Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 MAYIS1993 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
GtJNCEL TÜRKİYEDE
CUIVEYT ARCAYLREK
• Baştarafi 1. Sayfada
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Pakdemırlı'-
nın "Demirel'i yalnız bırakmayacaklarını" söylemesı,
partinin yüksek düzeyinde kimi eleştirilere yol açtı.
TV spikeri, Pakdemirli'nin mesaj veren cümlesini ya-
kalamış, genel başkan yardımcılarmdan Vehbi Dinçer-
ler'den aydınlatıcı bilgiler istiyor. Muhalefet adayını öğ-
renmeye yönelik çabalar..
Fakat Dinçerler'in yanıtı, "Demirel'i yalnız bırakmak-
tan çok", kimi koşulların gerçekleşmesine yönelen irde-
lemeler içeriyor. Pakdemirli'nin tersine Dinçerler, aday
açıklamayı "partilerarasımutabakat'abağlıyor.
Ancak, partiler arası "mutabakatın" yeni bir aday or-
taya çıkarabileceğini öne sürüyor. Üstelik, TV spikerin-
den kimi bilgileri esirgiyor. ANAP genel merkezi kay-
naklı kimi haberlere göre Yılmaz, Meclis dışından, örne-
ğin Ferruh Bozbeyli'yi aday gösterecekmiş!
Tabii son günlerdeki pek çok haber gibi bu haber de
büyükçe bir yalan. ANAP, yüzde 99.9, adayı Meclis için-
den bulacak. Akbulut mu olur, yoksa Kaya Erdem mi ya
da dil bılmez Oltan Sungurlu mu? Orası henüz belli de-
ğil-
Ola kı ANAP, adaylığın son gününe değin saptadığı is-
mi açıklamayacak ve kamuoyuna kocaman bir sürpriz
yapacak. Ne var ki Meclis, işte bîitün varlığıyla önümüz-
de. Bildiğimiz kişilerle kişiliklerden oluşan bir Meclis.
Sürpriz sayılacak pek çok isim var da, şu anda üzerinde
ittifak edılebilecek isım pek az, hemen hiç yok.
Bir genel merkez yöneticisinin aktardığına göre
ANAP, iki ilke benimsemiş; aday, Meclis'ten olacak ve
uzlaşmayla saptanacak! Bu ilkelere üstelik bir başka il-
keyi ekliyor. Mutabakat ararken "hiçbir partiyi, HEP ve
de DYP dahilhiçbirini dışlamamayı" ön planda tutuyor.
Dananın kuyruğu
Zayıf olasılıkla -bir isim üzerinde- uzlaşma olasılığı
doğar, partileri bir araya getirmek gerekirse ne olacak?
Partileri hangi makam, kurum, birtoplantıyaçağıracak?
ElbetteTBMM Başkanı.
Ne çare, ANAP yetkilisine göre "bu girişimin pratiği
az." Üstelik -aday değiştirmeyeceği bugünden bilinen-
DYP, belki de SHP, böyle bir toplantıya katılmazsa, parti-
ler arası uzlaşma, muhalefetler arası buluşmaya dönüş-
meyecek mi?
Ana muhalefet kulislerinde, aday kim olursa olsun bi-
rinci ve ikinci turlardan "nafile turlar" diye söz ediliyor.
Gözler, ilk iki turdaki üçte iki yerine 226 salt çoğunluk
arayan üçüncü tura çevrili. Kimi olasılıklar, üçüncü tu-
run renkli geçeceğine işaret.
Kimi varsayımlarda haklılık oranı yüksek. Bu turda
226nın altında oy alır ve seçim dördüncü tura kalırsa,
Demirel adaylıktan çekilmeli diyenler çoğunlukta.
Bir başka görüş, Demirel'in Meclis te temsil edilen
küçük ya da büyük, bir değil birkaç partinin oyuyla seçil-
mesini, ulusal irade açısından zorurilu görüyor.
ANAP'ta duyulan kaygılı varsayımları DYR üstdüzeyi
de doğruluyor. Bir yetkili şöyle diyor:
"Seçim dordüncu tura kalırsa, adayımızya da adaylar
için belki bu bir şey ifade etmez ama, parlamento için
zaaf ifade eder. Anayasa, dördüncü turu koymuş olma-
sına karşın cumhurbaşkanlığı dördüncü tura kalırsa,
milletvekillerinin seçim korkusuyla oy verdikleri öne sü-
rülebilir."
Iktidar ile ana muhalefetin ortak hedefi, üçüncü tur. 16
mayıs pazar günü.
Yâni? ' """'
H
Dananın kuyruğunun kopacağı gün...
Mutlu sona doğru
• Baştarafi Spor 'da
inançlan ile daha sonra da sahaya koyduklan insanüstü mü-
cadeleleri ile çökerttıler, sonra da ezip geçtiler ve mutlu sona
bir adım daha yaklaştılar. Bana göre Türkiye liglerinde dünkû
G.Saray'ın önünde durabılecek güce sahip hiç bir takım yok.
Bir aksilik ve şansızlık olmazsa bu takım büyük bir olasılıkJa
ıpi göğüsler. Dün ilk yan boyunca başa baş ve oldukça zevkli
bir mücadele izledik. Savunma ağırlıklı ve kontratağı benim-
seyen bir taktikle oynayan Sanyer. ilk yanyı bana göre hak
ettikleri bir skorla golsüz kapadı. İkinci yannın henüz 5.daki-
kasında ilk yanda sahada hemen hemen hiç gözükmeyen
Gütschow, başından yaralanınca sanki bir anda aklı da yerine
geldı. Bu dakikadan sonra süper bir gol attıran, bir de atan
Gütschovv, hem yıldızlaşü hem de takımını farkh skora götü-
ren adam oldu. Arka arkaya gelen bu iki gol, Sanyer'in tüke-
nişinin ve farklı skorun adeta bir habercisiydi. İki golden
sonra sahanın tek hâkimi G.Saray'dı. Böylesine zor olan bir
maçı kazandıklan için G.Saraylı tüm oyunculan başta Bü-
lent. Gütschow, Hakan, Falco ve Tugay olmak üzere kutlu-
yonım. Böylesine yürekli mücadeleci ve fızikınan upkı Avru-
palı takımlara benzeyen bir ekıp yarattığı için de Kalli'yi
aynca tebrik edıyorum.
Polat: Teşekkürler
• Baştarafi Spor'da
teşekkür ediyorum" şeklinde
konuştu.
2 bin sahte bilet
Bu arada maçtan önce polis-
ler 2 bin sahte bilet ele geçirdi-
ler. Liglere verilen 18 güriük
aradan yararlanan sahte bilet
şebekesi, 2 bin sahte bilet sa-
tarken yakalandı. Galatasa-
raylı yöneticiler konuyla ilgjli
önlem alınmasını isterlerken,
gençek bileti olan seyirrilerma-
ça gıremeyince, Başkan Aip
Yalman, kapılan açürdı.
Norveç maçında sakatlanan
Hakan. dünkü maça iğne ile
çıktı. Gebzespor'dan ara
transferde Galatasaray'a gelen
Seyfettin, dün ilk resmi maçını
oynadı.
Hakan'm atüğı son golden
sonra yan hakem Orhan Erde-
mir"e itiraz eden Sanyer Tek-
nik Direktörü Nevzat Güzelır-
mak, orta hakem Ergül Yüce-
dağ tarafından saha dışına
çıkarüldı.
G.Saray bir kez daha
ıçınde geldi. Galatasaray'ın
golcü futbolcusu Hakan, San-
yer defansına çalımlar atarak
ceza sahası girdi. Güzel bir pla-
seyle Müller'in solundan duru-
mu 73. dakikada 3-0 yapü.
4. gol ise 86. dakikada yine
Hakan'dan geldi. Bu dakikada
Bülent'in ara pasıyla ceza saha-
sına giren Hakan, kaleci Mül-
ler'i de çalımlayarak kendisinın
ikinci. takımının 4. golünü kay-
detti.
UBaflarafi Spor'da
dâr irıerek topu Falco'ya çıkar-
dı. Bomboş posizyondaki Fal-
co durumu 1-0 yaptı.
•Gaatasaray ikinci golü 65.
dakikada buldu. Tugay "ın
niuhuşem pasıyla ceza sahası
içindk buluşan Gütschovv, kale-
dj MüUer'in altından fılelen
g^rdi; 2-0.
Sanyer an arda vediği bu
golleıle bir anda dağıldı. Nite-
kim üçüncü gol de bu dakikalar
Gununiçinden
• Vllli takm, Yüzme, Atlama ve Sutopu Federasy onu tara-
fmdaı düzenlenen Uluslararası İstanbul Büyükler Sutopu
Tunuvası'nda sonuncu oldu.
• K«nak Beiediyesi ile Renault-MAİS'ın ortaklaşa düzenledı-
ği 1 Okm.lık 'Bahar Koşulan 93' birinciliklerini, mülı atletler-
den teyanlarda Lale Öztürk, erkeklerde dc Nihat Yaylalı
kazaıdı.
• A.nıpa Bavanlar Hentbol Şampivonası'nda Türkiye Beyaz
Rus>ı'ya 33-20 yenildi
• İnpltere'debaşlatılan bir uygulama>Ia. adını Super Lig'ola-
râk cğiştiren 1. lıgde bitıme 3 hafta kala Manchester ünited
tajn ~h yıl sonra şampiyonluğunu üan etli.
# ttw koşulanDün koşulan İstanbul at yanşlannda altılı gan-
yan_ -2-5-2-1-10 şeklinde sonuçlandı.
Adana
Afyon
Ağrı
Ankara
Antatya
Aydın
Bursa
Çanakkale
Oyarbakır
Edırne
E/zurum
Eskısehır
Meteorolojı Genei Mudurluğü nden al»nan btlgıye göre bûtun bolgele-
nmız cok bulutlu Marmara nın Batısı ile kıyı Ege dışmda kalan tum yurt
z m ı r
yağışiı geçecek Yağmur yer yer sağanak ve gokgurultulu sağanak
K a r s
seklınce olacak Denızienmızde ruzgar Akdemz de gunbatısı ve lodos Konya
Ege de yıidtz ve karaye! Marmara ve Karadenız Qe yıldız ve poyrazdan Samsun
3-5 yer yer 6 kuvvetınde saatîe 10-21 yeryer27denızmılı hızfaesecek Trabzon
Van Golü'nde hava, çok bulutlu ve yağmurlu geçecek. Zonguldafc
j Yağmurlu Bulutlu Sisli Guneşli
DUNYADA
Amsterdam
Amman
A'na
Bagdat
Bonn
Bruksel
Cenevre
tezayır
FranMun
teftoşa
Petersburg
Londra
Madf.0
Uılano
Mosfcova
Munıh
Osio
Pans
Prafi
Rıyad
Ro«na
Vıyana
B 2 0 '
A 31 '
B ' 8 -
A 29"
B 2 5 '
B 19-
V 2 3 '
A 3 0 '
B 2 6 '
Y 25-
B 15'
B 19'
B 19'
r 20'
B 20'
B 28'
B 18'
B 23'
B24'
A34-
Y20*
B25-
Karl.
Suikastta5 isimTUNCAYÖZKAN
ANKARA - Yazanmız Uğur
Mumcu'ya karşı 24 ocakta giri-
şılen bombalı suikastin faillen
olarak aranılan, İslami Hareket
örgütünün beş tetikçısi, ola>nn
üzerinden 100 gün geçmesine
rağmen yakalanamadı.
Pek çok kanü eylemden, soy-
gunlara kadar çok sayıda ola-
yın faili olan İslami Hareket ör-
gütü şu ana kadar Mumcu suı-
kastıyla ılgilı olarak güvenlik
güçlerinin elindeki tek bulgu.
Güvenlik birimleri. örgütün bir
büyük yapının parçası olduğu-
na, suikastı bir ya da birden çok
yabancı ülke gızli servisi ve te-
rör örgütüyle işbirliği içinde
gerçekleştırdiğine inanıyor. Ör-
güt militanlanndan yakalanan-
lann verdikleri ifadelerde, şim-
diye kadar sadece İran ile ilgili
bulgular saptandı. Örgütün te-
tikçilerinin olayda taşeron ola-
rak kullanıldıünna inanılıyor.
Güvenlik birimlerinı suikastla
ilgili olarak aradığı Ekrem Bav-
tap. Şefık Polat. Zöbeyir Gü-
mûş. Abdülbaki Çifçi ve Abdul-
lah Yiğit'ın halen Batman'da
saklandıklan yolunda gelen ih-
barlardan sonuçeldeedilemedı.
Bunlardan bir kısmının yurtdı-
şına çıkmış olabileceği de belir-
tiliyor.
İslami Hareket'in olayla ilgili
tetikçilennin yakalanamama-
sında, îçişleri Bakaru İsmet Sez-
gin dahil güvenlik bırimlerinin
yetkililerinin zamansız yaptığı
aynntı açıklamalan etkiÜ oldu.
Bazı polis müdürlerinin de
olaydaki ele geçen bulgulan şov
malzemesı yapmasından yakı-
'hîliyör.'OIâyın ortaya çıkışı ve
sonrasındaki gelişmeler Tür-
kiye'de güvenlik birimleri ara-
sında koordinasyonsuzluk ve
"ben-sen "çekişmesinin büyük
hatalara yoîaçüğını ortaya koy-
du. Halen olayın soruşturma-
smda MİT ve terörle mücadele-
de uzman bir polis ekibi çalışı-
yor.
Mumcu olaymın faili olarak
güvenlik güçlerinin araştırdık-
lan İslami Hareket örgütüyle il-
gili olarak yapılan operasyon-
larda örgütün 1991 yılı başın-
dan ben çeşitli eylemler gercek-
leştirdiğj saptanmış bulunuyor.
İslami Hareket'e aıt örgüt
evlerine 20 Ocak 1992, 20 Şu-
bat 1992, 23 Ocak 1993 ve ve
Mumcu'nun öldürüldüğü gün
olan 24 Ocak 1993 günü bas-
kınlar yapıldığını belirten
emniyet yetkilileri, 13 kışinin
yakalandığına dikkat çekiyor-
lar. Bu yakalananlar arasında
bulunan ve Batman doğumlu
olan Alım Sanaslan kod adlı
Mehmet Alı Şeker'ın (28). ör-
gütün ıcra şurası üyesi olduğu-
nu, İran'da sılahlı eğıtim
gördüğünü belirtiyorlar. Yaka-
lanan bu örgütün icra şurası
üyesı ifadesınde, Çetın Emeç,
Bahriye Üçok ve Turan Dur-
sun'un öldürülme eylemlerine
kaüldığını acıklamıştı.
Uğur Mumcu suıkastına ka-
nştığı açıklanan Ekrem Bay-
tap. Şefik Polat ve Zübeyir Gü-
müş de, İslami Hareket örgütü-
nuıı ıcra şurası üyesı. Her üçü
de İran 'da silahlı eğıtim gö-
ren üç örgüt tetikçısinden Bay-
tap'ın Mustafa Kayacan sahte
kimliği kullandığı, Polat'ın Ke-
nm, Zübeyir Gümüş'ün ise Ke-
nan kod adının kullandığı tespıt
edilmiş bulunuyor. Emniyet
yetkililerinden ahnan bilgiye
göre, örgütün çeşitli olaylara
adı kanşan. diğer yasama ve
icra şurası üyelennin isimleri ve
haklanndaki bilgiler şöyle:
"Ahmet Uçar (Kod adı Me-
sut), Hüsnü Yazgan (Azad),
Ramazan Aytunç (Recep, Sul-
tanhamam'da manifaturaa.
Hamit Toprak'ın yanında çalı-
şıyordu)_, Mehmet Kaya
(İdris), Ihsan Deniz (Kod adı
Ömer, Batman'da noter), Meh-
met Zekı Deniz (Kod adı Zeke-
riya, Yasama Şurası üyesi)."
Emniyet yetkilileri, Süley-
man Tokmaktepe takma adını
kullanan örgüt üyesı Mehmet
Zeki Yıldınm'ın Erenköy Şifa
Bloklan'nda20Ocak 1993 tari-
hinde yakalanmasıyla bir ola-
yın daha aydmlandığını belirti-
yorlar. Edinilen bilgiye göre,
Mehmet Zeki Yıldınm ifade-
sınde, Mumcu cinayetine de
kanşan Ekrem Baytap ile Me-
sut kod adlı Ahmet Uçar, Meh-
met Ali Şeker, Şevket ve Emrah
kod adlı beş kişi ile birlikte Ali
Ekber Gorbani'yi öldür-
düklerini söyledi. Yıldınm'ın
ifadesi üzerine de Ali Ekber
Gorboni'nin cesedi Yalova-
Çınarcık'da bulundu.
Örgüt, yazanmız Uğur
Mumcu'nun öldürülmesinden
dört gün sonra da İstanbul'da
500. Yıl Vakfı Başkanı ve
işadamı Jak Kamhi'ye suikast
düzenledi. Lav silahı ve Ka-
laşnikof marka silahlann kul-
lanıldığı suikasttan Kamhi,
6
Namus borcumuzdur'
Haber Merkezi- Yazanmız
Uğur Mumcu'nun katledilişi-
nin ardından 100 gün geçtı.
Mumcu'nun katlinin hemen
ardından başta jiaşbakan Sü-
leyman Demirel olmak üzere
tüm sorumlular katillerin en
kısa sürede bulunacağjnı söy-
lemişlerdi. Ancak bugün orta-
da aranan bazı kişilerden başka
herhangi bir gelişme yok.
Hükümet yetkilileri olayın
hemen ardından şunlan söyle-
mışlerdi:
îçişleri Bakanı İsmet Sezgin:
"Milletimin yardımlanyla or-
taya çıkaracağız. Olayı onur
meselesi yaptık."
Başbakan Yardıması Erdal
İnönü: "Mumcu'nun katillerini
bulmak, adalete teslim etmek,
suçlulan cezalandırmak, böyle-
si cina^etlerin bir dahaj|lenme-
mesinı sağlamak hukûmetimi-
zin namus borcudur"
Başbakan Süleyman Demi-
rel, bunu yapanlar bu işin usta-
sı. Her türlü şeyi göze ahyorlar.
Uğur Bey nefret edilecek biri
değildi. Ûzun süredir bu işler
olmuyordu özellikle Ankara'-
da. Bunlann kökünü kazımak
istiyoruz.
DGM Savcısı Nusret Demi-
ral:"Harici ise zor ama dahiJî
ise hemen çözeriz"
zırhlı araçta bulunması ve ko-
rumalan sayesinde kurtuldu.
Kamhi'ye suikastı düzenleyen-
ler ise Kuleli'den aülma, örgü-
tün vasama şurası üvesi Osman
Erdemir, Can Özbilen, Ayhan
Sağ, Abuzer kod adlı Ahmet
Burak'tı. Olaydan sonra emniyet
yetkililerinin yaptığı açıklamada,
silahlan temın ettiği
bildırilen Ahmet Burak'ın
Lübnan'da eğitim gördüğü de
belirtilmişti. Ayhan Sağ'ın
olayda lav silahını, Osman Er-
deTnir'in de Kalaşnikof marka
silahı kullandığı, Ali Rıza Bay-
ramçavuş'un da olay sırasmda
gözcülük yaptığı açıklanmıştı.
Emniyet yetkililerinden edi-
nilen bilgilere göre, Kamhi sui-
kastına kanşan Can Özbilen 26
Haziran 1992 tarihinde Yeryü-
zü dergisinden Yaşar Polat ile
İran[a gjtti. Bir ay İran'da ka-
lan Özbilen ve Polat, Kayhan
gazetesiyle irtibat kurdu. Daha
sonra bir hafta aynlan Polat ve
özbilen, sonra da buluşarak İs-
tanbul'a döndü. 28 * Ocak
1993'te eylemin ardından ise
örgüt elemanlan ikili gruplar
halinde dağıldılar. Ancak, Ah-
met Burak'tan yurtdışına kaç-
malan emrini alan Can Özbilen
ve Osman Erdemir Van'da ya-
kalandı. Her iki örgüt üyesinin
amacı. yakalanmasalardı, Af-
ganistan ya da İran'a kaç-
maktı.
Örgütün 30 ocak günü An-
kara'da yakalanan üyeleri ise
şöyle: "Mustafa Kalayci (galeri
sahibi). Sıtkı Mert (Kalayaoğ-
lu Oto Galerisi'nde çalışıyor-
du), Necmı Aslan (Kalayaoğlu
Oto Galerisi'nde çahşıyordu)."
AnkaR»'<ia-vakalanaalardan
Necmi Aslan'ın da, örgütün ıc-
ra komitesi üyesi. İrlanda'da sı-
lahlı eğitim gördüğü belırtilen
Aslan, rx>liste vercüği ifadede,
Mumcu suikastını anlatmış ve
Adnan Direk ve Şefik Polat'ın
da bu olayın planlayıalan ve
uygulayıcılan arasında olduğu-
nu söylemiştı.
Aslan ifadesınde, örgütün
amaanın "İslami devlet oldu-
ğunu" da belirtmışti.
i Jl* • ı M. İzmir AdHvesi vargıç sıkmtısı vaşıvor. Özellikle iş mah-
AdliyeSl yarglÇ SlkmtlSl yaşiyor. kemekrindekiyargçnoksanlığiıLadakidosyalinnbi-
rikmesine yol açıyor. 1. ve 4. iş mahkemelerine gelen da\alar 2. ve 3. iş mahkemelerinin vargıçlan tarafından bakılıyor. Bu yüzden
dava dosyalan birikirken hak kayıplan da büyük ölçüde v aşanıvor. Avukatlar bu konudan en çok yakınanlann başında geüyor. Da-
valarm yoğunhığu ncdenivte bir dava dosyasının inceleme süresnin 5 dakika gibi kısa bir sürede yapıldığını belirten İzmir Barosu
Başkanı \ olkan Alposkay " Izmir'de bulunan her iş mahkemesine ortalama 2 bin dava dosyası düşüyor. Ancak iki iş mahkemesinde
bir yddtr yargıç yok. Bu yüzden diğer yargıelara düşen dava dosyası 4'er bine çıkmaktadır." dedi.(Fotoğraf: NECATİ AYGIN)
Yargı'da boykot hazırlığı
İstanbul Haber Servisi - Öz-
lük haklannın iyileştirilmesini
isteyen yargıçlann, Âdalet Ba-
kanlığı'nın hazırladığı paketin
gecikmesi üzerine boykot ha-
zırlığı içinde olduğu öğrenildi.
Yargıçlann, Hazinenin ve dev-
lete ait tüm kuruluşlann açtığı
davalarda "davadan çekilme'
karan verecekleri ve tutuklarna
konusundakı takdir yetkilerini
gevşetecekleri bildınldi.
Kımliğinin açıklanmasını is-
temeyen bir Ağır Ceza Mahke-
mesi üyesi, "boykot* düşüncesı-
ninyaygınlaştığınıbildirdi."Bu-
güne kadar çok yazılıp çizildi.
Tclevi7yonda güldürü prog-
ramlanna bile düşürüldük. tılmıştır.
Artık yeter. Bızleri okuma yaz-
ma bile bilmeyen vasıfsız işçiy le
aynı kefeye koyanlann utan-
ması gerekır" diyen yargıç.
boykotun iki aşamalı olarak
gerçekleştinleceğinı anlatü:
"Öncelikle Hazinenin ve
Devlete ait tüm kuruluşlann
açtığı ve açacağı davalarda yar-
gıçlar 'davadan çekilme" karan
vereceklerdir. Yani bu davalara
bakmayacaklardır. Çünkü,
Maliye Bakanlığı ile İçişleri Ba-
kanlığırun üst düzey görev lilen-
nin yanbş bilgilendirilmeleri so-
nucu yargı organı mensuplan
mağdur edılerek husumet yara-
Yıne bu ilk aşamada, Adalet
Bakanımız dışındakı bakanla-
nn ve milletvekillerinin açtığı ve
açacağı kişisel hukuk davalan
ile ceza davalanna da meslek-
taşlanmız bakmayacaklardır.
Yargılama usullerinı düzen-
leyen yasalanmızda. yargıcın
davaya bakamayacagı durum-
lar belirlenmiştir. Taraflardan
biri ile aralannda husumet var-
sa yargıcın davadan çekilmesı
gerekır. Bu çekilme karannı da
yine yasada belırlenen başka
bir yargıç değerlendirir. Günü-
müzde aynı konuda tüm yar-
gıçlar hasım durumuna getiril-
diğinden yargıya gereken özen
ve önem gösterilmezse önü-
müzdekı günler kritıktır"
İkinci aşamada, tutuklama
konusundaki takdir yetkilerini
gevşetmeyi düşündüklerinı be-
lirten yargıç, "Yani devlete ve-
ya az önce belirttiğimiz kişilere
karşı ışlenen suçlann sanıklan-
nı tutuklama/acaklardır. Gü-
venlik güçlerine veya diğer dev-
let görev lilerine karşı terör ey-
lemlennde yakalanmış sanık-
lan tutuksuz yargılamak, terö-
rü tırmandınr. Fakat yasalan-
mıza göre hiçbir yargıca da zor-
la tutuklama karan verdin-
lemez" diye konuştu.
GOZLEM
UĞUR MUMCU
• Baştarafi 1. Sayfada
sınırlı sendikacılık anlayışının doğurduğu "işçi aris-
tokrasisi"ne dayalı görüşler, Leninist kurama göre
"oportünist" sayılırlar.
Revizyonizm, dogmatizm, sekterlik ve likidatörlük
oportunizm çeşitleridir.
Bu görüşe göre "Avrupa komünizmi"diye bilinen ide-
oloji oportünisttir. Sosyal demokrat partiler ise opor-
tünızmin kaleleridir.
Leninist görüş, oportünizmi, "emekçisınıfları burjuva-
zinin buyruğuna sokmak" biçiminde yorumlar.
Retormcu partiler, Leninistlerin gözünde "modern re-
vizyonizm "in temsilcileridirter.
Günümüzde sosyal demokrat partilere demokratik
hak ve özgürlükler savaşımında büyük görevler düş-
mektedir. Çağımızın en tehlikeli anti demokratik olgusu,
"ekonomilerin militarizasyonu'öur.
Sosyal demokrat partiler, bu olguya karşı çıkıp kitlele-
ri demokratik sürece kattıkça kalıcı olurlar. Türkiye de
SHP ve DSP'nin de bu anlamda çok önemli görevleri bu-
lunmaktadır.
Marksist ögretinin uygulama alanı bulduğu dün-
yamızda Batı ülkelerindeki sosyal demokrat partiler, bir
çeşit "çağdaş sağcı" sayılabilirler; Leninist kurama
göre de "oportünist"... Ancak sosyal demokrat partilerin
bizim gibi ülkelerde önemleri daha fazladır.
Sosyal demokrat partiler "sınıf partileri" değillerdir.
Bu yüzden bu partileri, işçilerin yanında işadamlarının
ve söz gelişi müteahhitlerin de desteklemeleri dogaldır.
Yine bu yüzden, sosyal demokrat parti genel başkanları-
nın işveren kuruluşlanna gıdıp görüşlerinı açıklaması
da yadırganamaz.
Çünkü sosyal demokrat partiler, temelde "kitle parti-
leri'dir. Kitfe partileri de, Leninist kuramın "oportünist"
saydığı uzlaşmalarla siyaset yapmaya çalışır. önemli
olan, sosyal demokrat partinin bu uzlaşma siyaseti ile
demokrasiye ve emekçi sınıflara sağladığı kazanımlar-
dır.
Müteahhit ve işadamları ile aynı partide çalışan sos-
yal demokratların bu "M/I
a/r"nedeniyle "kompleks"sa-
hibi olmalarına hiç gerek yoktur. Çünkü sosyal demok-
rasinin doğasında "uzlaşmacıhk" vardır ve sosyal de-
mokrat partiler "s/n//" değil "M/e"partileridir.
işadamları ve müteahhitterle aynı partide bulunmak-
tan tedirginlik duyanların yerleri sosyalist partilerdir.
Demokratik sosyalist partiler de gerçi Leninist kura-
ma, göre "oportünist" sayılırlar; ancak bu partilerde
"emekçilerin öncülüğü" ilkesi benimsenir. Parti yöne-
timlerinde işadamları, müteahhıtler ve fındık tüccarları
yer almaz.
Bu bir ayrı siyasettir.
Bu yüzden de müteahhitlerin, işadamlarının ve fındık
tüccarlarının, bir kitle partisi olan sosyal demokrat nite-
likli partilerde bulunmaları yadırganmaz. Yadırganması
gereken, yıllarca "başka siyasetleri" savunup bugün
müteahhitler, işadamları ve fındık tüccarları ile birlikte
aynı siyaset odaklannda buluşaneski ve keskin devrim-
cilerdir!
Sosyal demokrat partiler Leninist kurama göre "opor-
tiinist" sayılırlar; bu gibi keskin devrimciler de günlük
anlamda "oportünist", yani 'Iırsatçı've "eyyamcı"]..
OLAYLAREV
ARDENDAKT
GERÇEKM Baştarafi 1. Sayfada
nı seçiminin yalnız cumhur-
başkanı seçimi olmadığı aşi-
kârdır.
Çankaya ile iktidar tartış-
ması arasında ister istemez
bir bağlantı kurulmuştur. Bu
bağlantının ileride ne gibi so-
nuçlar yaratacağını kestir-
mek güçtür.
Hükümetin bozulup yeni-
den kurulması sürecinde
SHP'nin nasıl birtutum alaca-
ğı, gelecek için belirleyici
olacaktır. SHP bu aşamada
muhalefete gecmenin yararlı
olmayacağı görüşünde mi-
dir? 1994'te yapılacak yerel
seçimlere kadar iktidarda bu-
lunmanın avantaj sağlayaca-
ğını mı düşünüyor? Bütün
bunlar kimin cumhurbaşkanı
olacağı sorusundan daha
çok SHP'yi ilgilendirmekte-
dir
Demirel'in Çankaya'ya çık-
ması, ANAP ve Refah Partisi
için ilk bakışta yararlı görül-
mektedir. Çünkü güçlü lideri-
ni Koşk'e yollamış bir DYP,
dogaldır ki zayıflayacaktır; bu '
eksiklik, elbette DYP-SHP or-
taklığını da etkileyecektir.
Bununla birlikte Çankaya yol-
culuğunda Demirel'i yıprat-
mak, anamuhalefet partisine
iktidar savaşımının yararlı bir
aşaması olarak görünebilir.
Bu siyaset, seçimlere bir ha-
zırlık içeriği taşır, DYP'yi yıp-
ratmak için fırsattır.
özetle muhalefet partileri,
Süleyman Demirel'in cum-
hurbaşkanlığına karşıt tutu-
mu, iktidar tartışmasının bir
perdesi olarak değerlendir-
mekten geri kalmayacaklar-
dır. Böylece cumhurbaşkan-
lığı seçimi, kendi çerçevesi-
nin dışına taşan boyutları
şimdiden kazanmıştır.
Demirel, başbakanlık kol-
tuğunda kalmayı göze alabil-
seydi, -ki bu seçenek hâlâ
elindedir- cumhurbaşkanlığı
seçimini anayasal çerçeve-
sinde kurumlaştırma yolunda
önemli bir adım atabilir, cum-
hurbaşkanının kimliğini sap-
tamakta en ağırlıklı konumu-
nu koruyabilirdi.
Ancak bu ağırlıklı konumu-
nu -öyle görülüyor ki- kendi-
sinin cumhurbaşkanlığı için
kullanmayı yeğleyecektir.
• • •
DüzeHme: Dün yayımlanan
Saf Bir Parti' başlıklı yazımız-
da üçüncü paragraftaki 'de-
mokratlar' sözcüğü, 'aslan
sosyal demokratlar'; 7'nci pa-
ragraftaki demokrasıyle çeli-
şen' sözcükleri 'birbiriyle çeli-
şen' olacaktı. Düzeltır, özür
dileriz.
DUNYA
EKONOMISINE
BAKIŞ
• Baştarafi 7. Sayfada
ekonomik kriz koşullarında bu tutumlarını terk ediyorlar.
Ülkeler arası ekonomik rekabet artıyor ve iç politika so-
runları daha da öne çıkıyor, işbirliği eğilimi zayıflıyordu.
İşte bu konjonktür Werner Planı'nı öldürdü. Daha sonra
Maastrichtde benzer birdurumla karşılaşacaktı. 1980-
lerin ekonomik genişleme ortamı, yerini 1991'de bir
ekonomik durgunluğa bırakınca AT ülkeleri arası işbirli-
ği eğilimi de yerini rekabete bıraktı Bu yüzden durgun-
luk devam ettiği müddetçe de AEB sürecinin 1980'lerin
sonundaki ivmesini kazanarak yeniden canlanması im-
kansız gözüküyor.
Denilebilir ki AT ülkeleri nasıl olsa ve en geç 1994 yı-
lında durgunlukten çıkacaktır. Böylece AEB süreci 1994
yılından sonra gecikmeli olarak da olsa ilerleyip 1999da
hedefine ulaşabilir. Ne varki 1970ten sonraki dönemde
durgunluk ve toparlanma dönemlerinin gelişimine ba-
kınca AEB'nin tamamlanması beklenen 1999 yılının da
ya yeni bir durgunluğun başlamış ya da yeni başlamak-
ta olduğu bir yıl olacağını (ekonomik toparlanmaların
son 20 yıldır 4-5 yıl sürdüğü göz önüne alınırsa), bunun
da AEB'yi büyük bir ihtimalle tekrar karaya oturtacağını
öngörmek çok da gerçek dışı birtahmin olmaz..
Görüldüğü gibi ne kısa vadeli ne de uzun vadeli senar-
yolar AEB'ye kolay bir gelecek vaat etmiyor. Avrupa ve
dünya ekonomisindeki genel pofitik ve ekonomik istik-
rarsızlıklar atlatılmadan ve şu "yeni dünya düzeni" ger-
çekten kurulmadan (tabii eğer kurulabilirse), AEB süre-
cı. eğer tümden rafa kaldırılmazsa, kolay kolay sonuçla-
namayacak.