Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: özgen Acar •Genel
Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya •Genel
Yayın Danışmanı: Orhan Erinç •Yazuşleri Mü-
dürlen: tbrahimYıMız. Cdal Başlang* (Sorunı-
lu)» Haber Merkezi Müdürü: Ipek ÇaiişUr
• Görsel Yönetmen: Ali Acar ODış Haberler: Ergun
Balcı « İ ş - Ekonomi: Dinc Tayanç • İstıhbarat: Yalçın
Çakır • Yurt Haberleri: Mehmet Saraç • Makaleler:
Sami Karaören • Spor: Abdülkadir Yücefanan • Düzelt-
me: Abduilah Yazıcı
Ankara Temsilcisı: Mustafa Balbay •Haber Müdürü: Doğan Akm AtatürkBul-
vanNo: 125, K.at: 4, Bakanlıklar-Ankara Tel. 4195020 (7 Hat). Telex: 42344, Fax:
(4)4195027 • İzmirTemsılcısi: SerdarKızık, H.Ziya Blv. 1352 S.2'3 Tel:4411220
Telex: 52359, Fax: 4419! 17 • Adana Temsilcısi: Çetin Yiğenoghı İnönü Cd. 119
S. No. 1 Kat: l.Tel 3522550-3522601-3522492. Telex: 62155, Fax: 3522570
Müessese Müdürü. Erol Erkut •Koordinatör
Ahmet Konrisan «Muhasebe Bölene Yener
• Idare: Hüseyin Gürer • tşletme: önder ÇeKk
• Bılgi-Işlem. NaU tnal »Bılgısayar Sıstem:
Mûrtvrt Çîler • Reklam: Reh» Işrtraan
Yaymiayu « Basaa: Ycnı Gun Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A.Ş
TûrkocağıCad 39'41 Cagalo&lu 34334 Ist. PK 246 tstanbul Tel (0l
212)512O505(2Ohat)Teka 22246, Fax(0 212)5138595 13KASIM 1993 İmsak 5 14 Güneş- 6 41 Öâle: 11 53 İkındi 14.30 Akşam 16.55 Yatsı: 18.17
Kelliğepuva
tedavisi
•KAYSERİ (AA) - Erciyes
Üniversitesi Tıp
Fakültesi'nde başanyla
uygulanan "puva"
yöntemiyle üzüntü ve strese
bağlı saç dökülmelerinin
tedavi edilebileceği bildirildi.
Erciyes Üniversitesi Tıp
Fakültesi Dermatoloji
Anabilim Dalı Başkanı Doç.
Dr. Ekrem Aktaş. Pisoralen
adh ilaçla birlikte ultraviyole
ışınlannın verilmesinden
ibaret "puva" tedavisini 1986
yıhndan ben uyguladıklanm
ve yüzde 54 oranında başan
sağladıklannı kaydetti.
Aktaş, puva tedavisinin 12
yaşından büyüklere
uygulandığını, kalp, şeker ve
karaciğer hastalan ile hamik
kadınlann kesinlikle bu
tedaviye abnmadıklanru
sözlenneekledi.
Çinkoekslkliğine
dikkat
• ANTAL YA (AA) - Çinko
eksikliğinin kısırhktan saç
dökülmesine, sinir
hastahklanndan gnbe kadar
pek cok hastahğa neden
olduğu, bu hastalıkJardan
konınmak için, dengeli
beslenmek gerektiği
bildirildi. Hacettepe
Üniversitesi Tıbbi ve Cerrahi
Araştırmalar Bölümü
öğreüm üyesi Prof. Dr. Naci
Bor. AA muhabirine Konu
ile ilgili bilgi verirken çinko,
demir. magnezyum gibi
metallerin eksikliğinin neden
olduğu hastalıklann.
özellikle hayvani besinlerin
az tüketildıği ülkelerde daha
çok görüldüğünü söyledi.
Çinko eksikliğinin. yaşlılıkta
da birtakım hastalıklara
neden olduğunu kaydeden
Prof Dr. Naci Bor, yaşlılarda
görülen halsizliğin çinko
eksikliği ile yakından ilgili
olduğunu, romatizmal
hastalıklann bazı türlerinde,
çinko venldiği zaman
hastarun kısa zamanda
iyileşme gösterdiğini belirtti.
İran'da İbrahim
• TAHRAN (AA) - Türk
halk rnüziği sanatçısı
İbrahim Tatlıses'in kasetleri
İran'da kapışüıyor. Kuzey
Baü'ya Türkçe konuşan
nüfusun yoğunluk kazandığı
İran Azerbaycanı'na doğru
gidildikçe 'İbrahim'
hayranhğı da giderek
güçleniyor. Uzun yıllar
Iran'da iş yapan bir Türk
tüccar, 'İbrahim
milletvekilliğine adaylığıru
koysa Tahran'da büyük
ihtimalle seçilir. Tebriz'de
koysa kesin liste başı olarak
Meclise girer" diyor.
Tatlıses'in Hülya Avşar ile
başrol oynadığı 'Mavi Mavi'
fılminin kasedi, kacak olarak
girdiği İran'da büyük beğeni
toplamış, Hülya Avşar da
filmdeki adı 'Ayşe' ile
tanıruyor. Türklere en fazla
'İbrahim'le Ayşe'nin şimdi ne
yapüklan' soruluyor.
Gelişmekte olan
ülkeler ve
sigara
• İSTANBLL(AA)-
Uluslararası alanda sigara ile
mücadele eden European
Medical Associaton
SmokingOrHealth
(EM ASH) örgütü Başkanı
Prof. Dr. Paul Freour,
gelişmekte olan ülkelerde
sigara kullanımının, bulaşıcı
bir hastalık gibi yayıldığmı
söyledi. EMASH ile İstanbul
Tıp Fakültesi Sigara ve
Sağlık Kolu tarafından
ortaklaşa düzenlenen
"Sigara veya Sağlık" konulu
panelde konuşan Prof. Dr.
Freour, sigara kullanımının
bireysel bir konu olmadığını
belirterek "Sigara önce kişiyi
etkisi aJtına alıyor. Ardındao
bu olay. bulaşıcı bir hastalık
gibi tüm topluma yayılmaya
başlıyor" dedi.
Onasis'in serveti
mahkemelik
• ATİNA (AA) - Dünyamn
en zengin çocuğu olarak
bilinen Atina Onasis"in (7)
trilyonluk serveti
mahkemelik oluyor. Minik
Onasis'in babası Fransız
işadamı Thierr>' Roussel
İsviçre mahkemesine
başurarak kızı 18 yaşına
gelinceye kadar servetinin
tek sorumlusu olarak kabul
edilmesini istedi. Atina'nın
annesi Hristina Onasis'in
vasiyeti üzerine kurulan ve
Roussel'in de dahil olduğu
beş kişilik Onasis heyeti
tarafından Atina'da yapılan
açıklamada ise servetin
idaresi konusunda
vasiyetnamenin gecerli
olduğu vurgulandı.
Ekolojikürünyasası beklenîyor1970'li yıllardan sonra insan ve çevre sağlığına olumsuz etkileri nedeniyle ekolojik ürünlere ilgi giderek artmaya başladı.
ASUMAN ABACIOĞLU
İZMİR - Avrupa ve Amerikada "ekolojik
ürün" olarak adlandınlan, hiç bir suni gübre,
kimyasal madde ve hormon kullanılmadan
üretîlen tanm ürünlerine talep artarken. Tür-
kiye'de de ihracata yönelik ekolojik ürün üre-
timi yaygınlaşıyor.
Türklye'deki ekolojik ürün ihracatçılan,
Tanm BakanhğYnın gerekli yasal düzenleme-
leri 1994 Temmuz ayına kadar gerçekleştir-
mesini istiyorlar.
Dünyada gelişen çevre bilincine paralel
olarak 1970'li yıllardan sonra insan ve çevre
sağlığına olumsuz etkileri nedeniyle ekolojik
ürünlere ilgi artmaya başladı. Ekolojik
tanmı. "geleneksel tarıma göre daha az dış
tanmsal girdi kullanılan, daha çok biyoJojik
öniemkrin yoğunlaştığı üretim" olarak tanı-
mlayan ılgılıler, bu sistemde doğa ve insan
sağlığını tehdit eden hiçbir kimyasal veya sen-
tetik maddenin kullanılmasına izin verilme-
diğini söylediler.
Türkiye'ye ekolojik tanmın, ilk olarak
1985-86 yıllannda Avrupa'da faaliyet göste-
ren yabancı fırmalar ile girdiğini belirten
Ekolojik Tanm Organizasyonu Demeği Ge-
nel Sekreten Atilla Erten. bu ülkelerden gelen
isteklerdoğrultusunda tanm ürünlerinin eko-
lojik olarak üretiminin başladığını bildırdi.
Günümüzde ekolojik ürünlerin. tanm ürün-
leri ihracatımızda iyi bir yer edinme yolunda
olduğunu ve hızlı bir şekilde hacmini artürdı-
ğıru kaydeden Erten, "Şu anda Avrupa'nın ta-
lebini karşılayabilmek için her yıl önemli mik-
tarlarda araziler. ekolojüı üretime alınmak-
tadır" dedi. Erten, ihracatla ilgili şu bılgileri
verdi:
"1992 yılı değerierine göre, yülık ekolojik
ürün ihracatımız 20 milyon dolar civanndadır.
Bunun içinde ilk üç sırayı 4.2 milyon dolar ile
çekirdeksiz kuru üzün, 3.5 milyon dolar ile
kuru incir, 2.7 milyon dolar ile iç fındık almak-
tadır. Vıllık 14 bin ton olan ekolojik ürün üreti-
mimizin büyük bir böiümü Almany a ve Hollan-
da'ya gönderilmektedir. 1992 yılı değerierine
göre. kontrol altında yapılan ekolojik üretimde
60 bin 469 dekar arazi, 1780 üretici bulunmak-
tadır. Bu tarz üretim, ülkemizin hemen her böl-
geaoe yayılıruştır. Ancak üretim alanlannın
Ege Bölgesf nde yoğunlaşması ye konuyla ilgili
ihracatçı firmaların çoğunun lzmir'de bulun-
masından dolayı. ülkemize yatırun vapan ya-
bancı firmaların merkezleri genellikle I/mir'-
dedir."
Yeni düzenlemeler gerekli
AT ülkelennde konunun hükümetler ve
üniversiteler düzeyinde addıyetle ele
alındığını vurgulayan Erten. Türkıye"de de
ekolojik tanm ıhracaüru ilgilendiren düzenle-
meler yapılması gerektiğiru savundu. Bugüne
kadar. ekolojik ürün ihracatında devlet düze-
yinde bir kıstas olmadığını ve bu tür ürünler-
de hiçbir kimyasal madde kullanılmadığını,
ihracatçı firmanın ziraat mühendislerine
onaylatarak belgelendırdiğinı anımsatan Er-
ten. sözlennı şöyle sürdürdü:
"AT ülkelerinin hazırladığı bir anlaşmaya
göre, AT dışındaki ülkelerden y apılacak ekolo-
jik ürün ihracatı, belli standartlara bağlandı.
AT, bundan böy le bu ürünlerde hiçbir kimy asal
madde kullanılmadığının. ihracatçı ülkenin
tanm bakanlığının >eya ilgili bir bakanlığın
onay lay ıp belgelendirmesini istiyor. AT ülkele-
ri. 1993 Temmuz ay ına kadar bir süre tanıdığt-
nda, bizim gibi ülkelerde bir panik yaşandı.
Tanm Bakanlığı ile görüşmelerimizde, kendi-
lerine neler yapılabileceği yönünde önerilerde
bulunduk. Nevse ki, AT'nin tanıdığı süre 1994
Tenunuzu'na kadar uzatıldı. Şu anda ihracatta
bir tıkanıklık yok. Ancak, er geç bu yasal dü-
zenlemelerin y apılması gerekiy or."
İzmir İhracatçı Birlikleri Kuru Meyve Bö-
lümü Şefi Mustafa San, Avrupa ülkelerindeki
ithalatçılann talebine bağlı olan Türkiye'deki
ekolojik tanmın iç piyasada da gelişmesi için
tüketicınin bılinçlenmesi gerektiğini söyledi.
Ekolojik ürünlerin, hiçbir gübre ve hormon
kullanılmadığı için fıyatlannın nonnah'n iki
katı ve üretimin de düşük olduğunu vurgula-
yan San, şu görüşlere yer verdi:
"Ekolojik yada diğer bir adjyla biyoktjik
tanm, ithalatçılann sezon öncesi büdirimine
göre gerçekleştiriliyor Türkiye'de. Avrupa ve
Amerika'da bu tür ürünlere büyük bir kayma
var. ancak iç piyasada bunun gelişmesi binu
zor görünüy or bana. Bu. arz-talep meselesidir.
Bizim üreticimizin ekonomik dunımu pek iyi
değü. Çok üretip çok para kazanmak düşünce-
sinde. Ona, üriinünün satılacağı garantisinin
verilmesi gerek. Her ürün. biyolojik sistenüe
üretilebilir. Yeter ki talep olsun. Bu da tüketici-
nin bilinclenmesine bağlı."
Halil Bayülker, Tahtanın verdiği acaklığıhiçbirşey vermiyor. Buçekicilik başkabirşey...'
Gemi ıııoclelcilioTiıde6
zor' yok
IŞIK KANSU
ANKARA - Tavanda asılı 2. Dünya Savaşı
döneminden kalma pırpırlı ucak üzerinize bom-
ba attı, atacak. Şu, yandan çarklı Mıssissippi
tipi gemiden, saçlan karmakanşık, ayaklan
çıplak Tom Sawyer pkar mı çıkar. Alman pan-
zerinin namlusu. geçmişte kaç cana kıydı kımbi-
lir? Menekşe Pasajfndaki daracık dükkan, mo-
delci ve maketçilerin nitelemesiyle "Babür Ağa-
bey"in. Yüzyıllar burada minnaak. Ne boğa
başlı Viking savaşçılannın gemısinden azgın
bağınşlar duyuyorsunuz ne de Romaklardkn
kalma kalyondan. kölelerin sırtlannda şakla-
yan kamçı sesini. Ama. küçülmüş, küçülmüş;
bugüne gelmişler. hem de üpkısıyla.
Model gemi yapıması Halil Bayülker, bu işe
gönül verilmişse mutlaka tıpkısını yapmarun
özenle korunması gereken bir ilke olduğunu
söylüyor:
'"Örneğin, 1600'lerden kalma birvasa (kalyon)
yapmak istiyorsanız, onun hangi bayraîda yüz-
düğünü, bu gemide isyan çıkıp çıkmadığını,
salgın hastalıkla karşılaşıp karşılasmadığını. ha-
pishanesinin olup olmadığını araştırmanız gerek.
Geminin hangi ağaçla yapıldığı da çok önemli.
Tüm bu tarihsel gerçekler gözönüne alınarak mo-
del yapdabilir."
Modelciliğin ilkesi
Bütün bu aynnülar; ansiklopediler, denizci-
lik müzelerindeki belgeler. yurtdışından edinile-
cek literatûr kanştınlarak bulunuyor. Modelci-
liğin bir başka ilkesi de yapılacak geminin. de-
nizcilik tarihınde önemli yeri olması. Ömeğin,
"Bounty." İngiliz gemısi Bounty, 1788'de Pasi-
fik'e açılmış. Ertesi yıl, kaptanın sert hareketleri
yüzünden gemide isyan çıkmış. îsyancılar, Ta-
hiti ve Pitcairn adalanna yerleşmişİer. Bu "asi"-
lerin torunlan, bugün o adalarda yaşıyorlarmış.
Modelciler için Bounty'nin çekiciliği burada.
Ancak Bounty'i. "boğuntuya" getirmek modela-
lik için yüzkarası. Yani, gemi maun ağacından
yapılmışsa maun bulacaksıraz. Geminin direğı-
nin gerçek uzunluğu neyse, model de o kadar kü-
çülecek. Merdivenine bir fazla basamak eklediği-
nizde. modelcilerin gözünden düşüyorsunuz.
Biiyûlü yolculuk aracı kalyonlar
Koca koca toplan, parmak ucu kadar yap-
mak. hem de aslma uygun olarak. Modelcılikte.
zor yok. Kurşunu bıçımleyen minicik kalıplar.
incecik tomalar kullarulıyor. Gemi iplerinı ge-
ren "bogoto"lar düşünün. gömlek düğmesinden
de küçük. Bunlar da tornadan çıkıyor, tek tek...
Halil Bayülker, takalar, çektirmeler yapmış.
Tahtadan. "Tahtanın verdiği sıcaklığı hiçbir şey
vermiyor'' diyor. Yaptığı, takalardan bir bölü-
mü rialen kullanılıyor. Avşa'dan, Marmara
Adası'ndan İstanbul a şarap taşıyorlar.
1992 yılı plastik maket birincisi Ogan Kırsaçl-
•oğlu. Spitfire-5 ucağı ile almış ödülü. Birinciliği,
maket uçağı kutusundan çıktığı gibi değil de
ona yaptığı eklemelerle kazanmış. Neler ekle-
miş? Aİüminyum dondurma kabından motor,
silah şarjörleri, makıneli tüfek delikleri. uçağın
içindeki göstergeler, gaz pedah. Kırsaçlıoğlu,
neredeyse el kadar makete, tam tamına 100"e
yakın ek parça koymuş. kimisi bir toplu iğne
başı kadar.
En çok hangi araçla büyülü yolculuklara
çıkıyor insanlar? Bu soruya. Babür Borteçin
yanıt veriyor:
- Daha çok kalyon istiyorlar. Kalyonlan. aske-
ri ucak gemfleri, denizaltılar izliyor.
Modelcilikte. zor yok. Kurşunu biçimleyen minicik kalıplar, incecik tomalar kullanılıyor. Gemi iplerini geren "bogoto"lar düşünün,
gömlek düğmesinden de küçük. Bunlar da tornadan çıkıyor. tek tek...
Kıyı yaçjmasını protesto
Bakırköylü
denizianyor
MEHMET DEMtRKAYA
Bakırköy sahılınin halka kapatılmasına
tepkıler giderek büyüyor. Yaklaşık iki buçuk
kılometrehk sahile yapılan otel. motel,
dıskotek ve lokantalar ile mannanın görünmez
hale getirdiği denize halkın ulaşabilmesi. birde
bu bınalar arasına tel örgüler çekilmesiyle,
olanaksızlaştı. Bakırköy Belediye Başkanı Ali
TalipÖzdemir. tel örgüleri gereİcırse dozerlerle
kaldırabıleceklerini, ancak^unun köklü
çözüm olmayacağını söyledi. Tel örgülerin
kaldınlması için kampanya yürüten
"Bakırköy Postası" dergisi. bugün. tel örgüler
önünde bir protesto göstensi düzenliyor
Bakırköy Belediye Başkanı Ali Talip Özdemir,
anayasa ve Kıyı Kenar Kanunu'na göre
kıyılann halka açık olduğunu. hıç bir suretle
kapatılmaması gerektiğini belirterek "Ama
maalesef, ülkemizde bir takım olaylar
neticesindt'. kıy ılar bazı birimler tarafından
halka kapatılmıştır" dedi.
Mimarlar Odası istanbul Büyükkent Şube
Başkanı Oktay Ekinci, Türkiye'nin en iyi
planlanmış mödern yerleşimlerinden biri olan
Ataköy"de, ımar planlannda \ e yasalarda
halka açık yeşıl kuşak olarak aynlan sahil
bandının tel örgülerle kapatıhp özel kullanıma
tahsisedilmesinin, kamuya ve toplum yaranna
karşı işlenen açık bir suç niteliği taşıdığını
sövledi.
va$anası 30 kent
İstanbıd24,
Ankara29.sırada
MİŞELPERLMA.N
PARİS - Avrupa'da en i>i yaşam koşullanna
sahip 30 kent arasında, istanbul 24. Ankara'da
29. sıradayeraldı.
Fransa'nın önde gelen haftalık dergilerinden
L'E.\press'in uluslararası baskısında
yay ımlanan bir anket. genel ortalamada.
Paris'in 1. olduğunu gösteriyor. L'Express
International. A 20 ajansı ve France Info radyo
istasyonunun düzenledıği bu ankette.
Avrupa'da hayatın en ucuz olduğu kentler
olarak başta Ankara. onun peşinden de
Jstanbul gelıyor. Sonuçlar konusunda bilgi
venlırken. örneğin. Ankara ile tstanbul'da orta
sevıyede bir lokantada. hesabın "ancak 40
frankı bulduğu" vurgulanıyor.
Anketin, araştırmalan yürütürken esas aldığı 7
tema şunlar: Güvenlik. sağhk, ekonomi.
ulaşım. çevre, hayat pahalılığı, eğitim-kültür.
İrdelenen ülkeler ise, 12'lenn yanı sıra.
Finlandiya. Norveç, İsveç, İsviçre, Türkiye ve
Avusturya.
L'Express International'in anketindeki
Avrupa kentlerine ilişkin genel sıralama ise
şöyle: 1- Paris, 2- Londra. 3- Brüksel. 4-
Lüksemburg, 5- Berlin. 6- Viyana, 7-
Stokholm.8-Oslo,9-Zürih. 10-Amsterdam.
11-Atina, 12-Madrid, 13-Hamburg, 14-
Dubhn, 15-Helsinki, 16- Barselona. 17-
Lizboa 18- Münih. 19- Roma. 20-Porto, 21-
Anvers. 22- Marsilya. 23- Lyon. 24- İstanbul.
25- Kopenhag. 26- Bern. 27- Birmingham, 28-
Glasgov, 29- Ankara. 30- Rotterdam.
KuşadasıLapis'e ülkücükoruma
LATİFSANSÜR
KUŞADASI - Kuşadası'nda
küçük esnaf ile büyük holding-
lerin turizm gehrinden pay
alma kavgası, siyasi bq>'ut ka-
zandı. Kuşadası SHP Ilçe Ör-
gütü MHP'lilerin küçük esnafı
korumak adına mafyavan yön-
temlerle haraç aldıklannı açı-
kladı.
MHP ilçe örgütünden yapı-
lan açıklamada da esnafa yar-
dıma olunduğu savunuldu.
Ülkücüler, Efes antik kentin-
de turistlere bildiri dağıtarak
büyük merkezlerden alış veriş
yapmamalan konusunda
uyanda bulundular. Ülkücüler.
yaptıklan "hizmet" karşılığı-
nda esnaftan 500'er bin lira
para istediler. MHP İlçe Baş-
kanı Sefaap Akın, bildiri dağı-
tan ülkücü gençleri minibüsler-
le antik kente taşıdıklannı ve bu
"operasyonun" maliyetine es-
nafın da katkıda bulunmalannı
istediklerini belirterek, "Esnaf,
bu durumdan memnun kaldı ve
bizden operasyonu sürdürmemi-
zi istedi" dedi. Kuşadah esnaf-
lann oluşturduğu Kuşadası
Turistik Eşya Satıcılan Derneği
yetkilileri ise kendilerinin
MHP'lilerden böyle bir istemi
olmadığını söylediler. Olayın
boyutlan büyürken, SHP ilçe
örgütü kamuoyuna yaptığı açı-
klamada. gelişmelen kaygı ven-
ci olarak nitelendirerek. "haraç
toplama eyleminin mafyavan"
olduğunu bildirdi. Bu arada.
ülkücülerin. büyük holdinglere
giderek, onlardan da "operasyo-
nu sona erdirmek için para ta-
lep ettikleri" savı oı taya atıldı.
Kuşadası'nda süregelen
küçük esnaf - büyük holding
çatışması. ülkücülerin olaya
kanşmasıyla siyasi boyut ka-
zandı. Kuşadası'nda. Lapis ve
Fabergie gibi büyük holdingle-
rin. turistleri rehberler
araalığıyla gemiden alıp kendi
alış veriş merkezlerine götüre-
rek, yeniden gemiye bırakması-
na tepki gösteren küçük esnaf,
Jernek kurmuş, kepenk ka-
patıp yürüyüş yaparak bu olayı
protesto etmışti.
LTkücüler bedel istiyor
Sorunu çözmek için harekete
geçen MHP ilçe örgütü, her gün
bir minibüs dolusu gencı Efes
antik kentine götürerek, bura-
da yabancı turistlere, "rehberle-
rin komisyon almalarım yasak-
layan 1618 sayılı yasayı hatnia-
tan" bildiriler dağıttırdı ve bü-
yük merkezlerden abş venş
yapmamalan konusunda
uyanda bulundu.
Ancak bu "operasyonun" bir
bedeli olması gerektiğini düşü-
nen ülkücüler, esnaftan 500'er
bin lira para isteyince ortahk
kanştı.
Bu gelişmeler üzenne SHP
ilçe örgütü, kamuoyuna bir açı-
klama yayımladı. SHP'nin açı-
klamasında. "Efes turundan
sonra Lapis ve Fabirgie alış veriş
merkezlerine gidecek grupları
dağıttıklannı ve küçük esnaftan
alış veriş yapmalannı sağladı-
klannı iddia eden bazı insanlar
ortaya çıkmış >e bu işin bir mali-
yeti olduğunu ileri sürerek, es-
naftan para toplama yoluna git-
mişlerdir'" denildı. Açıklamada.
şu görüşlere yer verildi:
"L'çerli beşerli gruplar halin-
de işyerlerine gidip, karşılık ola-
rak herhangi bir makbuz ya da
belge vermeksizin para toplan-
ması. Kuşadasrnın bu günü >e
gekceği açtsından kaygı verici-
dir. Bunun adı, esnaftan haraç
toplamaktır. Her haraç topla-
ma eyleminin ardında bazı ka-
ranlık güçlerin bulunduğu da
herkesçe bilinmektedir. Aynı
kişilerin, esnafı koz olarak kul-
lanıp, grupları dağıtmaya de-
vam ederiz tehdidiyle, bu kez
Lapis'ten önemli miktarda
para talep etmeleri. bu faaliye-
tin tam da mafyavan bir faali-
yet olduğunu göstermektedir."
SHP ilçe örgütü, açıklaması-
nda, esnafın kimsenin hamiliği-
ne gerek duymadığını belirerek.
her türlü ga>n meşru faaliyetin
takipcısı olacaklannı vurau-
ladı.
SHP"nin açıklamasında
MHP adının da kullanılması
üzenne. bu kez MHP ilçe örgü-
tü ımzalı bir bildiri yayımlandı.
MHP'nin bildirisinde. "Tröst-
leşmenin serbest piyasa ekono-
misi adı altında tırmanması ve
haksız rekabetin ortalığı sar-
ması. küçük esnafın baskı altı-
nda ezilmesi, sosyal demokrat-
ları rahatsız etmedi de MHP'nin
realist ve haksızlığa başkaldıran
politikası mı akıilarını başlanna
getirdi" dcnılerek. Kuşadası es-
nafının hamıye ihtıyacı ol-
madığı. ancak bazı sorunlann
çözümü için siyasi desteğe ıhti-
yacı olduğu vurgulandı. DOJTİ.AR ALTS-VER1STE G<?/?Sİ/SS ,',