yapmış- lar. Rumluğu unutturmak istiyorlar. Başarmışlarda. "Hiç Rum var mı?" diye soruyorum. "Yok." diyorlar. Gümüşyaka Belediye Başkanı Ismet Kirazpınar, "Yu- nanıstan'a çağrılı olarak gittiğimde bana Çanta köyünü sordular" diyor. "Bir salkım üzüm, bir bardak şarap yok." Yalnız bir şey var, bura köylüleri içkiciymiş. Gümüşyaka, Çanta, Değirmenköy üçgeni içinde, sa- dece Değirmenköy'de bir kaç dönüm bağ var. Üzümûnü kendileri yiyorlar, satmıyorlar. Belki gizlice şarap çe- kenler de bulunuyor. Değirmenköy'de başbayilik eden Gümüşyaka güre- şağası Tahsin Albayrak ile konuşuyoruz. "Uzümler de, şaraplar da kalmadı" diyor. Buralar ilerici, solcu tanınıyor. Söylediklerine gore, vaktiyle TİP buralarda çok oy almış. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarından bir kısmı buralarda barınmış. Şimdi bu insanların çoğunun aklı karışmış, kimi SHP'li, CHP'li, ki- mi de ortalıkta kalmış. "Belki biri çıkar oyları toparlar" diyorlar. Halkı oku'ryazar... Okuma diye bir dert yok. De- ğirmenin eski adı Germiyan'mış. Bunu da yazmadan geçmeyelim. * Değirmenköy'ün eskileri, "Az bağ ile az koyunun za- rarı vardır" derlermiş. Bağ yapmak koyun beslemek için çok olanı isterlermiş. Azı oldu mu hemen elden çıkarır- larmış. Gümüşyaka belediye olmuş, ilk başkanı da buraların doğma büyümeçocuğu Ismet Kirazpınar... Kasabayı da, insanları da, belediyeyi de gözü gibi seviyor. Nüfusu kış- ları 3-4 bin, yazları 5O60 bin kişi oluyor. Elbette kimi ihti- yaçlar karşılanamıyor. Başta su geliyor. 300 bin kişiye yetecek su kuyuları açılıyor. Belediye Başkanı genç (1955 doğumlu), kendini buraya adamış, 26 Mart 1989 seçimlerinde başkan olmuş. Açıköğretimde okumuş. Başkan olmadan önce E-5 Karayolu üstünde bir benzin istasyonu varmış. Bazı ticari ortaklıkları da olmuş. Baş- kan olunca bunların hepsini bırakmış. Şimdi kendini Gümüşyaka Belediye Başkanlığı'na vermiş, derdi günü belediye... Yolda kiminle karşılaşırsa bir selamı var. Herkes onu tanıyor, o herkesi... Belediye Başkanlığının keyifli bir uğraş olduğunu ismet Kirazpınar'da gördüm. Şakalaşırken ona "Trakya Ana Belediye Başkanı" adını takmışlar. Trakya toprağında kimin ne derdi varsa ona koşuyor. Belediye olmadan önce kıyılar betonlaşmış, ama şim- di beton için tek kazma işlemiyor. Temiz deniziyie turiz- me açılmış tek kıyı olduğu kolayca söylenebilir. Yakın- masız bir bayram tatili geçirdik. Lunapark ve yağlı güreşler çevre halkını buraya topluyor. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Alfred Hitchcock'un tanınmış bırfilmi.2/ Kaz Dağı'nın anük dönernler- deki adı... Osmanlı do- nanmasında kıyılan korumada kullanılan bü- yük tekne. 3/ özellikle dağda yolunu kaybeden yolculann kurtanlmasın- 6 daki yararlıhğıyla ünlü, iri ve güçlü bir köpek. 4/ Çok ince gözenekli doku- ma... Avuç içi. 5/ HOTOA hindi gibi hayvanlann te- pesinde bulunan kırmızı deri uzan- tısı... Dağ geçidi. 6/ Bir.seslenme ünlemi.. Güzel sanat... Numara- nın kısa yazılışı. 7/ Akım, ısı, ses gibi şey leri geçiren. 8/ Bir soru eki... Düşünce yazısı türlerinden biri. 9/ Eli açık, cömert, yiğit... Onanm. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Çetin Altan'ın bir romanı... Üs- tü kapalı olarak anlatma. 2/ Bü- yük erkek kardeş... Saç örgüsü. 3/ Mülkünün geliriyle yaşayan kimse. 4/ Ovada ya da dere kıyısın- da çaü ve diken topluluğu... Türk malını simgeleyen harfler. 5/ Bir ilimiz... Aşık ve bilye oyunlannda kullanılan, içi oyulup kur- şun akıUİarak ağırlaştınlmış boyalı kemik. 6/ Büyük demiryohı durağı... Meyvesi ilaç olarak kullanılan ve Güneydoğu Asya'- nın sıcak bölgelerinde yetişen ince uzun saplı palmiye. 7/ Arala- nnda toplumca hoş karşılanmayan ilişki bulunan kadın ya da erkekten her biri... Şöhret. 8/ Kerestesi beyaz birorman ağaa... Adlan sıfat yapmakta kullanılan bir yapım eki. 9/ Yapdan yıl- dınmdan koruyan aygıt. SAHİBİNDEN SATILIK DAİRE İkinci Ulus'ta net 100 m2 tadilatlı çok temiz 980 milyon. 522 01 59 FOTOSPOR GAZETESI Reklam Servisi'ne acil reklam sorumlusu olarak çalışacak bayanlar aranıyor. Tel.:652 4212-6524213
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle