Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25HAZİRAN1993CUMA
HABERLER
TansuÇiller DYP, Erdal İnönü SHP adına koalisyon hükümetinin ikinci protokolüne imza koydu
Koalisyonunikincibalıarı
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Nerval
Ciller Sayın Cumhurbaşkanı ile olan ilişkinin bu
protokoldeyer almasının bir gereğiyokîur.
İkibüyük partinin bir arayagelerek bir uzlaşma
protokolü ortaya koymaİan, kendi içinde bir icraaîtır.
ınonu Kimse sanmasın ki eski, birincikoalisyon
başarısız olmııştur. Buyeniprotokolün ilk
cümlesinde, öncekiprotokolün temelhedeflerinin ilke
olarak benimsendiği söylenmektedir
ANKARA (Cumhuriyet Bö-
rosu) - DYP Genel Başkanı
Tansu Çîller ile SHP Genel
Başkanı Erdal İnönii. yeni ko-
alisyon protokolüne partileri
adına imza koydular. Çiller,
"Yeni protokolde, ilk metin-
deki gibi cumhurbaşkanırun
yetkilerinin yeniden düzenle-
neceğine ilişkin bir bölüm bu-
lunup bulunmadığı" sorusunu
yanıtlarken, "İşleri. cumhur-
başkanı ile beraberce götürme
kararlıhğımız vardır" deyince,
araya giren İnönü, "Cumhur-
başkanırun anayasal durumu,
anayasa değişikliği içinde ele
ahnacak bir konudur"
uyansında bulundu. İnönü'-
nün, cumhurbaşkanının yet-
kilennin sınırlanmasını içeren
anayasa değişikliğı çalışma-
lannın devam edeceğinı
vurgulaması üzerine, salonda
soğuk bir hava estı.
Çiller ve İnönü, dün saat 10.
30'da TBMM'de düzenlencn
törenle yeni koalisyon pro-
tokolünü imzaladılar. Proto-
kolün imzalanacağı TBMM
tören salonuna SHP Genel Se-
kreteri Cevdet Selvi. grup baş-
kanvekillen Ercan karakaş,
Aydın Güven Gürkan, MYK.
üyeleri Teyfik Çavdar, önay
Alpago ve İstanbul Milletveki-
li Nami Çağan ile birlikte ilk
önce Erdal inönü geldi. Yak-
laşık 5 dakika sonra gelen Çil-
ler'i, tören salonunun kapısı-
nda İnönü karşıladı.
Önceki protokol
İmza töreninde ilk açı-
klamayı yapan İnönü, "Bizi
buraya getiren demokratik
iradeyi saygıyla selamlıyo-
tum. Çahşmalar. ahenkli bir
koalisyon kurma amaana yö-
nelik oldu" dedi. Yeni metnin,
ilk protokolden farklı ol-
madığına dikkat çeken İnönü,
'•Başanlı bir çahşma var. Her
başanlı çalışmada birtakım
dersler ortaya çıkar, sonuçlara
\fanhr. Yapılan işler olur. Bu
metin daha kısa olarak
yaaldı. Kımse sanmasın ki
eski koalisyon bir yana
bırakılmıştır. birinci koalisyon
başansız olmuştur. Bu yeni
protokolün ilk cümlesinde.
önceki protokolün temel he-
deflerinin ilke olarak benim-
sendiği söylenmektedir" dedi.
DYP Genel Başkanı Çiller
de kısa konuşmasında, iki par-
tinin anlayışının protokolde
birleşüğini vurgularken me-
tinde gördüğü üç önemli nok-
tayı, "önceki koalisyonun ba-
şanlannın tescili, başlatılan ve devamında ya-
rar görülen önlemlerin sürdüriilmesi ve yenilik
kavramının vurgulanması" diye sıraladı.
Protokolün ünzalanmasından sonra iki genel başkan birbirlcrini tebrik etti.
Protokoltoreninden notlar
BravolarçekUmedi,alkısku-yüksehncdi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP
Genel Başkanı Erdal İnönü, DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller'i TBMM tören
salonunun kapısında karşıladı. Birlikte
beraberlerindeki parti ileri geienleriyle
tören salonundaki yerlerini aldılar.
Salonda Çiller ile İnönii aynı masaya
oturdu. Salonun sağında oturan Çfller'in
yanında protokol görüşmelerini yürüten
DYP beyeti, solunda oturan İnönü'nün
yanında SHP heyeti yer aldı. İnönü'nün
"u> anıklığına hayran oMuğunu"
açıkladığı Türk basını da saionun geri
kalan kısmına dağıldı. Heyecanh
konuşmalann ardında protokollere iki
taraf imza atlı. İm/a> la birlikte Çiller ve
inönü, yerlerinden kalktılar. El sıkışüdı.
öpüşüldü ve mutluluk fotoğraflan
çektirildi. DYP ile SHP arasında, ikinci
koalisyon "nikahı" bu tablo içinde kıy ıldı.
Ancak eksik olan şey, bu protokolde 500
günlük balayı vaadinin yer almaması oldu.
İlk koalisyon görüşmeleri sırasında
Sükyman Demirel ile Erdal İnönü'nün
etrafını saran ve bakanlık beklentüerini
liderlerinin "gözüne gözükerek" yerine
getirtmeye çalışan milletvekilleri, ikinci
protokol görüşmelerinde farklı bir metot
izlediler. Koalisyon protokolü imza
törenine gelmediler. Salonda imzanın
ardından ilk koalisyonda olduğu gibi alktş
ve "Bravo" sesleri > ükselmedi.
Milletvekilleri, ikinci koalisyon
hükümetinde bakan olarak yer almanın
koşulunu "göze gözükerek" değil, "göz
sahiplerinebaskı yaparak" aradılar. Hem
İnönü hem de Çiller'e yönelik bakanlık
basküarı diin de devam etti. Protokol imza
törenine İnönü, Meclis'teki Çekiç Güç ve
olağanüsrü hal uygulamasına, bakanlar
araşında revizvon isteklerini her fırsatta
salonun bir kösesinde, Ayvaz Gökdemir
gözlerinin içine bakarak izledi töreni.
Çiller, ikinci nikah törenini balay ısız açtı.
Enflasyon yangınının vatandaşı
yakmasının ne zaman durdunılacağı
konusunda herhangi bir takvimi
obnadıgını, ancak sabır ve umut
beklediğini dile getirdi. Bu tür törenlerin
de\ amlı gözlemcisi olan basın mensuplan,
bu arada özel televizyonların
kameramanlarının y arattığı "terör"
nedeniyle görüşmeleri iılemekte oldukça
zorlandılar. Kameralarıyla gazetecilerin
önünde, siy asilerin hemen yanında duran
kameramanları; muhabir ve \ azarlar bir
ttirlü geri çekilmeye ikna edemediler. Bu
nedetüe üderlere çıkışta soru sorulamadı.
Görüşmeleri yüriiten ve salonda bulunankendLsine ulaştıran miUetvekillerinin nasıl
oy vereceğini düşünerek katıldı. İnönü'nün, DYP,SHP yönetkileride
revizyona karşı olan düşüncelerinin grupta kameramanların çalışmalan
nasıl tepki göreceği belli değildi. Çiller ise
partismin mukaddesatçı ve milliyetçi
unsurlarını bakanlık konusunda nasıl
tatmin edeceğini düşündü durdu. Çünkü
konusunda muhabirlere. "Bir şeyiniz yok
değil mi? Arkadaşlarınız araşında
kırığı-çıkığı olan var mı" diye soımadan
edemediler.
cektir. İşçıleri sosyal güvence ile kucaklaya-
cağız" diye konuştu.
Daha önceki hükümetin demokraükleşme înönü'den Çankaya UVariSl
konusunda önemli adımlar attığını yineleyen _ "_
Çiller, "Türkiye'nin dünyada demokrasi uygu-
lamasına ilk geçen ülkelerin liginde oynaya-
cağmı" vurguladı.
"Sosyal devlet" olma kararlılığının sürdü-
rüleceğini kaydeden DYP lideri, "Halkın pa-
rası. halk adına, halkın önceliklerivlc sarfedile-
İki genel başkan, protokole ilişkin görüşlerini
açıkladıktan sonra basın mensuplannın so-
rulannı yanıtladılar. Çiller, "protokolde. neden
eski metindeki gibi cumhurbaşkanınm yetkile-
rinin yeniden düzenleneceğine ilişkin bir bölü-
me yer verilmediği'" sorusunu yanıtlarken şu
görüşleri dile getirdi:
"Sayın Cumhurbaşkanı ile olan ilişkinin bu
protokolde yer almasının bir gereği yoktur. Bir
kez daha açıkça ıfade etmekte yarar görüyo-
kanlığı ile olan üişkilerimizde
devam edeceğini açıkça ifade
etmek isterim.
Sayın Cumhurbaşkanımız
orada, bir tecriibe birikimi
olarak, bir demokrasi abidesi
olarak vardır. Bu tecrübeden.
her etapta Türk devletinin ya-
ran için faydalanılacakür ve
işleri beraberce götürme ka-
rarlıhğjmız olacaktır. Bunlar-
da, bu uyumun sergilenme-
sinde hepimiz bir anlayış birli-
ği içindeyiz. Dolayısıyla bunu
herhangi bir biçimde şu veya
bu anlamda yorumlamak
doğrunun dışına taşmak
olur."
Bu sözler üzerine. soru doğ-
nıdan Çiller'e yöneltilmiş ol-
masına karşın, "Belki şu da
eklenebilir" diyerek araya gi-
ren İnönü, şunlan söyledi:
"Cumhurbaşkamnın
anayasal durumu, anayasa
değişikliği içinde ele ahnacak
bir konudur. Her iki partinin
de anayasa değişikliği önerile-
ri biliniyor. Bunlar. TBMM-
deki komisyonda ele alındı,
bu devam edecektir. Anayasa
değişikliği içinde bütün bu
konular ele alınmaya devam
edilecek. orada sonuçlana-
cakür."
Enflasyonla miicadele
Çiller, "EnflasyonU mü-
cadelede Demirel hedef koy-
muş, 500 günlük bir süre koy-
muştu, sizin koyduğunuz bir
hedef var mı" sorusuna. "Tür-
kiye'nin önündeki yolun ko-
lay bir yol olmadığını bırkaç
defa vurguladım. Hıç zaman
kaybetmeden bir icraat hükü-
meti olarak yola koyulma ka-
rannı ortaya koyduk. Söz
verdiğimiz budur. Bunlann
zaman alacağını da ifade et-
mek durumunda olduk. Bir
dizi reform, çözümler, art
arda Türk kamuoyunun önü-
ne konacakür. Bunlar zaman
alacakür. zamanı Türk halkı
ile birlikte beürleme gereği
vardır. Bunlann bir kısmının
cesur, zor çözümler olduğunu
da ifade ettik" yanıtını verdi.
Yabancı işçilerle ilgili bir
bakanlık kunilmasına ilişkin
soru üzerine Erdal İnönü,
"Öyle bir bakanlık yok. Dı-
şişleri Bakanlığımız bu işi
yapmaya devam edecek. He-
nüz yeni bir bakanlık kurul-
ması söz konusu değil" dedi.
Çiller de \ abancı işçiler konu-
sunda çok önemli sorunlar ol-
duğunu vıırgulayarak, "Bun-
lar, hariciye ile aynlarak çö-
zülmez zaten. Ama bu, onlann sorunlannı
önemsemediğimiz anlamma gelmiyor" diye ko-
nuştu. İşçilerin özelleştirmeye ilişkin yoğun tep-
kileri anımsatılarak, "Özelleşürme programı-
nda bir değişıklik düşünür müsünüz" sorusu
rum; bunu buraya koymamızın başka bir an- yöneltildiğinde Çiller, "Bütün bu işleri işçile-
lamı da yoktur. Uzlaşma dönerni Türkiye'de rimizle. memurlanmızla yapma gereği var. Bü-
başlarnıştır. İki büyük partinin bir araya gele- tün bu darboğaa nasıl aşanz, işçimizle, me-
rek bir uzlaşma protokolü ortaya koymalan, murumuzla. Ama esnafımızla. köylümüzle is-
kendi içinde bir icraattır. Bunun, cumhurbaş- ühdam sorununu çözerek" karşılığıru verdi.
Daha önce de söylemiş miydim?
Fransa'nın ünlü yayınevi Gallimard'ın, yine pek ünlü
bir serisi vardır: Pleiade Kitaplığı adı verilen bu seride,
dünya edebiyat ve kültürüne damgasını vurmuş yazar-
lar ve düşünürler, eserleri birkaç cilde sığdırılarak, bir
araya getirilir. Homeros'tan Eluard'a, Platon'dan Pas-
ternak'a uzanan bir sanat ve düşünce kervanını getiriniz
gözlerinizin önüne. 4O'lı yıllarda, bizim Milli Eğitim Ba-
kanlığı KlasiklerT adıyla başlatıp da sonunu getiremedi-
ğimiz girişimin uygar dünyada başarıyla yürüyen bir
başka biçimi. Her yılın mayıs sonlarında, yayınevi, iki
haftalık bir parantez açar; o seriden üç kitap alana da,
tanınmış bir yazara ayrılmış bir albüm verilir armağan
olarak. O albümler de ayn bir şöhret ve değer kazanır
sonra.
Geçenlerde gidip aldım kitaplarımı.
Kime ayrılmış bu yılki albüm biliyor musunuz?
Gerard Nerval'e.
Hatırlayacaksınız: 19. yüzyılın ilk yarısında, romantik
şiirin büyük ustaları, Lamartine'ler, Musset'ler, Vigny-
ler, güngelir 1848-50 yıllarmınideolojikvesiyasalalt-üst
oluşları karşısında tıkanırlar. Bir Victor Hugo olur o geçi-
di aşan: O ve adına kara romantizm' denen akım, ayak-
ta kalıp yenilikçi yazarlara, simgecilere, yani Baud-
laire'e, Rimbaud'ya, Mallarme''ye, oradan da gerçeküs-
tücülere giden yolu açacaklardır.
Nerval, işte bu akımın içinde.
Söz konusu akım, dışardan esen rüzgârların, özellikle
de gerçekdışı öykülerin ustası Ernst Hoffmann'ın etkisiy-
le, Ortaçağ iklimine, pitoresk'e, doğaüstüne ve olağan-
dışına eğilimli. O akımın içinde yer alan öykücü Nodier,
"Hayal edilebilen evrenin haritası düşlerden örülüdür"
diyordu. Nerval de buradan hareket eder ve kendi kişi-
sel dramınm da sürükleyişiyle, gün gelir kopar gerçek-
likten ve tarihten; deliliğin gölgesi düşer üstüne ve
sonunda düşle cinnet araşında gezinir durur.
Bir gün bir sokak fenerine asılı bulurlar onu.
Kendi elleriyle noktalamıştır zalim yaşamını.
1808-1855 yılları araşında yaşadığına göre, kısa sayı-
labilecek bir ömrün içinde, şiir ve düzyazı olarak ilginç
bir eser, yarattığı. Bu benzeri az görülür serüven boyun-
ca. Goethe'nin Faust"unu ilk kez o çevirir Fransızcaya ve
değerinden bugün de bir şey yitirmiş değil eser; Sylvie,
yeniden yaşanan çocukluğun eşsiz örneklerinden biri;
Kuruntular adını verdiği soneleri ile umutsuz aşktnı an-
lattığı ve deliliğin sınırlarındadolaşan/\ure//aadlıroma-
nı pek önemli.
Rilke gibi yorulmak bilmez bir gezgin oldu o da.
Avrupa'nın çoğu yerini dolaşırken, bir ara Mısır'a, Su-
riye'ye, Lübnan'a ve Istanbul'a da düşer yolu. Bu gezi-
nin izlenimlerini, 1851 de.Doğu'yaGezi adıyla yayımlar.
"Hele uzaktan, büyüleyici" dediği İstanbul için şu söy-
lediklen ne kadar ilginç: "Ne de garip bir kent istanbul!
Görkem ve sefalet, gözyaşları ve sevinçler; başka yerde
olduğundan daha fazla keyfilik ve daha fazla da özgür-
lük! Birbirinden farklı dört halk birbirinden pek de nefret
etmeden, bir arada yaşıyor: Türkler, Ermeniler, Rumlar
vş Yahudiler, aynı toprağın çocukları olarak, birbirlerine
katlanıp gidiyorlar; bizde, çeşitli illerden ya da çevreler-
den insanların arasindaki ilişkiden çok daha iyisi bura-
da!"
O yıllarda böyle yaşarmış insanlar Istanbul'da.
ilgiyle çeviriyorum albümün sayfalannr. Beşiktaş'tan
Üsküdar'ı, Sarayburnu'nu, Galata yı gösteren taşbaskı
nefis bir görünüm; bir başka sayfada, şairin kaldıgı otel,
Ayasofya ve sema yapan dervişler...
Nerval'in olduğu kadar, bizim yaşamımızdan da kesit-
ler.
Bilmez miyim, birkaç dize de bekliyorsunuz ondan; iş-
te Orhan Velinin çevirdiği Daphne adlı bir şiir, Fransız
edebiyatının bu eskimeyen öncü şairinden:
Bilir misin Daphne, o eski şarkıyı
Taflanın dibinde, beyaz defnelehn altında
Zeytin ağacının, mersinin yahut salkımsöğütterin
O bitip bitip başlayan aşk türküsünü.
Hatıriıyor musun büyük sütunlu eski mabedi
Dişlerini batırdığın acı limonlan
İnsanı cehenneme götüren mağarayı
Mağlup ejderhadan kalan tohum ocadadır.
O hep ağladığm tanrılar dönecek bir gün
Zaman getirecek düzenini eski günlerin
Birpeygamber nefesiyle ürpermede toprak
Latinleşen Sibel, toprak tannçası
Uyurhala Konstantin'in takı altında
Hiçbir şey değiştirmemiş muhteşem kemeri.
İKİNCİ KOALİSYON PROTOKOLÜNÜN TAM METNİ
SHP-DYP ortaklığınınîzleyeceğitemelhedefler
Doğnı lol Partisi ile Sosyaldemokrat
Halkçı Parti, önceki DYP-SHP ortak hü-
kümetinin oluşumunu düzenleyen 19
Kasım 1991 tarihli protokolü. eklerini ve
temel hedeflerini ilke olarak benimser. Bu
çercevede yeni DYP-SHP hükümetı önce-
ki hükümetin uygulamalannı dikkate ala-
rak aşağıdaki hedeflere ulaşmayı ortak
amaç sayar.
Temel ilkeler
Türkive Devleti. ülkesi ve milletivle bö-
lünmez bir bütündür. Türkiye'nin ünıter
devlet nıtcliğı. toplumsal yapımızdan kay-
naklanan tarihsel ve geleneksel bir bera-
berlik ve birlik fiknnı yansıtmaktadır. Bu
birlik ve beraberlik, ortak bir "siyası kül-
türün" sonucudur. Bunu korumaya ka-
rarlıyız.
Devletın resmi dili, bayrağı, simgeleri.
sınırian ve Türkıye Cumhuriyeü'nın ege-
menlik haklan her türlü tartışmanın üs-
tünde ve dışındadır.
Anayasa hükümleri de dahil demok-
ratiklemenin ve çağdaş değerlerin önünde
duran bütün engeller ayıklanacak ve bir
an önce kaldınlacaktır. Gene bu çerçeve-
de. Si^asi Partiler Yasası gözden geçirile-
rek kadın ve gençlik kollannın örgütlen-
mesi ve üniversıielerimizin, shnl toptum
kuruluşlannın sivasal yaşama aktif katkısı
sağlanacaktır. Özetle, hoşgörüye ve
karşılıklı uzlaşmayadayanan katılımci ve
çoğulcu demokratık sıstem içerisinde
halkın demokratik refleksini kuvvetlen-
dirmeyi amaçlıyoruz
Basın özgürlüğünün önündeki engelleri
kaldırmaya da kararlıyız.
L / X X ile SHP araşında imzalanan koalisyon
protokotünde, büy ük zarariara neden olan ve satışı
mümkün olmay an KİTlerin kapatılması. özeUeştirme
nedeniy le işsiz kalanlar için işsizlik sigortası uygulaması
öngörülüyor. L cretler ile destekleme alım fîy atları
artışlarının, enflasyon oranı altında kalmayacağı
belirtilen protokolde. iş güvencesi getiren 158 say ılı İLO
sözleşmesiyle birlikte bütün uluslararası sözleşmelerin iç
hukuka yansıtılması hükme bağlandı. 1982
Anayasası'nın "demokratikleşme önünde çok önemli bir
engeP" olarak tanunlandığı protokolde. etnik, kültürel ve
dile ilişkin kimlik özelliklerinin özgürce ifade edilmesi,
korunması ve geliştirilmesi önündeki yasal ve fiili
sınırlamaların gjderüeceği belirtildi. terörle, "Bütünola-
naklarla ve büyük kararldıkla mücadeleye devam
edileceği" kaydedilen protokolde, TBMM'nin y asama
çalışmalarındaki yavaşlık, "rejimin temel
darboğazlarından biri" olarak nitelendirildi.
İhracat ve sanayinin teşvik edilmesi. Tanm Kredi
Kooperatifleri'nin esas amaçlan dısındaki alanlardaki
ticari > e sanay i faaliyetlerinin tasfiy esi. belediyelerin
iktisadi kuruluşlannın lasfiy esinin özendirilmesi, gümrük
birliği çalışmalarının hı/landırılması konulannda iki
partinin görüş birliğine \ ardıkları metinde, faizlerin
enflasyona bağiı olarak düşurülmesi için "cesaretle"
da>ranılacağı belirtildi.
1. SH P-D"\ P hükümetinin oluşturulmasına temel olan
protokolün, eklerinin >e temel hedeflerinin "ilke olarak'*
kabul edildiği metinde, SHP ve DYP'nin hükümetteki
bakanlık sayılarmın değişmemesi benimsendi. Protokol,
gümrük idaresi ve Tekel'in Maliy e ve Gümrük
Bakanlığı'ndan. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün
de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'ndan ay rılarak ay n
bakanlıklar olarak örgütlenmesini öngörüyor. Önceki
protokoldekinin aksine. enflasyon ve denk bütçe
konulanndaki hedeflere hiç yer verilmiyor. Memur
sendikacılığı. asgari ücretin vergi dışı bırakılması na
değinmeyen protokolde. KİT'lerin özerkleştirilmesi veya
yeniden y apılandırılmasından da söz edilmiyor. Birinci
protokoldeki "memurların standardının yükseltileceği"
hükmü ise "memur tnaaş arttşlannın enflasyonun altında
kalmay acağı" biçiminde kaleme alınıyor.
însan haklan ve temel özgürlüklere da-
>alı, her vönden çağdaş ve demokratik bir
rejim hedefımizdir. Bu çercevede. laık ve
Atatürk ilkelerine bağlı Türkive. din ve
vicdan hürriyetini toplumsal hayatınm
\ azgeçilmez ilkesi sayar.
Ülke çıkarlannı ve milletin üstün değer-
lerini koruyan ve önde tutan çağdaş Ata-
türk milliyetçiliğini, uygar dünyanın temel
değerlerinden biri olarak görüyor ve be-
nimsiyoruz.
Türkiye'de insan haklan uygulamalan
Paris Şartı çerçevesinde gerekleştinlecek;
uluslararası yükümiülüklere uyularak
dün>a ile bütünleşme süreane hız ka-
zandınlacakür.
"Hukuk devleti" ve "sosyal devlet" an-
layışlan, bugün artık sadece nıtelik belırle-
yen birer sıfat olmaktan çıkmış, devletin
özünü teşkil eden kavramlar haline gel-
miştir. Günümüz dünyasında. "hukuk
devleti" ve "sos\al devlet" niteliği ve içeri-
ğı olmayan bir devlet kavramı düşünüle-
memektedir.
Ülke kaynak ve varhklannın hakça kul-
lanırrtı \e bunun gereklerinin yenne geti-
rilmesi sosyal devlet anlayışının vazgeçil-
mez sonucudur.
Devlet halk için vardır. Her şey halk için
ve bütün kesimlerle uzlaşma içinde yapıla-
caktır. Devletin parası halkın parasıdır.
Devlet, her şeyi dürüst ve saydam bir bı-
çimde vapacaktır. Değişim ve reform an-
cak halkın aktif katılımıyla ve desteğiyle
mümkündür.
Türkiye'yi dünyadakı demokratik deği-
şim ve reform rüzganndan uzak tutmak
mümkün değildır. Türkıye bu sürece gir-
miştir ve 21 "inci yüzyılın önder ülkelerin-
den biri olacaktır.
Yeniden yapılanma
1982 Anayasası ve onun doğrultusunda
çıkanlmış diğer yasalann demokratik bir
niteliğe kavuşması ve demokratıkleşme-
nin hızlı ve sağlıklı bir süreç izlemesi ertele-
ncmcz bir görevdir. Bu, çağdaş ve muılu
insanlann yaşadığı bir Türkiye'yi amaçla-
yan tüm sivasal partılerin gündeminin ilk
sırası olmalıdır.
1982 Anayasası. hazırlanış. sunuluş ve
kabul ediliş süreci. şartlan ve içeriği ile ül-
kemizin demokratik gelişmesi önünde çok
önemli bir engel olarak durmaktadır
Hükümetimiz, yurttaşlanmızın hak ve
özgürlüklerini geliştirme mücadelelerini
doğal karşılar. Bunu engellemek değil; ge-
liştırmek istemektedir. Ancak bunun ıçin
tek bir yola izin vermeye kararlıdır: O da
banşçı vc demokratik mücadele yoludur.
1982 Ana\asası. toplumsal ve parla-
menıo ıçi uzlaşmalarla, değiştirilmeye. ye-
nılenmeye ve demokratikleştırilmeye
cahşılacaktır. Bu çercevede;
- Temel hak ve özgürlükler sağlam gü-
vencelere bağlanacaktır. Kişinin haklan
genişletilecek ve güvenceleri arttın-
lacaktır. Sosyal veekonomik haklar. baş-
ta sendikal haklar ve toplusözleşme ve
grev hakkı olmak üzere çağdaş demokrasi
ve İLO standartlanna yükseltilecekür.
Basın özgürlüğü ile yurttaşın gerçek. doğ-
ru ve çoğulcu bilgi alma hakkı daha da
güçlendirilecektir.
- Siyasi haklar genişletilecektir. Siyasal
partılerin örgütlenme ve faaliyetleri ile il-
gili çeşitli kısıtlama ve smırlamalar kaldın-
lacak. siyasal yaşama katılma hakkı geniş-
letilecektir. Seçme. seçilme ve siyasal par-
tilere üye olabilme ile ilgili anayasal ve ya-
sal engeller kaldınlacaktır. Siyasal partile-
rin, program ve görüşlenni tam bir özgür-
lük içinde geliştirebılmeleri sağlanacaktır.
Başta sendikalar ve çeşitli meslek kuruluş-
lan üzerindeki siyaset yasağı kaldınla-
caktır.
- Kanun hükmünde kararname çıkar-
ma yetkisı hem yasal düzenlemelerini hı-
zlandıracak hem de TBMM'nin yaşama
yetkisini zayıflatmayacak bir biçimde ye-
niden düzenlenecektir.
- Sivil otorite güçlendirilecektir.
- Olağanüstü hal ile sıkıyönetim, sefer-
berlik ve savaş halleri ile ilgili düzenleme-
ler hukuk devletinin ilkeleri ile uyumlu
hale geürilecektir.
- Yerel yönetimler, özerklik. maddi kay-
nak ve yetkileri acısından güçlendirilecek;
merkezi yönetim yerine, yerinden yönetim
ilkesi pekiştirilecektir.
• - Başta istanbul olmak üzere metropol-
ler için özel yönetim biçimleri oluşturula-
caktır.
- Üniversiteler bilimsel ve yönetsel
özerkliğe kavuşturulacaktır.
- Radyo ve TV yayınlan üzerindeki dev-
let tekeli kaldınlacaktır.
- Meslek kuruluşlanmn güçlenmesi ve
özerkleşmesi sağlanacaktır.
-•Yargı bağımsızbğı. yargıç güvencesi ve
tabiihakim ilkeleri güçlendirilecekur.
- İdarenin yargı denetimi ve Anayasa
Mahkemesi'nin denetim yetkisi genişle-
tilecek ve etkinleştirilecektir.
- Genelde TBMM'nin çalışmalan, özel-
de ise bütçenin yasalaştınlması süreci hı-
zlandınlacak ve etkinleştirilecektir.
- Anayasının geçid hükümleri ayıkla-
nacakür.
Rejirrumizin demokratik, özgürlükçü,
çoğulcu. hukuk devleti ilkesine bağlı. in-
san haklanna saygılı. laik ve sosyal devlet
niteliklerinin geliştirilmesi ortak hüküme-
tin temel hedefıdir.
Anayasa değişiklikleri gerçekleştirilin-
ceye değin; var olan temel rejim yasalan
bugünkü anayasamn tanıdığı son sınıra
kadar demokratikleştirilecektir.
Bu çercevede aşağıdaki yasalar yeniden
düzenlenecektir:
SÜRECEK