Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 9MAYIS1993PAZAR
HABERLER
Demirel velnönü
nikâhtanığı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan
Süleyman Demırel ile Devlet
Bakanı ve Başbakan
Yardıması Erdal İnönü,
Orman Bakanı Vefa Tanır'ın
kızı Mine Tanır ile Taner
Kavasoğlu'nun nıkâh
törenlerinde tanıkhk
yaptılar. Nıkâhı kıyan
Çankaya Belediye Başkanı
Doğan Taşdelen, taruklar
Demirel ve İnönû'yü ima
ederek "Güçlü bir nikâh"
diyeespriyapü. Hılton
Oteli'ndeki nikâha bakanlar,
milletvekilleri. Başbakan'm
kardeşi Şevket Demirel ve
"İnci Baba" adıyla bilinen
yeraltı dünyasını ünlü ismi
Mehmet Nabi fnciler ile
kalabalık bır davetli
topluluğu katıldı.
ANAPilkongresi
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)- ANAP İzmırİl
Kongresi dün yapıldı. Tek
listeylegirilen seçımler
sonucunda il başkanhğma
Metin Öney secüdi. Büyük
EfesOteli'nde
gerçekleştinlen kongrede 430
delege oy kullandı. 51 oy boş
çıkarken bir oy da iptal
edildi. Metin Öney'in listesi
378 oy aldı. Seçim sonuçlannın
açıklanmasından sonra bir
açıklama yapan ANAP'ın
yeni İzmir Jl Başkanı Metin
Oney, herşeyden fedakârbk
ederek ANAP'ı İzmir'de
birinci patti yapmak için
uğraşacağını söyledi. Öney,
listenın oiuşmasında genel
merkezın de katkısınm
olduğunu sözlerineekledi.
Adayhğını koymayan eski il
başkanı Şükrii Kayabaşı.
öney'in listesinden disiplin
kuruluna seçildi.
SHP'de sessizce
görevden aJma
•ANKARA (ANKA)-
SHP'ninHakkanilveilçe
örgüt yönetimJeri, parti
Merkez Yürütme Kurulu
(M YK) tarafından görevden
alındı. Görevden almalan.
SHP Parti Meclisi tarafından
da onaylandı. Hakkari il
örgütünde iç çekişmeler
biçiminde yaşanan
rahatsızhk, görevden
almalarda etkili oldu.
Hakkari il örgütünde eski
SHP milletvekili olan ve
CHPaçıldıktan sonra Deniz
Baykal'ı destekleyen
Cumhur Keskin'in ağırlığı
bulunuyordu. SHP Hakkari
İl Başkanı Musa Ertuşile
Cumhur Keskin arasında
akrabahk bağı da uzun
süredir varolan rahatsızlığa
kanıt olarak gösterildi.
Keskin ailesinin
Hakkari'deki ağırlığının
tasfiye edilmesinde SHP'ye
geçen Hakkari Milletvekili
Esat Canan'ın genel merkez
nezdinde yapüğı kulisler de
etkili oldu.
Sendikalaşma
kurultayı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Kamu
bankalannda çahşanlar
arasındaki sendikal biriigj
sağlamak amacıyla " Kamu
Bankalan Çalışanlan
Sendikalaşma Sorunlan
Kurultayı" düzenlendi.
Ziraat Bankası. Halk
Bankası. Emlak Kredi
Bankası. Sümerbank ve
Etibank temsilcilerinin
katıldığı kurultayda konuşan
DİSKebağlıBank-Sen
Genel Başkanı Hulusi Karlı,
kamu çahşanlannı
sendikalaşmasının önûndeki
engellenn kaldınlması
gerektığin belirterek, "Bugün
Türkiye'de çalışanlar özgür
iradeleri ile
sendikalaşamıyor. Özgür
iradeleri ile toplusözleşme ya
dagrevyapamıyor"dedi. 12
eylül askeri darbesinden
sonra tüm çalışanlargibi
banka çahşanlanna da
örgütlenme konusunda
çeşitli engeller getirildiğini
kaydeden Karlı, kamu
kesımınin sendikalaşması ıçin
mücadele vermesi gerektiğini
söyledi.
Memur sendikası
ayrıolacak
•ANKARA (ANKA)-
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı'nca haarlanan
memur sendikalaşmasına
ilişkin yasa taslağı
çahşmalan son aşamaya
geldi. Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Mehmet
Moğultay, memurlann
sendikalaşmasına ilişkin yasa
taslağını hazırlamak üzere
yaklaşık 20 kişiden oluşan bir
ekipoluşturdu. Bakanlık
bûrokratlan, öğretim üyeleri
ve konusunda uzman
profesörlerden oluşan bu
ekıp, çabşmalan sürdürmek
üzere profesör Cahit Talas
başkanhğında bir alt
komısyna görev verdi. Cahit
Taas ise memurlann
sendıkalaşması için ayn bir
sendıka yasası
hanrladıklannı sövledi.
Yargısız infazlann özel bir savaş biçimi olduğunu söyleyen Ercan Kanar:
DevletcinayetişlemesinYargjsız infazlann önlenmcsı ve so-
rumlulanrun açığa çıkması konusunda
Türkiye'de birçok kurumdan fazla ça-
bayı, herhalde İnsan Haklan Derneği
harcıyor. Zaman zaman bu çabalan ne-
deniyle polıs yürüyüşlerinde, "Polis ka-
tili insan haklan!" sloganlanna muha-
tap olan ÎHD'de yıllardır etkın çalışma-
lanyla tanman genel sekreter ve îstan-
bul Şubesı Başkanı hukukçu Ercan Ka-
nar. sorulanmızı yanıtladı.
Sayın Kanar, yargsız infazlar hangi
aniaytşla yapılıyor?
KANAR : Yargısız infazlar. çağın
"sosyal hukuk devleti çağV' olduğunun
en çok vurgulandığı birdönemde. "cina-
yet işleyen-katleden devlet" olgusunun
yaşandığı Türkiye için sözkonusu.
Yargısız infazlan, birkaç memurun
veya emniyetin bir biriminın münferit
uygulamalan olarak değerlendirmek
mümkün değildir. Devlete egemen olan
esas anlayış, hangı açıdan olursa olsun
köktencı muhaliflerin adil yargılanma
ve savunma hakkının olamayacağj an-
layışıdır. Yani devlet, köktenci muhalif-
lerine karşı ilan edilmemiş özel bir savaş
politikası izlemektedir. Onun için de
kuvvetler aynlığı ilkesini ıhial ederek
yargı-yasama-yürütme ve infaz fonksi-
yonlannı özel timlerin eline vermek-
tedifc- Bu uygulamalardan Yürütme ve
Milb Güvenlik Kurulu da devletin tüm
temel kurumlan da sorumludur. Ne
uluslararası sözleşmeler, ne de çağdışı
1982 Anayasası devlete böyle bir hakkı
vermez.
Yargısız infazUrm önJenebilmesi içtn
Ercan Kanar
Özel savaşDevlet, köktenci
muhaliflerine karşı ilan
edilmemiş özel bir
savaş politikası izlemektedir.
İlkelerdeilılalDevlet
kuvvetler aynlığı ilkesini
ihlal ederek yargı-
yasama-yürütme ve infaz
fonksiyonlannı özel
timlerineline
vermektedir.
ne vapılmalı? Kim yapmalı?
KANAR: Yargısız infazlar çirkinli-
ğinden toplumun kurtulması için hükü-
metin, 1989 yılında Birleşmiş Milletler
Ekonomik ve Sosyal Konseyi'nin 89/65
sayıh karanna ek olarak kabul edilen ve
1991 yılında Birleşmiş Milletler Viyana
Bürosu Sosyal Gebşme ve fnsani İbşki-
ler Merkezi'nin özelbkte Türkiye, Irak.
İran, Peru gibi yargısız infazlann çok
yoğun olduğu ülkelerdeki gelişmeler
üzerine tüm ülkelere tanımalan için
önerdiğj, "Yasal Olmayan, Keyfi ve
Toplu infazlann Etkili Olarak Önlen-
mesi ve Soruşturulmasına Dair flkeler"i
kabul ettığini açıklaması ve bu ilkelere
uygun yasal düzenlemeleri derhal yeri-
ne getırmesi gerekmektedır.
Bu ılkelerin en önemlilerinden olan,
tarafsız soruşturma kurullan oluşturul-
malı, bu kurullarda barolardan, insan
haklan kunıluşlanndan ve tabip oda-
lanndan kişiler tam yetkili olarak yeral-
mahdır.
Yargısız infaz operasyonlanna katı-
lan tüm görevliler ve bunlara emir ve-
renler görevlennden alınmalıdır. Bu tür
infazlarda kurban gıdenlerin ailelerine
uygun ve adıl tazmınat verilmelidir.
Bu prensiplere bağlı olarak, Polis Va-
afe ve Selahıyetleri Yasası demokratik-
leştirilmeli, Terörle Mücadele Yasası
kaldınlmahdır. Devletin yurttaşlanna
karşı ışlediğı suçlarda. o devletin ulusal
yargı erki görevli obnamabdır. Bu tür
operasyonlan yapanJar, uluslararası
yargı organlannda yargılanmahdır.
Çünkü sadece İstanbul'da yargısız in-
fazlar hakkında göstermelik açüan en
az altı davada müdahil olarak görev
yapıyorum ve bunlann hiç birinden
adaletli bir karar çıkacağına inanmıyo-
rum.
Son olarak ne söyleyeceksiniz?
KANAR : Devletin, cinayet işleyen
bir devlet olmaktan çıkanhnası gerek-
mektedir. Ayınmsız, herkesin kuşku ve
suçu ne olursa olsun yaşama hakkı, adil
yargılanma ve savunma hakkı bizzat
devlet tarafından sağlanmabdır. Emni-
yet güçleri özel savaş psikolojisiyle de-
ğil, böylesi bir anlayışla eğitilmelidir.
Bırakabm emniyet güçîerini, Başbakan
ve İçişleri Bakanı bile bu anlayıştan
yoksundur.
Bİ1Tİ
İHD yetkilileri, TKEP lideri içinAf Örgütü'ne acil eylem çağnsmda bulundu:
Teslim Tore'yeişkenceyapılmasuıİstanbul Haber Servisi - Tür-
kiye Halk KurtuluşOrdusu ku-
ruculanndan ve Türkiye. Ko-
münist Emek Partısi önden
Teslim Töre'nin yakalanması
üzerine Töre'yle ilgili birtakım
iddialar yeniden tartışılmava
başlandı. Töre'nin ailesi basın-
da çıkan bazj haberleri eleştıre-
rek "Çağdışı zihnıyetın Tesb'm
Töre'ye işkence yapacağı endi-
şesi taşıyoruz" dediler.
Teslim Töre'nin eşi Hanım
Töre, oğullan Hasan, Garip,
Vahap, Mehmet Töre, kızı \lu-
azzez Töre. gelini Hatun Töre.
kızkardeşi Zekine Töre dün İn-
san Haklan Derneği tstanbul
Şubesi'nde basın toplantısı dü-
zenlediler.
Baki Bakır, çocuklann ken-
dilerine teslim edildiğini belirte-
rek şunlan söyledi:
"Ağabeyim Hüseyin Bakır
ve yengem Muazzez Yücelle
birlikte gözaltına alınan yeğen-
lerimi tesbm aldığımda çocuk-
lar bana 'içerde kendilerinden
başka 5 çocuk daha bulundu-
ğunu" söyledi. Kendilerine kö-
tü davramlmadış, annelerinin
uyutulmadığını söyledıler."
Garip Töre babasırun yaka-
Basm topfau anneleriyie birlikte gözaltma alınan 10 yaşmdaki Gürsel Bakır ile 2 yaşmdaki
Baran Bakır'm amcası Baki Bakır da katddı. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
lanma haberiyle birlikte yayın
organlannda "karalamalar"
başladığını belirterek, "Tesbm
Töre halkla iç içe olmuş bir halk
önderidir" dedi. Garip Töre,
Tesbm Töre'nin Mehmet AB
Ağca'yı Filistin'de eğittiği iddi-
asını da şöyle yanıtladı:
"CIA uzmanı olduğu bilinen
Oara Sterling'ın konuya ibşkin
kitabıyla ortaya atılarak başla-
tılan bu iddıa da Tesbm Töre'-
nin şahsında devrimci komü-
nist önderleri ve hareketi aşağı-
lamaya çalışmak istemekten
kaynaklanıyordu."
Açıklamada "Che Guevara,
Fidei Castro. Ho Stıi Minh ne
kadar teröristse Teslim Töre de
işte o kadar teröristtir" denildi.
İHD Hukuk Komisyonu
üyelerinden Eren Keskin 5 ma-
yısta Üsküdar örnek Mahal-
lesi'ndeki bir eve polisın yapuğı
operasyonda gözaltma ahnan-
lann aradan 48 saat gecmesıne
karşın hala DGM'ye sevk edil-
medığini bildirerek, "Necdet
Menzir ve ekibine güvenmiyo-
ruz. Olayın takipçisiyiz. Ulusla-
rarası Af Örgütü'ne de acil ey-
lem çağnsmda bulunduk"dedi.
Emniyetten açıklama
İstanbul Emniyet Müdürlü-
ğü yaptığa açıklamada, Teslim
Töre'nin Merkez Komite üye-
leriyle birbkte 5 mayısta "Ha-
san Nadir Çulhasan" sahte kım-
liğjyle Üsküdar Örnek Mahal-
lesi'nde bir evde yakalandığı
belirtildi.
Töre dışında gözaltına alınan
14 kişinin adlan şöyle:
"Hüseyin Bakır, Murat Top-
rak. Mehmet Ali Avhan, Cemile
Arda, Fatma trier, 'Muazzez
Yücel, Kenan Kalyan, Ahmet
Fethi Yıldınm, Mıikaddes Ala-
taş, Songül Çoşkun, Kudret Çn-
buk, Fethiye Yıldınm, thsan
Fetiu Yddınnt, Mustafa Çu-
buk."
HAFTAYA BAK1S
AHMET TANER KIŞLALI
<<
fizveri"lepGazeteciliğe ilk başladıâımız yıilarda, en çekindiğimiz
kişi rahmetli Cihad Baban'dı. Hataları hoşgörmez ve
"mazeret" dinlemezdi.
- Her şeyin elbette bir gerekçesi vardır; deli değilsiniz
ki, sebepsiz birşey yapasınız, derdi.
O'nun için önemli olan "sonuç'tu..
Ve ben, Ali Ulvi'nin geçen günkü karikatürünü görûn-
ce, ister istemez Baban'ın sözlerini anımsadım.
"Çizik güldürgeç" iki bölümden oluşuyordu: Birinci-
sinde özal, ikincisinde ise Demirel, Erdal Inönü'nün
başına basarak Çankaya'ya sıçramaktaydılar.
"Gerekçe"s\ ne olursa olsun, "gerçek" bundan iyi an-
latılamazdı.
Erdal Bey, önce -Ecevit ve DSP'nin Meclis'e girmesini
önlemek için- özal'ın "Mussolinivari" seçim sistemine
"evef" dedi. Demirel ve Ecevit'in, "seçim sistemi değiş-
mezseseçinileriboykotedelim"çağns\r\ı elinin tersi ile
itti.
O seçim sistemi ve sonuçları da "siyasal bunalımı"
arttrdı..
Sayın SHP Genel Başkanı nın bu defaki gerekçesi de
açık: Kendisinin ve partisinin tüm siyasal geleceğini,
DYP ile ortaklığına bağlamış.
"Amacı'nm, kullandığı "araçlan" yasallaştırdığına
inanıyor. • • •
Montaigne bir "deneme"sirtde, suda yaşayan tek hüc-
reli canlılardan sözeder. ömürleri bir günlük olan canlı-
lardır bunlar.
Ikindi vakti ölenleri "genç" gitti sayılırmış. Akşam
ölenleri ise "yaşlı"..
Siyaset bir "maraton"dur.
Kısa vadeli düşünenler, o anı kurtarmayı önemseyert-
ler, yarış ipini hiçbir zaman göğüsleyemezler. Tıkanır,
kalırlar..
Sayın Demirel'e verilen "açık çek"]n SHP'ye ne ka-
zandıracağı kuşkulu. Ama neler kaybettirdiği belli.
Çankaya'nın "uzlaşma"ilebelirienmesiniyıllardırsa-
vunan SHP, bir "dayatma"yı içinesindirmiş, açıkdestek
vermiştir.
"Özal modeli"n\ yıllardır eleştiren SHP, o modelin ge-
leneğe dönüşmesine katkıda bulunmuştur.
"Sol'da bütünleşme"nin yıllardır bayraktarlığını ya-
pan SHP, "Çankaya sorunu" karşısmda bile, sol parti-
lerle bir "diyalog" arayışı içine girmemiştir.
"Demirel'i biz desteklemezsek yeni bir MC oluşur"
mantığına sanlan SHP, DYP-MHP ve HEP ile ne tür bir
"cep/?e"oluşturduğunu düşünmek gereğini bile duyma-
mıştr... +++
SHP'ye yönelik bu ve bunun benzeri eleştirilerde hak-
sızlık payı yok mu?
Elbette var.
Çünkü bu "tes//m/yefp/"tutuma SHP'de de birçok kişi
karşı.
SHP'nin ilk genel başkanı Aydın Güven karşı. O'nun
gibi grup başkanvekili olan, "yenilikçi kanat'm sözcüsü
Ercan Karakaş karşı.
Ve-partiyeüyeliğiniaçıklarken-Erdal Inönü'nün "Cum-
hurbaşkanı adayııh/z" diye kamuya sunduğu Prof.
Mümtaz Soysal karşı. (Erdal Bey, Demirel'in o göreve
daha "layık"olduğunu herhalde o zamanlar henüz keş-
fetmemişti.)
Hani, zaman zaman "düzen değişikliği" diyen, sol
partiler "ortak hedefler"de birleşsin diyen, Kemalist kö-
kenin yadsınmasına karşı çıkan. dış siyasette "korkak"
davranmanın "acıklı" sonuçlannı sergileyen Mümtaz
Soysal..
Peki partinin tüm geleceğini Demirel'e bağlamış olan-
lar kimler?
Sayın Erdal Inönü'nün de içinde olduğu SHP'li bakan-
lar.
Acaba "Biz partinin ve toplumun yararlarını düşüne-
rek bu yolu izliyoruz; yeni hükümette de görev almama-
ya hazırız" diyebilirler mi?
Eğer diyemiyorlarsa, kendi içlerinde bir "vicdan mu-
hasebesi" yapmak durumundadırlar, demektir.
Aslında, SHP'li "muhterem"\erin ne kadar özverili ol-
duklannı çok çabuk unutuyoruz.
mArkastSa.lS,Sü.Vde
1950'de iktidara gelen DP ile ana muhalefet partisi CHP arasındaki ilişkiler 1956'dan sonra büyük ölçüdegerginleşti
Iııöııü: Bu yolclagiderseniz siziben de kmtaıaıııaııı
Çankaya'dan gelip geçenler
Atatürk'ten
Özal'a
ALPAY KABACALI
2 Mayıs 1954'te yapılan genel secimlerde
DP'nin milletvekili sayısı artü. Bu kez DP
404, CHP 30, Osman Bölükbaşının başında
bulunduğu Cumhuriyetçi Millet Partisi 5
milletvekili çıkardı; Meclis'e 7 bağımsız üye
girdi.
14 Mayıs 1954'te onuncu dönem çalışma-
lanna başlayan TBMM, 386 oyla Celal Ba-
yar'ı yeniden cumhurbaşkanbğına seçti.
11 Eylül 1957'deseçimlerinyenilenmesine
karar verildi. 27 ekim günü yapılan erken se-
çimlerde Demokrat Parti oylann yüzde 48.
10'unu, CHPyüzde 41.3'ünü, Cumhuriyetçi
Millet Partisi yüzde 7.03"ünü, Hürriyet Par-
üsi yüzde 3.78'ini aldı. DP 319, CHP 173,
CMP 4, Hürriyet Partisi 4, bağımsızlar 2
sandalye kazandı. 1 kasımda toplanan
TBMM, İstanbul Milletvekib Celal Bayar'ı
313 oyla üçüncü kez cumhurbaşkanbğına
seçti.
1950'de iktidara gelen Demokrat Parti
(DP) ile ana muhalefet partisi CHP arasın-
daki ilişkiler 1956'dan sonra büyük ölçüde
gerginleşti. Her geçen yıl biraz daha tırma-
nan gerginlik ve çekişme, "demokrasi" sözü
vererek işbaşına gelen DFyi antidemokratık
yasalar çıkarmaya yöneltecekti:
18 Nisan 1960'ta, "CHP ve bir kısım bası-
nın faaliyetlerini tahkike memur Mecbs
Tahkikat Encümeni"nin kurulması hakkın-
da yasa kabul edildi. TBMM'nin o günkü
oturumunda muhalefet sözcüleri. Meclis İç-
tüzüğü'nün 177. maddesi gerekçe gösterile-
rek kunılan komisyonun anayasaya, de-
mokrasiye. hukuka aykın olduğunu ifade
ettiler. CHP Genel Başkanı İsmet İnönü.
"Bu yolda devam ederseniz ben de sizi kur-
taramam" cümlesinm yeraldığı ünlü konuş-
masmı bu oturumda yaptı.
Aynı gün Cumhurbaşkanı Celal Bajar'ın
başkanlığında toplanan 15 kişilik Mecbs
Tahkikat Komisyonu, üç bildiri yayımladı.
İlk bildiride, komisyon üyelerinin adlan açı-
klandı. İkincı bildinyle. bütün siyasal parti-
lerin. bunlara bağlf kuruluş ve kollann her
türlü siyasal çabşmalannm tahkikat şonucu-
na kadar durdurulduğuduyuruldu. Üçüncü
bildiride ise, soruşturma konusu olan mad-
delerle Tahkikat Encümeni'nin görev ve yet-
kilerine, bütün karar, önlem ve çahşmalan-
na ilişkin her türlü haber, söz, bildiri, yorum,
belge, resim ve yazılann -TMBB Tutanak
Dergisi dışında- hakkında soruşturma açı-
Imasmı isteyen önergeyle ilgili TBMM gö-
riişmelerinin her türlü araçla yayımını ya-
sakladı. Oysa anayasada "Mecbs göriişme-
leri herkese açıkor. Aynen yayımlanır" hük-
mü vardı. Amaç, muhalefetin, özelbkle
İsmet İnönü'nün Meclis'teki konuşma-
lannın yayımlanmasını önlemekti. Bu ko-
nuşmayı veren Ulus gazetesi basıldı. gaze-
telere el konuldu.
Ordu yönetime el koyuyor
27 Nisan 1960'ta "Meclis Tahkikat Ercü-
meni'nin Vazife ve Selahiyetleri Hakkında
Kanun" çıkanldı. Bu da söz konusu komis-
yonu her türlü yetkiyle donatan, anayasava
aykın bir kanundu. Bu yasamn kabul edildı-
ği birleşim de mecbs tarihinin en gürültülü
oturumlanndan oldu. DP'blerin oylanyla
birçok CHP'bye Meclis'ten çıkanlma cezası
verildi.
28 nisanda İstanbul'da gösteriler başladı.
Pobsin üniversiteye girmesi üzerine kanb
olaylar çıktı. O gün sıkıyönetim ilan edilme-
sine karşın, 29 nisanda Ankara'da da göste-
riler düzenlendi.
Artık olaylar birbirini izliyordu. Tahkikat
Komisyonu gazete ve dergı kapatmaya, ga-
zetecileri tutuklamaya girişmişti: İstanbul
Sıkıyönetim Komutanlığı da birbiri ardınca
yasaklar koyuyor, gösterilere son vermeyen
gençleri tutukluyordu...
26/27 Mayıs 1960 geoesi başlayan asken
harekâtın ardından, 38 kişiden oluşan "MiUi
Birlik Komitesi", ordu adına yönetime el
koydu. Komite başkanlığına Kara Kuvvet-
leri Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel geti-
rildi. Gürsel, aynı zamanda "Devlet Başka-
nı'' olmuştu.
Herakâttan sonra Demokrat Parti millet-
vekillen ve ileri gelenleri birer birer tutukla-
narak Yassıada'ya götürüldü ve "Yüksek
Adalet Divanı" adı verilen özel mahkemede
yargılandı. Anayasayı ihlal ettikleri gerekçe-
siyle, Milli Birbk Komitesi; Adnan Mende-
res, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan
için verilen kararlan onayladı.
Yeni dönem başhyor
27 Mayıs'tan sonra Türkiye tarihindeyeni
bir dönem başladı. Oluşturulan Kurucu
Meclis. yeni bir anayasa hazırlamakla gö-
revlendirildi. Çift meclisli (Senato ve Millet
Meclisi) demokratik bir sistem öngören, te-
mel hak ve özgürlükleri güvence altına abna-
yı hedefleyen yeni anayasa hazırlanırken,
Milh' Birb'k Komitesi DPiktidannın çıkardı-
ğı kimi antıdemokratik kanunlan da yürür-
lükten kaldırdı.
Hazırlanan yeni anayasa 9 Temmuz 1961
günü halkoyuna sunuldu. 6 milyon 210 bin
"Evef", 3 milyon 823 bin "Hayır" oyun
kullanılmıştı.
Bu anayasanın geçici 5. maddesine göre.
TBMM üyelerinin ant içmelerinin ertesi gü-
nü cumhurbaşkanı seçimi yapılacak ve dev-
let başkanının (Cemal Gürsel
?
in) görevi ken-
diliğinden sona erecekti.
Anayasanın yürürlüğe girmesinden sonra
siyasal partilerin kurufinasına ve çahşması-
na izin verildi. "Nisbi temsil sistemi"ne da-
yanan bir de Seçim Kanunu hazırlandı.
15 Ekim 1961'de yapılan Senato ve Millet
Meclisi seçimlerinde Adalet Partisi (AP) 158
milletvekili 70senatör, CHP 173 milletvekib
36 senatör, Cumhuriyetçi Köylü Millet Par-
üsi (CKMP) 54 milletvekili 16 senatör, Yeni
Türkiye Partisi (YTP) 65 milletvekili 28 se-
natör çıkardı.
Hiçbir partinin çoğunluğu sağlayamama-
a nedeniyle, Türkiye'de ük kez İcoabsyon
hükümeti kurulacaktı.
Türk Silahh Kuvvetler Birüği adb cunta,
isteklerini Milli Birbk Komitesi'ne kabul et-
Demokrat Parti'nin yasa dışı uygulamalanndan biri de Vatan Cepbeleri oldu.
tireoek ölçüde güçlenmişti. Adnan Mende-
res ile DP'b iki bakanın idam cezalan bu
cuntanın zorlamasıyla onavlanmıştı.
Seçim sonuçlanndan hoşnut olmayan
önemli mevkilerdeki birçok general ve albay
da "21 Ekim Protokolu" adı verilen ıhtilal
hazırbğı sözleşmesini imzalamışlardı. Buna
göre, "Türk Silahh Kuyvetleri 15 Ekim 1961
günü yapılmış olan seçimlerden sonra gele-
cek yeni Türkiye Büyük Millet Mecbsi top-
lanmadan önce fiilen duruma müdahale
edecek", "Bu karann uygulanması 25 Ekim
1961 'den sonraki bir güne ertelenemeyecek'-
'ti... Darbeciler, askerlerden oluşacak yeni
bir kabinenın bstesini haarladı.
Bır yandan da Mecbs'in açıbnası hazırlık-
lan sürdürülüyordu. Birçok pobtikaanın,
.ordu içinde olup bitenlerden haberi yoktu.
Kimi subaylar, birtakım girişimlerde bu-
lanarak "21 Ekim Protokolu"nun uygulan-
masmı engellediler. Bir dizi toplanünın ar-
dından, siyasal partilerin cumhurbaşkanhğı
için aday göstermelerinin önlenmesi yolun-
da karar abndı: Ordu içinde olup bitenleri
öğrenen CHP lideri İnönü de bir demeç vere-
rek, Gürsel adaybğını koyduğu takdirde
partisinin yardımcı olacağını bDdirdi.
AB Fuat Başgü'in adaybğı önleniyor
Yassıada duruşmalan sırasında verdiği
ifadeyle ün kazanmış olan ve İsviçre'de yaşa-
makta bulunan anayasa hukuku profesörü
Ah' Fuat Başgil AP listesinden Samsun Se-
natörü seçilmişti. Son Havadis gazetesi sık
sık kendisinden söz ediyordu. AP'bler ara-
smda "Millet isterse cumurbaşkanhğını ka-
bul ederim" dedigi yolunda söylentüer var-
dı.
Meclis'in açılması yaklaşınca kimi AP'-
bler tarafından Başgjl'in cumhurbaşkanlığı-
na getirilmesi konusu ortaya atıldı. Bu, par-
tiyi kanşürdı. Konu AP Genel Yönetim
Kurulu'nda görüşüldü. Burada Başgü'in
adaybğında ısrar edenler oldu, genel başkan
Ragıp Gümüşpala'yı (kısa süren Genelkur-
may Başkanbğı'ndan sonra AP'nin kurucu
başkanı olmuştu) aday gösterenler oldu...
O günlerde ıstanbul'a gelen Başgil büyûk
gösterilerle karşılandı. Kimi subayîann onu
adayüktan ve senatörlükten vazgeçirmegiri-
şimi, cunta kaynaşmalan arasında İstan-
bul'da uygulamaya konulamadı.
SÜRECEK