23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Yönetmenr Özgen Acar Yayın Koordinatöru. Hikmet Çerinkava • Yazı İşlerı Müdurü Celal Başiangıç • H;ı ber Merkezı Müdtiru: Mustafa Balba> Gorsel Vonetmen Mi Acar • Duzenleme. Mısrafa Sağlamer Ankara Temsılcısı Cüneyt Arcayurek #Hdber Vfüdürlen fşüt Kansu. Hakkı Muessese Mudur V Erol Erkut •Koordına- • tstanbul Haberlen Şena> Kalkan »Dış Haberler Ergun Balcı Erdem Z Gokalp Blv İnkılap S. No 19 4. Tel: 4331141-47. Telex 42344. Fav: lor Ahmet Korulsan •Muhasebe Bûient Ye- • tş - Ekonomı Dinç Ta>anç •Yurt Haberlen Mehmet Saraç (4)4330565• İzmır Temsılcı V. SerdarKızık, H Zı>a Bl\ 1352S.2 3Tel.83123O. ner • İdare: Hüse>in Gıirer •tşietme. Önder • Makaleler Sami Karaören •Spor Abdülkadir Vücetman • Du- Telex.523f9.Fax (51)895360 #Adana Temsılcısı Çetin Viğenoğlu İnönu Cd. Çetik • Bıieı-fşlem \aü tnal • Bılgısayar Sıs- zeltme Abduüah \ azıcı 119SNo I Kat: 1. Tel: 593752(4hat).Telex 62155. Fax ("M)5925 78 'tem: MürüvetÇiler • Reklam. RdıaIşrtman Yayariıyıs: >cnı Gun Hiber Ajansı. Basm Türkocağı Cad 39 41 Cağaloğtu 34334 Ist ıc Vavıncılık A Ş B»s»B:Cumhun\el Matbdacihk ıcCızetecılık TAŞ PK ;46I5 unbulTe! 5l2O5U < >TeleK 22246.Fax (II5I3!<5¥5 1 ŞUBAT 1993 Imsak: 5.40 Güneş: 7.08 Öğle: 12 22 İkındı: 15.02 Akşam: 17.27 Yatsı: 18.48 Kendi bahçeni kenıHn yarat • Haber Merkezi (AA)- Çevre kırlıhğınin tehlikeli boyutlara uîaştığı ve yeşilin gün geçtıkçe azaldığı dümamızda herkese kendi çapında bir görev düştüğünü yurgıılayan Ingiliz Turizm Örgûtü (BTA) yetkilileri, İngılıere'de çevre ile ilgili bireysel çahşmalann "93 >ılında ağırlık kazanacağını" behrttıler. Buamaçla düzenlenen "bahçe dizayn kurslan", İngılizlerin sosyal jaşamında önemli yer tutan ve hafta sonlannın değışmez ekanı bahçelerin artık daha özenle hazırlanması için ilk adım olacak. Londra'run 80 km güneyinde yer alan Mıdhurst'da düzenlenecek ve 3 mılyon lıra karşılığında herkesin katılabileceği 2 günlükyatıiıkurs programında, güzel bir bahçe yaratmanın temel prensıplen, karşılaşılabilecek problemler ve önlemler konu edilecek öldüHîîüyop • ANKARA (ANKA) - Safra kesesı taşı bulunan hastalann herhangı bırcerrahı müdahale yapılmadan yaşama şanslannın yüksek olması ve ameliyat riski nedeniylecerrahi müdahalenin gerekli olmadığı bıldınldi. Yapılan araştırmalar safra kesesi taşı bulunan hastalann nedenlenne bakıldığında, yüzde 90'ının başka nedenlerle yaşamlannı yitırdıklerinı saptandı. Dönyanınvideo kaset merakı • ATİNA (AA) - Dol u video kaset satın almak ve kiralamak ıçın Amerikalılar 1991 yılında tam 11.2milyar dolar ödedıler. Uluslararası bıraraştırmayagöre video kasetlere Amenkalılardan sonra cn fazla para yatıran uluslar, 7'şermilyar dolar ile Fransızlar, Avustralyalılar ve Almanlaroldu. Bu üç ulusu. 6 milyar dolar ile İtalya'nın izlediğı araşürmalarda, dördüncü sırayı 2.6milyardolarile Japonlaraldı Sağlık personeli vesigara • İZMİR(AA)-Sağlık personeli arasında sigara içme oranının yüksek olduğu. özellikle ameliyaihane ve yoğun bakım gıbı streslı ortamlarda çahşanlann daha fazla sigara icüklen bıldınldi. Ege Unıversıtesi Hemşirelik Yüksek OkuluMüdür Yardıması Prof. Dr. Alev Dramalı. sağlık personeli arasındaki sigara tüketim eğilimini belirlemek üzere, Ege Üniversitesi Hastanesi'ndeki doktor, hemşire ve diğer yardıma personeli kapsayan bir araştırma yaptıİdannı söyledi. Bademcik iltihabına dikkat • KONYA(AA)- Türkiye"de kalp hastalıklannın başhca nedenkrini arasında, akut eklem romatizmasının önemli bir yer oluşturduğu bildirildi. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıklan Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Erkul, 5-15 yaş arasında oldukça sık görülen bademcik iltihaplanrun zamarunda tedavi edilmemesinin, eklem romatizmasına yol açtığını söyledi. Akut eklem romatizmasının. kalp hastalıklannın en önemli nedenleri arasında yeraldığını kaydeden Prof. Erkul. bademcik iltihabırun zamarunda ve etkin bir penisilin tedavisiyk önlenebileceğini belirtti. Kuş cennetfnde • BANDIRMA(AA)- Avrupa Konseyi tarafından doğanın en iyi korunduğu alanlara verilen (A) sınıfı diplomaya sahip Manyas Kuş Cenneti ve Kuşgölü'nde avlanmak ısteyenlere fırsat verilmiyor. Kuş Ccenneti MillipaVk Şefı Şükran Elmalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgede yasak avlanmalara karşı koruma hizmetlerini yoğunlaştırdıklannı belirterek telsizli görevlilerin, avlanmalara karşı karadan görev yaparken Kuşgölü üzerinde de sandalla kontroller yapıldığını bildirdi. Irak'a yapılan bombalı saldınlar Mezopotamya ve islam uygarlığmı tehdit ediyor Savaş, tarihsel kentleri yok ediyor• Uluslararası sözleşmeler, B irleşmiş Milletler ülkelerine, • ABD uçaklannın Irak'taki askeri odaklan hedef aldığı •Mimar Sinan'ın Irak topraklannda bulunan eserleri de kültür mirasını ve tarihsel kentleri 'bombalama yasağı' açıklanan bombardımanlanndan tarihsel yerleşim alanlan son ABD saldınlanyla yükselen gerilim içinde yeniden getiriyor. Mezopotamya, Arap-İslam ve Osmanlı büyük zarar gördüler. Tarihsel yapılann merkezlerde tehdit altına girdi. Bağdat'taki Sinan'a ait Şeyh Abdülkadir uygarlıklanna ait zengin kültür varlıklan, iki yıl aradan bulunması. saldınlardan korunmalannı olanaksız kılıyor. Ceylani Camisi, Murat Paşa Camisi, İmam-ı Azam Ebu sonra yok olma tehlikesini yaşıyor. Bu, uluslararası sözleşmelerin de 'ihlali' anlamına geliyor. Hanife Camisi ve Tekkesi savunmasız durumdalar. OKTAY EKtNCİ Birleşmiş Milletler kararlanru çığnediğı gerekçesiyle ABD'nin bomba yağdırdığı Irak'ta. dünya kültür mirasının korunması- na yönelik yine BM'ye ait kararlar dikkate ahnmadı. Bağdat, Musul, Basra, Kerbela gibi kentlerdeki Mezopotamya, Arap-İslam ve Osmanlı uygarlıklanna ait zengin kültür varlıklan, iki yıl aradan sonra yeniden yok olma tehlikesini yaşıyor. Bunlar arasında Mimar Sinan'a ait tarihsel yapılann ise du- rumlan konusunda yine iki yıldır haber alı- namıyor. ABD uçaklannın Irak'taki askeri odak- lan hedef aldığı açıklanan bombardıman- lanndan tarihsel yerleşim alanlan da büyük zarar gördüler. Tarihsel yapılann kent mer- kezlerinde bulunması. saldınlardan korun- malannı olanaksız kılıyor ve bu durum ulus- lararası sözleşmelerin de "ihlali" anlamına geliyor. La Haye'de 14 Mayıs I954'te imzalanan "Silahlı Bir Çaüşma Halinde Kültür Mal- lannın Korunmasına Daır Sözleşme". her- hangj bir savaş durumunda kültür mirasının korunması için "tüm taraf ülkeleri" gerekli önJemleri almakla yükümlü kılıyor. Tarihsel bölgelennveeskikentlerin"evren- sel değerler" olduğu da kabul edilen La Ha- ve sözleşmesine göre Birleşmiş Milletler'e üye ülkelerin bu değerlerin tahribine yol aça- bilecek askeri harekatlan yasaklanıyor: kül- tür varbklannın üzerlerine ise "'kapağı açık zarf' işareti konularak, olası bombardı- manlardan korunmalan hükme bağlaruyor. Sözleşmedekj zarf işareti. eski eserlere, "geç- miş uygarlıklardan gelecek kuşaklara ileti- len mesajlar" anlamını yüklüyor; bu tarihsel haberleşrnenin "kesilmesi" ise uygarlığın ge- lışmesmi engelleyen "suçlardan" sayıhyor. Öte >andan, Mimar Sinan'ın Irak toprak- lannda bulunan eserlen de son ABD saldınlanyla yükselen gerilim içınde yeniden tehdit altınagirdi. Bağdat'ta bulunan Sinan'a ait Şeyh Abdülkadir Ceylani Camisi, Murat Paşa Camisi. İmam-ı Azam Ebu Hanife Camisi ve Tekkesı olası bir füze ve bomba yağmuruna karşı savunmasız durumdalar. Basra kentindeki Maktul Ayas Paşa Camisi de yine Sinan'ın önemli yapıtlanndan. Türk hükümetının gerek La Haye sözleş- mesi gereğince gerekse 1983'te Resmi Gaze- te'de yayımlanan "Dünya Kültürel ve Do- ğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleş- me"ye dayanarak. "taraf devlet" sıfatıyia, Irak'taki kültürel mirasın korunması yö- nünde uluslararası ginşımlerde bulunma hakkı ve sorumluluğu bulunuyor. Sözleşmenin 6 maddesı, tarafolan devlet- lere, "diğer devletlenn topraklannda bulu- nan mırasa doğrudan veya dolayb olarak zarar verebilecek" gırişimleri önleme yö- nünde görevler yıiklerken, 19. maddesinde de "herhangi bir devlet topraklannda bulu- nan" evrensel değere sahip kültür varhklan için "uluslararası yardım istenebileoeği" hükme bağlanıyor. Kültür mirasının "savaşa karşı" korun- masında Birleşmiş Milletler'e üye ülkelere yüklenilen bu sorumluluklann yanı sıra yine Birleşmiş Milletler kararlanyla kurulan uluslararası kuruluşlann da Irak'taki tarih- sel kentlenn bombalanmasına karşı evrensel yükümlülükleri bulunuyor. Ne var ki, gerek Balkanlar'daki soykınma varan Sırp saldın- lanyla gerçeleşen ağır tahribata, gerekse Bağdat'ın yeniden bombalanmasına yönelik olarak, başta ICOMOS ve UNESCO gibi kuruluşlar olmak üzere, bu kurumlann da tepkisiz kalmalan, uluslararası sözleşmele- nn geçerliliği konusundakı kaygılan güçlen- diriyor... Doğal ve tarihsel gelişmelerin sessiz tanığı olan yaşlı ağaçlann artık dili çözülüyor Ağaçlann gövdelevindekigiz • Ağaçlardaki halkalanr sayısı ağacın yaşını veriyor. Ancak bu halkalann verdiği bilgi, ağacın yaşıyla sınırlı değil. Bu halkalann, ağaçlann gövdelerinde kahcı, gizli birer arşiv olduklan belirtiliyor. Yıllık halka genişlikleri ve bunlarda saklı bilgileri deşifre etmekle uğraşan bilim dalına da 'dendrokronoloji' deniyor. ASUMAN ABACIOĞLU İZVftR - Yaşlan binleri bulan "anıt ağaçlar" gövdelerinde birer arşiv banndınyorlar. Ağaç ne kadar yaşlı ise arşivlerin kapsamı o denli eski tanhlere uzanıyor. Bu arşivleri deşifre eden bilim adamlan, binlerce yıl geriye giderek yeryüzüniin yaşamış olduğu ıklim koşullannı ve değişikliklerinı gözleyebi- liyorlar. Yine bu yolla eski ahşap eserlerin ve ahşap kullanılarak inşa edılmiş yapılann tarihlen kesin olarak saptanabiliyor. Arşivler, ahşap üzerine yapılmış ve günümüzde büyük paralarla satılan resimlerin sahte olup olmadıklannı anlamaya da yanyor. Dünyada ve ülkemizde binlerce yıldır "doğal ve tarihsel gelişmelerin sessiz tanığı" olan yaşlı ağaçlann artık dili çözülüyor. Kuzey Amerika'da birer doğal anıt haline gelmiş, 80-85 metre boyundaki, y aşlan 3500'e ulaşan Sekoya'lar, Avaıstralya kıtasında 92 metre boyundaki okaliptüsler, Mek- sika ve Guatemala'nın sulak ormanlannda dünyanın en genışçaplı ve en yaşlı 5 bin yıllık ağaçlan, ülkemizdeki sedirler, ardıçlar, ladinler meşeler, çınarlar, gövdelerindeki gizi, bilimin hizmetine sunmaya hazır bekliyorlar. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğretim Üyeâi Prof. Dr. Ilçin Aslanboğa, ağaçlann, bulunduklan ekosistemlerde diğer canlı ve cansız variıklarla biriikte karşılıklı etkileşim içinde yaşamlann sürdürdüklerini belirtiyor. Bu etkileşim içinde ağaç- lar, çevreden aldıklan uyanlan, bilgileri gövdelerinde arşivliyorlar. Prof. Dr. Aslanboğa, bu arşivlerin oluşumunu şöyleaçıklıyor: "Ağaçlann gövdeleri enine doğru büyürken, her yıl bir halka oluşuyor. Bu halkalann oluşmasmın nedeni soğuk ve kurak mevsimlerde büyıimenin durrnası. sıcak ve nemli mevsimlerdeyse yeniden başlamasıdır. Yıllık halka sınırlannın belirgjn oluşunun nedeni, bir önceki yıl üretilmiş olan en son hücre sıralannın kahn ceperü ve koyu renJcli olmasından kaynaklanır. Toprak ne kadar iyiyse, iklim ve hava sıcaklığı ne kadar uygunsa, köklerin ve taan yayılma alanı ne kadar genişse, sağlıklı yaprak sayısı ne kadar çoksa yılhk halkalar da o kadar geniş olur." Yıllık halkalann sa>ısı kesin olarak ağacın yaşını veriyor. Ancak bu halkalann verdiği bilgi, ağacın yaşıyla sınırlı değil. Prof Dr. Aslanboğa, bu halkalann, ağaçlann gövdelerinde kahcı, gizli birer arşiv olduklannı söylüyor. Yıllık halka genişlikleri ve bunlarda sakh bilgileri deşifre etmekle uğraşan bilim dalına "dendrokronoloji" deniyor. Prof. Dr. Aslanbo- ğa, arşivdeki bilgilerle "binlerce yıl geriye giderek yeryüzünün yaşamış olduğu periyodik iklim değişikliklerinı gözlemenın" mümkün olabildiğini vurguluyor. En eski meteoroloji kayıt- lannın dünyada 150, ülkemizde de 70 yıllık bir geçmişi olduğunu anımsatan Prof. Dr. Aslan- boğa, "Bin yaşındaki bir ağacın gövdesinde saklı bilgilerin ne denli kıymetlı olduğu bu şekilde anlaşılabilir" diyor. Ağaç gövdelenndeki bılgiler günümüzde arkeoloji alanında da kullanılabiliyor. Ahşap eski eserler ve eski ahşap kullanılarak yapılan binalann yaşı, ağaç gövdelenndeki halkalarla saptanabiliyor. Prof. Dr. Aslanboğa. bu konuda şu bilgileri veriyor: "Eski bir evin kirişi ya da kolununda ahşaptan yapılmış eski eserlerin üzerinde de halkalar var. Ağaç halkalanndan çıkan- lan kronoloji bize yardımcı oluyor. Ağaçtaki eğriler ile eski ahşaptan alınan eğriler adapteediliyor. Böyiece bu eski eserlerin hangi yıla ait olduğu belirleniyor. Üstelik bunu yapmak için ağaa kesmenize gerek yok. Ağaan gövdesine sahnan bir burgu ile kalem gibi bir parça dışanya çıkanbyor. Buyeterli oluyor." Ağaç gövdelerindeki arşiv, ahşap üzerine yapılmış olan resimlerin yaşını belirlemede kullanıhyor. Daha sonraki yıllarda kopya edilmiş ve bugün büyük paralarla satılan eserlerin aslında gerçek olmadığı yine bu yöntemle belirlenmiş. Prof. Dr. İlçin Aslanboğa, "anıt ağaç" niteliğindeki yaşlı ağaçlann yerlerinin belirlenmesi ve bilimsel koruma altına alınabilmesi için halkın kendilerine bilgi vermesinde büyük yarar olduğunu sözlerine ekliyor. Türkiye'deki bilim adamı sayısı 12 bin îslamülkeleri bilim fakiriİZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Türkiye ve îslam ül- keleri, bilim adamı sayısı ve bilimsel araştırma verimliliği bakımından birçok ülkeyi ge- nden izliyor. Toplam nüfusu bir milyan aşan îslam ülkele- rinde bilim adamı ve araştı- rmacı sayısı 45 bin iken )a- ponya'da 400 bin, tsrail'de 88 bın, Ermenistan'da 18 bin. Bağımsız Devletler Toplulu- ğu'nda ise bir milyon 500 bin bilim adamı bulunuyor. Tür- kiye'deki bilim adamı sayısı ise 12feinolarak belirtiliyor. Küçük ve Orta Ölçeklj Sanayi Geliştirme tdaresi Başkanhğı (KOŞGEB) îstan- bul Sanayi Eğitim Merkezi Müdürü Dr. Yük. Müh. Emin Yıldmm'm "Dünyada bilim ve teknolojinin ülkeler bazındaki durumunu" incele- diği araştırması, fslam ülkele- rinin bilimsel araştınna ve- rimliliği konusundaki yeter- sizliğini ortaya koydu. Yıl- dınm, bu araştırmasında Tür- kiye'nin çağı yakalayabilmesi ve aşabilmesi için sanayisini geliştirmesi açısından dünya koşullanndaki yennin belir- lenmesınin kaçınılmaz oldu- ğunu vurguladı. Nüfusu 130 milyon olan Japonya'nın 400 bin bilim adamı ve araştı- rmacıya sahip olduğunu kay- deden Yıldınm, bu ülkenin küçük ve orta ölçekli sanayi modeli kalkınmayı geliştir- mek suretiyle bugünkü düze- yine ulaştığıru söyledi. Nü- fusu 6 milyon olan Israil'de araştırmaa sayısının 88 bin olduğunu belirten Yıldınm, şu bilgileri verdi: "Eski Sovyetler BirliğTnin nüfusu 290 milyondur. Araştırmaa sayısı bir milyon 500 bindir. Bu ülke askeri amaçlı ağır sanayi modelini seçıniştir. Bu nedenle çok hızlı değişen teknolojiye ayak uy- duramamıştır. Üç milyon nü- fusa sahip Ermenistan'ın ken- di ülkesinde ve gelişmiş Batı ülkelerindeki bilim adamı sayısı 18 bindir. Nüfusu bir milyan aşan İslam ülkelerin- deki bilim adamı ve araştır- maa sayısı 45 bindir. Dünya nüfusunun yüzde 15'ini oluşturan İslam dünyası dün- ya zenginliğinin yüzde 50'- şinin üzerinde yaşamaktadır. Ülkemiz İslam dünyası içinde bilim adamı bakımından ilk sırayı almaktadır. Ülkemizde bihm adamı sayısı 12 bindir. Türkiye sanayisının Japon- ya'da olduğu gibi ağırlıklı ola- rak küçük ve orta ölçekli işlet- meler üzerine kurulduğunu belirten Yıldınm. "Dünyada zaman zaman ortaya çıkan krizlere. uluslararası dengeleri değiştiren durumlara karşı, gelişen ve kalkınan ülkeler için temel çözümler arasında küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerini desteklemek ilk sırayı almaktadır" görüşünü savundu. Türkiye'nin bilim adamı sayısı ve bilimsel araştı- • Toplam nüfusu bir milyan aşan İslam ülkelerinde bilim adamı ve araştırmacı sayısı 45 bin iken Japonya'da 400 bin, İsrail'de88bin. Ermenistan'da 18 bin, Bağımsız Devletler Topluluğu'nda ise bir milyon 500 bin bilim adamı bulunuyor. • Türkiye'nin çağı yakalayabilmesi ve aşabilmesi için sanayisini geliştirmesi açısından dünya koşullanndaki yerinin belırlenmesinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı. rma verimliliği bakımından çok gerilerde olduğunu vur- gulayan Yıldınm, sözlenni şöyle sürdürdü: "Mevcut bilim adamlannı üretimle ilgili araştırmalara yönlendirmek, araştırma ve- rimliliğini artırmak, gelişmiş ülkelerle aramızdaki teknolo- jik açığı kapatmak için •Mer- kezi Araştırma Metodu'nu kurmak gerekır. Bunun ger- çekleşmesi için ise bir 'Bilgisa- yar Destekli Tasanm' ve bir 'Softvv'are Merkezleri' kurul- mabdır." Yapı, sera etkisi yöntemiyle ısıtılarak yüzde 75 oranında enerji tasarruflı sağlanacak Aııkaıa'ııııı da bir 'GüneşevT var • Proje Ankara Anakent Belediyesi'nden Melih Tan tarafından geliştirildi. Tek katlı evin güney cephesinde oluşturulan bir cam serada toplanan güneş enerjisi, evin etrafmdan dolaşarak, güney cephesindeki seraya taşınıyor. ANK.\RA (Cumhuriyet Bürosu) -An- kara, önümuzdeki günlerde, güneş enerji- siyle ısınan bir konuta kavuşacak. "Güne- şe\r" olarak adJandırılan >apı, "sera et- kisi" yöntemiyle ısınarak, \iizde 75 ora- nında enerji tasamıfu sağlayacak. Anka- ra Anakent Bdediyesi tarafından vapı- lan ev, "Enerji Tasarrufu Damşma Merkezi" olarak başkentlilere hizrnet verecek. Güneşevi Projesi, Ankara Anakent Belediyesi Belko Firmasında Enerji Dantşmanı olarak görev yapan Melih Tan tarafından geliştirildi. Proje, 100 metrekare biiyüklüğündeki bir konutun Knunasmda, yüzde 75 oranında enerji ta- sarrufu sağlıvor. Tek katlı enn güney cephesinde oİuşturulan bir cam serada toplanan güneş enerjisi, evin etrafından dolaşarak, güneş cephesindeki seraya taşınıyor. "Sera etkisi" prensibine göre kurulan bu yöntemde, kısa dalga boylu güneş rşınları camdan gecerek, mekan icindeki cisimler üzerinde yansıyor. Bu cisimler tarafından emilen ışınlar, uzun dalga boylu tşınlara dönüşüyor ve cam- dan dışarı çıkamıyor. Böyiece, mekân içinde önemli bir sıcaklık artışı sağlanı- jor. Melih Tan'ın verdiği bilgiye göre, bu yöntemle, binanın güney cephesinde oluş- turulan serada elde edilen enerji. dairenin içine alınmadan. binanın kuzeyine trans- fer ediiivor. Bu dolaşım da binanın ta- vanına ve döşemesine yerleştirilen ve se- ralan bağlav an bonılarla sağlanıvor. Tan, bu sistemi ODTL'de doktora tezi olarak getiştirdiğini ve ilk ömek uy- gulamavı gerçekieştirdiklerini belirte- rek, bu ısınma sisteminin, "ısınan hava yiikselir" ilkesine dayanarak oluşturul- duğunu söyledi. Tan, çok katlı konutlar- da da bu sistemin kullamlabileceğini ifa- de ederek, bu sistemin yüzde 75 oranında enerji tasarrufu sağladığını söyledi. Tan, bu pilot uygulamanın, uzun vade- de Ankara'da güneş enerjisi sisteminin yaygınlaştınlmasında ilk adım olduğunu ifade etti. Kalorifer sisteminin de bulun- duğu Güneşevi'nde ekim ve mart aylan- nda ısrtma gerekmeyeceğini aktaran Tan, bulutlu havalarda da enerji tasarru- funun yüzde 40 oranında sağlanacağını söyledi. Tan, Güneşevi'nin 100 metreka- re, seralann da 15'er merrekare oldu ğunu belirterek, 130 metrekarelik bu ko- nutun toplam inşaat maüyerinin 325 mil- yon lira olduğunu, bunun 50 milvon lira- smın ısınma sisteminin kunılmasına har- candığını aktardı. Tan'ın verdiği bilgiye göre, Yenima- halle Akşemsetin Caddes Posta İşleme Merkezi karşısında inşaatı tamamlanan Güneşevi, şubat ayından itibaren "Enerji Tasarrufu Damşma Merkezi" olarak bizmete açılacak. Merkez, bireylerin ev- lerinde kendi baslarma alabUecekleri enerji tasarrufu önlemlerini göstermek, uvgulamaJj olarak aniatmak ve uygula- malı eğitim vermek işlevlerini yerine ge- rirecek. Güneş enerjisinden LSI kazanma yöntemleri çeşitii grafik, fotoğraf ve filmlerle anlatılacak. Soba ve kalorifer kazanları gibi ısıtma sistemlerinin verim- li kullanıbnası konusunda afiş ve buro- şürler dağıtdacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle