19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM1993 PAZARTESİ HABERLER Avukatiapdan potise protesto • ANKARA (UBA) - Çağdaş Hukukçular Demeği, Ankara DGM'de görûlen Sıvas katliamı davası sırasında müdahil avukatlara yönelik baskılan kınadı. Çağdaş Hukukçular Demeği Genel Başkanı Şenol Sanhan yaptığj yazılı açıkJamada. "2l -22 ekim gûnü Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde gerçekleştirilen Sıvas katliann davasının ardından toplanan şube başkanlan ve genel yönetim kurulu üyelerimizle, duruşmalara alınmalan sırasında kendilerine güvenlik güçlerince uygulanan şiddeti protesto etme karar aldık" dedi. Zeytinburnu HaUcevi açHA •İSTANBUL(AA)- Zeytinbumu Halkevi, Zeytinburnu Belediyesi tarafından yeni yaptınlan hizmet binasında yeniden açıldı. Törende bir konuşma yapan Zeytinburnu Belediye Başkanı Hasan Yılmaz, halkevlerinin demokrasinin kesintiye uğraması nedeniyle sık sık kapatıldığını anlatü. Hasan Yılmaz, yeni halkevinin modern ve çağdaş bireğitim merkezi olması için hertürlükatkıyı sağlayacaklannı söyledi. Halkevleri Genel Başkanı Ahmet Yıldızda halkevlerinin hiçbir düşünce ya da ideolojiye yer vermeden herkese kapısını açan ulusal kuruluş niteliğinde olduğunu ve bu anlayış doğrultusunda değerlerin oluşmasına hizmet vereceğini söyledi. DemirePegöreçözümaskeri Cumhurbaşkanı Lice olayı için 'Bunun adıkalkışmadır. Devletin güçleri vardır, onları kullanarakkanunsuzluğu ortadan kaldınr'dedi Değirmenci Çakmup çekismesi • tZMIR (AA) - SHP İzmir tl Başkanı Hilmi Değirmenci, bugün yapılacak Büyükşehir Belediye Meclis Toplantısı'ndan önce, SHP grubuna başkanlık edeceğini bildirdi. İzmir Büyükşeir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur'un, "Belediye meclis grubuna il başkanının başkanlık etmesi ve gündemi belirleme isteğine karşf' tepkisini acıklaması. parti çevrelerinde tartışmalara yol açtı. Işten atılan belediye işçileri • İZMİR (AA)-İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İZSU'dan 1992 yılında çıkanlan bin 200 işçiden 600'ünün İZSAS şirketinde düşük ücretle işe başlatıldığı bildirildı. Belediye-Iş Sendikası 2 Nolu Şube Başkanı Basri Çavuşoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağhrZSU"dal992yıhnda çıkanlan bin 200 işçiden 600'ünün. belediye tarafından kurulan İZSAS'a alındığıru söyledi. İZSU'da daha önce sendikalı çalışan işçilerin İZSAS'ta l milyon 800binliraileişe başlauldığını kaydeden Çavuşoğlu şöyle konuştu: "Amaç. işyerlerinde sendikasızlaştırmayı yaygınlaştırmaktır. Hazine avukatlan: Maaşlar artnhlsın •ANKARA (AA) - Hazine avukatlan, maaşlannın arttınlması ve özlük haklannda bazı iyileştirmeler yapılmasını istiyorlar. Hazine avukatlan, '"Özellikle son dönemde Hazine avukatlannın mağdur edilmesi nedeniyle yakında devleti savunacak deneyimli avukat kalmayacak" iddiasında bulundular. Cumhurbaşkanhğı başta olmak üzere Başbakanhk ve bakanlıklann tüm davalanna bakmalanna rağmen Maliye Bakanlığı Muhakemat Genel Müdürlüğü'ne bağlı çalıştınldıkJannı belirten Hazine avukatlan, Başbakanlığa bağlanmalan gerektiğini ifade ettiler. ANKARA (ANKA) - Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel. Diyarbakır'ın Lice ilçesinde meydana gelen son silahlı catı- şmalarla doruğa varan kaygıJı ortamı değerlendirirken "Dev- let her yerde var ki benim genera- lim Lice'de şehit düştü. Bugün Türkiye'de, TC Devleti'nin güç- süzlüğu anlamına gelebilecek hiçbir şey yoktur" dedi. Cumhurbaşkanı Demirel, "Bunun adı 'kalkışma'dır. Bizim anayasamızın tabiridir bu. Dev- let ne yapacaktır? Devletin zor kullanma güçleri vardır. Onlan kullanarak bir kanunsuzluğu or- tadan kaldıracaktır" dedi. ANKA Ajansı Dış Yayınlar Yönetmeni Varlık Özmenek'in, son kanh çatışmalarla ilgili sorulanru yanıtlayan Cumhurbaşkanı Suleyman Demirel. "Türkiye'nin bölünmez bütün- lüğünü tartışmanın, ülkenin kaderini tarttşmak" olduğunu vurgulayarak "Bu tarttşmayı yapanın hür olmava hakkı yok" dedi. Faili meçhul gazeteci cinayetleri ko- nusunda. "Bir tek Uğur Mumcu'nun ka- tili üzerinde kesin bir takım bilgiler var da adamın yakasına yapışılamamıstır' dı- yen Cumhurbaşkanı Demirel. "Bunlar, uluslararası şebekelerin işlediği. işlettir- diği cinayetlerdir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı. "ABD gibi her şe- yin, en iyi incelenebileceği bir yerde hem cinayete engel olunamamış hem de katil bulunamamtstır. Bu ABDnin güçsüzlü- Cumhurbaşkanı Süleyınan Denürel • ANKA Ajansı Dış Yayınlar Yönetmeni Varlık Özmenek'in, son kanlı çatışmalarla ilgili sorulannı yanıtlayan Cumhurbaşkanı Suleyman Demirel, "Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü tartışmanın, ülkenin kaderini tartışmak" olduğunu vurgulayarak "Bu tartışmayı yapanın hür olmaya hakkı yok" dedi. • Faili meçhul gazeteci cinayetleri konusunda "Bir tek Uğur Mumcu'nun katili üzerinde kesin bir takım bilgiler var da adamın yakasına yapışılamamışür" diyen Cumhurbaşkanı Demirel, "Bunlar, uluslararası şebekelerin işlediği, işlettirdiği cinayetlerdir" diye konuştu. ğû anlamına gebniyor" dedi. Cumhurbaşkanı Suleyman Demirel son geüşmeleri değerlendirirken şunlan söyledi: "Bugün Türkiye'nin birtakım sorunla- n var. Terör. sorunlardan bir tanesi. Te- TÖT, Türkiye'nin bugünkü sorunu değil, on senedir devam eden bir sorun. Bir ül- kede eğer birileri eline silahı almış, dağla- ra çıkmış ise bunun karşısında ne yapılır di\e tereddüte mahal yoktur. Bu ülke dünyanın hangi iilkesi olursa oLsun. hangi rejimle yönetilirse yönerilsin. eğer o ülke- nin dağlarına silahlı adamlar çıkmışsa bunlar devlet egemenliğini, devletle pay- laşmaya kalkışan adamlardır. Bunun adı 'kalkışma'dır. Bizim anayasamızın tabiridir bu kal- kışma.' Devlet ne yapaeaktır? Devletin zor kullanan güçleri vardır. Onlan kulla- narak bir kanunsuzluğu ortadan kaldıra- caktır. Eşkıy a> ı tesirsiz hale getirecektir. Hiçbir tereddüte mahal yoktur. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti de>letinden daha güçlü olmak mümkün değildir. Öyle û'ç- beş bin kişi eline silah alıp dağa çıkacak da TC De*leti'ni birtakım şevlere mec- bur edecek. Hele Türkiye'nin bölümnesi. Bu, aklın hayalin alacağı şey değildir." Demirel'e, terör konusunda yönelti- len sorular ve yanıtlan şöyle: - Yalnız bu arada, bu konularm tartışıl- masmda daha başka düşüncelerin savu- nulması, "tehiikelı* bir durum gibi göriile- biliyor... _ -DEMİREL: Türkive'nın bölünmez bütünlüğünü tartışmak, bence kaderini tartışmaktır. Kaldı ki bunu taruşmaya ne ihtiyaç vardır? Hangi ülkede, "şu ülkeyi parçalavalım" diye tartışı- lmadığı takdirde. "bu ülkede hürriyet yok, hak yok" denili- yor. Bu ülkenin vatandaşı iseniz herkesin uyması gereken bazı şartlar var. Bu ülkenin size ver- diği nimetler karşısında sorum- luluğunuz var. O sorumluluk da ülkenin kanunlanna uymak ve bölünmez bütünlüğünü sağ- lamak ve bu ülkenin insanlanna hürmetkar olmaktır. Türkiye vatandaşı olarak "Türldye'mn bölünmez bütünlüğünü tartı- şamıyoruz, öyleyse biz hür de- ğiliz" diyen varsa bence de hür olmaya hakkı yok... - Son olarak gazetelerin, gazetecilerin durumuna bakarsak.. Bu-akın Diyarba- kır'da. Güneydoğu'da gazetelerin korun- masını. İstanbul'da Ankara'da gazetele- rin yönetmenleri, yazarları öldüriildü, katilleri y akalanamadı. DEMİREL: Yakalanır. Bugün yaka- lanmamış, yann yakalanır. Bir tek Uğur Mumcu'nun rahmetlinin katili üzerinde kesin bir takim bilgiler var da adamın yakasına yapışılamamıştır. Fevkalade komplike cinayet bunlar. Bunlar rastge- lecinayetler değil ki. Bunlar uluslararası şebekelerin işlediği, işlettiğı cinayetler. Adamlar dahiyane biçimde bu cinayet- leri ışliyor. Ama devletin elinden hiçbir şey kurtulmaz. Yann bunlar bulunur. SBP yerelseçîmlerekatılacak BIZBIZE IŞIK KANSL ANKARA - Sosyalist Birük Partisi (SBP) Genel Başkanı Sadun Aren. 1994 Mart yerel se- çimlerine katılma hakkını ka- zandıklannı bildirdi. Kürt kim- liğinin tanmması gerektiğini be- lirten Aren, hükümet ile Kürt gruplanrun oturup konuş- malan gerektiğini söyledi. Aren. "Parti olarak gelip, sos- yalizmi filan kuracak değiliz. Böyle yaptığınız zaman sönıürü- cü ohıyorsunuz. Halbuki biz, sosyalizmde. toplumun bütün çı- • SBP Genel Başkanı Aren, "Kürt sorunu, Kürt kimliğinin tanmmamasından doğmuştur. Hükümetle silahlı Kürt gruplannm oturup konuşmaları gerekir. Parti olarak gelip. sosyalizmi filan kuracak değiliz. Çünkü böyle yaptığınız zaman sömürücü oluyorsunuz"dedi. karlannın. her yerin yönetimin- de temsil edihnesini istiyoruz" dedi. 44 il. 206 ilçe, 200 beldede ör- gütlendiklerini belirten Aren, böylece 1994 mart ayında yapı- lacak jerel seçimlere kaulacak- K ü r t kimliği lannı belirterek. "Halka me- sajmız, partimizin temsil ettiği yeni sosyalizm olacak. Partimiz, türkiye'deki sosyalist gelenek- lerin aynen devamctsı değil. Marksizmi. sosyaüzmi yeni bir şekikk yorumluyoruz. Yeni sos- yalizmi demokratikleşme olarak anlıyoru?" diye konuştu. Asen, Türkiye'de bir Kürt sorunu olduğunu belirterek, bu sorunun çözülmesinüı Kürt kimliğinin tanınması ileçözüm- lenebileceğini dile getirerek, Kürtlerin nasıl istiyorlarsa, öyle yaşamalannın tartışılması gere- ken bir konu olduğunu söyledi. Aren, şunlan söyledi: "Silahlar susmadıkça. can gü- venliği kesin olarak sağlanmadı- kça, özgür tartışma olmaz. Si- lahların susnıasını. Kürt sorunu- nu çö/mek istiyorsak, hükünıet- İLAN T.C. MtLAS SULH HUKÜK MAHKEMESİ Sa>ı: 1986'831-1993 365 Davaa Mehmet Can vekili Av. Ufuk Aülgan tarafından davalı- lar Bahatün Çağlar. Hüseyın Sağaoğlu. Osman Sözen. Güngör Soy- sev, Nurdanur Şen, Leyla Ersan, Sebahattın Erdem Şenli, Ertan Tanker, Yaşar AJpaslan, Hüseyin Avni Özgul. Celal Erdoğan, Asiye Yenisey. Celal Çelik. Mehmet Adil Şaşa, Muharrem Akşit, Mehraet Naa Eren. Gülsen Koç. Ayla Göngör, Cevat Kabadayı, tbrahim Akkaş, Ali Ihsan Sıldıroğlu. Şeref Demirdağ, Mustafa Çekinmez, Hasan Ercan, Bünyamın Tanker, Yaşar Çinici. Şehmuz Dirim, Ali Galip Iyitanır. Necmettin Morova. Müşerref Başer, Selahattin Ko- zak, Mahmut Çeünöz. Sabiha Çetinöz, Döne Yalçın, Erdal Oktay, Yüksel Gökçen. Ahmet Kınkoğlu. Serder Kayaalp, Emine Nurdan Güzelöz, Naciye Akdemir. Erhan Özsoy, Rifat Orhan Bilgin, Aziz Sönmez, Nuray Çetin. Nurcan Çetin, Fatma Fahrinussa Koyuncu- oğlu, Mustafa Koç. Ahmet Cevdet Ozer, Safıye Akdulum, Nazmi Roka, Adem Özsoylar. Veli Bülent Çalışkan, Fehmi Erduran, Şera- fettin Orman. Ali Orman, GülenberOzgün, Fatma Yeşiltepe, Saime Demirbağ, Sabahattm Kocaş. arkadaşlan afcyhıne açılan ortaklığın aderilmesı davasının yapılıp bitirilen açık duruşması sonunda; Mahkememızın 2L5.1993 gün ve 1986/831-1993/365 karar sayılı ilamı ile Mılas Dörttepe köyü. Hisar mevkii, kjşlat niteüğindeki 105800 m 2 miktannda 2358 parsel taşmmazın taraflar arasmdaki or- taklığının satış sureüyle gıdenlmesine karar verilmıştir. Adı geçen davalılar gösterilen adreslerinde bulunmadıklanndan ilanen tebîıgata karar verilmiştir. Adı geçen davalılara, mahkememiz ilanının ilan tarihinden itiba- ren 8 gün sonunda tebliğ edümiş, savılacağı. süresi içinde kanun yolla- nna başvurmadıklan takdirde hükmün kesinleşeceği ilan olunur. Basm. 52009 ÎLAN T.C. ANTALYA ASLİYE1. HUKUK MAHKEMESİ 1993,199 Davacı TEK Gen. Müdürlüğü vekili Av. Fatma Dağ tarafindan davalı Harun Güngör aleyhine açılan alacak davasının mahkeme- mizde yapılan açık duruşmasında: Davalmın Zaier Mh. Mithatpaşa Cd. No: 92 15 Dostlar Apt. An- talya adresine teblıgat yapdamamış, başkaca adresi tespit edıleme- miştir. HUMK.'nun 213 ve 377. maddeleri gereğince duruşma gıinü olan 29.11.1993 gunü saat 8.40'ta mahkeme salonumuzda hazır bu- lunması veya kendisıni bir vekille temsil ettırmesı. haar bulunmadığı ve kendisıni bir vekille temsil ettirmedıği takdirde dava dilekçesi teb- liğ edilmiş sayılarak vargılamaya yokluğunda devam olunacağı ve sonuçlandınlacağı ilanen tebliğ olunur. 12.10.1993 Basın. 52025 İLAN ELAZIĞ SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN DosyaNo: 1993 37 Elazığ Rızaiye mahallesi, Gazi caddesindeki pafta 37. ada 126, parsel 30 sayılı ana gayrimenkuldeki 510 20500 arsa payh, 3. kat 230 bağımsız bölüm numaralı, terasia bırlıkte 600 m 2 verleşim alanına sa- hip 562.479.878.- TL. muhammen bedelü lokantanın birincı açık art- ürması 3 12.1993 günü saat 14.30-14.50 arasında mahkeme kalem odasında yapılacak. bu arttırmada tahmini kı>-metin ° o75'ini doldur- madığı takdirde ikinci açık artürması 13.12.1993 günü saat 14.30'da yapılacak. bu arturmada tahmini kıymetin %40'ını ve satış masrafla- nnı gecmesi kaydı> la en fazla fiyat verene ihale olunacakur. Keyfıyet adresi tespit edılemeyen paydaşlardan Bayram Dursun. Adurrahman Öz, Vahan Eskici. Mevlüt Bulut, Halit Temeldaş, Yu- suf Koç, Ismail Hakkı Koç, Bekır Koç, Penhan Süerdem, Mehmet Can Dağ, Gönüi Albayrak, Melek Albayrak, Saadet Koç. Mehmet Tangûlü, Aziz Bulut'a saüş ilanı teblıği makamına kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basm: 51985 İLAN T.C. ESKİŞEHİR ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1992,480 Esas 1993/229 Karar Davacı Tanm Orman ve Köyişieri Bakanlığı vekili Av. Ayten Al- tok tarafından davalı Asiye, Suphıye, Hasan, Surat, Furuze. İsmail, Kadı ve Kelamet Bayram aleyhine açılan 2942 Sk.'nın 17. maddesine göre tescil davası sonunda; Eskişehır ili. merkez Karagözler köyü 443 parsel sayılı, 6000 m 2 "lik gayrimenkulün 4.200.000- lira bedel mukabihnde davalılar adına olan tapusunun ıptalı ile davaa adına vakı ıstımlak nedeni ile tashi- hen tesciline, 250.000.- lira vekalet ücretinin ve 303.000.- lıra mahke- me masrafının davalılardan tahsıline. 5.4.1993 tarihınde karar venl- mişür. Bu karar özeti davalılar adresi meçhul Asiye. Suphiye. Hasan. Su- rat, Furuze. İsmail. Kadı ve Kelamet Ba> ram'a ilanın tebliği ile 7 gün bekleme, 15 gün tem>iz müddeti sonunda karann kesinleseceği ilan olunur. Basm: 51983 le silahlı Kürt gruplannın oturup konuşması gerekir. Türk hükü- meti, "Eşkıva ile konuşulmaz' gibi önüne hareketini kısıtlayıcı tabular koymamalıdır. Tek ölçü, ülkemizin çıkarı, barış için- de yaşamasKİır." 'Seçim güvencesi yok' Bugünkü koşullarda Güney- doğu'da seçim güvenliğinden söz edilemeyeceğini belirten Aren. PKK'nın isteği üzerine gazete bürolan, parti örgütleri- nın kapandığını anımsatarak. "Bu. onun için yanlış bir hareket olabilir. ama gücünü gösterir. 'Sandık başında kimse bulun- mayacaktır. Sandığı bana geti- rin' diyebilir. Onun için, muta- bakata varılarak bu iş çözüm- lenmelidir. Kürt, Çerkez. Laz, herkes dahil, Türk vatandaş- larının çıkarı iç barıştadır. Hiç- bir çözüm seçeneği tartışma dışı bırakılmamalıdır. Ancak o za- man varılacak olan çözüm banş getirir" dedi. Biten sosyalizm değil SBP lideri. Sovyetler BirliğT- nin dağılmasının ardından sos- yalizmin bittiği yönündeki gö- rüşlen değerlendirirken. "Sos- yalizminçökmüşolması^öz konu- su değiJdir" dedi. Aren, şu gö- rüşleri savundu: "Sonetler Birtiği ve Doğu A>Tupa ülkelerinde çöken, sos- yalist uygulamamn bir biçimidir. Bürokrarik dediğimiz, merkezi planlamaya bağlı uygulama bi- çimidir. Sos> alizm, insanın ezeli ve ebedi özlenüdir. Özgürlük, eşitlik. barış içinde yaşama ö/le- midir. Partimiz de. Marksizmi ve sosyalizmi. bu yeni koşullar içinde değerlendirerek, hem So\\etler Birliği'ndeki çöküşten hem Batı Aınıpa'daki komünist ve sosyalist partilerdeki değisim- lerden dersler çıkararak, yeni bir yorum vapmıştır. Bu yorumu, sürekli olarak gelişrimiektedir. Partimizi, eski Marksist parti- lerden ayıran temel ö/elliği. ço- ğulcu olmasjdır." T.C. KA YSERİ ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1991494 1993,448 Mahkememizce Kayseri ili, Kocasınan ilçesinin. Hasancı köyünün cilt: 069 01. sayfa: 43, kütük: 20;de kayıtlı olan Nuhmehmet ve Asiye'den olma 17.2.1943 D.lu medenı halı bekâr olarak yiükliğuıe karar verilen Hanife Şahin'in gaipliğıne karar verilmiş olup bilenle- rin. tanıyanlann mahkememızin 1991 494 esas. 1993 448 karar sayıh dosyasına 1 >illık süredemûracaat etmesi. etmedıkleri takdirde kara- nn kesinleseceği hususu ilanen tebliğ olunur. 9.7.1993 Basm: 52006 ESKİŞEHİR ASLİYE 4. HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 1993-527 Karar No: 1993/550 Davaa Hüseyin Duyann tarafından davalı nüfus müdürlüğiı aley- hine açılan isim düzeltimi davası sonunda; Bilecik ili. Gölpazan ilçesi, Kavak köyü, c. 05201, s. 65, k. 50'de nüfusa kayıtlı davacının velayeti altındaki oğlu. Hüseyin ve Zehra'- danolma 1.7 1979 doğumlu Ayhan'ın nüfus kütüğünde yaalı Ayhan isminin Selman olarak düzelülmesine ilışkin huküm özeü ilan olunur. Basm 51999 İLAN T.C. ARGUVAN KADASTRO MAHKEMESİ 19862 Esas Davaa Burhan Bölükbaşı tarafından davalı Vahap Bölükbaşı aleyhine mahkememizde açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince: Dahilı davalılardan Mehmet kızı MedineGüzel'ın (Arguvan ilçesi, Yamaç köyü nüfusuna kayıtlı) adresi yapılan zabıta tahkıkatlanna rağmen saptanamadığından. ilanen tebligat yapdmasma karar veril- miş olmakla, adı geçen dahili davalının 3.11.1993 günü saat 9.30'da duruşma salonunda hazır bulunması veya haar bulunmadığı takdir- de kendisıni bir vekille temsil ettirmesi, gelmediği veya hazır bulun- madığı takdirde tahkikata yokluğunda devam edileceği ve karar veri- leceğj 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun 28, 29. 30 ve 31. maddeleri eereğince adı geçen dahili davahya ilanen tebliğ olunur. 7.10.1993 Basın: 52014 Yeni görüş İLAN EYÜP1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1993 145 Davaa Ramazan Ulu tarafından davalı Lütfiye Ulu'nun aleyhi- ne açılan boşanma davasında; Davalı Lütfiye Ulu. Esenler. Namık Kemal Mah 3 Sok. No: 15 adresinde ikamet ettiği bildinlen davahya bu adresine çıkartılan tebli- gat bila tebliğ ıade edilmiş ve emniyetçe yapılan araştırmalara rağmen bu adresinde bulunamadığından bahısle ıade edilmiş olduğundan duruşma günü olan 14.12.1993 tarihınde saat 9.30'da raahkememiz- de hazır bulunması veya kendisıni bir vekille temsil ettirmesi. gelme- diği takdirde de duruşma gıyabında icra edileceğinden HUMK'nun 509. maddesı gereğincedavetıye yenne kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 10884 KİTlerin özelleştirilmesine karşı çıküklannı belirten Aren. savunduklan sosyalizmin sömü- riinün ortadan kalkmasını hedef- lediğini ifade etti. Aren. SBP'nin sosyalizm eyleminın, aıleden baş- layarak okul. hastane. dernek, sendika. fabrika gibi yönetimin söz konusu olduğu her yerde, ilgi- li insanlann o yönetime katılması ve demokratikleşme olacağmı şöyle aniattı: "Biz KİTlerin özerkkştiribne- sinin doğru olacağı'nı düşünüyo- ruz. Bu, partimizin sosyalizm an- lay tsının gereği. Eski görüş, üre- rim araçlarının özel mülkiyetinin sömürüsüydü. Halbuki, olaylar gosteriyor ki, özel mülkiyet ol- madan yönetime sahipsiniz, o araçlara sahipsiniz \eya yönetilen bir yerde yönetime egemensiniz. Ömeğin; Sowetler Birliği'nde, fabrikalar devletin eUnde olduğu halde, bir bürokrarik sınıf, parti büyükleri. kaymağı yemiştir. Onun için, yönetimin olduğu her yerde yönetime katılma. eşit ko- şullarda demokratikleşme müca- deksi sürekli olarak yapılmalıdır. Parti olarak gelip, sosyalizmi filan kuracak değiliz. Böyle yaptığınız zaman, sömürücü oluvorsunuz. ERDAL ATABEK Toplumu Yöneten Uç 'F'... Salazar'ın Portekiz'i uzun yıllar boyunca "3 f" ile yö- nettiği söylenmiştir. Ünlü diktatör, ülkesini bu üç konu ile oyalamış, halkın durumunu doğru değerlendirmesini engellemiştir. Bu formüle göre "futbol", "fiesta've "fa- do" Portekiz halkına asıl sorunlarını unutturmuş, birtür toplumsal uyuşturucu işlevi yapmıştır. Halk kendini fut- bol maçlarına kaptırmış, fiestalarla çılgınca eğlenmiş, fadolarla dans ederek avunmuştur. Siyasal literatüre de böylece girmiş olan "3 f", toplumların bilinç köreltici yöntemlere karşı uyanık olması gereğinin simgesi ol- muştur. Düşünürsek bizde de başka "3 f'nin toplumu oyaladı- ğını görebiliriz. Kimisi toplumu korkutan, kimisi eğlendi- ren, kimisi öfke boşaltan bu "3 f" de sonuçta halkı bilinç köreltmesine uğratarak gerçeklerin görülmesini engel- lemiyor mu? Bizim "3Tmiz; "faili meçhul"dur, "festi- va/"dir, "fiyasko'dur. Şimdi düşünelim, şu "faili meçhul"deyimi sadece ka- tilleri bulunmayan cinayetleri değil de hayatımızın pek çok yanını dile getirmiyor mu? Akıllara durgunluk vertci pek çok servet "faili meçhul" değil mi? Dolara endeksli ekonomik hayatımızda satın alma değeri her gün düşen ücretlerle geçinmekzorunda olan işçilerin, memurların, emeklilerin, hiçbir geçim kaynağı olmayan işsizlerin ha- yatı "faili meçhul" değil mi? Her düzeyde okumak için okulların kalabalık sınıflarına doluşan öğrencilerin eğiti- lememesinin, 60-70 kişilik sınıflarda öğrencisini tanıma olanağı bile bulamadan eğitim yapmaya savaşan öğret- menin durumu "faili meçhul" değil mi? Aslında elbette "faili meçhul" diye bir şey yoktur. hepsinin "failleri" de "fiilleh"de vardır, ortadadır, bellidir, ama "failimeçhul'- e alıştırılan toplum hiçbir bilinmezin üzerine gidemeye- cek kadar korkurulmuştur. Aslında halkın pek düşüne- cek zamanı da kalmamaktadır, çünkü biraz düşünmek isteyenlerin önüne "2. f'çıkmaktadır. "Festival", ikinci "f'dir ve halkı pek güzel oyalamakta- dır. Faili meçhullerden ürkenlere böyle şenliklerçok iyi gelmektedir. Madonna nın erotik gösterilerini izleyeme- yenler için televizyon kanallarımız her çeşit hizmeti ver- mektedir. Eğlenceli kabak çekirdeklerinden güldürür- ken kazandıran yarışma programlarına kadar, insanı düşünmekten alıkoyan her marifet günler ve geceler bo- yunca toplumun hizmetindedir. Gelişen yeni teknolojile- rin bize verdiği olanakları -çok şükür- yavanlaşma, sürü- leşme, güdükleşme yolunda başarıyla kullanmaktayız. Avrupa'ya karşı duyduğumuz geleneksel ezikliği de nasıl olsa futbol takımlarımızdan birisi gidermektedir. At yarışından totoya, hanımların konken partilerinden Milli Piyango'ya kadar, "şans-talih-kader' sektörü umut eksikliğimize çözüm bulmaktadır. Başbakanımızın gü- zelliği bile dillere destan olmakta, öncelerı bu koltukta oturanları "Ne güzel İngilizce konuşuyor canım" diye- rek ağzımız açık seyrederken bu kez "Hem kendi güzel hem İngilizce biliyor, üstelik profesör" diyerek göğüs kabartıyoruz. Acı ilaç verse ne olur? llacın tatlısını kim vermiş ki? "Bu seferkini de onun elinden yutalım" diye tesellı buluyoruz. Festival işlerimiz fena gitmiyor. Ama sıkılırsanız "3. f" hazır. Bu da "fiyasko "dur. Aman efendim, temiz toplum isti- yoruz, rüşvet müşvet olmasın. Rüşvetin en kralını alıp verenlerde bir dudak bükmeler, "Olur mu canım, nedir bu İSKİ'de olanlar?" demeler. Asıl fiyasko bu değil mi? Hem rüşvetin nesi varmış? Verenin işi kolaylaşmıyor mu, alanın hoşuna gitmiyor mu? Yakalanmazsan hiçbir zararı yok. Gizli Isparta yasası değil mi? Asıl fiyasko bu. Ama bizim için önemli olan "başkasmın fiyaskosu. "Çok hoşumuza gidiyor, bir konuşuyoruz, bir ballandırıyoruz ki o kadar olur. Eh, başkasına "namussuz" demek bizi "namuslu" yapıyorsa o da bize yeter. "Kim ne demiş?", "kim kiminleymiş?", "kim kiminle yatmış?", "kimin eli kimin cebindeymiş?" Sosyal merakımızın boyutları da bu. Fiyasko burada. Üniversitelerimizin kimlere "doktor- lukpayesi" verdiklerine bakınız, hastalığın nerede oldu- ğunu anlarsınız. Bizim "3 f'mtz de bunlar değil mi? Toplumu bunlarla bilinç köreltmesine uğratmıyorlar mı? Korkularımız, avuntularımız, rahatlamalarımız bunlar değil mi? Sala- zar kendi yöntemleriyle diktatörlüğünü sürdürüyormuş, ama biz "demokrasi"y\ yaşadığımızı sanıyoruz. Galiba farkımız burada... Kasım, "Atatürk ve ilkelerini yaşatma ayı" ilan edildi K(ichnka\şmutçıkaa kcuşıotok başkıttı İSTANBLL (UBA) - Ata- türk'e yönelik şeriatcı saldınş- lannın arttığını belirten "Ata- türkçü ve laik kadınlar" karşı atağa geçtiler. Kasım aylannın "Atatürk ve ilkelerini yaşatma ayı" olarak ilan edilmesini ıste- yen kadınlar, bu amaçla bir imza kampanyası düzenledi. "Atatürk'ö seviyoruz" başlıklı kampanyada toplanan imzala- nn KültürveMEB'yegönderi- leceği belirtilirken Topkapı Li- ons Kulübü üyesi kadınlar da "Çağdaşhk yolunda Türk kadını: Harem'den BaşbakanİH ğa" sloganlı bir broşür haarla- dı. Atatürkçü Düşünce Derne- ği üyesi Av. E^sen Batıtürk, Türkıye'den son zamanlarda yaşanan gelişmelenn endışe venci boyutlara ulaştığıru vur- guladı. Özellikle Atatürk düş- manhşnın ve laikliğin karşı- sındaki görüşlerin arttığına dikkat çeken Batıtürk. bu du- rumun laikliği dddi biçimde tehdit ettiğini söyledi. Özellikle "Taraf dergisi çevresinde top- lanan kesimlerin ülkeyi şeriata götürmeye çalıştığıru kayde- den Esen Batıtürk şunlan söy- ledi: "Bizler, herkesin din özgürlü- ğflne saygı gösteriyoruz. Ger- çek Müslünıanlar da bizim gibi düşümiyor. Ancak bazı kesim- ler, açıkça şeriat istediklerini belirtiyor, Ata'ya hakaret edi- yorlar. Clkede gerginliği, ku- ruplaşmayı arttırması kaçınd- maz olan bu tanrların oluşma- sında bütün siyasi partilerin rolü vardır. Oy kaygısıvla veri- len tavizler ve ödünlcr. bu ke- simleri cesaretlendirmiştir. Ayrıca sağlanan olanaklar so- nucu bu insanlar siyasetin, eko- nominin, eğitnnin ve asayişin kilit noktalanna yerleşebilmiş- lerdir. Bugünkü sakürılarının, hakaretlerinin temeli, bu güç- lenmeden kaynaklanmaktadır. Atatürk'e. cumhuriyete küfret- me cesareti gösterenlere karşı devletin savcılannı ve yasalarnı göreve davet ediyorum." "Atatürk'ü seviyoruz" - Laikliğin ve Atatürk'ün bu derece saldınya uğradığı bir ortamda elleri kollan bağlı oturmanın mümkün olmadığı- nı bildiren Esen Batıtürk. bir dizi etkinlik gerçekleştirecekle- rini kaydetti. Etkinliklere, 'Atatürk'ö ve laikliği seven' herkesin katılabileceğini vur- gulayan Batıtürk şöyle konuj- tu: _ "İlk olarak kasım aylannın, "Atatürk ve ilkelerini yaşatma ayı' olarak ilan edilmesini he- defledik. Daha önce kasım ayı- nın ilk iki haftası Atatürk Haf- tası olarak kutlanıvordu. An- cak bu çerçevede yapılan etkin- liklcr. amaca ulaşmamış, halka götürülememiştir. Bu hedefıme ulaşabilmek için Atatürkü se- viyoruz' başlıklı bir imza kam- panyası düzenledik." Atatürk'ün kadın haklan konusunda sergilediği tavnn benzerine bugün bile rastlan- madığına dikkat çeken tarihi Topkapı Lions Kulübü birim lideri Yıldız Porsuk da benzer bir çalışma yürüttüklerini bil- dirdi. Porsuk "Çağdaşlık yo- lunda Türk kadını: Harem'den Başbakanlığa" sloganıyla hazırladıklan broşürleri başta İstanbul olmak üzere tüm mer- kezlerde dağıtacaklanm ifade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle