Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYTA CUMHURİYET 6 MAYIS1993 PERŞEMBE
HABERLER
lîfltep
yrimbakanı
IİSTANBLL(AA)-Tüm
Tüketicikn Koruma
Derneği (TTKD) Devlet
Bakanı Tansu ÇiBer'i yılın
bakanı seçti. Tansu Çillcr,
yapılacak olan
cumhurbaşkanhğı seçiminin
'demokrasi abidesi' olacağını
söyledi. TTKD tarafından
] 992 yılında yılın bakanı
seçilen Devlet Bakanı Tansu
Çiller, İstanbul Svvissotelde
düzenlenen ödül töreninde
yapüğı konuşmada.
demokrasınin Türkiye'de
tüm kurumlany la oturmaya
başladığını belirterek
"Türkiyc dcmokraük
kurumlan yerleşmiş örnek
bir ülkedır" dedı.
Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinın demokratik bir
çerçevede yapılacağmı
kaydeden Çiller. bu seçımin
'demokrası abidesi' olacağını
ifadeetti. Devlet Bakaru
Tansu Çiller aynca tüketici
gibitümkesimlerin
kurumlaşarak vc demokratik
platformda yerlennı alarak,
sorunlannı dile getirrneleri
gerektiğıru bildinti. Öte
yandanTTKD. İş Bankası
Genel Müdürü Lnal
Korukçu'yu yılın bankaası,
eğitimci Perihan Ergün'ü
yılın tüketicisi seçtı. Aynca,
Yıhn Televızyon Programcısı
Ödülü'nü TRTden Ertürk
Yöndem alırkcn > ılın fımıası
ödülü de Simiel şirketine
verildi. Derneğinözel
ödülüne ıse Azerbaycan
Malıye Bakanı Salflı
Meniedov layık göruldü.
Ödülü Memedo\ adına
danışmanı Prof. Dr. AtUla
Bağnaçıkaldı
Mezarcı ve
Gûlcegün'ün
dokunulmazlığı
•ANKARA (ANKA)- RP
İstanbul Mılletv ekili Hasan
Mezarcı ve SHP Mardin
Milletvekili Mehmet
Gükegünün
dokunulmazlıklannın
kaldınlması istendi. Konuyla
ıleıli Başbakanlık tezkereleri
TBMM Başkanlıği'na
sunuldu. Tezkereler,
Anayasa ve Adalet
Komisyonu üyelerinden
oluşan karma komisyonda
eleahnacak.
21 SHP'IÎ İLKSAN
oylamasına
katılmadı
• ANKARA (ANKA) -
ANAFın İLKSAN ileilgjli
Başbakan Sfileyman Demircl
hakkında soruşturma
açılması ıçin verdiğj
önergenin oylamasına 21
SHP'li katılmadı. Oylamaya
kaülan SHP'lilerden ise
kabul oy u veren çıkmadı. 126
kabul oyuna karşılık 187
oyla reddedilen soruşturma
önergesının oylamasında yer
almayan SHP'liler şunlar:
"Celal Kürkoğlu, Abuzer
Tannverdi. Cetnalettin
Gürbüz, Salman Kaya.
Mehmet Kerimoğlu. Mümtaz
Soysal, Abdülkerim Zilan,
Mustafa Kul. Ali İbrahim
Tutu, Esat Canan, Mehınet
Dönen, Ali Uyar. Ercan
Karakaş, Mustafa Yılmaz,
Erdal Koyuncu, Ziya Halis,
Azhnet Köylüoğlu, Kamer
Genç, Sinan Yertikaya, Fahri
Gündüz. Erder Karagfil.
ÖzaTa öKrnıünden
sonra tazminat
• ANKARA (AA)-8.
Çumhurbaşkanı Turgut
Özal, yayımladığı bir
habefde kişilik haklanna
hakaret ettiği gerekçesiyle
2000'e Doğru dergisi
hakkında açtığı lOOmilyon
liralık tazminat davasını
ölümünden sonra kazandı.
Mahkeme. dergiyi 15 milyon
lira tazminata mahkum etti.
Ankara 22. Asliye Hukuk
Mahkemesi'ndekı dünkü
duruşmaya merhum
Çumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın avukatı Bilgin
YazKioğlu ile davah 2000'e
Doğru dergisinin avukatı Ali
Kalan katıldı. Bir süre önce
kapanan 2000'e Doğru
dergsinde bir süre önce
yaymlanan bir habcrde,
"Çumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın Körfez savaşı
sırasında Kuveyt Emiri'nden
l.mılyar dolar aldığı ve Efe
Özal'ın emirin danışmanı
olduğu" ıddılanna' yer
verilmışti.
En az bir saat eve kimse sokulmuyor, bu sırada öldürülenlerin giysileri kayboluyor
Baskındansonrasıkaranlık
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Dikkat Cin Var!
Yargısız
infaz
dosyası
HALİL NEBİLER
• Operasyonda silahlara hedef olan kişiler bu süre zarfında hastâneye
götürülmüyorlar. İster ölü isterse yaralı olsunlar, hedef kişilerin hastâneye,
oradan acil servise veya morga bir an önce götürülmeleri endoğal durum.
Ama operasyonlardan sağ kurtulanlar mahkeme ifadelerinde, "Bu süre içinde
yaralılann kan kaybindan ölmesi bekleniyordu" diye ifade veriyorlar.
Operasyonlar bittikten sonra
enaz birsaat baskın yapılan eve
hiç kimse giremiyor. Bu süre ki-
mi zaman üç-dört saatı de bulu-
yor ve bu zaman zarfında içeri-
de neler olup bittığini operasyo-
nu yapan polislerden başka,
herhalde olsa olsa bir de Allah
bilebiliyor. Bu zaman boşluğu
da birçok iddiayı beraberinde
getiren başlıca neden.
Ömeğın Hatice Dilek Aslan
ve İsmail Oral'ın öldürüldüğü
Hasanpaşa Olayı'nm görgü ta-
nığı çevre sakinleri ve gazeteci-
ler. bazı araçlarla asker elbisele-
rinin getırildiğini ve eve konul-
duğunu, daha sonra bu elbiselc-
nn evde bulunduğunun açı-
klandığını söylüyorlar. Süre
boşluğu her türlü spekülasyona
zemin yaratıyor. Ancak kuşku
bırakmayacak bir olumsuzluk
da bu süre ıçerisinde gerçekleşi-
yor.
Operasyonda silahlara hedef
olan kişiler bu süre zarfında
hastâneye götürülmüyorlar. İs-
ter ölü isterse yaralı olsunlar.
hedef kişilerin hastâneye. ora-
dan acil servise veya morga bir
an önce götürülmeleri en doğal
durum. Ama operasyonlardan
sağ kurtulanlar mahkeme ifa-
delerinde. "Bu süre içinde yara-
lılann kan kaybından ölmesi
bekleniyordu' diye ıfade ven-
yorlar.
Giysiler kayboluyor
Ya operasyon sürerken ya da
hemen sonrasında. hedef olan
kişilerin yakınlan. genellikle
polis tarafından gözaltına alını-
yor. Normal mantık kurallan-
na göre hiç kimse polısle üzerin-
de sadece iççamaşın varken
çatışmaya girmez. Üzerinde
pantolonu, gömleği falan var-
dır. Ama her nasılsa operas-
yonlann çoğundan sonra öldü-
rülen kişilerin uzennde sadece
iççamaşırlan kalıyor. Diğer
giysilen ortadan kayboluyor.
Polise göre giysiler öldürülen
kişilerin yakınlan tarafından
alınıyor. Öldürülen kişilerin ya-
kınlan ise giysilerden haberleri
olmadığını söylüyorlar ve sav-
cılıklara başvurarak gıysılerin
Adli Tıp kontrolü için bulun-
masını talep ediyorlar. Giysıle-
rin kaybolması kımin işine geli-
yor. kimin işine gelmiyor? Giy-
siler ne işe yanyor?
Bu lür olaylarda giysiler sa-
dece bir işe yarar. Adli Tıp Ku-
rumu, giysiİerin üzerindekı ba-
rut-yanık gibı ızlerden yola çı-
karak vücuda giren mermılcrin
hangı uzaklıktan alıldığını ke-
sin olarak sapıar. Eğer olay bir
ınfaz ise, genel kabule göre mer-
milerin bitişik atış veya yakın
ateş mesafesinden atılmış ol-
Arna giysiler bir türlü bulu-
namadığı için birçok olayda bu
mesafe kesin olarak tayin edile-
miyor. Hukuki açıdan bakıldı-
ğmda ıse görülen şudur: Taraf-
lardan bin önemli kanıtlardan
birini yok edıyor. Bu da yasala-
ra göre suç oluşturuyor. Bu
karutlann muhafaza edilmesi-
nin sorumlusu kim? Polis. Böy-
lesine büyük "başanlar" göste-
ren polis. iki-üç parça giysisi
koruyamıyor.
Operasyonlarda öldürülen
kişiler Adli Tıp morguna gel-
dikten sonra da sorunlar yaşa-
nıyor. Örneğin, isteyen her po-
lis gidip öldürülenleri görebili-
yor ama bu kişilerin ailelen ve
a\ukatlan otopsiye girebılmek
için çetın mücadeleler veriyor-
lar. Oıopsi tutanaklannda öl-
dürülenlenn adlan genellikle
"kimliğini mecbul" olarak yazı-
lıyor. Oysa ortada bir operas-
yon var. Bunlar, polisin hiç
beklemediği anda ortaya çıkan
çatışmalar değil. Yerini ve za-
manını polısın belirlediğı çatış-
. malar. Bu durumda da polisin
kiminle çatıştığıru bilmemesi
mümkün değil. Ama her şeye
karşın raporlar hep kimliği
meçhul kişilere yazıhyor.
Cenazelerin gömiilmesi
Sorun otopsinin tamamlan-
masıyla da bitmiyor. Öldürü-
lenler dinsel ve geleneksel bir
bıçımde gönülme hakkına sa-
hipken. bu töreni yapacak olan
aileler cenazeleri almak istedik-
lennde karşılannda polısı bulu-
yorlar. Polis cenazeleri kendisi
gömmek istiyor ve kımi olay-
larda gömüyorda.
Cenaze törenlerinin öldürü-
len kişilerin arkadaşlan veya
kimi örgütlerin sempatizanlan
tarafından sloganlarla gömül-
mesini önlemeye çabşmak ise
bunun tek nedeni gibi görülü-
yor.
SÜRECEK
Bahariye baskınından kaçarak kurtulan Uzundiz'den, videolu açıklama:
Polisbizi öldürmeyegeldi
• 30 nisanda Moda'da
kaldıklan evin dışında
Uğur Yaşar Kıhç ve
Şengül Yıldıran'ın
öldürülmesi olayının
görgü tanığı Ergül
Uzundiz. videodan
izlettirilen basın
açıklamasında, evin
hücre evi olmadığı ve
evde silah
bulunmadığını söyledi.
Kitle örgütleri yargısız
infazlann sorumlusu
olarak Necdet Menzir'i
suçladılar.
tstanbul Haber Senisi - Mo-
da'da iki kişinin öldürülmesiyle
sonuçlanan operasyondan sağ
olarak kurtulan Ergül Uzundiz
"Evde silah yoktu. polis öldür-
meye gelmişti" dedi. Can gü-
venhği nedeniyle kaldığı yer
gizli tutulan Uzundiz'in video-
ya çekılmiş açıklaması basın
mensuplanna izlettirildi.
İYÖ-DER'li öğrenciler, aile-
ler. Çağdaş Hukukçular Derne-
ği, SHP İstanbul İnsan Haklan
Komisyonu , SHP Avcılar
Gcnçlik Komisyonu dün Tabib
Odasf nda bir basın toplantısı
düzenleyerek yargısız infaz"la-
nn sorumlusunun Emniyet
Müdürü Necdet Menzir oldu-
ğunu açıkladılar. 30 Nisan gü-
nü Modada kaldıklan evin
dışında L'ğur Yaşar Küıç ve
Şengül Yıldıran'ın öldürülmesi
olayının görgü tanığı olduğunu
belirten Ergül Lzundız'ın açık-
laması videodan izlettirildi.
Uzundiz, "Hücre evi" olarak
açıklanan evin öğrenci evi oldu-
Ergül Uzundiz operasyondan şans eseri kurtulduğunu anlattı.
ğunu. evde silah bulunmadığını
açıkladı.
Olay günü Şengül Yıldıran
ve Uğur Yaşar Kılıç ile evde
oturup sohbet ettikleri sırada
kapının çalındığını belirten
Uzundiz, şunlan söyledi:
'Açmazsanız kırarız'
"Bizim. "kim o?' sorumuza.
sakin bir şekilde 'açın kapıyı'
yanıtı verildi. Biz açmayınca
da, 'açmazsanız kıranz" dedilcr.
Ancak polis olduklannı söyle-
mediler. Dairenin çatıya çıkışı
vardı. Biz camdan atlayarak
kaçmak istedik. O sırada evi ta-
ramaya başladılar. Bu sırada
biz camdan çıktık. Ben, Uğur
ve Şengül'ün ters istikamctinc
doğru gittim. Yandaki binanın
çatı katına atlayarak daireden
uzaklaşmaya çalıştım. Bu sıra-
da sürekü silah sesleri ve kadın
bağınşlan duyuyordum. Sesle-
rin kesilmesinden bir saat sonra
olay yerinden uzaklaştım. Şunu
belirtmek isıiyorum ki. polisler
daireye bizı öldürraek ıçin gel-
mişlerdi. Erken davranıp kaç-
masaydık bızı evde öldürecek-
lerdi. Sürekli gıdıp geldiğimiz
bu evin hücre evi dıye göstenl-
meye çahşılması, polisin cınaye-
tı gizlemeye çalışmasından baş-
ka birşey değildır. Evde silah ya
da örgütsel dokümanlar bulun-
duğu yolundaki açıklamalann
da gerçekle hiçbir ilgisi yoktur.
Polis, insanlara gözdaği ver-
mek ve korkutmak ıçin bizi kat-
letmek istedi."
Ergül Uzundiz'in annesi
Güllü Uzundiz de, kızının öğ-
renci olduğunu, can guvenliği
olmadığı için basın toplanüsına
katılmadığını belirterek. "O
gün tesadüfen kurtulmuştur"
dedi. Halkın Hukuk Bürosu
avukatlan da. Uzundiz'in en
yakın arkadaşlannın canice
katledilmelerine tanık olduğu-
nu belirttilcr.
'KontrgeriUanın emrinde'
Çağdaş Hukukçular Derneği
İstanbul Şube Başkanı Ali Rıza
Dizdar, Necdet Menzir'in
konirgcrilla emrinde olduğunu
öne sürcrek, 'İstanbul'u bir
kan çanağına çevirdi. Basın
mensuplanna dahi saldırabilen
bu insan, barbar ordusu yetiş-
tirmiş durumda" diye konuştu.
Avukatlar, olayın sorumlulan
ve Menzir hakkında suç duyu-
rusunda bulunacaklannı açık-
ladılar. SHP Avcılar Gençlik
Komisyonu Başkanı Sevilay
Yılmaz, öldürülen Uğur Yaşar
Kılıçın üyeleri olduğunu belir-
terek. Necdet Menzir'in isti-
fasını istedi. Yılmaz, bugünden
itibaren Menzir'in ıstifa etmesi
için açlık grevine başlayacak-
lannı açıkladı.
Öte yandan, İstanbul Ünı-
«\ersitesi Vetennerlik Fakültesı
2. sınıf öğrencisi olan Uğur Ya-
şar Kılıç için okulda öğrendle-
rin görüşlerini yazmalan için
defteragldı. Dün. dört öğretım
üyesiyle birlikte öğrenciler olayı
kınamak vc Kılıç'ın anısını ya-
şatmak için fıdan diktiler.
Che'ye de
yargısız
infazFidel Kastro ile birlikte Do-
muzlar Körfezi çıkartmasıyla
başlattiklan de\rim başarıya
ulaştığında. l.atin Amerikalı
efsanevi gerilla komutanı Er-
nesto Che Guevara kjs*ksesi>-
le radyodan. "Tarih bundan
sonra Amerika'nın yoksul-
lannı da hesaba katmak zo-
runda kalacak" diye seslen-
misti. Daha sonra Che efsane-
si, "İki, üç, daha fazla Yiet-
nam" yaratmak amacıyla Bo-
livya'ya gittiği zaman iyice
yayıldı. Che'nin Bolivya ha-
rekatı sonunda venildi.
Başlangıçta 55 kişi olarak
And dağlarındaki bu ülkeye
gklen Che, 9 Ekim 1%7 günü
CIA'nın emri>le yargısu infaz
kurbanı oldu. Che ve iki ar-
kadaşını yakaladılar ve Las
Higueras'a, kerpiçten
yapılmrş iki sınıflı bir okul bi-
nasına getirdiler. Bir sıranın
üzerine bağladılar. Che'yi ya-
kalayanlar arasında CIA
ajanı Fe)ix Rodriguez Mendi-
gutia da vardı. Las Higueras"-
ın tek telefonuy la Che'ıün yo-
kedilmcsi emri Mendigutia'ya
geldi. Mendiguita, taümatı
Boüvyalı Albay Zenteno'ya
iletti. Mendigutia, Che'nin
yanına giderek, " İ zgûnüm.
Commandante, emir böyle"
dedi.
Karan çavuş Teran infaz
edecekti. Mendigutia. Cbe'nin
çarp^malar sırasında öldöğü
izlenûni \ermesi için boynun-
dan aşağıya ateş edilmesini
söyledi. Çavuş Teran ise kor-
ku içindeydi. Che, "Sakin
olun" dedi ona. "Alt tarafı bir
insan öldüreecksiniz,'"
Teran, tüfeğiyle iki kez ateş
etti.
Yeraltı veya göküstünün o efsunlu dünyasının yaratıkları
cinler, bugüne kadar ıssız ve terkedilmiş konaklarda, me-
zarlıkiarda, karanlık ve izbe köşelerde, kapı arkalarında,
çatılarda ve bodrumlarda sürdürdukleri hayata isyan edip
yavaş yavaş gün ışığına çıkmaya ve doğrudan hayatımıza
karışmaya başladılar.
Cinler dünyasındaki bu yeni gelişmeyi ilk kez haftalık
dergi Aktüel'in "cin gibi" kadın muhabirinin atlatma habe-
rınden oğreniyoruz. Ruhat Canveren cinlerin özellikle ka-
dınların bacak aralarma meraklı olduğunu belirtiyor. Ge-
nellikle sabaha karşı gelen cinler "bacaklardan bastırıyor,
dizlerden tutuyor ve cinsel ilişkiye giriyor."
Bazı cinlerin azgın olduğunu, "Büyük bir şirketin dış iliş-
kıler müdürü Nazlı Hanım" deneyimlerıyle anlatıyor: Cini
bazen günün her saati peşinde. işyerinde, şehirde, durdu-
rak bilmiyor. Cınin geldtğini "üzerine binen ağırlıktan"
duyumsuyor "Nazlı Hanım." Böylece yolda yürür, trende
giderken çığlık atıp bağıranların esrarı da aydınlığa kavu-
şuyor ve cinsel keyfin doruk noktasında "cin çarpması"na
uğradıkları anlaşılıyor. Ancak "cini tutan'lar, genellikle
kendılerinı derhal kapalı bir yere atmaya çalışıyorlar! Cin-
leri tarafından çarpılmaya hazırlananları, o anda "cingöz"
kesilmelerınden ve "cıncinbakmaya" başlamalanndanta-
nımanın mumkün olduğu belirtılmekte.
•
Biz cinlerin yaşamındaki bu ani değişiklıği merak eder,
acaba cinler dünyasında yeni bir lanetleme olayı mı oldu,
dünya nimetlerinden yararlanmaya niçin karar verdiler,
bunca başka nımet varken niçin kadınları seçtiler gibi soru-
larm yanıtlarını ararken, istanbul Müftulüğu eğitim uzmanı
ve aynı zamanda Doç.Dr. (Kımbılır, doktora tezini b^kı de
bu konuda yapmıştır!) Abdülaziz Bayındır, "Cinler^üzel
kadınlardan hoşlanır" diyor ve olayın ne kadar cahilı oldu-
ğumuzu oğreniyoruz. Bu cınlı akademık kartyerli eğitim
uzmanının "cinler insanın bazı organlarına yerleşır" bilgi-
sını, cinlerin aslında tek bir organı tercih ettiklerini sapta-
yan Ruhat Hanım düzeltıyor ve güncelleştıriyor.
Cinlerle sevişme oykülerınin ayrıntılarından "bu kadar
da olmaz ki" diye biraz şüphe edecek olurken, İstanbul
Müftülüğü uzmanı Dr. Bayındırin, "Evet cinler cinsel ilişki-
ye girmek isteyebilırler" ilimsel ve dinsel açıklaması olayı
kesınlikle doğruluyor1
Uzmanımız ustelık cinlerle cinsel
ılışki ıstemeyenlerı uyarıyor: "Özellikle banyo yaparkenbir
şeye sannmalıdır, sarınmadığı takdirde, çıkar çıkmaz mut-
laka giyinmelidir." Neleresarınılması gerektiği ise belirtil-
mıyor.
Bu konuda merak ettiğimiz daha ayrmtılı ve kapsamlı bil-
gileri, Hürriyef'm pazar eki Showda "cin fikirli" muhabirler
Hasan Cebeci ve Veysi Şahın'in meslektaşları Ruhat \ bas-
tıran "özel" mühürlü haberinden oğreniyoruz.
Bu muhabirler cinlerı inkar etmenın kutsal kitapları inkar
demek olduğu konusunda bızleri uyardıktan sonra, erkek-
lerle ulaşamadıklan orgazmı cinlerle yaşayan kadınları
konuşturuyorlar. Cinlerin tecavüzlerine uğradıkları için
gözlerine "yasal olarak siyah bant çekilmiş" rumuzlu ka-
dınların, ellerinde görülen 99'luk tespihten hepsinin "bir
yereaıt" oldukiarı anlaşılıyor.
Kutu içinde verılen "çok özel" bir haberle de cinlerin be-
dene "bacak arasından yerleştiği", aslında oradan da pek
ayrılmadığı halkın bilgisinesunuluyor. (Not: Bekaret keme-
n de cinlere karşı bir önlem olarak keşfedilmişti!)
•
Bu araştırmalar toplumun cinsel hayatırtda yeni çeşitle-
meler ve zenginleşmeler yarattı!..
Erkeklerle cinsel ilişkilerinden memnun olmayan bazı
kadınların cinlerin pususuna yattıkları, sayısız erkeğin de
arada sırada veya sürekli cin kılığinngitmenin yoiiarını
aramaya'başladıkları söyleniyor.. -s
Bazı erkeklerin bunu başardıklarını dergilerde anlatılan
olaylardan anlıyoruz: Birçok kadın cinler konusunda koca-
larını ikna etmeyi başarmışlar; üçlü (cin, koca ve kadın) ve
mutlu (arada sırada cinlerin veya kocaların kıskançlıkları-
na, hatta gece yarısı sokaklarda saçlarından süründürül-
melerine rağmen) bir yaşam kurmuşlar. Kadınlar, cinler-
den sevgılilerı olabıleceği konusunda kocalarını ikna
etmede dinı eğitim uzmanlarından yararlandıklarını söylü-
yorlar. Kocalar da "madem dinde cinler var o halde boy-
num kıldan ince" diye durumu kabul etmişler. Olayı daha
ust düzey yorumlayanlar ıse "kadınların dinin kendilerine
de tıpkı erkekler gibi çok eşlilik yolunu açtığını keşfinden"
söz ediyorlar!
Bu arada birçok erkeğin öldükten sonra da cinler arasına
katılmanın yoiiarını öğrenmek için müftülüklere başvurma-
ya hazırlandığını ve cin muhabirlerının yeni cin haberleri-
nin peşinde koşturduğunu "öğrendık." ûzellikle cinlerle
cirıt oynayanların cın-sel partilerinde neler olduğunu bizle-
re sızdırmaya çalışıyorlar. Cin kılığına giren ilk erkekle
yapılacak canlı röportajın da büyük sükse yapacağı belli.
Aynca cinlerin niçin hep erkek olduğu, cin toniğin cinlikle
ilişkisı ve cin mısırı yiyen cinleşir mı, cinsellikle cinlığin ev-
rimsel, dinsel ve tarihsel ilişkisi toplumca merak ettiğimiz
diğer konular..
Duyururuz!
Fevzi Çakmak, kendisine öneri götürüldüğünde, en uygun adayın İsmet İnönü olduğunu açıkça söylemekten kaçınmamıştı .
348 oyla Malatya Milletvekili Iııöııü 2. Çumhurbaşkanı
Çankaya'dan gelip geçenler
Atatürk'ten
Özala
ALPAY KABACALI
Kabine ve çevresi zaman zaman da Genel-
kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın.
Fethi Ökyar'ın. Celal Bayar'ın adlannı orta-
ya atarak nabız yokladılar. Hiçbir ad destek
bulmadı. Hemen hemen herkes, sözjeşmiş-
çesine, İsmet İnönü'yü anıyordu. Üstelik
Fevzi Çakmak. kendisine öneri götürüldü-
ğünde. cumhurbaşkanlığı için en uygun ada-
yın İsmet İnönü olduğunu açıkça söylemek-
ten kaçınmamış ve bu sözler Meclis'te. parti
çevrelerinde hızla yayılmıştı. Bu. aynı zaman-
da. ordunun İsmet fnönü'yü desteklediği an-
lamına gelen önemli bir mesaj sayılıyordu.
İnönü kulise girmiyor
İsmet İnönü herhangj bir kulis çalışması
içine girmeden. olup biteni evinde dikkatle
izliyor ve kendisini ziyarete gelenlerle bu ko-
nuyu görüşmekten kaçınıyor: 'Şimdi hepi-
mizin görevi Atatürk'ün hayatını kurtarma-
ya çalışmaktır" diyordu.
Gerçekten de İnönü'yü ziyaret edenlerin
sayısı artmışt\. Başbakan Celal Bayar bile
son zamanlarda birkaç kez ziyaretine gel-
mijtı
inönü. bu dönemı şöyle anlatıyor:
"İki üç ay türlü söylentiler çıktı Haberier
hep halef (ardıl. kimin cumhurbaşkanlığina
geleceği) üzerinde dolaşıyordu. Mareşal.
Fethi Okyar. Celal Bayar, bir aralık ve son-
ralan Dr. Aras ve özellikle Şükrii Kaya...
Vasiyet düşüncesi ve ihtimali uzenne memle-
ket ayiarca çalkalandı. Memleket bütün bu
söylentileri. daha doğrusu telkin ve girişim-
leri tasfiye etti. Olay şöyle özetlenebilir:
"Fethi Okyar fıtneye (arabozuculuğa) ilti-
fat etmedi. Mareşal ortalığı bir süre yokla-
dıktan sonra uzak durur vaziyet aldı. Çekil-
memin başmda korkmuş, hiç sokulmamışü.
Sonra eskisinden daha çok sokuldu. Şükrü
Kaya, Rıza Soyak başlıca rota olarak Dr.
Aras ile birlikte bir vasiyet koparmak ya da
uydurmak için çok çırpındılar. Son ana ka-
dar bu umudu korudular. Atatürk'ten ko-
paramadılar. Sözle uydurmaya Hasan Rıza
Soyak girişti. Celal Bayar kabul etmedi. Ka-
muoyunun baskısı son derece artmıştı. Be-
nim hayatım üzerinde iki taraflı ilgi, son de-
receyi buldu.
"Şükrü Kaya Ankara'nın büyük yönetim
ve kolluk amirlerine. bir vasiyet çıkarsa can-
la başla uygulanacağını söyledi. Ertesi gün
tutanaklardan bu ifadelerini çıkardı.
"Hastalığin son ağır zamanında Celal Ba-
yar bana haber vermeye, verdırmeye başla-
dı. Şükrü Kaya Meclis'i yeniden seçime gö-
türmek için ciddi gjrişimde bulundu. Baş-
bakan da buna taraftardı. Atatürk Meclis'in
açılmasına Ankara'ya gelmedi. Bu girişim
ters düştü ve ret cevabı alınması kesinleşti.
"Kasım 1938. Meclis çılgın bir halde 24
saat güçsabretti. Bütün memleket. radyolan
başında bekledı. Oybirliğiyle beni çumhur-
başkanı seçiilcr. İktidarda olmayan. hatta
iktidardakilcrin sevmedikleri. korktuklan
bılinen bir çekilmiş adamın getirilmesi istek-
le ve serbest oyla yapılmış gerçek bir seçim
olarak tarihe geçccekttr.'
Çumhurbaşkanı Mustafa Kemal Ata-
türk'ün olumünün ertesi günü Cumhıınyet
Halk Fırkası Grubu toplantıya çağnldı. 11
Kasım 1938 günü yapılan bu toplantıda Ce-
lal Bayar, 'Parti grubu toplantısı cumhur-
İsmet lnömi, göreve seçildikten sonra eşi Me>hibe İnönü'yle 1939 > ılında 19 Mayıs törenk-rinde
başkanı adayı seçmek içindir' dedi. "Oylan-
nızı serbestçe vereceksiniz. Herkes istediğı
adayı yazsın. En çok oy alan. Meclis Genel
Kurulu'nda aday göstenleceklsr."
Gruptakiler birbirlenne kinıe oy vermele-
nnin uygun olacağını sornıadılar. Gizli oyla-
ma sonucunda İsmet İnönüye 322 oy. Celal
Bayar'a 1 oy (bunu Manısa milletvekili Hik-
met Bayur'un verdiği biliniyor) çıktı.
Meclis acılınca Başbakanük tezkeresiyle
doktorların raporu okundu. Tezkere şöyle:
"Ankara Milletvekili Atatürk'ün tedavisı-
nı sağlayan ve danışman doktorlann verdik-
len ılışik raporda göstenldiği üzere, Kasım'-
ın onuncu Perşembe günü saat 9, dakika 5'te
hayattan aynldıklannı onulmaz aa ve üzün-
tüyle bildiririm. Celal Bayar"
Meclis Başkanı kısa bir konuşma yapü: I
"Çok sayın arkadaşlanm. Büyük Kurta-'
cımızın ölümünden hepimizin ve bütün mil-'
letin du\ duğu üzüntünün ne kadar büyük ve
derin olduğunu dünden beri gerek kendi-
mizde ve gerek millette gördüğümüz büyük •
acılarla anlıyoruz. Bugün burada bunun için
çok söz söylemek imkanı, Anayasa'nın bize
emrettiği bir görevden ötürü, yoktur. Bunu
başka bir güne yapmak da bizim için büyük
birborçtur.
Bu görevi yapmadan önce çok sevgili ve
büyük ölünün anısını yüceltmek için ayakta
beş dakika sessiz saygı duruşunda kalmanızı
dilerim." ' . "
'Görevimize başlayalun'
Ağlamalar ve hıçkınk sesleri arasında beş ,
dakikalık saygı duruşunda bulunduktan
sonra Başkan, 'Görevimize başlayahm', de-
di. 'Anayasa'nın 34. maddesi gereğince çum-
hurbaşkanı seçimine başlıyoruz.'
'Oyiama sonucunu bildiriyorum. Çum-
hurbaşkanı seçimine 348 arkadaş katümış-
tır. 348 oyla ve oybirliğiyle Malatya Millet-
vekili İsmet İnönü çumhurbaşkanı seçilmiş-
tir."
İsmet İnönü, Pembe Köşk'ündeydi. Mec-
lis'e getirildi ve saat 12.10'da oturum yeni- •
den açıldı. Şiddetli alkışlar arasında kürsüye
çıkan 53 yaşındaki ikinci Çumhurbaşkanı,,
Anayasa'nın 38. maddesi gereğince yemin;
ettikten sonra kısa bir konuşma yaptı. Ko-
nuşmasının altı çizilme&i gereken cümleleri
şunJardı:
"Banş ve ilerleme yoluna bütün çabalannı
asil bir surette adamış olan milletimiz zorda
kahrsa, kendisi ve şanlı ordusu, geçmişteki _
•kahramanlann hayranlığmı çekecek yeni
kahramanlarla dolu olan fedakar göğsünü
en parlak zaferlerle süslemeye hazırdır.
SÜRECEK