19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15MAYIS1993CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 GOVCEL CÜNEYT ARCAYÜREK UBaştarafi 1. Sayfada iiğini dün de yineliyor, "Ben, anayasal bir cumhurbaş- <anı olurum' d\yor Yani? Sorumsuz, ama by-pass'lar Meclis'ten geçip •ürürlüğe girmedikçe, oldukça geniş yetkileri olan bir :umhurbaşkanı. Demirel, yasalar değiştirilmedikçe, "mevcut yetkileri «jllanacağa benziyor" veya "kullanacağını" açıklıyor Kıyamet. önceki gün, Bakanlar Kurulu toplantısmda 3aşbakan Demirel'in, duygulandırıcı kimi konuşmalar- :aki vedalaşmayı andıran sözlere karşılık söyledikleri- u kapı önündeki gazetecilere yinelemesiyle kopuyor. Bakanlar Kurulu'ndaki sözleri -Demirel'e göre- bir ba- •ıma "latife mahiyetinde." Bakanlara, "Meclis'teki 'iş' birneticeye vanrsa, hükü- let başkanlığından icrantn başma 'terfi' ediyorum.Öyle iıyor anayasamız" demiş. Gerçek karışığı latifeyi, önemsenecek bir dokundur- Tiayla, "Bir yere gittiğim yok, gene başmızdayım" diye oağlıyor. Tabii bu söz, koalisyonun devam edeceği anla- mına da geliyor. Sabah bıze pazartesiye kadar "kepenkleri indirdiği- m" söyleyen Cindoruk ise Demirel'in kısa irdelemesini duyar duymaz, kimine göre sert tepki, kimine göre kıya- meti koparan, kimine göre bilinmez kaçıncı kez Demi- rel'e saldırıya geçen demeçler vermeye başlıyor. Hem Meclis Başkanlığı hem de cumhurbaşkanı vekilli- ğı görevleriyle yansızlık ve tarafsızlık gibi önemli öğeleri sırtlayan Cindoruk, bir kez daha doğrudan siyasal bir tartışmanın içine giriyor. Şimdiden kavgalı Ona göre, "Cumhurbaşkanlan icranın başı değildir. hükümet ve Meclis toplantılarında oy hakkı olmadığın- dan icranın başı 'sembolik bir tanım'oV." Gece, Konut'tan çıkarken; Demirel tartışmayı kıran bir davranışla yorumdan kaçıyor. Ne çare, yeni çıkışıyla Cindoruk hakkındaki kimi kanı- lar giderek pekişiyor. irdelemelerin belli başlısı, elbette adaylığı üzerinde yoğunlaşıyor ve elbette, "olası cumhurbaşkanı ile olası başbakanlar döneminden geçildiği şu sırada, olası bir başbakan adayının olası cumhurbaşkanıyla sert tartış- malara girişmesinin sonuçta, Cindoruk'un ya adaylığı istemediğini ya da bu koşullarda aday olmasının ola- naksızlığını ortaya koyuyor.'' Ote yandan, anayasanın ilgili maddeleriyle yasalar yürürlükte iken Cindoruk'un cumhurbaşkanının "yapa- bilecekleri ile yapamayacaklarını sınırlayan -şimdilik sözlü- bir centilmen arılaşmasını bir koşul olarak öne sürmesi", DYP çevrelerinde olumsuz tepkilerle karşıla- nıyor. Başbakan Demirel, Meclis'teki by-pass yasaiarı üze- nnde görüş bildirmiyor, "bugünün sorunu olmadığını" söylemekle yetiniyor. Oysa, kısır tartışmaları bugünden yarına kesebilmek için yapılacak ilk iş, yeni hükümetin kurulmasından son- raki ilk günlerde by-pass yasalarını yeni baştan gözden geçirip yaşama girmelerini sağlamak olacak. O zaman ne centilmenlik anlaşması ne de başka bir şey... Tartış- malar aydınlığa kavuşacak. Bir başka yoruma göre Demirel, önceki gün bilerekya da bilmeyerek Cindoruk'un bamteline basıyor. Çünkü Cindoruk, ilk günden beri parti başkanlığı ile başbakan olmayı önemli bir koşula bağiryor. Çankaya, hükümet ve parti işlerine karışmayacak! Ne var ki icranın başı olmak savı. Cindoruk'un kurdu- ğu siyasal mantığı, Demirel'i Çankaya sınırları içine hapsetmeye çalışan planı kaynagında, kökeninde sarsı- yor. Olasılıklar üzerinde durulduğu şu günlerde birbirine düşen iki siyasetçi, nasıl olacak da cumhurbaşkanı-baş- bakan olarak "uyum içinde çalışacaklar?" sorusu gide- rek yaygmlaşıyor. TÜRKİYEDE DÜNYADA OIAYLARIN ARDENDAKI GERÇEK MBaştarafi 1. Sayfada yor. Sıcakta entarinin yararlı olabileceği gözardı edile- mez; ama, vaktiyle çölde bir- takım doğal gereksinmeleri daha kolay karşılamak için entarinin işlevsel bir giysi ol- duğu da düşünülmelidir. So- ğuk bir ülkede ve kent yaşa- mında entarinin sorunlar çıkarması beklenir. Görenek ve geleneklere geniş açıdan bakıldığında, bi- ze ters gelen davranışları tepkisiz izleyebiliriz; ama Yargıtay'ın 125'inci yıldönü- mü nedeniyle düzenlenen törende Suudi Arabistan Yar- gıtay Başkanı ile bilikte gelen Suudi heyetinin, Atatürk için yapılan saygı duruşunda ve istiklal Marşı söylenirken ayağa kalkmamalarma ne demeli? Bu saygısız davranışı hoş- görüyle mi karşılamalı? Evet, Suudilerin bağlı bu- lundukları mezhepte ölüye saygı duruşunda bulunulmu- yormuş. Bu yüzden konukla- rımız ayağa kalkmamışlar. Peki Vahabiler milli marşlara saygı göstermemek için nasıl bir gerekçe bulabilirler? Dün- yada yaşayan bir milyar Müslümana, bir devletin ve milletin milli marşını ayakta dinlemenin günah olduğunu hangi Islam mezhebi söyle- yebilir? Eğer Suudilerin Atatürk'e ve Türk milliyetçiliğine besle- dikleri düşmanlığı bilmesek, yaşanan olayı Vahabiliğin gereği sayabilırdik. Ancak Suudilerin her davranışında laik cumhuriyete ve Atatürk'e karşıt bir tutumun çarpıcı içe- riğini görmek kolaydır. Suud'un temsilcileri şu ya da bu temasta temeldeki bu gö- rüşün kanıtlarını sergiliyor- lar. 21'inci yüzyıla yaklaşan dünyada Ortaçağ hukukunu uygulayan bir ülkenin yargıç- larını Ankara'ya çağırmak kimin aklına esmiş bilemiyo- ruz. Hiç olmazsa ellerine ve- rilen program kendilerine anlahlıp açıklanmalıydı. Çün- kü bir konuk, ağırlandığı evin sahiplerine hakaret sayıla- cak davranışlardan kaçınma- sını bilecek kadar görgü sahi- bi olmalıdır. Eğer bu kadar terbiyeye sahip değilse ko- nuk olarak çağrılmasında saymakla bitmez sakıncalar vardır. ••• HATÎCE KESKİN (TURAN) ile EMİNKESKÎN evlendiler. htanbul, 14.5.1993 İLAN GELİBOLU KADASTRO MAHKEMESİ 1988,364-308 Davacı Gelibolu Maliye Hazinesı tarafından davahlar Hatice Bay- gül ve Hüseyin Adıguzel aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda: Davalı Hüseyin Adıguzel vefat etrnış olup mirasçılan Şükriye Adı- güzel, İsmail Hakkı Adıguzel ve Salih Adıguzel davaya dahil edilmiş olup Cevizli Köyü 566 nolu parselin tespıt gibı davahlar adına tapuya lesciline karar verildiği ve Hazine vekilinin mahkememızden venlen 12 12.1991 tarih 1991/308 K. sayıh ilamı temyiz etmiş olup karar ve temyiz dilekçesi dahili davalılara tebliğ edılemediğınden dahıli davalı- lara dava konusu 566 nolu parselin tespıt gpbi davahlar adına tescili- ne, davanın reddıne daır verilen karan ılanen tebliginden itibaren 1 ay içinde temyiz etmeleri tebliğ olunur. Basın: 48430 Petersburg »Moslcova Meteoroloj Genel Mudurluğu nden ahnan bılgıye gore. yurdun ûaiı kesımlefi çok bulutlu, Marmara Ege. Batı Akdenız Iç Anadolu nun kuzeybatısı ieBatı Karadenızyağmur yeryersağanakyağışiı.ölekı yerıer parçalı ve az buluttu geçecek Hava sıcaklığında onernlı bir degışıkhk olmayacak. Denızlerımızde ruzgar, Dogu Karadenız'de gundoğusu ve keşışleme. Ege de kıble ve lolos, dığer denızlerımız- de lodos ve keşışlemeden 3-5 kuvvetınde, saatte 10-21 denız mılı hızla esecek Van Gölu nde hava parçalı bulutlu geçecek. j Yağmurlu ı Bulutlu Sısli Amstefdam Amman Atına Bajdat Bonn Bruteel Cenfevre Cezayır FranMurt Petersburg Londra Madrıd Mıtano Moskova Munıh Oslo Pans Pvns Rıyad Roma B22' B25- Y 20° B29- B 20' B23' Y 16' B 23' B 22' B23- B21 - Y 16' Y20- Y 17" B22- B22 1 B20' Y20 - B24' A36' Y21 • B24' Karlı Hâkiıııve savcı atamalarıANKARA (\A) -119 adli yar- gı. 61 de idari yargı hâkim ve sava adayının görev yerleri çeki- len kura ile belirlendi. DGM hâ- kim ve savcılan arasında da ata- malar yapıldı. Resmi Gazete'nin dünkü sa- yasında ya>imlanan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Atama Karan uyannca, Nevşehir Cum- huriyet Başsavcısı Zafer Yavuz Çorum Cumhuriyet Savahğı'na getırilirken, yerine Diyarbakır DGM Cumhuriyet Savası Metin Yücd atandı. Hâkimler ve Savalar Yüksek Kurulu'nun Atama Karan uyannca DGNflere atanan ha- kim ve savalar şöyle: Diyarbakır EXJM Başkanlığı'- na Şaban Arslaa, Kayseri DGM asıl üyeliğine Rasiın Tekin, İstan- bul DGM yedek üyebğıne Ab- durrahman Polat, İzmir DGM yedek üyeliğine Şakir Kadioğlu, Diyarbakır DGM asıl üyeliğine Mehmet Erdem Yandunata, Halil Akalp, Zev'ünburnu Hâkimliğine Galip Güzel, Fatih Hâkimliğine Alamettin Akar, Bakırköy Cumhunyet Savalığı'na Mustafa Emre, İstanbul DGM asıl üyeli- ğine Şükrii Çetin Özahn. Uğur Çorumluoğlu, Tekirdağ Cum- hunyet Savahğı'na Mustafa Bo- lat, Üsküdar Hâkimliği'ne Saim Ekinci, Istenbul DGM"Savçılığı"- na İrfan Özli\en, Nuri Önem, Mehmet Demirci. İstanbul Cum- huriyet Savahğı'na Nihat Özer, Erzincan DGM Savcıhğı'na Ha- san Coşkun Çetinbinici. İstanbul DGM yedek üyeliğine Köksal Şengün, Erzincan DGM yedek üyeliğine Emin Cıvgııı, Diyar- bakır DGM Başkanhğı'na Tahir Babaoğlu, İstanbul DGM Savcıhğı'na Abdülkadir Diriann, Çorum Hâkimliği'ne Kûbra Ya- »uz, Çorum Cumhuriyet Sâvcıbğı'na Zafer Vavuz, Erzin- can DGM asıl üyebğine Süley- man Caner, Diyarbakır DGM Savalığı'na Çetin Yağh, Erzin- can DGM Başkanhğı'na Meh- nıet Selim Kaya. Erzincan DGM Savahğı'na Mustafa AdagfiL, Di- yarbakır DGM SavahğTna Ne- cati Erbek. Ahmet Başaran, Meh- met Müsebbih Ergin, Ünal Ha- ney, Diyarbakır DGM yedek üyeliğine tsmail Gindûz. Erzin- can DGM Savahğı'na Mehmet Genç. Cumhuriyet savabklarna ata- naniar şövle: Ispir Aydn Şen, Ye- nifakıh: Yüksel Lralçm, Iğdır: Rema Özdemir. Muratlı: Nihat Attunok, Akçakale. Cevdet Bek- ler, Samsat: Sait Mehmet Aydın, Çavdır: Le\ent Örjiırt, Tatvan: Mustafa Yabanoğlu, Pazarlar: Mehmet Cabaoğlu, Beşıkdüzü: Hamdi Karahan, Hani: Cengiz Ünsal. Silvan: Mustafa Düzgün, Çal: Cihansuz Ergfin, Kumlu: Ekrem Bereketbulur, Gülağaç: Murat Veysel Sular. Hazro: Ek- rem Bakır. Mut: Hüseyin Güler, Elbistan Ömer Kerkez, Saray: Muanuner Özcan. Dargeçıt: Ali tlker Dülger. Osmancık: Dursun Aygör, Se>ntgazı: Güngör Erkoç, Eraş: Sudi Tokso>, Çarşıbaşı. Me*Iüt Ambarkütdk, Tekman- Ertan Özbek, Şarkışla: Galip Tuncay Tutar, Tunceh: Mehmet Taştan, Kars: Cevat Banrtçu. Af- şin: Mustafa Zengin. Bozyazı Mustafa Abdullah Coş, Çaybaşı: Ahmet Altkaya. Bayburt: Ayhan Aygûn, Patnos: Berkant Karaka- ya, Kızıltepe: Faysal Akpulat, Dı- yadin: Fu-at Süriicü, Reşadıye: İsmail Zafer Kaya, Gülova: Arif Altınkök, Gürün. Basri Bağcı. Şenkava: Kadri Tayfun Yama- narsian, Doğanşar Yıbnaz Ko- çer, Çatak: Mustafa Erol, Nar- man: Ekrem Akkuş, Kığı: Musta- fa Kızılırmak, Alaplı: Alparslan Altan, Kahta- Aydın Yılmaz, Çer- mık: Oktav Açar. Saradüzü: Ta- mer Şahin, Aladağ: Nuri Mehmet Sarac, Sanveliler: Mehmet Düz- Şİn, Borçka: Ömer Doğruöz, Omerli: Ertan Yfizer, Yenihisar: Yalçın Kurt, Bünyan: Aykut Al- kan, Arhavi: Mehmet Şenay Baygın, Bulanık: Kazun Şingar, Fındıklı: Rahmi Altuntop. Idil: Mustafa Aksu. Hakimhklere atananlar da şöyle: Vearköprü: Adnan Kaya, Eruh: Yaşar Aha, Karlıova: Şen- gül Hazar, Iğdır: Zafer Sayıhr, Çavdır: tsa Ak, Kahta: Vildan Yıhnaz, Yahyalı: öray Gözlü, Çatak: Nafi Solak, Aladağ: Yu- nus Akyıkunm, Diyadin: Devlet Demiriiilek. Hanak: önder İrfan Yorgancüar, Arapgjr: Mehmet Yıieel Kurtoğlu, Çüngüş: .Sefa Mermerci, Bünyan: Yaşar Şun- şek, Sason- Rafet Emre, Aksu: Ramazan Yılmaz, Batman: Sü- leyman Mutiu, Çağlayancerit: Sabri L'sta, Saraydüzü: Harun Türker. Gülağaç: Ayhan Doğan, Hizan: Mustafa Gokmen, Kınkhan: Kadri Özerdoğan, Pa- zarlar: Mithat Çelikel, Sıverek: Hasan Özgün, Savur: Hasan Şa- hingöz, Yenihisar: Göksel Ak- yazı, Varto: Muvaffak Meşe, Hazro: Nadir Güngüneş, Gölova: Cengiz Topraktaş, Dargeçıt: Mehmet Ali Alpcan, Adıyaman: Süleyman Yüdınm, Dıcle: Uğur Fıdan, Kulp: Mehmet Salih Çak- mak, Bor. Hüseyin Akkuş, Andınn: Abdullah Tannkulu, Ar- deşen: Ali Kaya, Çayıralan: Ibra- him Çatalkava, Gölİcöy: Mustafa Kemal Gül, fskilıp: Dery a Konak, Sanoğlan: Ufuk Derinöz, İscehı- sar: Bayram Selek. Boğazbyan: Mustafa Can Korkarer, Ulukışla: tbrahim Gürkan, Kovanalar: Zafer Kurtoğlu, Perşembe: Fethi Merdiven, Kumlu: Metin Şen Sıvrice: Nurcan Tuncer, Bozü- yük: Aysel Azman, Karakoçan: Hatice Kara, Afşın: Türkan Zen- gin, Lıce: Gûrcan Acar, Doğan- şar: Kadir tnan, Hopa Suat Yu- rekli, Yenifakılı: Adem Aslan, Keban- Yaşar SeıiklL, Doğanşe- hır: Ramazan Olpak. Kozluk: Şevgi Türer, Gerger: Ali İhsan Öztekin, Hanı: Fikret Baysal, Sa- Sırplar, kültür ıııirasını yok ediyor OKTAYEKİNd Ajanslar tarihi Mostar kenti- nin yeniden alevler içerisinde kaldığım _ duyururken, Mimar Sinan Üniversitesi Oditor- yumu'nda bu katliama hâlâ se- yirci kalabılen "uygar Batı" protesto ediliyordu. Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği Başkanı Perihan Bala, 11. Ta- rihi Türk Evleri Haftasf nın ko- nusu olarak "Balkanlarda ka- lan mimarhk mirasını" seçme nedenlerini şöyle anlatıyordu: '"Gelişmeler gösteriyor ki Sırp saldınlan sadece bir soykı- nmı değil, topyekün bir uygar- lığı yok etmeyi amaçbyor. Sır- bistan Devlet Başkanı Milose- viç, "Osmanlı ruhu bizi tehdıt ediyor" derken, bu çağdışı he- deflerini de acığa vurmuş olu- yor. Ve. Boşnak halkıyla birlik- te hepimizin ortak mirası olan Bosna-Hersek'teki 600 yılhk kültür zenginliği de yeryüzün- den tümüyle silinmek isteni- yor..." Balkanlar'da zengin ve köklü bir kültürün yaratıcısı olan Boşnak halkı, bir yılı aşkındır sözcüğün tam anlamıyla vahşi bir saldın alünda var olma sa- vaşımı veriyor Sırp milliyelçiler dur durak bilmeyen saldınla- rında salt insanlan hedef al- makla yetinmiyorlar; tarihsel kentlerdeki sivil ve dinsel mi- man zenginliği de bibnçü bir şe- kilde top ateşine tutuyor, yıkıp yok ediyorlar. Özellikle larihi Mostar kenti ise hemen her Sırp saldınsında durmadan ağır ya- ralar abyor. yakın yıllarda res- tore edilen binalan bile teker te- ker harabeye dönüşüyor. Bir süredir İstanbul'da bulu- nan ve Yıldız Üniversitesi'nde misafır öğretim üyesi olarak görev yapan Boşnak mimar Dr. Amir Pasic, aym zamanda memleketi olan Mostar kenünı koruma projeleriyle Ağa Han Mimarbk Ödülünü de kazan- mış bir uzman. "Evrensel bir mirasın tüm insanlık kültürü adına başanyla korunmuş ve yaşatıbTuş olması" bu uluslara- rası ödülün temel gerekçesini oluşturmuş. Ne var ki bu "evrensel mi- ras", bir yıldır tüm dünyahın gözleri önünde ve üstebİc mi- raari zenginliğini "uygarbğımn güvencesi" sayan Avrupa'mn duyarsız ve donuk bakışlan al- tında, karanlık bir etnik amaç için tarihten sibnmek isteniyor. Türkevleri haftasına Mostar'- daki kentsel koruma projesini de tanıtarak katılan Dr. Pasic. bombalanan kültür değerleri hakkında şu bilgjleri veriyor: "500 yılbk geçmişi olan Mos- tar. 1460'larda Osmanlı kenti olarak kuruldu. Balkanlarda en iyi korunan tarihsel yerleş- melerden biriydi. Farkb din ve kültürlerden insanlann yiizler- ce yıl hoşgörii içinde birlikte ya- şamalanyla mimari açıdan zen- gin bir kültür mozaiği oluşmuş- tur. 1977'de kentsel koruma projesine başladık. 15 yıl içinde kenti bir mimarhk ve uygarbk müzesi haline getirdiîc. Bir yıldır ateşler içerisinde yakılan, işte bu korunmuş ve ödüller almış uygarhğumzdır. Aslında Avrupa, buna seyirci kabnakla, kendi uygarbğının da köklerini yitiriyor..." Türk hükümetıne, bu kaüia- ma karşı dünyamn arük ayağa 1-aldınlması ve özellikle Avru- pa ülkelerine "uygarbklanmn ammsatılması" yönünde büyük görev ler düşüyor. Toplantıyı yöneten Prof. Dr. Metin Sözen, bu görevin kotarı- labihnesi için ise "öncebkli ko- şulu" şöyle özetliyor: "Sırplann koca bir kültür mi- rasım ortadan kaldırmak iste- meleri, yaşadığımız coğrafya- daki zenginliklere sahip çıkma- mızın ne kadar önemli olduğu- nu bir kez daha gösteriyor. On- oelikle dünyanm karşısına diki- lirken. kültür değerlerimizi çe- şitb bahanelerle yok eden değil. koruyan ve geliştiren bir ulus olarak çıkmahyız. Bu toprak- lardaki mirasa insanlık adına sahip olabildiğimiz ölçüde Bal- kanlar'dakı katliarnı durdur- mada etkıli olabih'riz, sözümüz dinlenebilir." 11. Tarihi Türkevleri Haftası nedeniyle, Balkanlar'daki tarih- sel kentlerin tanıtıldığı ve sava- şın yıkımlanm da gösteren bir sergi düzenlendi. MSÜ salo- nundaki sergi evrensel bir ger- çeği "tam zamamnda" vurgu- luyor. Tarihsel kentlerin ister "'yasa taslaklanyla" ya da "oto- park projeleriyle" isterse savaş- larla ve soykınmlarla olsun, po- litik ve\a ekonomik nedenlerle yok edilmelerine yönelik giri- şim, uygarhğın ilerlemesine de- ğil, yeryüzünde "ilkelliğin" ege- menliğini pekiştirmesine hiz- met ediyor... EUROVISION ŞARKIYARIŞMASI Bosna'yı ^Diinyanın Acısı' temsiledecek NIILLSTREET(AA) - İrlan- da'da bugün yapılacak 38. Eu- rovision Şarİu Yanşması'nda Bosna-Hersek'i "Dünyarun Acısf adb şarkı temsil edecek. Şarkıyı seslendirecek "•Fazla" topluluğu, parçamn çekimlerini Bosna televiz> r onunun savaştan arta kalan stüdyolannda ger- çekleştirmiş. Topluluk, şarkı yanşmasına katılmak üzere Sa- raybosna'dan aynlabibnesi için Blvl tarafından önerilen koru- mayı da reddederek, "Kendini, yaşamı her gün tehbkede olan- lardan ayırt etmemek için" Sırp ateşinin altındaki havaalanına kendi olanaklan ile gelerek İrlanda'ya uçmuş. '•Fazla" topluluğu, "Dünya- mn Acılan" şarkısıyla 500 mil- yon kişi tarafından izlenmesi beklenen Eurovisıon Şarkı Ya- nşması'nda dünyaya şöyle ses- lenecek: "Meydan okumak ve mücadele vermek için burada kabyorum. Sendelemek ve düş- mekten korkmuyorum. Şarkı söylemekten vazgeçmeyece- ğim. Onlar ruhumu alamaz- lar..." Öte yandan İrlanda'da Tür- kiye'yi "'Esmer Yanm" adb şar- kıyla temsil edecek Türk toplu- luğun bazı üyelerinin otelleri- nin bulunduğu Millarney kasa- basındaki bir barda >ıımruklu saldınya uğradıklan büdirildi. "Kız meselesi" nedeniyle çıkan kavgada, Türk müzisyenlerin yara almadığı öğrenildi. Millarney kasabasındaki iki otelden bırine yerleştirilen İsveç ekibi de gerçek fıyatı 25 sterbn olmasına karşm otelin kendile- rinden adam başma günlüğü 50 sterlin almak istemesi üzerine oteli terk ederek, yanşmaya ka- tılmama tehdidinde bulundu. 38. Eurovision Şarkı Yanş- ması'nm başkent Dublin'den 272 kılometre uzaklıkta bir köyde yapılmasından dolayı al- dıklan eleştirileri yanıtlayan Turizm Bakam McCreevy şöy- le konuştu: "Otellerimizin ya- bancı konuklanmıza resmen kazık atmasmdan büyük üzün- tü duydum. Bu şekilde davran- makla İrlanda turizmine büyük darbe indirmişlerdir. Bu tür is- tismarlara göz yumamam." ray: Lokman Çoban, Çaybaşı: BiMent İDuhc, SanveUler: İrfan Doğan, Çarşıbaşı: Dündar Aydo- ğan. İdari yargı hâkim adaylannın kur'a ile atamalan yapılan vergi mahkemeleri şunlar Ordu: Hanifi Doğan, Diyar- bakır Ahmet Güler, Yunus Çetin, Manisa: thsan Ulnca, Sıvas: Adem Keski, Sakarya: Abdurrah- man Gencbay, Aydın: Recep Baş, Denizlı: Enver Kaya. Kayseri: Sö- leyman Hilmi Aydın, Fatih Terri, Erzurum: Yalçtn Ekmekçi, Ko- caeb: Fevzi Kayacan, Manisa: Ali özgfir Aytaç, Zonguldak: Kea- ban Kaya, Diyarbakır: N'ermin Zegerek, Çorum. Mustafa Gok- çek, Van: Halil Çırak, Gaaan- tep: Ali thsan Şahin, Setami De- mirkol, Selbi Koca, Bahkesir: Muammer Arseven. Sıvas: Yıunaz Akçil, Tekirdağ: Ercan Ahi, Ha- tay: Halil Koc, Ertan Demirci, Haşim Şahin, Afyon: Adil Me- miş, Van: Yusuf Binici, Zongul- dak: Resul Çomoğlu, Malatya: Ramazan Erol, Balıkesır tbrahim Akdağ, Elaağ: Erhan Çakan, Hü- seyin Emsal, Sakarya: Hasan Gü- zeîer, Aydın: Mustafa Kemal ön- der, Denizli: Metin Antv Erzu- rum: Erhan Çolakoğlu. Trabzon: Mustafa Ceran, Ordu: Hasan Önal, Edırne: Mehmet KapUn, Çorum: Nedret Engjn. İdan yargı hâkim adaylannın kur'a ile atandıklan idare mahke- meleri de şunlar: Malatya: Eyüp Kara, Ayhan Derin, Sakarya: Cengiz Aydemir, Edırne: Mesut Güngör, Trabzon: Merih Ercan, Kayseri: Tülay Usta, Oğuz Yağbcı, Erzurum: Nurten Çola- koğlu, Aydemir Tunç, Diyar- bakır: Hasan Çegindir, Mehmet Küçükgöz, Gazıantep: \ ahit KH nalıtaş, Mustafa Genç, Zongul- dak. Vahit Bektaş, Kemal Oran- ca, Van: tbrahim Topuz, Abdullah Artunç, Trabzon: Cevdet Erkan, Manisa: Kadir Coşkun Kayaalp, Sıvas: Osman Çırak. Yargıca zam yeniden eleahnıyor GÖKSEL POLAT ANKARA - Yargıç, sava ve adb personelin ücretlerinde yüzde 160'a kadar varan arüş öngören yasa taslağı, yeniden ele alınıyor. Bakanlar Kurulu'- nun, önceki gün yaptığı son toplantıda, ücretlerdeki arüş oranlan ve bütçeye getireceği yük üzerinde farklı rakamlar ortaya aülması üzerine, konu- nun çeşitli bakanbklardan katı- lacak bürokratlardan oluşan bir alt komisyon tarafından in- celenmesi benimsendi. Bakanlar Kurulu'nun son toplantısmda. Devlet Bakam Şerif Ercan'ın, yarşç, savcı ve adb personebn ücretlerinde önemb oranlarda arüş öngören yasa taslağjmn bütçeye 3 tril- yon 700 milyar lira tutannda bir ek yük getireceği ve taslagın aynen yasalaşması halinde, al- bay rütbesindeki bir yargıcın Genelkurmay Başkam'mn üze- rinde maaş alacağını, bunun da ücret dengesini bozacağmı söy- lemişti. Genelkurmay Baş- kam'mn 17 milyon lira maaş aldığını bebrten Ercan, "Bu du- rumda, albay rütbesindeki bir hakim, 20 milyon liranın üze- rinde maaş alacak. Bu ücret pi- ramidini bozar" diyerek, ücret- lerdeki artış oranına karşı çıkmışü. Bakanlar Kurulu'ndakı bir başka farkb rakam da, taslagın bütçeye getireceği ek yük mik- tannda görüldü. Başbakan Süleyman Demi- rel'in, bu farkb rakamlar nede- niyle, taslağm yeniden incelen- mesim istemesi üzerine. Maliye ve Gümrük Bakanı SümerOral ile Devlet Bakanı Şerif Ercan'la görüşen Adalet Bakam Seyfı Oktay, dün Cumhuriyet'e yap- tığı açıklamada. konunun bu üç bakanhk bürokratlanndan oluşan bir alt komisyon tarafın- dan yeniden ele alınacağını söy- ledi." İLANEN TEBLİGAT Yönetım Kurulumuzun 30.9.1992 tarih ve 38 sayılı kara- rıyla ortaklıktan çıkanlan Müfi- de Kızılırmak'ın adresine noter kanalıyla gönderilen karar sure- ti verilen adreslerde de bulunup kendisine tebliğ edilemediğınden tebligat kanunu hükumlerine go- re ilanen tebliğ olunur. S.S. SAYGIINLAR KONUT YAPI KOOPERATtFt GOZLEM UĞUR MUMCU 15Mayısl981 • Baştarafi I. Sayfada dur. Serbest seçimlerle oluşacak parlamentoda yürüt- me organı devlet başkanı ve 'bakanlar kurulu'ndan olu- şur. Ancak deviet başkanının yetkileri sınırlıdır ve ayrıca 'başkan'ın siyasal sorumluluğu da yoktur. Bu rejimde bütün güç bakanlar kurulunundur. Bu rejimin "motor gücü" yürütme organının bir parçası olan hükümettir. Hükümet, parlamentoya karşı sorumludur. Bu rejim- de başbakanın kişiliği ve hükümet partisinin yapısı ağır basar. Rejimin yazgısı, hükümetlerin gücüne ve başba- kanların kişiliklerine sıkı sıkıya bağlıdır. Parlamenter rejimde, yasama organı ile yürütme or- ganı arasında yaygın işbirliğı söz konusudur. Örneğin, hükümet, yasama organına özgü bir yetki olan "yasa gücünde kararname" çıkarabilir, yasama organı da yü- rütme organının görev alanı içindeki eylem ve işlemler- den ötürü soru, gensoru ve araştırma önergeleri ile yü- rütmenin işlevine karışabilir. Bu karşılıklı işbirliği, za- man zaman belli yaptırımlarla da gelişebilir. Gensoru önergesi ile hükümet düşürülebilir. Bakanlar kurulunun imzaladığı uluslararası antlaşmalar yasama organınca onaylanmaz. Buna karşılık, devlet başkanının belli koşulların ger- çekleşmesi halinde parlamentoyu teshetme yetkisi de vardır. Bu karşılıklı yetkiler ve işlevler, bu rejimde bir "denge" yaratrlar. Bizim61 Anayasamız, genel çizgileri ile "parlamenter rejim'den esinlenmiştir. "Başkanlık sistemi" temel kuralları ve işleyiş biçimi ile "parlamenter rejim'den tümüyle ayrılır. Bu sistem- de, yürütme "devlet başkanı" tarafından temsil olunur. Bu sistem, Anayasa Hukuku derslerinde okutulan kuv- vetler ayrılığı ilkesinedayanır. "Kuvvetlerayrılığı" ilkesi yasamayı yürütmeden, yürütmeyi de yargıdan ayrı ve bağımsız tutar. Bu nedenle "başkanlık sistemi" yasama ve yargının başkanlara bağlandığı bir sistem demek değildir. Bugünkü anayasal gelişmeler karşısında "başkanlık sistemi" ya da "parlamenter rejim" kitaplarda yazılı ol- duğu biçimde uygulanmaz. Her ülke, az ya da çok, bu anayasal çerçevelere kendi özelliklerint yerleştirir. ör- neğin Güney Amerika ülkelerinde görüldüğü gibi "baş- bakanlık sistemi" yozlaşır ve yürütmeye olağanüstü yet- kiler tanınır. Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden bir kısım öğretim üye- sinin hazırladıkları ortak raporda, başkanlık sisteminin mi, yoksa "parlamenter rejimin mi seçileceğini "ön so- run" olarak almalarını, bu aşamada çok yararlı bir adım sayıyoruz. Anayasa hazırlamak, gerçekten çok ağır ve güç bir iş- tir. Bu ağır ve güç işin üstesinden yalnızca Danışma Meclisi ya da yalnızca Anayasa Komisyonu kalkamaz. Anayasa hazırlanması. bir "bilgi birikimi" işidir. Bu bilgi birikimlerinin kimlerde olduğu da bellidir. Bu yüzden anayasa tartışmalarını toplumun her kesimine açmakta yarar vardır. Böylece yanlış yapma olasılığı azalır ve hazırlanacak anayasanın sorumluluğu birçok kişi ve ku- rumca payiaşılır. Bu noktada geriye dönüp, düşünelim: 12 Eylül 1980 öncesinde ellerinde Fransız Anayasası'nm kopyası ile doiaşan ve meslekleri anayasa hukukçuluğu olmayan kişilerin yarattıkları olumsuz izlenim, bugünkü gelişme- lere olduğu gibi yansımıştır. Ve bu hiç şüphesiz zararlı olmuştur. Anayasa koyucusu üzerine daha dünden "ipotek" koymak, kimse için bir "hak" ya da "yetki" oimamas) gerekir. 1961 Anayasası'nı getirenler için 1961 yılında "Bunla- rın heykelleri dikilmelidir" diye yazılar yazmış olanların, bugün bu anayasayı yerin dibine batırmak için neler yaptıklarını görünce, yetkililere dönüp, "Bunlara inan- mayın, dünkü yetkililer için yazdıklarını ve yaptıklarını şimdi sizler için yapacaklar, yarın onlara bugün yaptık- larını sizlere yapacaklar ve yazacaklar" diye bağırıp, sesimizi duyurmak istiyoruz. 'Diyaııet sapıklardan arınsın 9 \ Baştarafi l. Sayfada Erhan Akyıldız'ın hazırladığı "Yüksek Tansiyon" adb prog- ramda Alevileri aşağılayıcı söz- ler sözleyen Hasan Ali Bul- dan'a protestolar dün de yoğun olarak sürdü. Gazetemize yüz- lerce imzah meün fakslayan Alevi ve Sünniler, Buldan'ın sözlennin bağnazca olduğunu belirtti. İnsan Haklan Derneği Genel Başkan Yardımcısı Er- can Kanar, yapuğı yazüı açıkla- mada. "Herhangi bir inancı 'sapık' diye televizyondan mah- kûm eünek, inançlar üzerinde devlet ambargosu koymak gibi ilkel ve utanç verici bir zihniyet- tir" dedi. CHP Genel Başkan Yardım- cısı İstemihan Talay da düzen- lediği basın toplanüsında, Di- yanet İşleri Başkanhğı'mn " Ale- vilere saldıran sapıklardan anndınlmasınT isteyerek, "Geçmişte genel başkan olduk- tan sonra ilk işi Said-i Nursi'nin bulunamayan evini tavaf eden ve şimdi cumhurbaşkanı olma- ya hazırlanan Demirel'in laikb- ğe saldınnın alünda imzası vardır" diye konuştu. Hasan Ali Buldan gibilerinin vaiz bel- gelerinin iptal edilmesini iste- yen Talay. "Alevi yurttaşlan- mıza saldınlan önleyecek şekil- de camilerde bir propaganda atağma girilmesini istiyoruz" dedi. Izmir'de basın toplandsı Bu arada îzmir'de bulunan Alevi derneklerinin ortak basın toplantısmda, Hasan Ali Bul- dan'ın insanlık adına utanç veri- ci bir dil kullandığı ve Alevilere iftira ettiği beürtilerek, "Bu gjbi insanlan ve düşüncelerini hiç bir zaman onaylamadık, onay- lamayacağtz. Hasan Ali Bul- dan'ı ve onun gibi düşünenleri protesto ediyoruz" denildi. Öte yandan çok sayıda Alevi derneği de yaptıklan yazık açık- lamada, Buldan'ın sözlerini "düzeysiz" diye nitelendirerek, 20 milyon Aleviye "sapık" di- yerek saldırmasının kepazeük olduğunu belirtti. Diyanet İşleri Başkam Meh- met Nuri Yılmaz. HBB Televiz- yonu'ndaki Alevilik-Sünnilik tarüşmalan ile ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapü: "Toplumu dini bakımdan aydınlaünak başkanlığırruzın görevidir. Ben, toplumda her fîkrin özgürce tarüşıbnasından yanayım. Ancak din gibi nazik konular tarüşıbrken çok dikkat edihnesi gerekir. Bilen insanlar tartışacakür. Tarüşma seviyeb ohnabdır. Kuram Kerim'de Al- lah şöyle buyurmuş: 'Ya Muhammed. de ki hiç bi- lenlerle bilmeyenkr bir olur mu?' Bilenler için bir imtiyaz getiriyor Kuran'ı Kerim. Şu halde bilen konuşacakür. Her- kes konuşursa kargaşa olur, anarşi olur. Ben Alevi-Sünni tarüşma programını izledim ve çok üzül- düm. Eski vaiz sıfaüyla konu- şan zaün görüşleri camiamızın görüşünü yansıtmamaktadır. 2^aten öyle bir vaizimiz yoktur. Bu kişi hakkında gerekli kanu- ni işlemi yapüracağız." 'Oyııncu' barda tanıtıldı ^ Oteay'ın |*Oyuncu" adlı yeni müzik kaseti, dün Şaziye Bar'da yapılan bir toplannda tanıtıldı. Bann farkb köşeierine yerkşti- rümiş ekranlardan izlenebflen yeni kasetindeki parçalann kJip- leri eşliğinde, siyahlar içindeki Zuhal Okay, müzik çahşmalan ve yeni kasetinden çok, basın mensuplannm özel yaşamı De ilgili yöneittiği sonılan yamtlamak zonında kakiı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle