23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA O MA VIS1993 PAZAHI t£>l HABERLER 'Teslim olan Dev-Sol'cular da • Haber Merkezi-SHP runcefi Milletvekili Kamer Genç, 23 nisanda 12 Dev-Sol miltanının öldürüldügü rımceli'nin Pertek ikjesi Ardıç köyünegiderek incelemelerde buîundu. Basın toplantısı da düzenteven Genç, olayın lanıklanyla da konuştuğumı söyiedi. Genç, "Olayı yakından gören taniklarbir İıajli çok. Olay, köyeçok yakın bir mesafede yaşanmış. Çaüşma suasında 6 Dev-Sol militanı teslim olmuş. Teslim olanlar köyün dışında bulunanbıreve getirilmiş ve daha sonra evdc bulunan askerler tarafından öldürülmüş" dedi. Askertere sicH affi teklifl •ANKARA (ANKA)- Askeri personelin disiplin suçlannın bir defaya mahsus olarak afiedilmesi için yasa teklifı verildi. ANAP Ankara Milletvekili Yûcel Seçkiner, TBMM Başkanbğı'na verdıği üç ayn yasa tekbfı ile askeri personele disiplin cezası afli, albaylara süre konulmadan makam tazminatı verilmesi ve uzmanjandarmalann dernek kurabilmesini gündeme getirdi. Seçkiner, büyük çoğunluğu Silahlı Kuvvetler'e ilişkin dûzenlemeleri içeren 28. yasa teklifıni de vermiş oldu. Yücel Seçkinefin, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nda degişikhk yapılmasını istediği teklifine göre, tüm askeri personelin olumsuz sicilleri bir defaya mahsus olarak affedilecek. Kanun teklifınde, devletin şahsiyetine yönelik işlenen suçlar, âmmet, ihtilas, irtikap. rüşvet, hırsızlık, dolandıncıhk ve yüz kızartıcı suçlarhariç tutuldu. İnönü, yeni SHP binasında • ANKARA (AA)-SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, beraberinde eşi Sevinç tnöoö olduğu halde Çankaya Alabaş Sokak'taki partinin yeni genel merkez binasında incelemelerde bulundu. Bina hakkında bilgj veren Genel Sekreter Cevdet Selvi, giriş katındaki iki salondan birinin ziyaretçi odası olarak düzenleneceğini, diğerinde ise oluşturulacak yeni bankoda vatandaşlann isteklennin karşılanacağını anlatü. Selvi, binarun daha önce Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından misafirhane olarak kullanılmak üzere yapıldığmı, ancak birtakım müteahhillik sorunlan nedeniyle tamamlanmadığını kaydetti. Selvi, binayı ihale yöntemiyle 15 milyar lira peşin para ödeyerek satın aldıklannı da bildirdi. Tîbuk.DPİI • İstanbul Haber Servisi- DP Istanbul İl Başkanhgı'na NET Holding Yönetim Kurulu Başkanı Besfan Tibuk seçildi. Türkiye Spor Yazarlan Derneği'nin Levent'teki tesislerinde dün yapılan İl Kongresi'nde konuşan DP Genel Başkanı Hayrettin Erkmen. hayata yeniden başlamarun gururunu yaşadıklannı söyiedi. Kongredeil başkanbğına, geçici başkan Besim Tibuk tek listeyle katıldı. Tibuk'un başkanlığında oluşturulan İl Yönetim Kurulu üyeliklerine de Ayla Gedik Sepici, Selim Erengil, Hakan Çizem, Çetin Gümüşoğlu, Mehmet Nuri Üke, Erdoğan Celasun. ömer Yalnızoğlu, Mustafa Uyguner, Hüseyin Yaacıoğlu, Erol Ölçer, Oğuz Ergun, Babür Benderlioğlu, Güven Raşit Büyükbaykal ve Lütfı Yılmaz seçildi. sağtadık • GAZİANTEP(AA)- Devlet Bakanı Mehmet Batallı, "Hükümet olarak toplumsal banşı sağladık" dedi. Batallı, DYP Şehitkamil llçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, hükümetin işbaşına geldikten bir yıl sonra enflasyonu 20 puan düşürdüğünü, devlet-vatandaş bfitünleşmesini sağlayarak terörün üzerine gittiğini söyiedi. Batalh, terörün hukuk içerisinde çözüleceğini ve 1993 yıb sonunda ülke gündeminin alt sıralanna indirileceğini vurguladı. Gaziantep milletvekili ve DYPGİKüyesiAyvaz Gökdemirde cumhurbaşkanlığı seçımine değinerek şunlan anlattı: "Eğer siyasi yasaklar kaldınlmasaydı, Genel Başkanımız Başbakan Süieyman Demirerin siyasi yasağı kalkalı 6 ay olacaKtı. İYÖ-DER'li öğrenciler, arkadaşlan Yıldıran ve Kılıç'ın yargısızinfaz edildiğindeısrarlı: Çaüşma, polis seııaıyosııtstanbıd Haber Servisi - Ba hariye'de, polis tarafından dü- zenlenen operasyonda öldürü- len Şengül Yıldıran ve Uğur Yaşar Kılıç'ın "yargısız infaz edildiği" iddialan sürüyor. İYÖ-DER'li öğrenciler ile 1 Mayısı kutlamak üzere Bele- diye-İş 1 Nolu Şube"nin konu- ğu olarak Avusturya ve Alman- ya'dan gelen heyet. dün düzen- lediklen basın loplantısında olayı kınadı, Yapılan açıklama- da, Şengül Yıldıran ve Uğur Yaşar Kılıç'ın. demokratik öğ- renci mücadelesi içinde yer aldı- klan belirtilerek, "Bu kesinlıkle yargısız infazdır. Çatışma iddi- ası, polisin senaryosudur" de- nildi. Şengül Yıldıran'ın ablası Yurdagül Yıldıran ise "Karde- şim akademik, demokratik üni- versite mücadelesinde yer alan bir öğrenciydı. Polis taratınaan istendığj zaman gözaltına alı- nabilirdi, alınmışü da. Bu açık infaz karşısında, herkesi konu- ya karşı duyarb olmaya çağın- yorum" dedi. Devnmci Gençlik Yazı İşleri " 4 "- f- î K I lYÖ-DERTi öğrencfler Uğur Yaşar Kıbç'm Devrinıci Gençlik Fatüı trtibat Bürosu'nda gözaltına alındığını. 20 nisan günü serbest bıraküdığı Cumhuriyet Savcılıgı'na, gözaltındayken gördûgû tşkence nedeniyle suç duyurusunda bulunduğunu söyledfler. Müdürü Levent Yanlık ile der- gj çalışanlan Havva Suiçmez, Ozkan Köylüoğlu ve Neslihan Uslu. olaydan 6 saat önce Yıl- dıran ve Kıhç ile birlikte olduk- lannı, 1 Mayıs mıtingi için ha- nrlık yaptıklannı anlattılar. İYÖ-DER'b öğrenciter de Uğur Yaşar Kibç'ın, 18 nisan akşamı Devrimci Gençlik Der- gisi Fatih İrtibat Bürosu'nda gözaltına abndığını, 20 nisan günü serbest bırakıldığını, 21 nisan günü ise İstanbul Adliyesi Cumhuriyet SavcıbğTna, gö- zalündayken gördüğü işkence nedeniyle suç duyurusunda bu- lunduğunu söylediler. Aknanya ve Avusturya'dan gelen yabancı heyet üyeleri de yaptıklan açıklamada, bir süre önce Yıldıran ve Kıhç'tan, Tür- kiye'deki üniversite mücadelesi hakkında bilgi aldıklannı be- lirttiler. Heyet üyeleri, v 'Biz on- lann demokratik platformda yer aldıklanndan eminiz. Legal yaşayan insanlann böyle öldü- rühnesi, bizün için anlaşılmaz" dediler. IstanbuTdaiki'Yağan' yandaşını öldüren 'Karataş'çüar, Berliıfde yeni birkurbanaldı Dev-Sol'dakıiçhesaplaşmabüyüyor Haber Merkezi- Devrimci Sol(Dev- Sol) örgütü icindeki hesaplaşma gidejek büyüyor. Örgüt lideri Dursun Karataş'- ın yandaşlan tarafından Türkiye'de iki kişinin öldürülmesinden sonra Al- manya'nın Berlin şehrinde de bir kişi öldürüldü. Bazı sol örgütlerin Ortadoğu temsilciükleri tarafından yapılan açıkla- mada, örgüt içindekj bu hesaplaşma kınanarak, "Devrimci hukuk, devrimci karu dökmek değildir" denildi. Dev-Sol'daki hesaplaşma, örgüt li- derlerinden Bedri Yağan'ın Dursun Karataş'a "örgütü fakslarla yönettiği". "ölümterle sonuçlanan pobs operas- yonlanna neden olduğu" gerekçeleriyle karşı çıkması üzerine başlamıştı. Ya- ğan*ın İstanbul'da yine bir pobs operas- yonu sırasında ölmesinden sonra da örgüt içi hesaplaşma şiddet kazanmaya başladı. Yağan grubu, örgüt lideri Ka- rataş'la görüş aynhğına düştüp konu- larda eleştiriler getirirken, 23 Nisan 1993 tarihinde İstanbul'da Ercan Te- melli ve Muammer Aydın'ın Karataş grubu tarafından öldürühnesi, gerginli- ğj artırdı. Ve örgüt içinde artan gergin- hk, 1 Mayıs gününde ise yurtdışına sıç- radı. Dursun Karataş grubu. 1 Mayısgünü "darbecilikle" suçladığı Yağan grubu- nun Almanya'nın Berlin kentindeki lo- kalini bastı. Bu baskından sonra çıkan çatışmada da Yağan grubundan Ercan Şakar (25) ağır yaralandı. Şakar, kaldı- nldığı Urban Hastanesi'nde öldü. üevrimci Sol Avnıpa Temsilcüiği'- nden yapılan açıklamada. Dursun Ka- rataş ve ekibinin "karşı-devrimci mafya kafa yapısında" bir çete olduğu öne sü- Açıklamada, "Dursun Karataş ve çetesi Devrimci Sol'un bir kanadı de- ğildir. Çünkü, Dursun Karataş bugün devrimci ve halklann kurtuluşunu amaçlayan bir anlayışı değil, özelde Devrimci Sol'u, genelde tüm devrimci- leri ve halklann kurtuluşunu tehdıt eden karşı-devrimci bir anlayışı savun- makta ve bunun pratiğini uyğulamak- tadır" denildi. Açıklamada, Karataş'- tan akıtüğı devrimci kanlannın hesabı- nın sonılacağı da vurgulandı. PKK, TKP/ML Hareketi, TKP/ML, TKEP örgütlerinin Ortadoğu temsilci- bkleri de bu konuda yaptıklan ortak açıklamada, Devrimci Sol'un iki kana- dının da katıldığı bir toplantı yapıldığı- nı, bu toplanüda Dursun Karataş'ın temsikisinin "uygulanan şiddetin örgüt içj hukuk anlayışlanna sığdıgını" söyle- diği bebrtildi. NASIL BİR CUMHURBAŞKANI?!CUMHURBAŞKANIKİMOLMALI? Anayasaya saygılı, laik, demokratve çevreci Haber Merkezi - Hüsamettin Hakdiyen (İstanbul): "1- Akb selim sahibi, partiler ve halkla uyum içerisinde çabşabilecek. tarafsız, Atatürk ilkelerinden ödün vermeyecek, geçmişinde parasal dedikodulara bulaşma- mış, dost ve akrabalanna özel imkanlar vermemiş, kanunlara saygüı, olumlu görüşleriyle devletin yüksek görevlilerine yol gösterebilecek. ahengi te- min edebilecek. güvenilir, kişi- likb, yeniliklere açık biri olmalı. 2- Erdal İnönü. Mümtaz Soy- sal, Necdet Uğur, Murat Kara- yalçm." Inan Tamer (Gemlik): "1- özü sözü bir. fıkirleri ile tutarb. demokrat. laik düşünceli. dev- let veya iş tecrübesi olan bir zat olmab, iyi yabancı dil bilmeli. 2- Erdal İnönü." Şükrü Haşbaş (İstanbul): "1- Tarafsız, tutarlı, kararlı ve ce- sur, uluslararası ilişkilerin bilin- cine vakıf ve mazisi dürüst bir kimse. 2- Hüsamettin Cindoruk ' Sdahaddin Yılmaz (İstan- bul): "1- Atatürk ilkelenni ha- yata geçirecek. insan yaşammı kutsal sayan, insan haklanna saygıb, Türkiye Cumhuriyeti'- nin birlik ve bütünlüğünü koru- yabilecek. laik, demokrat ve ulusun çıkarlannı kendi çıkar- lanndan üstün tutan bir kişi ol- malı. 2- Erdal İnönü." Ali Rıza İlgezdi (Ankara): "1- Entelektüel birikime sahip, dünya ve ülke konjonktürünü çok yakından izleyebilen, bu olaylar çerçevesinde geniş ve derüı yorumlarda bulunabile- cek, laiklikten, çağdaşlaşma- dan, aydınlanma ve demokrası- den asla taviz vermeyen bir in- san. 2- Süieyman Demirel. Erdal İnönü, Hüsamettin Cindoruk, Y.GöngörÖzden." Selahattin Güvenç (İstan- bul): "1- Laik bir devletin baş- kanı olduğunu algılayabilen, anayasaya saygılı, Atatürk dev- rim ve ilkelerini içine sindirebi- len, sözde değil özde Atatürkçü olan, zenginiyle yoksuluyla tüm ulusu kucaklayabilen, ho- bilerini tatmin için devlet ola- naklanndan yararlanmama er- demini göstererek ulusun sağla- yabildiği olanaklarla yetinen, beytübîiah koruma ve kollama- da örnek alınacak davranışlar sergileyen bir cumhurbaşkanı istiyorum. 2- Yekta Güngör özden." Cihan Taşar (Eskişehir): "1- 12 Eylül döneminden bu yana süren toplumdaki gergjnliği sa- kinleştirecek. 13 yıldır toplum- da güçlenen tek kişi havasından çoğulculuğa geçişi sağlayacak, yıllardır yara alan demokrasi ve Atatürkçülük düşüncelerini di- riltecek, arabesk yapılanmayı değil gerçek çağdaşlaşmayı sağ- layacak, ulusal onurumuzu onurluca temsil edecek, de- mokrat, aydın, gerçek Atatürk- çü sivil bir cumhurbaşkanı ol- mah. V- Y. Güngör özden." Aynur Üge (İstanbul): "1- Dürüst, saygın, kültürlü, laik, tarafsız, güvenibr, çağdaş, Red- Kid yarunda başka şeyler oku- yan, 'Benim memurum işini bi- br', 'Ben zenginleri severim', "Ben yaptım oldu' demeyen, ai- lesi görgülü olan, ınsanlan se- ven. çevreci, insan haklanna saygılı bir cumhurbaşkanı isti- yorum. 2- Erdal İnönü." Fereç Serçe (İzmir): "1- Yeni cumhurbaşkanı, bütûn halk katmanlannı kucaklayan. Ata- türk ilkelerine bağb, laik, de- mokrat ve saygın olmabdır. Cumhurbaşkanlığını bir ülke- nin vitrini olarak düşünürsek, buraya seçilecek şahsın, yüzü Baü'ya dönük. kültürlü, sanat- çı ruhlu, estetik. hoşgörüyü ilke edinmiş obnası lazımdır. Bu makamı eşe dosta peşkeş çek- meyecek, eski saygınlığını ka- zandıracak ve her şeyden önembsi Çankaya'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin çıkarlannı gö- zeten, dengeleri koruyan bir makam olduğunu gösterecek biri olmabdır. 2-Erdal İnönü, Bfilent Ece- İsmaîl bhan (Finıke-Antal- ya): "1- Türkiye'nin itibannı kazandıracak biri obnalı. 2- Erdal İnönü." Ali Harma- oğlu (İstanbul): "1- Laik Türki- ye Cumhuriyeti'nin çıkarlan doğrultusunda hareket eden, tarafsız, insan haklanna ve hu- kuka saygılı, eleştirilere açık, uygar, demokrat ve ilerici biri olmab. 2- Erdal İnönü veya Mümtaz Soysal." Sürecek BIZBÎZE ERDAL ATABEK İnsan Görmek İstediğini Görür. Sanatçiların yüzyıllar öncesinden sezdiği bu gerçeği daha sonra psikoloji doğruladı: 'insan görmek istediğini görür'. istanbul'da yükselen yeni yapılan, büyük otelleri, iş- hanlarını, büyük yapı komplekslerini yıllardır görüyoruz. Tartışılan da bu yeni yapılanmanın klasik istanbul siluetini bozmasıydı. Yedi tepe üzerine kurulan istanbul silueti, cami kubbeleriyle minarelerin göğe yükselen parmaklara benzeyen görüntüsüydü. Sonra gelişen kapitalizm kendi tapınaklarını bu siluete ekledi: Büyük iş rnerkezleri, büyük oteller, bankalar... Bunlar hep görüldü, tartışıldı, beğenildi, beğenilmedi. Gelişen modern kentlerin siluetleri tartışma konusu oldu. Ama bu büyük kentin uzak köşelerinde yükse- len çöpdağları birtürlü görülemedi. Oralarakimselerbak- madı. O uzak köşelere gelip de acımasız büyük kentin kıyı- larında tutunmaya çalışan çaresiz göçmenler' görülmedi. Görüldüğü zaman da başlar iki yana sallandı, istanbul'un yeni gelenler yüzünden mahvolduğu söylendi, 'ipinı kopa- ranın buralara gelmesinin önlenmesi' üzerinde duruldu. Sonra da başlar gene oralardan yeni gökdelenlere, yeni otellere, yeniişyapılarınaçevriıdi. Kentin büyükyağmaları oralarda hazırlanıyordu, oralarda tezgahlanıyordu. Sonun- da çöpistan' dağları yürüdü, önüne geleni ezdi geçti. Şimdi sorumlu mu aranıyor? Merak etmeyin, sorumlular her za- man çaresiz gariplerdir Bu ülkede ölen öldüğüyle kalır, kalan kaldığıyla ölür. Şimdi bu facia yaşandı ya, artık olan bitenler görmezden gelinemez sanırsınız ve hiç kuşkusuz yanılırsınız. Birkaç günlük tantanadan sonra gözler gene görülmek istenen yerlere' çevrilir. Politikada gündem Çankaya'dır. Gelsin Çankaya kulisi. Görülecek yerler, bakanlık koltuklandır, iş dünyasının hareketli zirveleridir. dolarla markın tapınak- larıdır. Çöp dağlanna kimseler bakmaz. Çünkü kötü kokar- lar, çirkindirler ve insanlann pisliklerıni temsil ederler. Insanlar onları görmek istemezler ve görmezler. Beynimizin de nasıl çöplüğe döndürüldüğünü görme- diğimiz gibi. Beynimizin o yaratıcı hücrelerı nasıl da içi boş imajlarla, görmek istemesek de göre göre alıştırıldığımız yapay kavramlarla, gerçeğin yerıni alan yalanlarla çöplüğe döndürülüyor. Çevre kirliliği üzerinde çok duruluyor gibi görünüyor ama beyin kirlenmesi' üzerinde hiç durulmu- yor. Oysa 'beyin kirlenmesi' belki de en dehşet vericf kir- lenme biçimi. Şöyle geçmişe kısa, hem de çok kısa bir bakış bile nelere, nasıl 'alıştırıldığımızı', değer yargı- larımızın nasıl bir metamorfoz'a uğratıldığını göstermiyor mu? Katka'nın 'Metamorfozu' (değişim), birsabah kalkbğı- nda kendini böceğe dönüşmüş gören ınsanın trajedisini anlatır. Çevrenize şöyle bir baktığınızda nasıl metamor- foz'a uğramış insanlar görmüyor musunuz? Böcekler, so- lucanlar, bukalemunlar, serçeler, eşekler, aslanlar. inek- ler, yılanlar, ağustos böcekleri, karıncalar, bok böcekleri... Nasıl bir metamorfoz? Ne çare ki insan görmek istediğini görür.' Oktay Akbal'ın sanat yılları, mücadele yılları, duygularla, düşüncelerle dolu yılları güzel bir geceyle kutlandı. Sa- natçının, yazann yaşı yoktur. O gece de bunu söyledim, sa- natçı her zaman 7 yaşındadır, 17 yaşındadır, 70 yaşındadır, 700 yaşındadır, 7 bin yaşındadır. Oktay Akbal'ın yıllannı da böyle kutladık. O gece boyunca beyinlerimizin nasıl kirletil- diğinı düşündüm. Bu kirletilen kentte o gece, o salon bir çi- çek bahcesı temizliğindeydi. Gelenler, katılanlar, geleme- yip de o geceyi düşünenler, orada olmak isteyenler terte- mizçiçeklergibiydiler. Kültür Bakanı, kültürün gerçek dost- lanndan Fikri Sağlar, Yaşar Kemal'den sonra Oktay Ak- bal'ın da heykeHnin dikileceğini söyiedi. Ama yazarlarırt, sartatçilann asıl tıeyketleri yapıttandır. Geleceğe katacak olan da onların yarattıklarıdır. Keşke heykellerini yapma- dan önce yazarların yazdıklarını, çizerlerin çizdiklerini ders kitaplarına koyabilsek. Genç kuşaklarımızın sadece meraklıları değil hepsi kendi ülkesinin yazarlarını tanıya- rak yetişseler. Daha kendi ülkesinin yüzakı yazarlannın yazdıklarını okul kitaplarına koyamamanın utancını yaşıyo- ruz. 'Beyin kirlenmesi'ni nasıl önleyeceğiz? Beyinlerimizin üstüne yığılan çöp tepelerini nasıl silkeleyeceğiz? Doğru söylemişsin sevgilı Oktay, 'önce Ekmekler Bozuldu.' Son- ra da her şey bozulma sırasına girdi. Gözlerimiz de bozu- lanlar arasında. Beynimizi korumak gerekiyor. Beynimizi çevre kirliliğirv den korumak gerekiyor. Beynimizi bulanıklıktan karşılık- tan şaşırtmalardan, bozulmalardan korumarnız gereki- yor. Asıl tehlıke burada. Beynımiz bir kere kirletildi mi, göz- lerimiz de bozulur, kulaklarımız da, ellerimiz de, dilimiz de bozulur. Sonra da 'ne oluyor bize' gibi sorular sormaya başlarız. insan olmak, görmek istemedığini de görebilmekle baş- lar. Kendimizi kendi tuzaklarımızdan bile kurtarabilirsek, artık her şeyi görürüz. Yalnız 'görmek istediğini gören in- sanlar' hiç unutmasınlar; bir gün gelir, istemediklerini de görürler. Gerçekte insan olanlar, dünyayı, üstlerine yıkıl- madan görebilenlerdir... Atatürk, Çankaya'daki akşamyemeğinde sofradaki yakınlanna açıklıyor: Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz Devletin adı konuyor: Türkîye CumhuriyetiDevlete ad konulmamış olması, 1924 Ha- şet Almanagı'nda (Abnanac Hachette) rast- lanan "ırsi habfeliğe dayanan dini demokra- si hükümeti" gibisinden garip tanımlara da yol açabiliyordu. Öteden beri cumhuriyet yanbsı olan, bunu çok önceleri yakınlanna açıklamış bulunan Mustafa Kemal, koşullann olgunlaştığına inanarak eyleme geçti: Bakanlar Kurulu Başkanı (İcra Vekilleri Heyeti Reisi) Rauf Bey (Orbay), kimi anlaş- mazbklar yüzünden görevinden çekihniş, 13 Ağustos 1923'te bu göreve dahiliye vekilı Ali Fethi Bey (Okyar) atanmışlı. 24 ağustosta da Ali Fuat Paşa (Cebesoy), Meclis Ikinci Baş- kanlığı'ndan aynldı. Ertesi gün Halk Fırkası Grubu, Rauf Bey'i Meclis İkinci Başkan- bğı'na, Erzurum mebusu Sait Bey'i dahib'ye vekilbğjne aday gösterdi. Mustafa Kemal Paşa, her iki adayı da uygun görmüyordu. Öte yandan, Meclis icindeki bir muhalefet grubu da hükümetin rahat çalışmasına engel obnaktaydı. Çekilme kararı Mustafa Kemal, tasansını eyleme geçirir- ken bu oluşumlardan da yararlandı. 25 ve 26 ekimde Çankaya'da Bakanlar Kurulu'nu toplayarak çekilmeleri zamanının geldiğini söyiedi. Bir de ilke karan ahndı: Aynı kişiler yeni- den başbakan ve bakan olarak seçilecek olurlarsa istifa edeceklerdi. Ordunun rasgele bir kimsenin komutasına verilmemesi için o dönemde Bakanlar Kurulu'nun bir üyesi olan Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa bu karar dışında bırakıldı. Fethi Bey hükümeti, "Türkiye devletinin karşısında bulunduğu güç ve önemli iç ve dış işlerini kolaybkla sonuçlandırabilmesi için çok güçlü ve Mcclis'in tam güvenini kazan- mış bir bakanlar kuruluna kesin gereksinim bulunduğu" gerckçesiyle istifa etti. Bu çekil- me yazısı 27 ekim günü saat beşe doğru açı- lan Meclis'te okundu. Millctvekillcri arasında kulisler başladı. • Atatürk ve yanındakiler, yemeği yanda bırakıp ertesi gün yapılacak işler üzerinae görüşmeye başladılar. Konuklann gidişinden sonra Mustafa Kemal'le Ismet Paşa baş başa verip 1921 Anayasası değişiklikleri üzerinde çahştılar. Mustafa Kemal Paşa, anayasanın birinci maddesinin sonuna "Türkiye devletinin hükümet biçimi cumhuriyettir" cümlesini ekledi. Çankaya'dan gelip geçenler Atatürk'ten Özal'a ALPAY KABACALI O ZAMANKİ ÇANKAYA-Gazi, bu mütevazi, gösterişsiz binada Türkiye'nin ilk temel harçlannı koyuyordu Yeni bakanlann kimler olacağı tartışılıyor- du. Öteden beri muhalefet yapan İstanbul gazeteleri ise olaylan yönlendirmeye çabş- maktaydı. Kimisi Rauf Bey'-le görüşüyor, kimisi ordu müfettişliğine atanan Ab Fuat Paşa'- nın İstanbul'a gebşinde Mustafa Kemal'le aralan açık olan Rauf Bey. Adnan Bey (Adı- var) gibi kişilerce karşılandığını bildiriyor, kimisi Rauf Bey ve Kazun Karabekir Paşa- nın fotoğraflannı yayımlıyordu. 28 ekim günü Fethi Bey'in başkanlığında toplanan Halk Fırkası Yönetim Kurulu, Mustafa Kemal'in tasanlanndan habersiz- di. Yeni bir bakanlar kurulu listesi hazırlan- dı. Sıra, Mustafa Kemal Paşa'nın görüşünü almayageldi. Ama listedekiler bile bu kurulda yer al- mak istemiyorlardı. Meclis'te gereken ço- ğunluğun sağlanamayacağı belliydi... O akşam Meclis'ten aynbrken Ankara'ya yeni gelmiş olan ve görüşmek üzere kendisi- ni bekleyen ordu komutanı Kemalettin Sami Paşa ile Halit Paşa'yı Çankaya'ya davet eden Mustafa Kemal, yemekte Ismet İnönü ve Kazım (Özalp) paşalarla Fethi Bey'in de bulunmasını istedi. Çankaya'da Rize millet- vekili Fuat (Bulca),.Afyönkarahisar miUet- vekili Ruşen Eşref (Ünaydın) beylerle karşı- laştı. Onlan da yemeğe abkoydu. Yemek yenirken Mustafa Kemal, birden- bire "Yann cumhuriyet ilan edeceğiz" dedi.' Sofradakiler bu düşünceyi benimsedikle- rini söylediler. Ve yemeği yanda bırakıp er- tesi gün yapılacak işler üzerinde görüşmeye başladılar. Atatürk ve İnönü baş başa Konuklann gidişinden sonra Mustafa Kemalle İsmet Paşa baş başa verip 1921 Anayasası değişiklikleri üzerinde çabştılar. Mustafa Kemal Paşa, anayasanın birinci maddesinin sonuna "Türkiye devletinin hü- kümet biçimi cumhuriyettir" cümlesini ekle- di. Sürecek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle