Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19KASIM1993CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Kahrolsun Hurrem Sultan!
MELİH CEVDET ANDAY
B
ır gun. kuşluk v aktı, evı-
mın balkonunda otur-
muş. bahçelere. bahçe-
ler arasındakı kuçuk
yollara bakıyordum
dalgın bır kopek gor-
dum, tın tın gıdıyor "Kim bilir ne işi
var?" dıye duşunecek oldum hayvan
durdu. sağına soluna baktı sonra can
sıkıntısı ıçınde gen dondu, ne > apaca-
ğını bılmeden bır vola saptı gıttı
Bır sabah da erken bır saatte uyan-
mıştım. yazdı. pencereyı açıp dışanyı
seyrekoyuldum Ne guzel bır sessızlık
vardı dunyada, her şey uykudaydı
sankı Bu sükûnetı bozan bır kımılda-
ruş oldu bırden baktım havada suzu-
Jen bır kuş, gune>e doğru acelesız gıdı-
jor Merak etmıştım bu saatte ne ışı
olabıbrdıye gıttı gıttı gıttı sonra benı
şaşırtan bır şev \aptı. gensın gen do-
nup bızden yana gelmeğe başlamaz
mı'
Insan da boyledır, gereksız oturur
kalkar. gereksız laflar soyler durup
dururken başını kaşır yok yere duva-
ra bakar Ben. nedenı yokken volda
kaldınm değıştırdığımı bılınm A.
Gide, buna "amaçsızda>ranışlar"adı-
nı takmıştı
Ben oldukten sonra hıç kımse benım
de bır zamanlar yaşadığımı bılmeye-
cek. dıye y azmıştım eskı bır şıınmde \ e
şu dızelen eklemıştım
Fakat vapurdan çıktığımı
Yahut tramvaya bindiğimi görmüş
olanlar
Veva şapka çıkardığımı hatırlayan-
lar
Kaabil değil inkâr edemezler yaşadı-
ğımı.
Yaşamak. ahşkanlıktan gelen ev-
lemlerden başka bır şey değıldır Tı-
yatro sanatında bunu bılınçle ılk belır-
ten yazar Çehov oldu Kadınlar dıkış
dıkerler erkekler ayakta olur olmaz
konuşurlar
Daha genye gıdersek, Shakespeare'-
ın oyunlannda bırbk kurahna uyma-
yan sahneler vardır Ama eskı oyun
genellıkle, ibret dersfdır, ahlâkı bır
derstır Nıtekım Joscf Szajna, "Izler"
adh oyununun Ankara Devlet Tıyat-
rosu'nda oynanması dolayısıyle dergı-
veyazdıgı bıryazıda "İzler, gûnûmüz
insanı için ahlâki bir ders ve uy an olma
çabasındadır"dıyeyazmış Yazmışdı-
yorum. çunku ben oyunu da gorme-
dım. deTgıyı de, bunu gazetemızın 14
kasım gunku ekınde, genç ve çok ba-
şanlı tıyatro vazanmız Memet Bay-
dur'un makalesınde okudum Sayın
Baydur. Polonyab yazar Szajna'ya gü-
zel bır sanat dersı vermış, "Günümüz
insanına oyun yazarınm vereceği hiçbir
ders yoktur" dıyor Içım rahatladı
Szajna nın, "Gerçek dram, çok söze
ve gereksız jestlere hiç gerek duymaz"
sozune karşı da, modern tıyatro yazar-
lığında ustalığını kanıtlamış olan ya-
zanmız şu yarutı venyor "Bence
dramı yaratan en önemli ikı oge, söz-
cukler ve gereksız jestlerdir."
Memet Baydur un bu nefıs yazjsını
kesıp sakladım Tıyatro ne ahlâk dersı
v enr, ne de oğretır, çünku y azar öğret-
men değıldır, bılım adamı da değıldır,
onun yazdıklan mantığın "ne doğnı-
ne > anlış" kategonsıne gırer v e boylece
modern oyun şııre yaklaşır Şurden
oyundan, resımden, yonuttan ahlâkı
dersler. uyanlar beklemeğe kalkarsak
guzel sanatlar eğıtımınden kendımızı
yoksun bırakmış oluruz, ruhumuz ya-
van kalır, neşemız yıter, yureğımızde
sevgı tukenır Butun riddhet yanlılan
bu kunımuşluk ıçındedır Sanat do-
yurmaz, şaşırtır Boylece bız, çevremı-
a yenıden gormeğe başlanz, bıktığı-
mız dunyadan bır sure ıçın de olsa
kurtuluruz Buısevarolanıtakhtleba-
şanlamaz yaratmakla, kurgulamak-
la, gerçeğı değıştırmekle sağlanabılır
Ahlak dersı dın dersı demektır tıyat-
royu tapınağa çevırmeyelım Fatıh tı-
y atrosu seyırcısı, Şehzade Mustafa'nın
oldurulmesıne neden olduğu ıçın Hur-
rem Sultan rolundekı sevgılı Anı Ipek-
kayayı oyun bıtüğınde yuhalamışü,
ne yapsın kotuluğe dayanamıyordu
halkımız, ahlak dersı almışü Kahrol-
sun Hurrem Sultan1
Yalnız tıyatro ıçın değıl, bütun sa-
nat. edebıyat dallannda bıze tuhaf bır
gerçekçıbk anlayışı aşılanmıştır Kur-
gu kışılennın. bunlara ılışkın duygu ve
düşuncelenn doğnı, sağlam, yarulmaz
olmasını ıstıyoruz
Bır edebıyat fakültesı oğrencısı, ho-
casından benım romanlanm uzenne
bır çalışma hazırlama odevını almış,
yazdığı mektupta şu sorular yer alı-
yordu
1- Sureklı duygusal sorunlardan do-
layı, psıkolojık haslalıklara tutulan
kadınlara rastlıyoruz romanlanmzda
Bunun nedenlennı açıklar mısınız''
2- Kendıknnı mutsuz kadınlar ola-
rak goren kahramanlar da çoğunluk-
ta Sankı acı çekmek ıstıyorlar Buna
dayanarak kadın kahramanlann zayıf
karakterb olduklan söylenebılırmı'1
3- Kadın-erkek ıhşkılennın bunca
karmaşık olması bıraz şaşırtıcı Bu ılış-
kılen yansıürken gerçek hayattan ve-
ya hayatınızdan değerlendırmeler
etkıler oldu mu1
Önce şunu deyıvereyım, romanla-
nmdakı kadın-erkek ılışkılennın bu
hanım kızımıza şaşırtıcı gelmesıne se-
vmdım Çunku öyle olmasını ıstıyor-
dum Ama bu üışkılen gerçek yaşam-
dan esınlenerek yazıp yazmadığım
sorusu, bu kez. benı şaşırtü Kışılenmı
gerçek yaşamdakı gıbı beümleseydım,
onda boyle bır duşunce uyanmaya-
cakü Anhyonım kı uruversıteh kızı-
mız, romanlanmı gerçek yaşama
bakarak değerlendırme yontemını be-
rumsemış Oyle ıse roman okumaya ne
gerek var° Gazete haberlenne goz gez-
dırmek bıze yetmez mı9
Aynca o gaze-
te haberlennın altında da nıce karma-
şık sorunlar vardır. kolay gorulmez
"Psikolojik hastalık" sozune gelın-
ce Benım kadın kahramanlanm psı-
kolojık açıdan sağlam olsalardı roman
yazmama ne gerek kalırdı1
Yazar kışılennı gerçek yaşamdan
alsa da -Tcı çoğun oyle olur- onlann sıv-
nlıklennı ortaya çıkarmah dahası,
ortaya çıkarmakla kalmamalı, onlan
gelışlırmelıdır de "Hastalık" dedığı-
mız nedır kı' Hasta olmayan mı var9
Bu sonıyu şoyle de sorabılınz Hasta
olmayan toplum var mı9
Sarunm sekız yıl onceydı, psıkıyatn
adh dergıde Dr Yani Anastasiadis'ın
bır ıncelemesını okumuştum. dıyordu
kı "Devereux, insan davranışı uzerinde
kültürel ve sosyal olayın etkilerini etüd
etmeye çahşıyor. Zira bır kultûr urûmi
ounadan ınsan, ınsan olamaz. Aynı za-
manda ınsan psisızmi olmadan kiilrûr
olamaz." Devereux şovle surduruyor
"4kıl hastasınınrolunudikkate alaltm.
Eskiden her yabancınuı "deli" olduğu
söyleniyordu. Bu sözün anlamı şudur:
bir kişi çevTesinin örf ve âdetlenni bil-
miyor, fakat bundan dolayı bu kişi akıl
hastası değildir. Hasta bır toplumda,
çoğu kez aklı başında bir insan, fena
uyumlanmış oluyor. Diyebiliyoruz ki,
normal olmak bazan hasta olan bir top-
luma uvumlanamamaktadır. Tarihte
bunca hasta donemler olmuştur. Bu
hasta toplumlara canla başla uymus
olanlar, muhakkak ki patolojik vaka-
lardı."
Doğru yolu. yaşama uyumlanarak
bulmaya İcalkanın aanacak durumu-
nu duşunün' Gerçek hastalıktır bu,
sanat bızı hastahktan korur ve kurta-
nr
ARADABIR
Prof. Dr. ZAFER ÜSKÜL
Hangi "Anayasal Çözüm"?
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 'Askerı çozum-
sıvıl çozum ' tartışmasını sona erdırmış Çozum, 'ana-
yasal çozum 'durdemış Çozum aranan sorun ıse 'teror
sorunu' "Kurt sorunu ' Şımdı sorunu bır yana bıraka-
lım ve çozum ararken sığınılan "anayasa 'ya bakalım
Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel'ın sığındığı ana-
yasa 1982 Anayasası Yanı, 12 Eylul askerı rejımının
anayasası Yetersız de olsa, ağır-aksak da ışlese bır de-
mokratık rejımı ortadan kaldıran, parlamentoyu kapa-
tan Demirel ı ve başkalarını gozaltına alıp surgune
gonderen, sıyasal partılerı dağıtan askerı rejımın dev-
letı bıreyın onune çıkarıp kutsallaştıran, ınsan haklarını
sonsuza dek sınırlama olanakları sağlayan hukuk dev-
letı anlayışını ağır yaralayan, toplumun bırçok kesımıne
ve Demirel ın kendısıne sıyasetı yasaklayan anayasa-
sı
Süleyman Demırel'ın sığındığı anayasa, toplumun
tum kesımlerının reddettığı bır anayasa Turkıye toplu-
munun anayasal gelışme surecınde ılk kez herkes tara-
niıridân eteştırılen yerıne seçenek (alternatıf) anayasa
taslaklarınm hazırlandığı bır anayasa
Bizzat Süleyman Demırel ın karşı çıktığı, son genel
seçımlerden once meydanlarda ' değıştıreceğız" dıye
bağırdığı partısı DYP nın Işleyen Rejım, Işleyen Devlet
adı altında seçenek sunduğu bır anayasa
Partısının onemlı adlarından TBMM Başkanı Hüsa-
rnettin Cindoruk'un Bence, elımızde bır anayasa kıtabı
var ama, aslında anayasa yokluğu' yaşanıyor ' dedığı
bır anayasa
Hukumet ortağı SHP nın 'Uzerınden henuz on yıl geç-
meden, hazırlayıcıları tarafından bıle eleştırılen 1982
Anayasası nın butunuyle değıştınlmesı doğrultusunda
toplumsal bır goruş bırlığı oluşmuştur' dedığı bır anaya-
sa
Gerçektende 1982 Anayasası nın yerıne yenı bır ana-
yasa yapılması gerektığı konusunda, toplumda ortak bır
goruş oluşmuştur Bunun da otesıne geçılmış, yenı ana-
yasanın nasıl olması gerektığı konusu da oldukça ayrın-
tılı bır bıçımde tartışılmıştır
Bugun ulaşılan noktada bırçok kurum, hatta kışı, ge-
rekçelı-gerekçesız anayasa taslakları hazırlamıştır Sı-
yasal partılerden ışçı ve ışveren kuruluşlarına, basından
anayasa uzmanlarına ve sıvıl gırışımlere kadar bırçok
kurum ve kışının çalışmaları sayısız toplantıda tartışıl-
mış, yenı anayasa konusunda aşağı-yukarı bır uzlaşma-
ya ulaşılmıştır TBMM Başkanlığı nın yayımladığı uç
kıtap, bu çalışmaları bırkaç eksığıyle bır araya getır-
mıştır
Kısacası un var şeker var yağ var ve toplum yemek
ıstıyor Ama Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 1982
Anayasası na sığınıyor 1982 Anayasası nı bır 'askerı
okul dısıplın yonetmelığı 'ne benzeten TBMM Başkanı
Husamettın Cındoruk yenı bır anayasa ' değıl "bır ana-
yasa' yapmak gereğını unutmuş gorunuyor Neredeyse
tamamı anayasayı değıştıreceklerını vaat ederek oyları-
mızı ısteyen sıyasal partıler ve bu partılerın onderlerı,
Meclıs te, anayasayı değıştırme konusunda yapılan ve
sonradan unutturulan goruşmelerde, uzlaşmadan çok
uzlaşmamanın yollarını aradılar Ya mılletın temsılcısı
mıllervekıllerı7
Onlardan uzuncabırsuredırhaberyok'
Nerede olduklan ne yaptıkları pek bellı değıl
1982 Anayasası nı deştırırken, değıştınlmesı gerektı-
ğını soyleyıp bunu vaat ederken Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel, herhalde bu anayasanın kendısıne sıya-
setı yasaklayan geçıcı 4 maddesını kastetmıyordu
yalnızca
Anayasanın askerı darbelerı mesrulaştıran gırış bo-
lumune devletı bıreyın onune çıkaran ve kutsallaştıran
genel ruhuna ınsan haklarına sınırlamalar getıren
"ama 'larına hukuk devletı anlayışını ağır yaralayan du-
zenlemelerıne, yargıyı bağımlılaştıran hukumlerıne
yonelık eleştırıler ne çabuk unutuldu7
YÖK'u yok ede-
cektınız sendıkaların uzerındekı sınırlamaları kaldıra-
caktınız, konuşan, 'hur 'Turkıye yaratacaktınız sıyaset
yapmaya ılışkın yasakları kaldıracaktınız Yargı denetı-
mının ongorulmedığı bır olağanustu hal-sıkıyonetımın
ıdaresını hukuk devletı anlayışıyla bağdaştırabılıyor mu-
sunuz?
Butun sorun Çankaya ya çıkmak mıydı''
Turkıye'nın yonetenlerı, Turkıye'nın yonetılenlerınden
ne kadar kopmuş durumda Cok yazık'
ANAHTARBAR'da
SADIKGÜRBÜZ
ÖZELGRUBUıle
cuma, cumartesı akşamlan 22 30'dan ıtıbaren
01 00'e kadar
YAZARLARINEVİ'nde
Kuruçeşme 257 67 87/88
Yalnızca 5 gala
TARTIŞMA
Bunu da bilin!..smanlı
dönemınde
"ulema" kesımı
dınıotonteye
dayalıolarak
bürokrasıye yon
venrdı Tartrimat donemını
belırleyen Batılı aydın tıpı yıne
de dını otontenın etkısınden
.kendını kurtarabılmış değıldı
Bağımsız duşunebılen,
dav ranabılen aydına ancak
Cumhunyet dönemınde
kavuşabılmışızdır Nevarkı
ıktıdarlarla olan çatışmalan da
suregelmıştır Buyuzden
gozalü, tutuklanma, hapısbk,
surgun. ızleme, ışkence gıbı
yığınla uy gulamalarla süreklı
yıpraülrnışlardır Hele 12 Mart
ve 12 Eylül gıbı baskıa
donemlerde aydınlanma
olgusu neredeyse kendıne olan
guvenını yıtırme noktasına
getırılmışü YÖK uygulaması
örgun aydını dağıtmış ve
yıpratmıştır Öyle kı ekonomık
sıkıntılann yanı sıra
demokrasıdekı kısıtlamalann
karabasan halını aldığı 80'lı
yıllann Tûrkiyesi'nde aydınca
tavırlar ateşle oynamak gıbıy dı
Bılınen uygulamalarla Tûrk
solunun tahnbatından sonra
141-142 ve 163 maddeler
kaldınldı 12 Eylul öncesı onca
MC hûkumetlenne rağmen
uyurgezer durumunda olan
tankatlar asken yonetım
sonrasında canlandılar Laıklık
açık-seçık ve planb, programb
bır bıçımde saldınya uğramay a
başladı Dahası laıklık karşıtı
olduklan tesallı olan bır yığın
kışı kamu kesımınde etkın
y onetım gorevlenne geünldıler
Bu dönemde ay dırun sesı
kıtlelere ulaşamadı Zaten 12
Ey lul'un en dramaük
sonuçlanndan bın de aydın
olma y olunda buyuk bır ıstek
ve ozenle yol alan ınsanlann
yılgınlığa duşerek çozulmelen
ve gen adım atmış olmalandır
Kaos donemı ıçınde
gecey anlan evlennden
goturulen, gozaltındakı
yakınlanndan aylarca haber
alamayan. tutuklanmalara,
ışkence olaylanna. çuv allarla
kıtaplann elkonuhnasma tanık
olan halk kesımı korkuya
uğramıştı Yasak kıtap gıbı
çarpık ve akıl dışı bır kavram
gehştınlmış v e araşürma,
ınceleme, duşunce urunu olan
hemen hemen her kıtap bu
kavram ıçıne ıülmışü Bu
yuzden toplum kıtaptan hızla
uzaklaşmıştır (12 Ey lul sabahı
banyo termosıfonlannda,
sobalarda, yakalanmak
korkusuyla yakılan kıtaplann
sayısı tuy ler urpertıadır
Sayısal venler elımızde olmasa
da evlerde bu şekılde y ok edılen
kıtap sayısının tum zamanlann
rekoru olduğunu öne
süruyorum) Bu donem ve
sonrasında akb erteleyen
ay dınlar da çıkmıştır. ama.
terkedenlenn sayası çok daha
fazladır Aydın yalnız bır
ınsandır 12 Ey lul sonrasında
ıse aydın en aa yalnızbğına
terkedılmıştır Yaraulan sıyası
hava ıçınde toplum aydına
karşı tavır almıştı Oyle ya,
onca kargaşayı yaratan,
derneklen, sendikalan
cesaretlendıren. gençlen
kışkırtan. anarşıde, terorde başı
çekenaydınlardı
1
Aydının gorevı alkışlamak
değıldır Aydın bır kımse
sanatçı, sporcu ve bılım adamı
dışında kımseyı alkışlamaz
Bırey ıçın çabalamaz. toplum
ıçın, ulusu ıçın, ınsanlık ıçın
mucadele eder, toplumu one
almak v e duşunmek
zorundadır, kışılenn çıkannı
yeren, toplumun çıkannı
savunan ınsandır Aydınlar
eleştınlennı ve
hoşnutsuzluklannı etkın bır
bıçımde dıle getırdıklennden
sevıbnezler ve karamsarlıkla
suçlanırlar Onayaveboyun
eğıa olmadıklanndan
cuntacılar aydınlan hıçbır
zaman sevmemışlerdır Bu
nedenle bırçok aydın
horlanmış. tutuklanmış,
hapıslere aübnış, ızlenmış ve
pek çoğu da yurtdışma çıkmak
zorunda kalmıştır Iştebu
boşlukta sıstemın beşledığı yenı
bır aydın tıpı turedı Ömruon
yıllık penyodık donemlerle
v anılgılar ıçınde geçmış,
"idealisttik o zamanlar"
pışkınbgıy le donekbğıne,
munkırbğıne gerekçe uretebılen
bu aydın üplemelennden
baalannın duşuncelen ıse
babadan oğula geçmışür Onlaı
ıçın duşunce ve pohtıka
modadır Duşunce gardıroplan
oldukça zengın, USA patentb,
Ingıbzcelen yetkın, gıyımlen
seçkın bu tıplemeler done döne
II Cumhunyet'tedurdular Bu
sosyal ve sıyası vedahı kültürel
çozumleyıalenn en buyuk
ısteklen tanhı yenıden
yazmakmış Buyrun.ebnızde
bılgısayarlannızvar Dunun
karanbk donemlennde doğûşe
doğuşe kamış ve hokka ıle fıkır
uretenlenn karşısına doner
burgulu meşın
koltuklannızdan dolarlannız
ve bılgısayarlannızla karşı
çıkarak tanhı yenıden yazın
Engel olan yok Ha. Atatürk'u
manevı şahsıyeünı koruyan
kanunlarvar elbette olacak
Tanhı yenıden y azmanın yolu
Ataturk'e sövmekten
geçmıyor, bunu bıbn Ancak
tarih yazmak için de Ataturk
olabilmek gerekir, bunu da bilin.
HasanÖzsan
Sa\ışta\ Denetçisi
Önceleme anlayışıve Çillerpolitikası
ç
demokra-
a hiçbir
olmamtş-
ür ve ounayacakbr" derruştı
J.J. Rousseau "Toplum
Sözlesmesin
yapıtında Sözıle
pobtıka arasındakı ıbşkının
demokrasıleşme gerçekleştıkçe
kopmaya başlaması, bızı
Rouesseau'cu bır karamsarbğa
götürmeb mı9
tnsan haklan ve
ozgürluklennde 1789
devnmınden bu yana önemb
savlar gebştıren Fransa'da
kadınlann sıyası haklanna
kavuşmasının ancak 1947de
sağlanabılmış olması ya da
henüz dunyanın her yennde
pobüka ve ust duzey
borakrasısı kapsamında
kadınlann erkeklere oranla çok
duşük sayıda kalması, bızı
demokrasının gebşımı uzenne
yenıden duşundüniyor
Bugundemde. tumdunyadakı
kadın haklan ıle ılgüı
gınşımlenn Türkiye'ye yonebk
olumlu etkısını buıyoruz
Ancak bızı yenı bır eyleme
föturecek sorun, gerçekte
adınlara tanınan haklann
dunyadan bıze nasıl yansıdığı
değıl, ulkemızın dünyadakı
kadın hak ve ozgurlüklenne
nasıl bır katkı
yansıtabıleceğıdır Bukonuda
Turkıye gecmışte bırçok
ulkeden daha onemb
atıbmlarda bulunmuştur
• 1926 da Medenı Kanun'la
kadına hukuk alanında buyük
ölçude eşıtbk sağlanmış
• 1930'da seçırnlerde hak
eşıtbgı, kadınlara beledıye
seçımlennde seçme ve seçıbne
haklan venbnış, (Bu nedenle
11 4 1930'da Türk Kadınlar
Bırlığı rozet ve bayraklarla
Ataturk ">e TBMM'ye bir
gösteri ile teşekkürkrini
• 5 Arabk 1934'te kadınlara
mılletvekıb seçme ve seçıbne
hakkı sağlanmıştı Oysabuhak
Fransa'da yalnızca 1947'de
elde edılebılmıştı Boylesıne
oncu gınşımlenn çebskıb bır
sonucuolarak 1989*aa yapılan
ıstatıstıklere göre 33 Avmpa
ulkesı arasında kadınlann
parlamentodakı çoğunluğu
açısından Turkıye sonuncu
olmuştur (%38ıleİsveç
bınncı, %35 8 ıle Norveç
ıkınabğı sağlamışü)
Çağdaşlaşmayla ters orantıb
olan bu düsuşün nedenlennı
sıyasal tannte dennlemesıne
araşürmak toplumbıbmcı ve
tanhçılenn geleceğe donük
aynntılı çabşmasını gerektınr
Oysa Turkıye'nın kadın haklan
konusu ıv edıbkle çozûbnesı
gereken bır aşamadadır Daha
da onembsı, Turkıye sıyasal
alanda kadın haklanna ıvedı
çozum getınnek ıçın tum
dünyaya gore "ayncaüklı" ve
elvenşü bır konumdadır, Turk
kadınının pohtık savaşımını
desteklemeye ömek
oluşturması gereken bu ozel
konum, başbakanmm bir kadın
oluşudur.
"Bu açıdan Başbakan Tansu
Çiüer'ınTürkkadınına
hanrlayacağı pobük ortam
"kadın haklarının dünyadaki
konumu" kapsamında da ozel
bırdeğertaşımaktadır Kadın
haklan ve ozgurluklenne
yapabıleceğımız evrensel
anlamda bır katkı ve yenıbğın
Tûrk kadını ıçın gerçekçı bır
umut olması bu nedenden
kaynaklanmaktadır 1972'dekı
Isveç'ı anımsayalım Palme'nın
fınşımleny le başbakanlığa
agb "Fu^at Eşitliği Komitesi",
1980'de de "Fırsat Eşitlim
Yasası" benımsenmıştı Sayın
Çıller,2Ekıml993tanhb
Cumhuriyet gazetesınde mart
ayında yapılacak yerel
seçımlenn kadınlar ıçın ılk
fırsat olduğunu ve pobük
gınşımlen doğrultusunda
venmb bır alanın artık
açıldığını bebrtmıştır
Başbakan Çıller'ın kadmlara
yönebk çağnsmdakı mesaj,
özunde, kadınlann pobtıkaya
katıbmının demokrasıyı
gûçlendıncı etkısını
vurgulamaktadır Başbakan'ın
tutumunu bu anlayışla
açıklıyor ve kadmlann sıyasal
haklan açısından Turkıye
tanhmde yenı bır donemın
başlanejcı ya da Sayın Çıller'ın
dey ışıyle "yeıri bir beyaz sayfa
açmak" olarak göruyoruz
Ancak sozlu olarak yapılmış bu
oncelemeyı, pobtıkayı ıvedıbkle
köklü ışlevsel değışımlere
gotürmesı ve kadınlann sıyasal
naklannı gunluk yaşama
yansıtabıleceklen bır güçle v e
sağlambkla sahıp çıkabıîmesı
doğrultusunda yorumluyonız
Kadın sıyasal haklannın
tanınma'sı gerçek
demokrasuenn ölçutu,
demokrası ıse sozlu
oncelemenın uygulamada
kanıtlandığı yonetımdır
AytenSeçkin
Yük. Müh Mımar
PENCERE
1789-1917-1923
ve Yeni Dünya...
1789
1917
1923
Devrım uzunbırsurectır bıryıldabaslayıpbıtmez, yı-
nede buyuk devrımlertek yılla vurgulanıyor
Fransız devrımı 1789 de patladı 1917 Bolsevık ıhtılalı
dıye anılır 1923 bu ıkısının kavsak noktasındadır Uç
devrım de bırbırıyle bağıntılıdır 1789 burjuva devrımı ol-
masaydı 1917 de proletarya ıhtılalı tarıhın gundemıne
gırebılır mıydı'? Sanayı devrımı emekçı kıtlelerının sıya-
sal yaşamda onunu acmasaydı Rusya da Sovyetler
nasıl kurulabılırdı ve Anadolu ıhtılalı sırtını nasıl 1917 ye
dayardı"?
Her uç devrım de Aydınlanma nın kapsamındadır
Kemalızmın ılk kurtulus savaşı nda mayalanmasının
tarıhsel anlamı nedır"?
Eğer 1917 de kapıtalıst dunya catlamasaydı ve emper-
yalızme karşı Ankara-Moskova eksenı kurulmasaydı
Turkıye Cumhurıyetı nın oluşumunu felsefe tarıhınde
yerlı yerıne oturtamazdık Kuvayı Mıllıye Anadolu da
emperyalıst devletlerın paylasım savasına karsı dırenış
ıcerıgıyle anlamını kazanır Istıklal Harbı bu kapsam
ıçınde degerlenmeseydı bugun Balkanlar da Kai-
kasya da ve Ortadoğu da gorulen etnık catısmaların dı-
şında bır ıcerık taşıyamazdı
Veeğer Istıklal Harbı 1923devrımınedonuşerek Ay-
dınlanma Felsefesı nın yorungesıne oturmasaydı Is-
lam dunyasında ılk laık cumhunyet kurulamazdı
•
1917 ıle 1923 un tarıhın soyağacındakı kan bagını Sta-
lin'ın Boğazlar uzerındekı ısteklen ya da Turkıye nın
Soguk Savas ta Amerıka ya dayanması bozamaz bun-
lar sıyasal tarıhın olgularıdır felsefe kokenlerı boşlukta
sallanır Nıtekım 1990 da Sovyetler ın dagılmasıyla ger-
çekleşen Moskova-Washıngton yakınlaşması temelde-
kı doğruyu şaşırtıcı bıçımde ortaya cıkardı
Bugun Amerıka ıle Rusya Turkıye uzerinde Sevr e
yakın bır sıyasal boluşum uzerinde anlasırlarsa Turkıye
sırtını nereye dayayacaktır? Hangı evrensel celışkıden
yararlanarak Lozan ı savunacaktır? Ismet Pasa, 1964 te
ABD Başkanı Johnson'un yazdığı aşağılayıcı mektuba
kızarak ne demıştı
'Yenı bır dunya kurulur
Turkıye orada yerını bulur '
Oysa bugun kurulan Yenı Dunya Duzenı Inonu nun
vurguladığı yenı dunya değıldır
1917 devrımıyle kurulan Sovyetler ın dağılması Tur-
kıye yı seçeneksız ve yalnız bırakmış cevrede bırdenbı-
re Anadolu ya yonelık kaynaşma yaratmıştır Bolgeyı
kuşatan etnık catısmaların anlamı lyıce ortaya çıkmıştır
NeSırplar Bosnaklara neErmenıler Azerılere neAb-
hazlar Gurculere ne de Kurtler Turklere karşı bağımsız-
lık savaşı verıyorlar emperyalızmın ıplerını elınde
bulundurdugu etnık catısmaların hıçbırı kurtulus savaşı
olamaz
•
Pekı dunyanın bugunku coğrafyasında Turkıye de
emperyalızmın kapsamına gırmıyor mu
7
Ne yazık kı oyle
Ancak bundan kurtuluşun yolu ne Anadolu nun par-
çalanmaşı veSevr ıncanlandırılmasıdır ne de Turkıye-
de şerıatın hortlatılmasıdır Bu ıkı sıyasal akı'm da bolge-
de emperyalızme daha çok hızmet edecek bır topograf-
yanın oluşmasına hızmet eder
Tek cıkar yol, Anadolu da emekcı halkın demokratık
yorungede bılınçlenıp butunleşmesı somuruye karşı
alınterını ve bağımsızlığını savunacak bır orgutlenmede
bırleşmesıdır
Halk etnık ve dınsel çelışkılerın kuyusuna cekılıp de
bırbırıyle boğazlaştıkca Anadolu da bır cehennem olu-
şur
ADA YAYINCILIK VE MUZIK
GÜLBAHAR
DONUIMEYHM
ĞİTMELER
GÜLBAHAR
Donulmeyen Gıtmeler
s ıhıı.1 bır ıııu7ik evicnınc >okıılıık
CAN TUFAN
Sevgılım Olu Asker
Ftno pıotLst pop Pııp 11 > ol a\ ıınıı
B İ B
HAYAI
v A B
D I
MOZAİK
Olumden Once Bır Hayat Vardır
l)un>a mımgındcn
GRUP TINI
Oğrencı îndırımı
Kock ımi7cla Hu7iın \ J I
m njuc v* KASETÇIUK i'
BAŞSAĞLIĞI
Mezunlanmızdan BİLGE SAĞUN'un
çok değerlı babası
Ressam
GÜNAY SAĞUN
ebedıy ete ıntıkal etmıştır
Kederlı aılesıne en denn tazıyetlenmızı bıldınnz
ÖZEL SAİNT BENOİT FRANSIZ LİSESİ
MÜDÜRLÜCt
VEFAT
Sabn ve Mukerrem Sağun'un oğlu, İsmaıl ve Cahıde
Kunal'ın damadı, Nejat ve Zerrın Sağun'un kardeşı,
Jdıl Sağun'un amcası, Gulgun Sağun'un eşı ve Bılge
Sağun'un babası
RESSAM
GÜNAY SAĞUN'u
kaybettık
Cenazesı 19 Kasım 1993 Cuma gunu (bugun) oğle
namazım muteakıp Teşvıkıye Camıı'nden
kaldınlacaktır
AİLESİ