Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK1993 ÇARŞAMBA
HABERLER
t
l
'Marksizm
çökmedi'
•SAMSUN (Cumhuriyet) -
Yerel seçim çalışmalannı
Karadeniz Bölgesi'nden
başlatan Sosyalist Birlik
Partisi (SBP) Genel Başkaru
Sadun Eren, "Dünyada
sosyalizm, Marksizm
çökmedi. Uygulamaçöktü.
Sovyetler Birliği modeli gibi.
Soyyet modeli, sosyalistler
işçi sınıfı olarak iktidara
gelecek, üretım araçlanm
kamulaştıracak ve sosyalizm
oluşacaktı. Ama bu mbdel
çöktü. Demokrasi yokluğu
yani iktidara gelindiği zaman
onlann yönetilmesine hazır
çalışan sınıf yoktu" dedi.
Güpeş: TBMM'ye
saygımız sonsuz
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Doğan
Güreş. Anayasa'ya göre
başkomutanhk yetkisinin
mecliste olduğumı
bildirirken, kendisini ziyaret
edenTBMMBaşkanı
Hüsamettin Cindoruk'a,
"Saygımız sonsuzdur.
Kendilerinin şahsında
TBMM'ye bir kezdaha
saygılanmızj vurgulamak
istiyorum" dedi.TBMM
Başkanı Cindoruk dün saat
16.00'da Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Güreş'i
makamında ziyaret etti.
TBMM Başkanlığı'naikinci
defa secilmesi sonrasında
Orgeneral Güreş'in kendisini
ziyaret ettiğini anımsatan
Cindoruk, iade-i ziyarette
bulunduğunu söyledi.
DEP'esavunma
süresi
• ANKARA (ANKA)
-Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından,
devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğü
aleyhıne faaliyette
bulunduğu iddasıyla
kapıülması istenen
Demokrasi Partisinin (DEP)
savunma için ek süre istemesi
Anayasa Mahkemesi
tarafından kabul edildı.
Anayasa Mahkemesi. DEP
Genel Başkanı Hatip
Dicle'nin. kapatma dav asıyla
ilgili ön savunma
hazırlayabilmesi için
mahkemenin ilk ara
karannda tanıdığı 30 günlük
süreye ek olarak süre
tanınması yolundaki
başvurusunu dünkü
oturumunda görüştü.
Yüksek mahkeme, Dicle'nin
istemini yerinde görerek-'
partiye ön savunma
yapabilmesi için 15 günlük ek
süre verilmesini benimsedi.
Ansiklopedi
savaşıbasına
güveni azalttı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHP Genel
Sekreteri Ertuğrul Günay,
bastnda yaşanan
"ansiklopedi" savaşı ilesiyasi
partiler arasındakı "aday
transferi yanşı"nın. halkın
basın vepolitikacılara
güvenini azalttığını söyledi.
Güneydoğu'da
konuşlandınlan Çekiç
Güç'ün görev süresinin
uzatılmasmın yeniden
gündemde olduğuna dikkat
çeken Günay, "Çekiç Güç,
Kuzey Irak'ta ileride tehlikeli
bir konuma sahip olacak bir
Kürt devletinin güvencesi
olarak orada tutuluyor"
görüşünü dile getirdi.
Doğan'ın annesi
toprağa verildi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yeni Parti
kuruculanndan İstanbul
Milletvekıli Hüsnü Doğan'ın
annesi Hatıce Doğan'ın
cenazesi, dün Ankara'da
toprağa verildi. Cenaze. Hacı
Bayram Camisi'nde öğleyin
kılınan cenaze namazmdan
sonra Karşıyaka
Mezarlığı'na kaldmldı.
Cenaze törenine. Doğan'ın
aılesi.yakınlan.TBMM
Başkanvekillerinden
Mustafa Katemli, ANAP
Genel Başkanı Mesut
Yılmaz. Y DP Genel Başkanı
HasanCelalGüzel.BDP
CJencl Başkanı Aydm
Menderes, ANAP'lı
milleıvekilleri veeskı bazı
bakanlar, Yenı Parti
kuruculan katıldılar.
Karayalçın m merkez yoklaması isteğine karşı, Gürkan ve ekibi *önseçim'de ısrar ediyor
SHPde adaybelirlemekriziANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
SHP'de, 27 martta yapılacak yerel se-
çimlerde belediye başkanlıklanna aday
gösterilecekler için kulisler sürüyor. İs-
tanbul için şimdiye değın geçen adlann
dışında Karayollan eski Genel Müdürü
Celalettin Dursun üzerinde önemle du-
rulduğu bildirildi.
SHP Parti Meclisi'nin (PM). bu hafta
sonunda yapılacak toplantısmda, bele-
k d l b l i l Gürkandiye başkan adaylanrun belirlenme
yöntemi ele ahnacak. SHP PM'de, duşündüğü Dursun'un. şu anda büyük
adaylann adlan üzerinde degörüşmeler ya
unmlardaki yüklenicıliği ile tanman
yapılması bekleniyor. s j p ^ (Sezai Türkeş-Fevzi Akkaya)şır-
SHP'den alınan bilgilere göre; özel- ketinde eörev yaptığı öğrenildi.
hkle büyük kentlerin adaylannın mer- S H
p Genel Başkanı Murat Karayal-
kez yoklaması ile belirlenmesi.görüşü çm
'ı n <
d^er partılenn popüler isimîere
ağjrlık kazanıyor. SHP'nin istanbul yönelerek kentlerin sorunlannı ikinci
Anakent Belediyesı adaylığı için bugüne p
ı a n a
atmalanna \önelttiği eleştiriler
değinkamuoyundatarüşılan adlann dı- açısmdan da Dursun'un adayhğjnın
şında. Milliyet Gazetesi Başyazan Altan Ç O
Y ^ k bir olasılık olmadığı bildirili-
Ovmen'in de ismi geçiyor. Ancak özel- yo r
likle üzerinde durulan ismin. 1974-1975 sVlP Genel Merkezi'nin Ankara Bü-
yıllan arasında Karayollan Genel Mü- yükşehir Belediye Başkanlığı konusun-
dürlüğü yapan Celalettin Dursun oldu- da tüm yetkiyi. Karayalçın'a bırakma
ğu bildiriliyor. Bundan önceki yerel eğiliminde olduğu da ifade ediliyor.
seçimlerde de SHP'nin aday yapmayı SHP yetkilileri. "Murat Karayalçın, eski
• Murat Karayalçın'ın
büyükşehir adaylannı 'merkez
yoklaması" ile belirleme isteğine
karşı çıkan SHP Grup Başkanı
Aydın Güven Gürkan ve çevresi.
bütün adaylann 'önseçiırf ile
belirlenmesi gerektiği görüşünü
SHPliderineiletti. Karayalçın
belediye başkanı olarak Ankara'yı çok
iyi tam\an kişi. Gerçekleştirdiği proje \e
yatırımlan en iyi biçimde sürdürecek
olan ismi de kendisinin belirlemesi doğal-
dır" diye konuşuyoriar. Buna karşın.
Ankara adaylığı için Toplu Konuı İda-
resı Başkanı Yiğit Gülöksüz ile EGO
Genel Müdürü Cihan Altınöz'ün adlan.
kulislerde yoğunlukla dile getiriliyor.
Gülöksüz. konuya ilişkin Cumhuriyet'-
ın sorusu üzenne. "Bugüne kadar par-
tim, bana ne görev verdiyse onu vaptım.
1984'te beledi>e başkanhğına aday ol-
mamam konusunda değerlendirmeler
yapdmıştı. Kabul ettim. Millet>ekili
adaylığını kabul cttim. Son olarak da
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nda gö-
rev almamı istediler, oldum. Şimdi. An-
kara Anakent Belediye Başkanlığı için
adaylığun gündeme gelirse bana düşen,
bu görevi kabul etmek olur'" yanıtıru ver-
dı.Karayalçın'ın büyükşehir adaylannı
'*merkez yoklaması" ile belirleme isteği-
ne karşı çıkan SHP Grup Başkanı Ay-
dm Gü>en Gürkan ve çevresı. bütün
adaylann "önsecim" ile belirlenmesi ge-
rektiği görüşünü SHP liderine iletti.
lzmir'de. şu andaki Belediye Başkanı
Yüksel Çakmur'un. yakın çevresine
aday olmadığı yolunda görüş bildirme-
sine karşın, delegelerin kendisi için imza
toplamasmm. yeniden aday olmak iste-
diğinin bir kanıtı olduğu belirtiliyor.
İzmir için aynca eski Turizm Bakanı
.\lev Coşkun. Karşıyaka Ilçe Başkaru
Cihan Türsen, Dıkili Belediye Başkanı
Osman Özgüven. Salihli Belediye Baş-
kanı Zafer Keskiner'in de adlan geçi-
yor.
Adana'da. şu andaki belediye başka-
nı Selahattin Çolak ıle Çukobirlik Genel
Müdürü Sedat Doğan arasında kıyasıya
bir adaylık mücadelesinin sürdüğü bil-
diriliyor.
Yılmaz, partili belediye başkanlanna 'Mart seçiminde başanlı olursak erken seçim kaçınılmazdır
1
dedi
ANAPTıbaşkanlaraseçimalarmı
• Yerel seçimlere yalnızca
'bir siyasal hesaplaşma' ve
kendilerini iktadara
taşıyacak seçimler olarak
bakmadıklanm belirten
Mesut Yılmaz, 'Millete bu
seçimleri kazandığımız
takdirde. hangi politikalan
uygulayacağımızı
anlatmalıyız' dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz, "27 Mart secim-
lerinde ANAP birinci parti olur-
sa, 1994'te erken seçim kaçınd-
mazdır" dedi. Yılmaz. bu hede-
fe ulaşıldığı takdirde "pamuk
ipliği" ıle duran koalisyon hü-
kümetinin varlığını sürdürebil-
mesinin mümkün olamayaca-
ğtnı söyledi.
Yılmaz. dün parıi genel mer-
kezinde ANAP'lı belediye baş-
kanlan ile bir araya geldi. Yıl-
maz, Yeni Parti Genel Başkan
Yardımcısı Hüsnü Doğan'ın an-
nesinin cenaze törenine kaül-
ması nedeniyle toplantıya üç
saatlik bir gecikme ile katıldı.
Tüm partililerden 27 Mart yerel
seçimlerine kadarki 3 aylık sü-
reyi en iyi şekilde değerlendir-
melerini isteyen Yılmaz, seçim-
lerin kendileri için hem zorlu bir
sınav. hem de büyük bir fırsat
olduğunu söyledi. Yılmaz. şöy-
le konuştu:
"Bu smavı en iyi şekikk \er-
meye, bu fırsatı değerlendinneye
mecburuz. Bazı seçimler. hak et-
tiklerinden daha fazla önem ka-
zanniar. Önümüzdeki seçimler
de böyle seçimler olacaktır. Bu
seçimler. sadece belediyelerin il
yöneticilerinin seçUeceği seçim-
ler olmayacak. Bu seçimler,
Türk siyasetinde bir dönüm nok-
tası teşkil edecek, bundan sonra-
ANAP SOFRASI: ANAP Ikkri Mesut Ydmaz, partili belediye başkanlanna toplantıdan sonra bir de yemek verdi. Toplantı ve
havuzbaşındaki yemeğe DYP'nin peşine düştüğü Bakırköy Eteİedi\e Başkanı Ali Talip Özdemir katılmadı.(Fotoğraf: AA)
ki Türkiye'nin yönetimine de
yön verecektir. 2 bin 500 belde-
nin mümkün olan en çoğunda
ANAP bavrağını yeniden bele-
di\elere dikmeye mecburuz.
Eğer bu hedefûnize ulaşabiu'r-
sek. bugün zaten pamuk ipliği ile
duran koalisyon hükümetiıün
varlığını sürdürmcsi mümkün
değildir. Hiç şüpheniz olmasın ki
mart seçimlerinde ANAP birinci
parti olduğu zaman 1994 yılında
erken seçim de kaçındmaz ola-
caktır."
Yerel seçimlere yalnızca "bir
siyasal hesaplaşma" ve kendile-
rini iktadara taşıyacak seçimler
olarak bakmadıklanm anlatan
ANAP liden. '•'Seçimlerde mil-
lete giderken yalnızca bu bece-
riksiz koalisyonu eleştirmekle
yetinemeyiz. Bu seçimleri ka-
zandığımız takdirde, hangi poli-
tikalan uygula\acağımızı idari
sistemdeki darboğazı nasıl aşa-
cağımızı millete anlatmak eo-
rundavız'"dedi.
Yılmaz, ANAP'ı yolsuzlukla
suçlayanlann bugün kendi yap-
tıklan yolsuzluğun hesabını
mahkemede verir duruma düş-
tüklerini kaydederek. İçişleri
Bakanlığı'na tanman belediye
başkanlannı idan soruşturma
gerekçesiyle görev den alma \et-
kisinin hükümetçe kötüye kul-
lanıldığmı söyledi. Hükümetin
bu vetkiyi sadccc siyasi amaçla-
n için kullandığını öne süren
Yılmaz, "Hükümet bu yetkiyi
gerektiği gibi kullansaydı, şu an-
da İstanbul Bihükşehir Belediye
Başkam'nın göre\den alınmışol-
ması gerekirdi. Bu beledive baş-
kanı üstelik İçişleri Bakanlığı'-
nm hakkmda idari soruşrurma
yaptığı bir şahts değil, hakkında
adli soruşturma yapılan bir şa-
dedi.
Bu arada DYP'ye gececeğj
öne sürülen Bakırköv Belediye
Başkanı .Mi Talip Özdemir'in
vurtdışında bulunması nede-
nivle toplantıya katılamadığı
bildirildi.
Cem Boyner 'Özgürlük, eşitlik ve verimlilik üçgenindeki demokrasi için öncelikli reformlaryapılmalı'dedi:
Türkiye'de sistem delik-deşik oldu•TÜSİAD eski başkanı
ve 'Yeni Demokrasi"
harekeürün öncülerinden
Cem Boyner, anayasa.
seçim sistemi ve partiler
kanununun değişmesi
gerektiğini söyledi; 'Silahh
kuvvetlerin demokrasiyi
tehdit göriintüsü
olmamah' dedi.
İstanbul Haber Servisi-Türk
Sanayici ve İşadamlan Derneği
(TÜSİAD) eski başkanı ve
"Yeni Demokrasi" hareketinin
öncülerinden Cem Boyner, "İs-
viçre peyniri gibi delikli bir sis-
tem. Neredeyse öbür tarafı görü-
necek"dedı.
Genç Yönetici ye İşadamlan
DerneğTnın (GYİAD) Conrad
Otel'de düzenlediği toplaniıda
"Yeni Demokrasr hareketi ko-
nusunda bir konuşma yapan
Cem Boyner, sisteme yönelik
sert eleştiriler getirdi. Anayasa'-
nm. beçim sisteminin ve partiler
kanununun değişmesi gerekti-
ğini savunan Cem Boyner. Tür-
kiye'nin "özgûriük. eşitlik ve
verimlilik" üçgenindeki demok-
rasi\i yakalaması için bir an
öncc reforrnlannı gerçekleştir-
mesı gerektiğıni anlattı.
Silahlı kuvvetlerin demokra-
siyi tehdiı görüntüsünün artık
değişmesi gerektiğini vurgula-
yan Boyner. bu noktada gözle-
rin sivil siyaseıçilere çevrilmesı-
nı söyledi. Boyner, "'Politik
yapılar ülkedeki değişimin yöne-
timi becerebildiği sürece silahlı
ku^etler politikadan uzaklaşa-
caktır. Sivil siyasetçi ülke sahip-
si/miş gibi davranır&a birisi ülke-
nin sahibi gibi davranır" dedi.
Bunun cn son örnceının ıkı
Genç Yönetici ve İşadamlan DerneğTnin düzenlediği toplantıda "Yeni Demokrasi" hareketi ko-
nusunda göriişlerini açıklayan Cem Boyner, sisteme yönelik sert eleştirilerde bulundu. Boyner,
sistemin ls>içre peyniri gibi delik-deşik olduğunu öne sürdü.(Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
gazetecinin askeri mahkemece
tutuklanmasında yaşandığını
anımsatan Boyner. sadece SHP
ve Cumhurbaşkanf nın tepkisı-
ni dile getırdiğini diğer partıle-
rin ses çıkarmadığını belırlti-
"Doğnı mu bu? Kimin memleke-
ti burası?" diyen Boyner. sözle-
rini şövlesürdürdü-
"Delikli bir sistem. İsviçre
peyniri gibi. Neredevse obür ta-
rafı göriinmeye başladı. Televiz-
\on ve radyoyla ilgili \asal dü-
«enleme yok. Ne yasak, ne
serbest. İkisi de \ok. özelleştir-
me> le ilgili > asal dü/enleme yok.
Vap deniyor, ha> ın ikisinden bi-
risini tercih etmek lazmı. Seçim
sistemini, Siyasi Partiler Ka-
nunu'nu çöpe atmak gerek. Ana-
yasayı değiştir. Bundan daha
güzeü var mı. Sol. sağ iktidarda
ortak."
"Komşunun kürkünü sevme-
nin" moda haline geldiğini söy-
leyen Boyner. mart yerel seçim-
leri için aday arayan partilerde
de bunun açıkça göründüğünü
ifade etti. Boyner.
W
RP hariç.
bütün partiler adaylannı kendi
partileri dışında anyoıiar. Hani
kadro hareketi\di? Herkes baş-
kasının kUrkünü sevi\or. uzak-
takileri seviyor. Sadece dışarıda
gülünç olmuyoruz, kendi içimi/-
de de artık ciddiyetimizi ka\bet-
meye başlıyonu. Bu ceket gali-
ba çok dar geuneye başladı''
diye konuştu.
Partileri eleştirdi
Siyasetin önemli hale, siya-
setçilerin önemsiz hale getınle-
ceği bir dönemi yaşamak üzere
oldutumuzu. bunun için de
herkese göre\ düştüğünü belir-
ten Boyner. bunun için yurttaş
inbi\atifinın oluşturularak
önemli kararlaralınması gerek-
tiğini kaydetü.
Türkiye'dekı radıkal grupla-
nn nc ıstedıklerinı çok net orta-
ya koyduklannı söyleyen Boy-
ner, siyasi partileri eleştirerck
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Merkez sağ sol üç tane parti
var. Kemikleşmiş politikalar.
güçlü bir ta>ır. Güneydoğu ko-
nusundaki politikamız budur,
İslama şöyle bakıyoruz di>e bir
şe> yok. Bu bence şu anda Tür-
kiye'deki sistemin en önemli teh-
likesidir. Merkezin boşalması
tehlikedir. Biz bu reformlan ya-
pacağu, \apmamak mümkün
değil. \ alnız anahtar şu: kim ya-
pacak bu reformlan? Şu anda
sivil sivasetçiler bunalımı aşamı-
yor, bunalım yaratıyor. Kim
yapacak bunu? Bu reformlar
Türkiye'nin bütünlüğü, banşı
için yapdmak zonında. Bunlar
olmazsa kaybedeceğiz."
Kurtsorunu
Kürt sorununa ilişkin bir so-
ru üzerinc ise Boyner. şunlan
söyledi.
"Bu konuda Misak-ı Vlilli
açtsından hiçbir tehlike görmü-
yoruz. Çünkü Türkiye'deki me-
sele İspanya'daki BASK gibi
toprağa dayalı bir mesele değil.
Türkiye'deki Kürt mifusunun
çok az bir kısmı Güneydoğu'da
yaşıyor. Biz. Türkîje meselesi-
nin daha çok etnik bir iç kavga
olarak geİişmesinden endişe du-
yuyoruz. Yoksa Türki>e'de sı-
nırlarımı/ın korunması konu-
sunda herhangi bir endişemiz
yok. Kürtlerin çok büyük bir kıs-
mı da bölünme) i istemiyor."
Laiklikle ilgili bir baijka soru-
\a karşılık da Boyner. din ve
devlel ışlennin lamamen birbi-
rinden a\nlması gerckıiğini
söyledi.
HAFTAYABAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Sevsinler 'Sivil Toplum'cu
Basını!Nedir 'sivil toplum?'
Katılımcı toplumdur. Yurttaşların ülke sorunlarına et~
kin bir biçimde sahip çıktıkları toplumdur. Toplumu oluş-
turan bireylerin, "Ben oyumu verdim, gerisini iktidarda-
kiler düşünsün" demedikieri toplumdur.
Sivil toplum, örgütlü toplumdur!
Halk, örgütlüdür.
Çıkarlan, dünya görüşleri, koşullan benzeyenler bir
araya gelirler. llgilendikleri konulardakitteleri uyarırlar,
siyasal iktidarlan uyarırlar.
Kamuoyu oluşur. Daha doğru, daha sağlıklı kararlar
alınması olanaklı hale gelir...
Ama bu sürecin işleyebilmesi, kitle örgütlerinin sesle-
rini duyurabilmelerine bağlıdır."
Bunun 'araç'ı isebasındır!
•
Özel TV ve Radyo Yasası'na 'anti-laik yayınlaryapıla-
mayacağY hükmünün konmasını, sağcı partiler engelli-
yorlar.
Terörle Mucadele Yasası'ndan, laik düzeni yıkmaya
yönelik eylemler çıkarılıyor.
Bazı yayın organları, 37kişinin yakıldığı Sıvas vahşeıi-
ni, 'Şanlı Sıvas Kıyamı' diye övebiliyor. RP'nin Genel
Başkan Yardımcısı, yananların değil yakanların avukat-
lığına soyunuyor.
Diyanet Işleri'ne, Küttür Bakanlığının iki katı kaynak
ayrılıyor.
Aleviler, Yezidiler, Süryaniler, Yahudiler, okullarda
zorla Sünni felsefesini öğrenmek zorunda bırakılıyorlar.
20 milyon Aleviden alınan vergilerle, Alevilere saldıran
kişi ve kurumlar besleniyor.
Devlet, bizim paralarımızla, laik düzen karşıb insan
yetiştiren okulların sayısını arttırıyor...
Devleti yönetenler gaflet' içinde, ama 'sivil toplum'
sesini yükseltiyor. Meslek odalarının, gazeteci-yazar-
sanatçı kuruluşlarının içinde bulunduğu tam 30 sivil top-
lum örgütünün temsilcileri bir araya geliyorlar.
"Demokratik ve laik düzeni koruyacağına namus ve
şerefsözü vermiş bazı milletvekillerimizin, başkalannın
demokratik haklarını yok etme ve laik düzeni değiştirme
girişiminde buiunmalannı ya da laiklik karşıtı davranış-
lara hiçbir tepki göstermemelehni, içtensizlik ve görevi
ihmat olarak değerlendiriyoruz."
Bekliyorsunuz ki olay, gereken etkiyi yapsın. Gazete-
lerin ilksayfalartnda hak ettiği yeri bulsun. Üzerinde tar-
tışılsın...
Ne gezer!
Bir tek Cumhuriyet, kamuoyuna karşt sorumluluğu-
nun gereğini yerine getirıyor.
•
Nerede, sivil toplumcu (!) 'numara'a cumhuriyetçiler?
Nerede, sivil toplum (!) adına, her Allah'ın günü Ata-
tûric'e ve Kemalizme saldıranlara sayialarını ya da ek-
ranlarını açmış yayın organları?
Işte sivil toplum örgütleri. işte yükselen ortak bir ses.
Niçin susuyorsunuz?
Laiklik olmadan sivil toplum olur mu?
Laikliğin olmadığı yerde özgürlük ve demokrasi olur
mu? .ı
Otuz örçjütün sesine kulak vermeniz için, ç
mutlaka TUSlAD'ın da mı bulunması gerekiyor?
Hani, Kemalizm yıkılmadan Türkiye'de sivil toplum
kurulamazdı. Hani, sivil toplum oluşmadan Türkiye çağ-
daşlaşamazdı.
Ortada bir yanlışlık var.
Ya Türkiye'de gerçek sivil toplumculuğu Kemalizm
temsil ediyor ya da numaracı cumhuriyetçiler, 'sivil top-
lum' diye başka bir şey anlıyorlar.
Ve sadece Islamcı ya da Kürtçü örgütlenmeleri 'sıVı7
toplum'un gereği sayıyorlar..
•
Tek sesin, tek gücün olduğu yerde demokrasi olmaz.
Türkiye gibi demokrasisi kökleşmemiş toplumlarda,
çoksesliliği güvence altına almak gerekir. Egemen güç-
lerin bir ölçüde etkisinin dışında kalabilen 'özerk kurum-
lar', bu toplumlarda bu nedenle büyûk önem taşır.
Türk Dil Kurumundan üniversitelere, yargıdan TRT-
ye kadar özerk ya da bağımsız kurumları Türkiye'ye Ke-
malistler getirdi Tutucu güçler öldürdü.
'Gaff/lerin de yardımıyla, sıra geldi demokrasinin
kendisini öldürmeye..
İZLENÎM
Boyner ve
yerü Yuppikr
AYDIN ENGİN
İstanbul Conrad Otelinde
Genç Yöneıicı ve İşadamlan
Derneği. bir öğle yemeğı veri-
yor. Moda deyimle: Lunch.
Menü. köy salatası, "'suprem
sos ve şefın garnitürleri" ile
süslenmış ıspanakh tavuk eti
(göğüs). opera pastası ve kah-
veden oluşuyor. Özenle düzen-
lenmiş masalarda genç işa-
damlan ve genç yöneticiler.
Artık -galiba- eskimeye yüz
tutmuş bir deyimle yerli "Yup-
pie"lerimiz. Yemek usul ve
adaba uygun, sessizce sürüyor
ve salona egemen bir noktaya
yerleştirilmiş bir kürsüden
genç (hatta biraz fazla mı genç
ne
r>
). yakışıkh bir delikanlı.
Cem Boyner konuşuyor...
Kısacası bizcileyin kıdemli
bir solcunun önyargılannı pe-
kiştirmesj için bütün koşullar
yerinde. Öyle ya büyük burju-
vazinin yeni yetmeleri ile hırslı
ve yükselirken genye bakma-
mayı ilke edinmiş genç "mena-
ger"lar. lüks bir otelde bir
araya gelmişler. Ne konuşur
bunlar ? Ne anlatır bu Cem
Bovner?..
Ûlke ve dünya sorunlan üs-
tüne yalınkat, kitaplardan de-
ğil. kitap kapaklanndaki tanıt-
ma yazılanndan edinilmiş sığ
bilgilerle yargılamak ve kaçı-
nılmaz oîarak da "mahkûm
etmek" mümkün değil Bo\-
ner'in anlattıklannı. Üstelik
bu hakça bir tutum da olmaz.
Kürsudekı genç adam belırgin
bir İstanbul Türkçesi ile konu-
şuyor. (Yani. "olacak" yerine
"olucek". "verecekler" yerine
"vericaklar" fılan diyor). Ama
kürsüdeki genç adamın söyle- •
diklerinin içeriğinde böylesi'
minik kusurlar da yok. Konu-.
suna alabildığine egemen.
Konusu üstünde derinîemesi-
ne düşünüp. düşüncelerini sis- •
temleştirmiş. Kısa, kesin cüm- •
leler ve besbelli ki bilinçle seçil-'
miş yumuşak bir ses tonu.
Kısacasr. "Zenginliği baba-'
dan gelme, şımank. iddiah bir-
yeni yetme. çevresine üç beş-
solcu eskisi döneği de topla-
mış, özünde emekçi halkı sö-
mürmenin daha incelikli yön-"
temlerini genç işadamlanna
öğreıiyor" gibısinden hamha-
lat değerlendirmelerle "Cem
Boyner ola>i"na yaklaşmanın
iler tutar yani yok. Türkiye so~
lu. kendine "Yeni Demokrasi'
Hareketi" adını veren bu girişi-'
mi derinlemesine. kendini or-'
taya koyduğy düzlemde, felse-'
fı, siyasal ve sosyal içeriği ıle\
değerlendirmek, tartışmak zo--
runda. «
Reddediliyorsa bu, bu düz- *
lemde ve düzeyde yapılmak:
zorunda. Yok reddedilmiyor-'
sa. bu kez de kayıtsız kahna-»
maz. Bu yüzden Boyner ve-
arkadaşlanrun görüşleri ve bu- •>
nu ortaya koyuşlanndaki dü-.
zey, Türkiye'de demokrasi için.
bir kazanım. Demokratik çok •
sesliliği. her kafadan bir ses çı-
kan bir kargaşa olarak değil de-
ancak üzerinde gerçekten de-İ
rinlemesine ve aynntılı düşü-i
nülmüş fikirlerin yaşam hakkı^
bulabileceğj bir düzen olarak
kavnyorsak (özlüyorsak) Yeoi
Demokrasi Hareketi'ni ciddiye
almak zorundayız.