Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15MAYIS1993CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
GOVCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
UBaştarafi 1. Sayfada
iiğini dün de yineliyor, "Ben, anayasal bir cumhurbaş-
<anı olurum' d\yor
Yani? Sorumsuz, ama by-pass'lar Meclis'ten geçip
•ürürlüğe girmedikçe, oldukça geniş yetkileri olan bir
:umhurbaşkanı.
Demirel, yasalar değiştirilmedikçe, "mevcut yetkileri
«jllanacağa benziyor" veya "kullanacağını" açıklıyor
Kıyamet. önceki gün, Bakanlar Kurulu toplantısmda
3aşbakan Demirel'in, duygulandırıcı kimi konuşmalar-
:aki vedalaşmayı andıran sözlere karşılık söyledikleri-
u kapı önündeki gazetecilere yinelemesiyle kopuyor.
Bakanlar Kurulu'ndaki sözleri -Demirel'e göre- bir ba-
•ıma "latife mahiyetinde."
Bakanlara, "Meclis'teki 'iş' birneticeye vanrsa, hükü-
let başkanlığından icrantn başma 'terfi' ediyorum.Öyle
iıyor anayasamız" demiş.
Gerçek karışığı latifeyi, önemsenecek bir dokundur-
Tiayla, "Bir yere gittiğim yok, gene başmızdayım" diye
oağlıyor. Tabii bu söz, koalisyonun devam edeceği anla-
mına da geliyor.
Sabah bıze pazartesiye kadar "kepenkleri indirdiği-
m" söyleyen Cindoruk ise Demirel'in kısa irdelemesini
duyar duymaz, kimine göre sert tepki, kimine göre kıya-
meti koparan, kimine göre bilinmez kaçıncı kez Demi-
rel'e saldırıya geçen demeçler vermeye başlıyor.
Hem Meclis Başkanlığı hem de cumhurbaşkanı vekilli-
ğı görevleriyle yansızlık ve tarafsızlık gibi önemli öğeleri
sırtlayan Cindoruk, bir kez daha doğrudan siyasal bir
tartışmanın içine giriyor.
Şimdiden kavgalı
Ona göre, "Cumhurbaşkanlan icranın başı değildir.
hükümet ve Meclis toplantılarında oy hakkı olmadığın-
dan icranın başı 'sembolik bir tanım'oV."
Gece, Konut'tan çıkarken; Demirel tartışmayı kıran bir
davranışla yorumdan kaçıyor.
Ne çare, yeni çıkışıyla Cindoruk hakkındaki kimi kanı-
lar giderek pekişiyor.
irdelemelerin belli başlısı, elbette adaylığı üzerinde
yoğunlaşıyor ve elbette, "olası cumhurbaşkanı ile olası
başbakanlar döneminden geçildiği şu sırada, olası bir
başbakan adayının olası cumhurbaşkanıyla sert tartış-
malara girişmesinin sonuçta, Cindoruk'un ya adaylığı
istemediğini ya da bu koşullarda aday olmasının ola-
naksızlığını ortaya koyuyor.''
Ote yandan, anayasanın ilgili maddeleriyle yasalar
yürürlükte iken Cindoruk'un cumhurbaşkanının "yapa-
bilecekleri ile yapamayacaklarını sınırlayan -şimdilik
sözlü- bir centilmen arılaşmasını bir koşul olarak öne
sürmesi", DYP çevrelerinde olumsuz tepkilerle karşıla-
nıyor.
Başbakan Demirel, Meclis'teki by-pass yasaiarı üze-
nnde görüş bildirmiyor, "bugünün sorunu olmadığını"
söylemekle yetiniyor.
Oysa, kısır tartışmaları bugünden yarına kesebilmek
için yapılacak ilk iş, yeni hükümetin kurulmasından son-
raki ilk günlerde by-pass yasalarını yeni baştan gözden
geçirip yaşama girmelerini sağlamak olacak. O zaman
ne centilmenlik anlaşması ne de başka bir şey... Tartış-
malar aydınlığa kavuşacak.
Bir başka yoruma göre Demirel, önceki gün bilerekya
da bilmeyerek Cindoruk'un bamteline basıyor.
Çünkü Cindoruk, ilk günden beri parti başkanlığı ile
başbakan olmayı önemli bir koşula bağiryor.
Çankaya, hükümet ve parti işlerine karışmayacak!
Ne var ki icranın başı olmak savı. Cindoruk'un kurdu-
ğu siyasal mantığı, Demirel'i Çankaya sınırları içine
hapsetmeye çalışan planı kaynagında, kökeninde sarsı-
yor.
Olasılıklar üzerinde durulduğu şu günlerde birbirine
düşen iki siyasetçi, nasıl olacak da cumhurbaşkanı-baş-
bakan olarak "uyum içinde çalışacaklar?" sorusu gide-
rek yaygmlaşıyor.
TÜRKİYEDE DÜNYADA
OIAYLARIN
ARDENDAKI
GERÇEK
MBaştarafi 1. Sayfada
yor. Sıcakta entarinin yararlı
olabileceği gözardı edile-
mez; ama, vaktiyle çölde bir-
takım doğal gereksinmeleri
daha kolay karşılamak için
entarinin işlevsel bir giysi ol-
duğu da düşünülmelidir. So-
ğuk bir ülkede ve kent yaşa-
mında entarinin sorunlar
çıkarması beklenir.
Görenek ve geleneklere
geniş açıdan bakıldığında, bi-
ze ters gelen davranışları
tepkisiz izleyebiliriz; ama
Yargıtay'ın 125'inci yıldönü-
mü nedeniyle düzenlenen
törende Suudi Arabistan Yar-
gıtay Başkanı ile bilikte gelen
Suudi heyetinin, Atatürk için
yapılan saygı duruşunda ve
istiklal Marşı söylenirken
ayağa kalkmamalarma ne
demeli?
Bu saygısız davranışı hoş-
görüyle mi karşılamalı?
Evet, Suudilerin bağlı bu-
lundukları mezhepte ölüye
saygı duruşunda bulunulmu-
yormuş. Bu yüzden konukla-
rımız ayağa kalkmamışlar.
Peki Vahabiler milli marşlara
saygı göstermemek için nasıl
bir gerekçe bulabilirler? Dün-
yada yaşayan bir milyar
Müslümana, bir devletin ve
milletin milli marşını ayakta
dinlemenin günah olduğunu
hangi Islam mezhebi söyle-
yebilir?
Eğer Suudilerin Atatürk'e
ve Türk milliyetçiliğine besle-
dikleri düşmanlığı bilmesek,
yaşanan olayı Vahabiliğin
gereği sayabilırdik. Ancak
Suudilerin her davranışında
laik cumhuriyete ve Atatürk'e
karşıt bir tutumun çarpıcı içe-
riğini görmek kolaydır.
Suud'un temsilcileri şu ya da
bu temasta temeldeki bu gö-
rüşün kanıtlarını sergiliyor-
lar.
21'inci yüzyıla yaklaşan
dünyada Ortaçağ hukukunu
uygulayan bir ülkenin yargıç-
larını Ankara'ya çağırmak
kimin aklına esmiş bilemiyo-
ruz. Hiç olmazsa ellerine ve-
rilen program kendilerine
anlahlıp açıklanmalıydı. Çün-
kü bir konuk, ağırlandığı evin
sahiplerine hakaret sayıla-
cak davranışlardan kaçınma-
sını bilecek kadar görgü sahi-
bi olmalıdır. Eğer bu kadar
terbiyeye sahip değilse ko-
nuk olarak çağrılmasında
saymakla bitmez sakıncalar
vardır.
•••
HATÎCE KESKİN (TURAN)
ile
EMİNKESKÎN
evlendiler.
htanbul, 14.5.1993
İLAN
GELİBOLU KADASTRO MAHKEMESİ
1988,364-308
Davacı Gelibolu Maliye Hazinesı tarafından davahlar Hatice Bay-
gül ve Hüseyin Adıguzel aleyhine açılan davanın mahkememizde
yapılan açık yargılaması sonunda:
Davalı Hüseyin Adıguzel vefat etrnış olup mirasçılan Şükriye Adı-
güzel, İsmail Hakkı Adıguzel ve Salih Adıguzel davaya dahil edilmiş
olup Cevizli Köyü 566 nolu parselin tespıt gibı davahlar adına tapuya
lesciline karar verildiği ve Hazine vekilinin mahkememızden venlen
12 12.1991 tarih 1991/308 K. sayıh ilamı temyiz etmiş olup karar ve
temyiz dilekçesi dahili davalılara tebliğ edılemediğınden dahıli davalı-
lara dava konusu 566 nolu parselin tespıt gpbi davahlar adına tescili-
ne, davanın reddıne daır verilen karan ılanen tebliginden itibaren 1
ay içinde temyiz etmeleri tebliğ olunur.
Basın: 48430
Petersburg
»Moslcova
Meteoroloj Genel Mudurluğu nden ahnan bılgıye gore. yurdun ûaiı
kesımlefi çok bulutlu, Marmara Ege. Batı Akdenız Iç Anadolu nun
kuzeybatısı ieBatı Karadenızyağmur yeryersağanakyağışiı.ölekı
yerıer parçalı ve az buluttu geçecek Hava sıcaklığında onernlı bir
degışıkhk olmayacak. Denızlerımızde ruzgar, Dogu Karadenız'de
gundoğusu ve keşışleme. Ege de kıble ve lolos, dığer denızlerımız-
de lodos ve keşışlemeden 3-5 kuvvetınde, saatte 10-21 denız mılı
hızla esecek Van Gölu nde hava parçalı bulutlu geçecek.
j Yağmurlu ı Bulutlu Sısli
Amstefdam
Amman
Atına
Bajdat
Bonn
Bruteel
Cenfevre
Cezayır
FranMurt
Petersburg
Londra
Madrıd
Mıtano
Moskova
Munıh
Oslo
Pans
Pvns
Rıyad
Roma
B22'
B25-
Y 20°
B29-
B 20'
B23'
Y 16'
B 23'
B 22'
B23-
B21
-
Y 16'
Y20-
Y 17"
B22-
B22
1
B20'
Y20
-
B24'
A36'
Y21 •
B24'
Karlı
Hâkiıııve savcı atamalarıANKARA (\A) -119 adli yar-
gı. 61 de idari yargı hâkim ve
sava adayının görev yerleri çeki-
len kura ile belirlendi. DGM hâ-
kim ve savcılan arasında da ata-
malar yapıldı.
Resmi Gazete'nin dünkü sa-
yasında ya>imlanan Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu Atama
Karan uyannca, Nevşehir Cum-
huriyet Başsavcısı Zafer Yavuz
Çorum Cumhuriyet Savahğı'na
getırilirken, yerine Diyarbakır
DGM Cumhuriyet Savası Metin
Yücd atandı.
Hâkimler ve Savalar Yüksek
Kurulu'nun Atama Karan
uyannca DGNflere atanan ha-
kim ve savalar şöyle:
Diyarbakır EXJM Başkanlığı'-
na Şaban Arslaa, Kayseri DGM
asıl üyeliğine Rasiın Tekin, İstan-
bul DGM yedek üyebğıne Ab-
durrahman Polat, İzmir DGM
yedek üyeliğine Şakir Kadioğlu,
Diyarbakır DGM asıl üyeliğine
Mehmet Erdem Yandunata, Halil
Akalp, Zev'ünburnu Hâkimliğine
Galip Güzel, Fatih Hâkimliğine
Alamettin Akar, Bakırköy
Cumhunyet Savalığı'na Mustafa
Emre, İstanbul DGM asıl üyeli-
ğine Şükrii Çetin Özahn. Uğur
Çorumluoğlu, Tekirdağ Cum-
hunyet Savahğı'na Mustafa Bo-
lat, Üsküdar Hâkimliği'ne Saim
Ekinci, Istenbul DGM"Savçılığı"-
na İrfan Özli\en, Nuri Önem,
Mehmet Demirci. İstanbul Cum-
huriyet Savahğı'na Nihat Özer,
Erzincan DGM Savcıhğı'na Ha-
san Coşkun Çetinbinici. İstanbul
DGM yedek üyeliğine Köksal
Şengün, Erzincan DGM yedek
üyeliğine Emin Cıvgııı, Diyar-
bakır DGM Başkanhğı'na Tahir
Babaoğlu, İstanbul DGM
Savcıhğı'na Abdülkadir Diriann,
Çorum Hâkimliği'ne Kûbra Ya-
»uz, Çorum Cumhuriyet
Sâvcıbğı'na Zafer Vavuz, Erzin-
can DGM asıl üyebğine Süley-
man Caner, Diyarbakır DGM
Savalığı'na Çetin Yağh, Erzin-
can DGM Başkanhğı'na Meh-
nıet Selim Kaya. Erzincan DGM
Savahğı'na Mustafa AdagfiL, Di-
yarbakır DGM SavahğTna Ne-
cati Erbek. Ahmet Başaran, Meh-
met Müsebbih Ergin, Ünal Ha-
ney, Diyarbakır DGM yedek
üyeliğine tsmail Gindûz. Erzin-
can DGM Savahğı'na Mehmet
Genç.
Cumhuriyet savabklarna ata-
naniar şövle: Ispir Aydn Şen, Ye-
nifakıh: Yüksel Lralçm, Iğdır:
Rema Özdemir. Muratlı: Nihat
Attunok, Akçakale. Cevdet Bek-
ler, Samsat: Sait Mehmet Aydın,
Çavdır: Le\ent Örjiırt, Tatvan:
Mustafa Yabanoğlu, Pazarlar:
Mehmet Cabaoğlu, Beşıkdüzü:
Hamdi Karahan, Hani: Cengiz
Ünsal. Silvan: Mustafa Düzgün,
Çal: Cihansuz Ergfin, Kumlu:
Ekrem Bereketbulur, Gülağaç:
Murat Veysel Sular. Hazro: Ek-
rem Bakır. Mut: Hüseyin Güler,
Elbistan Ömer Kerkez, Saray:
Muanuner Özcan. Dargeçıt: Ali
tlker Dülger. Osmancık: Dursun
Aygör, Se>ntgazı: Güngör Erkoç,
Eraş: Sudi Tokso>, Çarşıbaşı.
Me*Iüt Ambarkütdk, Tekman-
Ertan Özbek, Şarkışla: Galip
Tuncay Tutar, Tunceh: Mehmet
Taştan, Kars: Cevat Banrtçu. Af-
şin: Mustafa Zengin. Bozyazı
Mustafa Abdullah Coş, Çaybaşı:
Ahmet Altkaya. Bayburt: Ayhan
Aygûn, Patnos: Berkant Karaka-
ya, Kızıltepe: Faysal Akpulat, Dı-
yadin: Fu-at Süriicü, Reşadıye:
İsmail Zafer Kaya, Gülova: Arif
Altınkök, Gürün. Basri Bağcı.
Şenkava: Kadri Tayfun Yama-
narsian, Doğanşar Yıbnaz Ko-
çer, Çatak: Mustafa Erol, Nar-
man: Ekrem Akkuş, Kığı: Musta-
fa Kızılırmak, Alaplı: Alparslan
Altan, Kahta- Aydın Yılmaz, Çer-
mık: Oktav Açar. Saradüzü: Ta-
mer Şahin, Aladağ: Nuri Mehmet
Sarac, Sanveliler: Mehmet Düz-
Şİn, Borçka: Ömer Doğruöz,
Omerli: Ertan Yfizer, Yenihisar:
Yalçın Kurt, Bünyan: Aykut Al-
kan, Arhavi: Mehmet Şenay
Baygın, Bulanık: Kazun Şingar,
Fındıklı: Rahmi Altuntop. Idil:
Mustafa Aksu.
Hakimhklere atananlar da
şöyle:
Vearköprü: Adnan Kaya,
Eruh: Yaşar Aha, Karlıova: Şen-
gül Hazar, Iğdır: Zafer Sayıhr,
Çavdır: tsa Ak, Kahta: Vildan
Yıhnaz, Yahyalı: öray Gözlü,
Çatak: Nafi Solak, Aladağ: Yu-
nus Akyıkunm, Diyadin: Devlet
Demiriiilek. Hanak: önder İrfan
Yorgancüar, Arapgjr: Mehmet
Yıieel Kurtoğlu, Çüngüş: .Sefa
Mermerci, Bünyan: Yaşar Şun-
şek, Sason- Rafet Emre, Aksu:
Ramazan Yılmaz, Batman: Sü-
leyman Mutiu, Çağlayancerit:
Sabri L'sta, Saraydüzü: Harun
Türker. Gülağaç: Ayhan Doğan,
Hizan: Mustafa Gokmen,
Kınkhan: Kadri Özerdoğan, Pa-
zarlar: Mithat Çelikel, Sıverek:
Hasan Özgün, Savur: Hasan Şa-
hingöz, Yenihisar: Göksel Ak-
yazı, Varto: Muvaffak Meşe,
Hazro: Nadir Güngüneş, Gölova:
Cengiz Topraktaş, Dargeçıt:
Mehmet Ali Alpcan, Adıyaman:
Süleyman Yüdınm, Dıcle: Uğur
Fıdan, Kulp: Mehmet Salih Çak-
mak, Bor. Hüseyin Akkuş,
Andınn: Abdullah Tannkulu, Ar-
deşen: Ali Kaya, Çayıralan: Ibra-
him Çatalkava, Gölİcöy: Mustafa
Kemal Gül, fskilıp: Dery a Konak,
Sanoğlan: Ufuk Derinöz, İscehı-
sar: Bayram Selek. Boğazbyan:
Mustafa Can Korkarer, Ulukışla:
tbrahim Gürkan, Kovanalar:
Zafer Kurtoğlu, Perşembe: Fethi
Merdiven, Kumlu: Metin Şen
Sıvrice: Nurcan Tuncer, Bozü-
yük: Aysel Azman, Karakoçan:
Hatice Kara, Afşın: Türkan Zen-
gin, Lıce: Gûrcan Acar, Doğan-
şar: Kadir tnan, Hopa Suat Yu-
rekli, Yenifakılı: Adem Aslan,
Keban- Yaşar SeıiklL, Doğanşe-
hır: Ramazan Olpak. Kozluk:
Şevgi Türer, Gerger: Ali İhsan
Öztekin, Hanı: Fikret Baysal, Sa-
Sırplar, kültür ıııirasını yok ediyor
OKTAYEKİNd
Ajanslar tarihi Mostar kenti-
nin yeniden alevler içerisinde
kaldığım _ duyururken, Mimar
Sinan Üniversitesi Oditor-
yumu'nda bu katliama hâlâ se-
yirci kalabılen "uygar Batı"
protesto ediliyordu. Türkiye
Tarihi Evleri Koruma Derneği
Başkanı Perihan Bala, 11. Ta-
rihi Türk Evleri Haftasf nın ko-
nusu olarak "Balkanlarda ka-
lan mimarhk mirasını" seçme
nedenlerini şöyle anlatıyordu:
'"Gelişmeler gösteriyor ki
Sırp saldınlan sadece bir soykı-
nmı değil, topyekün bir uygar-
lığı yok etmeyi amaçbyor. Sır-
bistan Devlet Başkanı Milose-
viç, "Osmanlı ruhu bizi tehdıt
ediyor" derken, bu çağdışı he-
deflerini de acığa vurmuş olu-
yor. Ve. Boşnak halkıyla birlik-
te hepimizin ortak mirası olan
Bosna-Hersek'teki 600 yılhk
kültür zenginliği de yeryüzün-
den tümüyle silinmek isteni-
yor..."
Balkanlar'da zengin ve köklü
bir kültürün yaratıcısı olan
Boşnak halkı, bir yılı aşkındır
sözcüğün tam anlamıyla vahşi
bir saldın alünda var olma sa-
vaşımı veriyor Sırp milliyelçiler
dur durak bilmeyen saldınla-
rında salt insanlan hedef al-
makla yetinmiyorlar; tarihsel
kentlerdeki sivil ve dinsel mi-
man zenginliği de bibnçü bir şe-
kilde top ateşine tutuyor, yıkıp
yok ediyorlar. Özellikle larihi
Mostar kenti ise hemen her Sırp
saldınsında durmadan ağır ya-
ralar abyor. yakın yıllarda res-
tore edilen binalan bile teker te-
ker harabeye dönüşüyor.
Bir süredir İstanbul'da bulu-
nan ve Yıldız Üniversitesi'nde
misafır öğretim üyesi olarak
görev yapan Boşnak mimar
Dr. Amir Pasic, aym zamanda
memleketi olan Mostar kenünı
koruma projeleriyle Ağa Han
Mimarbk Ödülünü de kazan-
mış bir uzman. "Evrensel bir
mirasın tüm insanlık kültürü
adına başanyla korunmuş ve
yaşatıbTuş olması" bu uluslara-
rası ödülün temel gerekçesini
oluşturmuş.
Ne var ki bu "evrensel mi-
ras", bir yıldır tüm dünyahın
gözleri önünde ve üstebİc mi-
raari zenginliğini "uygarbğımn
güvencesi" sayan Avrupa'mn
duyarsız ve donuk bakışlan al-
tında, karanlık bir etnik amaç
için tarihten sibnmek isteniyor.
Türkevleri haftasına Mostar'-
daki kentsel koruma projesini
de tanıtarak katılan Dr. Pasic.
bombalanan kültür değerleri
hakkında şu bilgjleri veriyor:
"500 yılbk geçmişi olan Mos-
tar. 1460'larda Osmanlı kenti
olarak kuruldu. Balkanlarda
en iyi korunan tarihsel yerleş-
melerden biriydi. Farkb din ve
kültürlerden insanlann yiizler-
ce yıl hoşgörii içinde birlikte ya-
şamalanyla mimari açıdan zen-
gin bir kültür mozaiği oluşmuş-
tur. 1977'de kentsel koruma
projesine başladık. 15 yıl içinde
kenti bir mimarhk ve uygarbk
müzesi haline getirdiîc. Bir
yıldır ateşler içerisinde yakılan,
işte bu korunmuş ve ödüller
almış uygarhğumzdır. Aslında
Avrupa, buna seyirci kabnakla,
kendi uygarbğının da köklerini
yitiriyor..."
Türk hükümetıne, bu kaüia-
ma karşı dünyamn arük ayağa
1-aldınlması ve özellikle Avru-
pa ülkelerine "uygarbklanmn
ammsatılması" yönünde büyük
görev ler düşüyor.
Toplantıyı yöneten Prof. Dr.
Metin Sözen, bu görevin kotarı-
labihnesi için ise "öncebkli ko-
şulu" şöyle özetliyor:
"Sırplann koca bir kültür mi-
rasım ortadan kaldırmak iste-
meleri, yaşadığımız coğrafya-
daki zenginliklere sahip çıkma-
mızın ne kadar önemli olduğu-
nu bir kez daha gösteriyor. On-
oelikle dünyanm karşısına diki-
lirken. kültür değerlerimizi çe-
şitb bahanelerle yok eden değil.
koruyan ve geliştiren bir ulus
olarak çıkmahyız. Bu toprak-
lardaki mirasa insanlık adına
sahip olabildiğimiz ölçüde Bal-
kanlar'dakı katliarnı durdur-
mada etkıli olabih'riz, sözümüz
dinlenebilir."
11. Tarihi Türkevleri Haftası
nedeniyle, Balkanlar'daki tarih-
sel kentlerin tanıtıldığı ve sava-
şın yıkımlanm da gösteren bir
sergi düzenlendi. MSÜ salo-
nundaki sergi evrensel bir ger-
çeği "tam zamamnda" vurgu-
luyor. Tarihsel kentlerin ister
"'yasa taslaklanyla" ya da "oto-
park projeleriyle" isterse savaş-
larla ve soykınmlarla olsun, po-
litik ve\a ekonomik nedenlerle
yok edilmelerine yönelik giri-
şim, uygarhğın ilerlemesine de-
ğil, yeryüzünde "ilkelliğin" ege-
menliğini pekiştirmesine hiz-
met ediyor...
EUROVISION ŞARKIYARIŞMASI
Bosna'yı ^Diinyanın
Acısı' temsiledecek
NIILLSTREET(AA) - İrlan-
da'da bugün yapılacak 38. Eu-
rovision Şarİu Yanşması'nda
Bosna-Hersek'i "Dünyarun
Acısf adb şarkı temsil edecek.
Şarkıyı seslendirecek "•Fazla"
topluluğu, parçamn çekimlerini
Bosna televiz>
r
onunun savaştan
arta kalan stüdyolannda ger-
çekleştirmiş. Topluluk, şarkı
yanşmasına katılmak üzere Sa-
raybosna'dan aynlabibnesi için
Blvl tarafından önerilen koru-
mayı da reddederek, "Kendini,
yaşamı her gün tehbkede olan-
lardan ayırt etmemek için" Sırp
ateşinin altındaki havaalanına
kendi olanaklan ile gelerek
İrlanda'ya uçmuş.
'•Fazla" topluluğu, "Dünya-
mn Acılan" şarkısıyla 500 mil-
yon kişi tarafından izlenmesi
beklenen Eurovisıon Şarkı Ya-
nşması'nda dünyaya şöyle ses-
lenecek: "Meydan okumak ve
mücadele vermek için burada
kabyorum. Sendelemek ve düş-
mekten korkmuyorum. Şarkı
söylemekten vazgeçmeyece-
ğim. Onlar ruhumu alamaz-
lar..."
Öte yandan İrlanda'da Tür-
kiye'yi "'Esmer Yanm" adb şar-
kıyla temsil edecek Türk toplu-
luğun bazı üyelerinin otelleri-
nin bulunduğu Millarney kasa-
basındaki bir barda >ıımruklu
saldınya uğradıklan büdirildi.
"Kız meselesi" nedeniyle çıkan
kavgada, Türk müzisyenlerin
yara almadığı öğrenildi.
Millarney kasabasındaki iki
otelden bırine yerleştirilen İsveç
ekibi de gerçek fıyatı 25 sterbn
olmasına karşm otelin kendile-
rinden adam başma günlüğü 50
sterlin almak istemesi üzerine
oteli terk ederek, yanşmaya ka-
tılmama tehdidinde bulundu.
38. Eurovision Şarkı Yanş-
ması'nm başkent Dublin'den
272 kılometre uzaklıkta bir
köyde yapılmasından dolayı al-
dıklan eleştirileri yanıtlayan
Turizm Bakam McCreevy şöy-
le konuştu: "Otellerimizin ya-
bancı konuklanmıza resmen
kazık atmasmdan büyük üzün-
tü duydum. Bu şekilde davran-
makla İrlanda turizmine büyük
darbe indirmişlerdir. Bu tür is-
tismarlara göz yumamam."
ray: Lokman Çoban, Çaybaşı:
BiMent İDuhc, SanveUler: İrfan
Doğan, Çarşıbaşı: Dündar Aydo-
ğan.
İdari yargı hâkim adaylannın
kur'a ile atamalan yapılan vergi
mahkemeleri şunlar
Ordu: Hanifi Doğan, Diyar-
bakır Ahmet Güler, Yunus Çetin,
Manisa: thsan Ulnca, Sıvas:
Adem Keski, Sakarya: Abdurrah-
man Gencbay, Aydın: Recep Baş,
Denizlı: Enver Kaya. Kayseri: Sö-
leyman Hilmi Aydın, Fatih Terri,
Erzurum: Yalçtn Ekmekçi, Ko-
caeb: Fevzi Kayacan, Manisa: Ali
özgfir Aytaç, Zonguldak: Kea-
ban Kaya, Diyarbakır: N'ermin
Zegerek, Çorum. Mustafa Gok-
çek, Van: Halil Çırak, Gaaan-
tep: Ali thsan Şahin, Setami De-
mirkol, Selbi Koca, Bahkesir:
Muammer Arseven. Sıvas: Yıunaz
Akçil, Tekirdağ: Ercan Ahi, Ha-
tay: Halil Koc, Ertan Demirci,
Haşim Şahin, Afyon: Adil Me-
miş, Van: Yusuf Binici, Zongul-
dak: Resul Çomoğlu, Malatya:
Ramazan Erol, Balıkesır tbrahim
Akdağ, Elaağ: Erhan Çakan, Hü-
seyin Emsal, Sakarya: Hasan Gü-
zeîer, Aydın: Mustafa Kemal ön-
der, Denizli: Metin Antv Erzu-
rum: Erhan Çolakoğlu. Trabzon:
Mustafa Ceran, Ordu: Hasan
Önal, Edırne: Mehmet KapUn,
Çorum: Nedret Engjn.
İdan yargı hâkim adaylannın
kur'a ile atandıklan idare mahke-
meleri de şunlar: Malatya: Eyüp
Kara, Ayhan Derin, Sakarya:
Cengiz Aydemir, Edırne: Mesut
Güngör, Trabzon: Merih Ercan,
Kayseri: Tülay Usta, Oğuz
Yağbcı, Erzurum: Nurten Çola-
koğlu, Aydemir Tunç, Diyar-
bakır: Hasan Çegindir, Mehmet
Küçükgöz, Gazıantep: \ ahit KH
nalıtaş, Mustafa Genç, Zongul-
dak. Vahit Bektaş, Kemal Oran-
ca, Van: tbrahim Topuz, Abdullah
Artunç, Trabzon: Cevdet Erkan,
Manisa: Kadir Coşkun Kayaalp,
Sıvas: Osman Çırak.
Yargıca
zam yeniden
eleahnıyor
GÖKSEL POLAT
ANKARA - Yargıç, sava ve
adb personelin ücretlerinde
yüzde 160'a kadar varan arüş
öngören yasa taslağı, yeniden
ele alınıyor. Bakanlar Kurulu'-
nun, önceki gün yaptığı son
toplantıda, ücretlerdeki arüş
oranlan ve bütçeye getireceği
yük üzerinde farklı rakamlar
ortaya aülması üzerine, konu-
nun çeşitli bakanbklardan katı-
lacak bürokratlardan oluşan
bir alt komisyon tarafından in-
celenmesi benimsendi.
Bakanlar Kurulu'nun son
toplantısmda. Devlet Bakam
Şerif Ercan'ın, yarşç, savcı ve
adb personebn ücretlerinde
önemb oranlarda arüş öngören
yasa taslağjmn bütçeye 3 tril-
yon 700 milyar lira tutannda
bir ek yük getireceği ve taslagın
aynen yasalaşması halinde, al-
bay rütbesindeki bir yargıcın
Genelkurmay Başkam'mn üze-
rinde maaş alacağını, bunun da
ücret dengesini bozacağmı söy-
lemişti. Genelkurmay Baş-
kam'mn 17 milyon lira maaş
aldığını bebrten Ercan, "Bu du-
rumda, albay rütbesindeki bir
hakim, 20 milyon liranın üze-
rinde maaş alacak. Bu ücret pi-
ramidini bozar" diyerek, ücret-
lerdeki artış oranına karşı
çıkmışü.
Bakanlar Kurulu'ndakı bir
başka farkb rakam da, taslagın
bütçeye getireceği ek yük mik-
tannda görüldü.
