Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 26EKİM1993SALI
12 DIZIYAZI
B A S I N D
Tasannın gerekçesini Yunus Nadi Bey okudu. Milletvekilleri, oylamaya
geçilmesini bile beklemeden "kabul, kabul" diye bağırmaya başladılar.
Cumhuriyet,
alkışlarla
ve (lualaılakabuledildi
T A R T I Ş M A S î
HALAN5ECKİN
-3-
Gazi ve Ismet Paşalann hanrladık-
lan tasan, 29 Ekim 1923 Pazartesi
günü sabahtan akşama CHP (Cum-
huriyet Halk Partisi) Grubu'nda gö-
rüşüldü, saat 18.00'de Meclis Genel
Kurulu'na geldi.
Başkanlık Divaru kürsüsünde bu-
lunan Çorum Milletvekili İkinci Baş-
kan vekili tsmet (Eker) Beyefendi "43.
biriesimi açıyorum, yoklama yapıla-
cak" dedı. Çoğunluk bulunduğu an-
laşılınca göriişmelere geçildi. Başkan
"Konüsyonun anayasaıun bazı madde-
lerinin değişnrilmesine ilişkin yasa ta-
sansuıın öncelikle görüşülmesi hak-
lunda bir önergesi bulunduğunu" bil-
dirdi. Milletvekilleri, oylamaya geçil-
medigi halde "kabul ,kabuT diye
bağırmaya başladılar. İsmet Bey,
Anayasa Komisyonu Başkanı Men-
teşe Milletvekili Yunus Nadi, Sözcü
Gelibolu Milletvekili Celal Nuri, Yaz-
man Dersim (Tunceli) Milletvekili
Feridun Ffltri (Döşünsel), Üyeler:
Konya Milletvekili Refik (Koraltan),
Muş Milletvekili Hacı İlyas Sami, İz-
mit Milletvekili tbrahim Süreyya ve
Antalya Milletvekili Rasih (Kaplan)
Beylerin ımzalannı taşıyan önergeyi
okuttu.
Sıra değişiklik tasansındaydı. îkin-
ci dönemıne 11 Ağustos 1923"te baş-
layan ve 72 seçim yöresinden 334 mil-
letvekilinin geldiği Meclis'te şu anda
158 üye vardı.
1921 Anayasası'nın komisyonca
değiştirilen 1,2,4,10,11 ve 12. mad-
deleri şu yenilikleri getiriyordu:
Madde: 1- Egemenlik kayıtsız ko-
şulsuz ulusundur. Yönetim biçimi
halkın kendi kendisini yönetmesi esa-
sına dayanır. Türkiye Devleti'nin hü-
kümet biçimi CUMHURİYET'tir.
Madde: 2- Türkiye Devieti'nin dini
İslamdır. resmi dili Türkçedir.
Madde: 4- Türkiye Devleti BMM'-
ce yönetilir. Meclis yürütmeyi Bakan-
lar Kurulu aracılığtyla uygular.
Madde: 10- Türkiye "Cumhurbaş-
kanı BMM Genel Kurulu'nca ve ken-
di üyesi arasmdan bir secim dönemi
için seçilir. BaşkanlıK görevi yeni
cumhurbaşkanı seçimine dek sürer,
eskisi yeniden seçilebilir.
Madde: 11- Türkiye cumhurbaş-
kanı. devletin başkamdır. Bu kimli-
ğiyle gerekli gördükçe Meclis ve Ba-
kanlar Kurulu'na başkanhk eder.
Madde: 12- Başbakan cumhurbaş-
kanınca ve Meclis üyeleri arasmdan
seçildikten sonra, bakanlann tama-
mı, cumhurbaşkanınca Meclis'in
onayına sunulur. Meclis toplantıda
değjlse sunuş, toplandığı güne bırakı-
lır. (29 Ekım 1923).
Cumhuriyet ve İslamiyet
T
asannın gerekçesini Komisyon
Başkanı Yunus Nadi açıkladı.
Kırşehir Milletvekili Yahya
GaHp (Kargı). Konya Milletvekili
Eyüp Sabri (Hayırlıoğlu) ve Antalya
MıUetveküı Rasıh (Kaplan) Bey' tasanyı
savundular. Din adamı Eyüp Sabri
aynca, cumhuriyetin ve seçilecek
cumhurbaşkanının 101 top atışıyla
selamlanıp halka muştulanmasını is-
tedi. Rasih Bey de (o da din adamı),
ulusun devrimini yaparken, tarihten
olduğu gjbi dininden de ders aldığını
bildirdi. "O dinin de hakkın halka ait
olduğunu pek belli ve pek açık bir dilk
keliıttiğira" vurguladı.
Maddelerin görüşülmesi sırasında
söz alan Şebinkarahisar (Giresun)
Milletvekili Mehmet Emin (Yurdakul)
uzun konuşmasım, "Allahımdan bu
bûkûmeti konımasını dilerim" diye
aoktalayınca, milletvekillerinin koro
aalinde "amiin" dedikleri duyuldu.
Görüşme sürecinde tek aykın ses
Bursa Milletvekili Emin (Erkul) Bey'-
den geldi. Operatör Emin Bey, cum-
iıurbaşkanının 3. Meclis'ce seçilmesi-
ain doğru olacağını, arada gececek
îürede halkın, oluşumu içine sindir-
tne olanağı bulacağını savundu. Fa-
kat Ük Meclis'teki ilginç önerisi gibi
bu istemi de itibar görmedi.
Emin Bey, Birinci BMM'ye verdiği
:fTT^ * j H -Xarihsel
U&İ <t*^flH oturumda Yunus Nadi
İH^^fl^^H Bey şöyle diyordu:
^ 3 ^ ^ ^ ^ H "Ulkeler anayasa
H H H ^ ^ ^ H yapabilmek için önce
fl^^^^^^H meclis kurmuşlardır. Biz
^ ^ H H ^ ^ ^ H hükümet sorununun
mk ^ ^ ^ ^ H çözümünü Başkan Paşa
A A jj|^^B Hazretlerf ne bıraktık.
^ H ^ H | ^ ^ H O da bize bu öneriyi
V ^ ^ B ^ ^ ^ H getirdi.Önerilenbiçim
I^^^^^^^^B zaten yürürlüktedir.
^ ^ ^ H ^ ^ ^ H Bunu düzeltip adını
yasa önerisiyle ortalığı kanşürmış,
milletvekillerinden sille-tokat dayak
yemişti. Operatör, nikahtan önce, er-
kekler gjbi kızlann da muayeneden
geçirilmesi gerektiği karusmdaydı.
Onca önemli ve ciddi iş arasmda "Bu
da nereden çıktı" diye hayrete düşen
milletvekilleri, arkadaşlannın önerisi-
ni geri aldırmak icin-çok uğraştılarsa
da başaramamışlardı. Önerisinin ge-
rekçesini acıklamak amacıyla kürsü-
ye çıkan doktora hacı-hoca sınıfı yer-
lerinden bağırarak soruyorlardı: Böy-
le bir şeyi nasıl önerirsin be adam,
utanmıyor musunT" Emin Bey "Öne-
riyorunı işte, muayeneye tabi olsunlar.
Bize ettirmczseniz. yann Ynnanldar
gelir, onlar muayene eder" yanıünı ve-
rince Genel Kurul Salonu savaş ala-
nına dönüyordu.(l)
Operatör Emin Bey'in önerisi geri
çevnldi.
Tasan oy-
landı. cumhuri-
yet kabul edildi.
Cumhurbaş-
kanı seçilen
Musufa Kemal
teşekkür ko-
nuşmasında
milletvekiUerini
duygulandırdı:
"Cumhurbaş-
kanlığı görevini
bubeceriksizar-
kadaşınıza.."
derken üyeler
"estağfunıliah,
hakkmızdır"
diye bağırdı.
Zonguldak
Milletvekili Tu-
nalı Hilmi'nın
ağlamaklı sesi
duyuldu: "Gazi
arkadaşanr
Mustafa Ke-
mal konuş-
masını bitirdiğinde küçük salon "Ya-
şasuı Cumhuriyet" sesleri ve alkışlarla
çmlıyordu.
Başkan, ertesi gün toplanmak üze-
re birieşimi kapatıyordu ki Bozok
(Yozgat Milletvekili) Avni (Doğan)
Bey öneride bulundu: "Bir dua okun-
sun."
Üçbuçuk yıl önce BMM'yi açarken
Hacıbayram Camii'nde cuma namazı
kılan halkın temsiicileri için istem ye-
rindeydi. Din adamı Tokat Milletve-
kil Hacı Kamil Efendi kürsüye geldi ve
hep birlikte "Tûrkiye Cumhuriyeti'nin
sonsuza dek yaşaması için" Tann'ya
yakanldı.
3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar,
Cumhuriyet'in 50. yılı kutlanırken, o
kutsal güne ilişkin gözlem ve duygu-
lannı şöyle dile getirecekti:
"...Cumhuriyet'i kabul ettik: Ka-
ranlık bastı, berkes Vleclis'ten evine
gjdiyor.
Ankara sokaklan perişan... Lamba
yok. Olsa bile beş numaralı petrol, o da
yok! Yollar bozuk. Yağmur da yağı-
yor. Bata çıka e>ime kadar gittim.
O sırada düşündüğüm neydi?.. Çok
iyi anımsıyorum. düşüncetn >e dileğim
şuydu: Tann bize onbeş yıl daha ömiir
verse de cumhuriyeti korusak." (
2
)
Cumhuriyet'in ömründen Bayar
gjbi İsmet Paşa da, hatta dünya bile
kuşku duydu. İnönü, olayın gerçek-
leşmesinden 20-25 gün önce görüştü-
ğü ABD'nin Türkiye Büyükelçi sine
sordu: "Siz cumhuriyeti ilan ettiğiniz
zaman ne kadar süreyle dünyaya o ka-
nıyı verdiniz ki temellisiniz. kaİKisı-
nız?" Büyükelçi'nin vanıü:"Asılsorun
bu. Bu kanıyı vermek gerekir. Ne ka-
dar?... Yirmi yıl sürer.." oldu. İsmet
Üyekrden bir gnıp oynnu atıyor. Oy kullanan Konya Mebusu Abdülhalim Çelebi.
değişikliğiyle bugünkü bunalımı cö-
zümlemek olanaksızdır. Biz şimdi bir
başbakan secelim. anayasa değişikliği-
ni sonra düşünürûz" dedi.
Hazım (TepeyTan) Bey (Niğde) şu
düşüncesini ortaya koydu: Anayasayı
biz yapabiUr miyiz? Sanınm yapama-
yız. Yetkimiz varsa bile bu gnıpta ol-
maz. Grupta gönişülen bir konu hak-
kında Meclis'in açık otunımunda kim-
se bir şey söyleyemiyor. L'lusun ya-
şamıyla iîgili yasalann son biçimini bu-
rada almasuıdan yana değilim. Bu riir
yasalar açık otunımlarda serbestçe
göruşülmeli. Her şeyden önce hükümet
sorununu çözümlemeliyiz.
^ ıınus Nadi Bey, Hazım Bey'i şöyle
yanıtladı: 'Ülkeier anayasa yapabil-
mek için önce meclis kurmuşlardır.
Bizde, bu konuda bir açıklık yoktur.
Her döneıtı bu gibi değişiklikler olagel-
miştir. Bizden önceki BMM de bu yol-
da yürümüştür.
Buna yetkimiz
vardır. Biz hü-
kümet sorunu-
nun çözümünü
Başkan Paşa
Hazretleri'ne
bıraktık. O da
bize bu öneriyi
getirdi. Öneri-
deki biçimi tüm
arkadaşlar ayrı
ayn düşünmüş-
tür. Şimdi bunu
saptamak ge-
rektir. öneri-
len biçim zaten
yürfirlüktedir.
Bunu düzeltip
adını koya-
cağu.'
Vehbi (Bo-
lak)Bey(Kare-
si-Balıkesir)-
'Biz şimdiye
dek göruşüldü-
İnönü. yaşamınm sondöneminde bü- ğfi duyurulan anayasa değişikliğinden
vükelçiye "Biz yirmi yıl sürdürmeyiz
dediğini anımsadı. (3)
CUMHURİYET TUIAJVAĞI
Cumhun>et'ın ilanı ikibuçuk saat-
te gerçekleştı. Esas ve uzun tartışması
Meclis'ten önce CHP Grubu'nda ya-
pıldı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal
1927'de verdiği "Söylev"inde o gö-
rüşmelerin kısa bir özetini yaptı. Hü-
kümetin yenilenmesi için anayasanın
bazı maddelerinin değiştinlmesinde
zorunluluk bulunduğunu söylediğini
ve ilgili tasanyı milletvekillerine okut-
tuğunu anlatü. şunlan aktardı:
"...Önerinin iceriği anlaşddıktan
sonra tartışma başladı. Sabit (Sağı-
haberdar değiliz. Gerçi gazetelerde
gördük ama, bu yeter mi? Dola\ısıyla
biz, öncelikle. değişikliği bir bütün ola-
rak görüşmek üzere ileriye bırakıp hü-
kümet bunalımını çözeUm.'
Halil (Türkmen) Bey (Zonguldak) -
'Anayasa'nın değiştirilmesine ve yeni-
den yapılmasına yetkimiz vardır. Fa-
kat bu değişiklik gerçekten yurt >e ulu-
sumu/un mutluluğu için yeiterti midir,
bunu söylemek gerekir. Bunu hukukçu
arkadaşJarımız anlatsınlar. Bu sora-
nun hemen çözümlenmesinden yana
değilim.'
Bir üye de 'anayasa öyle hemen dü-
şünmeden değiştirilemez' dedi.
HamduUah Suphi (Tanrıöver) Bey
roğlu)Bey (Erzincan)-Hükümet deği- (İstanbul) - 'Dört yıl önce seçimlerin
şikliğinden yanayım. Ancak anayasa ayrı ayn yapdmasının zararlanm söy-
lemiştim. Bugün de aynı dunım baş
gösterdi. Gazi Paşa'nın önerisine ge-
u'nce: Bu yeni değildir. Dört yıl önce
yapüan bir yasamn daha açık bir ifade-
sidir. Dolaytsıyla bunun karşısında
Olanlar gelip görüşlerini söylesinler.
Çünkü süremizin uzun uzadıya bekle-
meye sabn yoktur.'
Ragıp (Şöysal) Bey (Kütahya) - '\ a-
saların en iyisini olaylar ve gereksinün
getirir. İhtiyaç ortadadır. Anayasanın
düzeltilmesi, tamamlanması gerekir.
Hemen öneriy i görüşmeye gecelim.'
Adalet Bakanı Seyit Bey Merhum
(Izmir) - "Önerilen yeni bir şey değUdir.
Var olan anayasanın dil/eltilip belir-
lenmesidir. Yasaları üitiyaçlar yapar,
düşünceler yapmaz. Çağ ve olayİar her
şeye egemendır. Yasal gelişme değjş-
mez, kesin kuraldır. Öneride yenUik
yoktur. Var olanı daha açar ve yenileş-
tirirsek ulus ve ülkenüz çıkan için uy-
gun davranmış oluruz.'
Merhum Seyit Bey'in sözlerine Abi-
din Bey (Saruhan-Manisa) şu yanıtı
verdi:
'Önce hükümet bunalımını çözeüm.'
Eyüp Sabri Efendi (Konya)'nin dü-
şüncesi şuydu: 'Biz, Gazi Paşa Hazret-
lerini hakem yaptık. Bizim anayasa
değiştirmeye yetkimiz yok demek. ya-
sadtşı olduğumuzu benimsemek de-
mektir. Meclis'in anayasa değişikliği
yetkisi beUidir. Hükümetimizin yeni
biçimi mutlaka cumhuriyet olacaktır.'
Bundan sonra İsmet Paşa (Malatya)
söz alarak şu açıklamada bulundu:
"Parti başkanmm önerisini benimseme
gereksinimi kesindir. Düny a bizim bir
hükümet biçimi görüştüğümüzü bili-
yor. Bu göriişmelerimizi bir sonuca
bağlayıp adlandıramamak zayıflık,
aynlık ve dağınıklığı sürdürmekten
başka bir şey değildir. Bir deneyimimi
söyleyeyim: Avrupalı diplomatlar bu
konuda beni uyardılar. (Devletin
başkanı yoktur) dediler. (Şimdiki baş-
kanınız Meclis Başkam'dır. Demek ki
siz bir başka başkan bekliyorsunuz.)
Avnıpa düşüncesi işte budur. Oysa biz
böyle düşünmüyoruz. L'lus, egemenli-
ğine, yazgısına gerçekten el koymuş-
tur. O halde bunun yasal adını söyle-
mekten neden çekiniyonız? Cumhur-
başkanı olmadan başbakan seçilmesi
yasadışı olur. Başbakamn seçimini ya-
sal ve olabilir kılmak için. Gazi Paşa
Hazretleri'nin önerisinin yasallık ka-
zanması gerekir. Partinin tüm ulusa
karşı yiiklendiği sonımluluğun gereği-
ne uymak /orunludur."
İsmet Paşa'dan sonra Abdurrahman
Şeref Bey (istanbul) merhumun konuş-
masmda da şu sözler yer aldı: 'Hükü-
met biçimi konusunun uzatılmasuıa ge-
rek yok. Egemenlik kayıtsız koşulsuz
ulusundur. kime sorarsamz sorunuz,
bu cumhuriyettir. Doğan çocuğun
adıdır. Ama bu ad, bazılanna hoş gel-
mezmiş. \ arsın gelmesin...'
AbduUah Azmi (Torun) Efendi'nin
(Eskişehir)- 'Konunun önemi bellidir.
Görüşme sürsün' diye yükselen çıkışı-
na karşın, görüşmenin yeterliliği kabul
edildi. Ondan sonra önerinin tümü ve
maddeleri birer birer oylanarak onan-
dı. Efendiler, parti oturumuna son ve-
rildi ve ardından Meclis toplandı. Saat
18.00'di. Yasa önerisi usulen incelene-
rek tutanağı hazırlanırken. Genel Ku-
rul başka işlere baktı. Sonunda Baş-
kanlık Divanı'nda bulunan Başkan
Yarduncısı İsmet (Eker) Bey Meclis'e
şu bilgiyi verdi.
'Komisyon, anayasa değişikliğiyle
ilgili tasannın öncelikle ve hemen görii-
şülmesini istiyor.' 'Kabul' sesleri üzeri-
ne tutanaak okundu ve öneri gereğince
görüşüldü. Sonunda yasa çok sayıda
üyenin '\ aşasın Cumhuriyet' sesleriyle
kabul edildi."
(1) TBMM I. Dönem Gizli Otunım Tu-
tanaklan - Cılt: 3
(2) llk Medis'ten Kalanlar - Seçkin, Na-
lan - 1970
(3) Hatıralar - İnönü. İsmet - Cilt 2. İnö-
nü Vakfı'nın iznıyie \a\ına haarlayan: Bilgı
Yayıne\i
Yarın: Demlrkalem
ve mavl mürekkep
ÇALIŞAINLAREV SORULARI/SORUTNLARI YILMAZ ŞİPAL
•"Almanya'da çalıştığmı süre"
1972 yılı kasrnı ayı ile, 1977 yılı ağustos aylarmda
Almanya'da sigortalı olarak çalıştun.
1977 Eylülü'nde Türkiye'ye kesin dönöş yaptım. Iş-
çiden kesilen sigorta kesintisini, 2 yıl sonra aldım.
1978 yılmda EmekJi Sandığı'na bağh olarak çahş-
maya bâsladım. Halen aynı Sosyal Güvenlik Kurumu'-
na bağlı olarak çahşmaktayım. Öğrenmek istedikle-
run:
1- Almanya'da sigortalı olarak çalıştığım söreyi,
emekliliğime saydırabilir miyim?
2) Bu süreyi emekliliğime saydıramazsam, işveren-
den kesilen sigorta primlerimi alabüir miyim?
3) Almanya'da çalışüğun süre derece ve kadememe
•ytemı?
(MŞ.)
YANTT: 1) Sosyal Sigortalar Kurumu'nun 25.1.1975 günlü
ve 1702 sayılı genelgesine göre "Federal Afananya'da Türk işçi-
lerinin ödedikkri ihtiyarlık sigortası primlerinin yansı. kendile-
rine 2 yıldan beri Alman sigortasına prim ödememekte olması
ve Federal Almanya dışında ikamet etmesi halinde iade edil-
mektedir."
3201 sayılı "Y'urtdışında Bulunan Türk V atandaşlannın
Yurtdışıda Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakunından
Değeriendirilmesi Hakkında Kanun"un geçici 1. maddesi uya-
nnca, 3201 sayılı yasasmn yürürlüğe gjrdiği, 22 Mayıs 1985
tarihinden önce, "yurda dönmüş olmakla birlikte, 30.5.1978
tarih ve 2147 sayılı kanuna göre hizmet sürelerini değerlendir-
memiş olanlar;
a) Prim, kesenek v e karşılık ödemek suretiyle sigortalısı vey a
iştirakcisi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna;
b) Sosyal güvenlik kuruluşlarından hiçbirine tabi bulunma-
malan halinde Sosyal Sigortalar Kurumu'na, "yasanm yürûlü-
ğe girdiği 22 Mayıs 1985'ten geçerli olarak en çok iki yıl içinde
yazılı istekte buiunmak koşulu ile, yurtdışında gecen sürelerinin
tamamını ya da diledikleri kadarını tahakkuk ettirilecek borç
miktannı ödeme tarihindeki doları, Türk Lirası karşdığı esası
ile ödemek, suretiyle değerlendirebüirler".
3201 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 22 Mayıs 1985'ten ön-
ce yurda dönüş yapanlann borçlanma haklan, yürürlük tari-
hinin üzerinden iki yılm geçtiği, 22 Mayıs 1987'de son bul-
muştur.
1702 sayılı genelgede "primlerin iade işlemleri yapddıktan
sonra primlerin tekrar Alman sigortasına vey a kurumumuza ia-
de suretiyle bu hizmetlerin ihyasmın mümkün olamayacağı"
belirlilmektedir.
Bu nedenlerle, Almanya'da geçen çalışma süreniz gerek gö-
rev, gerekse emeküJik derecenizi etkilemeyecektir.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Dereden Tepeden...
Dil Derneği Başkanı Prof. Şerafetnn Turan lyileşmiş, te-
lefon etti. 19 Ekim Salı günü çıkan, "Dedikodu ile Gerçek..."
başlıklı "Ankara A/of/ar;"nin ikinci bölümünde Şerafettin
Turan'ın, telefonum üzerine, sayn yatağından kalkıp gele-
rek, Aynaroz'daki, Hıristiyan olmuş Türk'ün manastırı ko-
nusunda, "Aynntılı inceleme yaparak konuşabileceğini"
söylediğini yazmıştım. "Sayrılığımı yazmışsın, herkes öğ-
rendi, ayans gibisin!" diye takıldi, şöyle dedi:
- Kutulmuş oğlu Süleyman'/n Hıristiyan olmasına imkan
ve ihtimal yok. Bir başka Süleyman olabilir, bir başka Ku-
tulmuş ailesinden geien. Çünkü...
-Manastırın adı Kutulmuş, Kutulmuş Manastırı, deniyor!
- Yanlış o, yanlış! Kutulmuş'un nerede öldüğü belli, ke-
sin. Halep önlerinde, Tutuş'ta yapılan savaşta ölüyor o ke-
sin. Bütün Selçuklu tarihlerinde, ansiklopedilerde belli.
Şimdi, yalnız Bizans'a sığman, orada Hırıstıyanltğı kabul
ettiği rivayet edilen ya da çocukları sonradan Hıristiyan
olan Selçuklu Sultanları var. Bu çocuklann adlarmın birkıs-
mını da bilemiyoruz. Benim kitabımda da var, bzettin Key-
kavus var. izzettin Keykavus gitmiş orada altı yıl hapis
kalmış. Küçük oğlu ile kızı Hıristiyanhğı kabul etmişler, ke-
sin. İzzettin Keykavus'un bir oğlunun adı Feramuz, ama
küçük oğlunun adı nedir? Bu, Süleyman olabilir.
- izzettin Keykavus II. değil mı? Onun oğlu olabilir. (Yu-
nan kaynaklarmda. manastırı kuran Konstantin'in babası
Azzettin II. diye geçiyor.)
- Ama, o zaman Kutulmuş oğlu Süleyman değil. KutuL
muş'la ilgisi yok onun. Kutulmuş, çünkü Anadolu'nun fethi
sıralarında 1071 'den 1086'ya kadar, daha devlet kurulma-
dan, Anadolu'yu Iznik'e kadar fethediyor. Sonra, Mellk-
aah'la anlaşamıyor, Melikşah ona bağımsızlık vermiyor,
Halep Beyi var; Tutuş'ta "Halep7 alayım" derken, şehitdü-
şüyor, orada ölüyor, gömülüyor, belli. Şimdi, bunu Selçuklu
Sultanı sayanlar var. ama bizim yazınımızda, literatürde,
biz bunu Selçuklu Sultanı saymıyoruz. O, Anadolu'yu fethe-
den kişi olarak tanınıyor, komutan. Kutalmış oğlu Süley-
man bu. Ama izzettin Keykavus'un oğullarmın Hıristiyan
olduklan kesin. Bunlar, Aynaroz'da kalmış olabilir. Bu ço-
cuğun adını ben bilemiyorum. Bizim Selçuklu kaynaklarm-
da yok. Ben o kitabı sana versem iyi olur, "Türkiye-italya
llişkileri" diye bir kitap yazmıştım, orada, bu Selçuklularla
ilgili ilginç şeyler var. Kutalmışoğlu olmasına imkan yok,
İzzettin Keykavus 'un oğlu olur!
Prof. Şerafettin Turan'a teşekkür ediyorum.
"Milli Gazete "den ayrılanlardan bir grubun yayımladığı
"Vakit" gazetesinın, 23 Ekim günu çıkan sayısında, "Fıkıh"
köşesinde, "Türkçe Ezan Okunabilir mi?" başlıklı ilginç bir
yazı vardı. Adana'dan H. Hüseyin Ersöz, gazeteye yazdığı
mektupta şöyle diyordu:
"Müslüman olduklannı söyleyen ve namaz kılan bir
grupla karşılaştım. Bunlar ezanı kendi aralarında Türkçe
olarak okuyorlar. Garibime gitti ve niçin böyle yaptıklannı
sordum. Dediler ki: Kuran-ı Kerim'de ezanın Arapça oku-
nacağına dair bir ayet yok!.. Bütün insanlar Kuran'dan
mes'uldürler! Ezan namaz vaktinı bildirmek için meşru kı-
lınmıştır. Her kavim kendi diliyle namazaçağrılmalıdır.'
Bundan sonra tartışma sürüyor, soruyu soran, Türkçe
ezan okuyanları yollarından çeviremiyor. Çok değil, kısa
bir süre önce, 17 Ekim Pazar günu çıkan "Mustafa Kemal'in
Doğduğu Evde..." başlıklı "Ankara NoHarı'nda, "Ezanı
Türkçe okuyacak babayiğit yok mu? Gericilerin, Amerikan
uşaklarının salyaları nasıl akıyor görmüyor muyum?" diye
yazmıştım. Adana'da, namaza Türkçe ezanla çağırıp kılan-
ların durumu, yüreğime su serptı. Ezanın Arapça okunması
zorunluluğu yok, 1950de Demokrat Parti iktidarı, sadece
"Arapça ezan yasağı'nı kaldırdı. "Türkçe okunmayacak!"
demedi. "Vakit" gazetesinde, okura verilen yahıtta, "Ezan
Arapça'nm dışında (Farsça, Türkçe, Ingilizce vs..) hiçbir li~
sanla okunamaz" deniyor. Bunları yazanlar, Atatürfc'ün
ezanı Türkçe okuturken, bunu din sorunu değil, dil sorunu
olarak ele aldığını bilseler böyle yazarlar mıydı?
24 Ekim Pazar günü, Ankara da. Bahtiyar Aydın'm cena-
zesi kaldırıldı. Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın öldürülmesi,
-kör kurşun mu?- teröre karşı önlemleri sertleştirecek, da-
ha da tırmandıracak. Karşılıklı konuşma, bir ateşkesle orta-
lığın yumuşaması daha da güçleşecek bu gidişle. Apo'nun
büyük yanlışı orada, Kürt halkına ettiği eziyet, verdiği zarar!
General Bahtiyar Aydın'ın cenazesinin kaldırıldığı gün,
yine Ankara'da, Birleşmiş Uluslar(Milletler)'ın, 48. kuruluş
yıldönümü vardı. Konuşmacılar arasında bulunan Hahıfc
Gerger Petu'da olduğundan, O'nun yerine ben konuştum.
Hikmet Çetin in açış konuşması yaptığı. Prof. CahitTalas -
ın yönetıci olduğu açıkoturumda, Osman Olcay'la Kâmran
kıan da konuşmacıydılar. Konuşmacılar, hemen hemen tü-
mü Birleşmiş Uluslar Topluluğu'na veryansın etti. Küçük
salon kalabalıktı. Ben daha değişik konulara girmek iste-
dim. Birleşmiş Uluslar Topluluğu'nun her ülkede temsilci-
liklerı vardı Oralara da önemli görevler düşüyordu. örne-
ğin, Türkıye'de bir yıla yakın süredir, bir olay yaşanıyordu;
Riyad Mahluf olayı. Tunuslu genç Riyad Mahluf, Tunus
Devlet Başkanı Zeynelabidin Bki Ali'nin ısrarla Tunus'a
verilmesini ıstedığı kışıydı. Kırklareli Aslıye Ceza Mahke-
mesi, Riyad Mahlufun •<
s/yasa/suç/u"olduğunakararver-
miş, bu karar kesinken, mahkemenin savcısı da kararı
Yargıtay'a göndermeyi gereksiz bulmuşken, Kırklareli
Başsavcısı, kararı temyiz etmiş, Yargıtay'a göndermişti.
Yargıtay Altıncı Ceza Dairesi bugünlerde bir karar verecek-
ti. Durum böyleyken, MİT'in Riyad Mahluf'u aradığı, Riyad
Mahluf'un apar topar Tunus'a gönderileceği söyleniyor-
du...
BULMACA
1 2 3 4SOLDAN SAĞA:
1/ Süt katılan meyanenin
muhalkbi kıvamına ge-
linceye dek pişirilmesiyle
elde edilen beyaz sos. 2/
Mahkemede tanık ve sa-
ruklann olay hakkında
sözlü açıklamalan...
Volga'nın kolu olan bir
ırmak. 3/ Evcil bir ge-
yik... Fas'ın başkenti. 4/
Her türlü gereksinmesini
gidermiş olan. 5/ Kötü
bir işteki yardımcılar...
Deriden sızan sıvı. 6/ Af-
rika'da bir ırmak... Su.. Polonyum
elementinin simgesi. 7/ Harmanda
saplan yaymaya yarayan uzun ça-
tallı araç. 8/ Belli zamanlarda ku-
rulan büyük pazar. 9/ Çok sert ve
tutarsız hareketlerde bulunan ajal
hastası... Uluslararası Çalışma Ör-
gütü'nün simgesi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Özel olarak yapılmış kuyuda
odun ateşiyle pişirilen bir çeşit ke-
bap... Eski dilde ayak. 2/Batı Ana-
dolu köy yiğidi... Dönemeç. 3/ Futbolda hemen hemen dikle-
mesine aülan top... Nikelin simgesi. 4/ Şöhret... "Güzelliğin - - -
par'etmez , Bu bendeki aşk obnasa" (Aşık Veysel)..."Adalet,
sızlanma.cığlık'anlamındaeski sözcük. 5/ Adaçayı.6/Gümü-
şün simgesi. Katışıksız, saf. 7/ Kol gücünü geliştirmek için kul-
lanılan. gürgenden yapılmış jimnastik araa... Bir renk. 8/
Genellikle çay ve kokteyller için hazırlanan ve peynir, sucuk gi-
bi şeylerle süslenen çok küçük ekmek. 9/ Özel gezmti gemisi...
Aynı motifm yinelenmesinden ibaret canh ve hareketli bestelere
verilen ad.