Katalog

SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 1S93SAU HABERLER Olağanüstü hal Meclis'te • ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)-Olağanüstü halin 10 ilde 4 ay süreyle uzatılmasına ilişkin hükümet tezkeresi bugünTBMM Genel Kurulu'nda görüşülecek. Geçtiğimiz mart ayında "son kez" kaydıyla olağanüstü hali uzatan hükümet, ıller idaresi.jandamna ve p>olıs yasalannda öngörülen düzenlemeler gerçekleştirilemeyince, bir kez daha uzatma istemiyle konuyu TBM M"ye getirdi. ANAP'hlar, hükümetin iller idaresiyle ilgili yasa tasansını, "gizli sıkıyönetim" diye niteleyerek. tasannın bu haliyle yasalaşmasının kabul edilemeyeceğini söylediler. ANAP. olağanüstü ha! uygulamasının uzatılması konusunda tutumunu netleştirmedı. ANAPliden Mesut Yılmaz, yeni hükümetin tutumuna göre tavıralacaklannı belirtti. HEP'in olumsuz oy kullanacağı oylamada, MHP uzatmanın lehinde, CHP ve RPaleyhindeoy kullanacaklannı açıkladılar. Emekçi Kadın Kurultayı • tstanbul Haber Senisi - Emekçi Kadın Kurultayı'nın 10-11 temmuz tarihleri arasında İstanbul Caferağa Spor Salonu'da toplanacağı bildirildi. Emekçi Kadın Kurultayı Girişim Komisyonu'nça dün yapilan açıklamada. kurultayın, kadınlann hak eşitliği ve özgürlüğü mücadelesi için örgütlülüğe giden y olda ilk adım olduğu belirtildi. Açıklamada, aynca, iki hafta önce Diyarbakır'da öldürülen Elif Livan ve Nuriye Ak isimli öğretmenlerin kontrgerilla tarafından öldürüldüğü iddiaedildi. Buca'da açlık gpevi sona erdi • tZMİR(AA)-Buca Cezaevi'nde bir grup tutuklu ve hükümlü tarafından 26 gündür sürdürülen açlık grevi dün sona erdi. Sol görüşlü 63 tutuklu ve hükümlü, cezaevi yetkilileriyle dün yapilan görüşmeden sonra mevzuat doğrultusundaki isteklerinin kabul edildiğinin bildirilmesi üzerine açlık grevini sona erdirdüer. GazetedENş vefatetti • İSTANBUL (AA)- Gazeteci Mithat Eriş Ayvalık'ta vefatetti. 1912 yılında Midılli'de doğan Mithat Eriş, gazeteciliğe 1938 yılında Cumhuriyet gazetesinde başladı. Demokrat ve Yeni Türkiye ga^eteleri ile Millet dergisinde de çalışan Eriş, aynca Fener Spor, Kelepçe. Bızim Köylü. Selamet ve Ali Dayı gazetelerini yayımladı. Basın şerefkartı sahıbı olan Eriş'in cenazesi, bugün Ayvalık Saatli Camisi'nde öğleyin kılınacak cenaze namazından sonra Ayvalık Mezarlığı'nda toprağa verilecek. ValiSezerler Hürriyet davası •ANKARA (AA)-Eski Kırklareli Valisi Baybars Sezerler'in, kişilik haklanna haraket edildiği gerekçesiyle, Hürriyet gazetesi hakkında açtığı 200 milyon liralık tazminat davası başladı. Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmaya taraf avukatlan kaüldılar. Marıkeme başkanı, davah ve davacı tarafından ekonomik ve sosyal durumlannın araştınlması ve dosyada eksik bulunan belgelerin tamamlanabilmesi amacıyla duruşmayı başka bir güne bıraktı. Hürriyet gazetesinde geçen yılın kasım ayında, "Bakan Sezgın, valıyi rüşvetle suçladı" başlıklı bir haber yayımlanmış. bu haberde Sezgin'in Sezerler'i rüşvetle suçladığı öne sürülmüştü. Haberde aynca Sezerler'in devlet ihalelerini yakınlanna verdiği iddialan dayeralmışü. AIDS'li Banu'dan Cindoruk'a • Magazin/TV Servisi - AIDS'li transseksüel Banu Gök,TBMM Başkanlığı'ndan kendisine yardım edilmesini istedi. Mektubu. Meclis Başkanlığı Özel Kalemi'ne teslim eden Gök, "Bana yardıma olun. öiüyorum. Parasızım. Bu durumda. para kazanmak için hastalığı birçok kişıye bulaştırmak zorunda kalacağım"dedi. İslami Hareket Örgütü'nün iki devletle daha ilişki içinde bulunduğu ortaya çıktı Lrakve Sııriye'den de destek itiraflar İstanbul ve Ankara'da WHttWEWPt Şeker, Mumcu'nun katil . gözaltına ahnanlar İslami ftuö^^n^^^a zanlısı olarak da aranan Hareket Örgütü'nün İran dışında Irak ve Suriye Baytap'ın talimatıyla Hizbul-Dava Örgütü'nün ile de bağlantılı olarak çalıştığmı söylediler. Irakh mensuplannca eğitim aldığını söyledi. TUNCAVÖZKAN EVREN DEĞER ANKARA - İslami Hareket Örgütü üyesi olduklan ve çeşitli eylemlere kanşüklan iddiasıyla İstanbul ve Ankara'da yakala- nan sanıklar. örgütün İran'ın yanı sıra Irak ve Suriye bağlan- tılı olarak çalıştığını da açıkla- dılar. İstanbul'da yakalanan sanıklardan Mehmet Ali Şeker, yazanmız Uğur Mumcu'nun katil zanlısı olarak da aranan Ekrem Baytap'ın talimatıyla 1988 vılında İran'a askeri eği- tim almak amacıyla gıttiğinde. burada Hizbul-Da\a Örgütü'- nün Iraklı mensuplan tarafın- dan eğitim aldığını söyledi. Şe- ker, aynı yıl askeri eğitim amaçlı olarak Suriye'ye gittiği- ni de bildirdi. Ankara'da yaka- lanan sanıklardan Necmi Aslan da İran Kiiltür Merkezi'nden tanıdığı Sunve uyruklu Enes isimli şahısla yine Mumcu suı- kastı ile ilgili olarak aranmakta olan Abdullah Yiğit ve Ihsan Deniz'ı tanıştırdığıru, Deniz'in askeri eğitim amaçlı olarak Su- riye'ye gittiğıni açıkladı. Yazanmız Mumcu'nun kat- ledilmesi şonrasında bu suikastı üstlenen İslami Hareket Örgü- tü ile ilgili olarak İstanbul'da yürütülen operasyonlarda ya- kalanan Mehmet Ali Şeker, sorgusunda örgütün Irak ve Suriye bağlantısı ile ilgili olarak İran Baskonsolosluğu'ndan savunma MuhaHfletvüzIe ffişkmûzyokANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İran İslam Cumhuriyeti Büyükelçiliği, "Aracı İran Başkonsolosu' haberi>İe ilgili olarak bir açıklama yaptı >e Türldye'deki temsilciliklerinde çalışan memurların, Türkiye Cumhuriveti De\letTne muhalif olan gruplarla ilişkileri olroadığını belirtti. Büyükelçilik Basın Ataşeliği'nce > apılan yazıiı açıklamada^ 4 yıl önce Türkiye'den aynlan İran İslam Cumhuriveti İstanbul eski Başkoıtsolosu Mir Cafer Zazafancı'nuı 'İslami Hareket' adlı örgüte yardım ettiği yolundaki suçlamaların da hayal üriinü olduğu bildirildi. Açıklamada "İran İslam Cumhuriyeti başka ülkelerin içişierine karışmama ve iyi komşuluk ilişkilerine dayanarak yurtdtşındaki temsilciliklerimizde özellikle Türkiye'de görevli memurlanmızın, asüsız suçlamalaıia hay siyetlerinin zedelenmesine asla tahammül etmeyecektir. Bu tür suclamalar, yalnız uluslararası kurallarla bağdaşmay ıp iki ülkenin üstün çıkarlanna da ters düşmektedir" denildi. şu bilgileri verdi: "Şu an kesin olarak ismini hatırlayamadığım bir şahısla buluşmak üzere Ekrem Baytap bana isim. telefon numarası ve para verdi. İran'a geçtim. orada kaldığım süre içinde de rnasraf- lanmı Ekrem karşıladı. İran'da 15 gün kaldım, bu kaldığım sü- re içerisinde Hizbul Dava isimli örgütün Irakh mensuplan ile temas ettim. Tek kath bahçe içerisindeki bir evde 3-4 Irakh- nın bulunduğunu gördüm. Bunlara Ekrem Baytap tarafın- dan eğitim görmek maksadıyla geldiğimi söyledim. Bana eği- tim için durumlannın müsait olmadığını, birkaç gün bekle- mem gerektiğini söylediler. Bu- nun üzerine Ekrem'e telefon ederek konuştum. Ekrem şa- hıslarla konuştu. Bunun üzeri- ne Iraklılar imkanlan ölçüsün- de eğitim vermeyi kabul ettiler. Aynı evde 3-4 gün süre> İe uzun namlulu silahlar, tabanca ve patlayıcı ıraddeler üzerinde na- zari bilgiler aldım. TNT, C-4 gibi patlayıcılann özellikleri üzerine eğitim aldım. Kum kentinde eğitim Daha sonra fazla ilgi görme- diğim için geri döndüm. Dön- dükten bir ay sonra Suriye'ye Şam'a gittim. Burada da yine Hizbul- Dava Örgütü mensup- lannın birinin telefon numa- rasını ve adını Ekrem bana ver- di. Verilen telefon numarasını arayarak istenilen şahısla gö- rüştüm. Burada bana Ebu İsam adlı şahıs yardıma oldu. Şehir merkezinden uzakta. tek katlı. bahçe içinde bir eve gittim. Evde 40Us yaşlannda 'üstad' ıdi>e çağırdıklan Iraklı bir şa- :hısla eğitim işini görüştüm. Bu şahıs bana Suriye'de bu işin olamayacağını, Lübnan'a gidil- mesi gerektiğini. vizem ol- madığı için ıllegal olarak geçiş yaptıracaklannı söyledi. Israr ettim, fikirlerinden vazgeçire- medım. Şam'da eğitim alama- yacağımı öğrenince, evden aynldım, 1-2 gün sonra da Tür- kiye'ye döndüm ve Ekrem'e durumu anlatüm. Beni Mesut (Mustafa Kayacan) _ ile tamştırdı. Kendisi beni İran'a getirdi. Buradakı ınsanlarla tamştırdı, ben de Tahran ile Kum kenti arasından scjla ayn- lan yoldan gidilen askeri kamp- ta eğitimimi tamamladım." Halen tutuksuz olarak yargı- lanan Necmi Aslan, sorgusunda 1986-1987 yıllannda Farsça öğ- renmek amacıyla gittiği İran Kültür Merkezi'nde Suriye uy- ruklu ve ismini Enes olarak bil- diği (Muhammed Sabih Hüse- yin) ile tanıştığını söyledi. Bu konuda Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan fezleke- de Aslan. örgütün Suriye bağ- lantısı ile ilgili şu bilgileri verdi: "Enes ile samimi olduğunu, ancak bu şahsın İslami Cemaaı ile bir ilgisinin bulunmadığım, Abdullah Yiğit'in (Mumcu suı- kastı ile ilgili olarak aranıyor) kendisine, samimi olduğu in- sanlann olup olmadığını sordu- ğunda, bu şahısla samimi oldu- ğunu söylediğinı. bu şahsın Su- riye ile irtibat kurarak aynı ce- maatten baa insanlarla tanış- mak istediğini söylediğini. bu durumu Enes isimli şahısa ilet- tiğinde, bunun aracılığı ile Su- riye'den 2 kişiyi getirttiğini, kendi evine geldiklerini. burada Abdullah Yiğit ve İhsan De- niz'le tanıştırdığını. Suriyelı şahıslann Yiğit ve Deniz'i Su- riye'ye davet ettiklerini, daha sonra İhsan Deniz'in Suriye gjt- tiğini, Suriye'dekı İslam Cema- atı'nin faal olmadığını söyledi- ğini duyduğunu söyled»." İslami Hareket davası İkisiluıkkuukıhkun istenen20sanık DGM'yegkarddı tstanbul Haber Senisi - Çetin Emeç ve Turan Dursun'un öl- dürülrnesı olaylanna kanştıkla- n ve "İslami Hareket" adlı ör- güte üye olduklan öne sürülen ve ikisi hakkında idam cezası is- tenen 20 sanığın yargılanması- na İstanbul DGM'de devam edildi. Dünkü oturumda, ilk olarak dosyada bulunan ev ve işyeri arama tutanaklan ile sanıklar- da bulunan bazı silahlann ba- listik raporlan okundu. Sanık- Dursun ve Emeç cinayetleri davasmda bir kişi tahliye edildi. lar ve avukatlan, tutanaklan ve raporlan kabul etmediler. Bu arada, gazetecilerin tutuksuz yargılanan çarşaflı sanık Nazlı Baytab'ın fotoğraflannı çekme- lerine diğer sanıklar tepki gös- terdi. Silahlı çete oluşturmak suçundan tutuksuz yargılanan sanık avukat Hüsnü Yazgan da oturduğu yerden gazetecilere, "Bir iş yaptığınızı mı zannedi- yorsunuz? Taraflı davranıyor- sunuz"dedi. Daha sonra, Çetin Emeç ve Turan Dursun'un öldürülmesi ile kuyumcu soygunu olayının tanıklan dinlendi. 7 mart 1990 günü Çetin Emeç v-ç şoförü Si- nan Ercan'ın öldürülmesi olayı ile ilgili olarak dinlenen Ayşe Ercan, bir şey görmediğini söy- ledi. Sinan Ercan'ın eşi Ayşe Ercan, kendisinin olay yerinde bulunmadığını, olayı daha son- ra öğrendigini belirteti. Ercan, "Eşim, birlikte çalıştığı için Çe- tin Emeç'e tehdit geldiğinden bahsediyordu. Bize direkt teh- dit gelmedi" dedi. Tanık avukat Erdoğan Tun- cer ise Emeç olayından bir gün önce arabasının maskelı iki kişi tarafından gaspedıldiğını ara- basının Emeç olayında kul- lanıldığını ertesi gün öğrendigi- ni anlattı. Tanık Muzafier Ça- kıroğlu ise "Ben. Çetin Bey'in yeğeni ile aynı okulda okuyor- dum. Olay günü birlikte smava gireceğimiz için evlerine gittim. Sokağa girdiğim sırada silah sesleri duydum. Siyah bereli iki kişi bir arabaya ateş ediyordu" diye konuştu. Tanıklar, ateş eden iki kişinin yüzleri maskeli olduğu için ta- nıyamayacaklannı belirttiler. Turan Dursun olayı ile ilgili olarak dinlenen 16 yaşındaki Arfaan Akın ise herhangi bir si- lah sesi duymadığını, sadece yerde yatan bir kişiyi gördüğü- nü söyledi. Bir kuyumcu soygu- nuyla ilgili olarak dinlenen Er- gün Kenter ile Şuayip Kurt da iki kişinin dükkandan 4 kilog- rambk altını aldığını soyguncu- lan gönnediklerini belirttiler. Duruşma yargıcının, tanıklara "Emniyette sanık Abdülaziz Ocakhanoğlu nu teşhis ettikle- rini" hatırlatması üzenne tanık- lar, "Böylesi bir teşhiste bu- lunmadıklannı, emniyetteki tu- tanağın yanlış yazıldığını" söy- lediler. Mahkeme Ocakhanoğ- lu'nun tahliyesine karar verdi. Yargıtay, mahkemenin verdiği beraat karannı bozdu Deıııiı^al ahâkarettenaklanaıı 7 avukatyeııideııyargdanıyor Haber Merkezi - Ankara DGM Savcısı Nus- ret Demiral'a hakaret ettikleri savıyla yargıla- nıp beraat eden. ancak haklanndaki bu karar Yargıtay'ca bozulan yedi avukat yeniden yargılanıyor. fstanbul Barosu'na üye avukatlar Bahri Bayram Belen. Ergin Cinmen, Ülkü Oğuzer, Gökhan Güren ile Ankara Barosu'na üye avu- katlar Uğur Söylemezoğlu. Reşat Kadayıfçılar ve Hasan Crel hakkında 19 Aralık 1990 tari- hinde 'Heyet huzurunda memura hakaret' su- çundan dava açılmıştı. Avukatlar, Ankara DGM'de 'TKP'ye üye olmak" suçlamasıyla yargılanan müvekkilleri Hüseyin Baş ve Aziz Çetik'le ilgili da- vanın Kutiu- Sargın davasıyla birleştirilmek is- tenmesi üzerine mahkemeye beş sayfalıkbirdilekçe sunarak iki dava- nın birleştirilme- mesini istemişler- di. Ancak daha sonra DGM Savcısı Nusret De- miral, bu dilekçe- de kendisine hake- ret edildiğinı öne sürerek ihbarda bulunmuştu. Bu ihbar üzerine açı- lan davanın iddia- namesinde, avu- katlann dilekçele- rinde "Hukuk tanımaz, işkenceye izin veren, siyasal iktidann tehditlerine eşlik eden. soruşturma amacına hizmet etmekten ba§ka işe yaramaz" şeklinde sözler yazmak suretiyle Ankara DGM Savcısı Nusret Demirara hakaret ettik- leri öne sürülmüştü. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargı- lanmalanna başlanılan avukatlar ise ifadele- rinde, dilekçeden sadece bir cümlenin alınıp yargılama konusu yapılmasını eleştirmişler ve 'savunmanın sanık sandalyesine oturtulduğu- nu' vurgulamışlardı. Avukat sanıklar, dilekçe- de ne Demiral'ın nc de Savcı Ülkü Coşkun'un kişiliklerinin hedef ahndığını, sadece tutum- lannın eleştirildiğini söylediler. Yasa ve usul hükümlerine aykın hareket edilmesi üzerine söz konusu dilekçeyi kalenıe aldıklannı ve di- lekçede savunma hakkını aşan bir söz bulun- madığını da vurgulayan avuLatlar şunlan de- mişlerdi: "Ankara DGM Savcısı Nusvet Demiral ve Ülkü Coşkun söz konusu yargılamalar sırası- nda, yargılamanın bir ayağı olan 'iddia'yı felç eünişlerdir. Bulunduklan mevkiyi hukuksuz- luk merkezi haline getirmişlerdir. Savalık kis- vesi altında Ankara DGM SavcıkğVnı kendi politik görüşlerine paravan yapmışlardır. Suç- lanması aereken hukuk, yasa, usul dışı işler- dir." Savcı Sezai Akbulut ;,e29Mayısl991 tari- iiinde açıkladığı csas hakkındaki görüşün- de dilekçedeki sözleıi "savcılann kişılikleri- ne yönelik subjektif değerlendirmeler" olarak yorumlamış ve avukatlann "savun- ma sınırlannı aştık- lannı" öne sürerek cezalandınlmalannı istemişti. Sava 3 Temmuz 1991 tanhli duruşma- da da bılirkişi tayin edilerek bu sözlerin "hakaret teşkil edip etmediğinin tespitini" istemişti. Bilirkişi heyeti 4 Aralık 1991 »arihinde mahkemeye îönder- diği üç sayfalık raporda dava konusu diîekçede savcının kişiliğinin değjl. kamuyu ilgilaııdiren icraatlannm hedef alındığına diİckat çekmişti. Başkan Mustafa Batı ile üyeler Ali Ertok ve Bedataat Malkoç'tan oluşan Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi de karannda bilirkişi heyeti- nin raporuna uymuştu. Bozma karanndan sonra yargılanmaknna başlanan sanık avukatlar, mahkemenin önceki karannda direnmesini istediler. Mahkeme bu istemi reddetti. Sanıklar ve avukatlar, suç- landıklan konuyla ilgili ispat hakkı istediler. Mahkeme, bu istemi de reddetti. GUNDUZ GOZUYLE MELİH CEVDET ANDAY Aşk İmiş Her Ne Var Alemde Paracelsus, "Bir şey bilmeyen hiçbir şeyi sevmez" demiş. Şaşırtıcı bir sözl Ne o, "sevme de bilgiye mi bağ- lı?" Geleceğiz. Paracelsus (1493-1541), tıpta kimyanın önemli bir rolü olduğunu belirleyen ünlü Alman hekım ve simyacı. Sim- ya nedir? Ansiklopediden alıyorum: "Başlangıçta kur- şun ve bakır gibi soy olrnayan metalleri altın ve gümüş gibi soy metallere dönüştürme girişimleri biçiminde or- taya çıkan yalancı bilim. Ama simya çalışmaları pek çok kimyasal işleme dayandırılmış ve ilk ortaya çıktığı dö- nemden başlayarak kimyanın gelişmesinde önemli rol oynamıştır." Yazımın başına aldığım o güzel sözle, simya arasında büyük bir yakınlık var. Yoksa 0 sözü bir simyacı söyle- mezdi. Ne demek istiyorum? Sevgi (ve aşk) simyacılık- tan başka bir şey değildir. Evet, günlük yaşamın soylu olmayan yaşantılarından seviyi, sevgiyi çıkarmak için bilmeniz ve çaba göster- meniz gerekecektir. Sevi ve sevgi hiçbir zaman hazır bulunmaz. Ama bilmek ve çaba harcamak kolay olmadı- ğı için biz hep hazıra konma beklentisi içindeyizdir. Bir gün elbette bize verilecektir o soylu madenler. Sevece- ğiz, aşık olacağız ve bundan mutluluğa ereceğiz. Ama ne kadar sürecektir bu mutluluk? Onu düşünmeyiz bile. Gerçekte pek sürmez; çünkü belli bir yaşta uyanan cinsellik çoğun sevi ile karıştırılır, sevi sanılır. Cinsellik doyurulurıca da. ne görelim, sevi uçup gitmemiş mi! Gençlerin evliliklerinde çcX sık görülen bir olaydır bu. Emeksiz ele geçen mutluluktan başka ne beklersiniz! Bu dünyada en beleş mutluluk aşk mutluluğudur, be- leş olduğu için de çok dayanmaz. Ama medyalar bizi hep aşka hazır bulunduruyor. Dahası var, sevişmeğe girdiğimizde nasıl davranacağımızı nasıl konuşacağı- mızı da öğretiyor bize. Hiçbir şey bilmeyen aşkı biliyor. Doğamız ne zenginmiş meğer! Bu konu üzerinde uzun uzun duran Erich Fromm şöy- le yazmış: "Atılacak ilk adım, sevmenin de tıpkı yaşamak gibi bir sanat olduğunu kabul etmektir; müzik, resim, maran- gozluk, doktorluk, mühendislik gibi herhangi bir sanatı öğrenmek için ne yapıyorsak, sevmeyı öğrenme yolun- da da aynı şeyleri yapmamız gerekir." Peki, okula mıgideceğiz? Hayır. Sevmenin bize dışardan verilmediğini bilmek, düşkı- rıklıklarını önlemek için yeter. Ben aşkı övmek için başladımdı bu yazıya.. Ne denli bilisiz olursa olsun, aşka duşeni kutlamamız gerekir. Bize hiçbir çıkar sağlamayan bir tutku övülme- ğe değmez mi! Bu dünyada paraya çevrilmeyen ne kaldı ondan başka! Şiir gibidir aşk, bir gelir sağlamaz; ama bize insanlığı- mızı kanıtlar. Aşk imiş her ne var alemde İlm bir kil ü kal imiş ancak 'Sınırlı af ta, dağ fare doğurdu: 16 teslim • Kanun hükmünde kararnameden yararlanmak için 15 gün içinde, birisi kadın olmak üzere 16 kişi teslim oldu. ANKARA (ANKA) - Ka- muo>Tinca ve siyasi partiler arasında büyük tartışmalara neden olan "PKK'ya sınırlı af kararnamesi" şimdiye kadar umulan sonucu vermedi. İçişleri Bakanlığı yetkilile- rinden alınan bilgiye göre PKK içinde yer alıp da suç işle- memiş PKK'lılann teslim ol- malan hahnde serbest bırakıl- masını öngören kanun hük- münde kararnameden yarar- lanmak için 15 gün içinde, biri- si kadın olmak üzere 16 kişi teslim oldu. İçişleri Bakanlığı yetkilileri. kararnameden şim- diye kadar umulan sonucun alınmamasını şöyle yorum- ladılar: "Bıı kararnamenin konul- mas'.ndan rahatsız olan PKK örgütü elebaşılannın, kararna- meden örgüt mensuplannm et- kilenmesini önlemek amacıyla eyleme kanşmamış olanlara eylem yaparma gayreti içinde olduklan, radyo dinlettirmedi- ği, gazete okutturmadığı, ai- leleri ile görüşmelerinin engel- lendiği öğrenilmiştir." İçişleri Bakanlığı yetkilileri, PKK'nın "silah bıraktığını, ateşkes ilan ettiğini" öne sürdüğü tarihten 23 mayısa kadar olan süre içerisinde ola- ğanüstü hal bölgesinde 64 si- lahlı saldın ve çatışma, 5 adet gasp ve yol kesme. 7 taciz ateşi ve 29 adet kundaklama eylemi gerçekleştirdiğini, bu olaylar- da 6 güvenlik görevlisinin şehit olduğunu, 32 güvenlik görevli- sinin yaralandığını, 47 vatan- daşın yaşamını yitirdiği ve 50 kişinin yaralandığım bildirdi- ler. Verilen bilgiye göre aynı tarihler arasında 106'sı ölü, 5'i yaralı 84'ü sağ olmak üzere toplam 195 PKK'lı ele geçiril- di. Bu tarihler arasında 45 PKK'lı da güvenlik güçlerine teslim oldu. Bingöl katlıamından sonra 24 mayıs-24 haziran tarihleri arasında da olağanüstü hal bölgesinde 91 silahlı saldın ve çatışma, 2 köy baskını, 13 yol kesme. 13 taciz ateşi ve 24 kun- daklama eylemi meydana gel- di. Bu olaylar sırasında 69 gü- venlik görevlisi şehit olurken 90 güvenlik görevlisi yarar landı. Olaylar sırasında 70 va- tandaş öldü, 78 vatandaş da yaralandı. Aynı tarihler arası- nda 174'ü ölü, 6'sı yaraü, 65'i sağ olmak üzere toplam 235 PKK'lı ele geçirildi. Üsküdar'da İhtiyaçtan Devren Satılık Parfümeri Tel:31019 59 Yargıtay adli tatil oncesi Perinçek ve Tanju kararıtemmuzda ANKARA (ANKA)- Mahkemeler, her yü 20 temmuzda başlayan ve 45 gün süren 'adli tatil'e yönelik haarlıklara başladı. Mahkemeler görmekte olduklan ya da yeni açılan davalarda, 'adli tatil'i dikkate alarak eylül ve ekim ayında duruşma günü veriyorlar. "Adh tatil'in öncesinde Yargıtay iki ünlü kışıyle ılgılı karannı açucıayacaK. BunJardan ılkı İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'le ilgili olarak Dokuzuncu Ceza Daireşi karan. Daıre. Ankara DGM tarafından seçim propaganda konuşmalan nedeniyle 2 yıl ağır hapis ve 50 mil- yon lira da ağır para cezasına mahkum edilen Perinçek'le ilgili karann yerinde olup olmadığını belirleyecek. Karar onaylarursa Perinçek hapse girecek. 'Adli tatil' öncesi kamuoyunun dikkatle bek- lediği karar şüphesiz Fenerbahçeli milli futbolcu Tanju Çolak'la ilgili karar olacak. Kacak Merce- des davasında 9 yıl 4 ay ağır hapis ve diğer sanık- larla birlikte 5 milyar 405 milyon lira ağır para cezasına mahkum edilen Tanju'yla ilgili karar Yedinci Ceza Dairesi'nceaçıklanacak. Dairenin 18 haziran tarihinde pkanlan vc kacakçılık suç- lannda paraya çevnlen limiti 300 milyon liradan> 565 milyon hraya yükselten öakanlar Kurulu karanna yaklaşımı önem taşıyor. Dairenin ka- rarnamenin görülen davada uygulanmasmı iste- yebileceği ya da bu konuda değerlendirme yap- mak üzere dosyayı İstanbul'a geri getirebileceği ifade edilirken Tanju'nun kararname kapsa- mında olup olmadığı tartışmalan da açıklana- cak kararla son bulaçak. Karann bozulması ha- linde dava yeniden İstanbul Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülecek. Zayıf olasıbk olarak değerlendirilen cezanın onaylanması halinde ise Tanju tutuklanarak cezaevine gönderilecek. 'Adli tatil]in hemen öncesinde Ismail Beşikçi ve yayıncısı Ünsal Öztürk aleyhine 155 ayn kıtap nedeniyle açılan 75 yıl ağır hapis ve milyonlarca lira ağır para cezası istemli davalarla, ihaleye fe- sat kanştırmak suçundan hakkında dava açılan eski PTT Genel Müdürü Emin Başer'le ilgili da- va da bulunuyor. Adli tatil' süresince adliye ve idare mahkeme- leriyle Danıştay'da nöbetçi mahkemeler görev yapacak. Anayasa Mahkemesi ve Askeri Yargı- tay'ca yargılamalara ara verilmiyor. Tüketiciyi Uyarıyoruz! Her taksitli satış kampanya değildir. Kampanyada tüketicinin avantajları olmalıdır. Dünya'nın 1 numaralı markaları JEfPA'da sadece... 195.000"*WhiteV\festinghouse Klima - Buzdolabı - Çamaşır Maldnası GRUnDIG Televizyon Klima OET MERKEZ :Abıde-iHürrıyetCad.PoiatCeli'AğalşMerkezı ZemmKat Mecıdıyekcy - İSTANBUL S ı '••) 274 74 44 Bayrampaşa: 9 H 5Ct 00 00 Bakırköy: 911) 571 80 99 • 57181 39 KOCAELİ 9 (21131C 350 IZMİR 9 51: 63 60 00 BAUKESIR : 9 t€B;ı 43 52 62 KORFEZ (Burhaniye). 9 (573) 22 500 10 TEMMUZ SONGÜN