23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29HAZİRAN1993SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sahte Atatiirkçüliiğe 13 taıuııı . ayabaşı Köyü İlkokulu öğrencilerinin çıkarttıkları.Kayabaşı'nın Sesi gazetesinde 'Çeşit çeşit Atatürkçüler' başlığı ile yazdıklan manşet haberde sahte Atatürkçüleri 13 gruba ayırdılar ÖMER YURTSEVEN DENİZLt - Atatürkçülüğü \e laıklı- ğı sa\unan haberlerinden dolayı bazı çevrelerin tepkisini toplayan Kayabaşı Köyü îlkokulu öğrencileri. "Kaya- başı'nın Sesi" adlı gazetesınin 6. sayısını "Atatürk'ü yaşatacağız' başlığını man- şet yaparak çıkardı. Atatürk ve laikhk düşmanlanna karşı çıkardıklan gazete aracılığıyla mücadele eden öğrencilere Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Gûngör Özden ıkinci kez kutlama ve destek mesajı gönderdi. Kavabaşı Köyü İlkokulu öğrencileri. her türlü baskılara göğüs gererek çı- karmayı başardıklan gazetenin 6. sayısında Atatürkçülük konusunu ış- ledijer Öğrenciler. "Çeşit çeşıt Ataturkçu- ler" başlığıvla vazdıklan manşet ha- berde sahte Atatürkçüleri 13 gruba şöyle ayırdılar: "•Papağan Atatürkçüler: Ata- türk'ün söz, düşünce ve özdeyışlerinı tıpkı bir papağan gibı ezberleyip yine- leyenlere papağan Atatürkçüsü denir. •Tören Atatürkçüleri: Bunlar sade- ce ulusal ve resmi bayramlarda ve tö- renlerde Atatürkçü olan kişilerdir. • Reklam Atatürkçüleri: Atatürk- çülüğü gercekten benimsemedikleri halde her fırsatta Atatürkçülükten söz ederek Atatürkçülüğün reklamını ya- panlara reklam Atatürkçüleri denir. #Korku Atatürkçüleri: Korkulan- ndan Atatürkçü olanlara korku Ata- türkçüleri \eya zoraki Atatürkçüler denir • Moda Atatürkçüleri: Atatürkçü- lük bazen yurdumuzda moda olur. Sa- dece Atatürkçülük modasına uymak için Atatürkçü olanlara. Atatürkçü gö- rünenlere moda Atatürkçüsü denir. •Söylev Atatürkçüleri: Atatürk"ün ve onun ilke \e dev nmlerinın ticaretini. tüccarlığını yapanlara denir. • Gardırop Atatürkçüleri: Sadece kravat takmayı. Batıhlar gıbi giyinme- yi Atatürkçülük sayanlara denir. • Tekeki Atatürkçüler: Bunlar Ata- türk'ü. Atatürkçülüğü onun ilke ve Beledıve Saravı ArVası McfcK Çarîısı Işh Ko 1 Tel 638644 DENIZLI EGECOCUK KAYABAŞININ SESİ I DT1P M K i n I ıniMuallnnunnıı Benlm vflcudum, birgün top olaeaktır. TUrklye Cumrl Oevletl toni kadar ya^aya 1993 S*YI:6 FIY*TI ÇEŞİT ÇEŞİT ATATÜRKCÜLEI Yurdumuzda çsşt çeyt Aörurkçuler varcbr. Bunlırdan bazılannı ^oyfe sırala^abtlmz 1- PAPACAN ATATÛKKÇCt FBİ: Ataturk un *oz duşunc? ; e ozdeyişlerini tıpkı bir papajar pbı ezberleyıp )inele>enlere ıtekrarlayanlara) papagan Ataturkçusu denir 2- TÖREN ATATÜRKCÜl FRİ devnmlenni kendi tekellenne geçiren kişılerdir. Bunlar Atatürk'ü tabu- laştınp putlaştınrlar. 0 Atatürk ve Atatürkçülük düşmanı Atatürkçüler: Bunlar, Ataturk'un ilke ve devrimlerine düşman olduklan hal- de. asıl amaçlanna ulaşmak içın her- kesten fazla Atatürkçü görünürler. Bunlar ellennden gelse gerçek Ata- türkçülen bir kaşık suda boğarlar. • 10 Kastm, 50. vd, 100. yıl Atatürk- çüleri: Bunlar sadece belirli günlerde sadece birkaç günlüğüne Atatürkçü 10- ATATÜRK VF ATAÎT.RKCCLUK Dtl ATATlRKCLirR Atjturke >e Atarurkfulu£<- ıiu^man olduU* O nu >#ı er pırunefl pzli olmak uzere ıkıjıe a>niır Ataturl ve Ataturkçıılukduynaru AMurk^ler,On devnmlennp du^rrun olduklanru *,ıkça »ıylerler, ^ zı>r dıırumda lulınca Atoturkçu ^orunurier Cızli -\!1 olan kimselerdir. Örneğin lOKasım'da yas tutarlar. sivahlara bürünürler. •Olağanüstü dönem Atatürkçüleri: Olağanüstü günlerde Atatürkçü olup diğer günlerde Atatürkçülüğü biten Atatürkçülerdır. Bu günlerde Atatürkçülerin sayısı- nda önemli bir artış olur. Fakat diğer günlerde bu sayı giderek azalır. ORuh Atatürkçüleri: Atatürk'ün ruhuyla konuştuğunu ileri süren kişi- lerdır. Bu kimseler Atatürk"ün ruhu- nun Türk milletine kendi aracılığıyla ban mesailar bildirdiğini ileri sürer ve konuşmaları bir kitap halinde va- yımlarlar." Öğrenciler. bu sıralamayı yaptıktan sonra gerçek Atatürkçülüğü şöyle tanı mladılar. •'Atatürkçülük; tam bağımsız, sö- mürüye karşı özgurlükçü, cumhuriyet- çı. halkçı, dev letçi. laik, devrima, akılcı ve bilimsel, çağdaş ve banşcı ilkelerden oluşan. bu ilkelerden kaynaklanan kendine özgü bir dünya görüşüdür." Kayabaşı İlkokulu öğrencileri,"Ata- türk'ü yaşatacağız" başlıklı haberlerin- de, kendilenne cephe alan dinsel çevre- lere yanıt olarak şu mesajı verdiler. "Bazı büyüklenmiz, dini araç olarak kullanıyor. Halbuki bizler Atatürkçü- lüğü ve laikliğı amaç olarak göriiyo- ruz. Bize yanlış bilgiler vererek ülkemi- zı karanlığa götürmeyin. İleride ba- şansız olursak bunun sorumlusu sızler- siniz. Bizi rahat bırakın. Yazdıklanmızı sevmiyorsanız siz de sevdiğiniz yazılan okuyun.* Bir de bilgi sahibi olmadan fıkir sahıbi olmayın " Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden. Gazetenin Yazı İşleri Müdürlüğü'nü yapan öğretmen Ali Kariık'a gönderdiği kutlama ve destek mesajında.öğrencilerikastederek"Ata- türk ilkelerinın özverili. yürekli ve bi- lınçli savunuculan Türkiyemiz'in ger- çek dostlan ve dayanaklandır" dedi. Zekâ testleri ne kadar eüvenilir? • Üniversiteler, rehberlik araştırma merkezleri, hatta birçok ana okulunda uygulanan zeka testleri, zekanın niteliklerinin belirlenmesine yardımcı olmuyor. FİGEN ATALAY Şimdi moda zeka testleri... Te- levizyon. bılgisayar oyunlan, zi- hinsel gelişimi destekleyen oyun- caklarla büvüyen çocukîann zeka düzeyleri gelışiyor. Kendi çocukluklanyla kıyaslayınca ço- cuklannı üstün zekalı zanneden anne-babalar, bunu tescil ettir- mek için testlere başvuruyor. Cniversiteler, rehberlik araştı- rma merkezleri, hatta birçok ana okulunda uygulanan zeka testle- ri, zekanın niteliklerinin belirlen- mesine yardımcı olmuyor. Zkfhân aşımına uğramış ve ye- terli eğitim ve deneyime sahip ol- mayan kişıler tarafindan uygula- nan testlerin. çocuğu yanlış yere "damgalayabileceği" belirtiliyor. Doğru kişı ve doğru test söz ko- nusu olsa bile sonucun, yalnızca bir yaklaşım ve ipucu olarak de- ğerlendirilmesı gerektiği vurgu- lanıyor. Şimdiye dek bu testlerden ve zekasının düzeyinden habersiz rahatça yaşayıp giden 8 yaşında- ki Ali Aluçlu adh arkadaşımıza, iki ayn yerde "test azabı" _va- şattık. tlk durak Göztepe'de Özel Ilkışık Anaokulu. Testin adı. okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklara uygulanan Stanford- Binet. Uygulayan. psikolog Sel- ma Dizdar. Yaklaşık bir saat sü- Zantan aşunma uğramış ve yeterli eğitime sahip olmayan kişiler tarafindan uygulanan testter, çocuğu >antaş yere damgalayabiliyor. ren testte Ali'ye, muhakemeye dayalı sorular soruldu. cümleler- deki saçmalıklan bulması istendı. sayılar tekrarlatıldı, şekıller çiz- mesi istendi. Testin sonuna doğ- ru ilgisi dağılan. "Ne zaman bite- cek?" diye sormaya başlayan Ali'nin IQ'su. yani zeka bölümü 100-110 arası bır başka deyişle "normal" çıktı. Bizim yüzümüzden okulu "kıran". zeka düzeyi normal çıktıktan sonra ikinci kez test uy- gulanmasını anlamsız bulan Ali'- nin, "Başka yere gitmesek olmaz mı?" diye mızırdanmasına kulak- lanmızı ükadık, "yansı şimdı. yansı test bittikten sonra" yen- mek üzere bir adet dondurma ile kandırdık ve geldik Tüccarbaşf- ndaki Kadıköy Rehberlik Araşu- rma Merkezi'ne. Bu merkeze, "merak" için gelen ailelerin yam sıra. çocuklannın zeka geriliğin- den kuşku duyanlar, sınıftaki davramş ve başan düzeyi nede- niyle öğretmenlerin gönderdiği çocuklar geliyor. Psikolog ve reh- ber öğretmenlerin görev yaptığı merkezde, çocuğun durumuna göre değişik testler uygulanıyor. Ali'ye iki ayn psikolog tara- findan test uyguîanmış, sonuç yaşına göre normal çıkmıştı. Test >ıne Stanford-Binet idi. IQ'su 106 olarak belirlendi. Test daha çabuk bitmiş, Ali, bır önceki test- ten ezberlediği yanıtlan sıralayı- vermiştı. Bu nedenle sonucun belki daha yüksek çıkması gere- kirdı ama pek çok yaşıtı gibi oyu- nu sorulara yanıt vermeye tercih eden Ali'nin amacı. testten bir an önce kurtulmak olunca sonuç benzer çıktı. Psikolog Bahar Salman Çalın. her testin bir yanılma payı bulun- duğunu belirterek. "Çünkü her psikolojjik test. deneğin o andaki tüm zihinsel ve psikolojik kapası- tesine ancak bir yaklaşımdır'" dedi. Çalın, şöyle konuştu: "Hiçbir testte ınsan faktörü gözardı edilmemelı. Hiçbir testin sonucuna bakarak. insanlar ge- nel ve yanhş yargılarla mahkum edilmemeli." İstanbul Cniversitesi Edebiyat Fakültesi Eğitim Bilimleri Bplü- mü öğretim üyesi Doç. Dr. Ünıit Davaslıgil, uygun eğitim ve çevre- nin etkisiyle zekanın yaşam bovu gelişmeye devam ettiğini. zekarun böyle dinamık bir özellik göster- mesi nedenıyle ölçümünün de bü- yük bir dikkat. sağduyu ve du- yarlılıkla uzman kişilerce yapı- İması gerektiğinı vurguladı. Doç. Dr. Davaslıgil, testleri ve Türki- ye'deki durumu şöyle değerlen- dirdi^"Her biri a>n özellik göste- ren farklı kültürel etkiler altında olan bıreylenn sadece testler aracılığıyla değerlendirilmeleri tabii ki doğru değildir. Ancak testleri bir ipucu olarak gören ve bu konuda yeterli eğitim almış ki- şiler için ise testler değerli araç- lardır. Ülkemizin durumu testler açısından ele alındığında ise tablo pek olumlu gözükmemektedir. Maalesef rehberlik ve araştırma merkezlerinde genelde standardi- zasyon açısından zaman aşımına uğramış. genel zihinsel potansi- yeli ölçen bir test kullanılmak- tadır. Onceki bılgilere dayanma- yan, nısbeten kültürden anndınlmış bir başka testin stan- dardizasyon çalışmalan ise de- vam etmektedir. Zihinsel potan- siyeli niteliksel açıdan ölçen test- lerin standardizasyonu ise henüz gerçekleşmemiştir." Türk pullarınamilyar ödediler Yeşfl kubbesi nedeniyle türbe zannedilen Süleyman Kaptan Çeşme- si'ni çevre düzenlemeteri sırasında ortaya çıkarıldı. Çeşmeyi türbe sanddar İstanbul Haber Servisi - Kasımpaşa'dan Hasköy'e giden yol üzerinde bulunan ve >eşıl kubbesi nedeniyle türbe zannedilen Süleyman Kaptan Çesmesi, Beyoğlu Belediyesi'nce ortaya çıkanldı. Istanbullular tarafından yılîarca "Evliya Türbesi" diye adaklarda bulunulan, dualar edilen eski eserin çeşme olduğu, çevre düzenlemesi çalışmalan sırasında ortaya çıktı. Hasköy Caddesi Zindanardı denilen yerde bulunan 1753 tarihinde yapı- lan çeşmenin yol ortasında olduğu için 50 metre ötede bir refüje taşındığını belirten Beyoğlu Beledıye Başkan Yardımcısı Nusret Avcı, "Yılîarca yapılan dualar boşa gitti. Vatandaşlar yatır sanı- yordu. Biz yapının ne olduğunu anlamak için çevresini biraz kazdırdık. Kazı tamamen bitirilınce, üzennde bulunan 'Süley- man Kaptan Çeşmesi' yazısı ortaya çıktı. Daha sonra Mimar Sinan Üniversitesi'nin yardımlanyla bu tarihi eser şimdikı yerine taşıdık" diye konuştu. Bu arada Hasköy'de bulunan III. Âhmet Çeşmesi'nin de restore çalışmalan sürüyor. 1704 larihinde yapı- lan çeşme, daha sonra Aynalıkavak Kasn Parkı'na taşınacak. ADEMAYAKTA İstanbul Filateli ve Kültür Merkezi AŞ'nin (İSFİLA) dü- zenlediği "Türk Pullan, Posta Tarihi ve Diğer Materyaller Müzayedesi"nde bir pul, 12 bin marka (77 rrülyon lira) alıcı bul- du. Sheraton Oteli'ndeki müza- yede, uzman koleksiyonculann çekişmesiyle renkli bir atmos- ferde gerçekleştı. Uzmanlar, yaklaşık 150 bin marklık alım- satım yapılan müzayedeyi ba- şanlı bulduklannı belirttiler. 12 bin marka posta pulu Müzayedenin en heyecanlı anı, üzerinde çok değerli pullar bulunan bir Osmanlı posta zar- fının 403 numarayla satışa su- nulması sırasında yaşandı. Bu parçanın satışı 10 bin marktan açıldı ve 12 bin marka, adının açıklanmasını istemeyen bir meraklıya gitti. Bu rakam, dün- ya piyasalan için oldukça al- çakgönüllüydü, ama Türkiye için bir rekordu. Sheraton Oteli'ndeki müzavedede bir Osmanlı posta zarfi, 403 nu- marayla satışa sunuldu. Bu parçanın satışı, 10 bin marktan açıldı ve 12 "bin marka, adının açıklanmasını istemeyen meraklıya gitti. İlk on sıradakı parçalar ve ulaştıklan rakamlar şöyle: Osmanlı: 12 bin mark, Os- manlı: 8 bin 500 mark, Osman- b: 3 bin 750 mark. Osmanlı: 3 bin 250 mark, Cumhuriyet: 3 bin mark. Osmanlı: 3 bin mark. Cumhuriyet (1971): 2 bin 500 mark, Osmanlı: 2 bin mark, Os- manlı: 1900 mark. Osmanlı: 1900 mark. Müzayedeye İsviçre. Hollan- da. İngiltere ve ABD'den de fi- lat'elistler katıldı. Hollandah Max Plantinga da bunlardan biriydi. Plantinga, pul merakı- nı, Osmanlı tarihi uzmanı olan babasından aldığını: koleksiyo- nunda 1920-22 döneminden çok önemli Türk pullan oldu- ğunu anlatıyor. Türkiye'ye duyduğu ılgi ve sevginin kayna- ğını bu pullann oluşturduğunu söyleyen Hollandah koleksi- yoncu. pulun. uluslan kaynaş- tırabilecek en önemli kültür araçlanndan biri olduğu görü- şünde. 52 numaralı bayrağını sık sık kaldırarak heyecan yaratan Bü- lent Pabuççuoğlu . arttırmarun renkli simalanndan bir başka- sıydı. Pul loplamaya 1957'de. Galatasaray Lisesi 1. sınıf öğ- rencisiyken. babasmın arma- ğan ettiği pul defteriyle başla- mış. Üç kıtaya yayılan Osmanlı İmparatorluğu'nun zengin bir posta tarihi mirası bıraktığını belirtiyor Pabuççuoğlu. Ana- dolu koleksiyonu, Japonya, İspanya ve Polonya'da altın madaİya kazanmış. Pabuççu- oğlu da pullann tarihe, kültüre ve uygarlığa açılan çok önemli bir pencere olduğuna inanıyor. Müzayedenin en yüksek ikinci rakamı olan 8 bin 500 markı düşünmeden gözden çıkarabil- mesi. Pabuççuoğlu'nun bu inancının en büyük kanıtı. Özçelik-İş ile Kamu-lş arasındaki toplusözleşmeyi Türk-İş tepkiyle karşıladı Sözleşıııecle sendikalar savaşıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükü- metin. Demir-Çelik İşletmeleri ışcilerine ver- diği yüzde 52 oranında ücret zammının, bu yıl yenilenecek yaklaşık 700 bin.kamu işçisi- nin sözleşmesine ömek olacağı belirtildi. Çil- ler'in, işci önündeki ilk sınavmda. Hak-îş Konfederasyonu'na bağlı Özçelik-İş Sendi- kası ışçilerini grevden döndürmesi, Türk-İş tarafindan tepkiyle karşılandı.Ozçelik-İş Sendıkası ile Kamu-İş arasında, önceki gece vanlan anlaşmaya göre birincı altı ayda yüz- de 35, ikinci altı ayda yüzde 25 orar.ında ücret zammı yapıldı. Yıllık ortalama yüzde 52'ye denk geİen bu ücret artışını Türk-İş 'yetersiz' ve 'enflasyonun altında' diye nitelendirdi. Türk-İş Genel Başkanı Bavram Meral, hü- kümetin verdıği ücret zammını 'düşük' bul- duklannı vurgulayarak "Özçelık-İş. enflas- yonun altında bir toplusözleşme imzaladı. Yanlıştır. Bizim sözleşmelerimize ömek teş- kil etmeyecektir. Herkes kendi sözleşmeleri- ni, kendi kuraltan içinde yürütür" dedi. Türk-İş'in hükümetten isteyeceği ücret zammı oranını belirlediğini, ancak Başkanlar Kurulu'nda netleşmeden açıklamayacağını ifade eden Meral, Özçelik-Iş Sendikası'na. sözleşme imzaianmadan önce "yüzde 50'nin altına düşmeyin" ricasında bulunduğu yo- lundaki iddiayı yalanladı. Meral, "Öyle bır talebim olmadı. Sadece greve gıdcrlerse des- tek olacağımızı sövledik" dedi. Özçelik-İş Sendikası yetkilileri toplusözleş- menin işçiyi memnun ettiğini ve diğer sözleş- melere 'ornek" olacağını belirterek Türk-Iş'ın toplusözleşme görüşmelerinde başlamakta ^geç kaldığını' ileri sürdüler. Yetkililer. Türk- Iş'e bağlı sendikalann 'yetkı düşünne' vönte- mine başvurarak hükümetle görüşmekten kaçındığını ve hükümetin belirleyeceği ücret zammına "memur anlayışıyla razı olma" ızle- nımı uyandırdığını da belirterek "Bu yılın ilk 6 ayı geçti. Türk-İş hala hükümetten ucret zammı konusunda somut bır istekie bulun- madı. Beraber olsaydık. hükümetı sıkıştınrdık." diye konuştular. . ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Eski Sagcılap ve Eski Solcular Geçenlerde bir dergi adına telefon eden bir öğrencim, memleketimizdeki farklı sağ partilerde görülen eski MHP'liler ve ülkücüler hakkında ne düşündüğümü sor- du. "Doğaldır" dedim. "Eski ülkücü ve MHP'lilerin bir kıs- mının bugün farklı partilerde yer almaları, bu insanların artık farklı beklentiler içinde olmalarındandır. Ancak es- kiden MHP'de yönetici durumda olanların; hem eski par- tilerine ve hem de kendilerine karşı sorumluluğu vardır. Yönleri değişmese bile. saflarını değiştirmeleri hoş bir şey değildir." Gercekten, 1980öncesindekendini "milliyetçi" olarak isimlendiren ve "antikomünist" nitelikleri ağır basan gençler için tek cazip merkez, MHP ve Ülkü Ocakları idi. MSP gençlik örgütlenmesini henüz tamamlayamamıştı. AP ise gençlere bir "mesaj" veremiyordu. Her ne kadar AP kurmayları "Hür Düşünce Kulüpleri" gibi merkezler oluşturmuş idiyseler de o günlerin ateşli gençleri için, bu tür pasif örgütlerin fazla birçekiciliği yoktu. Ve işte bu koşullar altında AP iktidarları, ülkücü genç- leri "kendi çocuklan" gibi kolluyordu. Zira AP kurmayla- rının bazıları, "Bu gençler ilerde nasıl olsa bize gele- cek" diye düşünüyorlardı kı zaman onları haklı çıkardı. 12 Eylül sonrası, eski ülkücülerin bir kısmı için acı bir dram. bir kısmı için bulunmaz bir nimetdönemi oldu. 12 Eylül tüm hışmıyla "sol"un üzerine gitmişti ama; ülkücü- lerin "gariban" kesiminin, "eline kan bulaşanlan" da belli bır kefaret ödediler. 12 Eylül'den önce, "Ya devlet başa ya kuzgun leşe" dıyorlardı. Gercekten, bir kısmı "devlet başa" gitti, bir kısmına "kuzgun leşler" kaldı. Böyledir bu işler. 12 Eylül sonrasında saflar alt-ust oldu. Eski solcular- dan ANAP'a, DYP'ye, Refah'a kayanlar olduğu gibi eski sağcılardan bir kısmı da sola yöneldi Ama özellıkle eski solcular. salt saf değiştirmekle kalmadılar, kavramları da değiştirmeye kalkıştılar. "Solculuk değişimdir" slo- ganının ardına sığınıp yeni yetişen gençlerin de kafasını bulandırdılar. Bir yandan bunların çabası, bır yandan sola yönelmiş gibi görünen eski sağcıların çabası; solda kafaları ger- cekten karıştırdı. Sağda yer alan eski solcular da, solda yer alan eski sağcılar da aynı şeyi söylüyorlardı: "Piya- sa ekonomisi içinde değişim." Ama bu değişimin "yönü neydi", "sonunda nereye varılırdı"; düşünen yoktu. Ba- ğımsızlık, laiklik, emperyalizm, sınıf vb. kavramlar, artık bu beylerin gözünde çağdışı kalmıştı insanın aklına şu soru geliyor- "Peki kardeşim bu lafları söyleyecektiniz de neden cephelerinizi değiştirdiniz, neden farklı cep- helere gittiniz?" Öyle ya. Bu lafları eski solcular sol adına, eski sağcılar da sağ adına söyleseydiler ne olurdu? Bugün bir araya gelseler ne değişir? Aralarında ne fark var? Solun zaten kolu-kanadı kırılmıştı. En yiğit kadroları 12 Ejylül'ün darbeleriyle çökmüş, TKP efsanesı sona ermiş, bir kısım kadrolarını "Kürt hareketine" kaptırmıştı. Bir başka yazımda genişliğine ele alacağım üzere, Türk so- lunun ana kaynağı olan, "Kemalizmin devrimci niteliği", dört bir yandan bombardıman altına alınmıştı. Ve dış destekli "egemen güç", bu koşullar altında, Türkfye'de "âikensizliir gûl bahçesi" oluşfurmanın he- yŞcâfıte'ürriudunâ"kapıiaf:IvTesutYılrnaz'm ANAP,Tân- sû Çiller'îrt DYP genef başkanlıklarına seçilmelerini, bu bakış açisı attında değerledirmek gerekir. Şimdi sıra SHP'dedir. SHP'de yakın bir gelecekte başlayacak olan genel başkanlık yarışmasının zeminı hazırlanmaktadır. Orta- da milyarlar, yüz milyarlar dönecektir. Gercekten sos- yaldemokrat ideolojiye sahip hangi aday bu parayı bula- bilir ve harcayabilır? Örgüt geleneğı ve hiyerarşisi de zayıf olan SHP, nasıl bir çıkış yolu bulabilecektir? Sanıyorum bu sorular sadece SHP ve SHP'lileri değil; başta CHP ve DSP olmak üzere tüm sosyaldemokratları, tüm Atatürkçüleri vetüm solcuları ilgilendirmektedir. SHP Türkiye'deki "egemen güç'ün güdümüne girer- se acaba Türk solunun durumu ne olacaktır? Sosyalde- mokratlar CHP ya da DSP çatısı altında mı toparlanacak- tır, yoksa Turgut özal'ın bayraktarlığını yaptığı düşünce- ler Türk halkına "solculuk" diye yutturulacak mıdır? Bunu becerebilirler mi? Bu ve buna benzer sorular zor, fakat yanıtlanması ge- reken sorulardır. Hatta bunlar, sadece Türk solunun so- runu da değildir. Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin Mi- sak-ı Millisınırları içinde, bağımsız ve laik bir devlet ola- rak yaşayıp yaşayamayacağını belirleyecek sorulardır. İsim vermek istemiyorum ama, SHP'de genel başkan- lık için adayhğa sıvanan kimi siyasetçiler, beni derin dü- şüncelere salıyor. Acaba aynı endişe SHP tabanında ve örgütünde var mı? Askerlere moral gecesi • Magazin/TV Servisi- Hava Kuvvetleri Kpmutanlığı ve Show TV'nin işbirlığiyle, İtalya'nın Ghedi Hava Üssü'ndeki 142. fıloya bağlı Türk askerİerinin moralini yükseltmek amacıyla bu akşambirkonserdüzenlendi. Bosna Hersek'te görev yapan havacı askerlerimiz için verilecek konsere katılacak olan Coşkun Sabah, Yonca Evcimik, Burçin Orhon ile Muazzez Ersoy dün askeri bir uçakla dün İtalya'ya uçtular. Erhan Ertürk'ün sunacağı moral konseri 5 temmuz günü Show TVde yayınlanacak. Birleşmiş Milletlere bağlı Amerikah. İtalyan, İngiliz ve Alman aşkerlerırun de izleyeceği konserde Türk Tanıtma Vakfı (TÜTAV) folklor ekibi de bir gösteri yapacak.(Fotoğraf:MUHARREMAYDIN) SATILIK KAMERA Ünlü yönetmen Baha Gelenbevi'nin elle çevrilen DEVRY marka ABD yapısı kamera satılıktır. Tel.: 326 3810 (10.00-17.00 arası) İstanbul civannda mevcut kimva sanavıı fabrikasında, yen veya genişlemc ımkanı olan ve üretim paletinı yenı ürünlerle genişlet- mek isleyen sanayicilerle irtibat kurmak ıstiyoruz. İlgilenenlerin: İşgünleri 12- 17 saatleri arasında 575 19 lOno.lu telefona müra- caatlan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle