19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURtYET 26EKİM1993SALI 12 DIZIYAZI B A S I N D Tasannın gerekçesini Yunus Nadi Bey okudu. Milletvekilleri, oylamaya geçilmesini bile beklemeden "kabul, kabul" diye bağırmaya başladılar. Cumhuriyet, alkışlarla ve (lualaılakabuledildi T A R T I Ş M A S î HALAN5ECKİN -3- Gazi ve Ismet Paşalann hanrladık- lan tasan, 29 Ekim 1923 Pazartesi günü sabahtan akşama CHP (Cum- huriyet Halk Partisi) Grubu'nda gö- rüşüldü, saat 18.00'de Meclis Genel Kurulu'na geldi. Başkanlık Divaru kürsüsünde bu- lunan Çorum Milletvekili İkinci Baş- kan vekili tsmet (Eker) Beyefendi "43. biriesimi açıyorum, yoklama yapıla- cak" dedı. Çoğunluk bulunduğu an- laşılınca göriişmelere geçildi. Başkan "Konüsyonun anayasaıun bazı madde- lerinin değişnrilmesine ilişkin yasa ta- sansuıın öncelikle görüşülmesi hak- lunda bir önergesi bulunduğunu" bil- dirdi. Milletvekilleri, oylamaya geçil- medigi halde "kabul ,kabuT diye bağırmaya başladılar. İsmet Bey, Anayasa Komisyonu Başkanı Men- teşe Milletvekili Yunus Nadi, Sözcü Gelibolu Milletvekili Celal Nuri, Yaz- man Dersim (Tunceli) Milletvekili Feridun Ffltri (Döşünsel), Üyeler: Konya Milletvekili Refik (Koraltan), Muş Milletvekili Hacı İlyas Sami, İz- mit Milletvekili tbrahim Süreyya ve Antalya Milletvekili Rasih (Kaplan) Beylerin ımzalannı taşıyan önergeyi okuttu. Sıra değişiklik tasansındaydı. îkin- ci dönemıne 11 Ağustos 1923"te baş- layan ve 72 seçim yöresinden 334 mil- letvekilinin geldiği Meclis'te şu anda 158 üye vardı. 1921 Anayasası'nın komisyonca değiştirilen 1,2,4,10,11 ve 12. mad- deleri şu yenilikleri getiriyordu: Madde: 1- Egemenlik kayıtsız ko- şulsuz ulusundur. Yönetim biçimi halkın kendi kendisini yönetmesi esa- sına dayanır. Türkiye Devleti'nin hü- kümet biçimi CUMHURİYET'tir. Madde: 2- Türkiye Devieti'nin dini İslamdır. resmi dili Türkçedir. Madde: 4- Türkiye Devleti BMM'- ce yönetilir. Meclis yürütmeyi Bakan- lar Kurulu aracılığtyla uygular. Madde: 10- Türkiye "Cumhurbaş- kanı BMM Genel Kurulu'nca ve ken- di üyesi arasmdan bir secim dönemi için seçilir. BaşkanlıK görevi yeni cumhurbaşkanı seçimine dek sürer, eskisi yeniden seçilebilir. Madde: 11- Türkiye cumhurbaş- kanı. devletin başkamdır. Bu kimli- ğiyle gerekli gördükçe Meclis ve Ba- kanlar Kurulu'na başkanhk eder. Madde: 12- Başbakan cumhurbaş- kanınca ve Meclis üyeleri arasmdan seçildikten sonra, bakanlann tama- mı, cumhurbaşkanınca Meclis'in onayına sunulur. Meclis toplantıda değjlse sunuş, toplandığı güne bırakı- lır. (29 Ekım 1923). Cumhuriyet ve İslamiyet T asannın gerekçesini Komisyon Başkanı Yunus Nadi açıkladı. Kırşehir Milletvekili Yahya GaHp (Kargı). Konya Milletvekili Eyüp Sabri (Hayırlıoğlu) ve Antalya MıUetveküı Rasıh (Kaplan) Bey' tasanyı savundular. Din adamı Eyüp Sabri aynca, cumhuriyetin ve seçilecek cumhurbaşkanının 101 top atışıyla selamlanıp halka muştulanmasını is- tedi. Rasih Bey de (o da din adamı), ulusun devrimini yaparken, tarihten olduğu gjbi dininden de ders aldığını bildirdi. "O dinin de hakkın halka ait olduğunu pek belli ve pek açık bir dilk keliıttiğira" vurguladı. Maddelerin görüşülmesi sırasında söz alan Şebinkarahisar (Giresun) Milletvekili Mehmet Emin (Yurdakul) uzun konuşmasım, "Allahımdan bu bûkûmeti konımasını dilerim" diye aoktalayınca, milletvekillerinin koro aalinde "amiin" dedikleri duyuldu. Görüşme sürecinde tek aykın ses Bursa Milletvekili Emin (Erkul) Bey'- den geldi. Operatör Emin Bey, cum- iıurbaşkanının 3. Meclis'ce seçilmesi- ain doğru olacağını, arada gececek îürede halkın, oluşumu içine sindir- tne olanağı bulacağını savundu. Fa- kat Ük Meclis'teki ilginç önerisi gibi bu istemi de itibar görmedi. Emin Bey, Birinci BMM'ye verdiği :fTT^ * j H -Xarihsel U&İ <t*^flH oturumda Yunus Nadi İH^^fl^^H Bey şöyle diyordu: ^ 3 ^ ^ ^ ^ H "Ulkeler anayasa H H H ^ ^ ^ H yapabilmek için önce fl^^^^^^H meclis kurmuşlardır. Biz ^ ^ H H ^ ^ ^ H hükümet sorununun mk ^ ^ ^ ^ H çözümünü Başkan Paşa A A jj|^^B Hazretlerf ne bıraktık. ^ H ^ H | ^ ^ H O da bize bu öneriyi V ^ ^ B ^ ^ ^ H getirdi.Önerilenbiçim I^^^^^^^^B zaten yürürlüktedir. ^ ^ ^ H ^ ^ ^ H Bunu düzeltip adını yasa önerisiyle ortalığı kanşürmış, milletvekillerinden sille-tokat dayak yemişti. Operatör, nikahtan önce, er- kekler gjbi kızlann da muayeneden geçirilmesi gerektiği karusmdaydı. Onca önemli ve ciddi iş arasmda "Bu da nereden çıktı" diye hayrete düşen milletvekilleri, arkadaşlannın önerisi- ni geri aldırmak icin-çok uğraştılarsa da başaramamışlardı. Önerisinin ge- rekçesini acıklamak amacıyla kürsü- ye çıkan doktora hacı-hoca sınıfı yer- lerinden bağırarak soruyorlardı: Böy- le bir şeyi nasıl önerirsin be adam, utanmıyor musunT" Emin Bey "Öne- riyorunı işte, muayeneye tabi olsunlar. Bize ettirmczseniz. yann Ynnanldar gelir, onlar muayene eder" yanıünı ve- rince Genel Kurul Salonu savaş ala- nına dönüyordu.(l) Operatör Emin Bey'in önerisi geri çevnldi. Tasan oy- landı. cumhuri- yet kabul edildi. Cumhurbaş- kanı seçilen Musufa Kemal teşekkür ko- nuşmasında milletvekiUerini duygulandırdı: "Cumhurbaş- kanlığı görevini bubeceriksizar- kadaşınıza.." derken üyeler "estağfunıliah, hakkmızdır" diye bağırdı. Zonguldak Milletvekili Tu- nalı Hilmi'nın ağlamaklı sesi duyuldu: "Gazi arkadaşanr Mustafa Ke- mal konuş- masını bitirdiğinde küçük salon "Ya- şasuı Cumhuriyet" sesleri ve alkışlarla çmlıyordu. Başkan, ertesi gün toplanmak üze- re birieşimi kapatıyordu ki Bozok (Yozgat Milletvekili) Avni (Doğan) Bey öneride bulundu: "Bir dua okun- sun." Üçbuçuk yıl önce BMM'yi açarken Hacıbayram Camii'nde cuma namazı kılan halkın temsiicileri için istem ye- rindeydi. Din adamı Tokat Milletve- kil Hacı Kamil Efendi kürsüye geldi ve hep birlikte "Tûrkiye Cumhuriyeti'nin sonsuza dek yaşaması için" Tann'ya yakanldı. 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Cumhuriyet'in 50. yılı kutlanırken, o kutsal güne ilişkin gözlem ve duygu- lannı şöyle dile getirecekti: "...Cumhuriyet'i kabul ettik: Ka- ranlık bastı, berkes Vleclis'ten evine gjdiyor. Ankara sokaklan perişan... Lamba yok. Olsa bile beş numaralı petrol, o da yok! Yollar bozuk. Yağmur da yağı- yor. Bata çıka e>ime kadar gittim. O sırada düşündüğüm neydi?.. Çok iyi anımsıyorum. düşüncetn >e dileğim şuydu: Tann bize onbeş yıl daha ömiir verse de cumhuriyeti korusak." ( 2 ) Cumhuriyet'in ömründen Bayar gjbi İsmet Paşa da, hatta dünya bile kuşku duydu. İnönü, olayın gerçek- leşmesinden 20-25 gün önce görüştü- ğü ABD'nin Türkiye Büyükelçi sine sordu: "Siz cumhuriyeti ilan ettiğiniz zaman ne kadar süreyle dünyaya o ka- nıyı verdiniz ki temellisiniz. kaİKisı- nız?" Büyükelçi'nin vanıü:"Asılsorun bu. Bu kanıyı vermek gerekir. Ne ka- dar?... Yirmi yıl sürer.." oldu. İsmet Üyekrden bir gnıp oynnu atıyor. Oy kullanan Konya Mebusu Abdülhalim Çelebi. değişikliğiyle bugünkü bunalımı cö- zümlemek olanaksızdır. Biz şimdi bir başbakan secelim. anayasa değişikliği- ni sonra düşünürûz" dedi. Hazım (TepeyTan) Bey (Niğde) şu düşüncesini ortaya koydu: Anayasayı biz yapabiUr miyiz? Sanınm yapama- yız. Yetkimiz varsa bile bu gnıpta ol- maz. Grupta gönişülen bir konu hak- kında Meclis'in açık otunımunda kim- se bir şey söyleyemiyor. L'lusun ya- şamıyla iîgili yasalann son biçimini bu- rada almasuıdan yana değilim. Bu riir yasalar açık otunımlarda serbestçe göruşülmeli. Her şeyden önce hükümet sorununu çözümlemeliyiz. ^ ıınus Nadi Bey, Hazım Bey'i şöyle yanıtladı: 'Ülkeier anayasa yapabil- mek için önce meclis kurmuşlardır. Bizde, bu konuda bir açıklık yoktur. Her döneıtı bu gibi değişiklikler olagel- miştir. Bizden önceki BMM de bu yol- da yürümüştür. Buna yetkimiz vardır. Biz hü- kümet sorunu- nun çözümünü Başkan Paşa Hazretleri'ne bıraktık. O da bize bu öneriyi getirdi. Öneri- deki biçimi tüm arkadaşlar ayrı ayn düşünmüş- tür. Şimdi bunu saptamak ge- rektir. öneri- len biçim zaten yürfirlüktedir. Bunu düzeltip adını koya- cağu.' Vehbi (Bo- lak)Bey(Kare- si-Balıkesir)- 'Biz şimdiye dek göruşüldü- İnönü. yaşamınm sondöneminde bü- ğfi duyurulan anayasa değişikliğinden vükelçiye "Biz yirmi yıl sürdürmeyiz dediğini anımsadı. (3) CUMHURİYET TUIAJVAĞI Cumhun>et'ın ilanı ikibuçuk saat- te gerçekleştı. Esas ve uzun tartışması Meclis'ten önce CHP Grubu'nda ya- pıldı. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal 1927'de verdiği "Söylev"inde o gö- rüşmelerin kısa bir özetini yaptı. Hü- kümetin yenilenmesi için anayasanın bazı maddelerinin değiştinlmesinde zorunluluk bulunduğunu söylediğini ve ilgili tasanyı milletvekillerine okut- tuğunu anlatü. şunlan aktardı: "...Önerinin iceriği anlaşddıktan sonra tartışma başladı. Sabit (Sağı- haberdar değiliz. Gerçi gazetelerde gördük ama, bu yeter mi? Dola\ısıyla biz, öncelikle. değişikliği bir bütün ola- rak görüşmek üzere ileriye bırakıp hü- kümet bunalımını çözeUm.' Halil (Türkmen) Bey (Zonguldak) - 'Anayasa'nın değiştirilmesine ve yeni- den yapılmasına yetkimiz vardır. Fa- kat bu değişiklik gerçekten yurt >e ulu- sumu/un mutluluğu için yeiterti midir, bunu söylemek gerekir. Bunu hukukçu arkadaşJarımız anlatsınlar. Bu sora- nun hemen çözümlenmesinden yana değilim.' Bir üye de 'anayasa öyle hemen dü- şünmeden değiştirilemez' dedi. HamduUah Suphi (Tanrıöver) Bey roğlu)Bey (Erzincan)-Hükümet deği- (İstanbul) - 'Dört yıl önce seçimlerin şikliğinden yanayım. Ancak anayasa ayrı ayn yapdmasının zararlanm söy- lemiştim. Bugün de aynı dunım baş gösterdi. Gazi Paşa'nın önerisine ge- u'nce: Bu yeni değildir. Dört yıl önce yapüan bir yasamn daha açık bir ifade- sidir. Dolaytsıyla bunun karşısında Olanlar gelip görüşlerini söylesinler. Çünkü süremizin uzun uzadıya bekle- meye sabn yoktur.' Ragıp (Şöysal) Bey (Kütahya) - '\ a- saların en iyisini olaylar ve gereksinün getirir. İhtiyaç ortadadır. Anayasanın düzeltilmesi, tamamlanması gerekir. Hemen öneriy i görüşmeye gecelim.' Adalet Bakanı Seyit Bey Merhum (Izmir) - "Önerilen yeni bir şey değUdir. Var olan anayasanın dil/eltilip belir- lenmesidir. Yasaları üitiyaçlar yapar, düşünceler yapmaz. Çağ ve olayİar her şeye egemendır. Yasal gelişme değjş- mez, kesin kuraldır. Öneride yenUik yoktur. Var olanı daha açar ve yenileş- tirirsek ulus ve ülkenüz çıkan için uy- gun davranmış oluruz.' Merhum Seyit Bey'in sözlerine Abi- din Bey (Saruhan-Manisa) şu yanıtı verdi: 'Önce hükümet bunalımını çözeüm.' Eyüp Sabri Efendi (Konya)'nin dü- şüncesi şuydu: 'Biz, Gazi Paşa Hazret- lerini hakem yaptık. Bizim anayasa değiştirmeye yetkimiz yok demek. ya- sadtşı olduğumuzu benimsemek de- mektir. Meclis'in anayasa değişikliği yetkisi beUidir. Hükümetimizin yeni biçimi mutlaka cumhuriyet olacaktır.' Bundan sonra İsmet Paşa (Malatya) söz alarak şu açıklamada bulundu: "Parti başkanmm önerisini benimseme gereksinimi kesindir. Düny a bizim bir hükümet biçimi görüştüğümüzü bili- yor. Bu göriişmelerimizi bir sonuca bağlayıp adlandıramamak zayıflık, aynlık ve dağınıklığı sürdürmekten başka bir şey değildir. Bir deneyimimi söyleyeyim: Avrupalı diplomatlar bu konuda beni uyardılar. (Devletin başkanı yoktur) dediler. (Şimdiki baş- kanınız Meclis Başkam'dır. Demek ki siz bir başka başkan bekliyorsunuz.) Avnıpa düşüncesi işte budur. Oysa biz böyle düşünmüyoruz. L'lus, egemenli- ğine, yazgısına gerçekten el koymuş- tur. O halde bunun yasal adını söyle- mekten neden çekiniyonız? Cumhur- başkanı olmadan başbakan seçilmesi yasadışı olur. Başbakamn seçimini ya- sal ve olabilir kılmak için. Gazi Paşa Hazretleri'nin önerisinin yasallık ka- zanması gerekir. Partinin tüm ulusa karşı yiiklendiği sonımluluğun gereği- ne uymak /orunludur." İsmet Paşa'dan sonra Abdurrahman Şeref Bey (istanbul) merhumun konuş- masmda da şu sözler yer aldı: 'Hükü- met biçimi konusunun uzatılmasuıa ge- rek yok. Egemenlik kayıtsız koşulsuz ulusundur. kime sorarsamz sorunuz, bu cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama bu ad, bazılanna hoş gel- mezmiş. \ arsın gelmesin...' AbduUah Azmi (Torun) Efendi'nin (Eskişehir)- 'Konunun önemi bellidir. Görüşme sürsün' diye yükselen çıkışı- na karşın, görüşmenin yeterliliği kabul edildi. Ondan sonra önerinin tümü ve maddeleri birer birer oylanarak onan- dı. Efendiler, parti oturumuna son ve- rildi ve ardından Meclis toplandı. Saat 18.00'di. Yasa önerisi usulen incelene- rek tutanağı hazırlanırken. Genel Ku- rul başka işlere baktı. Sonunda Baş- kanlık Divanı'nda bulunan Başkan Yarduncısı İsmet (Eker) Bey Meclis'e şu bilgiyi verdi. 'Komisyon, anayasa değişikliğiyle ilgili tasannın öncelikle ve hemen görii- şülmesini istiyor.' 'Kabul' sesleri üzeri- ne tutanaak okundu ve öneri gereğince görüşüldü. Sonunda yasa çok sayıda üyenin '\ aşasın Cumhuriyet' sesleriyle kabul edildi." (1) TBMM I. Dönem Gizli Otunım Tu- tanaklan - Cılt: 3 (2) llk Medis'ten Kalanlar - Seçkin, Na- lan - 1970 (3) Hatıralar - İnönü. İsmet - Cilt 2. İnö- nü Vakfı'nın iznıyie \a\ına haarlayan: Bilgı Yayıne\i Yarın: Demlrkalem ve mavl mürekkep ÇALIŞAINLAREV SORULARI/SORUTNLARI YILMAZ ŞİPAL •"Almanya'da çalıştığmı süre" 1972 yılı kasrnı ayı ile, 1977 yılı ağustos aylarmda Almanya'da sigortalı olarak çalıştun. 1977 Eylülü'nde Türkiye'ye kesin dönöş yaptım. Iş- çiden kesilen sigorta kesintisini, 2 yıl sonra aldım. 1978 yılmda EmekJi Sandığı'na bağh olarak çahş- maya bâsladım. Halen aynı Sosyal Güvenlik Kurumu'- na bağlı olarak çahşmaktayım. Öğrenmek istedikle- run: 1- Almanya'da sigortalı olarak çalıştığım söreyi, emekliliğime saydırabilir miyim? 2) Bu süreyi emekliliğime saydıramazsam, işveren- den kesilen sigorta primlerimi alabüir miyim? 3) Almanya'da çalışüğun süre derece ve kadememe •ytemı? (MŞ.) YANTT: 1) Sosyal Sigortalar Kurumu'nun 25.1.1975 günlü ve 1702 sayılı genelgesine göre "Federal Afananya'da Türk işçi- lerinin ödedikkri ihtiyarlık sigortası primlerinin yansı. kendile- rine 2 yıldan beri Alman sigortasına prim ödememekte olması ve Federal Almanya dışında ikamet etmesi halinde iade edil- mektedir." 3201 sayılı "Y'urtdışında Bulunan Türk V atandaşlannın Yurtdışıda Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakunından Değeriendirilmesi Hakkında Kanun"un geçici 1. maddesi uya- nnca, 3201 sayılı yasasmn yürürlüğe gjrdiği, 22 Mayıs 1985 tarihinden önce, "yurda dönmüş olmakla birlikte, 30.5.1978 tarih ve 2147 sayılı kanuna göre hizmet sürelerini değerlendir- memiş olanlar; a) Prim, kesenek v e karşılık ödemek suretiyle sigortalısı vey a iştirakcisi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna; b) Sosyal güvenlik kuruluşlarından hiçbirine tabi bulunma- malan halinde Sosyal Sigortalar Kurumu'na, "yasanm yürûlü- ğe girdiği 22 Mayıs 1985'ten geçerli olarak en çok iki yıl içinde yazılı istekte buiunmak koşulu ile, yurtdışında gecen sürelerinin tamamını ya da diledikleri kadarını tahakkuk ettirilecek borç miktannı ödeme tarihindeki doları, Türk Lirası karşdığı esası ile ödemek, suretiyle değerlendirebüirler". 3201 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 22 Mayıs 1985'ten ön- ce yurda dönüş yapanlann borçlanma haklan, yürürlük tari- hinin üzerinden iki yılm geçtiği, 22 Mayıs 1987'de son bul- muştur. 1702 sayılı genelgede "primlerin iade işlemleri yapddıktan sonra primlerin tekrar Alman sigortasına vey a kurumumuza ia- de suretiyle bu hizmetlerin ihyasmın mümkün olamayacağı" belirlilmektedir. Bu nedenlerle, Almanya'da geçen çalışma süreniz gerek gö- rev, gerekse emeküJik derecenizi etkilemeyecektir. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Dereden Tepeden... Dil Derneği Başkanı Prof. Şerafetnn Turan lyileşmiş, te- lefon etti. 19 Ekim Salı günü çıkan, "Dedikodu ile Gerçek..." başlıklı "Ankara A/of/ar;"nin ikinci bölümünde Şerafettin Turan'ın, telefonum üzerine, sayn yatağından kalkıp gele- rek, Aynaroz'daki, Hıristiyan olmuş Türk'ün manastırı ko- nusunda, "Aynntılı inceleme yaparak konuşabileceğini" söylediğini yazmıştım. "Sayrılığımı yazmışsın, herkes öğ- rendi, ayans gibisin!" diye takıldi, şöyle dedi: - Kutulmuş oğlu Süleyman'/n Hıristiyan olmasına imkan ve ihtimal yok. Bir başka Süleyman olabilir, bir başka Ku- tulmuş ailesinden geien. Çünkü... -Manastırın adı Kutulmuş, Kutulmuş Manastırı, deniyor! - Yanlış o, yanlış! Kutulmuş'un nerede öldüğü belli, ke- sin. Halep önlerinde, Tutuş'ta yapılan savaşta ölüyor o ke- sin. Bütün Selçuklu tarihlerinde, ansiklopedilerde belli. Şimdi, yalnız Bizans'a sığman, orada Hırıstıyanltğı kabul ettiği rivayet edilen ya da çocukları sonradan Hıristiyan olan Selçuklu Sultanları var. Bu çocuklann adlarmın birkıs- mını da bilemiyoruz. Benim kitabımda da var, bzettin Key- kavus var. izzettin Keykavus gitmiş orada altı yıl hapis kalmış. Küçük oğlu ile kızı Hıristiyanhğı kabul etmişler, ke- sin. İzzettin Keykavus'un bir oğlunun adı Feramuz, ama küçük oğlunun adı nedir? Bu, Süleyman olabilir. - izzettin Keykavus II. değil mı? Onun oğlu olabilir. (Yu- nan kaynaklarmda. manastırı kuran Konstantin'in babası Azzettin II. diye geçiyor.) - Ama, o zaman Kutulmuş oğlu Süleyman değil. KutuL muş'la ilgisi yok onun. Kutulmuş, çünkü Anadolu'nun fethi sıralarında 1071 'den 1086'ya kadar, daha devlet kurulma- dan, Anadolu'yu Iznik'e kadar fethediyor. Sonra, Mellk- aah'la anlaşamıyor, Melikşah ona bağımsızlık vermiyor, Halep Beyi var; Tutuş'ta "Halep7 alayım" derken, şehitdü- şüyor, orada ölüyor, gömülüyor, belli. Şimdi, bunu Selçuklu Sultanı sayanlar var. ama bizim yazınımızda, literatürde, biz bunu Selçuklu Sultanı saymıyoruz. O, Anadolu'yu fethe- den kişi olarak tanınıyor, komutan. Kutalmış oğlu Süley- man bu. Ama izzettin Keykavus'un oğullarmın Hıristiyan olduklan kesin. Bunlar, Aynaroz'da kalmış olabilir. Bu ço- cuğun adını ben bilemiyorum. Bizim Selçuklu kaynaklarm- da yok. Ben o kitabı sana versem iyi olur, "Türkiye-italya llişkileri" diye bir kitap yazmıştım, orada, bu Selçuklularla ilgili ilginç şeyler var. Kutalmışoğlu olmasına imkan yok, İzzettin Keykavus 'un oğlu olur! Prof. Şerafettin Turan'a teşekkür ediyorum. "Milli Gazete "den ayrılanlardan bir grubun yayımladığı "Vakit" gazetesinın, 23 Ekim günu çıkan sayısında, "Fıkıh" köşesinde, "Türkçe Ezan Okunabilir mi?" başlıklı ilginç bir yazı vardı. Adana'dan H. Hüseyin Ersöz, gazeteye yazdığı mektupta şöyle diyordu: "Müslüman olduklannı söyleyen ve namaz kılan bir grupla karşılaştım. Bunlar ezanı kendi aralarında Türkçe olarak okuyorlar. Garibime gitti ve niçin böyle yaptıklannı sordum. Dediler ki: Kuran-ı Kerim'de ezanın Arapça oku- nacağına dair bir ayet yok!.. Bütün insanlar Kuran'dan mes'uldürler! Ezan namaz vaktinı bildirmek için meşru kı- lınmıştır. Her kavim kendi diliyle namazaçağrılmalıdır.' Bundan sonra tartışma sürüyor, soruyu soran, Türkçe ezan okuyanları yollarından çeviremiyor. Çok değil, kısa bir süre önce, 17 Ekim Pazar günu çıkan "Mustafa Kemal'in Doğduğu Evde..." başlıklı "Ankara NoHarı'nda, "Ezanı Türkçe okuyacak babayiğit yok mu? Gericilerin, Amerikan uşaklarının salyaları nasıl akıyor görmüyor muyum?" diye yazmıştım. Adana'da, namaza Türkçe ezanla çağırıp kılan- ların durumu, yüreğime su serptı. Ezanın Arapça okunması zorunluluğu yok, 1950de Demokrat Parti iktidarı, sadece "Arapça ezan yasağı'nı kaldırdı. "Türkçe okunmayacak!" demedi. "Vakit" gazetesinde, okura verilen yahıtta, "Ezan Arapça'nm dışında (Farsça, Türkçe, Ingilizce vs..) hiçbir li~ sanla okunamaz" deniyor. Bunları yazanlar, Atatürfc'ün ezanı Türkçe okuturken, bunu din sorunu değil, dil sorunu olarak ele aldığını bilseler böyle yazarlar mıydı? 24 Ekim Pazar günü, Ankara da. Bahtiyar Aydın'm cena- zesi kaldırıldı. Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın öldürülmesi, -kör kurşun mu?- teröre karşı önlemleri sertleştirecek, da- ha da tırmandıracak. Karşılıklı konuşma, bir ateşkesle orta- lığın yumuşaması daha da güçleşecek bu gidişle. Apo'nun büyük yanlışı orada, Kürt halkına ettiği eziyet, verdiği zarar! General Bahtiyar Aydın'ın cenazesinin kaldırıldığı gün, yine Ankara'da, Birleşmiş Uluslar(Milletler)'ın, 48. kuruluş yıldönümü vardı. Konuşmacılar arasında bulunan Hahıfc Gerger Petu'da olduğundan, O'nun yerine ben konuştum. Hikmet Çetin in açış konuşması yaptığı. Prof. CahitTalas - ın yönetıci olduğu açıkoturumda, Osman Olcay'la Kâmran kıan da konuşmacıydılar. Konuşmacılar, hemen hemen tü- mü Birleşmiş Uluslar Topluluğu'na veryansın etti. Küçük salon kalabalıktı. Ben daha değişik konulara girmek iste- dim. Birleşmiş Uluslar Topluluğu'nun her ülkede temsilci- liklerı vardı Oralara da önemli görevler düşüyordu. örne- ğin, Türkıye'de bir yıla yakın süredir, bir olay yaşanıyordu; Riyad Mahluf olayı. Tunuslu genç Riyad Mahluf, Tunus Devlet Başkanı Zeynelabidin Bki Ali'nin ısrarla Tunus'a verilmesini ıstedığı kışıydı. Kırklareli Aslıye Ceza Mahke- mesi, Riyad Mahlufun •< s/yasa/suç/u"olduğunakararver- miş, bu karar kesinken, mahkemenin savcısı da kararı Yargıtay'a göndermeyi gereksiz bulmuşken, Kırklareli Başsavcısı, kararı temyiz etmiş, Yargıtay'a göndermişti. Yargıtay Altıncı Ceza Dairesi bugünlerde bir karar verecek- ti. Durum böyleyken, MİT'in Riyad Mahluf'u aradığı, Riyad Mahluf'un apar topar Tunus'a gönderileceği söyleniyor- du... BULMACA 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Süt katılan meyanenin muhalkbi kıvamına ge- linceye dek pişirilmesiyle elde edilen beyaz sos. 2/ Mahkemede tanık ve sa- ruklann olay hakkında sözlü açıklamalan... Volga'nın kolu olan bir ırmak. 3/ Evcil bir ge- yik... Fas'ın başkenti. 4/ Her türlü gereksinmesini gidermiş olan. 5/ Kötü bir işteki yardımcılar... Deriden sızan sıvı. 6/ Af- rika'da bir ırmak... Su.. Polonyum elementinin simgesi. 7/ Harmanda saplan yaymaya yarayan uzun ça- tallı araç. 8/ Belli zamanlarda ku- rulan büyük pazar. 9/ Çok sert ve tutarsız hareketlerde bulunan ajal hastası... Uluslararası Çalışma Ör- gütü'nün simgesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Özel olarak yapılmış kuyuda odun ateşiyle pişirilen bir çeşit ke- bap... Eski dilde ayak. 2/Batı Ana- dolu köy yiğidi... Dönemeç. 3/ Futbolda hemen hemen dikle- mesine aülan top... Nikelin simgesi. 4/ Şöhret... "Güzelliğin - - - par'etmez , Bu bendeki aşk obnasa" (Aşık Veysel)..."Adalet, sızlanma.cığlık'anlamındaeski sözcük. 5/ Adaçayı.6/Gümü- şün simgesi. Katışıksız, saf. 7/ Kol gücünü geliştirmek için kul- lanılan. gürgenden yapılmış jimnastik araa... Bir renk. 8/ Genellikle çay ve kokteyller için hazırlanan ve peynir, sucuk gi- bi şeylerle süslenen çok küçük ekmek. 9/ Özel gezmti gemisi... Aynı motifm yinelenmesinden ibaret canh ve hareketli bestelere verilen ad.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle