23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ARALJK1993 CARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOM 11 Gûmrik MrEği ve izelsektör • İSTANBUL(AA)- Başbakanlık Başdanışmanı ve Avrupa Topluluğu (AT) Koordinatörü Büyükelçi Ali Tigrel, Gümrük birliğini Türkiye ekonomisinin yaranna olacak şekilde gerçekleştirmenin devletin sorumluluğunda olduğunu ifade ederek "Devletin sorumluluğu vardır, ama bana göre gümrük birliğinin gerçek muhatabı özel sektördür'dedi. Tigrel, Finans Kulüp toplantısında yaptığı konuşmada, imalat sektörünün, ucuz emek ve hammadde olanaklannı son birkaç yıldır kaybettiğıni, gümrük birliğinin büyük olasılıkla işsızlik doğuracağını kaydetti. İmalat sektörüne teknik ve mali yardım sağlanması gerekliliğine işaret eden Tigrel, önlem ahnması durumunda Türk özel sektörünün ciddi bir rekabet gücü oluşturacağını anlattı. Tigrel, şunlan dedi: "Onümüzdeki 2 yılı çok iyi değerlendirmemiz lazım. Ciddi politikalann uygulanması zorunlu. Gerekli mevzuatın yasalaşmasıiçin parlamentomuza da tarihi bir sorumluluk düşüyor.'" Eximbank'tan tahvil ihraa • ANKARA (AA) - Türkiye thracat Kredi BanKası (Eximbank), dış müteahhitlik hizmetlerinin finansmanı için Euro Tahvil Ryasası'na 130 milyon dolar tutannda tahvil ihraç etti. Türk Eximbank Genel MüdürüDoc.Dr. Ahmet ? Ertuğrul,y;$lıfr * ' * ^ T r T t açıklamada. sağlanan fonun, Türk müteahhitlerinin yurtdışında aldıklan projelerin fınansmanında kullandınlacağını söyledi. Tahvil ihracına ılışkın anlaşma dün Londra'da Ahmet Ertuğrul tarafından imzalandı. Pakistan etoyoldan vazgeçti • Ekonomi Senisi - Pakistan, ihalesi 644 milyon dolar keşif bedeli ile Bayındır tnşaat tarafından alınan tslamabad-Peşaver otoyolu yapımından vazgeçti. Bayındır İnşaat yetkilileri bu ihaleyi kaybetmelerinin, bir kısım basın ve politik çeyrelerin Pakistan hükümetinin bu parayı ödeyeı.neyeceği gjbi asılsız haberlennden kaynaklandığını söylediler. Bayındır İnşaat yetkilileri. iptali ile birükte Türkıye'den gönderilecek mühendis, kadro, makine, teçhizat. kar transferi olarak toplam 200 milyon dolar tutannda katma değer kaybırun söz konusu olduğunu belirttiler. Yetkililer mukaveleden doğan zararlann karşılanması için Pakistan'la görüşmclere başlandığını açıkladılar. Koçbank'a kredi • tSTANBUL(AA)- Koçbank 40 milyon dolarlık sendikasyon kredisi sağladı. Koçbank"tan dün yapılan yazılı açıklamada. Koçbank'ın Gulf. International Bank, Abu Dhabi Commercial Bank, Arab BankingCorporaüon ve Bank of Tokyo Konsorsiyumu'ndan 40 milyon dolarlık kredi sağîadığıbelirtıldi. Başlangıçta 35 milyon dolar olarak düşünülen sendikasyon kredisi limitinin, konsorsiyuma katılan banka sayısının fazla olması nedeniyle 40 milyon dolara çıkanldığı kaydedildi. Koçbank"ın bu yıl uluslararası sermaye piyasalanndan ikinci kez gerçekleştirdiği bir yıl vadeli kredinin anlaşması. Koçbank Genel Müdür Yardımcısı Suphi Bilgin tarafından Bahreyn'de imzalandı. Müfettişler, ödemelerin yapıldığı belgelerde trilyonluk "hata" saptadılar Devletin teşvik savurganlığıKEMAL YURTERİ ANKARA - Başbakanlık Teftiş Kunı- lu. 1985-1992 yılları arasında kalkınma- da önceiikü yörelere "kaynak kul- lamnunı destekleme primT'nden tahsis edılcn teşvikler ile devletin trilyonlarca lira zarara uğratıldığını belirledi. Mü- fettişler. ödemelenn yapıldığı Kalkı- nma Bankası belgelerinde çok sayıda "hata" saptadılar. Müfettiş raporlan- nda, Doğu ve Güneydoğu'da teşvik verilen bazı yaünmlarhakkında. "güven- lik endişesi" nedeniyle bılgj alınamadığı bildirildi. İnceleme, Başbakanlık Teftiş Kurulu ve Maliye Bakanlığr müfettişlerinin yanısıra Hazine kontrolörlennin ka- tıhmıyla gerçekleştirildi. İncelemenin tamamlanmasının ardından. teşvik mevzuatına ilişkin bilgilerin de yer aldiğı geniş kapsamh bir rapor ha- zırlandı. Raporda. "Kalkınmada Birinci Dere- ceden Öncetikli Vöreler " adı altında toplanan. Adıyaman. Ağn. Artvin, Batman. Bayburt. Bingöl, Bitlis. Diyar- bakır, Erzincan. Gümüşhane. Hakkari, Kars, Mardin Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şır- nak, Tunceli ve Van illeri ile "Kalkınma- da İkinci Dereeede Öncelikli Yöreler " adı altında toplanan Amasya. Çankın. Çorum. Elanğ, Erzurum, Kahraman- maraş, Kastamonu, Malatya, Sinop, Sivas. Tokat, Yozgat ve Zonguldak'a (Karabük ve Ereeli ilçeleri dahil) 1985- 1992 yıllan arasında "Kaynak Kıd- lammmı Destekleme Primi" olarak kul- dığerinin bilgi vermeye yanaşmadığı gö- rüldü. Bazı il yöneticileri de "güvenlik gerekçesiyle yatırnn bölgesine gideme- diklerini" belirterek müfettişlere yardıma olamazken. en sıcak çatışma- İann yaşandığı Batman'da Valiliğin, Sanayi ve Ticaret Müdürlüğü kayıtlan- Kalkınmada ı. dereeede öncelikli teşvikli yatırımlar Kalkınmada 2. dereeede öncelikli teşvikli yatırımlar Yabnmın durumu TamaiTt!anm)ş, çalıştyor Tamamlanmış, çahşmıyor Terk edflmtş Devam ediyor tptaledHcft Baslanmamış BMgi aknamayanJar Sayısı 414 318 157 525 96 957 39S Yüzdesi 14.44 11.09 5.48 18.31 142 33.38 13.88 Yabnmın durumu Tamamlamntş, çaitşıyor Tamamlanmış, çahşmıyor Terfc edilmiş Devam ediyor Iptal editdi Baslanmamış Bilgi afmamayantar Sayıst 878 146 67 660 85 589 221 Yüzdesi 33.32 5.52 254 24 97 3.22 22.17 8.36 landınlan teşvikler ve teşvıklerin 31 Aralık 1992 tanhindekı gerçekleşme oranlanna ilişkin bilgiler yer aldı. İncelemeler. illerin Deftarlık ve Sana- yi ve Ticaret Müdürlüklerinden bilgi alınarak yürütüldü. Bazı yatınmlar için bu kuruluşlardan birisinin bilgi verdiği na bakarak ve bölgelerine giderek yaünmlan denetlemesi ve müfettişlere bilgi ulaştırması dikkat çekti. Müfettişler. illerden gelen bilgilerin çelişkıler içermesi üzerine teşvik ödeme- lerinin yapıldığı Kalkınma Bankası'na giderek incelemelerde bulundular. Ban- kada bulunan ödeme listeleriyle, iller- den gelen bilgiler arasında çelişkiler sap- tandı. Raporda, "Türkiye Kaikınma Bankası'nca bildirilen ödeme listelerinde bazı yanlışlıklara rastlanmıştır. Bazı ödemeler mükerrer yazılmış, bazı öde- meler > anlış firma adına yazılmış ve bazı firmalar ise, yanlış il listelerine kaydedil- miştir" denildı. Iki bölgeye. 1985 yılında 261, 1986 yılında391,1987yıhnûa403.1988yılın- da 427. 1989 yılında bin. 1990 yılında 2 bin 368,1991 yılında 656 ve 1992 yılında 104 olmak üzere toplam 5 bin 610 adet teşvik verildiğinin belirtildiği raporda, kalkınmada birinci ve ikinci dereeede öncelikli yörelere 7 yıl içinde, 1992 yılı rakamlanyla, 2 trilyon 674 milyar 890 milyon lira tutannda teşvik verildiği ifa- de edildi. Raporda. şöyle denildi: "Bu teşviklerin büyük çoğunluğu 1990 yılında verilmiştir. 1991 yılında 345, 1992 yılı ( ağustos ayına kadar) 27 adet teşvik belgesi \erilmiştir. Verilen bu teş- vik belgelerinin önceki yüiarda olması ve aradan geçen zaman icerisinde yatıruna başlanmaması, bu teşvik belgesi sahibi yatınmcıların bü\ük kısmının \atırıma başlamayacağı görüşümi kuvvetlendir- mektedir." TKB politik amaçla kullanılıyor'ANKARA (Cum- i ü ı II llk huri > et Bfirosu) - m IIIIA K.alkınma Bankası- • lllllIIIIH nın(TKB)hesaplannı V I U U U I I V inceleyerek "kredi ^ H H p ^ nohı" veren uluslara- ^ ^ ^ ^ rası denetim kuruluşu Capıtal. bankanın politik amaçlarla kullanıldığını belirledi. Bankaya uzun dönem için BBB (istikrarlı. ancak olum- suz gelişmelere karşı hassas) puanı ve- ren Capital. TKB"nin turizm sektörüne açmış olduğu kredilerin "geriye dönüş ıunudunun düşük olduğunu" bildirdi. Capital'ın TKB ile ilgili olarak kısa süre önce tamamladığı ve uluslararası finans merkezlerine de gönderilen dene- tim raporunda, bankanın önemli dü- zeyde kaynak aktardığı turizm şirketle- rinin politik yönden güçlü lobilerle iş- birliği içinde olduğu* belirtilerek şöyle denildi: "Esasen banka için en bflyük güclüğü yaratan da turizm sektörüdür. Kredi kul- İanan şirketler çoğu kez politik lobileri harekete gecirerek kullandıklan kredile- rin faizlerini düşürüp, vadelerini erteletti- rebiliyoriar." Raporda bankanın Türkiye'de sınai kalkmmayı başlatmak için bu alandaki yatınmlara kaynak aktarmak amacıyla kurulduğu kaydedilerek "güçlü" ve "zayıf" olduğu noktalar üzerinde şu de- ğerlendirme yapıldı: GİÇLtÖLDVĞLALANt "Banka sahipliginin yüzde 99 devlete ait olması. Türkiye ekonomisinin en hay ati sektörle- rine kaynak aktarması. uluslararası para piyasalarından orta ve uzun vadeli kredi temin edebilmesi." ZAAFLAHI: "ÖzeUiklc turizm pro- jelerinde geriye dönüş umudu zayıf kredi- ler dağrtmtş olması. Tipik bir KİT gibi verimsiz ve bürokratik ağırlıklı biçimde yönetilmesi. Kaynak dağıtırken ekono- mi k değil, siyasi amaçlann ön plana cıkması. Bankanın bütün yönetim kade- mesinin 1992'de atanmış olması" Capıtal'in denetleme raporunda, bankanın gecmişine değinilirken, Tu- rizm Bankası'nın "batak turizm kredile- ri" nedeniyle güçlüğe düşerek TKB bünyesi içine alındığı anımsatılıyor ve birleşmeden sonra sermayesinin 2.5 mil- yar liraya çıkanlmasına karşın banka turizm sektörüne açılan ve geri dönüş umudu bulunmayan alacaklar nedeniy- le banka zararlannın sürdüğü belirtili- yor. Denetim raporunda."TKB'nin dış pi- yasalardan orta ve uzun vadeli kredi biıl- ma imkanının sürdüğü, ancak bunun ban- kaya ve müşterilerine pahalıya mal oldu- ğu" da kaydediliyor. KOİ 450 milyon dolar borçluANKARA (AA)-Otoyol müteahhitlerinin hakedişlerini ödeyemeyen Kamu Ortaklığı İdaresi'nin (KOİ) ödemeyi yapabilmck için kaynak yaratmaarayışında olduğu bildirildi. KOİ'nin.yeni kaynak yarat- mak amacıyla bir borçlanma aracı olan döv ize endeksli "gelir ortaklığı senedi" ihraç edebileceğı belirtiliyor. Bu arada, borçlanma yoluyla müteahhıtlerin hakedişlerini ödemeye. ekonomi yönetiminin pek sıcak bakmadığı kaydediliyor. Kamu Ortaklığı İdaresı (KOİ). otoyol müteahhitlerinin hakedişlerini yaklaşık 5 a\dan beri ödeyemiyor. Bu müteahhitlenn alacağının 450 milyon dolara ulaştığı açıklandı. KOİ"nin baraj yapımı ile ilgili olarak da müteahhıtlere aynca 600 milyar lira ödeme vapması gerekiyor. Böylece KOİ'nın otoyol vc barajlar için yapması gereken ödemenın 7 trilyon lira düzeyindeolduğu kaydedildi. Müteahhit alacaklannın ciddi boyutlara ulaştığını belirten yetkililer. "Nasıl üriinünü teslim eden üreticive parasını ödüvorsak, otoyolu ve barajı yapan müteahhide de parasını ödemeli- yiz"dedıler. KOI'den toplam 25 müteahhitlik firmasının alacağı bulu- nuyor. Bu firmalar arasında Doğuş, Nurol. STFA. Astaldi. Enka. Tekfen. Entes. Kutlutaş. Bayındır. Hasko. Bartcl. Limak, Makyol ve Metişdeyer alıyor. KOİ. müteahhit hakedişlerini Kamu Ortaklığı Fonu"ndanödüyor. 'Başbakan'ın sorumsuz dostlan' suçlamasına Erez'den yanıt "Kolay yutulacak lokma değilim 9 MERİH AK BODRL M-AN AP Ge- nel Başkanı Mesut Yılmaz'ın kendisini "Baş- bakan ÇiBer'in sonmsuz dos- tu" olmakla suçladığı TOBB Başkanı Yalım Erez, son dönemlerde ken- disine yöneltilen eleştirile- rin arttığına dikkat çeke- rek. "Asıl hedef ben değil, Başbakan'dır. Onu yıprat- mak istiyorlar"dedi. Erez, bu konuda kendisinin alct edilmtk istendığini de vur- gulayarak. "Ben kolay lok- ma değilim. Beni yutamaz- lar, insanJarın boğazında kalırım. Çünkü sırtunda yu- murta sepeti yok"diye konuştu. Bodrum'da önceki gün yapılan güç birliği toplantısında ana konu vergi re- formuydu. Toplanüya katılan oda baş- kanlan ve temsilcileri, devletin bu re- formla büyük bir engeli aşacağını kay- dettiler. Adının açıklanmasını iste- meyen bir üst düzey TOBB yöneticisi. vergi tasansmın TBMM'ye geldikten sonra Meclis aritmetiğinin değişmeye başladığına dikkat çekti. Cumhurbaş- kanı Süleyman DenüreTi yasa TBMM'den geçse bile, veto edeceğini öne süren yetkili. "TÜSİAD ve benzeri kuruluşlar Ankara'da yoğun bir kulise • TOBB Başkanı Yalım Erez, son dönemlerde kendisine yöneltilen eleştirilerin arttığına dikkat çekerek. "Asıl hedef ben değil, Başbakan'dır. Onu yıpratmak istiyorlar"dedi. başladı. Daha bir yıl öncesine kadar ver- gi reformu isteyen bu kişiler. olayın aleyh- lerine döndüğünü görünce paniğe kapddılar. Şündi yatırmı yapamayız di- yorlar. Peki 20 yıldır ne yapıyorsunuz? Devlete ne kadar katkınız oldu? Görü- nen o ki, yasa meclisten geçmeyecek. Daha iki maddesi göriişüldü. Biz bu ta- saruun çıkmasını istiyoruz"dedi. Yalım Erez de özellikle vergi refor- mu konusunda TÜSİAD'ı topa tuttu. TOBB'nin vergi reformunu sürekli gündemde tutması nedeniyle ağır eleş- tirilere hedef olduğunu belirterek şun- lan söyledi: "Bazı kişilerin bir araya gelerek kurdukları der- nekler, Türkiye'nin tek sa- hibi. tek sözü gibi daiına gündemde olmuş. Ama iki yıldan beri TOBB'nin sesi çıkmaktadır. Bundan ra- hatsızlık duyuyorlar. Açık- ça söylüyorum. Türki- ye'nin geİeceği kiiçük ve orta ölcekli işletmelerden gecer. Bugüne kadar bu işletmelerin hakkını ko- nıyamadık. TOBB bu ko- nuya el atmaya başla- yınca bazı çıkar çevreleri rahatsız oldu." Siyasetin odak nokta- lannın TOBB'nin çı- kışlanndan rahatsız oldu- ğunu belirten Erez."TOBB üzerindeki tahakkümlerini kaybedenler rahatsız. Açıkça ifade ediyorum ki ben TOBB başkanı olduğum sürtce hiçbir si> asetçi- nin tahakkümüne izin vermeyeceğim. Ne kadar rahatsız olurlarsa oİsunlar"- dedi. Son pünlerde basmda TOBB ile gili çıkan haberleri de değerlendiren Erez, hiçbir partinin iç işlerine ka- nşmadığını söyledi. Erez"Ama TOBB başkanı olarak başbakanla iyi gecinmek zonındayım. Bugün Çilier'dir, yann baş- kasıdır. İstenildiği zaman görüşlerimizi dile getiririz. Başbakana yakın olanlara geçmişte çamur atılırdı" EKONOMIYE BAKIŞ TANER BERKSOY GATT Neyi Düzenliyor?. GATT, dünya ticaretini düzenleme, kurallannı oluş- turma ve bunların uygulanmasını gözetme görevini yüklenmiş olan bir uluslararası kuruluş. GATT'ın örgütlenme biçimi ve süreci de ilginç. İkin- ci Dünya Savaşı sonrasında oluşan karmaşa ortamı- nda, dünya ekonomisinin en önemli boyutu olan ulus- lararası ticaretin düzenlenmesi ve canlandırılması gerekiyordu. Bu koşullarda GATT, ticaret kuralları üzerinde uz- laşma arayan bir uluslararası konferans olarak yaşa- ma başladı. Ondan bu yana da konferans niteliğinden sıyrılıp tam anlamıyla bir örgüt kimliği kazanamadı. Bunun önemli bir sonucu var. Dünya ticaretinin ku- rallarını düzenliyorolmasına karşın, kuralları bozana karşı bir yaptırım gücü yok GATT'ın. Sadece, kural ih- lalinden zarar gören tarafa aynı biçimde tepki göster- me, karşılık verme olanağı tanıyor. Bunun ötesinde yapabileceği pek bir şey yok. Orneğin, IMF ve Dünya Bankası gibi kuralı ihlal edene uygulayabileceği açık ya da örtük yaptırımlara sahip değil GATT. GATT'ın böylesine güçsüz bir örgüt olarak biçim- lenmesi biraz da ilgi alanı olan uluslararası ticaretin karmaşık, çok boyutlu ve yan etkileri yaygın birfaali- yetolmasından kaynaklanıyor. Ticaretin kuşkusuz bir konjonktürel boyutu var. Be- lirli dalgalanmalar gosteren bir gelişme seyri izliyor. Ancak uluslararası ticaret bu kadar masum ve dar boyutlu bir ekonomik faaliyet değil. Çok daha geniş ve yaygın etkileryaratıyor ülke ekonomilerinde. Dün- ya ticaretine katılma yönü ve biçimine göre ülkelerin ekonomik yapılan etkilenıyor, geleceğe dönük yapı- lanmaları da bu yönde belirleniyor. Bu açıdan bakınca, GATT'ı salt konjonktûr yöneti- miyle ilgılenen bir kuruluş olarak algılamanın yeter- siz kalacağı görülüyor. Ekonomik yapılanmaya dö- nük etkilerini de düşünmek, belki de ön plana almak gerekiyor. Böyle olunca da GATT'ın katı kurallar oluş- turan, kural ihlallerini cezalandıran, kısacası ülke ekonomilerinin yapılanmalarını birinci elden düzen- leyen bir örgüt kimliği taşıması olanaksız. Genel ilkeler ve buna dönük kurallar üzerinde yaygın uzlaşma arayan, bunun için ülketerin katılımıyla oluşan geniş konferanslar düzenleyen ve bununla yetinmek durumunda olan bir örgüt olarak yaşamak zorunda GATT. Bunun böyle olduğu uygulamada da görülüyor. GATT'ın genel ilkesi serbest ticaret. Üzerinde uzlaş- ma aradığı kurallar da serbest ticareti koruyup geniş- letici uygulamalar. Ama dünya ticaretinde kural ihlali sayılamayacak kadar çok. Ülkeler kendi çıkarlarını kollamak, ekonomilerini korumak, giderek sahip oldukları kalıcı ya da geçici avantajları empoze etmek için kural falan tanımıyor- lar. ••• Korumacılığın ve başına buyrukluğun öncülüğunü gelişmiş. sanayileşmiş ülkeler yapıyor. Üsteük bunda oldukça becerikliler. Gözle görünür, somut koruma önlemlerinden vazgeçerek ticareti serbestleştirdikle- ri izlenimini yaratırken olmadık yeni yöntemlerle ko- rumacılığı sürdürmekte ustalaşmışlar. Gelişmekte olan ülkeler güçleri elverdiğince bu kervana katılıyor- lar. Korumacılık serbest ticarete, dolayısıyla GATT'ın genel ilke »'e kurallarına aykırı bir tavır. Örgüt, koru- macılığın ticareti daraltacağına, üretim artışını yavaş- latacağına, refah kaybına neden olacağına inanıyor. ikinci Dünya savaşı'nı ızleyen otuz yılda dünya ticare- tinde kendi öncülüğünde gerçekleşen serbestleşme- yi ve bunun sürüklediği kesintisiz refah artışını da inancına kanıt olarak gösteriyor. ••• GATT'ın yedi yıldır sürdürdüğü ve Uruguay Raundu olarak bilinen ticaret konferansı ve müzakerelerinin nedeni, söz konusu otuz yılın sonunda korumacılığın yeniden tırmanışa geçmesi. 1970li yıllarda oluşan ekonomik kriz, üikelerı kapanmaya sürükledi. Dünya ticareti yavaşladı. Ote yandan krizden kurtulma çabaları yepyeni bir dünya getirdi onümüzdeki yılların gündemine. Yeni üretim alanları öne çıkacak, ekonomiler yeniden yapılanacak. Dünya ticareti de bu yeniden yapılanmanın izdü- şümlerine göre kimlik değiştirecek. GATT, yeni kimli- ğin korumacı zorlamaların dışında, başına buyrukluk efelenmesine tutsak olmadan, serbestçe oluşmasına uğraşıyor. Gündeme gelen ve gelecek olan yeni alanlara dö- nük kurallar dizisi üzerinde uzlaşma arıyor. 20. Yüz- yıl'ın önemli bir parçasında dünya ticareti ve ekono- mik yapılanmasına damgasını vurduğuna inanan GATT, bu misyonunu 21. Yüzyıl'ın yeniden yapılan masına da taşımak istiyor. Yaptırımsız örgütün yedi yıl önce Uruguay'da başlattığı serüvenin ana yöneli- mi bu. Konuk yazar Zorunlu tasarruf geri ödemeleri ve hukuk HİKMETULUĞBAY Hazine eski Genel Müdürü Son günlerde basında "Çalışanların Ta- sarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarnıflann Değerlendinlmesine Dair Kanun"un 6"na maddesi üçüncü fıkrasında yer alan "En az 6 yıl tasarrafta bulunanlara istedikleri takdirde sadece biriken tasamıf kesintileri, ödenir" hükmü çerçevesinde yapılacak ödemeler üzerine haber ve yorumlar yer almaktadır. Bu arada hükümetin bu ödemeleri, 1 Nisan 1994 tarihinde değil 1 Temmuz 1994 günü yapmayı düşündüğü de haber olarak basın- da yer almıştır. Konunun çeşitli boyutlan tartışılmaya de- vam edilmekle birlikte. kanımca gözardı edi- len çok önemli bir boyutu vardır. O da ka- nun metninde yer alan "sadece biriken tasar- ruf kesintileri ... ödenir" hükmüdür. Buna göre "kanun zoru" ile tasarrufa mecbur edi- len çalışanın maaş/ücretinden. kanunun çık- üğı 1988 yılında 1.000 -TL kesildi ise. 1 Ni- san 1994 yılında aene 1.000 TL ödenecektir. Oysa 1988 yılınırTl .000 - TL'sinin satın alma gücü. Nisan 1994'te toptan cşya fiyatlan ba- zında muhtemclen en az 9.747.80 TL vc tü- kelici fiyatlan bazında ise en a/ 11.813.47 TL'dır. I988"ı ızleyen beşyıllık kesintileriçin de benzeri hesaplamalar yapılabilir. Bu durumda, isteyen çahşana yapılacak 1.000 -TL'Lik ödeme belki kanuna uygun olacak, ancak hukuka uygun olduğu tartış- maya açık olacaktır. Bu uygulamanın hukuka uygunluğunun niçin tartışmaya açık olacağını da şöylece açıklayabiliriz: 1. Bu kesintiler, çalışandan, kanun zoru ile yapılmamış olsa idi ve çabşan. bu miktarı kendi is- teği ile bir ticari bankaya altı yıl süre ile yıllık tasar- ruf mevduaü ola- rak yatırmış olsa idi. son altı yıldır. uygulanan I yıllık vadeli mevduat fai- zi bazında parasını, 22.200 TL (her yılın fai- zininanaparayaeklendiğıanlayışı ile) olarak geri alacaktı. Tasarrufu Teşvik Kanunu'nun amacı. I 'ınci maddede. ".... bu tasarnıflann en iyi şekilde nemalandırmasını sağlamak su- retiyle çalışanların tasamıf yapmalannı teş- vik etmektir" şcklindc tanımlanmıştır. Bu durumda, devlet aldığı 1.000 TL'yi (bu cnf- lasyon ortamında) gene 1.000 - TL olarak iadeederse. kanunun amaana hizmet ettiği- ne vatandaşı nasıl inandırabilecektir? Bu soru, yasama organı ve hükümet tarafından cevaplandınlmak durumundadır. Bu soru cevaplandınlırken de hukuk ilminin temel il- kelerinden biri olan "Yasalar. lafzı ile olduğu kadar ruhu ile yonunlanmak dunımundadır" kuralı göz ardı edilemez. Bu durumda. ya- Devîet, kanun zoruylamaaşmdan tasamıf adı altında kesinti yaptığı çaîışanJanna karşı hukuki iki borç altmdadjr. Onlar da sjrasıyla. altı yılını dolduranlara, tasarruf kesintilerini, diğer tür ödemelerdeoiduğu gibi nemalan ile bîrlikte ödemek (veya bunu yaparaıyorsa, 1988 yıiının 1 .Oft) - TL'nin Nisan 1994'teki değerinin, tüketid veya toptan eşya Fıyat endeksine göre hesaplanmış satm atoıa gücünü geri ödemek) veTasarrufu Teşvik Kanunu'nu yürürlükten kaldırmaktır. sanın ruhuna uygun davranılacaksa, 1988 yılına ait 1.000 - TL 22.200 - TL olarak iade edilmek zorundadır. 2. Altı yıl önce. çalışandan, kendi arzusu olmadan kesilen 1.000 - TL'nin. yasanın ru- huna uygun olmayan bir şekilde gene 1.000 - TL olarak iade edilmesi, çalışanın I988yılın- dakı 1.000 - TL'lik satın alma gücünc yüzdc 95.5 oranında (22.200 - TL eksi 1.000 - TL = 21.200 - TL 22.200- TL) vergi uygulanması anlamını taşıyacaktır. Anayasanın 73'ncü maddesi. üçüncü fıkrasına göre "Vergi. re- sim, harç ve benzeri maS yükümlülükler ka- nunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır." Oysa çalışanın tasarrufunun bu oranda ver- gilendırileceğine ilişkin olarak TBMM bir kanun çıkarmamıştır. 3. Devlet Hazi- nesini. 1988 yıhnın 1.000 - TL'si karşılığında böyle bir mali yük altına sokmak is- temeyecekler. Ta- sarrufu Teşvik Kanunu"nun6"ncı maddesinin "sade- ce biriken tasarruf kesintilerini" öde- meyi öngördü- ğünü ileri süreceklerdir. Bu tezi savununlar. ayn: zamanda. çalışanların 1988 yılında her ay 4.5 saat (maaşlardan o tarihte kesilen yüz- de 3 tasarruf kesıntisinin çalışma saalı karşı- lığıdır) iicret almadan çalışma yükümlülü- ğünü ileri sürmüş olacaklardır. Anayasanın 18'nci maddesi "Hiçkimse zorla çaİıştmla- maz. Angarya yasaktır" hükmünü laşımak- tadır. 4. Benzeri bir yükümlülük. 1988veizlc\cn yıllarda. çalışanların dışındakilcrin tasamıf- İanna uygulanmamıştır. Diğer bir de>işlc. çalışanlar dışındakilenn tasarruflan a\nca- lıklı konumda kalmıştır. Bu da anayasanın kanun önünde eşitlik ilkesinc aykındır. Yukandaki açıklamalar da. açık bir bi- çimde sergjlenmektedir ki. 1988 yılında çıka- rıları "Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilme- si ve Bu Tasarnıflann Değerlendinlmesine Dair Kanun" hukuk açısından zayıflıklarla doludur. Bu da, 1980'li >ı 1larda kanun tasa- nlannın hazırlanması ve yasallaştınlması aşamalannda "hukuk adamlarnım uzmanlı- ğına" başvurmamayı çağdaş yöneticilik sa- yan politik okulun günümüze kalan kötü miraslanndan birisidir. Bu durumda, devlet. kanun zoruyla maa- şından tasarruf adı altında kesinti yaptığı çalışanlanna karşı hukuki iki borç altında- dır. Onlar da sırasıyla, altı yılını dolduranla- ra, tasarruf kesintilerini. diğer tür ödemeler- de olduğu gibi nemalan ile birlikte ödemek (veya bunu yapamıyorsa. 1988yılının 1.000- TL"nın Nisan 1994"teki değerinin, tüketicı veya toptan eşya fıyat endeksine göre hesap- lanmış satın alma gücünü geri ödemek) vc Tasarrufu Teşvik Kanunu'nu yürürlükleıı kaldırmaktır. Cumhuriyetimizin gclencklc- rine uygun düşeni de esasen budur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle