Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
JVYFA CUMHURİYET 19MART1993CUMA
12 DIZIYAZI
Tilmde niye Atatürk yok
Turgut Özakman Anlatıyor
fc Yorgun
Savaşçı'nın
gizli öyküsü
GÖKHAN AKÇURA
• Kerim Aydın Erdem, öteki iki albaya
fllmin, sakmcalı görülen sahnelerinin
kesilerek hiç olmazsa 6 bölüm halinde
yayımlanabileceğini söylüyor, bu konuda
ısrar ediyordu.Sayın Altan Kınal aynı
görüşü destekleyince, yanılmıyorsam
Sayın Alb.Selçuk Doğu'dan çok sert bir
tepki gördü.
\z sonra üzerine bakanhk maka-
mnca görevlendirildiğim notu düşül-
nüş Başbakanlık yazısı.elden yollan-
dı Belgenin fotokopisini sunuyorum.
Bişbakanlık. 'Yorgun Savaşçı TV'. fil-
mnin bir heyet tarafından, senaryo ve
çedm açısından tekrar denetlenmesimn
uyşrun görülduğünü' bildircrek söz ko-
nısu inceleme heyetinde. Genelkurmay
Bışkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kültür
ve Turizm Bakanlığı, MiUi Güvenlik
Kmseyi Genel Sekreterliği, Basın-
Yayın Genel Müdürlüğü, TRT Kunımu
Gtnel Müdürlügü'nden, senaryo ve film
inceleme sahasında bilgili ve tecrübeli
birer temsilcinin bulunmasını' emredi-
yordu.
Yazılı emrin 3. maddesi gereğince 30
EjlüJ 1983 Cuma günü saat 10.00'da.
TRT G. Müdürlüğü"nde bulundum.
Yönetim Kurulu odasında topladı-
lar bizi. Heyette daha önceden birini
tanıdığım üç de albay vardı. TRTyi.
TV Daire Başkanı Mehmet T. Akköp-
rölû ile Denetçi Aydın Olgun temsil
cdıyordu. O zamanki Gn. Md. Yar-
dımcısı emekli general Sayın Behçet
Devay, Başbakanlık emrini okudu.
Gergin, rahatsız suratlı bir hali vardı.
TRT kanununa göre programlan ve
her türlü filmi denetlemek hakkı ve
yetkisi. dolayısıyla sorumluluğu da
yalnız TRTye ait. Ben, daha hiçbir
şey bilmediğim için Sayın B.Devay'ın,
Başbakanlık'ın bu işe müdahale ede-
rek denetim için karma bir danışma
kurulu oluşturmasından huzursuz ol-
duğunu tahmin ettim.
Sayın Devay herhangi bir telkinde
bulunmadan toplantıdan aynldı.
Biz,yani sivil ve TRT dışı üyeler,
olaylann öncesini, niye bu aşamaya
gelindiğini. neden böyle bir heyete ge-
rek görülduğünü bilmiyorduk. Bildi-
ğimiz tek şey, basından izleyebildiği-
miz kadanyla. Yorgun Savaşçı'nın
tartışmalı bir film olduğuydu. Benim
de baa üyelerin de fîlmin yakılmasına,
3 ay önce karar verildiğjnden, yani
Milli Güvenlik Konseyi'nin bu konu-
daki iradesini belirlediğinden iaberi-
miz \oktu. Bu husus bizden, 5 Ekim
1983 gününe kadar saklandı. tlk günü
açıklansa hiç şüphesiz ben de herhalde
baa üyeler de bu görevden affımızı di-
• TRTciler senaryonun Genelkurmay
tarafından incelendiğini, sakıncalı
bulunmadığını,senaryo ıle çekim
arasında fark olmadığını hatırlatmaya
çalışıyorlar ama askerlerin tavn
değişmiyor. Üstelik heyetteki sivil
temsilciler içinde, en üst makamda
bulunanı Mehmet T.Akköprülü'ydü
birlikmiş gibi işliyor.. Konsey, Egelile-
rin baskısı altında."
Heyetteki TRTciler senaryonun
Genelkurmay tarafından incelendiği-
ni, sakıncalı bulunmadığını.senaryo
ile çekim arasında fark olmadığını ha-
tırlatmaya çalışıyorlar ama askerlerin
tavn değişmiyor. Üstelik heyetteki si-
vil temsilciler içinde. en üst makamda
bulunanı Sayın Mehmet T.Akköprülü,
o da nihayet bir Daire Başkan Yar-
dımcısı. Yani albaylann karşısında
pek rahat değiller. Bir ben Genel Mü-
dürüm. Biraz bunun rahatlığı ıçindey-
dim ama giderek topluca ateş üzerinde
oturduğumuzu anlıyorum. Sayın İh-
san Beriş tarafından masanın başına
davet ediliyoruz. Odada yalnız üyeler
kalıyor. Sayın îhsan Beriş, masanın
başında kalarak başkanlığı üstleniyor.
Bitmiş ve imzalanmız açılmış tutanağı
önümüze koyuyor.
tkinci Dönemeç
Yorgun Savaşcı dlztsinde ea çok eieştiri alanda y üzbaşı Cemil'in salon kıy afeti şıklığında giyinmesivdi.
ler ve aal görevlerimizin başına döner-
dik. Durumu bilenler 3 albay ve
tnuhtemelen TRT temcilcileriydi.
Karar
30 Eylül Cuma, 3 Ekim P.tesi, 4
Ekim Salı günleri, diziyi izledik,Baş-
bakanlık emri gereğince senaryo ile çe-
kim arasındaki fark olup olmadığını
tespite çalıştık. 4 Ekim günü izleme ve
tespit işi geç vakit bitti. 5 ekim çarşam-
ba günü saat 10.00'da toplanmak üze-
re dağıldık.
Ben o gece. tuttuğum notlan bir ara-
ya toplayıp kısa bir rapor taslağı bile
hazırlamıştım.Hâlâsaklıyorunı.Sabah
TV p.Başkanı Sayın Kerim Aydm Er-
dem'in odasında toplandık. Başlan-
gıçta, odada yalnız kurul üyeleri değil.
bazı TRT görevlileri de vardı. Bunlar-
dan biri de TV. Denetim Müdürü Sa-
yın Altan Kınal'dır. Toplantı açılma-
dan, aramızda ısınma konuşmalan
yapıyoruz.Sayın Alb. İhsan Beriş, top-
lantı masasının başına geçti. Daktilo
makinesi ile kâğıt istedi.Vakit kazan-
mak için her tuianağın başında bulun-
ması mutat olan giriş bölümünü yaza-
cağını sandım. Daha görüşme başla-
madığı, bir karara vanlmadığı için tu-
tanağın tamamını yazacağını kimse
kestiremezdi.
Bu arada Sayın Kerim Aydın Erdem,
öteki iki albaya filmin. sakıncalı görü-
len sahnelerinin kesilerek hiç olmazsa
6 bölüm halinde yayımlanabileceğini
söylüyor, bu konuda ısrar ediyordu.
Sayın Altan Kınal aynı görüşü destek-
leyince, yanılmıyorsam Sayın Alb.Sel-
çuk Doğu'dan çok sert bir tepki gör-
dü. Askerlerin, aldıklan emir geregin-
ce,filmin yayımlanmasına kesinlikle
karşı olduklan yavaş yavaş açığa çık-
maya başladı. Yine o günkü notla-
nma davanarak,söyledikleri bazı hu-
suslan aktarmaya çahşayım:
"Yakında seçim olacak, sivü hükü-
met bu filmi hemen yayınlatır. Yalnız
filmi değil, Y orgun Savaşçfnın romaru-
nı da yasaklamalı.. Bizi dünyaya Erme-
ni kıyunı yapmış gibi gösteriyor.Ben fil-
min çekimi sırasında Ayvalık'ta alay
komutanıydun. Oradaki çekimler sıra-
sında her türlü yardımı yaptım.Kilmin
böyle olduğunu bilsem.. Filmde niye
Atatürk yok? Kasap Osman tipinin di-
zide yer almasına ne gerek vardı? Yüz-
başı Cemil,o yokluk içinde salon subayı
gibi şık. eksiksiz giyiniy or, Çerkes Et-
hem'in yanında emir subayı gibi duru-
yor.. Atına onun binmesini bekledikten
sonra biniyor.. Bu ne biçim Cehennem
Yüzbaşı? Yunanlılara katılmış bir haini
(Çerkes Ethera) böyle btiyütmenin an-
lamı ne? Akhisar halkını Yunanlılarla
Bundan sonra kendi adıma konuşa-
cağım ama emirle hareket eden üç al-
bay dışındaki öteki dört sivil üyenin de
benim gibi düşündüğüne inanıyorum.
Çünkü sonuca birlikte vanldı.
Tutanağı hayretle okudum.
Tutanakta,mutat gjrişten sonra, üç
albayın birkaç yıl sonra başında yer
alacak olan ünlü raporundaki 8 sa-
kınca, aynen sıralanıyordu. Tutanak
şöyle bitiyordu: ..
'"Yukanda açıklanan sebeplerle,
Yorgun Savaşçı dizisi hakkmda Baş-
bakanhk'ın 28.6.1983 gün ve sayı:08
M.G. ve MİL.İşl.D.02269 sayılı
emirlerinin uygulanması görüşü ile
işbu tutanak tarafımızdan tanzim ve
imza edilmiştir.5 Ekim 1983"
Bu kaba. ilkel oldubitti karşısında
donup kaldım.TRTciler Başbakanlık
emrinin anlamını biliyor olmalıydılar.
Aradan 3 ay geçmesine ragmen aym
yakıcı anlayışın sürüp gitmesinden te-
dirgin oldular. Bilmeyenler adma Baş-
bakanlık emrinin ne olduğunu sor-
dum ve dehşet içinde öğrendık.
Film, geride bir kare kalmamak
şarnyla yakılacakmış!
Sûrecek
I N L E R
ICINYAZDI
Susmaayağıkalk
Yaralı bir sevda,' pürü pak Hüzünlü her
yutkunuşta Soluksuzca ümüğüme
düğümlenen Sevgi ve dostluğun ' resmi ise
şiirim Olabildığince özgür / ve dostça
Duygulu ve doğal olsun Cemre düştü
yüreğine Sevdalanıp / bahar başkaldıracak.
Şiir yazmaya elim varmıyor / tutsak Aynlık
türküleri gözyaşım Kan damlarken satırlara
' sağanak sağanak Göğüs kafesimi delecek
kalbim Bir inip bir kalkarak.
Dom dom kurşunlara değil,' tak tak Alnım
ve sırtımın / taa ortasındaki Soğuk ter
taneleri koşan Zemheride duyduğum / ölüm
haberi bir dostun Aynı yola baş koyduğum /
bereketli şafak.
Gözyaşlanm ırmak ırmak
Yatağını terk edip akarak Debisine
sığmazken sevdalar Yığmlar duygu seli /
coşkulu ak.
Kara kuru Zebanınin • yalanarak Zakkum
dudaklan sarkmakta Serin bir Pazarezgisi
Yüreğini yüreğime katmakta
Günah kecisini ürküünek ' belki Belki de şu
deli lodosta ' uyanarak Karaya vuran /
martı çığırtkanlığına bak.
Umut dağında yankılanan' ağız dolusu
gülmek Mutluluk ve hüzün eşdeğer Ne
kadar zormuş. meğer Hıçkırarak / doyasıya
ağlamak. Onurun doruğunda UĞUR'um
ol / şafkıyarak Gökkuşağına sığmayan /
yüreğindeki iz Son mevsimdi / ölüm
türkulerinden uzakta ölmeden önce /
özgürlüğe dokunmak duymak.
oysa / kan emerken yarasalar Düşler sofrası
hala yaşıyor "SAKINCALI PÎYADE"
dolaşırken rüyada Eyy Özgürlük!.. Gel
dans et bizimle / bitmesin bu şölen
Yokluğun akşamında kanlı karanfıl
tarlalanndan Yeniden doğan gibi biz hep /
gelmek üzereyiz / tüm bir halk Yeter artık"/
insanlık SUSMA, AYAĞA KALKL
DURSUN ÖZDEN/lstanbul
Bilmiyovhırkişinutiscn dahabüyüksün
tstanbul'daki merkez binamı-
za gelerek Uğur Mumcu için
açrian defterlere duygulannj
yazan okurlarunızın düşünce-
İeri şöyle:
Mumcu'ya
Senin aydmlattığın mum
Hiç sönmez ki!..
Çünkü sen ölümsüzsün
Çünkü sen ölümsüzsün
Cveys Akmcı
Bugün içimizdeki yeni ya-
şamına başlamanın birinci
günü seninle, düşüncelerinle
birlikte daha nice uzun seneler.
Ayşen Demircan
Seni, fikirlerini herşeyini çok
seviyonız. Asla unutmaya-
cağız. Ve bayrağını taşıyacağız.
Nurgün Ünlüer
Sen bizim dilimizdin, beyni-
mizdin. Seni parçaladılar. EUeri
kırüsuı. Ama her parçan binler-
ce, onbinlerce yeni Üğnr Mucu
yaratacak. Rahat uyu!..
S.Didem Algantürk
Ülkemiz kültür hayatmın
Atatürkünü kaybetti. Ülkemiz
demokrasinin yılmız savaşçısı-
m. laikliğin kalesini kaybetti .
Ama sen yerinde rahat uyu biz
senin kaldığın yerden devam
edeceğiz, sen bizim abidemiz-
din, seni kalbimize gömüyoruz!
Sen ölmedin. ölmeyeceksin, se-
nin yaptıklannı hiçbir zaman
unutmayacağız.
Mehmet Yüksel
Bu ülkede Uğur Mumcu'lar
ölmez. Sen ölmedin bizimle
yaşayacaksın. Seni hiçbir za-
man unutmayacağız.
Nurşen Bayındır
Sevgili Uğur Abi, sen bizim
geieceğimize ışık tutan aydınlık
savaşçılanndan biriydin. Seni
bizden ayırdıklannı sanan ka-
tiUer aldanıyorlar. Bizim içi-
mizde her zaman yaşayacaksın.
Senin bırakügm yerden bizler
devam edeceğiz.
Belediye emekçilerinden Tfir-
kan Gfiney
tnsanlann her ne sebeple
olursa olsun birbirlerini öldür-
melerini insanlığa yakıştıramı-
yorum. Sayın Mumcu gibi dü-
şüncelerinden dolayı öldürülen
insanlar ebedileşir, ölümsüzle-
şir. Bu olayı insanlık ve hürri-
yet, demokrasi adına nefretle
kınıyorum.
Muhittin Ayvaz
Sn. Uğur Mumcu,
Seni yoketmeyle, düşüncele-
rini yokedebileceklerini sanan-
lar aldanıyor.
Yasemin Özgül
Sevgili Uğur Mumcu Abi
Seni unutmadık unutma-
yacağız.
Nur içinde yat.
Ziya Ceylan
Bizler devrimci olarak senin
bize emanet ettiğin aydın yola
devam edeceğiz. Hunharca bir
saldınya hedef olan sen, bizler
için ölümsüz bir ışıksın.
Belediye Emekçilerinden Şeb-
nazBuiut
Sevgili Uğur Mumcu,
Sen ölmedin daima kalbı-
mızdesin.
Zeki Matyar
Değerli Mumcu size yapılan
suikast Türk demokrasisine ya-
pılmışür.
Mehmet Günen'
Sevgili Uğur Mumcu,
Seni katledenlere lanetler ol-
sun. Sen ölmedin, Demokrasi
var oldukca yaşayacaksın.
özcan Şentürk
Yüce insan, basınımızın dü-
rüst ve korkusuz kalemi,
MUMCUYU, KATlETTİLEg.
r
ZEYT///
Ç/JVA&
SOMSVZA
M/L
A.M.
Atatürk ükelerinin, demok-
rasinin, laik cumhuriyetin ko-
runması yolunda Türkiye'nin
sana daha çok uzun yıllar ihti-
yaa vardı.
Rahât ol ki, düşüncelerin
asla ölmeyecek.
Oya Ava
Ender insan,
Düşünen beyni yok etmek en
büyük alçaklık, lanet olsun de-
mokrasi var oldukça hep yaşa-
yacaksın, yıldıramayacaklar.
SevimTunal
Laikliğin ruhuna fatiha
okutmayacağız.
Leyla Kahraman
Ebediyyen aynlsan bile seni
her zaman anıp yaşatacağız.
Hamkk Keskiner
Silahla, bombayla değil, dü-
şüncelerinizle savaşın.
Aynur Kapıkıran
Bu büyük suçun gerçek
kaynağı bulup bu kaynağı ku-
rutmalı.
Yeşim Ertuğrul
Karanlıklan aydınlatan ne-
fer seni unutmayacağız.
Hüseyin Güngör
Susturamazlar çünkü analar
doğrulan savunan Uğur Mum-
cu'lan doğurmaya devam ede-
cekler.
Hamdi Özger
Yiğit dost seni unutmaya-
cağız.
HasanKartaJ
Seni katledenleri lanetliyo-
rum. Her zaman kalbimdesin.
İlhami Karagöz
Bunu yapanlar insan olamaz.
İçim yanıyor.
DilekÖzden
İçimin aadığını hissediyo-
rum. Ama susmak yok.
Sevin Saltoğlu
Atatürk ilkeleri, demokrasiyi
özgürlükçü düşünceyi savunan
gazeteci yazanmız ölmedi.
Hatice Yümaz
Bir çıra söndürmeyle yanan
bir ormanı söndüreceğini sanan
gafiller lanct.
Şerafettin Kalender
Faşizme, emperyalizme ve
her türden gericiliğe karşı yü-
rüttüğümüz mücadelede şehit
oldunuz mücadelenizi sürdüre-
ceğiz.
Yüksel Uygun
DeğerU Uğur Mumcu dü-
şüncenin yiğit mücadelesini
verdi. Uğrunda verdiği
haksızlığa. adaletsızliğe, eşitsiz-
liğe karşı kavgayı tüm idealist
insanlar devam ettireceklerdir.
Saygılar Uğur Mumcu.
HalitErden
Zalim vurdun sanma onu
Diri daha diri
Dert başımdan buruk buruk
biri daha biri
Yavuz Korkmaz
Bu büyük insan, bu güzel in-
sanı susturan zalim ellere bin-
lerce lanet.
Av. Necla Ser
Zavallılar seni öldü samyor-
lar. Bilmiyorlar ki sen şimdi
daha canlı ve daha büyüksün.
Jülide Denizci
Mücadelemizi sürdüreceğiz.
Alev Yenidüny a
Senin yaktığın meşaleyi hiç-
bir güç söndüremez. Mücadele-
ni sürdüreceğiz. Saygı ve
bağlılıkla Uğur Mumcu.
DUek Zühen
Bir yiğit insan, bir namuslu
insan, 40 yıldır birleşen yobaz
bağnaz ve karanlık güçlerin
kahpe emelleriyle katledildi.
Ülkemizi ve halkımızın başı sa-
ğolsun. Mücadelen, mücadele-
mizdir, rahat uyu Uğur Abi.
HamzaGül
Gerçekten susturamayacak!
Hülya Vural
Bazen sözler yetmez...
Ayşemır Arslan
Yaa hoca sonra N*olacak de-
miyorum, sağol bih'yorum. Gü-
legüle
Ressam Maruf
Sûrecek
ANKARAANKA
MÜgERREF HEKİMOĞLU
Yılbp ve SonılarAnkarada yayımlanan ingilizce bir gazete, Daily
News 32. kuruluş yılını kutladı hafta başında. Hilton sa-
lonlarına sığmadı konuklar. Geçmiş yıllarda Cumhur-
başkanı Özal ve eşi de gelirdi, ama bu kez göremedim.
Başta Demirel, İnönü, DYP'Iİ bakanlar, SHP'li bakanlar-
la bugünkü iktidar tam kadro katıldı kutlama törenine.
Gazeteciler, bürokratlar, teknokratlar. Bir de eski değiş-
meyen do'stlar, her çevreden bir başkent mozayiği. Son-
ra yabancı diplomatlar, Oaily News onlara seslenen bir
yayın organı doğrusu. Ülkemizde yaşanan olayları, yo-
rumlan. beklentileri orada izliyorlar.
Bir gazeteyi 32 yıl sürdürebilmek kolay değil elbet.
Baba oğul Çevik'leri kutlamak gerekir. Geride kalan yıl-
larda aa tatlı ne olaylar yaşandı kimbilir! Başbakan
Demirel parlak sözlerle ödüllendirdi o yılları. Gazetenin
kurucusu llhan Çevik de meslek yaşamının 50. yılını kut-
ladı o gün. Pastayı keserken rahmetli Nurten Çevik'i
gördüm arkasında. Yaşasaydı bu akşam nasıl mutlu
olurdu kimbilir. Pastanın ilk dilimini bana verdi llhan Çe-
vik. Belki de uzun yılları anımsayarak. Mesleğimizde
üçüncü kuşak boyveriyor, eski kuşak daralıyor giderek.
Pastayı yerken buruk acılar duydum damağımda. llhan
Çevik'in elli yılını düşündüm, oğlu Ilnur Çevik'i düşün-
düm, mesleğimizi düşündüm, sonra da her zamanki
soruya takıldım. llhan Çevik ellinci yıldönümünde mutlu
mu acaba?
Bir meslek dalında ne zaman mutlu olur insan? O da-
lın yeşermesiyle kuşkusuz. O dalı soldurmamak çaba-
sıyla. Inançları doğrultusunda ödün vermeden, o dog-
rultuda özverilere katlanarak değil mi? Sonra bu yolda
örnekler oluşturarak. O örnekler azalırsa kişisel mutlu-
luğunu yaşayabilir mi hiç?
Mutluiuk duygusu soluyor giderek. Olaylar bıçak gibi
saplanıyor yüreğimize. TV'nin karşısında donup kalıyo-
ruz, ülkemizde, dünyamızda neler yaşanıyor! Savaşlar,
soykırımları, açlığa, ölüme bırakılan küçük çocuklar, yı-
kık kentler, evini barkını bırakıp karanlığa yol alanlar. Bir
ışık arıyor bulamıyor insan; sofrasından, yatağından,
uykusundan utanıyor neredeyse! Lokma boğazında dü-
ğümleniyor, sıcak üşütüyor, gece çok uzuyor! Yine de
güzel bir sabah umut ediyor. Kapıya koşup gazetelere
sarılıyor, buruk acılara gömülüyor yeniden. Mesleğinin
sancıları, şaşırtmalarıyla donup kalıyor bu kez! llhan
Çevik elli yılını kutlarken ne hissediyor bilmem, ama ben
43. yılımı yaşarken mutlu olduğumu söyleyemem doğru-
su. Mesleğin mutluluğu ayrı birolay!
Bursalı okurum Adem Gerçek dar sokaklardan, eski
evlerden, şeftali bahçelerinden fotoğraflar yollamış ba-
na. Çevre kirlenmesinden sızlanıyor. Atık sular nedeniy-
le Nilüfer çayının suları, çiçekleri, ağaçları solduruyor.
Bataklıkta lotüs de yaşamıyor kimi zaman. Çevre kirliliöj
her şeyi etkiliyor.
Pes demek yok kuşkusuz! Karanlığa karşın yürümek
gerekiyor, aydınlık bir çizgi oluşturmak, o çizgiye bir
damla katmak, hiç değilse bir ışık tozu serpmek gereki-
yor.
Son günlerde çok ğidiyorum cami avlularına. Sevdi-
ğim birdostu uğurluyorum. Kolum kanadım kırılmış gibi
dönüyorum eve. Çevremde boşluk, içimde deprem, git-
tikote artıyor yalnızlık. Telefon çalıyor derken, Sadun
Aren'in kalp ameliyatını öğreniyorum, başka bir dostun
karaciğer kanserini, ötekinin şekere yenik düşerek kesi-
len bacağını, ardından bir trafik kazasını. Değerli hey-
kelcimiz Meciç HijJâ!. Başol'un belkemiğindeki çatlağı,
kınlan bacağınr Oerken Munise Aren'in sesi gülümsü-
yor, başarılı bir ameliyatın sevincini yansıtıyor bana.
Kanserli hasta önündeki zamanı güzel yaşamak umu-
duyla gülümsüyor, kesik bacağın boşluğuna sağlam bir
protez hazırlanıyor, Meriç Hızal Başol de çelik korsesiy-
le çalışacağını söylüyor. Ne güzel heykeller yapacak
kimbilir. Sergiler açacak, ben de bu köşede yazacağım.
Artık biliyorsunuz karanlığı sanat olaylarıyla aşarım
ben. Cami avlusundan sergiye, hastaneden konsere ko-
şarım. Yeni bir solukla dönerim evime. Yarın akşam
Suna Kan ile Gülay Uğurata'ya dinleyeceğim diye sevi-
niyorum şimdiden. Üstelik Mozart'ı çalacak. Sevdiği bir
kemanı, sevdiği bir fırçayı da çok özlüyor insan. Daily
Nevvs'ün yıldönümü kokteylinde Erdal inönü ile karşıla-
şınca Mattisse sergisini sordum hemen. O yoğun trafik-
te Mattisse'i seyrediyor Erdal Bey. bir de Picasso sergisi
ve müze. Anlatırken gözleri parlıyordu.
Hepsi göz parlatmıyor, ama bahara doğru başkent
galerileri de çok renklendi. Almanya'da yaşayan Meh-
met Güler de bir sergi açtı Arda galerisinde. Resimleri
soyutlanıyor giderek, yeni renklerle parlıyor. Ama ka-
dınları hiç değişmiyor, Anadolumuzun dağları, dorukları
gibi dikiliyor kadınlarımız. Sanatçı o anıttürü kadınlarla
toprak anaları, Atatürk'ün eşit haklar, özgürlükler verdi-
ği kadınları selamlar gibi. Serginin Dünya Kadın Günü'n-
de açılması rastlantı bence. Bir sabah ortak bir dost
evinde kahvalü ettik sanatçımızla. Almanya'nın Kassel
kentinde ilgi gösteren. resimleyaşayan, ödüller alan bir
Türk ressamı Mehmet Güler. Ünlü BMVVfirmasının gele-
neksel sanat gösterilerinde bu yıl ona yer veriliyor. Gü-
zel birolay bu. Geçen yıl ünlü ressam Penche'nin tablo-
larının sergilendiği salonda yüzlerce konuk bir Türk
ressamın yapıtlarını seyredecek bu yıl. Bir yanda soykı-
rımı; Türkler dövülüyor, öldürülüyor, öte yanda bir Türk
sanatçının yaratıcı gücü odülleniyor, ilginç değil mi?
Mehmet Güler'in bir sözü, resimleri kadar parlattı
gözlerimi. "Halkımın beni unutmasını istemiyorum, Tür-
kiye sergilerimle unutulmamayı amaçlıyorum" diyor.
Kuşkusuz bir sanatçı da rahat koşullara gömülerek
değil, halkıyla bütünleşerek mutlu olur.
BULMACA
1 2 3 4SOLDAN SAĞA:
1/ Melih Ce»det Anday'-
ın, Yusuf Kurçenli tara-
fından sinemaya da akta-
nlmış bir romanı... Bir
nota. 2/ Tıp dilinde sara
hastalığına verilen ad. 3/
Temel, esas... Cıvatalan
sökmeye ya da sıkıştır-
maya yarayan aygıt. 4/
Müsavi... Halk dibnde j
tavuk kümesine verilen
ad. 5/ İnciçiçeği... Ateş. 8
6/ Bakmn simgesi... Eski g
Mısır'da güneş tannşj...
Asya'da bir ırmak. 7/ Üye... Bir ağ
atmada çıkanlan balık miktan. 8/
Ağız mukozasında oluşan yüzey-
sel yara... Tekel idaresine eskiden
verilen ad. 9/ İşaret... Seyrek do-
kunmuş bir tür kumaş.
YUKARIDAN AŞAGIYA
1/ Alfred Hitchcock'un tanınmış
bir filmi. 2/ Büyük kent serserisi...
Algılanan nesnelerin temel niteliği.
3/ Cem Sultan'a Batılılar tarafın-
dan verilen ad... Bağışlama. 4/ Vi-
layet... Çeşit... Tellür elementinin simgesi. 5/ Romatizma ağn-
sı... Yersiz söz ya da davranış. 6/ Destan... "O yer" anlamında
kullanılan sözcük. 7/ Kayak... Ad kavmi hükümdan Şeddad
tarafından cennete benzetilerek yaptınlan efsanevi bahçe. 8/
Gölleri inceleyen bilim dalı. 9/ Bir kitabın ya da derginin içinde-
kileri yer numarasıyla belirten ve kitabın arkasında yer alan
abecesel liste. ,