Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM1993 PAZARTESİ
HABERLER
Avukatiapdan
potise protesto
• ANKARA (UBA) - Çağdaş
Hukukçular Demeği, Ankara
DGM'de görûlen Sıvas
katliamı davası sırasında
müdahil avukatlara yönelik
baskılan kınadı. Çağdaş
Hukukçular Demeği Genel
Başkanı Şenol Sanhan yaptığj
yazılı açıkJamada. "2l -22 ekim
gûnü Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nde
gerçekleştirilen Sıvas katliann
davasının ardından toplanan
şube başkanlan ve genel
yönetim kurulu üyelerimizle,
duruşmalara alınmalan
sırasında kendilerine güvenlik
güçlerince uygulanan şiddeti
protesto etme karar aldık"
dedi.
Zeytinburnu
HaUcevi açHA
•İSTANBUL(AA)-
Zeytinbumu Halkevi,
Zeytinburnu Belediyesi
tarafından yeni yaptınlan
hizmet binasında yeniden
açıldı. Törende bir konuşma
yapan Zeytinburnu Belediye
Başkanı Hasan Yılmaz,
halkevlerinin demokrasinin
kesintiye uğraması nedeniyle
sık sık kapatıldığını anlatü.
Hasan Yılmaz, yeni
halkevinin modern ve çağdaş
bireğitim merkezi olması için
hertürlükatkıyı
sağlayacaklannı söyledi.
Halkevleri Genel Başkanı
Ahmet Yıldızda
halkevlerinin hiçbir düşünce
ya da ideolojiye yer
vermeden herkese kapısını
açan ulusal kuruluş
niteliğinde olduğunu ve bu
anlayış doğrultusunda
değerlerin oluşmasına hizmet
vereceğini söyledi.
DemirePegöreçözümaskeri
Cumhurbaşkanı Lice olayı için 'Bunun adıkalkışmadır. Devletin
güçleri vardır, onları kullanarakkanunsuzluğu ortadan kaldınr'dedi
Değirmenci
Çakmup
çekismesi
• tZMIR (AA) - SHP İzmir tl
Başkanı Hilmi Değirmenci,
bugün yapılacak Büyükşehir
Belediye Meclis
Toplantısı'ndan önce, SHP
grubuna başkanlık edeceğini
bildirdi. İzmir Büyükşeir
Belediye Başkanı Yüksel
Çakmur'un, "Belediye meclis
grubuna il başkanının
başkanlık etmesi ve gündemi
belirleme isteğine karşf'
tepkisini acıklaması. parti
çevrelerinde tartışmalara yol
açtı.
Işten atılan
belediye işçileri
• İZMİR (AA)-İzmir
Büyükşehir Belediyesi'ne
bağlı İZSU'dan 1992 yılında
çıkanlan bin 200 işçiden
600'ünün İZSAS şirketinde
düşük ücretle işe başlatıldığı
bildirildı. Belediye-Iş
Sendikası 2 Nolu Şube
Başkanı Basri Çavuşoğlu,
AA muhabirine yaptığı
açıklamada, İzmir
Büyükşehir Belediyesi'ne
bağhrZSU"dal992yıhnda
çıkanlan bin 200 işçiden
600'ünün. belediye
tarafından kurulan İZSAS'a
alındığıru söyledi. İZSU'da
daha önce sendikalı çalışan
işçilerin İZSAS'ta l milyon
800binliraileişe
başlauldığını kaydeden
Çavuşoğlu şöyle konuştu:
"Amaç. işyerlerinde
sendikasızlaştırmayı
yaygınlaştırmaktır.
Hazine avukatlan:
Maaşlar
artnhlsın
•ANKARA (AA) - Hazine
avukatlan, maaşlannın
arttınlması ve özlük
haklannda bazı iyileştirmeler
yapılmasını istiyorlar.
Hazine avukatlan, '"Özellikle
son dönemde Hazine
avukatlannın mağdur
edilmesi nedeniyle yakında
devleti savunacak deneyimli
avukat kalmayacak"
iddiasında bulundular.
Cumhurbaşkanhğı başta
olmak üzere Başbakanhk ve
bakanlıklann tüm
davalanna bakmalanna
rağmen Maliye Bakanlığı
Muhakemat Genel
Müdürlüğü'ne bağlı
çalıştınldıkJannı belirten
Hazine avukatlan,
Başbakanlığa bağlanmalan
gerektiğini ifade ettiler.
ANKARA (ANKA) - Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel.
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde
meydana gelen son silahlı catı-
şmalarla doruğa varan kaygıJı
ortamı değerlendirirken "Dev-
let her yerde var ki benim genera-
lim Lice'de şehit düştü. Bugün
Türkiye'de, TC Devleti'nin güç-
süzlüğu anlamına gelebilecek
hiçbir şey yoktur" dedi.
Cumhurbaşkanı Demirel,
"Bunun adı 'kalkışma'dır. Bizim
anayasamızın tabiridir bu. Dev-
let ne yapacaktır? Devletin zor
kullanma güçleri vardır. Onlan
kullanarak bir kanunsuzluğu or-
tadan kaldıracaktır" dedi.
ANKA Ajansı Dış Yayınlar
Yönetmeni Varlık Özmenek'in,
son kanh çatışmalarla ilgili sorulanru
yanıtlayan Cumhurbaşkanı Suleyman
Demirel. "Türkiye'nin bölünmez bütün-
lüğünü tartışmanın, ülkenin kaderini
tarttşmak" olduğunu vurgulayarak "Bu
tarttşmayı yapanın hür olmava hakkı
yok" dedi.
Faili meçhul gazeteci cinayetleri ko-
nusunda. "Bir tek Uğur Mumcu'nun ka-
tili üzerinde kesin bir takım bilgiler var da
adamın yakasına yapışılamamıstır' dı-
yen Cumhurbaşkanı Demirel. "Bunlar,
uluslararası şebekelerin işlediği. işlettir-
diği cinayetlerdir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı. "ABD gibi her şe-
yin, en iyi incelenebileceği bir yerde hem
cinayete engel olunamamış hem de katil
bulunamamtstır. Bu ABDnin güçsüzlü-
Cumhurbaşkanı Süleyınan Denürel
• ANKA Ajansı Dış Yayınlar Yönetmeni
Varlık Özmenek'in, son kanlı çatışmalarla
ilgili sorulannı yanıtlayan Cumhurbaşkanı
Suleyman Demirel, "Türkiye'nin bölünmez
bütünlüğünü tartışmanın, ülkenin kaderini
tartışmak" olduğunu vurgulayarak "Bu
tartışmayı yapanın hür olmaya hakkı yok"
dedi.
• Faili meçhul gazeteci cinayetleri
konusunda "Bir tek Uğur Mumcu'nun
katili üzerinde kesin bir takım bilgiler var da
adamın yakasına yapışılamamışür" diyen
Cumhurbaşkanı Demirel, "Bunlar,
uluslararası şebekelerin işlediği, işlettirdiği
cinayetlerdir" diye konuştu.
ğû anlamına gebniyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Suleyman Demirel
son geüşmeleri değerlendirirken şunlan
söyledi:
"Bugün Türkiye'nin birtakım sorunla-
n var. Terör. sorunlardan bir tanesi. Te-
TÖT, Türkiye'nin bugünkü sorunu değil,
on senedir devam eden bir sorun. Bir ül-
kede eğer birileri eline silahı almış, dağla-
ra çıkmış ise bunun karşısında ne yapılır
di\e tereddüte mahal yoktur. Bu ülke
dünyanın hangi iilkesi olursa oLsun. hangi
rejimle yönetilirse yönerilsin. eğer o ülke-
nin dağlarına silahlı adamlar çıkmışsa
bunlar devlet egemenliğini, devletle pay-
laşmaya kalkışan adamlardır. Bunun adı
'kalkışma'dır.
Bizim anayasamızın tabiridir bu kal-
kışma.' Devlet ne yapaeaktır? Devletin
zor kullanan güçleri vardır. Onlan kulla-
narak bir kanunsuzluğu ortadan kaldıra-
caktır. Eşkıy a> ı tesirsiz hale getirecektir.
Hiçbir tereddüte mahal yoktur. Çünkü
Türkiye Cumhuriyeti de>letinden daha
güçlü olmak mümkün değildir. Öyle û'ç-
beş bin kişi eline silah alıp dağa çıkacak
da TC De*leti'ni birtakım şevlere mec-
bur edecek. Hele Türkiye'nin bölümnesi.
Bu, aklın hayalin alacağı şey değildir."
Demirel'e, terör konusunda yönelti-
len sorular ve yanıtlan şöyle:
- Yalnız bu arada, bu konularm tartışıl-
masmda daha başka düşüncelerin savu-
nulması, "tehiikelı* bir durum gibi göriile-
biliyor... _
-DEMİREL: Türkive'nın bölünmez
bütünlüğünü tartışmak, bence
kaderini tartışmaktır. Kaldı ki
bunu taruşmaya ne ihtiyaç
vardır? Hangi ülkede, "şu ülkeyi
parçalavalım" diye tartışı-
lmadığı takdirde. "bu ülkede
hürriyet yok, hak yok" denili-
yor. Bu ülkenin vatandaşı iseniz
herkesin uyması gereken bazı
şartlar var. Bu ülkenin size ver-
diği nimetler karşısında sorum-
luluğunuz var. O sorumluluk da
ülkenin kanunlanna uymak ve
bölünmez bütünlüğünü sağ-
lamak ve bu ülkenin insanlanna
hürmetkar olmaktır. Türkiye
vatandaşı olarak "Türldye'mn
bölünmez bütünlüğünü tartı-
şamıyoruz, öyleyse biz hür de-
ğiliz" diyen varsa bence de hür
olmaya hakkı yok...
- Son olarak gazetelerin, gazetecilerin
durumuna bakarsak.. Bu-akın Diyarba-
kır'da. Güneydoğu'da gazetelerin korun-
masını. İstanbul'da Ankara'da gazetele-
rin yönetmenleri, yazarları öldüriildü,
katilleri y akalanamadı.
DEMİREL: Yakalanır. Bugün yaka-
lanmamış, yann yakalanır. Bir tek Uğur
Mumcu'nun rahmetlinin katili üzerinde
kesin bir takim bilgiler var da adamın
yakasına yapışılamamıştır. Fevkalade
komplike cinayet bunlar. Bunlar rastge-
lecinayetler değil ki. Bunlar uluslararası
şebekelerin işlediği, işlettiğı cinayetler.
Adamlar dahiyane biçimde bu cinayet-
leri ışliyor. Ama devletin elinden hiçbir
şey kurtulmaz. Yann bunlar bulunur.
SBP yerelseçîmlerekatılacak
BIZBIZE
IŞIK KANSL
ANKARA - Sosyalist Birük
Partisi (SBP) Genel Başkanı
Sadun Aren. 1994 Mart yerel se-
çimlerine katılma hakkını ka-
zandıklannı bildirdi. Kürt kim-
liğinin tanmması gerektiğini be-
lirten Aren, hükümet ile Kürt
gruplanrun oturup konuş-
malan gerektiğini söyledi.
Aren. "Parti olarak gelip, sos-
yalizmi filan kuracak değiliz.
Böyle yaptığınız zaman sönıürü-
cü ohıyorsunuz. Halbuki biz,
sosyalizmde. toplumun bütün çı-
• SBP Genel Başkanı Aren, "Kürt sorunu, Kürt kimliğinin
tanmmamasından doğmuştur. Hükümetle silahlı Kürt gruplannm oturup
konuşmaları gerekir. Parti olarak gelip. sosyalizmi filan kuracak değiliz.
Çünkü böyle yaptığınız zaman sömürücü oluyorsunuz"dedi.
karlannın. her yerin yönetimin-
de temsil edihnesini istiyoruz"
dedi.
44 il. 206 ilçe, 200 beldede ör-
gütlendiklerini belirten Aren,
böylece 1994 mart ayında yapı-
lacak jerel seçimlere kaulacak- K ü r t kimliği
lannı belirterek. "Halka me-
sajmız, partimizin temsil ettiği
yeni sosyalizm olacak. Partimiz,
türkiye'deki sosyalist gelenek-
lerin aynen devamctsı değil.
Marksizmi. sosyaüzmi yeni bir
şekikk yorumluyoruz. Yeni sos-
yalizmi demokratikleşme olarak
anlıyoru?" diye konuştu.
Asen, Türkiye'de bir Kürt
sorunu olduğunu belirterek, bu
sorunun çözülmesinüı Kürt
kimliğinin tanınması ileçözüm-
lenebileceğini dile getirerek,
Kürtlerin nasıl istiyorlarsa, öyle
yaşamalannın tartışılması gere-
ken bir konu olduğunu söyledi.
Aren, şunlan söyledi:
"Silahlar susmadıkça. can gü-
venliği kesin olarak sağlanmadı-
kça, özgür tartışma olmaz. Si-
lahların susnıasını. Kürt sorunu-
nu çö/mek istiyorsak, hükünıet-
İLAN
T.C.
MtLAS SULH HUKÜK MAHKEMESİ
Sa>ı: 1986'831-1993 365
Davaa Mehmet Can vekili Av. Ufuk Aülgan tarafından davalı-
lar Bahatün Çağlar. Hüseyın Sağaoğlu. Osman Sözen. Güngör Soy-
sev, Nurdanur Şen, Leyla Ersan, Sebahattın Erdem Şenli, Ertan
Tanker, Yaşar AJpaslan, Hüseyin Avni Özgul. Celal Erdoğan, Asiye
Yenisey. Celal Çelik. Mehmet Adil Şaşa, Muharrem Akşit, Mehraet
Naa Eren. Gülsen Koç. Ayla Göngör, Cevat Kabadayı, tbrahim
Akkaş, Ali Ihsan Sıldıroğlu. Şeref Demirdağ, Mustafa Çekinmez,
Hasan Ercan, Bünyamın Tanker, Yaşar Çinici. Şehmuz Dirim, Ali
Galip Iyitanır. Necmettin Morova. Müşerref Başer, Selahattin Ko-
zak, Mahmut Çeünöz. Sabiha Çetinöz, Döne Yalçın, Erdal Oktay,
Yüksel Gökçen. Ahmet Kınkoğlu. Serder Kayaalp, Emine Nurdan
Güzelöz, Naciye Akdemir. Erhan Özsoy, Rifat Orhan Bilgin, Aziz
Sönmez, Nuray Çetin. Nurcan Çetin, Fatma Fahrinussa Koyuncu-
oğlu, Mustafa Koç. Ahmet Cevdet Ozer, Safıye Akdulum, Nazmi
Roka, Adem Özsoylar. Veli Bülent Çalışkan, Fehmi Erduran, Şera-
fettin Orman. Ali Orman, GülenberOzgün, Fatma Yeşiltepe, Saime
Demirbağ, Sabahattm Kocaş. arkadaşlan afcyhıne açılan ortaklığın
aderilmesı davasının yapılıp bitirilen açık duruşması sonunda;
Mahkememızın 2L5.1993 gün ve 1986/831-1993/365 karar sayılı
ilamı ile Mılas Dörttepe köyü. Hisar mevkii, kjşlat niteüğindeki
105800 m
2
miktannda 2358 parsel taşmmazın taraflar arasmdaki or-
taklığının satış sureüyle gıdenlmesine karar verilmıştir.
Adı geçen davalılar gösterilen adreslerinde bulunmadıklanndan
ilanen tebîıgata karar verilmiştir.
Adı geçen davalılara, mahkememiz ilanının ilan tarihinden itiba-
ren 8 gün sonunda tebliğ edümiş, savılacağı. süresi içinde kanun yolla-
nna başvurmadıklan takdirde hükmün kesinleşeceği ilan olunur.
Basm. 52009
ÎLAN
T.C.
ANTALYA ASLİYE1. HUKUK
MAHKEMESİ
1993,199
Davacı TEK Gen. Müdürlüğü vekili Av. Fatma Dağ tarafindan
davalı Harun Güngör aleyhine açılan alacak davasının mahkeme-
mizde yapılan açık duruşmasında:
Davalmın Zaier Mh. Mithatpaşa Cd. No: 92 15 Dostlar Apt. An-
talya adresine teblıgat yapdamamış, başkaca adresi tespit edıleme-
miştir. HUMK.'nun 213 ve 377. maddeleri gereğince duruşma gıinü
olan 29.11.1993 gunü saat 8.40'ta mahkeme salonumuzda hazır bu-
lunması veya kendisıni bir vekille temsil ettırmesı. haar bulunmadığı
ve kendisıni bir vekille temsil ettirmedıği takdirde dava dilekçesi teb-
liğ edilmiş sayılarak vargılamaya yokluğunda devam olunacağı ve
sonuçlandınlacağı ilanen tebliğ olunur. 12.10.1993
Basın. 52025
İLAN
ELAZIĞ SULH HUKUK MAHKEMESİ
SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN
DosyaNo: 1993 37
Elazığ Rızaiye mahallesi, Gazi caddesindeki pafta 37. ada 126,
parsel 30 sayılı ana gayrimenkuldeki 510 20500 arsa payh, 3. kat 230
bağımsız bölüm numaralı, terasia bırlıkte 600 m
2
verleşim alanına sa-
hip 562.479.878.- TL. muhammen bedelü lokantanın birincı açık art-
ürması 3 12.1993 günü saat 14.30-14.50 arasında mahkeme kalem
odasında yapılacak. bu arttırmada tahmini kı>-metin ° o75'ini doldur-
madığı takdirde ikinci açık artürması 13.12.1993 günü saat 14.30'da
yapılacak. bu arturmada tahmini kıymetin %40'ını ve satış masrafla-
nnı gecmesi kaydı> la en fazla fiyat verene ihale olunacakur.
Keyfıyet adresi tespit edılemeyen paydaşlardan Bayram Dursun.
Adurrahman Öz, Vahan Eskici. Mevlüt Bulut, Halit Temeldaş, Yu-
suf Koç, Ismail Hakkı Koç, Bekır Koç, Penhan Süerdem, Mehmet
Can Dağ, Gönüi Albayrak, Melek Albayrak, Saadet Koç. Mehmet
Tangûlü, Aziz Bulut'a saüş ilanı teblıği makamına kaim olmak üzere
ilanen tebliğ olunur.
Basm: 51985
İLAN
T.C.
ESKİŞEHİR ASLİYE 1. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1992,480 Esas
1993/229 Karar
Davacı Tanm Orman ve Köyişieri Bakanlığı vekili Av. Ayten Al-
tok tarafından davalı Asiye, Suphıye, Hasan, Surat, Furuze. İsmail,
Kadı ve Kelamet Bayram aleyhine açılan 2942 Sk.'nın 17. maddesine
göre tescil davası sonunda;
Eskişehır ili. merkez Karagözler köyü 443 parsel sayılı, 6000 m
2
"lik
gayrimenkulün 4.200.000- lira bedel mukabihnde davalılar adına
olan tapusunun ıptalı ile davaa adına vakı ıstımlak nedeni ile tashi-
hen tesciline, 250.000.- lira vekalet ücretinin ve 303.000.- lıra mahke-
me masrafının davalılardan tahsıline. 5.4.1993 tarihınde karar venl-
mişür.
Bu karar özeti davalılar adresi meçhul Asiye. Suphiye. Hasan. Su-
rat, Furuze. İsmail. Kadı ve Kelamet Ba> ram'a ilanın tebliği ile 7 gün
bekleme, 15 gün tem>iz müddeti sonunda karann kesinleseceği ilan
olunur.
Basm: 51983
le silahlı Kürt gruplannın oturup
konuşması gerekir. Türk hükü-
meti, "Eşkıva ile konuşulmaz'
gibi önüne hareketini kısıtlayıcı
tabular koymamalıdır. Tek
ölçü, ülkemizin çıkarı, barış için-
de yaşamasKİır."
'Seçim güvencesi yok'
Bugünkü koşullarda Güney-
doğu'da seçim güvenliğinden
söz edilemeyeceğini belirten
Aren. PKK'nın isteği üzerine
gazete bürolan, parti örgütleri-
nın kapandığını anımsatarak.
"Bu. onun için yanlış bir hareket
olabilir. ama gücünü gösterir.
'Sandık başında kimse bulun-
mayacaktır. Sandığı bana geti-
rin' diyebilir. Onun için, muta-
bakata varılarak bu iş çözüm-
lenmelidir. Kürt, Çerkez. Laz,
herkes dahil, Türk vatandaş-
larının çıkarı iç barıştadır. Hiç-
bir çözüm seçeneği tartışma dışı
bırakılmamalıdır. Ancak o za-
man varılacak olan çözüm banş
getirir" dedi.
Biten sosyalizm değil
SBP lideri. Sovyetler BirliğT-
nin dağılmasının ardından sos-
yalizmin bittiği yönündeki gö-
rüşlen değerlendirirken. "Sos-
yalizminçökmüşolması^öz konu-
su değiJdir" dedi. Aren, şu gö-
rüşleri savundu:
"Sonetler Birtiği ve Doğu
A>Tupa ülkelerinde çöken, sos-
yalist uygulamamn bir biçimidir.
Bürokrarik dediğimiz, merkezi
planlamaya bağlı uygulama bi-
çimidir. Sos> alizm, insanın ezeli
ve ebedi özlenüdir. Özgürlük,
eşitlik. barış içinde yaşama ö/le-
midir. Partimiz de. Marksizmi
ve sosyalizmi. bu yeni koşullar
içinde değerlendirerek, hem
So\\etler Birliği'ndeki çöküşten
hem Batı Aınıpa'daki komünist
ve sosyalist partilerdeki değisim-
lerden dersler çıkararak, yeni bir
yorum vapmıştır. Bu yorumu,
sürekli olarak gelişrimiektedir.
Partimizi, eski Marksist parti-
lerden ayıran temel ö/elliği. ço-
ğulcu olmasjdır."
T.C.
KA YSERİ ASLİYE 2. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1991494
1993,448
Mahkememizce Kayseri ili, Kocasınan ilçesinin. Hasancı köyünün
cilt: 069 01. sayfa: 43, kütük: 20;de kayıtlı olan Nuhmehmet ve
Asiye'den olma 17.2.1943 D.lu medenı halı bekâr olarak yiükliğuıe
karar verilen Hanife Şahin'in gaipliğıne karar verilmiş olup bilenle-
rin. tanıyanlann mahkememızin 1991 494 esas. 1993 448 karar sayıh
dosyasına 1 >illık süredemûracaat etmesi. etmedıkleri takdirde kara-
nn kesinleseceği hususu ilanen tebliğ olunur. 9.7.1993
Basm: 52006
ESKİŞEHİR ASLİYE 4. HUKUK
MAHKEMESİ
Esas No: 1993-527
Karar No: 1993/550
Davaa Hüseyin Duyann tarafından davalı nüfus müdürlüğiı aley-
hine açılan isim düzeltimi davası sonunda;
Bilecik ili. Gölpazan ilçesi, Kavak köyü, c. 05201, s. 65, k. 50'de
nüfusa kayıtlı davacının velayeti altındaki oğlu. Hüseyin ve Zehra'-
danolma 1.7 1979 doğumlu Ayhan'ın nüfus kütüğünde yaalı Ayhan
isminin Selman olarak düzelülmesine ilışkin huküm özeü ilan olunur.
Basm 51999
İLAN
T.C.
ARGUVAN KADASTRO MAHKEMESİ
19862 Esas
Davaa Burhan Bölükbaşı tarafından davalı Vahap Bölükbaşı
aleyhine mahkememizde açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan
açık yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince:
Dahilı davalılardan Mehmet kızı MedineGüzel'ın (Arguvan ilçesi,
Yamaç köyü nüfusuna kayıtlı) adresi yapılan zabıta tahkıkatlanna
rağmen saptanamadığından. ilanen tebligat yapdmasma karar veril-
miş olmakla, adı geçen dahili davalının 3.11.1993 günü saat 9.30'da
duruşma salonunda hazır bulunması veya haar bulunmadığı takdir-
de kendisıni bir vekille temsil ettirmesi, gelmediği veya hazır bulun-
madığı takdirde tahkikata yokluğunda devam edileceği ve karar veri-
leceğj 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun 28, 29. 30 ve 31. maddeleri
eereğince adı geçen dahili davahya ilanen tebliğ olunur. 7.10.1993
Basın: 52014
Yeni görüş
İLAN
EYÜP1. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1993 145
Davaa Ramazan Ulu tarafından davalı Lütfiye Ulu'nun aleyhi-
ne açılan boşanma davasında;
Davalı Lütfiye Ulu. Esenler. Namık Kemal Mah 3 Sok. No: 15
adresinde ikamet ettiği bildinlen davahya bu adresine çıkartılan tebli-
gat bila tebliğ ıade edilmiş ve emniyetçe yapılan araştırmalara rağmen
bu adresinde bulunamadığından bahısle ıade edilmiş olduğundan
duruşma günü olan 14.12.1993 tarihınde saat 9.30'da raahkememiz-
de hazır bulunması veya kendisıni bir vekille temsil ettirmesi. gelme-
diği takdirde de duruşma gıyabında icra edileceğinden HUMK'nun
509. maddesı gereğincedavetıye yenne kaim olmak üzere ilan olunur.
Basın: 10884
KİTlerin özelleştirilmesine
karşı çıküklannı belirten Aren.
savunduklan sosyalizmin sömü-
riinün ortadan kalkmasını hedef-
lediğini ifade etti. Aren. SBP'nin
sosyalizm eyleminın, aıleden baş-
layarak okul. hastane. dernek,
sendika. fabrika gibi yönetimin
söz konusu olduğu her yerde, ilgi-
li insanlann o yönetime katılması
ve demokratikleşme olacağmı
şöyle aniattı:
"Biz KİTlerin özerkkştiribne-
sinin doğru olacağı'nı düşünüyo-
ruz. Bu, partimizin sosyalizm an-
lay tsının gereği. Eski görüş, üre-
rim araçlarının özel mülkiyetinin
sömürüsüydü. Halbuki, olaylar
gosteriyor ki, özel mülkiyet ol-
madan yönetime sahipsiniz, o
araçlara sahipsiniz \eya yönetilen
bir yerde yönetime egemensiniz.
Ömeğin; Sowetler Birliği'nde,
fabrikalar devletin eUnde olduğu
halde, bir bürokrarik sınıf, parti
büyükleri. kaymağı yemiştir.
Onun için, yönetimin olduğu her
yerde yönetime katılma. eşit ko-
şullarda demokratikleşme müca-
deksi sürekli olarak yapılmalıdır.
Parti olarak gelip, sosyalizmi filan
kuracak değiliz. Böyle yaptığınız
zaman, sömürücü oluvorsunuz.
ERDAL ATABEK
Toplumu Yöneten Uç 'F'...
Salazar'ın Portekiz'i uzun yıllar boyunca "3 f" ile yö-
nettiği söylenmiştir. Ünlü diktatör, ülkesini bu üç konu ile
oyalamış, halkın durumunu doğru değerlendirmesini
engellemiştir. Bu formüle göre "futbol", "fiesta've "fa-
do" Portekiz halkına asıl sorunlarını unutturmuş, birtür
toplumsal uyuşturucu işlevi yapmıştır. Halk kendini fut-
bol maçlarına kaptırmış, fiestalarla çılgınca eğlenmiş,
fadolarla dans ederek avunmuştur. Siyasal literatüre de
böylece girmiş olan "3 f", toplumların bilinç köreltici
yöntemlere karşı uyanık olması gereğinin simgesi ol-
muştur.
Düşünürsek bizde de başka "3 f'nin toplumu oyaladı-
ğını görebiliriz. Kimisi toplumu korkutan, kimisi eğlendi-
ren, kimisi öfke boşaltan bu "3 f" de sonuçta halkı bilinç
köreltmesine uğratarak gerçeklerin görülmesini engel-
lemiyor mu? Bizim "3Tmiz; "faili meçhul"dur, "festi-
va/"dir, "fiyasko'dur.
Şimdi düşünelim, şu "faili meçhul"deyimi sadece ka-
tilleri bulunmayan cinayetleri değil de hayatımızın pek
çok yanını dile getirmiyor mu? Akıllara durgunluk vertci
pek çok servet "faili meçhul" değil mi? Dolara endeksli
ekonomik hayatımızda satın alma değeri her gün düşen
ücretlerle geçinmekzorunda olan işçilerin, memurların,
emeklilerin, hiçbir geçim kaynağı olmayan işsizlerin ha-
yatı "faili meçhul" değil mi? Her düzeyde okumak için
okulların kalabalık sınıflarına doluşan öğrencilerin eğiti-
lememesinin, 60-70 kişilik sınıflarda öğrencisini tanıma
olanağı bile bulamadan eğitim yapmaya savaşan öğret-
menin durumu "faili meçhul" değil mi? Aslında elbette
"faili meçhul" diye bir şey yoktur. hepsinin "failleri" de
"fiilleh"de vardır, ortadadır, bellidir, ama "failimeçhul'-
e alıştırılan toplum hiçbir bilinmezin üzerine gidemeye-
cek kadar korkurulmuştur. Aslında halkın pek düşüne-
cek zamanı da kalmamaktadır, çünkü biraz düşünmek
isteyenlerin önüne "2. f'çıkmaktadır.
"Festival", ikinci "f'dir ve halkı pek güzel oyalamakta-
dır. Faili meçhullerden ürkenlere böyle şenliklerçok iyi
gelmektedir. Madonna nın erotik gösterilerini izleyeme-
yenler için televizyon kanallarımız her çeşit hizmeti ver-
mektedir. Eğlenceli kabak çekirdeklerinden güldürür-
ken kazandıran yarışma programlarına kadar, insanı
düşünmekten alıkoyan her marifet günler ve geceler bo-
yunca toplumun hizmetindedir. Gelişen yeni teknolojile-
rin bize verdiği olanakları -çok şükür- yavanlaşma, sürü-
leşme, güdükleşme yolunda başarıyla kullanmaktayız.
Avrupa'ya karşı duyduğumuz geleneksel ezikliği de
nasıl olsa futbol takımlarımızdan birisi gidermektedir. At
yarışından totoya, hanımların konken partilerinden Milli
Piyango'ya kadar, "şans-talih-kader' sektörü umut
eksikliğimize çözüm bulmaktadır. Başbakanımızın gü-
zelliği bile dillere destan olmakta, öncelerı bu koltukta
oturanları "Ne güzel İngilizce konuşuyor canım" diye-
rek ağzımız açık seyrederken bu kez "Hem kendi güzel
hem İngilizce biliyor, üstelik profesör" diyerek göğüs
kabartıyoruz. Acı ilaç verse ne olur? llacın tatlısını kim
vermiş ki? "Bu seferkini de onun elinden yutalım" diye
tesellı buluyoruz. Festival işlerimiz fena gitmiyor. Ama
sıkılırsanız "3. f" hazır.
Bu da "fiyasko "dur. Aman efendim, temiz toplum isti-
yoruz, rüşvet müşvet olmasın. Rüşvetin en kralını alıp
verenlerde bir dudak bükmeler, "Olur mu canım, nedir
bu İSKİ'de olanlar?" demeler. Asıl fiyasko bu değil mi?
Hem rüşvetin nesi varmış? Verenin işi kolaylaşmıyor
mu, alanın hoşuna gitmiyor mu? Yakalanmazsan hiçbir
zararı yok. Gizli Isparta yasası değil mi? Asıl fiyasko bu.
Ama bizim için önemli olan "başkasmın fiyaskosu. "Çok
hoşumuza gidiyor, bir konuşuyoruz, bir ballandırıyoruz
ki o kadar olur. Eh, başkasına "namussuz" demek bizi
"namuslu" yapıyorsa o da bize yeter. "Kim ne demiş?",
"kim kiminleymiş?", "kim kiminle yatmış?", "kimin eli
kimin cebindeymiş?" Sosyal merakımızın boyutları da
bu. Fiyasko burada. Üniversitelerimizin kimlere "doktor-
lukpayesi" verdiklerine bakınız, hastalığın nerede oldu-
ğunu anlarsınız.
Bizim "3 f'mtz de bunlar değil mi? Toplumu bunlarla
bilinç köreltmesine uğratmıyorlar mı? Korkularımız,
avuntularımız, rahatlamalarımız bunlar değil mi? Sala-
zar kendi yöntemleriyle diktatörlüğünü sürdürüyormuş,
ama biz "demokrasi"y\ yaşadığımızı sanıyoruz.
Galiba farkımız burada...
Kasım, "Atatürk ve ilkelerini
yaşatma ayı" ilan edildi
K(ichnka\şmutçıkaa
kcuşıotok başkıttı
İSTANBLL (UBA) - Ata-
türk'e yönelik şeriatcı saldınş-
lannın arttığını belirten "Ata-
türkçü ve laik kadınlar" karşı
atağa geçtiler. Kasım aylannın
"Atatürk ve ilkelerini yaşatma
ayı" olarak ilan edilmesini ıste-
yen kadınlar, bu amaçla bir
imza kampanyası düzenledi.
"Atatürk'ö seviyoruz" başlıklı
kampanyada toplanan imzala-
nn KültürveMEB'yegönderi-
leceği belirtilirken Topkapı Li-
ons Kulübü üyesi kadınlar da
"Çağdaşhk yolunda Türk
kadını: Harem'den BaşbakanİH
ğa" sloganlı bir broşür haarla-
dı.
Atatürkçü Düşünce Derne-
ği üyesi Av. E^sen Batıtürk,
Türkıye'den son zamanlarda
yaşanan gelişmelenn endışe
venci boyutlara ulaştığıru vur-
guladı. Özellikle Atatürk düş-
manhşnın ve laikliğin karşı-
sındaki görüşlerin arttığına
dikkat çeken Batıtürk. bu du-
rumun laikliği dddi biçimde
tehdit ettiğini söyledi. Özellikle
"Taraf dergisi çevresinde top-
lanan kesimlerin ülkeyi şeriata
götürmeye çalıştığıru kayde-
den Esen Batıtürk şunlan söy-
ledi:
"Bizler, herkesin din özgürlü-
ğflne saygı gösteriyoruz. Ger-
çek Müslünıanlar da bizim gibi
düşümiyor. Ancak bazı kesim-
ler, açıkça şeriat istediklerini
belirtiyor, Ata'ya hakaret edi-
yorlar. Clkede gerginliği, ku-
ruplaşmayı arttırması kaçınd-
maz olan bu tanrların oluşma-
sında bütün siyasi partilerin
rolü vardır. Oy kaygısıvla veri-
len tavizler ve ödünlcr. bu ke-
simleri cesaretlendirmiştir.
Ayrıca sağlanan olanaklar so-
nucu bu insanlar siyasetin, eko-
nominin, eğitnnin ve asayişin
kilit noktalanna yerleşebilmiş-
lerdir. Bugünkü sakürılarının,
hakaretlerinin temeli, bu güç-
lenmeden kaynaklanmaktadır.
Atatürk'e. cumhuriyete küfret-
me cesareti gösterenlere karşı
devletin savcılannı ve yasalarnı
göreve davet ediyorum."
"Atatürk'ü seviyoruz"
-
Laikliğin ve Atatürk'ün bu
derece saldınya uğradığı bir
ortamda elleri kollan bağlı
oturmanın mümkün olmadığı-
nı bildiren Esen Batıtürk. bir
dizi etkinlik gerçekleştirecekle-
rini kaydetti. Etkinliklere,
'Atatürk'ö ve laikliği seven'
herkesin katılabileceğini vur-
gulayan Batıtürk şöyle konuj-
tu: _
"İlk olarak kasım aylannın,
"Atatürk ve ilkelerini yaşatma
ayı' olarak ilan edilmesini he-
defledik. Daha önce kasım ayı-
nın ilk iki haftası Atatürk Haf-
tası olarak kutlanıvordu. An-
cak bu çerçevede yapılan etkin-
liklcr. amaca ulaşmamış, halka
götürülememiştir. Bu hedefıme
ulaşabilmek için Atatürkü se-
viyoruz' başlıklı bir imza kam-
panyası düzenledik."
Atatürk'ün kadın haklan
konusunda sergilediği tavnn
benzerine bugün bile rastlan-
madığına dikkat çeken tarihi
Topkapı Lions Kulübü birim
lideri Yıldız Porsuk da benzer
bir çalışma yürüttüklerini bil-
dirdi. Porsuk "Çağdaşlık yo-
lunda Türk kadını: Harem'den
Başbakanlığa" sloganıyla
hazırladıklan broşürleri başta
İstanbul olmak üzere tüm mer-
kezlerde dağıtacaklanm ifade
etti.