Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 1993 PAZARTESİ
HABERLER
Ayaz
Oğretmen er
uygulamasına
ara verildi
ANKARA (Cumhuriyet Bfi-
rosu) - Milli Eğitim Bakan-
hğı'na getirilen eski Mılli Sa-
vunma Bakanı Nevzat Ayaz,
asker gereksinımini karşıla-
mak için oğretmen er uygula-
masına geçıci bir süre için son
verildiğini söyledi.
Sıvas ve Manisa'da askerlik
yapan öğretmenlerin, dağı-
tımlannın Doğu ve Güneydo-
ğu Anadolu Bölgesi'ne "er
olarak" yapılması, öğretmen-
ler tarafından tepkiyle karşı-
landı. İki ayhk eğitim görmek
için askere abnan öğretmenle-
rin, gruplar halinde Kars, Ela-
ağ, Âğn ve Malatya'ya er ola-
rak dağmmlannın yapıldığj
bildirildı.
Nevzat Ayaz, oğretmen er
uygulamasırun, Genelkurmav
Başkanhğfnın "muvafakatı''
ile yapıldığına işaret ederek.
"Şimdi bu uygulama durduru-
luyor. Buna karar lerildi. Bir
süre için durduruldu. Çünkii
kaynakta askere ihtiyaç var.
Bu yüzden geçici olarak durdu-
ruldu" dedı.
Gazetemizi arayan çok sa-
yıda oğretmen ise, uygulama-
dan yaicınırken, durumun dü-
zeltilmesini istediler. "tki
aylık eğitim süresinin sonunda
görev yerlerimize dönecekken
cuma günii bir açıklama >apı-
larak, bu uygulamadan vazge-
çikliğini, 15 ay daha er olarak
askerlik yapacağınuzı bildirdi-
ler" diyen öğretmen erler.
"1989 yıundan beri uygulan-
makta olan bir sistemin birden
değiştirilmesini anlamıyoruz.
Şu anda bu durumdan etkile-
nen öğretmenlerin yaş ortala-
ması otuz. Eşlerimiz > e aileleri-
miz zor durumda kaldı" görü-
şünü dile getirdiler.
Yapılan dağıümda, 120 ki-
şinin Kars'a, 50 kişinin Ela-
zığ'a, 90 kişinin Ağn'ya gön-
derildiğini anlatan öğretmen-
ler, şimdiye kadar boyle bir
uygulamanın olmadığını,
Milli Eğitim Bakanı'nın da
öğretmen açığj olduğunu söy-
lediğı birdönemde, öğretmen-
lerin er olarak askerde tutul-
mak istenmesinin doğnı ol-
madığını savundular.
Konuyla ilgili olarak Milli
Eğitim Bakanı'na ulaşmaya
çabştıklannı bildiren öğret-
menler net bir yanıt alama-
maktan yakındılar. Öğretmen
erler. kendilerine görev yerle-
rine gitmek için, 7 gün süre ve-
rildiğini, ancak Manisa ve Sı-
vas'taki öğretmenlerin bir-
leşerek Ankara'ya gelecekleri-
ni ve haklannı arayacaklannı
sözlerine eklediler.
PervarTde 5 er şehit
15günde
41PKK'h
öldürüldü
Haber Merkezi - Güneydo-
ğu Anadolu Bölgesi'nde gü-
venlik güçlerince sürdüriiîen
operasyonlarda 41 PKK mili-
tanı öldürüldü, 4 militan sağ
yakalandı. Operasyonlarda
123 sığınak ortaya çıkanldı.
Sürt'in Pervari ilçesi Doğanca
köyü yakınlannda PKK mili-
tanlannca askeri konvoya
ateşaçüdı. Saldmda Salih Er-
dem, Ahmet Çığan, Leyis Tnr-
gut, İsmail İşlek ve Muham-
met Kıymaz şehit oldu. 6 asker
yaralandı.
Olağanüstü Hal Bölge Vali-
liğYnden yapılan açıklamaya
göre. Diyarbakır'ın Kulp ilçe-
si ile Bingöl ve Muş illeri ara-
smda kalan dağlık ve orman-
larla kapb Şenyayla kesimin-
de kalabahk bir PKK grubu-
nun banndığı duyumu alındı.
9 ekimde bölgeye güvenlik
güçlerince karadan ve hava-
dan büyük çaplı bir operas-
yon düzenlendi. Düne kadar
sürdürülen operasyonlarda
41 PKK'lı öldürüldü, 4 mili-
tan sağ yakalandı. Operas-
yonda çok sayıda silah ele
geçirildi.
Bölgede yapılan arazi cabş-
malannda içerisinde 94 ton
dolayında muhtelif gıda mad-
desi. tıbbi araç-gereçler, çok
sayıda giyim eşyası, haberleş-
mede kullanılan elektronik
cihazlar bulunan 123 sığınak
ortaya çıkanlarak kullanıl-
maz hale getirildi.
Aynı bölgeye yakın yerle-
şim birimlerinde PKK'lılara
yardım-yataklık yaptığı bildi-
rilen ve lojistik destek sağla-
yan 23 sanık yakalanarak
gözaltına alındı.
Gümriikçûler serbest
Mazgirt Pancar İşletmeleri
Şefbği'ne ait bir araç da PKK
militanlannca yakıldı.
Ağn'nın Patnos ilçe merke-
zindeki Yunus Emre ve İbra-
him Karaoğlan ilkokuljan ile
Yemen Çınar'a ait bir'işyeri,
PKK militanlan tarafından
ateşe verildi.Iğdır Valisi Do-
ğan Haüpoğlu, bir hafta önce
PKK militanlan tarafından
kaçınlan biri müdür 7 güm-
rük memuru ile bir şoför ve
bir kuyumcunun dün serbest
bırakıldıklannı söyledi.
Kocatepe Camisi 'döviz' basıyor• Otoparkı ve giriş katı KOMAŞ tarafmdan Beğendik
mağazasına kiralanan Kocatepe Camisi'ne ibadet etmek için
gidenler de fahiş park ücreti ödemek zorunda kalıyorlar.
Mağaza yöneticileri/Burası cami değil, ticarethane' görüşünü
ileri sürüvorlar.
• Caminin ait katında bulunan otoparkın ve hipermarketin
döviz hesabıyla kiraya verildiği kaydediliyor. İbadete gelenler
dahil, cami otoparkına araba park etmek isteyen çevre
sakinlerinden saat başına 15 bin lira gibi bir ücret istenmesinin
hiçbir resmi dayanağı bulunmadığı bildiriliyor.
ANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Ko-
catepe Camisi'nin altındaki hipermar-
ket ile otoparkın, "metrekare" hesabıy-
la "döviz" üzerinden kiraya verilmesi
tepkilere yol açıyor.
Cami yapılırken göriinümünün bo-
zulduğu gerekçesiyle çevresindeki çok
sayıda okulun ve onlarca binanın
yıkıldığını kaydeden semt sakinleri,
"Bunlardan sonra caminin girişine dev
gibi neon ışıklı panolar asıldı, arka tarafı-
nda ise projeye aykırı. gecekondu gibi bir
yayınevi çalışıyor. bunlar görünüme uy-
gun m u r diye soruyorlar.
Caminin ait katında bulunan otopar-
kın ise "fahi£ ücret"le hizmet verdiği
kaydediliyor. ibadete gelenler dahil. ca-
mi otoparkına araba park etmek isteyen
çevre sakinlerinden saat başına 15 bin li-
ra (günlük 105 bin lira) gibi bir ücret is-
tenmesinin hiçbir resmi dayanağı bu-
lunmadığı bildiriliyor. .
Caminin ait katındaki dükkan ile
otoparkı işleten Beğendik mağazasının
yöneticileri ise. "Burası cami değfl" id-
diasını gündeme getirerek. şunlan söy-
lüv orlar:
"Burası cami değil, mağaza. Bu
mağazayı biz Diyanet Vakfrnın şirketi
olan KÖMAŞ'tan dövizle kiraladık. Üs-
telik bu kirayı metrekare başına dövizle
ödüyoruz. Demek ki burası cami değil
caminin ait katında yer alan bir ticaret-
hanedir. İbadete gelenler başka yere park
etsin, biz alışverişe gelen müşterUerinüze
hizmet etmek durumundayız. Onlara
otoparkı belli bir rakamın üzerinde alış-
veriş ettikleri zaman bedava kullandın-
yonız. Alışverişe gelenlere aynca indirim
de yapılıy or. Osmanlı İmparatorluğu dö-
neminde bile camilerin gelir getirici faali-
yetleri olmuştur. Burada hiçbir aykınlık
yok."
Çevre sakinleri ise bu görüşleri kabul
etmeyerek, "EMyanet Vakfi, caminin iş-
levine hiç de uvgun olmayan bir iş yaptı.
İstelik bu kiralama ihale yolu ile olmadı-
ğı için usulsüzdür. Diyanet Vakfı döviz
kazanacak diye, camiy e ibadete gelenler-
den de dövizle giriş ücreti mi isteyecek?
Nitekim otoparktan fahiş ücret istenmesi
bu anlama geliyor" diye yakınıyorlar.
Eski Ülkü Ocaklan Başkanı, şimdi Büyük Birlik Partisi lideri Muhsin Yazıcıoğlu:
istismarecMyor
IŞIK KANSU
ANKARA - Büyük Birlik
Partisi (BBP) ve eski Ülkü
Ocaklan Derneği Genel Başka-
nı Muhsin Yazıcıoğlu. 1980 ön-
cesıne bakıldığında sağcı ve sol-
cusuyla gençliğin samimi ol-
duğunu dile getirerek "Ama bu,
gençliğin hiç istismar edilmediği
anlamına gelmez" dedi. Geç-
mişte, gençliğin çareyi kavgada
aradığını, ancak bu ortamı
onayladıklan için doğurmadık-
lannı savunan Yanaoğlu,
MHP'den aynlmalannın nede-
nini anlatırken "Kendi partisin-
de demokrasiyi uygulayama-
yanlann, iilkeye demokrasi ge-
tirmesi mümkün değil'''' diye ko-
nuştu.
Kan tahlililine ve kafa yapısı-
na göre insanlan tasnif eden an-
layışı başmdan beri reddettikle-
rini ileri süren Yancıoğlu, bu-
gün ülkücü gençliği "istismar
metası" olarak görme eğilimi
bulunduğunu söyledi. Yaaa-
oğlu, antidemokratik ortamlar-
da yaşamanm, işkencenin, zul-
mün ne olduğunu, tek kişinin
buyruğu ile millete nasıl hiza ve
mesafe aldınldığını gördükleri-
ni ifade ederek "İnsanlann ezil-
mediği, fîkirlerin rahatlıkla ser-
pilip boy attığı bir düzen içinde
yaşamak istiyoruz" dedi.
Muhsin Yazıcıoğlu, Cumhu-
riyet"in geçmişten bugüne ülkü-
cü hareket ve BBP ile ilgili soru-
lanna şu yanıtlan verdi:
- Ülkü Ocaklan Derneği ve
siz, 1980 öncesi kamuoyunun bir
bölümü için kan, barut ve korku-
nun süngesiydiniz.
YAZICIOĞLU- Her şey
kendi tarih kesiti içinde değer-
lendirilirse daha isabetli olur.
Böyle bakmca. 12 Eylül önce-
sinde korku, endişe ile yaklaşı-
lan insan veya teşkilat tarifı, o
dönemin şartlan içinde bize çok
uzak yaşayan, diyaloglan kop-
muş insanlann bakışı açısından
mümkündür. Ama biz o değil-
dik. Öyle bir dönem yaşadık ki
eğitim öğretim kurumlan, belli
öğrencilerin isteğine göre hare-
ket etmeye mecbur edildi. Halk
ihtilaline hazırbk diye adlandı-
nlan çahşmalann sonucunda,
devlet ortadan hemen hemen
kalktı. Marksıst hareketler,
Türkiye genelinde ağırlığını his-
settirince vatan. bayrak, millet
mefhumlanna hassasiyet göste-
ren kışiler de buna karşı tepki
gösterdiler. Bu hassasiyetimiz
dolayısıyla müdafai hukuk ce-
miyetlerinde olduğu gibi vata-
run bölünmez bütünlüğünü sa-
vunduğumuz ınancı ile hareket
ettik. Geriye dönüp baktı-
ğımda; sağcısıyla solcusuyla
gençliğin samimi olduğuna ina-
nıvorum. Ama istismar elmek
isteyenler mutlaka vardı ve asıl
istismar da, daha çok uluslara-
rası boyutta gerçekleştiriliyor-
du. 12 Eylül'e gelişte, Marİcsist
hareketlerin etkileri olduğu ka-
dar, Amerika'nın Ortadoğu'da
uygulamayı amaçladığı nüfus
alanı bakımından da bir ihtilal
ortamının yaşatılmasmı ısteme-
sinin etkilerinin olduğuna ina-
nıyorum. Cezaevinde beraber
yattığımız insanlan da tahlil et-
tığim zaman; karşılıkh mücade-
YAZICIOĞLU- Hiçbir top-
luluk. mükemmel değildir. Ha-
tasız. eksiksiz olmaz, bunlar
hiçbir yere bağjmlı değildir, id-
dialan, gerçekçi olmaz. Bunla-
nn içinde istismar amaayla bir-
takım görevlere gelmiş olanlar
da bulunacaktır. idealist duy-
gularla da. İki tarafta da ulusla-
rarası bir takım istismar kay-
naklannın, fıkir hareketleri
arasına kavgayı soktuklan ka-
naatini taşıyonım. Kavgadan
favda ummadık. Gençlik, çare-
yi kavgada buluyordu. Yaşaya-
bilmesi için adeta kavga etmesi
gerekiyordu. Bu ortamı, tasvip
ettiğimiz için doğurmadık.
- Yülarca beraber olduğuntız
le eden gençliğin. iç sömürüye,
liberal kapitalist sisteme, em-
peryalist emellere karşı milli
bağımsızlık. onur, insan haysi-
yetine uygun bir ortamda yaşa-
ma arzusunda olduğunu inanı-
yorum. Uzun yıllar iktidannı
sürdüren ayncalıkb. lobici loca-
lara bağlı kişilerin çocuklannın
hiçbirisi cezaevinde, ne sağcı ne
solcu yattılar. Daha çok ezilen
kesimin çocuklan bulunuyor-
du. Onlar. bu samimiyetleri ile
hareket ettiler. Bu, hiç istismar
edilmedi manasına da gelmez.
Bazılan istismar ettiyse bu.
gençliğin idealist oluşuna da
gölge düşürmez.
- Sağda ve solda istismar oldu-
ğunu söylediniz. Llkü Ocakları
Derneği de istismar edildi mi?
MHP Genel Başkanı Alpaslan
Türkes'ten neden ayrıldınız?
YAZICIOGLL- 12 Eylül-
den sonra hareket. TBMM'ye
girdikten sonra Meclis'te göste-
rilen tavır, siyaset ahlakımıza
ve anlayışımıza uygun değildi.
Yolsuzluğa, işsizliğe gecit ver-
meyeceğimiz, sömürünün ol-
madığı düzen için çalışacağımı-
za söz vererek milletten destek
istemiştik. Oysa kapalı kapılar
arkasında pazarlıklarla hareket
edildi. Uygulanan siyaset anla-
yışında uyuşamadık. Artı, ken-
di partisinde demokrasiyi uy-
gulamayanlann, ülkeye de-
mokrasi getirmesi mümkün de-
ğil. Kendisini tartışılmaz ilan
edenler ile katüımcı demokrasi-
>i getirmek mümkün değil.
Türkiye. tabular yüzünden bu
noktaya gelmiştir. Mazide ya-
şadıklanmızı, bu olaylann süz-
gecinden geçirdik. Geçmişin
birtakım yanlışlan, tekrar edü-
memeli ve ülkede diyalog açık
tutulmalı.
- Halen ilkel bir milüyetçilik
anlayışmı mı savunuyorsunuz?
YAZiaOĞLU- Ülkü Ocakla-
n Derneği'nin. o dönemde ırk-
çı. faşist, totaliter bir anlayışa
sahip olduğu sanıbyordu. Ama
öyle değildi. Başından beri, bi-
yolojik anlamda, kan tahliline,
kafa yapısına göre insanlan tas-
nif eden. onun dünyaya üstün-
lüğünü iddia eden anlayışı red-
dettik. Irkçılık anlamına gele-
• Muhsin Yazıcıoğlu
MHP'den aynlmasının
nedenlerini 'Kendi
partisinde demokrasiyi
uygulayamayanlann,
ülkeye demokrasi
getirmesi mümkün değil'
sözleriyle açıklarken
bundan sonrası için
şunlan söylüyor:
'Antidemokratik
ortamlarda yaşamanın,
işkencenin, zulmün ne
olduğunu, tek kişinin
buyruğu ile millete nasıl
hiza ve mesafe
aldınldığını gördük.
İnsanlann ezilmediği,
fikirlerin rahatlıkla
serpilip boy attığı bir
düzen içinde yaşamak
istiyoruz.'
cek milbyetçibk anlayışını
tslam da reddetmiştir. Milbyet-
çibk anlayışımızın katı ırkçılık
noktasına gitmesini dengele-
mek için İslam'ın birleştirici,
hoşgörülü prensiplerinden isti-
fade ediyoruz. Mesela, partimiz
mensubu milletvekili arkadaş-
lanmızdan hanımı Kürt olan
var. Hanımı, Kürtçe konuşan
aşirete sahip, beyi Türkmen. Bu
aileler birleşükten sonra, bun-
lardan doğan çocuğa ne diyece-
ğiz? Bu, bin yıldır böyle olmuş-
tur. Hepimiz aynı camiye gitmi-
şiz, emperyalizme karşı bu ül-
keyi savunmuşuz. Bir kader
birbğine sahibiz. İnce tahlillere
giderek aynmcı olmak yerine,
birleştirici olmak lazım.
- Ülkücü gençliği son zaman-
larda, çek-senet mafy asında, Fe-
nerbahçe maçlannda amigo ola-
rak görüyoruz. Ülkücükrde si-
yasi bir gerUeme mi var?
YAZICIOĞLU- Ülkücü
gençlikte siyasi gerileme değil,
bu gençbği istismar metası ola-
rak görme eğilimi var. Dına-
mizmini. duygusallığını, idea-
listliğini istismar edenler var.
Onun için, o tip yerlere sürüklü-
yor bazı insanlar, bazı nüfuz
alanlan oluşturmaya cabşıyor-
lar.
- Parti bayrağmızdaki gül dik-
karimizi çekti. Ne anlama geli-
yor?
YAZICIOĞLU- Gül; sevgi.
güzelbk. hoşgörü ve yumuşak-
lıktır. Dargmlar banşırken gül-
le giderler. Sevgiyi. kardeşliği
ifade eder. Yaprak yapraktır,
bir noktada birleşir, bütünlüğü,
ahengi vardır. Aynca, tasav-
vufta da peygamber efendimizi-
min kokusudur.
• 'Sevgi, güzeUik, hoşgörü' de-
diniz. Geçmişle mi hesaplaşıyor-
sunuz?
YAZICIOĞLU- Geçmişte
çok büyük yanlışbklar yaptık,
dolayısıyla geçmişte yaşadığı-
mız olaylann hepsini. durma-
dan özeleştıriden geçirerek hır-
palamak düşüncesınde değılım.
O dönemdeki gençlik. inandık-
lannı yaptı. Türk gençbğinin,
umumi olarak sömürüye, zulü-
me, adaletsizliklere karşı du-
yarb olmasını yine istiyorum. O
bakımdan. ezibniş. idam sehpa-
lannda hayatmı venniş insanla-
nn. ideallerine ve verdikleri mü-
cadeleyi saygıyla anmak: hiç
şüphesiz vefanın, kadirşinasb-
ğmgereğidir.
Ama "Bugün, 12 Eylül öncesi
gelsin mi" di\e sorsanız kesin-
bkle gebnesin istiyorum. Bu iki-
sini birbirinden ayırmak lazım.
İdealizm olsun. gençlik duygu-
lannı yaşatsın. ama kavga et-
mesin.
Diyalog kaybolmadan bunu
yapabilsin. Zulmü, işkenceyi,
adaletsizliğe uğramamn ne de-
mek olduğunu biliyoruz. Anti-
demokratik ortamlarda yaşa-
manın, işkencenin. zulmün ne
olduğunu tek kişinin buyru-
ğuyla bir millete nasıl hiza ve
mesafe aldınldığını gördük.
Onun için, adaletin olduğu,
haksızlıklann, işkencenin. zul-
mün olmadığı, insanlann şahsi-
.vetlerinin ezilmediği, fikirlerin
rahatlıkla serpilip boy attığı bir
düzen içinde yaşamak istiyo-
ruz. Gülü secmemizde, bun-
lann tesirleri mutlaka vardır.
'Demokrasi ve Gençlik' panelinde baskı dönemlerinde gençlerin de zarar gördüğü belirtildi
Laiklikolmadandemokrasigelişmez
ŞELAHATTtN
ÖZBOZKLIRT
TARSUS - Tarsus Beledi-
yesi'nce düzenlenen 3. Gençlik
Günleri Kültür-Sanat Şenliği'-
nde "Demokrasinin en güzel de-
ğil, ama en az kötü rejim oldu-
ğu" vurgulanırken, "Demokra-
sinin kesintiye uğradığı dönem-
lerde en fazla acıyı emekçiler >e
aydınların çektiğine" işaret edıl-
dî.
TBB Yöneticisi Ayhan Oran
tarafından yönetilen "Demok-
rasi ve Gençlik" konulu panele
gazeteci-yazar Mete Akyol,
Cumhunyet Gazetesi Yazı Işle-
ri Müdürü Celal Başlangıç ve
Mersin Üniversitesi Rektörü
Prof.Dr. Vural Ülkü konuşma-
cı olarak katıldılar.
Prof. Ülkü, demokrasinin
daha iyi bir seçeneğjnin olmadı-
ğını vurguladığı konuşmasın-
da. "Demokrasi insanlann bul-
duğu, belki en güzel değil, fakat
en az kötü rejimdir. Sakıncaları
en az olan, buna karşılık yarar-
ları en fazla olan rejim demokra-
sidîr"dedi...
Rektör Ülkü, demokrasinin
gelişebilmesinin temel koşulu-
nun, insanlann düşüncelerini
korkusuzca dile getirebilmeleri
olduğuna dikkatçekerken,"Bu-
Mete Akyol
nun için de mutlaka laik obnak
gerek. Laiklik olmadan demok-
rasi işlemez" görüşünü vurgu-
ladı.
Gazetemiz Yazı İşleri Müdü-
rü Celal Başlangıç. demokrasi-
nin çok sık kesintiye uğradığı
ülkelerde zaran en çok işçi kesı-
mi ile yazarlar ve düşür. adam-
lannın gördüğünü anlattı. 12
Mart ve 12 Eylül askeri müda-
haleleri döneminde yaşanan
acılan aktaran Başlangıç, 12
Mart'ın sivri ucunun emekçile-
re ve aydınlara olduğu kadar.
doğal olarak kurulu düzene
karşı çıkan gençlere de çevrildi-
ğini söyledi.
Basının bugün içinde bulun-
Celal Başlangıç
duğu durum hakkında aynntılı
bılgiler veren gazeteci Celal
Başlangıç, "Basın gercekten öz-
gür mü. yoksa yine yasaklarla
mı çevrüi" sorulannı yönelterek
şunlan söyledi:
Basın özgürlüğü yok
"Koalisyonda bulunan iki par-
rinin ortak paydası demokrasiy-
di. 12 Lylül'ü kuram. kural ve
yasaklarıyla ortadan kaldmnak
adına bir ortaklık kurmuşlardı.
Ancak ilk 500 günde, yani bu hü-
kümet işbaşına geldiğinden beri
19 kişi gözaltında öldü, Nevroz
olay larında iki y ılda % kişi öldü,
göstericilere ateş açılması sıra-
• Panele
gazeteci-yazar
Mete Akyol,
gazetemizin Yazı
işleri Müdürü
Celal Başlangıç
ve Mersin
Üniversitesi
Rektörü Prof.Dr.
Vural Ülkü
konuşmacı
olarak katıldı.
sında ölenkrin sayısı 80. Faili
meçhul cinayetler 500, silahlı
saldın suikastı 331, işkencede
ölenierin sayısının ise 806 olduğu
iddia ediliyor. İlk 500 günde ga-
zetecilere \e yazarlara veriîen
hapis cezası 50 yıl 9 ay 15 gün.
gazetedlere verijen para cezası
17 milyar 750 milyon, 500 günde
dort gazeteci cezaevine girmiş-
tir.
Şu anda belki 12 Eylül'ün ilk
zamanlannda olduğu gibi ağır
koşullar yaşanmıyor. Belki her
gün gûnluk yaşammuzda hisset-
miyoruz, ama bazı gazete ve der-
güer hala toplatıhyor. İçinde ya-
şadığımız koşullar gercekten ce-
zalarla, yasaklarla çevrili koşul-
lardır."
Panebn son konuşmaası
Mete Akyol da demokrasinin
Türkiye'de hep yanlış anlaşıl-
mış sözcüklerden biri olduğunu
söyledi. Demokrasinin, çoğun-
luğumuzun sandığı biçimiyle
yüzde 51"in egemenbği olup-
olmadığımn. ya da kalan vüzde
49'unun rahatsız olduğu bir re-
jim olarak mı algılanması ge-
tiıktiğinin hâlâ tartışıldığını be-
ten gazeteci-yazar Akyol, şun-
lan söyledi:
"Demokrasi. yoksa, yüzde 49
yüzde 49 iki bölüme ayrılmış gö-
rüşlerin ortasındaki yüzde 2'nin
diktatörlüğü müdür? Aslında de-
mokrasi bunlann hiçbirisi değil-
dir. 194yierde Meclis'te başla-
yan fırtına, 1946'da geçilen çok
partili düzen ve o dönemlerde te-
laffuz edilen demokrat ve de-
mokrasi sözcükleri bize demok-
rasinin bir siyasal kokusunu,
tadını verdi. Ve nedense biz de-
mokrasiyi siyasal kimliğiyle ta-
nımlamaya başladık. Demokra-
si bir toplumsal olgu. bir yaşam
biçimidir. Kinıilerinin söylediği
gibi 4-5 yılda yapılan bir seçim
yöntemi değildir. Bireye indirir-
seniz, yazılı olmayan kurallar di-
zisidir. İnsan denilen yarattğın
en büyük özelliği düşüncesidir."
SHP'll meclls üyelerlnln Iddiosı
Tıp fakültesine
tarikatçı engeK
ÖMER YURTSE\TN
DENİZLİ-Pamukkale Ta-
vas yolu üzerindeki 273 bin
metrekarelik alana, Pamuk-
kale Üniversitesi Tıp Fakültesi
binası ile tam teşekküllü hasta-
ne yapılmasına engel olmak
amaayla belediyeye siyasi
baskı yapıldığj öne sürüldü. İki
yıl önce Belediye Mecbsi'nce
"üniversite alanı" olarak belir-
lenen bölgede. 145 öğrenci ka-
pasiteb bir yurt bulunuyor. 16
bin 350 metrekarelik arsa üze-
rinde kurulu olan yurdun,
kentte "Süleymancılar" olarak
anılan bir tankata ait olduğu
iddia ediliyor.
Denizli Belediye Meclisı.
1991 yılında oybirliğiyle aldığı
kararla yeni yerleşim bölgesi
secilen Tavas yolunun üst
kısmında kalan 273 bin metre-
karelik alanın "üniversite
alanı" olmasını belirledi. îstim-
lak karannın alınmasından
sonra üniversite alanı içinde
kalan ve Süleymancılar'a ait
olduğu ilen sürülen, arsa ve bi-
nasıyla 200'e yakın imar parse-
linin 2 kasım tarihinde İİ Tak-
dir Komisyonu"nda takdirinin
yapılması kararlaştınldı. An-
cak 1991 yıbndan bu yana ses-
sız kalan Süleymancılar'ın,
Denizb Belediyesi'ne başvura-
rak arsalan ile yurt binasının
üniversite alanından çıkan-
bnası için plan değişikliği yapı-
Imasını istedikleri ileri sürüldü.
Bu istek Denizlinm SHPlı Be-
lediye Başkanı Ali Manm ta-
rafından belediye meclis gün-
demine alındı ve daha sonra il-
gili komisy onlara havale edil-
di. Bunun üzerine ortak bir
toplantı yapan 1 ve 2 nolu
Bayındırbk Komisyonu ile
Çevre Komisyonu. SHP'li üye-
lerin karşı çıkmasıyla önenyi
reddetti.
Ortak komisyonun konuyla
ilgili olarak hazırlayacağı ra-
porise Başkan Manm'ın "Üni-
versite'ran görüşünü alalım"
ısran üzerine ileri bir tarihe er-
telendi. SHP'li belediye medis
üyeleri. Belediye Başkanı Ali
Manm'ın bu tutumuna sert
tepki gösterirken Manm. par-
tisine mensup üyelerin tepkile-
rine bir anlam veremediğini
söyledi. Manm, "Konu üniver-
siteyi ilgilendiriyor. Bu yüzden
görüş alınmasını istedim. Konu
meclise gelince kimin nasd oy
vereceği ortaya çıkar" dedi. Bu
gehşmeler yaşanırken aynı
günlerde Süleymancılar tari-
katına mensup olduklan öne
sürülen bazı kişilerin üniversite
yönetimine, söz konusu yurtta
yemek verdiklen öğrenildi.
Yerel seçimler yaklaşırken bu
konunun gündeme gelmesi,
Süleymanalar'ın kem merke-
zinde 5 bine yakın oylannın
bulunması nedeniyle de siyasi
bir nitelik kazandı. Süley-
manalar'a ait olduğu öne sü-
rülen Denizb Kurs ve Okul Ta-
lebelerine Yardım Demeği yö-
neticilerinin. siyasi partilere "5
bin oyumuzun bulunduğunu
unutmayın", İİ Takdir Ko-
misyonu üyelerine de "üniversi-
te, istiralaktan büyük maddi za-
rara uğrar. Çünkii bizün yeıie-
rimiz kıymetli. Bu kadar para
ödeyeceğinize, başka yerden
arsa bulun" telkınlenyle baskı-
lara yöneldikleri iddia edildi.
ANAP ve DYP'nin oy
kaygısıyla Süleymancılann
önerisine sıcak baküklan bebr-
tilirken, SHPli Belediye Baş-
kanı Ali Manm'ın da tarikatçı-
lann önensini belediye mecbsi
gündemine gitmek ve komis-
yonlann raponınu geciktir-
mekle benzer bir tutum izlediği
öne sürüldü. SHP'lı belediye
meclis üyeleri, yıllardır müca-
delesi verilen Pamukkale Üni-
versitesi'nin kuracağı tıp fakül-
tesi binasıyla hastanenin
karşısına, Süleymancılar'ın en-
gel olarak çıkmalannın, cağ-
daş eğitim ve laikbk adına dü-
şündürücü olduğunu söyledi-
ler.
"Tıp fakültesi ile tarikat yur-
dunun yanyana faaliyet gös-
termesinin mümkün ol-
madığını" ılerı süren üyeler.
"Süleymancılar'ın isteği beledi-
ye meclisinden geçerse tıp fa-
kültesi yasama geçirilemez. Bu-
güne kadar gözyumulan tarikat
faaliyerlerine de büyük bir prim
veriliniş olur" görüşünü sa\ıın-
dular.
Adının yazılmasını isteme-
yen bir üniversite yetkilisi de
tarikatplann bu engellemeleri-
ne sert tepki göstererek "Plan
değişikliği belediye meclisinden
geçerse mahkemeye başvura-
rak da>a acanz" dedi. Süley-
manalar'ın kendi arsalan ile
yun binalannı üniversite alanı-
ndan çıkarmak için her yolu
denediğini savunan aynı yetki-
li. belediye mecbsinin bu öneri-
\e olumlu bakmasını düşün-
mek bile istemediklerini sözle-
nne ekledi.
Oln Surası toplanıyor
Din hizmetierinin
geliştirilmesitarüşılacak
• Diyanet İşleri BaşkalığYnca düzenlenen 'Din Şurası',
Kuran-ı Kerim'in yorumuna yönelik çahşmalann ilk
basamağmı oluşturacak. Şurayadiğerdinleri temsilen
hiçbir biTim ve din adamı davet edilmedi. Diyanet
yetkilileri. şura 'Diyanet İşleri'nin işleyişine ilişkin
konulan kapsadığY için diğer dinlere mensup din ve bilim
adamlannın çağnlmadığını söylediler.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhuriyet tarihi-
nin ilk "Din Şurası" 1-5 ka-
sım günleri arasında An-
kara'da toplanacak. Diyanet
İşlen Başkanbğı'nca düzenle-
necek şuranın temel amacı-
nın. "Yürütülen din hizmetie-
rinin geliştirilmesi konusunda,
bilimsel yeterlilikleri ve dini
hizmetleriyle tanınmış bilim
ve din adamlannın görüşlerini
abnak" olduğu bıldinbyor.
Şuranın, kamuoyunda uzun
bir süredir tartışılan "Kuran-ı
Kerim'in tefsuine yönelik ça-
lışmalann" ilk basamağı ola-
cağına dikkat çekibyor.
Geniş bir davetli ve konuş-
macı kesiminin katılması
beklenen şura, 30 Nisan 1993
tarihli Resmi Gazete'de ya-
yımlanan tüzüğe göre her 5
yılda bir düzenlenebilecek.
Diyanet İşleri Başkanlığı yet-
kihlerinin verdiği bilgiye göre
şura. "tslamı köşelerden çıka-
rıp geniş bir kesime tanıtmak
için" Sheraton Oteb'nde top-
lanacak.
Diyanet İşleri Başkanlığı,
şura tüzüğu uyannca şurada
ele alınacak konularda oy
hakkı bulunan "üyeler" ile
sadece tebliğ sunacak olan
"davetüler"in yanı sıra "dinle-
yici" olarak İcatılmak üzere
de çok sayida kişi ve kuruma
çağnda bulundu. Bu çağn
doğrultusunda, şuraya sade-
ce tebliğ sunacak "davetli"
statüsünde 200 dolayında ki-
şinin katılması bekleniyor.
Diyanet İşleri Başkanlıeı'-
nın "\urtici ve ynrtdışr'ndan
temsilcilere çağnda bulun-
masına karşın, diğer dinleri
temsilen hiçbir bilim ve din
adamı şuraya davet edilmedi.
Konuya ilişkin Cumhuriyet'-
in sorulannı yanıüayan Di-
yanet yetkilileri, şuranın
amaçının "Diyanet İşleri'nin
işleyişine ilişkin konulan kap-
sadığı" belirterek bu nedenle
diğer dinlere mensup din ve
bibm adamlanmn çağnbna-
dığını ifade ettiler. Yetkibler.
genel olarak İslam'ın diğer
clınlerle ilişkisini içeren bir şu-
ra düzenlendiği takdirde, o
dinlere mensup bilim ve din
adamlannın çağnlabileceği-
ne dikkat çektiler.
Tüzüğe göre şuranın or-
ganlan ve katıbmcılar şöyle
sıralanıyor:
Üye olarak katılacaklar
Diyanet İşleri eski başkanla-
n. Din İşleri Yüksek Ku-
rulu'nun eski ve halen görev-
de bulunan üyeleri. Başkan
Yardımcılan, Başkanlıkça
belirlenecek 5 birim başkanı
ve 3 Din Hizmetleri Müşavi-
ri, Din İşleri Yüksek Ku-
rulu'nca seçilecek en çok 15
bilim ve din adamı, yine Yük-
sek Kurul'ca seçilecek 10
müftü ve 5 vaiz. Aynca, İla-
hiyat fakülteleri, YÖK,
MEB Talim Terbiye Kurulu,
imam hatip bselennde görev
yapan din kültürü ve ahlak
bilgisi öğretmenlerinden tem-
silciler.
Şuraya davetli olarak, yur-
tiçı ve yurtdışından bilim ve
din adamlan, gazeteciler, ya-
zarlar da katıiabilecek. Din
Şurası. "Dini Konularda Top-
lumu Aydınlatma". "Diin
Hizmetleri Geliştirme" ve
"Dini Yayudar" olmak üzere
3 ana komisyon çerçevesinde
çahşmalannı yüratecek.