Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 ARAUK1993ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
OECD raporu çeşitli ülkelerin eğitim alanındaki durumuna ilişkin şaşırtıcı sonuçlar sergiliyor
En iyi eğitimhangiülkede?
E ndüstriyel dünyanın en çok
kitap okuyan ulusu Finliler.
Çekoslavakya ise dünyada en
çok mühendisın bulunduğu ülke.
Isvıçrelıler, fen ye matematikte dün-
yanın en iyileri. Üniversitelerin en çok
mezun verdiği ülke Kanada. Japonlar,
dığer dünya ülkelenne oranla eğitime
daha az para harcıyorlar. Eğitim
reformlanyla geçen bir on yıldan
sonra ABD artık endüstriyel dünyaya
ait eğitim ıstaüstiklennde çok daha
parlak bir konuma sahıp.
Tüm bunlar OECD'nin geçen hafta
yayımladığı bir rapördan ahnan bilgi-
ler. 1991 yılında. elde edilen rakamlara
dayanan bu rapor. dünyanın en zen-
gin ülkelerindeki eğitim sistemlen
arasında yapılmış en geniş kapsamlı
karşılaştırma sayıbyor. Çakşmanın
sonuçlan arasında şunlar yeralıyor:
Harcamalar: Tüm OECD üİkelen.
eğitime yapılan kamu ve özel sektör
harcamalannın miktan açısından bir-
birlerine son derece >akın gözüküyor-
lar. Ülkelerin gavnsafımilli hasılalan-
na bağıntılı olarak gösterilen eğitim
harcamalan oranlannın en yüksek ol-
duğu ülkeler ABD. Norveç ve İsveç.
Türkıye dışında, dığer tüm ülkeler
orta öğretim ıçin ABD'de harcanan-
dan daha fazla para harcıyor.
Performans: ABD. diğer ülkelere
oranla daha çok eğitim harcaması
yapıyor olsa bile öğrencilerin perfor-
mansı kendilerine yapılan yatınmın
büyüklüğünü yansıtmıyor. ABD'li
öğrenciler, okuma ve anlama yönün-
den üst sıralarda yer alırkcn matema-
tikte en altlarda. bilimde ise ortalarda
gözüküyor.
Japonlar, geleneksel olarak bu tür
araştırmalara katılmaktan hoşlan-
madıklan için OECD"nin performans
raporlannda Japonya ıçin bir kıyasla-
maya girilebilecek denli bılgı yer almı-
yor. Ancak geçmışte, Japon ve diğer
Âsyalı öğrencilerin yabancı dıl yeterli-
liği ve matematik alanlanna ABD'li
öğrencilerden daha ılerisinde olduk-
lan biliniyor.
Eğitim DÜ2e>i: ABD ve Kanada.
yüksek öğretim gören oğrencı
sayısının en yüksek olduğu ıkı ülke.
Aynca ABD. 25 ve 34 yaşlan arası-
ndaki nüfusun \üzde 20'sınin lisans
veya lisans üstü diplomaya sahıp oldu-
ğu tek ülke. Ancak bu göründüğü ka-
dar olağanüstü bir durum değil.
ABD'dekı L'lusal İşbirliğı Kuruluşu
Başkanı VVilliam Kolberg, "Üımersite
eğitiminin ilk iki yılında öğrencileri di-
ğer ülkelerdeki lise öğrencilerinin düze-
yine getirmekle uğraşıyonız. Hala ulus-
İararası standardm altındavız." diyor.
Japonya. Almanya. eskı Çekoslo-
vakya. Macaristan ve Kuzey ülkele-
nndekı lise mezunlannın sayısı ABD-
dekınden daha fazla. Türkiye, Porte-
kız ve İspanya ise sıralamanın en alt-
lannda yeralıyor.
Newsweek
Kamu ve özel sektörûn toplam harcamalan
Gari Safi Yurtiçj Hasıla Yazdeteri
Eğitim düzeyt
Vanlan en ûst dûzsy
OrtMkUtoraaaı
ABD
%47 %36|
Almanya
%60 %22l
Kanada
%36
EskıÇ<*ostovaKya
%27
kve;
%33 %44
JngMere
[%35 %49
Fransa
%49 %35 %15|
Türtaye
%82
ABD (SVBÇ
j l Skveortaokul
Macarst Almanya tnggere Japonya
E l Ortaokufsonrası
Portekz
Cezayir'den
sınırdışı edilen
Fransız
^atandaşlarının
sayısı
bine ulaştı
Terör ola>larının artması üzerine Ceza\ir'de vabancıların tehlikede olduğunu gören Batılı ülkeler vatandaşlannıülkevi
terketmeleri konusunda uvardı. ABD yönetimi, başkentteki elçilikgörevlilerinin bir çoğunu geri çekti. _
Fransa'mnbaşı Cezayir'ledertte
£fce JÇetofjork fömt»
C
ezayir'in 30 yıl önce bağımsızlığını
ilan etmesıyîe en önemli
sömürgesini yitiren Fransa, şımdi
de Cezayir'deki şeriatçı
mıhtanlar ile askeri cunta yönetimi
arasında sıkışıp kalmaktan korkuyor. Bir
mılyona yakın Cezayırlinin halen
Fransa'da yaşaması. Cezayir'in Fransa'yı
hala A\ rupa'daki en ) akın müttefıki
olarak görmesi, Fransa'nın Cezayir'deki
şiddet olaylannın etki alanına girmesine
yol açıyor. Fransa Cumhurbaşkanı
François Mitterrand, Cezayir'deki
olaylann Fransa'nınen önemli
sorunlanndan biri olduğu yolunda
yetkılılen uyardı. Aynca Fransa'nın
Avrupa İşleri Bakanı Alain Lamassoure
geçen hafta basına verdiği bir demeç'e.
Cezayir'deki gelişmelerin kaygı verici bir
düzeyeçıktığını belırtti. Geçtiğimiz
çarşamba gunü Cezayir'de bir Fransızm
daha öldürülmesıyle kökten dinciler
larafından katledılen Fransızlann sayısı
üçeçıktı. Ekim ayında kaçınlan üç
Fransız diplomat sonradan serbest
bırakıldı. Vatandaşlanna karşı gırişilen
bu şiddet olaylan karşısında sert önlemler
alma gereğı duyan Fransa hükümeti,
İslami KurtuluşCephesı adlı örgüt yanlısı
88 kişiyi sınırdışıettı Sözkonusu örgüt.
iki yıl önce iklidara en yakın parti ıken.
seçimlerin iptal edilmesiyle eylemlerinı
siyasi çerçevenin dışına taşımak zorunda
kaldı. Geçtiğimiz hafta Fransa hükümeti
Cephe'yi Fransa'daki eylemleri
konusunda uyardı Aynı dönemde polis
bir düzıne kökten dınci Tunusluyu
sorgulamak üzeregözaltınaaldı.
| Yabancıların durumu
Son günlerde Silahlı İslami Grup adında.
Cezayirli başka bir milıtan grup,
Cezayir'deki Fransızlan ülkeyı
terketmeleri doğrultusunda tehditediyor.
Fransa hükümeti ise bu durum karşısında
vatandaşlanndan ülkeyı terketmelerini
veya yakınlannı Fransa'ya
göndermelerini istiyor. Cezayir'deki 75
bin Fransız vatandaşının 8 binı aynı
zamandaCezayırvatantaşı. Bugüne
kadar 3 ıle 4 bın arasında olduğu tahmin
edilen Fransız vatandaşı Cezayir'den
aynldı.Cezayir'de yabancılann tehjıkede
olduğunu gören Rusya. Almanya. İlal>a.
İspanya ve İngiltere kendı vatandaşlannı
ülkeyi terketmeleri konusunda u>ardı
ABD yönetimi. başkentteki elçilik
görev lilennın bir çoğunu gen çektı. Şubat
ayından bu yana Cezayir'de öldürülen 11
yabancının tümü Fransız değil; ancak
Cezayir'deki şiddet ola> lan en fazla
Fransızlan kaygılandınyor. Fransa'da
yaşayan yoğun Cezayır nüfusundan
başka iki ülke arasındaki tarihi ve
duygusal bağlar terör olaylanndan
etkileşımi arttınyor. Fransa 1834 yılında
Cezayir'de ilk kez yönetimi elegeçirdi.
I9.yüzyılın ortalannda binlerce Fransız
Cezayir'de yerlcşti. 1950'li yıllann
ortalannda başlayan bağımsızlık hareketı
1962'de Cezayir'in zaferi ile sonuçlandı
Bağımsızlık savaşı sırasında Fransızlar
destekçiler ve muhalifler olarak ikiye
bölündü. 1962'den sonra bir milyon
Fransız ülkesine döndü.
Alan Riding
Havel'inözlemi: Siviltoplum
C umhurbaşkanı Vaclav
Havel'e göre. Doğu
Av rupa'daki Çingene
nüfusun yüzyüze olduğu güç-
lüklcnn nedeni. uzun yıllar bo-
yunca baskıci hükûmetlerin yönetıminde
yaşayan halkın özgürlüğün sorumluluk-
lannı taşımaya hazırlıksızolmasından kav-
naklanıyor.
Haveİ. cumhurbaşkanhğı makamı olan
Prag Şalosu'nda kendisiyle geçenlcrdc
yapılan bır sö>leşıde. "Toplumumuzun ve
komüıtizmden kendini kurtarmış tüm top-
lumlann koşullarım hapishaneden veni
çıkmış bir mahkumunkine benzetiyorum.
Bu benim de uzun bir /aman vaşadığım bir
deneyim" dı>or. Muhalıf etkınlıklerı >u-
7Ünden çıplak hapishane hücrelennde ge-
çirdıği yıllan unuimasını sağlamak için
olsa gerek. Havel ofisınin duvarlannı son
derece çarpıcı. çok-renkli posımodcrn mo-
tiflerle boyatmış Duvarlarda bugünun
Çck sanatından pek çok örnek dsılmış.
Havcl. " l zun yıllar onu kendi kararlannı
almaktan alıkoyan katı kurallar altında >a-
şamay a alışmış bir kişi, kendini çeşitli biçim-
lerde ortaya koyacak bir tür şokla viiz yüze
kalır" dıvor "Bu ansızın gelen bir değişim-
dir, yepyeni özgürlükler ve sorumluluklar
getirir. Bir çok kişi bunlaria başa çıkmavı
başaramaz."
"Kcndilcrini bir belirsizlik durumu içinde
• Havel. Çingene sorununu "turnusol testi"
olarak adlandınyor: önemli olan demokrasinin
kurumlannı kurmak değil. onlara işlerlik
kazandırmak.
bulurlar. Bu durumda sözde-kesinlikler
ararlar" dıye ekliyor. "Bunlardan biri ken-
dilerini bir kalabalık. bir topluluk içinde erit-
mek. >e diğer topluluklarla keıidininkini
karşı karşıya getirmekle olur."
Diğer eski komünisı ülkelerdeki gıbi.
Çek Cumhuriyeti'ndeki Çingenelergirişim
ve düşünce özgürlüğünden en çok kayba
uğravan grup oldular. Çingenelerin çoğu
kazandıklanndan çoğunu yitirdiler. Çoğu
durumda Çingeneler arasındaki ışsizlik
oranı toplumun geri kalan tüm kesımlenn-
den çok >üksek oldu. Çünkü çoğu nitelik-
siz sanayi ve maden ışçısı olan Çingeneler
ckonominin canlandınlması kampanyası
sırasında ışlerinden atıldılar. Aynı zaman-
da ıfade özgürlüğü Çıngenelen. komünıst
dönemde yalnızca fısıltılarla ıletilebılen
sovgulcnn hcdefi haline eetırdı.
| Sabırlı çaba
İçışlen Bakanı 1990'dan ben üç Çinge-
nenın dazlaklarca katledildiğıni ve beşinın
de mahkemcce belirlenemeyen nedenlerle
Çingene olmayan kişilcrcc öldürüldüğünü
sövledı. Havel. komünist rejimde gizli top-
lumsal sorunlar hakkında açıkça konuş-
Çek Cumhurbaşkanı \ aclav Havel: "Sivil toplum oluşturma hedefini, çağunızın en büyük
meydan okuması olarak göriivonım."
manın onlan çözebılmenin ola-
naksızlığının yanı sıra. "sivil
toplumu" yaratacak özgürlü-
ğün komünist dönemden önce
bıle olmadığmı belınıyor.
"Bütün bunlar. şu anda hoşgörüsüzlük,
vabancı düşmanlığı, ırkçıiık ve millivetçili-
ğin çeşitli görünümlerine tanık olmamıza yol
açtı."
"Hoşgörü. işbirliği ve bir arada yaşama
iklimi yaratmak için sürekli ve sabırlı çaba"-
nın gerekliliğını vurgularken, bunun yasa-
lan ya da kararnameleri benimsemekten
çok daha güç olabıleceğıne de dıkkatı çekı-
yor. Ancak. ne Havel. ne de Başbakan
Vaclav Kalus hükümeti genlımi azaltmak
üzere hıçbir "kampan>a başlatmamış.
Danışmanlan cumhurbaşkanının yetkıle-
rinin çok sınırlı olduğunu belirtıyorlar. Bu,
yalnız anayasal kurallarla değil. aynı za-
manda. hatta belkı de daha çok. onun her-
nagi bir parti desteğinden >oksun olması-
ndan kaynaklanıvor.
Prag'da ve kuzeydekı Boherma bölge-
sınde bulunan sanayi merkezı olan Usti-
nad Labem'de vapılan sövleşilerde. Çek
Çıngenelen v e destekleyıcılen Havel'm sa-
vunduğu atmosferi gercekleştirmek için
hükümetın pck az çaba gösterdiğını ılen
sürüvorlar Cumhurbaşkanı. Çingene so-
rununun demokratık kurumlan oluşiur-
makla bunlan en iyi şekilde ışletecek duy-
guyu alevlendırmck arasındaki. kendisinin
ışaret ettiği o önemli ayrımı or-
tava kovduğunu ıfade ediyor.
"Çingene sorunu demokrasi-
nin değil. sivil toplumun tumusol
testidir" diyor. "Bu ikisi aynı
madahonun iki ayrı vüzüdür.
Bir tanesi diğerinden avrı dü
şünülemez. Bir tanesi halka seç-
me hakkı veren ve onları güç
kaynağı haline getiren vasama-
dır".
Sivil toplum, insan davranışına
bağlıdır. Sanıvonun Çek
Cumhuriveti'nde demokrasinin
bütün temel kurumlannı ya-
rattık: Sivasal partiler. bir Par-
lamento ve seçimler. Artık çaba-
larımı/ın daha çoğunu sivil bir
toplum inşa etmeve. halkı sözcü-
ğün en iv i anlamıyla yurttaş ola-
rak davranmava teşvik edecek
ve hoşgörüsüzlüğün tezahürleri-
ni baskı tehditi olmaksızın bile
tümüvle ortadan kaldıracak bir
iklim oluşturmav a vöneltmeii-
>iz"dı\or Haveişusozlenckli-
vor "Bu hedefi. çağınuzm en
biivük meydan okuması olarak
görinorum.'- Henry Kamm
Elp ?Tftu JJork Şvmtt
Japon çiftçisi siyasaldesteğiniyitirdi
Ş
iego Mitsuyama geçen haf-
ta Japonya'nın pirinç paza-
nnın açılış karannı protes-
to etmek için sokaklara dö-
külen 5 bin işçiyi seyrederken, siya-
sal manzaranın ne kadar değiştıği-
nin farkına vanyordu. Mitsuyama.
u
Bundan 10 >ü öncesine değin, hükii-
metin böylesine bir karar alabileceği-
ni düşünemezdim bile" dedi; "Bütün
meclis üyeleri, bu kararı bir çırpıda
abverdi. hele thime'dekiler." Sozu-
nü ettiği yer. Güney Japonya'daki
kentmeclisiydı
Ancak, çiftçiler artık politikaa-
lardan eskisi kadar korkmamakta-
l.'.r. Aslında. Başbakan Morihiro
Hosokavva'nın bu hafta başında
yapması beklenen resmı açıklaması,
Japonya tarihinde son 20 ya da 30
yıldır. sayılanyla orantısız bü>oik bir
gücü ellerinde tutan çiftçılerin bu
gücünün sonuna ışaret edıyordu.
| Meclisteki oran
Tsukuba Üniversitesi'nde siyaset
bilimi profesörü olan Ikuo Kabaşi-
ma,eğer hükümet yetkılileri "Bu tür
bir karan alabiliyorlarsa. bunun an-
lamı çiftçilerin gücünün sonuna geldi-
ğini bihneleri anlaınına geliyor" dedi.
Bu guç. şımdi) e dek çıttçılenn çıkar-
lannın kent halkının aleyhine ola-
rak gözetilmesini sağlamıştı. Pirinç
fiyatlannın dünyanın başka her ül-
kesınden daha yüksek olacak şekil-
de a>arlanması bunlann başında ge-
liyordu.
Çiftçiler korunuyordu çünkü ıkti-
dardaki Liberal Demokratik Parti'-
nin destek tabanını oluşturuyorlar-
dı. Bu parti. liderlerinin tümünü
ilgılendiren bir riişvet skandalmın
Hükümetin pirinç piyasasmı serbestleştirme karannı protesto için sokaklara
dökülen Japon çiftçilerin gösterisi eskisi kadar muhteşem olamadı
ortaya çıktığı geçen yaza değin, tam
38 yıldır ıktidardaydı. Japonya son
20-30 yıldır y ttikçe daha açık bir bi-
çimde kentleştığj halde seçım bölge-
leri aynı hızda değiştirilmemışti.
Bu da, çiftçilerin mecliste seçmen
sayısıyla orantısız bir biçımde. faz-
lasıyla temsil edilmelenni sağlıyor-
du. Ve çiftçiler kurduklan güçlü
tanmsal kooperatiflcr sayesınde bir
tek ses gibi hareket edebıliyorlardı.
Kooperatıtler aracıhğıyla tanm ya-
pılan köylerin iş ve siyaset dünyası
üzerinde büyük bir etki oluşturabili-
yorlardı.
Perşembe günkü protcslo gösteri-
lerini düzenleyen, Merkezi Tanmsal
Kooperatifler Birliği ıdi. Birlik kaç
kişınin gerekli olduğuna karar ve-
rip, ardından her bölgedeki üye ko-
talannı belirlemişti. Üyeler delegele-
nn Tokvo'ya gıdış masraflannı
ödemiş ve çiftçi gösterisini destekle-
mek üzere kendi çalışanlannı gön-
dermişlerdı. Mistuyama. kendi
bölgesinden gelmiş olan 30 gösteri-
cıden ancak yedi veya sekız tanesı-
nin cıftçı olduğunu, gen kalanlann-
sa kooperatif çahşanlan olduğunu
belirtiyordu.
Çiftçilerin hala hesaba katılması
gereken siyasal bır güç odağı olduk-
lan bir gerçek. Çiftçilerin desteğine
de güvenen Sosyalist Parti ıktidar-
daki koalisyonun en büyük partisi.
Eğer pınnç ıthalatı üzenndekı sınır-
lama kaldınhrsa bu. hükümetin
sonunu gelirebilir. Bu tchdıı. Başba-
kan Hosokavva'yı cuma günü yap-
mayı planladığı serbeM pazar açık-
lamasını ertelemesınc yol açtı. Nc ki.
Sosyalistlenn koalisyondanav nlma-
lan halındegelecektekı ıktıdarşans-
lan pek fazla değil; bu yüzden pirinç
politıkası konusunda uzlaşmalan
bekleniyor.
Çiftçi blokundaki crozyonun ne-
denlennden biri. 1960'Iarda allı mil-
yon olan hükümetin bütün sübvan-
sıyonlanna rağmcn, tanmın kar
getırmeven bır ı> olması nedcnıvle
bir çok çiftçinın ışi bırakması sonu-
cu. çiftlik arazilerinın sayısının bu-
gun >..l.Iaşık \anva inmcsi oldu.
Çiftçilerin çoğu artık larımla varım
gün uğraşıyor Asıl gelırlenni ise
fabrikalardakı >a da dükkanlardaki
işlerinden kazanıyorlar.
Liberal Demokrat Parti'nin güç
kay betmesı de bu olgudaki etkenîer-
den biri oldu. Hosokavva'nın başka-
nı olduğu Yeni Japonya Partisi
kentsel seçmenın oylanna dayanı-
yordu. Çiftçilerin gücüne bir başka
darbc de. Hosokavva'nın yenılcdıği
seçim sıstemini uvgulamayı başardı-
ğında inecck. Bu sistem kırsal kesi-
ınin oransız tcmsilinı önle\ecek.
|Kazançlı çıkan hükümet
Kyoto Üniversitesi tanm bilimle-
ri profesörü Çikuji Fujhani, tanmsal
kooperatiflerin politikacıları clkilc-
mc konusunda fazlaca durmalan-
nın bir hata olduğu kanısında. Fuji-
tani'ye göre asıl yapmalan gereken.
tüketıcıyc danışmak olmalıydı.
Aslına bakılırsa. tüketıcı pinnç pi-
yasasının serbestleştirilmesinden
pck azyararsağlayacak. Bualanda-
ki serbesllik 1995 arzının yüzde 4'-
üyle sınırlı. Bu rakkam 2000 yılında
da >üzde 8"e yükselecek. Hükümcte
bağlı Besın ve Tanm Sıyasası Araş-
tırma Merkezi başkanı Masayoşi
Namiki ve göre, Japon hükümeti it-
hal ettiği ucuz pinnci çok daha yük-
sek fıyath Japon pinnci fıyatına
tüketiciye satacağa benziyor. Na-
miki.bunun 1995 yılında hükümete
hıç bcklemediğı 8 yüz milyon dolar-
lık bir kar sağla> acağını; söz konusu
tulann 2000 yılında da iki katına çı-
kacağını söylüyor. Bu para çiftçile-
rin uğradığı kayıpları tclafı etmek
için kullanılabilir. Tüketialere dü-
şensc. pirinç fivatında son derccc
sınırlı bir azalma olacak.
Andrevv Pollack
w
Insan
Haklan
Yüksek
KonüserüğiGeçen hafta yapılan Bırlesmiş
Mılietlcrın 48. genel kurulunda en
çok eekışmeve konu olan madde
lümdumada ınsan hakhınnasaygı
gosierilnıcMiıı sagl.iv acak bır
S ük>ck Komısenn aummasına ı
lışkın tarlışma oldu. BM'de temel
özgiirlüklenn baskılandığı her yere
ınudahakvetkiMnc'Hihıp bır Insan
Haklan \ uksck Koınıscrlığı
ohışuımı.ık koııusiındaki anllaşma
voksıılvevarMİülke
(L-ınMk-ılcnııdcn olıış.ın 184 ııvclik
geııel kıırulda gclccck lı.ıflakı
o\ l.ını.ıda unı ııiıfakla kdhul
edileceği umuluyor Önenlen Yüksek
Komıserlığm ınsan lıaklannı ıhlal
eden hükümeilered.ıv ranis
tarzlannı dcğiştırmeleri konusunda
müdahalc hakkı olınavacak.
Üzcnndc anljşmaya vanl.ın nıetin
Yüksek Komıseri. "tümsivil,
kültürel.ckonomik. sivasal ve
toplumsal haklardan etkili bir
biçimde yararlanabilmenin
sağlanması ve gdiştirilmesi"yle
yukümlu kıldı. Metınde. "tüm
dünvada insan haklan iWallerinin
devamınınönlenmesi". bu makamın
gorevlert arasında sayılıvor. Ve
scçılen >etkılıve 'İnsan haklanna
saygıyı sağlamak için tüm
hükümetlerle divalog kurma"
yetkısıvenvor Pazartesı günu
ABD'nın BM temsılcisı Madeleine
K.AIbright. sonuçtan "memnun"
olduğunu belırttı. Bazı özel ınsan
haklan gruplan da antlaşmayı
desteklediler. _ , .
PaulLevvts