Başbakan Süleyman Demi-
rel'in, bu farkb rakamlar nede-
niyle, taslağm yeniden incelen-
mesim istemesi üzerine. Maliye
ve Gümrük Bakanı SümerOral
ile Devlet Bakanı Şerif Ercan'la
görüşen Adalet Bakam Seyfı
Oktay, dün Cumhuriyet'e yap-
tığı açıklamada. konunun bu
üç bakanhk bürokratlanndan
oluşan bir alt komisyon tarafın-
dan yeniden ele alınacağını söy-
ledi."
İLANEN TEBLİGAT
Yönetım Kurulumuzun
30.9.1992 tarih ve 38 sayılı kara-
rıyla ortaklıktan çıkanlan Müfi-
de Kızılırmak'ın adresine noter
kanalıyla gönderilen karar sure-
ti verilen adreslerde de bulunup
kendisine tebliğ edilemediğınden
tebligat kanunu hükumlerine go-
re ilanen tebliğ olunur.
S.S. SAYGIINLAR KONUT
YAPI KOOPERATtFt
GOZLEM
UĞUR MUMCU 15Mayısl981
• Baştarafi I. Sayfada
dur. Serbest seçimlerle oluşacak parlamentoda yürüt-
me organı devlet başkanı ve 'bakanlar kurulu'ndan olu-
şur. Ancak deviet başkanının yetkileri sınırlıdır ve ayrıca
'başkan'ın siyasal sorumluluğu da yoktur. Bu rejimde
bütün güç bakanlar kurulunundur. Bu rejimin "motor
gücü" yürütme organının bir parçası olan hükümettir.
Hükümet, parlamentoya karşı sorumludur. Bu rejim-
de başbakanın kişiliği ve hükümet partisinin yapısı ağır
basar. Rejimin yazgısı, hükümetlerin gücüne ve başba-
kanların kişiliklerine sıkı sıkıya bağlıdır.
Parlamenter rejimde, yasama organı ile yürütme or-
ganı arasında yaygın işbirliğı söz konusudur. Örneğin,
hükümet, yasama organına özgü bir yetki olan "yasa
gücünde kararname" çıkarabilir, yasama organı da yü-
rütme organının görev alanı içindeki eylem ve işlemler-
den ötürü soru, gensoru ve araştırma önergeleri ile yü-
rütmenin işlevine karışabilir. Bu karşılıklı işbirliği, za-
man zaman belli yaptırımlarla da gelişebilir. Gensoru
önergesi ile hükümet düşürülebilir. Bakanlar kurulunun
imzaladığı uluslararası antlaşmalar yasama organınca
onaylanmaz.
Buna karşılık, devlet başkanının belli koşulların ger-
çekleşmesi halinde parlamentoyu teshetme yetkisi de
vardır. Bu karşılıklı yetkiler ve işlevler, bu rejimde bir
"denge" yaratrlar.
Bizim61 Anayasamız, genel çizgileri ile "parlamenter
rejim'den esinlenmiştir.
"Başkanlık sistemi" temel kuralları ve işleyiş biçimi
ile "parlamenter rejim'den tümüyle ayrılır. Bu sistem-
de, yürütme "devlet başkanı" tarafından temsil olunur.
Bu sistem, Anayasa Hukuku derslerinde okutulan kuv-
vetler ayrılığı ilkesinedayanır. "Kuvvetlerayrılığı" ilkesi
yasamayı yürütmeden, yürütmeyi de yargıdan ayrı ve
bağımsız tutar.
Bu nedenle "başkanlık sistemi" yasama ve yargının
başkanlara bağlandığı bir sistem demek değildir.
Bugünkü anayasal gelişmeler karşısında "başkanlık
sistemi" ya da "parlamenter rejim" kitaplarda yazılı ol-
duğu biçimde uygulanmaz. Her ülke, az ya da çok, bu
anayasal çerçevelere kendi özelliklerint yerleştirir. ör-
neğin Güney Amerika ülkelerinde görüldüğü gibi "baş-
bakanlık sistemi" yozlaşır ve yürütmeye olağanüstü yet-
kiler tanınır.
Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden bir kısım öğretim üye-
sinin hazırladıkları ortak raporda, başkanlık sisteminin
mi, yoksa "parlamenter rejimin mi seçileceğini "ön so-
run" olarak almalarını, bu aşamada çok yararlı bir adım
sayıyoruz.
Anayasa hazırlamak, gerçekten çok ağır ve güç bir iş-
tir. Bu ağır ve güç işin üstesinden yalnızca Danışma
Meclisi ya da yalnızca Anayasa Komisyonu kalkamaz.
Anayasa hazırlanması. bir "bilgi birikimi" işidir. Bu bilgi
birikimlerinin kimlerde olduğu da bellidir. Bu yüzden
anayasa tartışmalarını toplumun her kesimine açmakta
yarar vardır. Böylece yanlış yapma olasılığı azalır ve
hazırlanacak anayasanın sorumluluğu birçok kişi ve ku-
rumca payiaşılır.
Bu noktada geriye dönüp, düşünelim: 12 Eylül 1980
öncesinde ellerinde Fransız Anayasası'nm kopyası ile
doiaşan ve meslekleri anayasa hukukçuluğu olmayan
kişilerin yarattıkları olumsuz izlenim, bugünkü gelişme-
lere olduğu gibi yansımıştır. Ve bu hiç şüphesiz zararlı
olmuştur.
Anayasa koyucusu üzerine daha dünden "ipotek"
koymak, kimse için bir "hak" ya da "yetki" oimamas)
gerekir.
1961 Anayasası'nı getirenler için 1961 yılında "Bunla-
rın heykelleri dikilmelidir" diye yazılar yazmış olanların,
bugün bu anayasayı yerin dibine batırmak için neler
yaptıklarını görünce, yetkililere dönüp, "Bunlara inan-
mayın, dünkü yetkililer için yazdıklarını ve yaptıklarını
şimdi sizler için yapacaklar, yarın onlara bugün yaptık-
larını sizlere yapacaklar ve yazacaklar" diye bağırıp,
sesimizi duyurmak istiyoruz.
'Diyaııet sapıklardan arınsın
9
\ Baştarafi l. Sayfada
Erhan Akyıldız'ın hazırladığı
"Yüksek Tansiyon" adb prog-
ramda Alevileri aşağılayıcı söz-
ler sözleyen Hasan Ali Bul-
dan'a protestolar dün de yoğun
olarak sürdü. Gazetemize yüz-
lerce imzah meün fakslayan
Alevi ve Sünniler, Buldan'ın
sözlennin bağnazca olduğunu
belirtti. İnsan Haklan Derneği
Genel Başkan Yardımcısı Er-
can Kanar, yapuğı yazüı açıkla-
mada. "Herhangi bir inancı
'sapık' diye televizyondan mah-
kûm eünek, inançlar üzerinde
devlet ambargosu koymak gibi
ilkel ve utanç verici bir zihniyet-
tir" dedi.
CHP Genel Başkan Yardım-
cısı İstemihan Talay da düzen-
lediği basın toplanüsında, Di-
yanet İşleri Başkanhğı'mn " Ale-
vilere saldıran sapıklardan
anndınlmasınT isteyerek,
"Geçmişte genel başkan olduk-
tan sonra ilk işi Said-i Nursi'nin
bulunamayan evini tavaf eden
ve şimdi cumhurbaşkanı olma-
ya hazırlanan Demirel'in laikb-
ğe saldınnın alünda imzası
vardır" diye konuştu. Hasan
Ali Buldan gibilerinin vaiz bel-
gelerinin iptal edilmesini iste-
yen Talay. "Alevi yurttaşlan-
mıza saldınlan önleyecek şekil-
de camilerde bir propaganda
atağma girilmesini istiyoruz"
dedi.
Izmir'de basın toplandsı
Bu arada îzmir'de bulunan
Alevi derneklerinin ortak basın
toplantısmda, Hasan Ali Bul-
dan'ın insanlık adına utanç veri-
ci bir dil kullandığı ve Alevilere
iftira ettiği beürtilerek, "Bu gjbi
insanlan ve düşüncelerini hiç
bir zaman onaylamadık, onay-
lamayacağtz. Hasan Ali Bul-
dan'ı ve onun gibi düşünenleri
protesto ediyoruz" denildi.
Öte yandan çok sayıda Alevi
derneği de yaptıklan yazık açık-
lamada, Buldan'ın sözlerini
"düzeysiz" diye nitelendirerek,
20 milyon Aleviye "sapık" di-
yerek saldırmasının kepazeük
olduğunu belirtti.
Diyanet İşleri Başkam Meh-
met Nuri Yılmaz. HBB Televiz-
yonu'ndaki Alevilik-Sünnilik
tarüşmalan ile ilgili olarak şu
değerlendirmeyi yapü:
"Toplumu dini bakımdan
aydınlaünak başkanlığırruzın
görevidir. Ben, toplumda her
fîkrin özgürce tarüşıbnasından
yanayım. Ancak din gibi nazik
konular tarüşıbrken çok dikkat
edihnesi gerekir. Bilen insanlar
tartışacakür. Tarüşma seviyeb
ohnabdır. Kuram Kerim'de Al-
lah şöyle buyurmuş:
'Ya Muhammed. de ki hiç bi-
lenlerle bilmeyenkr bir olur
mu?' Bilenler için bir imtiyaz
getiriyor Kuran'ı Kerim. Şu
halde bilen konuşacakür. Her-
kes konuşursa kargaşa olur,
anarşi olur.
Ben Alevi-Sünni tarüşma
programını izledim ve çok üzül-
düm. Eski vaiz sıfaüyla konu-
şan zaün görüşleri camiamızın
görüşünü yansıtmamaktadır.
2^aten öyle bir vaizimiz yoktur.
Bu kişi hakkında gerekli kanu-
ni işlemi yapüracağız."
'Oyııncu' barda tanıtıldı ^
Oteay'ın |*Oyuncu" adlı yeni müzik kaseti, dün Şaziye Bar'da
yapılan bir toplannda tanıtıldı. Bann farkb köşeierine yerkşti-
rümiş ekranlardan izlenebflen yeni kasetindeki parçalann kJip-
leri eşliğinde, siyahlar içindeki Zuhal Okay, müzik çahşmalan
ve yeni kasetinden çok, basın mensuplannm özel yaşamı De ilgili
yöneittiği sonılan yamtlamak zonında kakiı.