Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29HAZİRAN1993SAL1
12 DIZIYAZI
Halktasoygunveöldürülme korkusuareşal Fe*zi Çakmak,
| "Dersim ıslahı" ıçin i!k
j aşamada şunlan önenr:
"A- Ana yolların inşa-
j sı. B- Silahlann toplan-
ması, C- Reislerin, bey ve
ağaların. seyitlerin bir
I daha gelmemek ü/ere
I Batı AnadoJu'ya gönde-
rilmeleri. IV Reisler alın-
dıktan sonra halkın da enşerir olanlarını Dersim'-
den uzak ovalara sevki ve öz Türk köyleri içine
dağıtılmalan, Dersim'de kalacak olanİan da re-
islerden alınacak olan araziye bağlamak teşkil
eder.
Mareşal Çakmak, Dersim'den çıkanlmalan
gereken aşiret reislerinin adlanm tek tek sav-
dıktan sonra ikincı aşamada da şu önlemleri
sıralıyor:
A- Düzeni sağlamak için dağ livası (iki alay-
dan oluşan askeri birlik) bulundurulması,
B- Gereken yeriere blok havuzlar yapüması,
C- İdari yapının yeniden diizenlenip iyileştiril-
mesi,
D- Yerli memurların tümüyle çıkanlmalan.
Dersim'e iyi memurların tayinleri,
E- Yüksek memurlara adeta koloni idarelerin-
deki yetkilerin \erilmesi,
F- Propagandaya kuvvet verilmesi ve Türklü-
ğün telkini.
G- Kürtçe yerine Türk dilinin yerleştirilmesi
için gereken bilimsel ve idari yetkilerin alınması.
(61)
Mareşal Çakmak "özetle" diyordu;
1- Dersim'de bugünkü durumum devamı
tehlikelidir. Bu durumun devamı Dersimlilerin
maneviyatlannı kuvvetlendiriyor,
2- Dersımli okşamakla kazanılmaz. Silahlı
kuvvctlerin müdahalesi Dersımliye daha çok
tesir yapar ve iyileşurmenin esasını oluşturur.
3- Dersim önce koloni gibi ele ahnmalı. Türk
toplumu içınde Künlük eritilmeli. ondan sonra
vc yavaş yavaş öz Türk hukuku uygulanmalı-
dır. (62)
Halis Paşa. (63) Mareşal Çakmak kadar sert
değildi. 3. Tümen Komutanı Erzincanlı Bıyıko-
ğullan'ndan Halıs Paşa daha yumuşak önlem-
leri önermekteydi.
Paşa, Pülümür'de çocuklann Türklükten söz
eden kitaplan gürül gürül okumalanndan izle-
necek yolu da bulduğunu söylüyordu.
"Ziy arerimize koşan civar aşiret reislerinin he-
men hepsi kendilerinin aslen Horasan tarafından
gelmiş Türk neslinden olduklannı bilmekte ve
kendilerinin Cengiz Han îstilası öntinde çekilen
Celalettin Harzam Şah'uı askeri bakiyesi oldu-
ğundan iftiharla bahsediyorlar. (...) Aşiret >e köy
adları dahi hep Türklüklerini kanıtlay acak gibi-
dir. Laik cumhuriyetimiz de herkesi kendi >icda-
m ile serbest ve teca>üzden masun bırakmış oldu-
ğundan, eskiden olduğu gibi Alevilik vesair ayin-
lerine kimse de müdahale etmeyeceğinden bağlı-
lıklarını teyit daha da kolaylaşmış bulunmakta-
dır.
O halde her zaman Dersim'e yapdacak tedip
hareketi beyannamesi ve hedefi, ne Türklük,
Sünnilik ve ne de Alevilik olmayıp ancak devlet
kanunlarına mutlak itaat v e eşkıyalığın önlenme-
si gibi Dersim ve aşiretleri Fıkren ve aküca çele-
cek ve direnme imkanlannı çok azaltarak ve
namuslu ahaliyi tarafsız, belki de devlet tarafında
bulunacak bir esasa dayandırmak icap eder.
Ve ancak bu suretledir ki, bir kısım Türkçe bil-
meven bu eski Türkler, kendi asd milliyetlerine,
Türklüklerine adım adım ısınmış ve dönmüş ola-
caklardır.
Fakat bu doğnı ve başarılı yol ûzerinde çalışı-
lırken. derin ve ruhsal eğilimlerini y akından göre-
rek çıkariannm elinden gideceğini kestiren seyit
ve ağalar. biraz da dolay lı olarak doğrudan esin-
lenerek Türklerin, Ermeniler gibi kendilerini
mahvedeceğini söylemekte ve her fırsattan istifa-
de ederek hükümetin alacağı her önlemi saptıra-
rak eşkıyalıği teşvik etmektedirler. (64)
Halis Paşa'mn öngördüğü çözüm yollan de-
ğişikti.
Dersim tümüyle boşaltılabilir miydi?
Hayır. boşaltılamazdı. Dersim ağalannı batı
illerine sürmek çare olabilir miydi?
Hayır. olamazdı. Bu ağalan batıya sürseniz
bunlann yerine hemen ikinci derecedeki adam-
lan seyit ve ağa olacaklardı. Seyit ve ağalar,
hem batıda nasıl tutulacaklardı? Halis Paşa, se-
yit ve ağalar için bir sürgün yeri bulmuştu. Bu
sürgün yeri Beyşehir gölüçevresiydi.
Paşanm önerisi şuydu-,
"Ben, bunlann on beş yü süreyle aileleri ile
Beyşehir Gölü içinde evvelce Kazakların bulun-
dukları ada ile diğer iki adaya götürülmelerini
uygun bulmaktayun."
Bundan sonra silah toplama işine girişilme-
Uydi.
"Yapdacak harekat da mutlaka Dersim'i dört
bir taraftan yeterli kuvvetle sararak tedip etmek
ve silah toplamak ile başlar. Yürünülen istika-
metlerde seri halde sonuç alınacak, boyun eğen
kısun elindeki az sayıdaki silahı verecek, eşkıya
kısmı kimsenin bulamayacağı ve girilemeyecek
yerlerde kaybolup gidecek, askerin dönmesinde
aynı olaylar yine başgösterecektir. Bu harekata
katuacak birkaç birliğin yolsuz, sarp dağlarda.
yalçın kayalar içinde ne kadar külfet ve zahmet
çekeceğini, ne kadar yıpranıp kay ıplar vereceğini
düşünecek durumdadır. O halde yapdacak şey,
geçici askeri icraat olmayıp, bütün bu önlemlerin
bırieştirmesiyle devamlı ve başarılı ve düzenli bir
program içinde Dersim halk ve zihniyetinin cum-
nuriyet ve milletimize faydalı bir hale getirilmesi-
dir."
Halis Paşa'nın. Dersim için aünmasını istedi-
ği öteki önerileri de şöyleydi:
Dersirrnn il yapılmasını, yerli memurlardan
devlete bağlı olanlann görevlendirilmeleri.
emekli subaylann kaymakam ve nahiye mü-
dürleri olarak görevlendirilmeleri, Dersim"in
bütün yollannın yapılması. bütün ilçe merkez-
lerinde ilkokullar açılarak Türk ve Türklüğün
telkin edilmesi. köyler ile dağ yamaçlanndaki
evlerin birleştirilmesi, yasalardaki konut doku-
nulmazlığı ile ilgili yas'a maddelerinın eşkıyalığı
sanat haline getirenler için ertelenmesı. taraftar
bulmaya \e silahlı eyleme teşebbüs edenlerin de
hemen cezalandmlması ve başka tarafa sürme
ve öldürme suretıyle hükümet icraatlannın sür-
dürülmesı.
Koçuşağı ve Pülümür ayaklanmalannın bas-
tınlmalanndan sonra bütün dikkatlcr Dersim'c
çevrilmişti. Malatya. Sıvas \e Erzıncanda art
arda soygunlar yapılıyordu.
Haydana aşireü. Yukarı Abbas uşakkırı \c
Seyid Rua'nın korunması altına sığınan Koçgı-
rililer. çevrede silahlı soygun yapıyorlardı
Bir yıl içinde yalnı/ca Er/incan'da 229 soy-
gun olavı olmuştu. Bu olaylar nedcnıylc Maz-
girt. Hozal. Nazimıye \c Chacık ılçclerinde
UGUR MUMCU'NUN
SON ARAŞTIRMAS1
Malatya, Sivas ve Erzincan'da art arda
soygunlar yapılıyordu. Haydaran Aşireti,
Yukarı Abbas Uşakları ve Seyid Rıza'nın
koruması altma sığınan Koçgirililer,
çevrede silahlı soygun yapıyordu.
Bir yıl içinde yalnızca Erzincan'da 229
soygun olayı olmuştu.
DersinTe 4. Umumi Müfettiş olarak atanan Korgeneral Alpdoğan halktanüç şey istiyordu: Vergi. asker ve itaat.
İ
çişleri Bakanı Şükrü Kaya, Başbakanlığa verdiği raporda, 'Devlete asker,
vergi veren bu halk canını ve malını korumak için Kuzey ve Güney
aşiretlerine vergi vermek mecburiyetinde olduklan gibi her gün de
soyulmak ve öldürülmek tehlikesindedirler.'diyordu. Şükrü Kaya ilk ve ivedi
önlem olarak silahlann
• • "i • toplanmasını istiyordu.
tkinci önlem, aşiret
ağalannm Dersim'den
uzaklaştınlmalan,
üçüncüsü de köylülerin
topraklandmlması.
Bütün bu önlemler
ancak askeri bir hareket
Hükümetin
tek hedefi
Dersim ağalarıydı
ile gerçekleşebilirdi.
4680
(65)
sanık hakkında soruşturma açılmışü.
Ismet Paşa hükümetı kararlıydı. (66) Der-
sim harekatı başlayacak ve "şekavet" son bula-
caktı.
Ama ne zaman?
Ama nasıl? Başbakan İsmet Paşa, Genelkur-
may Başkanı Çakmak ve İçişleri Bakanı Şükrü
Kaya harekatın zamanını ve harekattan önce
de alınması gereken önlemleri belirliyorlardı
İçişleri Bakanı Şükrü Kaya., 1931 sonbahann-
da bölgede Umum Müfettiş İbrahim Talı. Ka-
zım. Osman ve Kenan Paşalar ile incelemeler
yaptıktan sonra Başbakanlığa 18.11.1931 günü
raporunu sunmuştu.
Şükrü Kaya, raporunda, Dersimlilerin eşkıya
baskınlanndan ve soygunlardan yakmdıklannı
anlatıyordu:
"Dersimliler, süregelen tecavüzlerden gittikçe
daha çok mutazamr olmaktadırlar. Dersim'e
yakın olan muhitlerin kazanç ve hayatları Der-
simlilerin ayakları altında her gün çiğnenmekte-
dir. Toplu büyük çetelerin köy basması, süriileri
çatışma, cinayetler ve hırsalık daimidir.
İçeride hükümet ve teşkilatı, zabıtası, raahke-
mesi heyuladan ibarettir. Bu mekanizma hükmii-
nü. ancak silahsız ve itaat eden halk ûzerinde
etkili olabildiğinden nüfuz ve sultasını bunlar ûze-
rinde yürütmekte ve dağdaki eşkıyaya karşı hü-
kümet hiçbir emrini ve hükmünü infaz edeme-
mektedir. Ters bir sonuç olarak hükümet, halk
na/arında aşiretlerin ve onların ağalarının nüfu-
zunu arttırmaktadır.
Dersim içi muntazam hükümet teşkilatına rağ-
men tamamıyla anarşiktir. dış görünüşünde si-
lahlı, teşkilath hırsı/lar ocağı olmasıdır. Bu ocak
gün geçtikçe kızışmakta ve etrafını yakmakta-
dır. Acil ve kati tedbir olarak bu ocak kati suretle
söndürülmezse ateş günden güne sirayetini artır-
maktadır.
Yakın zamanlarda doğacak sonuç. etraftaki
halkın gasp ve istismar sahalarma tabi olduklan
ağalann hükmi nüfu/larına girerek köle obnakla
veyahut birçoklannın hazırladığı gibi evlerini
barklannı terk etmekte Dersimlilerin nüfuz ve te-
cavüz hudutlarının artması veyahut da silah sağ-
Ismet Inönü hükümeti kararlıydı. Dersim'e
harekât yapılacaktı. Ama ne zaman ve nasıl?
göturmesı, muKaveıııeı cucıucım uıuıUİUınesi,
yol kesmesi, son ay larda adi v akalar sırasına geç-
miştir. Dersim'e yakın yerlerdeki halk malından
ve canından cmin olmadıkları gibi mane>i cesaret
ve mukavemetlcrini de kaybetmiş bulunuyorlar.
Bu yakın çenberin harici muhiti de cezasız kalan
bu vakaların tesiri altında ziraat \e ticaret nokta-
sından maddeten mutazamr ve manen mustarip-
tir.
Dersim'in içinin arzetriği manzara da bundan
daha acı \e acıklı değildir. Bir defa, Dersim, Çe-
mişkezek. Pertek, Mazgirt ve Hozat kazaların-
daki umumiyetle Türkler ve aşiret hayatını terk
ederek silahları alınan çiftçiler tamamıyla Der-
simlilerin nüfu7 ve tesiri altındadırlar.
Devlete asker ve vergi \eren bu halk canını ve
malını korumak için Kuzey ve güney aşiretlerine
vergi vermek mecburiyetlerinde olduklan gibi
her gün de soyulmak «e öldürülmek tehlikesinde-
dirler. Soygunlar pek çoktur. Öldürülenler de
vardır. Köyden tarlasına gidemeyen veyahut şe-
hire iltica eden köyiüler pek çoktur.
Dersim'in mütecaviz aşiretleri de birbirlerine
kars.1 liasım ve küskün vaziyettedir. Aralannda
layarak daha gerilerdeki silahsız ve itaatkâr
halka musallat olarak Dersim sisteminin genişle-
mesi olacaktır. ^67y
Hedef. Dersim ağalanydı. Dersim ağalarının
en güçlüsü ve en etkilisi de Seyid Rıza'ydı.
Dersimli "Şeyh Hasanan" Aşıreti kabile reısi
Ocak sülalesınden Seyıd İbrahim'in oğlu Seyid
Rıza, yörede günden güne etkinlığini artınnak-
dVö*y
Seyid Rıza, Yukan Abbas Uşağı Aşireti'nin
reisiydi. Seyid Rıza. Tunceli Dağı eteklerindeki
Ağdat köyünde yaşamaktaydı.
Seyıd Rıza, Hayderan. Kureyşen. Yukan
Abasan. Ferhadan. Kara Baliyan. Bahtirayan.
Yusufan ve Kalan aşiretleri ile sıkı işbirliği ıçin-
dcydı. (69)
İçişleri Bjkanı Şükrü Kaya. raporunda Seyid
Rıza'dan yakınmaktaydı:
"Her birinin ayrı ayrı şikâyet ettikleri şahıs
Seyid Rıza ile Hayderanlı reisİeri Kamer ve Hı-
dır ağalardır.
Seyit Rı/a'nın günden güne nüfuz ve hükmünü
artırdığı biliniyor. \'ağma ve hırsızlıkların en çok
istifade ettiği ve hükümet de en az ehemmiyet
verdiği için diğer aşiret ağalan görünüşte onu
tel'in etmekte, fakat gerçekte ona gıpta ey lemek-
te ve gittikçe nüfuz ve üstünlüğünün artmasını
-istemeyerek de olsa- kabul etmektedir.
Arzettiğim hal ve manzara şahıslardan ziyade
bir sistem ve o sisteme karşı idaredeki ihrnalin
neticesidir.
Bu vaziyeti doğuran sistem. aşiret hay at ve ge-
lenekleridir. Bu sistemi mu/ır ve tehlikeli yapan
sebep ise aşiretin silahlı olmasıdır."
Şükrü Kaya. Dersim aşiretlerinin 18-20 bin
silahı olduğunu söylemektedir. Bu nedenle ya-
pılacak ilk iş silahlann toplanmasıdır.
Sılahlar toplanmadan Dersim "ıslah" edile-
mezdi. Silahlann toplanması da pek o kadar.
güç değildi.
Şükrü Kaya. ilk ve ivedi önlem olarak silah-
lann toplanmasını istiyordu.
İkinci önlem. "Aşiret ağalarının ve aşiret ağa-
sı olabileceklerin Dersim'den uzaklastırılması."
Üçüncü önlem olarak da "Dersim'de toprak-
sız ve ağaların esiri köylülerin mahallen ve nak-
len topraklandırılması" öne sürülüyordu.
Bütün bu önlemler ancak ve ancak asken bir
harekât ile gerçekleşebilirdi.
Bakan, bu harekât için de bir tarih belirlemiş-
u: 1932 vılının ilk elverişli mevsimi.
Yarın: Ağalar süpülmeli
(61)- Dersim, s: 218-219 Bulut. s. 139-141
(62)- Dersim, 216, Bulut. s: 139
(63)- Korgeneral Ömer Halis Btytktay, 1883yı-
hnda Erzincan'da doğdu. 1905 yıhnda Harp
Okulu'nu bitirdiklen sonra Trablusgarp Balkan, 1.
Dünya ve Kurtuluş savaşlanna katıldı. 1924yıhnda
Milli Savunma Bakanhğı Ordu Dairesi Başkanhğt,
1928'de Bakanhk Kara Müsteşar Yardtmcıhğt,
1929'da 3. Tümen Konuıtanhğı'na atandt. 1933 yt-
hnda Genelkurmay Eğitim Dairesi Baskanhğı'na
getirildi. 25 Arahk 1935günü İstanhui Komutanhğı
görerindeyken öldü. Bkz. Türk İsriklal Harbine
Katılan Tümen ve Daha Vst Kademelerdeki Komu-
lanlarm Bivografileri, Genelkurmav Baskanhğı
Yav., Ankara, 1989, s: 242-243
(64)- Dersim, s: 220-221 Bulut. s: 141-148
(65)-Dersim, ş: 189-190
(66)- İnönü Ismet, Hauralar, 2. Kitap, Bîlgi
Yay., 1987, Ankara, s: 269
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Foça'da...
Foça 93 "Akdeniz Foku Kültür ve Doğa Şenliği"r\\ ye-
terince izleyemedim. Cumartesi akşamı, benim de katıl-
dığım "Nâzım Hikmet Gecesf'ne ilginin az olacağını
sanıyordum. Bir kez tam o saatlerde, Türkiye-Cezayir
ayaktopu karşılaşması vardı. "Herkesin işi gücü yok da,
bizleri mi dinleyecek" diye geçiriyordum içimden. Öyle
olmadı. "Beşkapılar"üak\ açıkhava tiyatrosu hemen he-
men doldu taştı bile.
Gecenin en ilginç olayı, Buca Burhan özfatura llköğ-
retim Okulu öğrencilerinin, Nâzım Hikmet'in "Kurtuluş
Savaşı Desfanı'ndan parçalar okumalarıydı. Kimi öği-
renciler, şiirleri ezberden söylediler. Okulun Türkçe
öğretmeni Caner Canlı, Nâzım'ın yurttaşlığı için beş bini
aşkın imzanın toplanmasına öncülük etmiş, öğrencileri-
ne de Nâzım Hikmet'in şiirlerinı okutmuş, belletmişti.
Gece toplantısını yöneten Nevzat Şenol, öğretmenle öğ-
rencileri sahneye çağırınca, çocuklar doluştular. Nâ-
zım'ın şiirlerini okuyan öğrenciler şunlardı:
Özlem ömeroğlu, Güler Kendigelen, Sertan Karaka-
ya, Ferdi Yorgancı, Rezzan Çelebi, Koray Candan, Suna
Demir, Ahmet Cansu, Seçkin öz, Kenan Yüksel, Mete-
han Çıplak, Mehmet Bilgin.
Gecenin açış konuşmasını Foça Belediye Başkanı Ni-
hat Dirim yaptı; ardından Nâzımın kardeşi Samiye Yaltı-
rım, ağabeyi Nâzım Hikmet'in yurttaşlığını yeniden
kazanması için herkesin yardımını istedi. Samiye Yaltı-
rım, Foça'ya kızı Ayşe Yaltırım'la birlikte gelmişti. Nev-
zat Şenol, konuşmacıları çağırmadan önce, Nebahat
Bilgen'i Nâzım'dan şiir okumaya çağırdı. Nebahat Bil-
gen, Nâzım'ın "23 Sentlik Asker" şiirini okudu. ABD Dı-
şişteri Bakanı Mr. Dulles, NATO'ya en ucuz askeri Tür-
kiye'nin sağladığını söylemişti. Bir Türk askeri NATO'ya
23 sente mal oluyordu. Nâzım, Moskova'da şiirini bu
sözler üzerine yazmıştı.
Geceye, Köy Enstitülerinin kurucusu Ismail Hakkı
Tonguç'un sağ kolu Ferit Oğuz Bayır da gelmişti. Eşi
Hüsniye Bayır
- Sen git Ekmekçi'yi dınle, ben evde kalayım! demiş.
Tonguç, Ferit Oğuz'u "Yolarkadaşım"diyesever, be-
ğenirmiş. Mehmet Başaran'ın Kartal Belediyesi Kültür
Yayınlan'ndan çıkan "Aydınlanma Yolunda Eğitim
Emekçisi Ferit Oğuz Bayır" kitabı, Bayır'ı ve onun Ton-
guç'la birlik çabalarını anlatır, Ferit Oğuz Bayır'a:
-Başaranın kitabını yanımda gezdirip, okuyorum! de-
dim.
Kitap, Köy Enstitülerinin kuruluş coşkusu yanında, ka-
panış hüznünü de yansıtır. Reşat Şemsettin, Kâzım Ka-
rabekir, Emin Soysal, Feridun Fikri Düşünsel, Şemsettin
Günaltay gibi politikacıların Hasanoğlan'a yapttkları bir
çeşit baskına benzer gidişin de tanığıdır Ferit Oğuz Ba-
yır. Bayır, Ismail Hakkı Tonguç'a, Meclis Başkanı Kâzım
Karabekir'le yardımcılarının Hasanoğlan'a gidecekleri-
ni duyurur telefonla. Tonguç'un İlköğretim Genel Mü-
dürlüğü görevinden alındığına ilişkin bir haber çıkmıştır
Cumhuriyet gazetesinde.
-Onlarla sen git! der Tonguç.
Ferit Oğuz Bayır, o kişilerin yanında görülecek giysisi
olmadığını, şeker çuvalından yapılmış beyaz yazlık giy-
sisiyle gidebileceğini söyler.
Tonguç:
-Elbiseye boş ver, der, sen git...
Hasanoğlan'a giden Karabekir ile arkadaşları, ger-
çekten bu kuruluşları kapatma amacıyla mı gidiyorlardı?
Başaran'ın kitabını okuyunca bunu anlıyorsunuz. Kâzsm
Karabekir'le yardımcılarına bakar Ferit Oğuz. "Biri Ata-
türk'ün yerinde gözü olan, öbürü Sebilürreşatçı, öbürü...
Neyin ardındaydt bu adamlar?" diye geçirir usundan.
Günaltay, koca profesör, şöyle der:
-Efendim, bu acaip müesseselerde milli hisler inkişaf
ettirilmiyor, talebeye kendi harsımız verilmiyor, kendi
tarihimiz tedris olunmuyormuş. Amelelik ettiriliyormuş
boyuna. Gogoller, Çehovlar okutuluyor, yabancı eserler
temsil ettiriliyormuş. idareci zevat, bunlara ne buyuru-
yor?
Günaltay'ın bu sözlerini, Başaran'ın kitabında oku-
yunca tüylerim diken diken oldu. Ferit Oğuz Baytr, aya-
ğakalkar, onun datüyleri diken dikendir; bun-
ları yapıttan okumanızı öneririm. Tonguç görevinden
ayrıhrken, Ferit Oğuz Bayır'a şöyle der:
-İyi ki baldıran zehiri içirmeyekalkışmadılarbize Ferit
Cehaletin sakin vadisindeki havayı bozduk... Masa ba-
şında oturmaya alışmış valilerin, kaymakamların rahatı-
nı kaçırdık. Toprak ağalannı ürküttük... Tehlikeyi gördü
adamlar. Hasanoğlan soruşturmacılarının başları altın-
dan, bakalım neler çıkacak?
Köy Enstitüleri kapatılmak üzeredir. "Marko Paşa'"-
da, Sabahattin AN şunları yazar:
"Tekrar yabancı sermaye köleliğine girmeyi özleyen-
leren iyi vatanseverrolündeler. On sekiz milyona (nüfus
o zaman o kadardı), irfan nurunu götürebilme yolunu tu-
tan, içerde ve dışarda, dostun düşmanm hayran olduğu
hür düşünce ve çalışma yuvalan Köy Enstitüleri, atılan
tırpanla Ortaçağ müesseseleri haline getirilmek üzere."
Nâzım Hikmet gecesine. ta izmir'den dinleyici olarak
Ekrem Akurgal da gelmişti. Kıymet Coşkun, Şükran Kur-
dakul, Atilla Coşkun, Özdemir Nutku konuşmalar yaptı-
lar. Gazetect Nurettin Tekindor, Nâzım Hikmet'in Mos-
kova'daki eviyle gömütünde çektiği fotoğrafları gcster-
di. Tuncel Kurtiz, "Şeyh Bedrettin Destanı"nöan çeşitli
sahneleri oynadı. Kurtiz'in bir başına gösterisi görmeye
değerdi. Soluğumuzu kesip izledik. Türkiye-Cezayir
karşılaşmasının sonucunu pazar sabahı radyodan öğ-
rendim.
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8 9
>- Dersim,a.g.y, s: 228-234, Bulut,s: 148-162
(68)- Dersimi Smi, Dersim Tarihi, s: 29/
(69)- Pasa, Kadri Cemal, a.g.y, s: 153
SOLDAN SAĞA:
1/ Güner Sümer'in bir tı-
yatroyapıtı... Bir nota. 2/
Karakter... Keman gibi
omuza dayanarak çalı-
nan yaylı çalgı. 3/ Bilekle-
ri dar, beli bol büzgülü
bir tür kadın şalvan. 4/
Ceviz... Tahıl yığını. 5/
Uzaklaşmak. ara açıl- 6
mak... Tüy. kıl. 6/ Bir -,
nota... Gerçek. 7/ Bir kış
sebzesi. 8/ Osmanlı devle- 8
tinde kentlerin güvenliği- g
ni sağlamakla görevli
karakollara verilen ad... L'zakhk
anlatmakta kullanılan söz. 9/ Bır-
birine lanet etme. bedduada bu-
lunma... Bir proteini sentezleyen
\e böylece bireye kalHımsal bir
özellik kazandıran DNA parçası.
^'UKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kerime Nadir'in. sinemaya da
aktarılmış bir romanı. 2/ Tanmda
kullanılan azotlu gübre... Kitaplı
peşgamber. 3/ İki atlı kızak... Süs
için yapılmış giysi kıvnmı. 4/ Ada-
let Ağaoğlu'nun bir tiyatro yapıiı. 5/ Yüksek bir makama sunu-
lan mektup ya da dilekçe... Arap abecesinde bir harf. 6/ Doğu
Anadolu'da kullanılan bir tür küçük zurna... Bir işletmeni ani
balışı. 7/ Osmanlılarda gümrük vergisi... İlave. 8/ Herhangi bir
konudu yeni \e kışıscl görüşlerle bczenmiş bir anlatım içinde
sunulan dü/yazı türü... Borudan kol almakta kullanılan bağ-
lanıı parçası. 9/ İlkel bir silah... Venüsgezegenıne verilen bir ad.J