Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16KASIM1993SAU
12 DIZIYAZI
Baptistler arasında başka bölünmeler de
mevcuttur. Bu akımlann hcpsi köktencidir.
Başka köktenci eğilimler de ABD'deki dinler
mozayiğinde ortaya çıkar. Temelde Baptist ge-
leneğe bağlı olan köktenci diğer akımlar arasın-
da John Nebon Darbv harekeü. Brethrenler,
İsa'nın Kilisesi'ni saymak olanakhdır. İçlerinde
en bağnaa Church of Christ (İsa'nın Kilese'-
si)dir. Köktenci akımlar için önemli olan Hıris-
tiyan "dhatör". Hıristiyanlığı yaymak uğruna
yapılacak mücadelede şiddete de yer veren bu
köktenci akımlar bir tür nasyonalizm içine de
' girmişlerdir. Zenci ve Yahudi düşmanhğı ya-
pan bu köktenci akımlar nasyonal-sosyalist çiz-
giye kaymaktadırlar.
'Lobiei' dinsel akımlar
P olitik yaşam içinde köktenci akımlann
lobicilik faaliyeti önemli boyutlara
ulaşmıştır.
Buna göre evren iyi-kötü ikileminin sürtüşme
Kasyonal-sosyalist çizgiye değin varan
siyah ve Yahudi düşmanlığı; Baptistler arasında süregelen
bölünmelerden türeyen köktenci inançlann temel bağnazlık
göstergesidir ve yayılmak uğruna mücadelenin her yolunu
"mübah" saymaktadır.
TARhSflRBİK DbiBIVE
A M EaRİ
7 sa, aramızdadır. O, yaşıyor'
aldatmacasının ardma gizlenen Polisyanistlere göre Tann'nın iki
oğlu vardır: Şeytan ve İsa! Önce Şeytan yeryüzüne gelmiş ve
kötülükJerini yaymaya koyulmuştur. Bunlan önlemek için
Tann, "kurtancı" oğlu Isa'yı da yeryüzüne yollar ve iyi-kötü
çatışması böyle başlar.
Huistiyaııeilıat: Irkçıhğm
dinselkıhfı
Köktenciakımlann en önemliözelliği "lobicı'olmalarukr. Bu
lobicilik, dünün sömürge Amerikası'nda olduğunca, günümüz
ABD 'sinde de etkindir. Köktencileringörüşleribağnazhğa olduğu
kadarşiddete de dayalıdır...
ve çekişmesi ile süriip gitmektedir.
Şeytan tüm gücüyle bu dünyadadır.
İsa da şeytanı engellemek için ınsanlar
arasında dolaşmakladır. Başka bir
anlatımla "İsa aramızdadır, o yaşı-
yor".
İyi-kötü, aydmhk-karanlık ikilem-
lcri tek tannlı dinlerden önce de in-
sanbğı uzun süre etkilemiştı. Zerdüşt
dini, onun bir kolu olan Mazdeüm ve
Hıristiyanlık-Mazdeizm sentezı olan
Manikheizm yüzyıllar boyunca
varlığını sürdürmüştü. (Bu kavramlar
için bknz. CEM DERGİSİ, sayı 21,
22,23,1993).
Hıristiyanlıkta iyi-kötü ikilemi An-
takya'da IV. yy'da ortaya çıkan polis-
yanizmle önemli bir boyuta ulaşmışür.
Polisyanizme göre Tann'nın iki oğlu
vardır. Bunlardan şeytan yer yüzüne
gelmiş ve kötülükleri yaymıştır. Onun
üzerine Tann ikinci oğlu İsa'yı evTene
göndermiş ve kötülüklerle mücadele
etmesi için görevlendirmiştir.
Adventist aile bu eğilimin uzantıa
olarak karşımıza çıkar. XIX. yüzyılda
WiUiam Miller - adlı bir düşünür
ABD'de eski eğilime yeni bir görü-
nüm kazandırmıştır. MiUenmafizm
denilen bu doktrine göre dünyanın
belli bir ömrü vardır ve hesaplanabil-
mesi mümkündür.
Miller. İncil'e dayanarak kendine
göre bir hesap yapmıştır. Bu hesaba
göre iyi-kötü çatışması 22 Ekim 1844
tarihinde kaosa dönüşecek ve kıyamet
kopacaktır.
Bu tarihte kıyamet kopmamıştır
ama Miller'in göriişü değişik alt ay-
nmlara bölünmüştür. Hesaplamanm
yanlış yapıldığı. ama özde Miller'in
haklı olduğu savıyla yeni akımlar
gündeme gelmiştir. Yüz binlerce mü-
ridin bağlı olduğu yeni Millennia-
lizm'e göre dünyanın sonu 2000
yılıdır.
Aydınlar ve özgürlük
A BD'de liberal aile üç alt ayınm
ıçındedir: Ünteryanuın (birleş-
tiriciler), (Jnhersaller (evrensel-
ciler) ve Enfideüzm (sadık olmayan-
lar). Alt ayınmlar içinde en önemlisi
Üniteryanizm'dir.
Üniteryanizm, üçlemi (baba-oğul-
kutsal riıh) reddederek, soyut bir
Tann anlayışı içinde birleşmeyi ön-
görmektedir. İsa'nın ilahiliğı yadsmır.
bir peygamber olarak algılanmasının
gerekliliği vurgulanır. Cehennem yok-
tur. herkes kurtuluşa ve esenliğe ula-
şacaktır. Enfıdelizm. insan merkezli
bir felsefeye inanarak Tann merkezli
tüm inanışlan reddeder. Amerikan iç-
savaşında dinin bağnaz yorumlannm
savaş üzerindeki olumsuz etkilerini gören aydı-
nlar, kara Avrupası'nın akılcı, liberaL özgür-
lükçü eğilimlerini ABD'ye getirmek istemişler
ve Kalvenci doktrine karşı çıkmışlardır. Böyle-
likle hümanist, sekülarist, laik ve liberal eğilim-
ler bağnaz sosyal yapı içinde şok yaratır.
Hırisüyanlığın tüm köktenci geleneklerini yı-
kan Üniteryan düşünceler. bağnaz Eski Ahit
toplumunda reaksiyon doğurur. Üzerinde kı-
yametlerin koptuğu Teslis'in (üçlem) mantıksız
bulunması, insana kanşmayan Tann anlayışı
geleneksel inanç sahiplerini altüst etmişti. Ken-
di yazgısmı kendi çizen insan tanımını köktenci
hiçbir dinsel eğilim kabul edemez, içine sindire-
mez.
Kara Avrupası'nın rasyonalizmi bilim dışı
açıklama şemalannı kabul etmemektedir. Oysa
Anglo-Sakson pragmatizmi yarar olgusundan
yol aldığından. insana mutluluk veren her şeyi
A ' •
J\L merikan Iç Savaşı,
bir anlamda Amerikalılann
gözlerini körelten bağnazlıktan
kurtulmalanmn da başlangıadır.
Çünkü savaşta yobaz yorumlann
olumsuzluğundan yılanlar, Calvin'e
karşı çıkmaya ve kara Avrupası'nın
akılcı ve özgürlükçü akımlanna
sanlmaya başlarlar.
A
-*T- merikan insanı,
öteden beri gizil güçlere.
inanagelmiştir. Kurtancüan; İsa ile
Meryem Ana'dır. Ama;
kurtancılara karşı Şeytan ve
kötülüklerde vardır. Böyle
doğmuştur "bağdaşımcT
eğilimler... tann'nın saatçi ustası
titizliğiyle yarattığı dünyanın
yönetimini insana bıraktığını
düşünür bağdaşımcılar...
u
Meryem ile İsa, Hıristiyan inançlaruun çoğunda iyflikle
doğnduğun simgesidir ama her an her yerde olamazlar!
Amerika'da ırkçüığı, dinsel kdıfa sokmadaki en tehlikeli kuruluş, kuşkusuz Ku Klux Klan'dır. Siyahlarm yok
edilmesi gerektiği inancındaki ırkçı örgüt, yanan haçlan ve kukuleta altuıa gizledikleri kimlikleriyte tanınır.
yararlı sayıp irrasyonel açıklama şemalanna
ağırUk tammaktadır. Mutluluk neredeyse doğ-
nı oradadır. İnsanlareğer kendilerini mistik, ir-
rasyonel, yazgıcı bir din ve felsefe içine bırakmı-
şlarsa bırakın bu böyle devam etsin. Salt doğru Üçlemin hatalan
olsa olsa Tann katında vardır, beşer hakikate
ulaşamaz. O zaten günahkârdır, avunarak bir
nebze mutlu olur.
mak üzeredir. Oysa ABD'de Hıristiyanlık için-
de üniterian kilise aydınbk ufuklan sergilemek-
tedir.
uAydın, safsata dinlemez
A
ydın kafalann bu tür bir safsataya prim
vennesi kuşkusuz beklenemez. Tann'ya
ulaşmanın akıl ve bilgiyle söz konusu
olabileceği temasına din felsefelennde seyrek de
olsa rastlanmaktadır. İslam âleminde böyle bir
yaklaşımı akılcı mutezile. İbni Rüşt, Farabi gibi
düşünürler ve akımlar gündeme getirmişti. Ne
yazık ki bugün ilerici ve liberal Fslam unutul-
niterian eğilimi tarihsel olarak Leonardo
da Vinci'ye dayandıranlar var. Ancak
1532 yıhnda Miquel Şerveto (Servetus)
adlı bir İspanyol din bilgini "Üçtemin Hatalan"
adlı kitabıyla Hıristiyan inançtaki baba-oğul-
kutsal ruh üçleminin yanhşlığını ortaya koya-
rak bu akımı başlatmıştır. Protestan ve Kato-
lıklerce lanetlenen Servetus yakılarak öldürül-
müştür. Calvin yakılarak değil de boynu vuru-
larak öldürülmesinın gerektiğini savunarak
Protestanlığın nasıl bir ilericilik (!) içinde oldu-
ğunu göstermiştir. Üniterian eğilim tarih bo-
yunca John Locke, Milton, Nevvton gibi deist
(Tann'nın varlığını kabul edip dinlere
fazk itibar etmemek) düşünürlerce sa-
vunulmuş ve XVIII.-XIX. yüzyıllarda
ABD'de George de Bonneville, Hosea
Ballou adlı kişilerce kurumsal-
laşünlmıştır. ABD'nin kuruculanndan
VVashington, Jefferson ve Madison'ın
şair ve yazarlardan Emerson, Thomas
Paine, ütopist sosyalist Robert Owen'in
Üniterian düşünceye yakın olduğu bi-
linmektedir.
Hoşgörii ve sabır
niterian felsefeye göre Tann, bir
saat imalatçısı gibi evreni ya-
ratmıştır. Ancak saati işletme ve
kurmayı insana bırakmıştır.
Din. akıl ve ahlaktır. Özgürlük ve in-
san haklanna saygı aklın ve ahlakın ge-
reğidir. Bağnazbğın kol gezdiği Ameri-
ka'da Unitenanlar Amerikan Ulusal
Liberal İttifakı adı altında bir dernek
kurarak etkili bir düşünsel mücadele or-
tamına girmişlerdir.
Unitenanlar pazar günleri, dığerleri-
nin kiliselere gittiği saatlerde herkese
açık olan bir toplantı yerinde bir araya
gelmekte; din. felsefe, kültür, sanat, ede-
biyat, bilim. müzik vs.'ye ilişkin konuş-
malar yapmakta; özgürlükçü düşünce-
nin erdemini ortaya koymaktadırlar.
Bağnaz. yazgıa, biçimci dinsel yaklaşı-
mlann mantıksızlığı anlatılmakta, her
türlü inanç temel abnmaktadır. Onlar
için tüm peygamberler ahlak ve erdemi
savunmakla kutsal ilham içerisindedir-
ler. Ancak beden olarak hiçbirinin kut-
sallığı yoktur.
Hz. Muhamnıed'i de peygamber ola-
rak kabul eden Uniterianlar olduğu gibi
ahlakı ve doğruluğu savunan herkesin
kutsal ilham içinde bulunduğunu söyle-
yenler de var. Hatta ve hatta Uniteri-
anlara ikircikli bilinemezciler de katı-
lmaktadır. Hoşgörii ve sabırla yol alan
özgürlükçü, bberal Uniterianlar, ahlak
ve akb rehber aldıklanndan hiçbir za-
man bizde olduğu gibi yobazbkla müca-
delede kızgınhklara ve duygusal tepkile-
re yer vermemektedirler.
Bu eğüimler değişik din felsefelerini
Hıristiyanhk ağırhkb olmak üzere bağ-
daşürmaya cahşmışlardır. ABD'de ger-
çek aydın kesim dışındaki insanlann ko-
laybkla mithoslara, doğa üstü güçlere
inandığını çeşitli yerlerde vurgulamaya
çabştık. Hıristiyanlık "immanan" bir
yapıya sahiptir; manevi ve maddi dünya
iç içedir. Hz. İsa ve Meryem Ana sık sık
bu dünyaya müdahale edebilir. Mistik
güçlerin zaman zaman maddi ve somut
dünyayı yönlendirmesi, zorunlu olarak
insan beyninde rasyonahte ile irrasyo-
nali bağdaştırma gereğini doğurmuştur.
Bilimsel olarak acıklayamacağı şeylenn
irrasyonel acıklamalan olmabdır. Ne-
denini bilmediğj birtakım gizil güçler
maddi yaşama kanşmakta, bizleri yönetmekte-
dir. Gizil güçlerin mutlaka iyiden, doğrudan,
güzelden yana olması gerekmez. Yani her za-
man için isa ve Meryem yoktur; Şeytan ve kö-
tülük de insan ruhunu yönlendirebib'r. Bir yan-
dan Tann ve İsa'nın kudretine inanmak. öte
yandan kötülüklerin varlığını kabul etmek bağ-
daşıma eğilimlerin doğumuna yol açmıştır.
Öte yandan Musevilik, Hıristiyanhk, Müslü-
manlık, Hinduizm, Brahmanizmin bulunduğu
Yeni Kıta'da dinler arası bir bağdaşım da zo-
runluydu. İşte pagan-paien (Çok Tannlık). ani-
mist (tüm varhklann canb ruh sahibi obnası),
Musevi, Hıristiyan. Okültist (gizemcilik. gizil
güçlere inanma) bağdaşımlar böylelikle Hıristi-
yan ağırbkb olmak üzere ABD'de yayılmıştır.
Yorın:iscı;carmılıtan
junerlka'ya
tLAN
T.C.
BOZOVA İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
İSTİHKAK tDDtASININ İLANEN
TEBLİĞİ
DosyaNo: 1992/88
Yukanda dosya numarası yanlı icra takibi borçlusu A. Rıza
Halipoğlu'nun adresınde bulunamadığından Yasın Koyuncu, Emi-
ne Hatipoğlu, Nadire Ezer, Müyesser Sülejinanoğlu, Saime Nıme-
toğlu vekih Av Veli Tuğluk tarafından verilen 06.07.1993 tarihli is-
tihkak talebine ilişkin dıİekçesının ilanen tebhğıne talep üzerine karar
verilmişur.
Bu ıübarla ılçemiz Yığınak köyû Şıhsat mezrası hudutlanndaki 69
nolu parselin üzerinde bulunan fıstık mahsulünc ilişkin yukanda
kimlikleri yanlı şahıslann vekili Av. Veli Tuğluk tarafından ibraz edi-
len 6.7.1993 tarihli isühkak iddiasına ılışkın diyeceklerinizi bizzat
veya bir vekille dosyamıza büdırmenız için kanunı 3 günlük süreye
ilaveten İS gün ılavesi ile 18 günde açıkça bildirmenız, aksi takdirde
istihkak ıddıasını kabul etmiş sayılacağmıza karar verileoeği ilanen
tebliğohınur.03.11.1993
Basın: 52517
tLAN
BAKIRKÖY
5.SULHHUKLK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1993/756, Karar No: 1993/896
Davacı Şahbender Güney tarafından ikame olunan vasi tayini da-
vasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda,
Davanın kabulü ile Artvın iü, Şavşat ilçesı, Cintdüzü köyü, cilt:
009/02, sayfa: 03, kütük sıra no: 60ta nüfusa kayıtlı ve halen İstan-
bul, Bahçelievler. Yenibosna, Yıldınm Beyaat Cad. Beydaş Sk. No:
1/11'de ikamet eden davacı çocuklan Şahpender ve Asifer oğlu
8.2.1949 doğumlu îsmet Güney, Şahpender ve Asifer oğlu 12.4.1959
doğumlu Necdet Güney, Şahpender ve Asifer oğlu 6.3 1963 d'lu So-
ner Güney ve Şahpender ve Asifer oğlu 9.12.1967 d'lu Tamer Gü-
ney "in hacır altına alınmalanna ve kendilerine aynı yer ve hanede
nüfusa kayıtlı keza aynı yerde mukim öz kardeşleri Şahpender ve Asi-
fer kıa 1950 doğumlu Zinifer Güney'ın M.K.'nun 355. maddesi gere-
ğince vasi olarak nasb ve tayinıne, 2.11.1993 tarihinde karar verilmış-
tir. llan olunur. 12.11.1993
Basın: II727
tLAN
BOLU ASLÎYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
DosyaNo: 1992/344 Esas
Davaa Oyak Sigorta AŞ vekili Av. tsa Kjvrak. mahkememizde:
Kasko sigonahsı Gülhan Turizm Seyahat ve Taş. Hizm. Ltd. Şti'ne
ait 34 CMF 06 plakalı otobüsün 4.3.1990 tanhinde kanşüğı trafık
| j kazası nedeniyleSabnBoran'ınmalikj.bulunduğu41 AN431 plakalı
vasıtanın sürücüsünun kusuru nedeniyle müvekkılı şirketin sigorta
poliçesi ile sorumluluk gereği 2.554.125 TL'yi hak sahibine ödediğinı.
bu zarar miktannın rücuan ödenmesi için davalıya ihbarda bulun-
duklannı, buna rağmen borcun ödenmediğini ileri sürerek 2.554.125
TL'nin davalıdan rücuan tahsıli için tazminat davası açmıştır.
İzmir-Körfez Atalar Ardı, tnönü Cad. No: 2'de ikamet etüği bildi-
rilen davalı Sabn Boran'a, dava dilekçesınin ve duruşma gününün
teblığı için çıkarulan tebligat iade edilmiştir. Zabıtaca da adresi tesph
edilememış olduğundan duruşmanın 24.12.1993 günü saat 10.55'te
olduğu. mahkemeve bizzat gebp ya da bir avukatla kendisini temsil
ettirmediği takdirde davanın yokluğunda neticelendirileceğı dava di-
lekçesı yerine ilanen tebliğ olunur.
Basın: 52504
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Yazgûtü'nön Anlattıklan-.
Nurettin Sözen bir konuşmamızda şöyle demişti:
- Ergun Göknel haberi, 20 gün gazetelerde kalmış.
Niçin yazılmadı da, Yazgülü Aldoğan, "Nokta" dergisi-
ne genel yayın yönetmeni olduğu hafta yazıldı? Basın
mensupları bunu kurcalamadı, yayımlamayanlar da
açıklamalı.
- Yirmi gün tutuluyor haber demek?
- Yirmi günden daha fazla belki, bir ay belki. Ergun
Göknelin eski karısı (Nurdan Göknel) dolaşıp bütün bü-
yük gazeteleri, dergileri, anlatıyor. Bantlar veriyor; ama
yazılmıyor bunlar!
Gazetelerin eline haber geldiği halde neden yazmı-
yorlar? Bu bana çok ilginç geliyor.
- Hele dursun bakalım, zamanı var, o zaman yayım-
larız!diyorlar,bunada "timing "diyorlar, "zamanlama!"
Belli ki, Ergun Göknel olayı da "zamanlanmak" isten-
miş yüksek baskılı basınımızca. Olay "Nokta'da patla-
yınca, Hürriyet atlamış hemen haberin üstüne. Ben en
iyisi, Yazgülü Aldogan'la konuşayım, bakayım o ne an-
latacak? Yazgülü Aldoğan, tanıdığım en dürüst gazete-
cilerden biri. Gözünü budaktan, sözünü dudaktan sakın-
mayan türünden Sadık Aldoğan'ın yeğeni benim bildi-
ğim, soyadı oradan geliyor. Yazgülü, "Günayd/n"dan
ayrılıp, "Nokta"ya geçmişti, sonra oradan da ayrıldı. Te-
lefon açtım, konuşuyoruz, sordum:
- Nerdesin?
- Evdeyim!
- Niye evdesin? Kendini evde hapis mi ettin?
- Yooo, hayır, hayır. Bir süredir bir yerlerde sesim
çıkmıyor, onu kastediyorsunuz herhalde. Çalışmıyo-
rum. Enson "Nokta"öan ayrıldım, işte...
- Ne güzeldı, okuyorduk orada da. Niye ayrıldın?
- Sağolun! Patronlar çok tatsızdı orada Mustafa Bey.
Hem işi bilmiyorlar, hem çok karışıyorlar.
- "Şunuyaz", "bunu yazma'ya değin mi?
- Evet, evet!
- Peki, bir şey soracağım, bu İSKİ" olayını, ilk sen
ortaya attın!
- Evet!
- Fakat o zamana değin Nurdan Göknel, gazetelere
gitmiş, büyükgazeteleryazmamışlar, onun nedenini bi-
liyor musun?
- Valla, SHP Kurultayı'nı bekliyorlarmış galiba.
- Ne olacak onda?
- E işte, daha batıracaklardı (SHP'yi) benim tabii bun-
lar aklıma gelmedi, ben "Nokta"ya başladığım zaman
haberteri karıştırıyordum, temmuzda başladım, haber
duruyordu, yazılmış orada bekliyordu. Inceledim, ya-
yımlanabilir ml yayımlanamaz mı diye; bir eski il başka-
nı vardı, abuk sabuk şeyler söylüyordu, onları bıraktik,
onun dışında kadının söylediği her şeyi koyduk olduğu
gibi. Eski il başkanının söyledikleri, mesnetsiz iddiaydı,
oysa kadının söyledikleri isimlerle, şunlarla. bunlarla...
Şeyi vardı.
- Kadının büyük gazetelere gittiğini nereden biliyor
herkes?
- Kadın kendi söylemiş, "kimse ilgilenmiyor" diye.
- Sana da söyledi mi?
- Ben kendisiyle konuşmadım. Ben, yapılmış, hazır-
lanmış, bekliyordu, koymamışlar.
- Haa, anladım!
- Yani, "Nokta'dadakonmamış.Nokta'dakiniErgun
Bey engellemiş, kendi ifadesine göre. Ben Nokta'nın
başına geldikten sonra, Ergun Bey büyük bir heyecanla
günlerce beni aradı. Bçn de anladım tabii, haber için arı-
yor, o tabii, tebrik için arıyor gibi göründü, çıkmadım te-
lef onları na...
- Bunları yazabilir miyim?
- Tabii yazabilirsiniz. Ben basını eleştirmek istiyo-
rum o yüzden. Ben bir yerde belediye başkanına "gü-
nah keçisi" diyorum.
- Nurettin Bey'e?
- Hı.. hı..
Yani, Nurettin Bey, garibim, bu ülkede en haksız suç-
lanan adamlardan biri... Allah Allah!
- Zaten, Ergun da şeyi söyledi, yani dedikleri çıkıyor,
ona sinirleniyorum; yayımlandıktan sonra beni ziyarete
geldi, dedi ki: "Sen biliyorum aslında, Nurettin Sözen
yaptırdı, benim seçimimi önlemek için: ama bu iş öyle
bir dönecek ki, kendisini vuracak!''
- Nurettin Sözen neyi önleyecekti? Yani seçime mi
girecekti Ergun Göknel?
- "Ben seçime gireceğim diye'' ded i,' 'Belediye baş-
kanlığına oynuyorum diye ekarte etmek istedi Nurettin
Bey!" öyle dedi.
- Oysa, size Nurettin Bey'den bir şey gelmedi!
- Yok canım, ne gelsin? Adamın galiba haberi var-
mış yalnız, fakat "8en yalnız söylentiyle hiçbir şey yapa-
mam, varsa elinizde haber, yayımlarsınız!" demiş. Ve
zaten "Nokta"da çıktktan iki gün sonra da önce soruş-
turma actırdı, sonra da "Güvenimi kaybettim" diye gö-
revden aldı...
- Peki, sen ne yapıyorsun? Ne yapacaksın onu bana
söyle.
- Şimdi Mustafa Beyciğim, ben de kendi kendime,
hatta dedim ki. açsam da şu Mustafa Ekmekçi ye dert
yansam, geçen yıl elinden plaket aldım, "En başarılı kö-
şe yazarı" diye. Üç yıldır ödül alıyorum. Şimdi işsizim,
Türkçesi bu!
Ekonomideki, "kötü para iyi parayı kovar" kuralı, ba-
sında da geçerli mi ne? Kötü gazeteci, iyi gazeteciyi
kovuyor.
BULMACA
SOLDANSAĞA: J 23
1/ Almanya'da Nazi dö-
neminin gizli polis örgü-
tü. 2/Aza... İnceyapılı. 3/
Bir ya da iki milimlik
pli... Bir soru sözü. 4/
Iran'ın plaka işareti... Es- 4
ki dilde dul kadmlar. 5/ g
Yansıma. yankı. 6/ Mıs-
ra... Telli çalgılarda telleri 6
yüksekçe tutan tahta
köprücük. 7/ Terbiyesiz
kimse... Bir meyve...
"Hayır" anlamında kul-
lamlan söz. 8/ Hatay ilin-
de bir ırmak... Erden çavuşa kadar
olan askerlere verilen ad. 9/ Gemi-
nin, zinciri toplayıp demirini kal-
dırmaya haar bulunması... Tele-
fon sözü.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Halk dilinde "batı" yönüne ve-
rilen ad. 2/ Binek hayvanlannın
sırtına konulan oturmalık... Pay-
lama, azarlama. 3/ Baş... tbrahim
Balaban'ın yazı ve şiirlerini içeren
yapıtı... Bir riota. 4/ İtalya'da bir
kent. 5/ Tıp dilinde idrar salgısının azalmasına verilen ad. 6/
Geminin saatteki hızını anlamak için kullanılan aygıt. 7/ Müs-
tahkem yer... Bir çeşit börülce... Norveçb kâşif Thor Heyer-
dahl'ın, eski Mısırlılar'ın Amerika'ya gittiğini kanıtlamak için
papirüsten yaptığı ve ikinci seferinde başanya ulaştığı teknenin
adı. 8/ Bır adın ya da sözcüğün baş harfi. 9/ Mehil... Japon mü-
ziğine özgü telli bir çalgı.