Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19KASIM1993CUMA CUMHURİYET
DÜNYADAN
SAYFİI
Rusya'nın
Hong
Kong'u
Y
asalann anlamını yıtirdiği
bir ülkede. Baltık Denizi
kıyılanndakı Kaliningrad
limanı, yasa sözcüğünün anlamını
bile unutmuş bir köşe.
Kaliningrad'ta her şeyin abnıp
saulabildiğini söylemek yalan ol-
maz. Vergilerin ve ithalat gümrük-
lennin çoğu ödenmiyor, zaten
ödenmesi de istenmiyor. Depolan
Polonya ve Almanya'dan Rusya'-
ya kaçak yollarla girmiş yüksek
oktanlı benzinlerle yüklü Merce-
desler, BMVV'ler yollarda cint aü-
yor. Karakolun burnunun dibinde
yer alan haliçte kumarhaneler işle-
tiliyor.
IÖzel girişim cenneti
yaratılıyor
Kaliningrad'ın başı boşluğunu.
gözyumma tutumuyla acıklamak
yetersiz kalır. Hükümet kasıtlı ola-
rak yürürlüğe soktuğu politikalar-
la, "RusvVnın Hong Kong'u"nu
yaratmak istiyor.
Devlet Başkanı Boris Yeltsin in
Baltık bölgesındeki özel temsilcisi
Tamara Poluektova, hükümctın
ekonomık reformlanndan sorum-
lu başbakan vekilini kastederek,
"Aslmda bu. Yegor Gaydar'ın fik-
riydi" diyor.
Gaydar'ın isteği üzerine Kali-
ningrad, 1991 Eylülü"nde devlet
başkanlığı karanyla Rusya'nın
öncü "Serbest Ekonomik Bölge"si
ilan edilmışti. Tasan, İngiltere'nin
Asya'da kurduğu dinamik sömür-
ge modellerine ve Çin"de büyüme
oranlan iki kaüna çıkmış benzer
Serbest Ekonomik Bölge modelle-
rine dayanıyor.
Poluektova. "Sınırlan belirlen-
memiş bir alışveriş atmosferinden
yola çıkarak böylesi bir denemeye
kalktşmamn riskter taşKuğmm far-
kındayız" diyor ve eİdivor: "An-
cak, krizden kurtulmak için bir
çıkar yol da olabilir."
IHükümet kaçakçılığı
önleyebilir mi?
Yeltsin hükümeti. 12 aralıkta
önemli bir dönüm noktasıyla karşı
karşıya kalacak. Ulus çapında ya-
pılması beklenen seçimler. aynı za-
manda reformlann onaylanıp
onaylanmaması konusunda bir re-
ferandum niteliği taşıyor.
" Bü'râda ve Pasifik'tekı Nahodka
serbest ekonomik bölgesinin ta-
sarlanmasına yardım eden Alman
uyruklu ekonomıst Karl-VVolf Von
Einem, "Herkes, çok geniş ekoho-
mik özgürlükler ortammda refah
toplumunun yeşerip yeşeremeyece-
ğini görnıek için Kaliningrad'ı ya-
kından izliyor" diyor.
Çınin sahil kentlen gıbi Kali-
ningrad da, cebınde beş kuruşu ol-
mayan. iş kurma yolunda atılmış
cüretkar adımlarla, sınırsız bir suç
arasındakı çizgide yalpalayan gele-
ceğin yatınmcılan içın cekici bir
kent.
Serbest Ekonomik Bölge pro-
jesinin başkan \ekıli Oleg Mihai-
lov, "Oluşturduğumuz liberal or-
tamda, yatınm yapmak için çok
fazla şev gerekmiyor" diyor ve ek-
liyor: "ftural, küçak sermayeye da-
yanıyor. Haftada 22 bin ruMelik
(yakJaşık 20 dolar) maaşımla, iste-
sem ayda on şirket kurabilirim."
Reformcular. en büyük çelişki
bürokratlann lüks tüketim mal-
lanna çok fazla para harcaması
değil. temel gereksinimler için çok
az para ayırmalan diyor.
Serbest Ekonomik Bölge'nin.
amacına ulaşıp "Rusya'ıun Hong
Kong'u" olabilmesi için, öncelikle
yeterli bir altyapıya sahip olması
gerekiyor. Oysa. sorunlannm göz
ardı edildiği bu kent. felce uğrama
tehlikesiyle karşı karşıya.
Kentin havayoluyla tek bağ-
lantısı haftada bir kez, pazartesi
günleri Berlin'e gidip gelen uçak-
lar. Uçak. yoldan ve zamandan
hayli kazandırsa da, bir kez Ber-
lin'e gıttıniz mi. geri dönmek için
bir hafta beklemeniz gerekiyor.
Kent laboratuvannda başlaülan
deneyimın ham maddesini ise.
Sovyetler Birliği'nin dağılması-
ndan sonra pazar ekonomisine
doğru. el yordamıyla da olsa adım
adım yol alan Rusya'ya özgü bir
bileşim oluşturuyor: Karmaşayla
umudun, düş kınklıklanyla düş
gücünün kanştığı bır harman.
The New York Times
DoğuAvrupa u yıtınyorBenetton, McDonalds
gibi şirketlerin akınına
uğrayan Doğu Avrupa
kentlerinin yaşadığı en
önemli sorunlardan
birisideplanlama.
Emlakçılann, kayıtlan
bile bulunmayan evleri
sattıklan bu kentlerde,
halk, planlama
sözcüğünü komünizmle
özdeşleştiriyor.
Prag'ın yüzlerce yıllık şehir
merkezinin tam ortasında.
kendisine özgü parlaküğı ve
renkleriyle Benetton'u görebilirsi-
niz. Varşova'da. komünist dönemin
bir anıtı olan Kültür Sarayı"nın bi-
raz ilerisinde McDonald's'ın altın
kemerleri yükseliyor. Ve eski Sov-
yetler BirliğTnde, kendi kendini ye-
tiştirmiş emlak komisyonculan.
kayıtlan bulunmayan evler ve
apartmanlar için karabasanvari
satışlar yapıyorlar.
| "Toprağa hücum"
Doğu Avrupa ve eski Sovyetler
Birliği'nin uzayıp giden sorunlar lis-
tesine bir de bu eklendi: Ülkelerin
planlanması.
Amerikalı şehir planlamaalan ve
diğer ülkelerdeki meslektaşlan ge-
çenlerde Philadelphia'da toplandı-
lar ve Stalinbaroku apartmanlar-
dan kollektif çiftliklere kadar her şe-
yin saüşı üzerine uzun uzadıya dü-
şündüler. Vardıklan sonuç, olayla-
nn düşündükleri gibi kötü değil,
berbat olduğu.
Pennsylvania Üniversitesi'nde şe-
hir ve bölge planlama profesörü
olan Ann Louis Strong bu konuda
şöyle diyor: "İnsanlar anlaşıfanaz şc-
kilde iyimserler. Oysa o kadar çok
haval kınklığı >e buna karsın o kadar
az başan var ki... Bu, beklediğimiz-
Moskova'nın ûnKi Arbat Sokağı'ndakunılan McDonald's 3 temmuz günü, törenkrle açümıştı.
den çok daha acı verici."
En büyük hayal kınklıklanndan
biri de. bu apartmanlan ve arazileri
yağma eden insanlann. Komünist
Parti döneminde de gücü ellerinde
bulunduranlar olması.
"Bu adamlar iyi iş yapıyorlar, çün-
kü eski rejimin kapıcısı olarak yete-
rince bilgiye sahipler" diyor Strong,
bu ülkelere kalkınma konusunda
yardım eden bir gnıp Amerikalı uz-
mandan biri olarak. "Kamuoyu ken-
disini bu insanlara karşı kızgın, alda-
tılmış ve ilgisiz hissediyor."
Bütün bu başağnlanna ek olarak
bir de bu ülkelerin çoğunda düzen-
siz tapu kayıtlannı eklemek gerek:
Senetler. smırlar ve kayıtlann çoğu
ya kayıp ya da eksik. Kimse komü-
nizmden önce kim hangi toprağa sa-
hipti. ne kadar toprağı vardı ve o za-
manki değeri neydi. bilmiyor. Prag'-
da oteller zincirine sahip iki şirket;
şehrin en iyi yerlerinden birinde,
Charles Köprüsü'nün hemen yarun-
da, tarihleri 14. yüzyıla kadar giden
bir yer için rekabet ediyorlar.
öazetenin bildirdiğine göre bele-
diye başkanı, yeri şirketlerden birine
vermek için rüşvet almış. Öteki şir-
ket de bu yolsuzluktan şikayetçi ol-
muş.
"Bunun yararlı mı olacağı, yoksa
şehrin tarihsel yapısına zarar mı vere-
ceği konusunda hiç tartışılmadı" di-
yor Strong ve ekliyor: "insanlar, bir
planlamacınm kendflerine iıey sen,
onu buraya koyma. başka yere koy'
demesini istemiyorlar.'*
İnsanlar. bir planlamacınm her-
hangi bir fıkrini duymak istemiyor-
lar. Çünkü planlama kavramı eko-
nomik ve sosyal planlarla yıllar
boyu yönetilen bu ülkelerde hâlâ
olumsuzbiranlam taşıvor.
"Boğazlanna kadar planla doluy-
dular" diyor Rutgers Universıtesi'-
nden Mark Lapping, "Planlama, bu
insanları sanki bir komünist kavram-
mtşçasına rahatsız ediyor." Lapping
konuşmasmı şöyle sürdürüvor
"Orada planlama toplantılarında bu-
lundum. Hiç kimse tek bir laf bile et-
miyordu, çünkü hâlâ aralarından bi-
rinin otunıp konuşanların isimlerini
yazdığını düşünüvorlardı."
Planlamadan sakınmalanna kar-
şın çoğu kimse kendisine bir mülk
edinmek istiyor. Tapu kayıtlan ko-
nusunda bir istisnavı Baltık devlet-
leri oluşturuyor: Bu ülkelerde top-
rak reformlan 1920'lerde ve 30"lar-
da yapılmış. insanlar hangi toprak
kimden alındı. onu bilebiliyorlar.
Fakat bu daha büyük sorunlara yol
açıyor. Çünkü topraklann eski sa-
hipleri, toprak şimdi birçok parsele
bölünmüş bile olsa. onu bır bütün
olarak geri almak istiyorlar.
Strong. "İnsanlar bir zamanlar ne-
leri varsa tamı tamına onu almak isti-
yorlar. Ve Budapeşte gibi büyük şe-
hirlerde planlamanın kendilerini sı-
nırlamasını istemeyecek kadar yatı-
nma açlar" diyor.
Bu şehirlerde kilometrelerce uza-
nan beton apartman bloklan var.
Yeni hükümetler bunlan boşaltmak
ve bu sırada da oturanlardan piyasa
fıvaünda kira almak istivorlar. Fa-
kat çok az kimse bu kiralan ödeye-
bilecek kadar kazaruyor, bu yüzden
de ödemiyorlar.
Estonya'nın başkenti Tallinn'de,
bürokratlar bütün kiracılann yüzde
80-90"ının devlete ait evlerde otur-
duğunu söylüyorlar. Tallinn aynca
geçenlerde emlak ve arazi vergilerini
de yürürlüğe koydu. Fakat insanlaf
kendilenni ödemeye iten herhangi
bir neden olmadığı için bu vergilen
de ödemiyorlar. i
Toronto Üniversitesi'nden plan-j
lama uzmanı Riener Jaakson. Tal-1
linn'de yerel planlamacıyla bir tuf
attığı zaman evlerin ve binalann büı
yük bir hızla çoğaldığını görmüş;
Oysa bunlann çoğunu yerel planlaj
macı ilk defa görüyormuş. Çünkü
çok an gerekli izni almak için baş-1
vuruyormuş. ',
"Amerika'da insanlar, emlak sa-
hipliği konusunda bölgesel kurallar
veya Evsahipleri Birliği'nin kuralla-
rıyla sınırlanmışlardır" diyor Jaak-
son. •'Oysa bu ülkelerde insanlaı
mülkiyet hakkı ka\ramına. üzerinde
herhangi bir kısıtlama kabul etmeye-
cek kadar yeniler." ;
Kollektif çiftliklerin veya devlet
kontrolündeki işletmelerin nasıj
devredileceği konusunda da yönef
melikler yok. Ve eski Sovyet cum-
hunyetlerinde gazeteler satılık em-
lak ilanlanyla dolup taşıyor. Fakat
var olan toprak kayıtlan gizli oldu-}
ğundan kimse bir önceki sauş fiyatn
nı bilmiyor. !
Pennsylvania Üniversitesi'nderj
Janus Szymer ve diğer planlamacıj
lar. bu ülkelerde özel mülkiyete vo
planlı şehirleşmeye geçişin başank1
olup olamayacağını öngöremedikT
lerini söylüyorlar. Bazı ülkelerde
ilerleme görülürken, örneğin Çek
Cumhuriyeti, Ukrayna gibi bazı üU
keler de her geçen gün kötüye gıdif
yor. ;
Jaakson, "Yeterince hızlı bir bi«
çimde pazar ekonomisini kurabilirsİT
niz" diyor ve ekliyor: "Fakat insan-
ların kültürünü o kadar zamanda dej
ğiştiremezsiniz." '
T
Mary Kancj
Rusiaryem anayasayı umuvsanuyor
Koskaca bir tarihi küçücük bir zaman dilimine sığdırmayı başaran Rusya'da, halk
Batı'nın parıltılı sözlerle övdüğü anayasaya kuşkuyla bakıp, beklemeyi yeğliyor.
I
nestia gazetesi. Moskova'nm
850 km doğusundaki, 670 nü-
fuslu Churilino'ya bir muhabir
göndererek siyasal havayı yoklattı ve
mevcut eğilimin herhangi birdeğişik-
lik istemediğini öğrendi.
Muhabir Boris Bronshtein, "Bu
anlaşdabüecek bir tutum. Değjşimin
daha iyiyi getireceğine ilişkin hiçbir
güvence yok. Burada yaşayan insan-
lar Moskova'nm siyasal sarsmtı-
laruun henüz kendilerine hiçbir etkisi
olmadığı için kendilerini çok şanslı
hissediyoriar'<
div or.
Boris Yeltsin ın geçen hafta onay-
ladığı anayasanın yanı sıra. bağlantılı
olarak yürütülen siyasal kampanya-
ya ilişkin çeşitli raporlan eskiden
hükümetin resmi orgaru olan İzves-
tia'nın tam metin olarak yayımla-
ması çok doğaldı.
Böylece okurlar kendilerini en çok
ilgjlendiren özel mülkiyet hakkı gibi
sorularla ilgili olarak taslağı inceden
inceye öğrenebildiler. Onlar oylany-
la 12 aralıkta taslağa onay verecek,
aynı zamanda yeni bır parlamentoyu
seçecek olan kişilerdi.
darbe girişiminden kurtuldular ve
başkanlanmn parlamentonun üzeri-
ne bomba yağdınşını ızledilen para-
lannın binlerle ölçülen oranlarda de-
valüe edilmesine katlandılar. Aruk
yannın kendilenne ne getireceğine
ilişkin olarak pek bir şey bilmiyorlar.
Bu kısmen savunmaa bir tutum.
sanın ülkelerinde istikran sağlaya-
mayacağını öğrenmiş bulunuyorlar.
tçinde bulunduklan toplumsal dö-
nüşümün uzun ve yorucu bir süreç
olduğunu anlamış durumdalar.
Bu yüzden, Rusya'yı demokrasi ve
özgürlüğe götürecek temel ilkelerden
oluşan ve Batı'nın parlak sözlerle öv-
gerçeklerinin Baü demokrasınin ge-
nel kavramlan ve terimleriyle değişti-
rilmeye hazır olmadığını öğrenmiş
bulunuyorlar. Beyaz Ev "den silah zo-
ruyla sürülüp atılan milletvekilleri de
en sonunda "özgûr seçimler" ve Yelt-
an'in eylülde buruşturup attığı bir
yasayla seçilmiş kişilerdi.
I "Hepoeski
şarkı'
Ancak, Churilino'da değişimle il-
gili olarak gelen alaycı haberler. Rus
dostlan arasında tarihi denebilecek
bir olayın (yeni bir anayasanın hazır-
lanması) hiçbir heyecan uyandırma-
masma tanık olup da şaşıran Rusya'-
daki yabancılara oldukça tanıdık bir
melodi ızlenimi verdi.
Kuşkusuz bu tutumun bir bölümü
abarUlmışü. Dünyada bu kadar kısa
bir süre içinde Ruslar'm karşılaştığı
tarihi değişikliklerle yüz yüze kalmış
pek az ülke vardır. Sadece birkaç yıl
içinde bir imparatorluğu, bir ideolo-
jiyi ve bir ekonomiyi yitirdiler, bir
$—>T1\
ik
ı .JBMH
'yftf* '
i
t
m
§t;m
7m
?' X
•V \-
A\
k.
:
Son sekiz yüdır Mihail Gorbaçov
döneminin zincirleri gevşelmeye baş-
lamasından beridir Ruslar vaatler ve
düşkınklıklanyla iyice tanışmış du-
rumdalar.
IBatı'dan da anayasadan
da umut kesilmiş
Ne politikaalann, ne Batı'nın, ne
de herhangi bir yasa ya da anaya-
düğü Yeltsin'in anayasa taslağma
Ruslar çok daha kuşkucu ve faydaa
bir tutumla bakıyorlar.
Bunlann hiçbiri yanlış değil: Rus-
ya'nın mutlak ve totaliter yönetimine
karşı insan haklan ve özel mülkiyeti
ciddi bir biçimde dile getirecek, dev-
let gücünün kullanımını sınırlaya-
cak, hükümetin organlannı birbirin-
den ayıracak ilk belge bu anayasa.
Bununla birükte. Ruslar kendi
Bu yüzden geçen haziranda kuru-
cu mcclisin hazırladığı anayasa tas-
lağının Yeltsin'in danışmanlannca
gözden geçirilip onaylanmaya sunul-
ması hiç kimseyi gerçek anlamda he-
yecanlandırmadı. Taslağm özelükle
temel haklarla ilgili maddeleri uzun
zamandır hemen her taslakta zaten
yer ahyordu.
Rus gözlemcilerin çoğu yeni tas-
lağm. hem hükümetin uyacağı kural-
lan koymak, hem de insan haklan ve
demokraük ilkeler için bir temel
oluşturmak voluyla geçiş dönemi sü-
reci için değer taşıdığı görüşünde.
Belli başlı gazetelerde de anayasa
taslağına bundan başka bir övgü
sözü yer almadı. Taslak geniş çapta
tarüşılmış ve genel kabul görmüş bir
toplumsal sözleşme olmaktan çok
sürmekte olan bir mücadelede ka-
zanılan gecici zafen dıle getiren siya-
sal bir belge olarak görülüyor.
Anayasanın başkana, özellikle de
Yeltsin'e oldukça büvoik yetki ve-
receği tartışılmaz bir gerçek. Bu ana-
yasa Yeltsin'e yönetim ve vargıdaki
önemli görevlilerin hepsini aday gös-
terme veya atama hakkı veriyor.
Federal Meclis kendisinı engelleme-
ye kalküğı takdırde onu dağıtma
hakkına da sahip. Aynca.taslak
Yeltsin'in beş yillık başkanbk döne-
mini tamamlamayacağını belirttiği
halde, ilk parlamentonun yalnızca
iki >al içın secileceğini öngöriiyor.
Yeltsin yandaşlan başkanlık vetkı-
lerinin örneğin Fransız başkanı ka-
dar geniş olmadığını ve güclü bir
merkezi yetkenin şu an için şart oldu-
ğunu beÛrtiyorlar.
Karşıtlan ise. kurumsallaşmış si-
yasal partilerin yokluğunda önerilen
sistemin güçlü başkanlan ve onlann
gizli araçlannı sonsuza dek yerleşti-
receğini ve bu mevkinin Yeltsin'-
inkinden çok farklı niyetleri olan ki-
şilerin eline gecme tehükesinin oldu-
ğunu söylüyorlar.
En etkin eleştiri ise. tasanya değil
anayasanın onaylanma biçimıne
karşı ortaya çıkıyor. Başkamn
yardımcılan tarafından hazırlanan
taslak. ülkenin onayı için referandu-
ma konacak.
İzvestia gazetesi muhabiri Sergey
Çugyev, Ingilizce yayımlanan Mos-
cow Times gazetesine bu konudaki
görüşlerinı şöyle ıfade etti:"Tam bir
oldu bitti karşBmdayız.*'
Serge Schmemann
Arnovvtluk
Hükümet
kredilerle
otomobil
alıyor
Yeni yeni fılizlenen
pazar ekonomisiyle
yolsuzluklara sahne
olanArnavutluk,
dış yardımla ayakta
duruyor.
TİRAN (AA) - Arnavutluk'un
Dünya Bankası'ndan aldığı kredi-
lerin 1 milyon dolann üzerinde bir
bölümünü bakanlar ve resmi ku,-
rumlar için otomobil alımında
kullandığı açıklandı.
Devlet Kontrol Komisyonu
Başkanı Bekirim Cela, parlamen.-
toda yaptığı konuşmada. yüzdf
0.37 faızli kredinin 1.182 milyon
dolarlık bölümü ile 55 otomobi
satın ahndığını söyledi. j
IMaliye bakanı ;
istifa ediyor i
Cela. otomobillerin alım iş«-
lemlerinin maliye bakanlığının isî-
teği üzerine Dünya Bankası vetkif
lileri tarafından gerçekleştirildiği--
ni belirtti. '
Otomobillerin daha sonra ceşitl-
li kurumlara dağıtıldığını kayder
den Cela. 264.169 dolarlık 53 oto-
mobilin de çeşitli kurumlar tarafıL
ndan kendi kaynaklan kullanılar
rak satın ahndığını söyledi. !
Maliye Bakanı Genç Ruli. kısâ
bır süre önce hakkındaki ağır yol>-
suzluk suçlamalan nedeniyle istifa
etmışti. 600 milyon dolann üzerinl-
de dış borcu olan Arnavutluk, kor
münist rejimin çökmesinden son-
raki gelişmelere rağmen özellikle
gıda alarunda halen dış yardıma
bağlı bulunuyor. * !
UmuÜannen kolaytükendiğiülke: Ukrayna
H
aber Merkezi- Ukraynada ken-
dini çarmıha gerdirip ardından
yeniden dinleceğini açıklayan
Beyaz Kardeşlik Tarikatı'nın kadın me-
sihinın geçen hafta polis tarafından ya-
kalanmasmdan sonra olaylar kısmen de
olsa yatıştı.
Kıyamet ve çarmıha geriliş için deği-
şık tarihler bıldiren. en sonunda da 11
kasımda gerçekleşeceğini açıklayan ta-
rikat üyeleri, Kiev ve civar bölge halk-
lannın gergin haftalar geçirmesine ne-
den olmuştu. Ancak, tarikatın önde ge-
lenlennın yakalanması ve belirlenen ta-
rihlerin olaysız geçmesi. Ukrayna'nın
arük rahat bır nefes alabileceği anlamı-
na gelmiyor.
Dünyanın, ekonomisi en hızlı dağı-
lan, umutlan en hızlı söndüren ülkesi
LTcrayna'da tehlike
çanlan her zaman-
kinden de daha yük-
sek çalıyor. Pohtik
yorumcu Sergey Ki-
selyov, "Ukrayna'da
olanlar kaos boyut-
lannı aşmış durum-
da. Yaşam öylesine
değişri ki insanlar gö-
riiş açılannı yitirdi-
ler" diyor. Beyaz
Kardeşlik Tarikatı, verdiği kıyamet tne-
sajı ile Ukrayna'yı ele geçirmiş olan şaş-
kınhğın en son ve en açık örneği. 1991
yılında Sovyetler Birliği'nden kopması
her ne kadar memnuniyetle karşılandıy-
sa da, sonuç sadece ekonomi içın değil
düzene alışmış bir halk için de son dere-
Ekonomininhızla
çöküntüyeuğradığı
Ukrayna'da, yalnızca
ce sarsıcı oldu. Ül-
kenin şu anda için-
de bulunduğu or-
tamda arük güven
vermeyen bir ideo-
otomobil, votka veelektrik '°^
en
' doldurmaksüpürgesiendüstrileri
gelişiyor. Halk, kurtuluşu
dindebuluyor.
uzere
harekete geçen çok
sayıda tarikatm ve
yan dini grubun çe-
kiciliğine halkın
karşı koyabilmesi
çok zor. Eylül ayında yapılan bir anke-
tin sonuçlanna göre her 10 kişiden 8'i
parlamentoya ve Cumhurbaşkanı Leo-
nid Kravchuk'a güvenmiyor. Zaten gü-
venmeleri için pek sebep de yok. Üç yıl
önce Batılı uzmanlann serbest pazar or-
tamında gelişme şansı olduğuna inandı-
klan Ukrayna ekonomisi Sovyet sis-
teminin çözülüşü sırasında hiçbir geliş-
me gösteremedi. Endüstriyel üretim bu
>ıl >üzde 21 oranmda düştü. Herhangi
bir gelişme izi ise sadece otomobil, vot-
ka ve elektrik süpürgesi sektörlerinde
gözlenebiliyor.
Ukrayna'ya yöneük en büyük tehdidi
ise ekonomikden çok nükleer tehlikeler
oluşturuyor. Ülke. geçen ay. Çemobil
nükleer santralının önceden bildirildıği-
nm aksine kapatılmayacağını açıkladı.
Aynca, 1600 nükleer başlıktan da vaz-
geçmemeye kararlı gözüküyor. Bazı
Batılı uzmanlar. bu silahlann bakımını
sağlayacak paradan ve teknik bilgiden
yoksun olan ülkenin her an patlamak
üzere olan bir nükleer bombanın üzerin-
de oturmakta olduğunu bildiriyorlar.
Bu ilan
lüks mü?
BOĞAZIÇI Öğrencisinden İngilizce dersleri
Ders vermek "lüks" değildir.
KDVsi % 23 olmamalıdtr.
İIANVEREI(IAMAJANSIÂRI
D