Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 HAZİRAN1993 ÇARSAMBA
10 DİZİYAZI
Goşe'nin ölümü KaracaVa
JJİ
Çagdaş Bir
Bektaşi Mistigi
Hamdullah Erbil
darbeolur
v.edalaşırlar vegoşe son nefesini verir. 20'tiyaşlarda
başUuhğı şiir hayatının "Seyfeti", ya da "Heybeti"
biçimindekimahlasını Goşe'rün ölümüüzerine "Meluü"
olarak değiştirir.
Uah'tan kork-
maz kadın, sen
ne yaptığını, ki-
minle ne konuş-
tuğunu biliyor-
dvın, aynı şeyler
sana iletildiğin-
de bunun rûya olmadığını nasıl anlaya-
madın" diyerek eşine sitem eder ve o
günden sonra eşiyle ilişkileri bozulmaya
Karaca birkaç defa Dayısına, "Dayı,
ya bu eşini terbiye et, ya da bu biöyle git-
mez" dıyerek dayısını uyanr, ama bir
süre sonra düzelme olmadığinı görünce
de dayısından aynlır. Bu, dayıanı çok
üzer; artık ihtiyardır, eşine söz geçireme-
mektedir. Bır gün artık iyice usarur ve
aûna binerek başını alıp o diyardan git-
mek ister. Yolda Karaca karşısından ge-
lir, yalvanr, dayısını niyetinden vazgeçi-
rirse de ara çok uzun sürmez; Hatun bir
hastahğa yakalanır. Bir süre geçtikten
sonra bir gün köye haber gider, "Hatun
ölüyor" derler. Karaca ile Babası Raşo
Koca koşarak Alilere gjderler, Hatun bir
odada, henüz ruhunu teslim etmiştir.
Raşo Koca öbür odaya gecer ve "Ali,
Ali, Hatun öldü" der, ama bakar ki Ali
Dayı da son nefesini vermektedir, kendi-
sini duymaz bile. önce Hatun'u, sonra
da Ali Dayıyı gömerler.
12 yülık komün yaşamı
Dayıandan aynldıktan sonra Karaca,
Kıyno ve AH Dayısının oğlu Hasan ile
oriak olur, gerçek bir komün hayatı ya-
şamaya başlarlar. Bağdat ileGoşebu ya-
şama çok güzel ayak uydururlar, ama
Hasan'ın şimdı adı unutulmuş eşi onlar-
la uyum sağlayamaz. Bu uyumsuzluğu-
nun manevi uğursuzluğuna bağlanan üç
çocuğunun peş peşe ölmesınden sonra
Hasan ondan aynlır ve Bektaşilik yohı-
na sevgi duyan Altun'un kıa Meryem'le
evlenir. Karaca, Kıyno ve Hasan, birlik-
te sürü alıp yaydırmak veya Halep'e, ya
da Çukurova'ya, Erzurum'a götürüp
satmak suretiyle yaptıklan ticaret işleri-
ni ileTİetirler, tarla vs. ahrlar. Üç ailenin
aynı evde, avnı çatı altında yaşavarak
surdürdûkkn ortak yaşamlan tarrf !2yü
sürer. 12. yılm sonunda Goşe aniden
hastalanarak ölür ve onun ölümü her-
kesin gıpia ile baktığı bu maddi-manevi
ortak yaşamın sonu olur.
Goşe'nin Karaca'ya, onun arkadaşı
yol erlerine ve misafirlerine çok büyük
hizmetleri, köydeki bütün insanlara ıyi-
likleri ve evliya derecesınde yüceliği her-
kesin dilindedir. Bugün aradan on yülar
geçmiş olmasına rağmen köyün yaşlılan
-ki, Goşe zamarunda çocuk yaştay-
mışlar- hâlâ onu anarlar.
Ona duyulan bu sevgi ve saygıdan dc-
layı ölümü de efsanevi bir şekilde an-
laühr. Derler ki: Bir gün Hasan sürü al-
mak için Elbistan'dan para getirir ve
Goşe'ye teslim eder. Köyde Sakine adı-
nda, Karaca'nın evine çok gelip giden
muhacir bir kadın vardir. O gece evde
kimse yokmuş. Goşe gece beşjkteki ço-
cuğu Zeynel Abidüı'i emzinnek üzere
kalkar. Yaz günü damda yatmaktadı-
rlar. Beşiğin üzerineeğildiginde ilerde bir
karartı görür. Goşe, "Kun var orada,
Sakine sen misin?" diye birkaç defa ses-
lenir ama kararü cevap vermez ve bir
ağaan arkasına gizlenir. O an Goşe'nin
akhna para gelir. Koşar eve bakar ki
para yerinde duruyor. Ertesi gün gider
olayı lso Dayıya anlaür. Iso, Karaca'nın
ablası Bange'nin eşidir. Olay köyde
duyulunca Sakine kıyameti koparür, ip
abp kendımi asacağım der, bağınr ağlar
Sonra Karaca geldığinde de durumu gi-
der Karaca'ya anlaür; ağlayarak, "Goşe
bana hırsız dedi" der. O an nasıl olursa
Karaca'nın olaya canı çok sıkılır ve Go-
rar: "Kız Goşe" der, "Niye bu kadar
ağhyorsun? Karacam bir an öfkeye
kapılıp öyle söyledi, bu kadar üzülecek
nevarT
Goşe der ki: "Pamuk, ben Şeyh Ma-
mo'dan gördüm. Bu Bektaşiler dua ya
da beddua ettiler mi mutlaka yerini bu-
lur. Ben yakında öleceğim, Zeynel Abi-
dinim küçük, ona kim bakar, Karaca'-
nın hizmetini kim görür, ben olmazsam
bu evin hizmetini kim görür? Ama ben
biüyonım; ben babam gibi olacağim.
Babama Şeyh Mamo beddua etmişti,
bana da Karacam beddua etti. Dün gece
rüyamda şu hezen göğermiştı. Hezenin
gövdesinde üç yeşil dal boyverdi. Hezen
in gözü ağnyordu ve yanımda yaüyor-
du. Karaca ile Goşe de hcmen yanımda-
ki odadaydüar. Gece bir ara Hüseyin su
istedi, kalkıp su abnaya giderken birden
gür bir sesle irkildim. Ne olduğunu anla-
yamadım, dönüp baktım ki, Karaca eli-
nı yüzünün altında yastık yapmış Goşe'-
nin yanında yatıyor; Goşe de Karaca'-
nın beline sıkı sıkı sanlnuş. O an birden
Karaca silkinip kalktı, ben, "Ne oldu
KaracamT' diye sordum, ama Karaca
hiç cevap vermedi. Herhalde. Cuma gel-
miştir, Karacam kalkıp gitti, diye gecir-
dim içimden. Çocuga suyu verip sesini
kestikten sonra tekrar onlann odasına
geldim ki, Karaca kar'ı getirmiş, Goşe'-
ye yedirmeye çahşıyor, ama
her ikisı de birlikte ağlıyor-
lar. O sırada Goşe bana
dediki:
"Bağdadım sen küçük
Karaca'yı aldın gittin, Ka-
racam da böyle elini yü-
zünün altına koydu uywlu.
O an bizim eve üç tane mi-
safir geldi; biri erkek, önde,
iki de kadın arkada, birinin
sıründa bir çocuk kundağı
vardı. Ben düşündüm kı,
şimdi Karacam'ı uyandın-
rlar, size haber verirler.
Ama olmadı, adam belini
şu ortadaki direğe verdi,
kadınlar da gelip yanıma
oturdular.
rur, Karaca ile Bağdat'da öbür odada
tay'a bir yular örmekle meşgul olurlar.
Bağdat'ın anlattığına göre bir ara Kara-
ca'nın elkri titrer, rengi kül gibi geçer ve
"Gel Goşenin yanına gidelim Bağdat"
der. Giderler ki, Goşe kendisinden geç-
miş yaüyor, Kıyno da başucunda ağlı-
yor. "Ne oldu?' diye sorarlar; Kıyno,
"Goşe çok çırpmdı Karacam, onu götü-
recekler" der ağlayarak. Sonra Goşe
ayıhr, ona sorarlar. "Yine geldiler" der,
"Beni götürmek istıyorlardı, ama ben si-
zin nzaruz olmadan gitmeyeceğimi söy-
ledim. Ne var ki, artık dayanacak gücüm
de kalmadı, perişan haUmi görüyorsu-
nuz, izin verin gideyim." Bağdat ağlar,
"Seni hiçbir yere göndermemGoşe" der.
Goşe üç gün acılar içmde kıvTanır. Kırk
beşinci gün Karaca Bağdat'a der ki:
"Bağdaum. Goşe artık bize geri dönücü
değildır, izin ver acı çekmesin."
Goşe ile vedalaşırlar ve o gün Goşe
son nefesini verir. Goşe'nin ölümü Ka-
raca için ağır bir darbe olur. 20'li yaşlar-
da başladığı şiir hayatınm "Seyfeti', ya da
'Heybeti' biçimindekı (Bütün uğraşılan-
mıza rağmen Karaca'nın o döneme ait
ne bir şunni, ne de o dönemde kul-
landığı mahlasını hatırlayan birini bula-
bildik.) mahlasını Goşe'nin ölümü üzeri-
ne "Meluli" olarak değiştirir.
Böylece Meluli doğar. Annesıyle aynı
şe'ye öfkeyle, "Tann canını alsın Goşe, o
kadar emeğimizi nasıl heba ettin; insan-
lann suçlan olsa dahi yüzlerine söyleme-
yin diye öğretmedik mi sıze, niye böyle
yaptın, olayı herkese duyurdunT der. O
an Goşe yıldınmla vurulmuşa döner.
Cuma'nın eşi Pamuk'un anlattığına göre
günlerce gözyaşı döker.
Yaz günü Goşe kar ister
Kötüre'ye geldikten sonra üç çocuğu
olmuştur: Bağdat, Hüseyin (ya da küçük
Karaca) ve Zeynel Abidin. Zeynel Abi-
din henüz beşiktedir. Pamuk bır gün so-
Bagdat'ür, dallar da benim çocuklanm.
Ben öleceğim, çocuklar burada kalacak
ve onlara Bağdat fcakıp büyütecek."
7
Aradan çok gün geçmez Goşe şıddetli
bir tifo hastahğına yakalanır ama has-
talığa karşı direnir, gitmek, ölmek iste-
memektedir. Tam 40 gün çeker. Bağ-
dat'ın anlattığına göre, Goşe bir gün kar
ister. Yaz günü dağlann tepelerinde bile
kar kalmamıştır, ama belkı Serkiz-
çayın'nın yoz yataklannda vardir umu-
duyla Cuma kar getırmeye gider.
Bundan sonrası Bağdat'ın ağzından
aynen şöyledir. "Bir gün önce Cuma kar
getirmeye gitti. tkinci geceydi, Hüseyin'-
'Senigötürmeye
geklik'
Biraz oturunca dedıler
ki, Goşe sen niye hiç sor-
muyorsun, niye demiyor-
sun ki niçin geldiniz, kimsi-
niz, necisiniz? O an birden
akhma geldi ki Şeyh Mamo
emmiroi de böyle götür-
meye gelmişlerdi. Korktum
ve dedım ki, ben ne so-
rayım, Karacam var, Bağ-
dadım var, siz henüz misa-
firsinız. Dediler ki, Goşe
sen de büıyorsun, biz misa-
fir değiliz, senı götürmeye geldik; şimdi-
ye kadar hiç lumseyi kendısinden.Lon
alarak götürmedik. ama senin emeğin
çoktu; seni, nzanı alarak götürmek isti-
yoruz. öyle deyince ben dedim ki, Kara-
cam'ın hizmetini kim görecek, Bağdat
hasla, Zeynel Abidin küçük, bunlan ben
bırakıp nereye gideyim''
Zahir sız de beru bır yere götüreceksi-
niz, ha orası olmuş, ha burası, ne olur
* * *
GelgönûJ dostuna ver sen bu canı
Neykrsin dûnyada şerefi şanı
SU süpür içinde şüphe gûmanı
ZeUrler içuüşişirir seni
Hiçe say geçici hayaü dûsü
Tek dostun sevgisi her §eyin başı
Yanarsa içinde askın atesi
Kaynar Aşk kazanı taşırtr seni
Btrak îkiSği kanş birlere
Marifet yohıyla eriş erlere
Sakın yoldaş olma caMl körlere
Çıkanr yolûndatı faprır seni
Yoruhnazyollardakâmileyoldaş
Sen ben yok arada hep eşit kardaş
O canlara uyar olursan sırdaş
Apbnaz dağlardan aşırtr seni
Metûlim, dört kitap âdem şamna
Kulak verme aslâyoldüşmanuıa
Aldanma nefsinin kör şeytanına
Götürür çtkmazfl düşürür seni
***
hastahğa yakalanan Zeynel Abidin,
köyde başka kadınlann emzirmeleri ve
yardımlanyla sadece işitme yeteneğini
kaybederek hastahktan kurtuhır. Ertesi
yü Kıyno gider Serkizçayın'ndan yeni-
den evlenir, ama Karaca'nın dünyası
artık kapkaranlıkür. Arkadaşlanna,
kendılerine yeni yuvalar kurmalannı
önerir ve 12 yıl sevgi saygı ve güvenle ör-
dükleri ortak yaşamın bütün mal varh-
bırakın bunlann yaıunda kahp onlann "annı eşıt bır şekilde paylaşarak bırbır-
hizmetlerini göreyim. Biraz daha uğ-
raşular, dediler kı, bak Zeynel Abidin
sırtırtuzda, onu da götürüyoruz.
Ben dedım ki. hayır o Zeynel Abidin
degü. O an adam birden öfkeyle bağırdı
ve dedi ki, kalkın gidelim, bu kadar hiç
kimseye ısrar etmedik. Goşe bak, bız
yann durursa öbür gün öğleden sonra
gehyoruz. Işte Bağdatım. sen su ahnaya
giderken duyup da birden irkildiğın
ses o adamın sesiydi."
Ev efradı ikincı gün öğleden sonrayı
beklerler. Kıyno Goşe'nin başında otu-
lerinden aynlırlar. Goşe'nin üç yadi-
gannı, Karaca ile Bağdat evlatlık olarak
yanlarına ahrlar (Goşe'nin rüyasının
gerçekleşmesi) ve onlara kendi çocuklan
gibi sanûrlar.
Sonra. o yıl gider Konakpınar'da
Bağdat'ın kardeşı Abidin'in büyük kızı
Hoşe'yi ahr getirirler. Hoşe Kötüre'ye
geldığinde henüz on yaşındadır. Bibisine
teselli olacak, ev işlerinde ona yardım
edecektir.
StRECEK
Savunduğun ilkelemı devamını
w •
O N B I N L E R
J 1•1
ri
J J
ICIN YAZOI
Sevgili Uğur Mumcu, düşûn-
düklerin ve ilkelerini bizden
sonraki nesillere aktaracagıma
söz veriyorum, rahat uyu.
SevUtşirn
Sevgili Uğur Mumcu, senin ya-
zjlannı okuyarak büyüdûk,
aydınlandık. önünde saygıyla
eğılirken yolundan, Kemalızme
demokrasiden aynlmayacağı-
mıza söz veririm.
AyşegüiÖzcT
Bir Kuvayi Milliyeci kaybet-
tik acvrruz sonsuz. Ancak bızleri
aydınlanma yolundan hiç bir
güç döndürümez.
Ayşea Bayraınoğta
Duygulannuzı anlatmaya say-
falar yetmez. Atatürk, demok-
rasi ve laiklik düşmanlan seni
unutturamayacakür.
Ülgen-Bahadır Akm
Çok üzgünüz. Vahşeti lanetli-
yoruz. Acımız sonsuz. Onun
meşalesi şimdi ben de yann ço-
cuklanmda olacaktır.
FatmaBertaa
Sevgili Uğur abi, yaktığın mum
ışığının, sönmediğini gösterece-
ğız, tüm gerici unsurlara.
YdmazHoroz
Sevgili Uğur sensiz bir basın öz-
gürlük ve yaşam duşünemiyo-
rum.
tsmail Acaer
Sevgili Uğur sen ölmedin yaşı-
yorsun. Yaktığın ışıkla beraber
yürüyecegiz.
HasuAHuıer
Sevgili Uğur, senin savunduğun
ilkeleri ' susturamazlar. De-
vamını bizler getireceğiz.
Mustafa Ardan
etirece
de yaşayacaksın.
Levent Kurtuluş
Sevgüi Uğur abi, aklımdan çok Düşünmeyi öldürmeyi amaçla-
düşünceler geçiyor, ama ifade ya n n e r
^ ü dinci akımı ve
edemiyorum Sendaimaiçimiz- devlet terönünü şiddetie lanetli-
yorum ve Uğur Mumcu gibi
büyük bir insanın katledilmesi-
nin büyük ayıbını bu ülkenin
bir irısaru olarak yüreğunde ta-
şıyorum. Uğur Mumcu'nun
anısı mutlaka onun uğruna ya-
şamım, verdiği mücadelesi doğ-
rultusunda yaşatdmahdır.
H.Bülent Gözkan
StRECEK
T.C.
İZMİR 6. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
992/433 E.
993/373 K.
Davacı Nuran Dcgerli vekili Av. Mehmet Ali Uçar tarafından da-
valı Mehmet Değerli aleyhine açmış olduğu boşanma davasının ya-
pılan duruşması sonunda:
Mahkememizin 4.5.993 tarih ve aynı sayılı karan ile davacı tara-
fından davalı aleyhine açılan boşanma davası sabit olduğundan ka-
bulü ile Diyarbakir ili merkez ilçesi lskenderpaşa Mahallesi nüfusunda
cilt No: 013/03, sahife No: 57, kütük No: 300'de kayıth AbdUlaziz
ve Remziye'den olma 1959 doğumlu Nuran Değerli ile Seydo ve Sai-
tne'den olma 1951 doğumlu Mehmet Defetli'nin boşanmalanna,
Taraflann müşterek çocuklan 1982 doğumlu Sinan ile 1983 do-
ğumlu Saime'nin velayetlerinin davacı annesine verilmesine, çocuk-
1 lann her hafta cumartesi gunü saat 9.00-17.00 arası, dini bayramlann
ikinci günu aynı saatlerde ve her yılın 1 temmuz ile 31 temmuz tarih-
len arasında baba yanına almak suretiyle çocuklar ile arasında şahsi
münasebetine,
52.600 Hra yargılama gideri ile 250.000 TL avukathk ücretinia de
davalıdan tahsiline dair verilen karar davalıya tebligat yerine kaim
olmak üzere ilan olunur. 24.5.1993
Basın: 30906
ZEYTİNBURNU 2. ASLİYEHUKUK
HÂKÎMLİĞİ
DosyaNo: 1992/509
Davacı Aysel Oktay tarafından davah Yumaz Oktay aleyhine açı-
lan boşanma davasının yapılan acık yargılamasında;
Yapılan tüm arama ve araşurmalara rağmen davalı Yumaz Ok-
tay'ın acık adresi tespitedilememiş olduğundan. yargtlama günü olan
14.7.1993 günü saat 10.00'da mahkememi2de hazır bulunması veya
kendisini bır veküle temsil ettınnesı, dava hakkında varsa delıUerini
ibraz etmesı, aksi takdirde yokluğunda yargılama yapuarak karar
verilecegi hususu duruşma gününü ihtiva eden ihtarh tebhgat yerine
geçerii olmak üzere Yıbnaz Oktay'a ılanen tebliğ olunur. (HUMK
509-510)
BEYOĞLU ASLtYE BİRÎNCİ HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Etosya No: 1992/161
Davacı Ahmet Kara tarafından davalı Reyhane Kara aleyhine açı-
lan boşanma davası sonunda: Beyoglu, Kuloğlu Mah. C: 029/02, say-
fa: 87, kütük: 331'de kayıth bulunan taraflann boşanmalanna karar
verilmiştir. tşbu boşanma karannın gazetede ilanını mUteakıp 15 gun
geçtikten sonra başlamak uzere kanuni süresınde temyız edilmedığı
takdirde kesmleştirileceği hususu ılanen tebliğ olunur. 28.5.1993
Basın: 5772
tLAN
BtSMtL SULHHUKUK
MAHKEMESt'NDEN
DosyaNo: 1991/138Esas '
Davacı Batman tluh Mah.'den Mustafa Yıldız vekili Av. Zeki
Atılgan ile davahlar Ayseli özdaş ve müşterekleri arasuıdaki veraset
iptali davasının reddine daır mahkememizce venlen 27.07.1992 tarih
ve 1991/138 esas, 1992,176 sayılı karann bozulmasma ilişkin Yargı-
tay 2. Hukuk Dairesi'nin 29.04.1993 tarih ve 1993/3699 esas, 1993/
4422 karar sayuı ilamı ile veraset belgesinin iptali davasında, iptali is-
tenen veraset belgesinde pay venlmis, olan mırasçılara ya da bunlar-
dan ölenlerin mirascılanna husumet yöneltilerek onlann huzuru ile
davaya bakılması gerekir. Şu halde iptale konu veraset belgesindeki
Yusuf mirasçılanndan Mehmet oğlu Apdullah mirascılan ile Meh-
met oğlu Yusuf Özdaş mirasçılanndan Hayriye'ye husumet yöneltil-
meden eksik hasımla karar venlmesı usul ve yasaya aykın olduğun-
dan bahısle hükmün bozulmasına daır işbu hüküm özetinin adresteri
meçhul olan davalılar Ayseli özdaş, Mehmet özdaş, Yasar özdaş,
Nurten özdaş, Vesüe özdaş ve Beşir özdaş'a gazete ile ilanen tebliğj
gereküğınden Tebhgat Kanunu'nun 28 ve müteakip maddelen gere-
ğince işbu hüküm özetinin gazete ile ilanen tebhğıne, ilan Unhınden
itibaren tebliğ edilmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunur.
Basın 49006
POLTTIKA VE OTESI
MEHMEOKEMAL
Oyuna Başbakan GetocelL.Beyoğlu, her belediye başkanınca rastıklanıp pudra-
lanarak türlü kılıklara girdikçe, eski günleri yaşamış
olanlar bir of çekiyor.
Beyoğlu, bundan sonra artık "Ah Beyoğlu, vah Be-
yoğlu"dur.
Yaşamının elli yıla yakınını Beyoğlu'nda geçiren, on
parmağında on beceri Cûneyt örs dostumuz, anılarını
"Bir özlemdir Artık Beyoğlu ve Istanbul" diye bir kitapta
toplamış. Kitapta sadece Beyoğlu anılarını toplamamış,
Ankara anıları da (Zevk Lokantası) var. Cûneyt, gördük-
lerini, duyduklarını, yaşadıklannı, baskalannın dayaşa-
dıklarını yazmış. Bunlann arasında Nazım Hikmet'le
ilgili olanı var ki hiç işitmemiştim.
Nazım Hikmet 1950 aftıyla hapisten çıktıktan sonra ge-
çim kaygısına düşüyor. Takma adla şuraya buraya yazı-
lar, sinema ve tiyatrolar için oyunlar yazmaya başlıyor.
Muammer Karaca'ya da "Araseçim" diye bir komedi
yazıyor. Oyun o yıllarda çok tutuyor, kapalı gişe oynu-
yor. Fakat Nazım oyun parasının bir kısmını bir türlü ala-
mıyor. Daha doğrusu Muammer'den bir türlü isteyemi-
yor, Muammer de kendiliğinden bunu hatırlamıyor.
Muammer kârdadır, ama Nazım Hikmet de çok darda-
dır.
Ipekçiler'de bir dublaj sırasında Nazım, değerli aktör
Turgut Boralı'ya rastlıyor. Hoşbeşten sonra Nazım, Bo-
ralı'ya,
"Sen KaracaTiyatrosu'ndaçalışıyorsun değil mi?" di-
ye soruyor.
"Evet.." yanıtını alınca, "lyi ki sana rastladım. Benim
Muammer'de (şu kadar) alacağım var. Sana bir mektup
versem bunu Muammer'e iletir misin?"
Nazım hayranı Boralı için ne demek, elbette seve seve
götürür.
Turgut Boralı tiyatroya döndüğünde Muammer'i gö-
rür, Nazım'm ricasını söyler, pusulayı uzatr.
Paraca sıkı olan Muammer'in iyi ve cömert bir gününe
rastlamış olacak ki, gişeden alınan paralar bir paket edi-
lir, Turgut Boralı'ya verilir. Turgut, para paketi elde Ka-
dıköy yolunu tutar. Paralan alan Nazım, "Bunu ancak
sen becerebilirdin..." diye teşekkür eder.
Neden sonra sokağa çıkan Turgut, daha birkaç adım
atar ki çevreslni polisler sarar. Doğru karakola!.. Sert
bakışh başkomiserin karşısına çıkarırlar.
"Hain komünistler, alçaklar, hepinizin kökünü kazıya*
cağız." bağırışlarından sonra gözaltna alırlar. Turgut
nezarettedir. Ne arayan vardir, ne soran. Saatler geçi-
yor... oyun saati gelip çatıyor; ne yapacak? Yapacak bir
şey yoktur:
"Başkomiseri görmek istiyorum" diyor.
Çıkarıyorlar asık yüzlü başkomiserin karşısına:
"Söyle bakalım, ne var?"
"Başkomiserim, biliyorsunuz ben KaracaTiyatrosu-
nda aktörüm. Oyunun başlamasına bir saat var. Oyuna
Sayın Başbakan Menderes gelecek. Ben olmazsam
oyun yatar. Size bunu haber vereyim dedim."
Başkomiser, odada şaşkın adımlarla biraşağı, biryu-
karı dolaşmaya başlar. Ne yapmalı? Sonunda,
Getirın şu cipi..." der. Turgut Boralı cipe atlar, tam yo-
lâ koyulurken Başkomıser,
"Sayın Başbakana benden söz et!" der.
Tiyatrodan içeri girerken Turgut kuşkuludur. Ama ti-
yatroda telaşlı bir hareket var, yerler siliniyor. Kapıda
Turgut'u bekliyen Muammer, "Nerede kaldın, çabuk ol,
oyuna Sayın Bayâr'la Menderes gelecek" der. Şaşkınca
tavanabakan Boralı, aklından, "Allahım, herhalde muci-
ze budur" diye geçirir.
Nazım'ın ölüm yıldönümünde bu öyküyü anlatalım de-
dik.
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Yakup Kadri Karaos-
manoğlu'nun bir romanı.
2/ Yiyecek bulamayan,
yoksul kimse... Yoğurt,
pekmez gibi koyu şeyleri
suyla inceltmek. 3/ Os-
manlı devletinde başba-
kan. 4/ Asya'da bir ülke.
Nâzm Hikmet'in bir ti-
yatro yapıtı. 5/ Alüv-
yon... Kerestesi maran-
gozlukta kullanılan bir
Afrika ağaa. 6/ Tabut...
İslamhktan önceki Türk
edebıyaünda atasözüne verilen ad.
7/ Uzaklaşmak, ara açılmak...
Kalsiyumun simgesi. 8/ Çanakka-
le Boğazı'nda, pek çok deniz kaza-
suıın meydana geldiği burun...
Yümaz Gûney'in bir fıhni. 9/ Filika
büyüklüğünde bir denız teknesi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ özdemir Asafın bir şiir kitabı.
2/ Kendini çeşitli eğlencelere ver-
miş kimse... Sergen. 3/ Serçe kuşu-
nun bir türü. 4/ Genellikle hayvan
postundan yapdan başhk... Maksat. 5/ Üye... "Aradüar bir ten-
hada buldular/Yaslandılar şivgalanm kırdılar/Yaz bahar ayın-
da bir od verdiler/Yandım gittim — karh dağ iken" (Karaca-
oğlan). 6/ İki kişiyle oynanan bir kâğıt oyunu... Uğur, talih. 7/
Yurdumuzda bir dağ... Fas'ın plaka işareti. 8/ Halk diknde ba-
bamn kız kardeşine verilen ad... Dünya. 9/ Yahya Kemal'in
hece ölçüsüyle yazdığı tek şiiri... Sert ve fazla kızârmayan bir
domates türü.
T.G
KARAKOÇAN KADASTRO MAHKEMESİ
Esas No: 1989/439
Karar No: 1991/143
Davacı Orman idaresi, Hazine ve Çayırgülü köyü tüzel kişiligi tarafın-
dan, davalı Ibrahim Erdoğan aleyhine açılan tespitin iptali ve tescil da-
vasının yapılan açık yargılama sonucunda;
Mahkememizde verilen karar, davalı lbrahim Erdoğan olmüş oldu-
ğundanvarislerinin kimlerolduğu, nufusa kayıth olduğuyerindetespit
edilemediğinden verilen karann özetinin ilanen tebliğ edilmesi gerek-
miştır.
Karar özeti: Paşa yaylası köyunde bulunan 29 nolu parselin yapılan
tespitinin iptaline, taşınmazın orman olarak Hazine adına tapuya tes-
ciline,
Karar özetinin ilan tarihinden 15 gun sonra tbrahim Erdoğan varis-
lerine tebliğ edilmiş sayılacağma kaim olmak uzere ilan olunur.
Basın: 48876
T.C.
YOMRA KADASTRO HÂKİMLİĞt
1990/133 Esas
1992/15 Karar
Davacı Fatma Suat Soley vekili Av. Mahir Mollaoğlu'nun davalı-
lar Hasan Hicabi ve Malik Bey aleyhine ikame olunan kadastro te-
spitinin iptali ve tescil davasımn mahkememizin 1990/133 esas sayılı
dosyasında adı geçen davalılann adreslennin tespiti mümkön olama-
dığından adlanna mahkcmemızden verilen karar, davacı vekili tara-
fından temyiz edilmiş olup, Yargıtay'ın lemyiz dilekçesini reddettigi
anlasılmış olduğundan, mahkememizce Yargıtay ilamının ilan yolu
ile tebliğine karar verilmiş bulunduğundan;
Davalılar Hasan Hicabi ve Malik Bey, Yargıtay 17. Hukuk Daire-
si'nin 3.5.1993 gün ve 1992/17233 esas, 1993/5705 karar sayüı ilamı
7201 sayılı kanunun 28 ve müteakip maddelen gereğince ilanın ya-
yın tarihinden itibaren (10) gun içinde yasal yolla mahkememize baş-
vurabileceğı hususu ılanen tebliğ olunur.
Babiıı: 48954