23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURJYET 8 NİSAN1993 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER Yurtdışındaki öğretmenlerimizve sorunlan Öğretmenlenn \ urtdışına çıkmalannda. gıdeceklen ulkenın dılıni ve kulturünu kendılenne venlen kurslar sonucunda eksıksız başanp başaramadıklan onemlı bır olçut olarak goz önunde bulundurulmalıdır Doç.Dr.ALİARAYICI A vrupa nın bırçok ulke- sınde çalışmak zorun- da kalan ışcıienmızın çocuklan ve yakınla- n>la bırlıkte savısı (bu- gun) 2 5 3 mıl>on ara- sında değışmektedır Bu savı da top- lam nufusumıızun ° o 6 sına eşıttır Bu- nun 1 mılvona vakınını 'ıkıncı ya da yenı kuşak dıyetanıttığımızO-19 vaş- İan araiindakı okul çağmddkı çocuk- Idr oluşturmaktadır Bunlann anadıl- de ve 07 kulturde eğıtımı ve karşılaş- tıklan başka sorunlan göz onüne ala- cak olursak, başta Mıllı Eğıtım Ba- kanlığı vetkılılen olmak uzere bu alan- da çalışan ve çalışacak olan avdın ve eğıtımcılere sorumlu oğretmenlere, oğrencı veblenne ve elı kalem tutan çağdaş, demokrat ve yurtsever kışı ve kuruluşlara buyük sorumluluklarduş- mektedır Buna ko^ut olarak yurtdı- şındakı çocuklanmızın anadılınde ve oz kulturunde eğıtımlenne jonelık öğ- retmen v.etı$tırmesıyle ılgılı belırgın bır devlel sıya^sının saptandmamış ol- ması, gerçekten ıçler acısı uzulecek bır durumdur Bu sorunlara bır de yurtdı- şındaki öğretmenlenmızın karşılaştık- lan gu(,lüklen eklemek gerekırse so- runlann aylması guç bo\ utta olduğu gorulur Bugun Avrupa"da ılk ve orta dere- celı okullarda gorev lendınlen anadılı ve sınıf oğretmenlennın sayısı (kesırı olmamakla bırlıkte) 2 bıne yakındır Kuşkusuz bu oran oğrencı sayısıyla karşılaştınldığında oğretmen-oğrena savısı arasında buvuk bır uçurum ol- duğu tartışma gotürmez bır gerçektır Orneğın 1 oğretmene 100'den fazla oerencı duşmektedır Fransa da 1986-87 oğretım vılına gore 60 401 öğ- retım çağında çocuk vardır Bu oğre tım yılında anadılınde ve oz kulturde oğretım ıçın gondenlen öğretmenlenn sayısı ısesadece 183'tör Ortaiama ola- rak 1 oğretmene 122 oğrencı duşmek- tedır Ayru yıllarda Fransa dakıışcıle- nmızın çocuklan ve yakınlanyla bır- lıkte genel toplamı 180 bındır Bugun bu savı resmı ıstatıstıklere gore 200 bı- nı çoktan aşmış bırdurumdadır Ote yandan bellı sıyasal goruşler ve oznel seçmeler sonucunda yurtdışında görevlendınlen öğretmenlenmızın karşı karşıya kaldıklan sorunlar da ozel olarak uzennde durulması gere- ken çok onemlj konulardır Konuva ılışkın olarak goçmen gonderen ve ka- bul eden ulkeler bırtakım onlemler almış olmalanna karşın sorunu temel- den çozecek sağhklı bır yapılanmaya gıdılmedığı va da uzennde etkın bır şe- kılde durulmadığı ıçın soru guncellığı- nı koruyarak ılgılılen çeşıtlı arayışlara yoneltmektedır Hıç şuphesız oğret- menlenmız, bulunduklan ulkelenn dı- tını ve kulturünu doğru durust bılme- dıklennden dolavı, ne kendı karşılaş- tıklan sorunlannın çozumunde ne de öğrencıler ıçın tam anlamıyla yararlı olmaktadır Bu anlamda sorunu de- ğerlendırecek olursak. yabancı dılın son derece önemlı bır etken olduğu kendıhğınden ortaya çıkmaktadır Karşılaştıklan sorunlar Kısa olarak ozetlemeye çalıştığımız bılgıler ışığında Avrupa da gorev ya- pan oğretmenlenmızın ve çocuklan- nın karşılaştıklan sorunlardan sadece bırkaç tanesını vurgulama eereğını duyuyoruz 1 Öğretmenlenmızın karşılaştıklan sorunlar arasında en onemlısı, bulun- duklan ulkelenn dılını ve kulturlennı doğru durust bılmedıklennden dolavı. sureç ıçensınde o ulkelenn eğjtıcılenv- le ıletışım ve eşgudum sağlamakta bır- çok guçluklerle karşılaşmalandır Bu- nun sonucunda. obur ulkelenn oğret- menlen karşısmda kışılıklen veprestıj- len etkılenmektedır 2 Öğretmenlenmız, sağhklı ve uret- ken bır çalışma gosterebılmelen ıçın bulunduklan ulkelenn eğıtım sıstem- len ıçensınde belırlı bır statu tanınma- dığı ıçındır kı o ülkelenn oğretmenlen- ne tanınan butün sosyal, akademık ve demokratık haklardan yararlanama- maktadırlar Buna paralel olarak yerlı oğretmenlerle sendıkal ve orgutsel et- kınlıklere aktıf bır şekılde kaülmalan olanakb değıldır Eğıtsel faalıyetlere ılışkın soz sahıbı olarak çeşıtlı onen ve perspektıfler ılen surememektedırler Bulunduğu ulkenın dılını bılmedığı ıçın eğıtım \e oğretımın yenıden yapı- lanması çalışmalanna. şuphesız onem- lı denılebılecek bırçok katkıda bulun- malan soz konusu değıldır 3 Yurtdışındaki oğretmenlenmızın karşılaştıklan en onemlı sorunlardan bın de bulunduklan ulkenın eğıtım sıstemlenne ve toplumsal yapısına uyum sorunudur O ulkenın dılıne ve eğıtım sıstemlenne yabancı olan bır oğretmen, kuşkusuz farklı dıl ve kul- tür. yaşam veeğıtbihmsel etkınlıklerle karşılaştıklan surece. tam anlamıyla uyabılmekte guçluk çekmektedır Bu- nun ıçındır kı her ıkı ulkenın oğret- menlennın. külturlerarası ılışkılen ozumseyebılmelen ıçın bunlann çok vonlu (her ıkı dılı ve kulturü bılebılme koşuJu) yetıştınlmelenne olanak sağ- lanmalıdır Bu perspektıfler doğrulu- tusunda olduğu sürece oğretmenler, aralannda ışbırlığı kurarak ıletışımı rahathkla sağlayacaklardır 4 Avrupa'nın çeşıtlı ulkelenndeça- lışanlann karşılaştıklan bır guçluk de ev bulma sorunudur Bır yandan, ya- bancı duşmanlığjnın alabıldığıne arttı- ğı ve ote yandan da bulunduklan top- lumun dılını v e kulturünu bıtnedıklen ıçın ılışkı kumıakta zorluk çeken ya- bancı çalışanlar, elbette kı ev bulmak- ta zorlanacak va da ev sahıplen tara- fından kapı dışan edılecek ve ucuz olan beledıve evlennden yararlanabıl- melen ıçın uzun süre beklemek zorun- da kalacaklardır Bugun Avrupa da çalışanlar, sağlı- ğa ve oturmaya elvenşlı olmayan ko- nutlarda oturmaktadırlar Yapılan bır araştırmaya gore Fransa da çahşan yabancılann °o 75 ı yukanda sozunu ettığımız tıp konutlarda yaşamlannı surdurmektedırler 5 İşçılenmız gıbı oğretmenlenmızın de okul çağındakı çocuklan, bırçok sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır Bunlann bırçoğu, Türkıye'de okula başlayıp ve aılesının yurtdışında bu- lunmasıyla okulu terk edıp yurtdışın- da okula başlayanlar, bulunduklan ulkenın dıbnı ve kulturlennı bılmedık- lennden dolayı, eğıtım ve oğretım sıs- temıne, sosyal ve toplumsal yaşama ayak uydurmakta veya uyum sağla- makta zorluk çekmektedır 6 Ekonomık ve akademık yonlu so- runlara ışaret etmek ıstersek, görev- lendınldıklen ulkelerde uzun sure ay- lıklannı alabılmek ıçın beklemelen oğ- retmenlenmızı penşan bır duruma sokmaktadır Çözüm için Öğretmenlenmız ve cocuklannın yurtdışında karşılaştıklan sorunlan, sadece yukandakı sıralananlarla sınır- lamamak gerekır Bunlara daha bır- çoklannı eklemek olanaklıdır Bunla- nn hepsını burada aynntılı olarak an- latmak oldukça guçtur Ancak şu ol- guyu anımsatmak ıstıyoruz kı bütun bu sorunlann kaynağı. oğretmenlen- mran bulunduklan ulkelenn dılını ve kulturunu bılmemelendır Onun ıçın- dır kı soruna ılışkın olarak uzun ve kısa vadelı bırtakım onlemler almak gereklıdır Uzun vadelı onlem ıçın ya- pılması gereken en or.emlı etkınlık. yurtdışma oğretmen yetıştınlmesınde temel olarak çocuklann gereksınmele- n goz önunde bulundurularak, oğrei- menlenn gorevlendınldıkJen ulkelenn dılını ve kulturunu bılmelen ıçın ge- reklı duzenlemelenn yapılmasıdır Bu olgunun gerçekleştınlmesı. sağlıklı ve demokratık bır eğıtım polı- tıkasıyla olanaklıdır Kısa vadelı on- lemler ıçın yapılması gereken etkınlık- ler şunlardır 1 Oğretmenler ıçın. yurtdışına çık- madan once oğrenmelen gerekh ya- bancı dıl ıçın bır aylık kurs suresı ye- terh değıldır Özellİkle de bunlar, gö- revlendınldıklen ulkenın dılını ve kül- turunü daha once hıç bılmıvorlarsa bu surerun en az bır yıl olması gerekır 2 Öğretmenlenn yurtdışına çıkma- lannda, gıdeceklen ulkenın dılını ve kulturunu kendılenne venlen kurslar sonucunda eksıksız başanp başara- madıklan onemlı bır olçut olarak goz önunde bulundurulmaladır 3 Gerekırse Mıllı Eğıtım Bakanlığı Hızmetıçı Eğıtım Daıresı'nın ödenek- lennden -öğretmenlenn gorev lendınl- dıklen ulkeîerdekı yabana dıl kurs gj- derlennın karşılanması ıçın- gondenl- mesı Bu sorun, başta Mıllı Eğıtım Ba- kanlığı olmak üzere dığer ılgılı ku- ruluşlan da yakından ılgılendınr 4 Yurtdışına gondenlen öğretmen- lenn kendı alanlannda uzmanlaşmış, çağdaş ve demokrat bır düny a gorûşu- nu benımsemış olmalanna özen goste- nlmelıdır 5 Yurtdışında beş yıl çalıştıktan sonra genye donuş yapan oğretmenle- nnıızın yabana dılle oğretım yapan okullarda gorev lendınlmelenne çalı- şılmalıdır Kaynak ıçın A Arayıcı Linseftıo» öes eafaMs turcs dus les systtmesıJeducaOfs en fnace rt en \Uemagne ÜNESCO Ma\ibl988 s 4"-)9 ve ızlc>ensavfaUr ARADABIR FATMAGUL BERKTAY İstanbulÜni. EdebiyatFak. Felsefe Bölümü Bir Emil Galip Sandalcı Vardı Bu dunyadan bır Emıl Galıp Sandalcı geçtı daha ya- şarken ermışler katındaydı Varlığının guzellığı bu da- yanılması zor dünyaya dayanabılme gucumuzu arttır- mıştı Şımdı anısı da "ier şeye karşın yaşamak ve dıren- mek gerektığını hatırlatacak Ancak onun gıbı hıç sus- suz ıncehklı ve yumuşacık, ama hıç eğılıp bukulmeden ıçerı duştuğumuzde kım bıze yalnızca yureklendırıcı mektuplar değıl de hayafon yaşamaya değer olduğunu anımsatan san guller yollayacak Emıl Ağabey ı 12 Marttan sonra 1971 yazında o TRT de Turkıye nın Sesı servısının muduruyken tanı- dım, Ankara SBF'de oğrencıyken aynı servıste çalısma- ya başlayıp Emıl Galıp'ı tanımak, benlığım uzennde de- rınızlerbırakanolağanustubırrastlantıoldu Oyaz TRT Genel Mudurluğu ne Musa öğun (Paşa<) getırıldıkten sonrakı ılk ıcraatlarından bırı, boyun eğmezlığı ve şoval- yelığıyle herkesın sınırlerını bozan Sandalcı'ya' haddını bıldırmek olmuştu Gunun bırınde 'ansızın' MİT ele- manları servısı basıp Emıl Galıp ın odasında arama yap- maya basladılar Onlar her yanı dıdık dıdık ederken -sı- lah mı yoksa cephane mı arıyorlardı 7 Belkı de bır yıl sonra kendısıne ışkence etmek ıçın bahane edeceklerı uçak kaçırma olayının "delıllerı 'nı daha o zamandan bulmayı umuyorlardı'- ben kapıya dayanmış seyredı- yordum Sonradan, Yıldırım Bolge Kadınlar Koğuşu'na yazdığı mektupta, O gun yuzundekı elınden bebeğı alınmış çocuk ıfadesını hıç unutmayacağım demıştı Ya ben onun yuzundekı hem kederlı hem de alaycı ıfadeyı nasıl unuturum? Yuzundekı kederın ortalığı dar- madağın eden polısler adına duyduğu utancı yansıttığını duşunmuştum Sahıcı bır ınsan olarak, ınsanlığın butun ayıplarının yukunu taşıyan bınydı Belkı de onu çağdaş bır ermıs gıbı duşunduğumden, Yahya Kemal ın Rındlerın Hayatı adlı şıın bana hep Emıl Galıp ı çağrıştırır Bazan kader gelen bora halınde zorludur Dağlar nasıl bakarsa sıyah ufka oyle bak Bazan da çevreden nece bır âdem oğludur, Gormek değıl duşunmeye bıgâne kal' Bırak'" Emıl Galıp kader kendısı ıçın gelen bora halınde, zorlu oldugunda daglar sıyah ufka nasıl bakarsa oyle bakmasını bıldı ama' çevreden bır âdem oglu", çevre- dılen de bır başkası olduğu zaman hıç "bıgâne" kalma- dı incecık bır tarıkat derneğı gıbı puruzsuz ve düz' o bedenının nasıl taşıdığına şaşılacak yuklerı, ıçıne hak- sızlığa uğramış herkesın sığabıleceğı kadar genış yure- ğınden aldığı guçle ve "bır arslan esnıyor gıbı engın vakar' ıle taşıdı Befkı şımdı Emıl Ağabey ın ruhu "asu- de bahar ulkesınde ' ama, bız ne yapacağız 7 I*) Hılmı ^ avuz Bcdrccdıp Şurler TARTIŞMA Hangi oyunım kuralıundcmdevatan kaı,ağı komunıst keşış "lâzım Hikmefın olusune vaianda^lık hakkının ladcsı var NcNâzım'ınolusune rahaucrıvorlar nedebenım gıbı komunızmden nefrct cdL n Icre (Sn. Ege Cansen, Ovunun Kuralı, Hum>et 28.03.1993). Kendısınde "mide bulantısı \aratan"konuva ılışkın nefret (urkupkaçma.ığrençbuUıp tıksınme) duvgusunu, koşesındedılegetıren Sn Cansen ı veduşuncelennı hoşgoruvlekarşılıyorolmamız. ınsana vcduşuncelenne duvduğumuz savgıdandır Insana veduşuntevesa>gı duvmavan hıçbır"oyunun". adı. "kuralı" ve ıçenğı ne olursa olsun ulkemızıçınozlenen demokrasıdeyeralmamasi serekır Nâzım. !5Ağustos 1951 tanhlı Resmı Gazete'deyayımlanan 'hukumet kararn'amesı' ıle vatandaşlıklançıkanlmıştır (Cumhunvet 11 14Mart 93 Nazım Hıkmet Vatandaşlıktan Nasıl Çıkanldı" Behzat Şahın ) Devlct vchukuk kurumlan uzennde aynntıya armeden. vurgulamak ısterizTti kararname. sıyasal otontenın hukuksal bır ışlemıdır yalnızca Bır karamamenın dar anlamıvla hukuksallığa oncelıkle, dayandığı >asa kurallanna yontem(usul)ve öz(esas) olarak uymuş olmasına bağlıdır Genış anlamıyla hukuksallığı ıse anavasa ustu hukuk ılkelenne veanayasavauvgunolmasını gerektınr Sn Cansen'ın. Nâzım ve vatandaşlığı hakkındakı nefretı, "ovunun kuralı' olsa gerek Nâzım pozıtıfhukuk kurallanna Insan Haklan Evrenscl Bıldırgcsfneve hukuk ılkelenne aykın olarak kuralını valnızca sıyasal otontenın koyduğu bıroyun sonunda, vatandaşlıktan çıkanlmıştır Birolûnûh arkasından "vatan kaçağı. komunıst kesış" haykınşlannın, "mıde bulantısı, nefret" duyulmasının (Nâzım Hıkmet Pılavının ) ' Hadıvedıyebaşımızı bastırarak tabağa sokacaklar" korkusunun değerlendınlmesı. vazımızın ve uzmanhğımızın dışındadır Yanılmıvorsak bırsubav çocuğu olarak yetışen. usu ve yeteneğı ıle ış adamı sanayıa ve gazetecı ( ) olan Sn Cansen'ın. Nâzım'ın vatandaşlık hakkının gen venlmesı konusundakı duşuncelen,' vızyondakı oyyn' dan bır bolumdur Nâzım'ın " Anadolu'da bır koymezarlığınagomunbenı ve de uyanna gelırse, 'tepem de bır de çınar olursa/ taş maşda ıstemezhanı 'dızelenyle seslenışı, dıl bayrağımızı doruklara ulaş'tıran. "o mavı gozludevin". yennegetınlmesı gereken bır vasıyetıdır yalnızca 'Son soz", duşunceden ve duşünen ınsandan korkulmaz Av. Hulusi Metin İstanbul Belediyelere sevgiler... OKURLARDAN Bu Kafatarfa YüpütülemeL.. 14\1an 199^ pazargunu C umhunyet Gazetesı'nın " bıııiKi vılııtcMndc OruçTLitmadı *\çığa Alındı başlıklıbır \a/ı dıkkaıınııçcklı Oı.ıv Manı-v.1 ılımızın Salıhlı ıl<.CMndcgeçı\or 85 Mİlık oğretmen Alı Han Kumru'yu sıgara ıçerken İlçe Mıllı Eğıtım Mııdıııu MthnıctCi-fcngorur Ogretmen 41ı Han Kumru'ya "At ulan ehndekı sıgarayı dıye sert ve yüksek puıkıluı bırso-.lcbagınr Bıreğıiım vonctıcısı değıl bır sokak kabadayısı edasıyla kaba, saba olduğu kadar çırkın, ıvııta «.agdışi bıı duşıınctM dcMmgelcr bu^cse Alı Han kıımı ıı nun olumsu/vanıi vermesı karşısında Mudur Nkhmeı C ı.rcn solugu ıl(,c kaymakamı Ramazan l lücinuoiilıı nun \anmdaalır Kavnıak ım L rgantıoglu oruv lutmuyorgcrckçesıyleaçığa alınması iNtuıenoğreımen Alı Han Kumru vıı hıçtercdduı LinıaLn açıgaalınmasıîNtcmlıvazınınaltınaoluru basar liov kce 20 \u/vılın bıtımınde ı,ağatlavan bırulkedc 25 \ilhkogrUiiK-n AJı Han Kumru. oruç lutmadığıgerckçesıvle açıgaalınıı Kavnıakam Lrgancıoğluda>asaların kendısıne \^ulıu'i \ukı\eda\anarakgutunu vcoiorılcsınıkanıllamış olııı Mıllı l L'inın Hı/niLilerı uluslarıngcleceklcnnı temınaı altına alan hı/mcilcnn başında gclıı Buhızmct laık devlct anLiMşını ozumscvcmcmış ı,agdışı kafalarla vurutulcmez Mıllı Eğıtım BakanıSa\ınToptan bu kadrolarve ıı\i!iılamaLıı karşiMnda ncduşunur'Mcrakkonusudur Fikri \a\uzj Emckiı Oğretmen D un> a değişirken eibette ülkemiz >crindc savmıvor. \ a» aş da olsa, hızlıdaolsa bırtakım gelıyneleri }>orme/likten gelırsek haksızlık ıimıy>luruz. Maalesef,gelişme hcrjberınde birtakım sorunlar yt'dmor. Özellikle daha evden c<ıdde>e ddımımuı atar atmaz ••orduğumu/ çarpıklıklar «e karşılaştığımız zoriuklar bunlardan bırkaçı. (, (>j>u /anıan caddelerde ınsjnl jrdan çok, hareket halınde \ a da du/ensı/ park ctmış taşıtlar gonıjonız. Bu uvgarlık göstergelcrı. kaldınmlarda insanların >ürumelenni engellcvıp. hatta caddeden v ürumev e zorluy or. Gecenlerde bir haber du> dum. Ankara'da Çankav a Belediyesi yetkılıleri, otoparkı olmaksızın yeni ınşaatlara ruhsat termeme kararı almtşlar \e uvgulamaya koMnuşlar Kendılerıni \urekten kutlarım. Bence bu, geç de olsa yerindebirkarar. Fakat sonradan ıçıme bır kurt duştü. Acaba ınşaat sahıplen inşaatlarının bodrum katlarını ruhsat alıncava kadarotopark olarak gösterip runsatını aldıktan sonra orasını bir ya da birkaç daire haline dönuştureme/lcr mi?.. V abancı bir meylektaşım. alınan kararla ılgılı şunları sovledi: "19801i > ıllann başlannda Tahran'da boyle bir çareye başvunıldu. Ancak inşaat sahıplen, ruhsat aldıktan sonra otopark olarak av nlan bodrum katlarını sonradan daırelere dönuşrurduler." Şımdi sonıvonım: Bovle birhile, duşüncelı (!) inşaat sahipleri tarafından duşunulemez mi?.. t marım. beledıve >etkifileri bu güzd kararı alırken yjkanda belirrriğim olasılığı goz önune almış. önlem olarak kararlarmın altma birkaç satırlık dipnot düşmuşlerdir. Ben, birçok yurtso er gıbi uvgulamanın fiv asko olma>acağını ve bunun gibı u) gulamalann diğer yerel jonetimlereörnek oluşturacağını ümit ediyoruın. Aynısı olur mu acaba? B azıkonularvarkı ne kadar yazılıp çızılırseçızılsın, ne kadar tartışılırsa tartışılsın hâlâ yanlışlığını surduruyor Bukonulardan bınsı de Ingılızce oğreümındekı yabanalar Dıkkatınızı çekerım, yabancı oğretmen veya İngılız, Amenkalı oğretmen demedım, "yabancılar" Nerdemı yanlışlık 9 Açıklay ayım Kafamıza koyanz Ingılızce oğreneceğım dıye. sonra başlanz ozel dershanelen gezmeye Karşımızayabancılar çıkar Kımdır.nedır bunlann albenısı Hıçduşunmeden odenz ucreıı ve yabana oğretmenden îngıhzceders alınz Bazen de bu şekılde bıraz havamızdaolur Yadershane sahıplenne. vonetıcılennedene demelı 0 Turfe İngılızce oğretmenlennı aşağıladıklannın farkına varamadıklangıbı kendılennın de Turk olmalanndan dolayı aşağılandıklannı kavrayamazlar Altınıçızeçıze dershanelennde hıç Türk oğretmen çalıştırmadıklannı > a da oğretmenlennın çoğunun yabancı olduklannı soyler dururlar Hıçbıroğrenonm, konusunda akademık formasyonlannın olup oJmadığını ve hatta bundan da oteanadıllennın İngılızce olup olmadığnı sormak aklına gelmez Ithal va, nereden ve nasıl olursa olsun Nıjerya danmış Ken>a danmış, kasapmış. bakkalmış futbolcuymuş, ev ekonomıstıymış hıç rarketmez Yeter kı. Turkçe konuşmasın da İngılızceyı bılmem nerenın aksanıyla. gramenyle konuşsun ya da derste güdulemek ıçın bazen de odullendırmek ıgn öpucukler dağıtsı.n Bızım İngılızce öğretmenlen de ıstedıklen kadar, "bız uçdıl bılıyoruz ana dılımız, ara dıl ve amaçdıl"desınlerdursunlar Hıç soran bıle olmaz. "hadı ana dılını anladık da ara ve amaç dıl neolu>or"dıye Sorsalar,ara dılın butun v abancı dılı oğrenen kışılenn oîuşturduğunu, karşılaştırmalardan ve Ayrıca, yerel secimlere bır yıl kala, okuy uculara Churchıll'ın birsözunu ammsatarak vazımı noktalıyorum. "Siyaset adamı gelecek sccimi, devlet adamı gelecek nesiİleri duşünür." Fehmi Bodur İngılızce öğretmenı- Fethıye benzerlıklerden kaynaklandığmı, ıkı dıb de değerlendırme fırsatmı yarattığını ve oğrendıklen yabancı dılı oğretmede pek çok sorunu ortadan kaldırdığını, zamandan tasarruf ettırdığını ve amaç dılın de oğrenılen dıl olduğunu soyleyecekler ama Acaba başka bır ulkeyegıtsem. hem fngılızceöğretımınde akademık bır formasyonum var hem de yabancıyım dıye benı de opup koklayıp kendı oğretmenlennden kat kat fazla ucretvenrlermı 0 Yüksel Tuna İngilizce okutmanı PENCERE SesH, GörüntüKl Renkf DemokrasLSuudı Arabıstan da devletın celladı var, kafa uçurmak, el kesmek ıçın Şerıatı tam anlamında uygulamak ısteyen devlet ' resmı cellat tutmakzorundadır Hırsızlık yapanın bıle- ğı kesılecek Kım kesecek? Yoldan geçen adamı çevırıp "sevabına şu ışı yapıver " denmez ya 1 islam hukukunu yasalara bağlayan duzenlerde devlete usta bır cellat gerekmez mı? En lyısı bıroperatordoktoru bu goreve atamaktır Cer- rah, hırsızı uyutup bıleğını oyle keser, ama, bu kez de ortaya bır hukuk sorunu çıkar Amelıyat masasında bıle- ğı kesılen suçlu, acı duymadığı ıçın, cezasını çekmış sayılamaz Gorduğumuz gıbı "hukuk" dedığımız zaman, ortaya tartışılması gereken bınbır soru çıkıyor Hukuk kavramı zaman ve mekan ıçınde değışıme uğ- ramıştır, geçmış çağların hukukuyla bugunku bır mû Eskıden ınsanlık en ılkel kuralları ve canavartık yon- temlerını hukukun gereğı gıbı sayabılıyordu Yalnız Is- lamda değıl, Hırıstıyanlıkta da hukuk uğruna ne cınayet- ler ışlendı' Engızısyon mahkemelerının yargıçları, vampırler gıbı kan ıçtıler, odun ateşlerınde yüzyıllar bo- yu suçsuz ınsanlar yakıldılar Insan toplumu, "keyfı devlet'ten "kanun devletı"ne geçınceye kadar çırpındı durdu, "kanun" kralın ya da sultanın ıkı dudağı arasındaydı, buyurgan bır yasaya bağlanıncaya kadar toplumlar az çekmedıler Bugun dunyanın çoğu yerındekı "kanun devletı" daha "hukuk devletı'ne donuşememıştır Yasa devletı, yasalara bağlı devlet düzenını vurgular, ama bu aşamada bır sorun daha gündeme eklenır Yü- rurluktekı yasalar çağımızın hukukuna uygun mudur? Insan haklan ve temel ozgurluklere ters dusen bır hukuk duzenınesahıpdevletı, "hukukdevletı"sayabıUrmıyız? Hayır ^ Tanzımat'tan ben yaşadığımız süreç, yasa devletin- den hukuk devletıne geçışın calkantılarını yansıtıyor Insan haklan ve temel ozgurlukler savaşımının bır baş- ka anlamı yoktur ve demokrasının ozu de budur Televızyon ve radyo alanında yaşadığımız keşmekeşı bır başka bıçımde anlamak olanaksız 82 Anayasası'nın 133'uncu maddesı televızyonu ve radyoyu devlet tekelıne bağlıyor Eğer bır yasa devletın- de yaşıyorsak, bu kurala uymak zorunluluğu var Ama yasayı hıçe sayarak ozel televızyon kuranların başında Cumhurbaşkam'nın aılesı de yer alıyor özal'ın "Ka- nal6" ıçın yaklaşımı açık, Cumhurbaşkam ne dıyor "-Bızım televızyon " Pekı, bır "kanun devletı'nöe boyle bır şey olur mu' Elbette olmaz Devletın başındakıler yasaları çığnerse kım gerı durabılır? Ulkede "yasadışı" onlarca televız- yon, yüzlerce radyo kurulursa keşmekeş başlar Kanu- nu uygulasan "ozgurlukler elden gıdıyor" dıye vaveyla kopar, uygulamasan "yasalarını uygulamayan devlet olur mu 9 " dıye kıyamet koparılır, anarşı ortamında kav- ramlar bırbırıne karıştığı ıçın kordovüşu başlar. Kordovuşunun kararttığı ortamı saydamlaştırmak ve elımızdekı pusulanın doğrultusunu saptayabılmek ıçın şunu ya da bunu suçlamak yerıne gıdeceğımız yonu be- lırlemekte yarar var Eğer "kanun devletı' ısek butun ozel televızyonların ve radycHann kapatılması gerekıyor, eğer "hukukdevle- f/" olmak ıstıyorsak, anayasamızdan başlayarakyasala- nmızı fıkır ve haberieşme ozgürluklerının gereğine göre duzeltmemız bırıncı koşul olarak ortaya çıkıyor fJemokratıkleşmesurecının seslı, goruntulü, renklı bır surecını yaşıyoruz, önce anayasanın 133'uncü madde- sınden ışe başlamalı <\ (^ /) L YUNUS NADI HALDUNTANER Ö Y K Ü Ö O Ü L L E R İ ' n i alan ERHAN BENER'ın kıtabı AŞK-I MUHABBET SEUDA (1992 Haldun Taner Öykü Ödülü'nü alan ALABALIK oyküsü bu kıtapta.) 37.000 Lıra ERHAN BENER'ın yenı romanı ANAFÛR 75 000 Lıra BltGJ YAYINEVI Zl Isteklennız tutar kadaf posta ya da öarga PL u 9öndenn 2 D Ktapçjlafa °4 25 ındınmlı ooemelı gordentf j ^utfen gene yayın ka"alogumuzu ısteyımz BİLOİ VAVINEVt Meşrutıyet Caddes No 46A Yen şehır 06420 ANKARA Teleloo (4) 431 81 22 - « 4 49 99 • Faks (4) 431 77 58 BİLCİ DAÖITIM Babıalı Cadöesı No 1&2 Cağaloğlu- İSTANBUL Teieton (1) 522 52 01 - 526 70 97 • Faks (1)527 4119 ŞÜKRAN KURDAKUL 50. Şiir Yıh BİR YÜREKTEN, BIR YAŞAMDAN Toplu Şiirler 256 sayfa / 50 000 üra bütün krtapçılarda NuruosmanyeCod <ordeslefHaı3/3 Coğaioğlu lel 5271741 «fbb 5269742 Ofemelı gönderemıyoruz lutfen ederı kadar posta pulu göndennu GRl POZGIRLI K Tl RKl Sl GÜNÜNÜ UMUDA AYARLA Katkılanndan dotavı mLfrUUrefa Teşekkür ederiz. V KALAN T Ü m K a 8 e t Ç ' r e r d e V, M J ! K İMÇ 6 BlokNo 6512«Unkapan İSTANBUL Te 512 3513FK 5J8 1134
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle