Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHUR1YET 22 MAR i 1993 PAZARTESI
S DUNYADA GEÇEN HAFTA
Nükleerbisküviler Soıııaliyohında
EDtPEMİLÖYMEN
LONDRA -1960'larda Soğuk
Şavaş'ın en dondurucu yıllannda
Ingilizler. neolurneolmazdiyerek bir
nükleersaldıma karşı hazırlıklı
duruyorlarmış. Savunma Bakanlığı,
böyle bır saldın olurda insanlar
sığınaklara doluşursa ne yiyecekler
diyedüşünmüş. Ve yüksek proteinli
bisküvi yaptırmış. Tam 200 bin ton.
Milyonlarca. Herbiri 15gram
ağırlığında ve 71 kalori veren, tatsız,
tuzsuz, ama işe yararcinsten. Öyle ki
günde 6 tane yiyene başka gıda
gerekmiyormuş. Tarifnamesi hiç iç
aciçı değil karbonhidrat meraklılan
için: Un. ayçiçek yağı. şeker. luz.
amonyum bikarbonat ve sodyum
metabısülfat. Ama amaç, ağız zevki
değil, hayatta kalmayı sağlamak.
İngilizlerin bekledikleri nükleer saldın
gelmeyince bisküvilerelde kalmiş.
Eldedediysek. gayet fenni yöntemlerle
saklanmış tabii. Hava geçirmez
ambalajlar içinde, plastik örtülere
sanlı biçımde, ısı ve nemi ayarh özel
depolarda. Sadece bisküvi de
saklamamışlar. Kuru maya, yağ, şeker
ve un da saklanmış. Ama bunlar daha
kolay bozulduğu için de üşenmeden ve
hiç aksatmadan, belli aralıklarla
İNGILTERE
bayatlayanı alıp. tazesini koymuşlar
depoya. Bütün bu operasyon için bir
Bisküvi Müdürlüğü kurulmuş.
Depolarda sırf bisküvilere baksın diye
Bisküvi Nöbetçiliği de Savunma
Bakanlığı kadrolannda yer almış.
25 yıllık nükleer bisküviler geçen hafta
ortaya çıkü. İlk günkü kadar taze
olduklannuyiyenlersöylüyor. Karton
kokuyorsa da kupkuruysa da artık o
kadar olacak. Nükleer savaşta içi
fındıklı bisküvi yemek her halde
kimsenin aklına gelmezdi. İngiliz
halkının mevcut proteinine protein
katamayan bu bisküv iler şirndi
Somali yollannda. 2,500 tonunu.
"Çocuklara Yardım Fonu" ve "İngiliz
Denizaşın Yardım Bakanlığı" oraya
yolladı bile.
Depolarda durupduran, bisküviler ve
"unlu mamül" üretimi için gerekli
diğer un, şeker vesaire devlet
laboratuvarlannda incelendi.
Mikropsuz ve yenilebilir olduklan
saptandı. İnceleme. sadece yiyecekler
için de yapılmadı. Depolarda seyyar
fınnlarda vardı. Savaşçıkarsa, bu
fınnlar hemen devreye sokulacaktı.
Savunma Bakanlığı, bu fınnlann da
belli aralıklarla kullanılmasını ve
ekmek yapılmasını öngörmüş.
Kayıtlara göre son deneme 4yıl önce
yapılmış. Kocalan askerolan
kadınlann çoğunlukla katıldıklan
"Kadın Gönüllüler Taburu" bu işi
üstlenmiş. Seyyar fınnlarda sadece
ekmek değil, hamur tatlılan da
yapılabıliyormuş ve tabii. her askerin
temel gıdası olan patates de
haşlanıyormuş. Şimdi bu seyyar
fınnlar da açıkarttırma iie satılacak.
Çünkü hükümet. bu stratejik depolan
kapatıp Bisküvi Müdürlüğü'nüde
kaldınp Bisküvi Nöbetçilerinede
yol veriyor.
Eııkalıramaıı
general
bizimgeneral
FRANSA
MİŞEL PERLMAN
PARİS- Fransa'dagünün
adamı bir general. Buaskerden
gururduymayan pek kalmadı
ülkede. Tabii. oy pusulasıymış,
milletvekili seçımiymış.
bunlardan hiçbıriyle ilgisi yok
Philippe MorilloıTun. Ellisinde,
dinc. tığ gibi bir general.
Bosna'nın gayet iyi tanıdığı bu
asker. kışiliğinin biraz da
"inatçı' yanıyla nihayet insani
yardımı Srebrenica kentinc
ulaştırmayı başardı.
Şimdi sağdan soldan sesler
yükseliyor: "Bro\a adama"
dıye. Aİkış tutuluyor ve de
kaygıyla heyecan kanşımı bir
duygu içinde, alabildiğince
dökülüyorgözyaşlan...
Srebrenica, I9martgünüsaat
17.00sıralannda haberi
aldığında sevinççığlıklan
atmış. Düşünün. Sırplann
insanlık dışı davranışlan
nedeniyle dünya ılc ilışkileri
epeydir kesilmiş kente nihayet
ulaşabilen insani yardım tam
18 kamyon dolusu ve de 2
ambulans. Yani aclığın
sanasını çekmiş yaklaşık 60 bin
kişiye. azda olsa umut veren
bir gelişme. Sırp bölgesinde 8
günlük bir bekleyişten sonra
hedefevanş. Uzunpazarlıklar
sonucu. konvoya eşlik eden
Birleşmiş Milletler'in 2 zırhlı
aracından. Sırplann baskısı
üzerine vazgecen general
Morillon, aynca dönüş
aşamasında, hasta ve
yaralılan Srebrenica "dan
Tuzla'ya doğru
uzaklaştırmayı da başarmış
bulunuyor. Generali
tanımayan yok gibi şimdi
Fransa'da. Zira tüm TV ve
radyo istasyonlan gün
geçmiyor ki haber
bültenlerinde Philippe
Morillon ile gerçekleştirdikleri
ses bağlantısını yayımlamasın.
Ve Srebrenica'da parazitlerin
cızırtısı arasında duyuluyor şu
sözler: "Her gün kadın ve
çocuklar ölüyor buralarda"...
Bosna'daki Birleşmiş Milletler
Kuvvetleri Komutanı Fransız
generalinin. kendi kişisel
çabası ve inadıyla
gerçekleştirdiği insani
eylemlere bir yerde klasık
siyasal çevrelerin görüşlen de
kanşmıyor değil. Fakat sözlü
bireylemin ötesinegitmeyen,
kimi zaman an niyetli laflar.
General Morillon'un dedikleri
ise daha basit ve gerçekçi. 175
ton gıda maddesiy le çeşitli
ilaçlann dağıtımının yapıldığı
Srebrenica'nın, günde en az 60
ton yardıma gereksinimi
olduğunu vurguluyor. Bu
gerçeği. bazı
vurdumduymazlann suratma
çarparcasına!
Başkarila
oyun
oynamanm
keyfi...
ABDBaşkanıBHl
Clinton çocuklara ve
müziğe olan sevgısini
her yerde gösteriyor.
Geçen hafta
Atlanta'da iş
adamlanyla
yapacağı toplantıdan
önce, bir kreşi ziyaret
ederek çocuklarla
oyun oynayıp, müzik
yaptı veşarkı söyledi.
Küçüklerbelkide
yanlannda diz çöküp
kendileriyle oyun
oynayanın
Amerika'nın
Başkanı olduğunun
tarkında biledeğildi.
4yaşındaki Tamela
yanıbaşındadavul
çalan Başkan
Clinton'a gitarda
eşlik ederek şarkı
söyledi. Bill Clinton
çocuklaria birlikte
olduğunda, dünya ve
ülke sorunlanndan
uzaklaşmanın
mutluluğunu
yaşıyor. (Fotoğraf:
REUTER)
Işsizler ordusunaher gün 8bin Ispanyolkatılıyor
ALİKIŞLAK
MADRİD - Aldı başını gidiyor
işsizlik. "Dur'diyen var elbette. ama
takanyok. Her gün 8 bin İspanyol
işsiz sıfatı kazanıyor. Bu gidişle
Felipe'nin başını yiyecek, kasım
ayında genel seçimler var. Biraz
ekonomi rnürekkebi yalamışlığım var.
İyi ki var. Öylesinekanşık mıdırhep
bu ekonomi işleri, yoksa İspanyollar
mı böylesine arapsaçına çevirmişler,
anlamak zor. Enflasyon bir
canavardır. İşsizlik öylesine yüksekür
ki kimse ölçmeye bile gerek duymaz.
Yolsuzluklar gırladır; köşe dönmek
hünerdir. sosyal kültürdür. Yada bir
ülkenin ekonomisi dostlar başınadır.
Enflasyon yüzde bir iki. işsiz yok,
sosyal güvenlik tam... Gelelim
İspanya'ya. İspanya, 'gelişmekteolan'
falan değil de, "gelişmiş" bir ülke. Ama
bu 'gelişmışliğe' zıt öyle kırmızı
rakamlar v ar ki ekonomi kitaplannın
yazdıklan pek tutmuyor.
Çarpıklıklar.çelişkilerdolu. Kişi
başına milli gelir 14 bin dolar. Yani
or»alama bir İspanyol. benım
ortalama bir vatandaşımdan 7 kat
daha zengin. Ama gel gör ki bu 14 bin
dolarlık ülkede. çalışabilir 15
milyonluk işgücünün ancak 12
milyonu bir işi ucundan tutma şansını
yakalamış, geri kalan 3 milyon
İspanyol işsiz. Bu da yüzde 20 işsizlik
oranı demek. Felipe Gonzaiez'in
sosyalist hükümeti kesıntisiz tam on
yıldıriktidann tadınıçıkanyor. Ama
artık fıesta. şenlik bitmişe benziyor.
Muhalefet bastınyor. Gündem hep
işsizlik. Felipe. "Benim suçum değil.
baksana tüm dünyada ekonomiler
gümbürtüde, yani resesyonda"
diyecek oluyor ama muhalefet
affetmiyor: İşsizlik "geçici" değil,
'yapısal' diyor. Senin yapın. sistemin.
ekonomik politikan bozuk. diyor. Sen
çekil. ben geçeyim: liberal
politikalanmla üç günde işsizlik
tamam! Yapısal ise işsizliğin nedeni.
İspanypllann yapılannı incelemek
gerek. İş var daçalısanmı yok, yoksa
iş mi yok? Hani bir görüşe göre adam
akşama kadar kahvede oturur. kağıt
oynar, çalışmak istemez. tembel
tembel yatar. Oysa isteyen herkese iş
vardır. Yani işsizlik, insanlar çalışmak
istemedikleri için vardır. Belki de
İspanyollann kanlannda yüksek
oranda"Akdenizlilik, güneylilik"
karakteri yoğunlaşmıştır. Yaşamın
tadını çıkarmaktır amaç. Sabahın
köründen akşam karanlığına ve de
böylesine bir ömürboyu çalışacağına.
ucuz bir barda iki kadeh atıp gününü
gün etmektir. Kişilerin gıderek
toplumun kanı ve yapısı, sistemin
yapısını etkiler ve belirler. Sorun
yapısal ise muhalefet de İspanyollann
karakterlerini, kanlannı
değiştiremeyeceğine göre işsizliği de
önleyemeyecektir. Faizleri düşür,
şirketler yatınmlanrv arttırsınlar,
işsizlik düşsün diyor muhalefet. Ama
Felipe'nin işine gelmiyor bu. Faizler
düşerse yerli-yabancı yatınmcı
parasını bankadan çeker. İspanyol
pesetasının değeri düşer. Peseta.
Avrupa para sistemi içinde; öyle
istediğin gibi paranın değcrini
düşüremezsin. Avrupa Birliği
kurallanna uymak gerek. yoksa
Av rupa Treni'nden aşağı atı verirler.
Felipe'nin hiç de ödün verecek hali
yok, ne olursa olsun ilk hızda trene
binmek istiyor. Dış ticaretmin yüzde
60"ını Avrupa Topluluğu ülkeleriyle
yapıyor İspanya; dışlanmayı göze
alamazyani. Yüksek faiz. yabancı
sermayeyi çekiyor. Paran
değerleniyor. Ama yatınmlar
düşüyor. y aunmcılar y üksek faizi
sevmiyor. Ve ekonomi büyümüyor.
Ve işsizlik... Devleı borca girsin, diye
komünistlervedesendikalar;iş
yaratsın devlet. Olmaz. diyor Felipe.
devletin borca girmesı "bugün ekmek,
yann açlık" demektir. Hem Avrupa
trenine binebilmesi için iç borçlann
yüksek olmaması gerek... Sağcılar,
Avrupa Para Sistcmi'ndençıkmak
istiyorlar, İngilterenin yaptığı gibi
sonra da rahat rahat faizleri
düşürmek. kamu borçlanmasını
arttımnak. Ama o zaman enflasyon
canavan azar. Olsun. diyor sağalar;
düşürmek gerek. enflasyon önemli
değil! İşe bakın ki işçi sendikalan da
aynı şeyi söylüyorlar. Aynı Felipe'nin
sosyalist hükümeti de 1982'de
hükümete geldığinde. şimdi şağcılann
dediğinin a> nısını diyordu: Önce
işsizlik. sonra enflasyon! O zaman da
sağalar 'önce enflasyon. sonra işsizlik'
diyorlardı. O senede ağızlar değişti
yani! Şu dünyanın işine bak. solcular
sağcı. sağcılar solcu oldular. Olan yine
işçilere oldu. Kitaplara göre enflasyon
artarsa işsizlik düşer. işsizlik artarsa
enflasyon düşer. Felipe'nin de hakkını
yememek gerek; Franco'dan gelen
yüzde 30 enflasyonu yüzde 6'ya
düşürdü. 3 milyon işsizın yansı işsizlik
maaşı alıyor. Felipe, bir buçuk milyon
yeni iş yarattı. ama işgücü de 2 milyon
arttı. Yani işlerpek tıkınnda gitmiyor.
Kasım ayında işsizler Felipe'nin işini
bıtirmezlerse İspanya, Avrupa Birliği
Treni'nin son vagonuna da olsa
tutunabılirler. Hele bir treni
yakalayalım önce. doldurduğumuz
gibi işsizlen trene. ver elini Almanya,
Fransa. İngiltere...
AMLAR-KAMLAR
ECMEL BARUTÇU
Bunlarla mı Federasyon?
17marttarihlibasında, Dışişleri BakanıHikmetÇetin-
in "Artık Kıbns'ta federasyonun anlamı kalmadı. Bunu
ikili görüşmelerde anlatıyoruz. Federasyonların dağıldı-
ğı bir dönemde, bu yöntemde ısrarlı olmanm anlamı
yok" şeklindeki beyanının yer aldığını gördüm.
Bu sözler, Türkiye'nin Kıbns'ta federasyon tezinden
uzaklaşmaya başladığının ilk önemli işareti olarak gös-
terilmektedir.
Boylece kişisel düzeyde clabilecek farklı düşünceleri
hariçtutarsakTBMM deki siyasi partilerin hemen hepsi-
nin Kıbrıs meselesinin çözümü konusunda aynı çizgiye
gelmiş olduğunu görürüz ki bu durum, sorunun çözü-
münde Kıbrıs'taki ve dünyadaki gerçeklere daha uygun
bir istikamete yönelmeyi sağlamak bakımından Tür-
kiye'nin daha güçlü şekiide hareket etmesini mümkün
kılacaktır.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, Kıbrıs konu-
sunda yakın geçmişte yapılan hataların tekrarına mey-
dan vermemek olmalıdır. Unutmamak gerekir ki bu tu-
tum değişikliği üzerine Batı'dan ülkemize yönelik bazı
girişimler kendini göstermekte gecikmeyecektir. Kıbrıs
meselesi halledilirse Türkiye'nin AT'ye girmesinin ko-
laylaşacağı tekrar söylenecek, hatta birtakım insanlar
öne sürülecek ve bilinen oyunlar yine tezgahlanacaktır.
Bunlara kapılmamanın yolunu Kıbrıs konusunda Dı-
şişleri'ndekiuzmangörüşleredeğerverilmesındegörü-
rüm.
Bu konudaki görüşümü daha önce bu köşede yazmış
ve Kıbrıs meselesi çözümlenirse Türkiye'nin AT'ye gir-
mesinin kolaylaşacağını ileri süren Batılı çevrelere ina-
nacak kadar saf olmadığımı belirtmiştim. O yazımı tek-
rar okumak için kütüphanemi karıştırırken Güvenlik
Konseyi'nin Kıbrıs konusunda 4 Mart 1964 tarihinde al-
dığı karar üzerine Ada'ya gönderilen Barış Gücü'nün
oradaki faaliyetleriyle ilgili olarak Birleşmiş Milletler
Genel Sekreteri'nin yayımladığı ilk devresel raporlar
elime geldi. Bunları rastgele karıştırdım. Neler söylemi-
yor ki Genel Sekreter:
"21 Aralık 1964 günü Kıbns'ta şiddet hareketlerinin
patlak vermesinden bu yana Kıbrıslı Türklere Rumlar
tarafından çeşitli kısıtlamalar getirilmiştir. Kıbrıslı Türk-
lerin yollarda serbest şekiide dolaşmalarına konulan
kısıtlamalar yüzunden Kıbrıs Turk toplumunun dünya ile
tlişkisinin kesilmesi bu toplumun üyeleri için büyük sı-
kıntı yarattığı gibi onlarm ekonomik faaliyetlerini de cid-
di biçimde bozmuştur.
"Âçlıktan ölmek üzere olduklan yolunda Kıbrıslı Türk-
lerden alınan şikayetler üzerine Barış Gücü nün yaptığı
ilk inceleme, köylerin yüzde 40'ında un olmadığmı, yüz-
de 25'inde ise bir iki hafta yetecek un bulunduğunu gös-
termiştir. Süt ve sütten mamul gıdalar ile pirinç ve tuz
ihtiyacı en yüksek düzeye çıkmıştır. Gazyağı ıkmali son
derece sınırlı şekiide yapılmaktadır. Köylerde tıbbi ba-
kım hemen hemen yoktur. Şehirlerdeki durum. köylere
nazaran daha iyi olmakla beraber, çabuk şekiide bozul-
maktadır.
"Türk toplumunun ticareti esaslı surette bozulmuş ve
işsizlik çok yüksek düzeye çıkmıştır.
"Kıbrıs Türk toplumunun takriben yansı yardımla ya-
şar hale gelmiştir. 25 bini mülteci, 23.500'ü işsiz ve 7.
500ü kayıp ve sakat kalmış kimselerin aileleri olmak
üzere toplam 56 bin insan Kızılay'ın Türkiye'den gön-
derdiği yardımlarla yaşamaktadır."
Bunlar daha işin başı. Raporları karıştırmaya devam
ediyorum.
"Kıbrıs Türk halkı her çeşit eziyete maruz kalmaya
devam etmektedir. Sivil halkın hareket serbestisine ge-
tirilen kısıtlamalar, ekonomik faaliyetlerin sınırlandırıl-
ması, hayati bazı kamu hizmetlerinin mevcut olmaması
ve mültecilerin çektiği ıstırap bunların başında gelmek-
tedır.
"Barış Gücü'nün kuvvetli itirazlarına ve Kıbrıs Türk
toplumuna uygulanan kısıtlamalann azaltılması için
Rum yetkililerle varılan anlaşmaya rağmen Türk Kızıla-
yınca gönderilen yardımların Türk bölgelerine ulaşma-
sı, Kıbrıs Rum kuvvetlerinceengellenmektedir.''
Tıpkı Bosna-Hersek'teki gibi değil mi?
Rumların Kıbrıslı Türklere uyguladığı mezalim 11 yıl
sürdü.
Rumların Türk bölgelerine yaptığı silahlı saldırıları,
ölen, yaralanan, yollardan alınıp götürülen ve bir daha
kendilerinden haber alınamayan Kıbrıslı Türkleri yazmı-
yorum.
Bütün bunları unutmak mümkün mü?
Daha birkaç gün evvel italya'nın Torino kentinde Efes
Pilsen ile Yunan Aris basketbol takımları arasında yapı-
lan Avrupa Kupası final karşılaşmasında neler olduğu-
nu gördük. Yunanlı seyirciler, galip gelen takımlarını
kutlayacakları yerde, sahaya hücum edip bizim oyuncu-
ları ve Türk-Yunan dostluğunu simgeleyen tişörtlerle
Torino caddelerinde volta atmış olan Türk seyircilerini
dövdüler
Yunanistan'daki aşırı gösteriler Lefkoşa'nın Rum ke-
simine sıçradı. Rum gençleri KKTC sınırına yürüyerek
Türklere ve Türkiye'ye veryansın ettiler.
Bunlarla mı Kıbrıs'ta federasyon?
Hadi canım Allahaşkına.
STASÎ ajaıılanııatüıııkapılarkapalı
DİLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN - Duvarlann yıkılması Doğu
Avrupa'da reel sosyalist rejimin
emrindeçalışan kadrolan da işsiz
bıraktı. Demokratik Almanya'da
kendini boşlukta hıssedenlerin başında
eski "Devlet Güvenlik Bakanlığı" yani
istihbarat servisi görevlileri geliyor.
"STASİ" subaylannın adlan.
bakanlığın neredeyse tüm Doğu
Almanlan fışlediği dosyalarda açık
seçikbelırtilivor. Yaklaşık 100 bin
kişilik bu ordunun mensuplanna bugün
kamu hizmetlerinde çalışmak yasak.
Eski istihbarat görevlileri belediyede
çöpçü bile olamıv or.
Bütün toplumu denetleyen. devlet
içinde devlet oluşturan gizli bir örgüt
olarak "STASİ "nin özel eğitiminden
geçmişelemanlan içinedüştükleri
boşlukta çıkış yolu bulamıyor.
İntiharlar vealkolizm revaçta. Ama
Berlin Anayasa'yı Koruma
Teşkilatı'nın geçen hafta yayımlanan
raporuna göre istihbaratçılann hepsi
ALMANYA
evinin dört duvan arasında gönüllü
mahkumiyetegirmiş değil. Bir
zamanlar Demokratik Almanya'nın en
ayncalıkh kesimini oluşturan "STASİ"
subaylanmn bir kısmı kadece sessizce
razı olmak yerine örgütlenip "haklanna
sahip çıkmaya" çalışıyor.
Kendisini dışlamış ve haksızlığa
uğramış hisseden bu insanlann eski
ilişkilcrini kullanarak yeniden
konspiratif faaliyetlerde bulunduğu
saptandı. Dosyalar bugün kilit altında
bulunsada kafalardaki istihbaratlar
silinmiş değil. "STASİ" elemanlan.
Duvar yıkılıp Almanya birleştikten
sonra saygın görevlere gelen Doğu
Almanlar hakkındaki eski bilgilerini
tazeleyip şantaj yoluyla para sızdınyor
yada kendilerineiş verilmesini
sağlıyorlar.
Berlin'de yayımlanan rapora göre şu
anda Almanya'da eski istihbaratçılann
örgütlendiği birçok yasal ya da gizli
dernek var. Bunlardan biri.
"Demokratik Almanya'nın Silahlı
Organlannın Eski Mensuplannın
Sosyal Haklannı Koruma Derneği."
Bu upuzun ada sahip olan derneğin 7
bin üyesi var ve yalhız eski
istihbaratçılan değil, düzenli ordunun
bugün işsiz kalan subaylannı da içinde
banndınyor. "STASİ"nin tarihini
araştırmayı hedefalmış görünen başka
birörgütün ise "komünizm
propagandasına devam ettiği"
saptanmış.
Doğu Berlin'de faal başka bir
örgütlenme. çeşitli suçlardan
yargılanmakta olan üyelerine
mahkemede nasıl davranacaklanna
dair öğütler veriyor. Üyeleri emeklilik
haklanndan nasıl faydalanılacağını
konusunda aydınlaüyor. Eskiden
ülkenin en iyi ödenekli kesimi olan
STASİ subaylan Almanya'da bugün en
düşük emekli maaşını alıyorlar.
1991 yılının sonunda ortaya çıkan
"Kızıl Yumruk", Berlinli güvenlik
görevlilerinin dikkatini en çok üzerinde
yoğunlaştırdığı örgütlerden biri. Şehir
dışında terk edilmiş bir üste askeri
eğitimlerine devam eden örgüt
üyelerinin özellikle "sabotaj ve terör
çylemleri"ne hazırlandığı belirtiliyor.
Orgütün para kaynağı, benzin
istasyonlanyla dükkanlara düzenlenen
soygunlar. Eski "STASİ" elemanlan.
soyguna uğrayan dükkan sahiplerini
ziyaret edip kendilerine "koruma"
teklif ediyorlar. Kısacası kendi
taleplerini kendileri yaratıyorlar.
İçişleri Bakanlığı hal'ka. eski STASİ
elemanlan tarafından rahatsız
edildikleri ya da şantaja uğradıklan
zaman suçduyurusunda bulunmalan
için çağn yapıyor. Ama 16 milyonluk
Demokratik Almanya'da resmi üye
sayısı 100 bin. gayriresmi üyesi ise
dört-beş milyonu bulan "STASİ"ye
karşı suçduyurusunda bulunmak her
babayiğidinharcı değil. Nedeolsa
herkesin bir "kirii çıkısı" vargeçmişine
ilişkin. Hele eskiden madalya takılmaya
layık görülen faaliyetlerin bugün
"diktatörlük rejimıne hizmct" olarak
nitelendiğı düşünülürse...
ELAZIĞ SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ
Dosya No: 1990/1397
tbrahim Halil Ersoy tarafından Selahattin Kas ve muşterekleri aley-
hine ikame edilen Elazığ Kesrik Mahallesi, Kırkdut mevkiındeki ada:
819, Parsel: 7 sayılı 373 m
2
mesahalı arsa ile aynı yerdeki 8 parsel
sayılı taşınmazın satışları sureti ile paydaşlar arasındaki ortaklığın
giderilmesıne karar verilmiş olup paydaşlardan Selahattin Kas, Tay-
yibe Kas, Yusuf Kas, Mustafa Doğrul ve Fahrettin Doğrul'un adres-
İeri tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş
olmakla 13.8.1991 tarih 1990/840 sayılı karar adresi tespit edileme-
yen davaiılar Selahattin Kas, Tayyibe Kas, Yusuf Kas, Mustafa Doğrul
ve Fahrettin Doğrul'a ilanen tebliğ oiunur.
CUMHURBAŞKAN1
GAZİM.KEMAL
PAŞA'MN
SONBAHAR
GEZtLERİ
Nuri Onat
(yayına hazıriayan)
20.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
AYNADA (ANILAR-2)
Mücap Ofluoğlu
20.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
BİZİM KÖY
Mahmut Makal
13. bası 20.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
** De
Kürk ticaretine çıplak protesto
5 1 ı
^ ^ z merkezUWr
hayvan hakları savunucusu
örgütün (PETA) Fransız üyeleri Paris'te açılan uluslararası kürk fuannın önünde protesto göste-
risi düzenlediler. Polis tarafından tutuklanan çıplak göstericiler, hayvanların kürkleri için öldü-
rülmelerine karsı olduklarını ifadc eden sloganlar atıp pankartlar açtılar. (Fotoğraf:RELTER)