Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 ARAUK1993 ÇARŞAMBA
12 DIZIYAZI
İstanbul'Arasat'tı Struma yolculan
için ve bazılan 'yaşam' yanına
geçebilmeyi başardı; ama kaç kişinin ve
nasıl kurtulabildiği hala net değildirVehbiKoç'un
Vaııkuıtarma'çabaları
tulanlann
4 ya da 5 kişi olduğu sanılmaktadır...
Ancak, Struma yolculannın
İstanbul'a çıkmalanna izin
yermeyenin Türkiye olmayıp,
İngiltere olduğu gerçeği kadar;
kurtarmanın da Türk yetkilileri ya da
bireyleri eliyle değil, İngilizler'in eli ya
da aracılığıyla ve İngiltere'nin
çıkarlan doğrultusunda yapıldığı ve o
günkü adıyla Filistin'e yollandıklan
izlenimi uyanmaktadır.
O M S T A « T A
la
nr*r*m OBKlTtTin. "*Lt»- EC H -4.KU W l UIUJUZATI* 3JG>1
«1* ittmrMU. >vı{lıtxıU U MHt •fUU »J* «r. Mtl «1
1* LMİ,
e «_ r ı r ı A •
»•rtvl U M U I V I .a »U» A* U M m r l ı 1M1 ı n l ı M,ja <
• Irca 1 M (um <«tA)««tll. .
Urapı tmn «a ıllw«r<t ı>r«<u,uı. ortlflaat
Köstence liman
yönetimi tarafı-
ndan Yahudi ör-
gütüne verilen
belge. Belgede
Panama bandı-
ralı Stnıma'nuı
12 Araük 1941'-
de saat 14.22'de
100'ü çocuk ol-
mak üzere 769
yolcu ile Kösten-
ce Limanı'ndan
denize açıldtğı
belirtiliyor.
•
-4-
Struma'dan kaç kişi kurtuldu?
David Stoilar'ın gemi batuğında kurtulduğu
kesin. Struma baünldığında gemiden Stoilar'-
dan başka kurtulan olmadığı da anlaşılıyor. En
azından bugüne değin bu konuda bir bilgi elde
edilmiş değil. Buna karşılık, Struma İstanbul'-
da bulunduğu sırada gemiden aynlanlar oldu-
ğu görûlüyor. Ne yar ki, gehşmeler biraz daha
derinlemesine incelenince bu aşamada Struma'-
dan kurtulan kişilere ilişkin bilgilerde baa çeliş-
kiler ya da aydınlanmamış noktalar bulunduğu
da göze çarpmaktadır.
Konunun anlaşılabilmesi için, gerçi bundan
sonraki bölümlerde üzerinde aynntıh bir biçim-
de durulacak olmakla birlikte. burada şimdi-
den bir gerceğin altını önemle çizmek gerekir.
Stnıma'nın İstanbuTda alıkonulup Filistin'e gön-
derilmemesinin ve yolculannın karaya çıkmala-
rma izin >erilmemesinin Türkiye ile doğrudan bir
ilişkisi bulunmuyordu. O dönemde Filistin İngı-
liz yönetıminde olduğu. İngilizler de Yahudiler'-
in Filistin'e gelmelerini engelleyip onlara vize
vermedikleri ve Struma'daki yolcular kaçak
olarak Filistin'e girmesinler diye gemiyi bırak-
maması ve yolculan karaya çıkarmaması için
Türkiye'ye baskı yapıldığından Struma bu acı
sonla karşılaşmamıştı. Kaldı ki, yine göreceği-
niz gibi, Türkiye bütün savaş boyunca Yahudi-
lerin, hatta onlara sahte evrak düzenleyerek,
Nazi zulmünden kaçmalanna yardımcı olmuş-
tu. O halde, Struma'dan bazı yocularuı çıkanl-
raası için her şej den önce İngiltere'nin onlara vize
vermesi gerekiyordu.
Vehbi Koç'un çabası
şadamı Vehbi Koç, önce TRTde yayı-
nlanan "İşte Hayatnuz" programında
değindiği ve kendisinin bu gemiden 4
kişiyi kurtarması ile ilgili olayı. anılannda
aynntıh bir biçimde anlatmış bulunuyor. Koç,
anılannda. Mobil'in Romanya direktörünün
eşi ve iki çocuğu ile Struma'da bulunduğunu
Mobil'in Türkiye Genel Müdürü VValker'ın
kendisine söylediğini ve bunlan kurtarması için
yardım edip çaba göstermesini istediğini
yazmaktadır. Koç. o zaman şube müdürü olan
Ihsan Sabri Çağlayangil'in de yardımı ile İçişleri
Bakanı Faik Oztrak'tan aldığı ıanle. bunu
sağladığmı belirtmektedir. ("Hayat Hikayem";
4. basım, İstanbul, 1993. safya 60-61).
Çağlayangil'in anıları
g^ ağlayangil de, anılannda. Struma olayını
I Koç'un belirtüklerine koşut olarak
V aynntılı bir biçimde anlatmaktadır.
* ("Aıulanın"; 3. basım, İstanbul, 1990,
170. s.).
İlginç olan nokta, hem Koç'un ve hem de
Çağlayangil'in belirttiğine göre; Koç'un bay-
ram ziyareti vesilesi ile Öztrak ile bu konuyu
konuşarak bu 4 kişiyi kurtarmış olmasıdır. İşte,
bu noktada da ortaya bir tutarsızlık çıkmakta-
dır. Çünkü. Çağlayangü'e göre; gemi, İstan-
bul'a daha gelmeden, Koç'a. bu başvuru yapıl-
mış ve gelir gehnez de hemen Koç, İçişleri
Bakanı'na gitmiş bulunuyor. Biz Diyanet İşleri
Başkanlığı'nın Dini Hizmetler Dairesi Vakit
Hesaplan Şube Müdürlüğü'nden bu tarihlerde
hangi bayramın olduğunu sorduk. 1941 yılının
29 Arahk gününün. Kurban Bayramı'mn baş-
langıç günü olduğu yanıtım aldık. Bu duruma
göre, Struma 15 Arahk 1941'de İstanbul'a gel-
miş olduğundan. geminin gelişi ile bu bayram
arasında tam 12 gün bulunduğu anlaşılmakta-
dır,
Öte yandan, Kurban Bayramı'nın bu tarihe
rastlaması bir gerçeği daha ortaya koymakta-
dır. Göreceğimiz gibi. Türk Dışişleri Bakanhğı7
0 gün süreyle Struma'nın herhangi bir ülke ta-
rafından kabul edilmesi için büyük çaba harca-
>acaktır.
Demek ki, bu Kurban Bayramı temel ahnırsa
Struma'nın İstanbuTdan cıkanlması. başka bir
deyişle de yolculan kurtarma cabalannın sona
ermesi için daha tam 58 gün bulunmaktadır.
Kaldı ki, Koç, İçişleri Bakanı ile konuşur ko-
nuşmaz Bakan'ın telefonla emir vendiğini, bu
dört kişinin gemiden hemen çıkanldığını, gemi-
nin de 2gün sonra batınldığını yazıyor (sayfa 61).
Buna göre ise Koç. bayramdan haftalarca
sonra İçişleri Bakanı ile konuşmuş olmaktadır.
O tarihte Mobil şirketinin henüz kurulmamış
olması ise, Koç'un bu şirketin iki önceki aşama-
sı olan "Socony-Vacutım Oil Company, Inc."ın
1955te "Socony Mobil Oil Company, Inc",
1966'da da "Mobil Oil Corporation" adlan al-
masındaki sıralamayı kanştırmış olmasından
ileri gelmiş olsa gerek.
Bununla birlikte, şunu belirtelim ki, Prof. Av-
ram Galante, "Histoire Des Juigs De Turquie"
(Türkiye Yahudileri Tarihi) adlı altında topla-
nan eserlerindren "Historier Des Juifs D'lstan-
bul Depuis La Prise De Cette Ville En 1453 par
Fatih Mehmet II Jusqu'a Nos Jours"un (Fatih
un anılannda yazılanlardan başka bir bılgısı
bulunmadığı ifade edildiğinden, bunu yapama-
mış bulunuyonız. Anlaşılan o ki, Koç. bu kişi-
leri kurtarmak için Türk makamlanna başvu-
rarak çaba göstermiş, ancak bu arada İngiltere
vize verdiği için Socony-Vacuum Oil Com-
pany'nin Romanya direktörü. eşi ve çocuğu (iki Soru İşaretleri
çocuğu) karayolu ile Filistin'e gidebilmişlerdir.
Bu duruma göre. Struma İstanbul'da iken bu
yolla 3 ya da 4 kişi gemiden aynlmış bulunmak-
tadır. (*)
Kaç kişi daha kurtuldu?
• lk gün sözünü ettiğimiz Heinz Ziffer'in
anlattığına göre babası Avram Zifler Ya-
hudi kaçaklann Filistin'e ulaşmalannda
onlara vardıma oluyor ve kendisi de bazen bu
işte üzerine düşeni yapıyormuş. Ziffer, hem bu
nedenle ve hem de bir Yahudi olduğu için, Stru-
ma'da olup bitenlerle ilgilenmişti. Görüşme-
mizde. o günlerde, 9 ay 10 günlük bir kadının
doğum vakıi gelince gemiden cıkanlarak hasta-
A
ncak, gerçek her ne olursa olsun, bu du-
rum şimdilik, Struma olayını ileride yeni-
den ve daha derinlemesine araştırmak ıs-
teyenler olursa, onlann yanıt aramalan gereken
bir soru işareti olarak kalacak.
Yanıtlanması gereken ikinci soru, Medea Sa-
lomonoviç'in salt bir hastahk nedeniyle mi yok-
sa doğum öncesi geçirdiği bir rahatsızlık yüzün-
den mi hastaneye kaldınldığı olmalıdır.
İkinci durum söz konusu ise o zaman da
Salomonoviçin bu doğumu yapıp yap-
madığını, bir çocuk dünyaya getirmişse bu ço-
cuğun kim olduğunu araştırmak gerekecektir.
Çünkü eğer bugün yaşıyorsa 51 yaşında olması
gereken bu çocuk, Struma'dan kurtulan bir
Koç'un "Hayat Hikayem" adlı kitabında, Struma Olayı'na ilişkin bölümler de yer alır. Ancak, Stnı-
ma'nınİstanbul Limam'nda katdığı tarihler ile, Koç'un girişim yaptığını söyiediği tarihler farklıdır...
OÇ.
gemiden
bir aileyi kurtarmak için
elınden geleni
yapmaktadır ama, bu
arada hastalanan bir
kadın karaya
çıkartılır ve ölümden
kurtulur... Kurtulanlar
arasında, İsrail'e göçen
ve generalliğe değin
yükselen bir kişi daha
vardır ki, adı hala 'sır'
olarak
saklanmaktadır...
Koç'un, Çağlayangil'in
anılan birbirini
desteklese de, tarihler
üzerinde aralannda bir
tutarsızlık vardır...
II. Mehmet Tarafından Alınmasından Günümü-
ze Kadar İstanbul Yahudileri Tarihi) ikinci cıl-
dinde Filistin'den beklenen vızelenn gelmediği-
ni, yalnız Socony'nin Romanya'daki direktörü,
eşi ve çocuğunun gemiden cıkanlarak ve transit
olarak. karayolu ile Filistin'e gitmelerine İngil-
tere'nin izin verdiğini, bunun üzerine Türk hü-
kümetinin geminin İstanbul'da kalma süresini
uzattığını yazmaktadır. (İsis Yayımcıhk Ltd.,
İstanbul, II. cilt, sayfa 156 - Kitabın ilk basımı
1942'de yapılmıştır.)
3 vize
1
2 Şubat 1942 tarihli Vatan gazetesine
göre de, Socony Kumpanyası'nda görevli
olan 3 kişiye Ingihz Konsolosluğu'nun
karayolu ile Suriye'ye gitmeleri için vize verdiği.
öteki yolculann halen vize beklemekte olduk-
lan belirtilmektedir.
Bu araştırmamızda bize vardıma olan Erhan
Doğan arkadaşımız aracıhğı ile Koç'tan rande-
vu isteyerek bu konuda görüşmek ve durumu
aydınhğa kavuşturmak istedik. Ancak, Do-
ğan'a sekreteri kanalı ile verilen yanıtta. Koç'-
neye götürüldüğünün ve çok hasta bir kadının
da yine hastaneye kaldınldığının İstanbul Yahu-
di toplumu arasında hep konuşulduğunu belirt-
ti. Ancak, bu söylentilerde söz konusu olanın
aynı kadın mı yoksa iki ayn kişi mi olduğunu
bilemiyordu.
Başka kurtulan var mı?
G
alante, adı geçen eserinde Struma
yolculanndan Medea Salomonoviç adlı
kadının hastalandığını. bu nedenle
İstanbul'daki Or ha-Haim Yahudi Hastanesi'-
ne kaldınldığını. daha sonra da karayolu ile Fi-
listin'e gittiğini belirttiğine göre (sayfa 157), Zif-
fer'in sözünü ettiği kişi bu olsa gerektir.
Şu halde, Stoilar'ın dıştnda 4 ya da 5 kişi
Struma'dan kurtulmuş bulunmaktadır.
Acaba daha başka kurtulan oldu mu?
Bu soruyu sorduğum ve Struma olayını araş-
tırmamda bana İsrail'de vardıma olan (...) ve
arkadaşlan. gemiden kurtulan bir kişi daha ol-
duğunu saptadıklannı, bu kişinin İsrail ordu-
sunda generalliğe kadar yükseldiğini ve kendisi
ile görüşmem için bana randevu alacaklannı
başka kişi oluyor aemektir.
(*) Yine de burada, açıklanması güç bir olgu
bulunuyor. Çünkü. Stoilar, gemidekılerden
herhangi birinin, soydaşlannı kendi başlanna
bırakarak kendi başının çaresine bakacağı kuş-
kusunun yolcular arasında nasıl tedirginliğe.
kuşkuya ve güvensizliğe neden olduğunu
anlatmasına karşın, Struma'dan bu yolla ayn-
lan hiç kimseden söz etmemektedir. Eğer, Stoi-
lar, böyle bir durumdan hiç söz açmasaydı; ge-
miden aynlan olup olmadığına deginmemiş ol-
ması, belki doğal karşılanabilirdi. Ancak. bu
gerçeğe değindikten sonra eğer birileri gemiden
aynlmış olsaydı bunu behrtmesi gerekirdi. Öte
yandan. ilginçtir ki. Paraschivesou ise. Standard
Oil Manufactured'un Romanya direktörünün
Philip Cornescu adh bir Yahudi olduğunu.
onun, oğlu askerde bulunduğu için yalnız gelini
Aneta'yı Struma'ya bindirdiğini. kendisinin
Romanya'da kaldığını belirtmektedir. (Arsene.
sayfa 26-27).
YARIN: Tek lokmayı paylasan
Türkler
Ç.4LIŞANLARIN SORULARl/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL
Enıekli ikramiyesi ve 30 yıldan sonrası
Ben 1985 MartTnda, 31 senelik ögretmen olarak
emekli oldum ve emekli ikramiyemi aldım.
1985 yılının 1 kasımından iribaren emeklüiği-
mi iptal ettirerek bir kamu kuruluşunda göre-
ve başladun ve halen aynı yerde çalışıyonım
ve de birin dördûnden Emekli Sandığı'na öde-
mede bulunuvorum.
Şimdi bu durumda, emekli olup ikramiyemi
aldıktan sonra yeniden iştirakçi duruma geç-
miş oluyorum. Sizin yazınızdan anladığun ka-
darı ile yani 1985 yılından bu zamana,
çalıştığım 8 yıl için ikramiye almam mı gereki-
yor?
öte yandan, ikramiye limitinin 30 maaş ol-
duğu söyleniyordu. Eğer yeniden emekliliğimi
fetersem, 30 yılın üstünde geçen son 8 yılın ik-
ramiyesini alacak nuyun?
Yoksa söylendiği gibi, ikramiye limiti 30 yıl
mı?
H.İ.
YANIT: Sorunuzun yanıtı 5434 sayılı T.C. Emekli Sandıgı
Yasası'nın ek 20. maddesinde verilmiştir.
"Emekli ikramiyesini aldıktan sonra yeniden iş-
tirakçi durumuna girenlerin tekrar emekliye
ayrıtanalannda, yalnız sonradan geçen hizmet-
lerine karşılık" emekli ikramiyesi ödenmekte-
dir.
"Şu kadar ki, evveke verilmiş olan ikramiye ile
sonradan geçen hizmetler için tahakkuk ettirile-
cek ikramiyenin hesabına esas ahnanfiilihiz-
met süreleri toplamı 30 \ ıldan fazla olamaz ve
evvelce 30 hizmet yılı için emekli ikramiyesi
ödenmiş olanlara hiçbir şekikte ikramiye farkı
ödenmez."
T.C. Emekli Sandıgı Yasası, emekli ikramiyeleri için 30 hiz-
met yılı sının getirmiştir. 30 yıldan fazla çalışması olanlara,
yanlız 30yıllık çalışma karşılığı emekli ikramiyesi ödenmekte-
dir.
30 >nl ya da daha fazla süre çahştıktan sonra emekli olup
emekli ikramiyesini alanlar, yeniden Emekli Sandıgı kap-
samında görev alıp emekli olduklannda, kendilerine emekli
ikramiyesi ödenmemektedir.
Yasanın yoruma yer bırakmayan ek 20. maddesi uyannca,
yeniden emekli olduğunuzda son 8 yıl için size ikramiye öden-
mesi söz konusu değildir.
Bu 8 vıllık süre yalnızca emekli aylığınızı %8 oranında arttı-
racaktır.
Aynca, bazı yazılanmızda bu sınırlamaya karşı olduğumu-
zu belirtmiş ve 30 yıl sınırlamasının kaldınlması yönündeki
dileklerimizi ilgililere iletmiştik.
bildirmelerine karşın^rtesi gün bu kişinin gö-
rüşmeyi ve adının aÇıklanmasını kesinlikle ka-
bul etmediğini söyfediler. Hiç olmazsa adının
bana bildirilmesi \olundaki ısrarlanm ise, so-
nuçsuz kaldı.
POLITIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Aşipet Beyleri...
Bundan bir süre önce Doğulu aşiret beyleri başkente
çağrılmış, bir kebapçıda ağırlanmıştı. Ankaranın ünlü
Hacı Babası'nda bol acılı kebaplaryenmiş, lahmacunlar
ısırılmış, ayranlar içilmiş, cevizii, fıstıklı tatlılar taam
edilmişti. Doğulu ağaların (ya da aşiret beylerinin) çağ-
rılması bana Cıbranlı Halrt Beyi anımsatmıştı. Cıbranlı
Halit Bey, Demir özlü'nün bir öyküsünde geçer.
Cıbranlı Halit, asılan bir Kürt beyidir. Adını andınız mı,
"Sen nereden biliyorsun?" diye şaşkınca sorarlar. Son-
ra başlarlar öyküsünü anlatmaya. Demir Özlü de Halit
Beyi şöyle anlatır:
"... Korkunç kışta, halkın başında dolaşan kalpaklar
Varto depreminden sonra Pakistan'dan yardım olarak
gelmişti. Tepesi çökük, kıyılan şapka gibi kıvrık kalpak-
lar, düz kalpaklar; yüksekleri, basıkları, kırçıllan, düz
kahverengi olanları, beyazlan, karaian..."
Varto depreminde yardım olarak gönderilen bu kal-
paklardan başka, yiyecekler de giyecekler de daha son-
ra şehir pazarlarında alınır satılır olmuştu. Halit Bey'in
aşireti nerelerdedir?
Foça'da komando yetiştiriliyor, Güneydoğu'da sava-
şa gönderilecek.. Foça'da ısı bu aylarda on dereceye
kadar yükselir, iner. Oysa Güneydoğu'da ısı hep sıfınn
altmdadır. Batıda eğitim gören, Doğuda nasıl savaşsın?
Uzmanları bunu tartışıyorlar.
Amerikalılar Körtez Savaşı'na gitmeden önce asker-
lere Nevada Çölü'nde yıllarca eğitim vermişler. Nevada
Çölü Körtez çölüne ne denli benzer, ne denli uyar!.. Yıl-
larca eğitimden sonra savaşa girmişler, tanklar kum
dolmuş, askerler sıcağın altında çöle serilmiş. Gene de
komutanlan kınamışlar, "Bizi bilmedikleri bir çölde sa-
vaşa niçin soktun?" diye. Amerikalı komutanlar böylesi
suçları Kore'de de, Vietnam'da da işlemişlerdi. Her iki
savaşta da (Kore, Vietnam) Amerikalılar yenik düşmüş-
lerdi Körtez Savaşı nda gözlerini açtılar. Sonuca bakar-
sak, Körtez Savaşı'nda Saddamcılar yenik düşmediler,
yenmediler de... Saddam, gene Bagdat'ta sarayında
oturuyor, Körfez Savaşı'na katılan generaller emekliye
ayrıldılar. Başkomutana gelince, anılarını satarak bol
yazı ücreti alıyor.
Muzaffer ilhan Erdost'un "ŞemdinliRöportajı"n\ oku-
yorum. Bu yazılar ılkın Doğan Avcıoğlu'nun Yön'ünde
yayımlanmıştı. Böyle destan gibi oylumlu değil, birkaç
hafta sürecek dergi yazılarıydı. Oüşüncelerimi soran
Doğan Avcıoğlu'na,
"Miithiş bir gazeteci!.." demiştim.
Muzatfer İlhan Erdost, "müthiş bir gazeteci" yerine
"Marksistdoğrultuda müthişaraştırmacı veyayıncı"o\-
du. Bu yüzden başı çok derde girdi. "Şemdinli Röpor-
tajı"n\ okumanızı salık veririm. Bu bir yazı, inceleme,
gözlem, tarih, olaylara bakış değil, birdestandır. Elinize
alıyor, bırakamıyorsunuz. Ben başlarda biraz zorlan-
mıştım, sonra bırakamadım. Muzaffer Erdost, bana gö-
re, destana şöyle girer:
"... Bir pazar sabahı, Oramar'a gitmek için cipe bindi-
ğim sırada, koşarak gelen bir astsubay, Aydın'a tayini-
min çıktığını haber verdi. Yani Oramar'a gidemeyecek-
tim. Şemdili den ayrılacaktım."
Sonra çok yer görüyor, anlatıyor da...
Güneydoğu'da nasıl yorumlarsanız yorumlayın kıya-
sıya bir çarpışma var. silahlı iki taraf çarpışıyor. Güney-
doğu'yla oynayan birileri var, oynuyorlar. Ortada geril-
la, asker, parti, yandaş, her şey var... Güneydoğu'da n :
bakıyoruz; ülkeyi bu hale kim düşürdû?
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Kamn pıhtılaşmasın-
daki bir bozukluğa bağh
kalıümsal kanama hasta-
lığı. 2/ Az sözle çok şey „
anlatma... Parayla oyria-
nan o^nlarda İcâr ve za-
rar olmadığını belirtmek-
te kullanılan sözcük. 3/
Küçük demiryolu. 4/ Bir 6
parçanıncanlıçahnacağı-
nı anlatan müzik terimi.
5/ Elektrik dirinç birimi...
Eski Mısır'da güneş tan-
nsı... İsrail'in plaka işare-
ti. 6/ Eski ve bilinmeyen bir tarihi
anlatmakta kullanılan deyim sö-
zü... Kaçınma, sakınma. 7/ Asma
kütüğü... İskambilde bir kâğıt. 8/
Yumurta ve irmikle yapılan bir
tath... Bir nota. 9/ Ateş... Veba
hastalığına verilen bir başka ad.
YUKARIDAN AŞAĞI:
1/ Suya. yapınm üst katlanna çı-
kacak basına veren depo. 2/ Kra-
liçe... Kızlık zan. 3/ Türk müziğin-
de bir dizinin işleniş biçimine veri-
len ad... Bırmanya'nın eski başkenti. 4/ Molekülünde üç atom
bulunan oksijenden oluşan. ağır kokulu bir gaz... Kira. 5/ Ban-
kacılıkta, bir hesaptan diğer bir hesaba para aktanhnasına veri-
len ad. 6/ Güven... Terbiyesiz kimse. 7/ Şahzadelerin özel eğit-
menleri... İlkel benlik. 8/Alfred Hitcbcockun tanınmış bir fıl-
mi... Güney Amerika'nın tropikal ormanlannda yaşayan,.
tavuğa benzer bir kuş. 9/ Koroner damarlan genişletıa ilaç.
ÎLAN
MENGEN KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
1989/41 Esas
1991/73 Karar
Davab Hüseyin Benlioğlu tarafından davalılar Sadık Özdemir ve
mûşterekleri akyhineraahkememizdeaçılan tapulama tespitinin ip-
talı ve tescıl davasının açık duruşması sırasında: davatun kabulüne,
Mengen Düzağaç köyü Yanık mevkiınde bulunan 2092 nı2
yüzöl-
çümlü 546 no.lu parselin kadastro tespitinin iptaline ve tarla vasfı ile
vergi kaydı. zilyetlik ve satışa dayah olarak davacı Hüseyin Benlioğlu
adına tapu kütüğüne tesciline. harç ve masraflanna ılişkın karar veril-
miş, verilçn hüküm davalılardan Zeynep Yılmaz ve Ibrahim Kök'e
tebliğ olunamamış, açık adresleri de tespit edilememış olduğundan
karann ılanen tebliğıne karar verilmiş olmakla, işbu karann ilan tari-
hınden itibaren 15 gün ıçinde temyız istemınde bulunmadıklan tak-
dirde kesinleşeceği hususu tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen teb-
liğ olunur.
Basm: 53224
İLAN
tSKENDERUN 2. AŞLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1993/406
Davalı: Ayhan Altun, Adresi meçhul
Dava: Boşanma
Davaa Figen Altun vekiü tarafından davalı Ayhan Altun aleyhine
açılan boşanma davasının mahkememizde yapılan açık duruşması
nedeniyle:
Davalı Ayhan Altun adına duruşma gün ve saaüni bildirir daveti-
yenin ismen tanmmadığından iade edildiği ve yapılan tahkikatta da
adresi tespit edilemediğinden bu kez adına ilanen davetiye tebliğine
karar verilmiştir.
Duruşma günü olan 26.1.1994günü saat 9"daduruşmaya gelmeniz
veva sizi temsilen bir vekil göndermeniz. gelmedığıniz veya bir vekil
de göndeımediğıniz takdirdedavanm HUMK.'nun 509 ve 510. mad-
deleri gereğince gıyabınızda kalacağı ve karar verileceği davetiye yeri-
ne kaim olmak üzere ilan olunur. 22.11.1993
Basm:53320