Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 EKİM1993 CUMARTESİ CUMHURfYET
DÜNYADAN
SAYFA
Kübahalkı,repmlebirlikteyıkraıasürükleniyor
üfrto Jjork einu
"Bötün isteklerin gerçekkşecek.
Yeter Id inan." Bu eskı dızeyı bır za-
manlar Kübalı Katolikler diüerin-
den düşünnezdi.
Fkkl Castro'nun Fulgenrio Batis-
ta'ya karşı başlattığı ayaklanmanın
ilk dönemlerinde, bu dıze Castro
yanlılannı yüreklendiren, inançlan-
nı pekiştiren bir slogana dönüştü.
Devrimciler bu dizeyi gizlice televiz-
yon ve radyo kanallanna sızdırarak,
yandaşlanna inanç aşılamaya çalış-
ü.
Devrimin ilk dönemlerinden bu
yana kilise ile Castro'nun arası hiç
düzelmedi. Başlangıçta, kilise devri-
me karşı çıkü. Ancak sosyalisüer
yönetimde güçlendikçe, kilisenin di-
renci giderek zayıfladı.
Geçen ay, Küba Katolik Kılisesi
büyük bir atılım yaptı. Ülke pisko-
poslan yöneüme sunduğu bir mek-
tup aracılığıy la yumuşak bir bıçemle
hûkümetin tüm güçleri tekebnde
bulundurmasını eîeştirdi. Mektup
ekonomik durgunluğun yol açüğı
sefalet ve acılara değinerek, Küba
halkı ve medya arasındaki farklıhğa
dikkat çekti.
Kjsa zaman önce, ekonominin bu
kadar kötü olmadığı dönemlerde
böyle bir mektup dikkate ahnmaz,
marjinal gücü olan yönetim karşıt-
lanrun gövde gösterisi şeklinde yo-
rumlanırdı. Ne var ki artık aa ve
sıkıntılar çok belirgın, kaçmak olası
değil.
Kilise sıralan eskisine oranla da-
ha dolu. Dini eğıtim görmemiş genç
Kübalılar da aruk kıhseye devam
ediyor. Resmi yayın organlan bu
Havana'mn Vieja Meydanı'ndald 18. yüzyıMa yapdnuş bir ev kartoodan bir bina gibi çökmöş. Küba bu bina gibi yıkıma doğnı sürükleniyor.
gelişmeleri sert bir dille eleştirip,
Kübalı din adamlanru ülkeye Batis-
ta dönemini geri getirmeye çalı-
şmakla suçluyorlar.
Castro daha geçen yıla kadar tüm
dünyada solculann simgesiydi,
ABD'nin arka bahçesinde sosya-
lizm tohumlannı ekip, yeşertmeye
çalıştı. Görünüşe göre yeşerdi de.
Küba'da gerçekleştirilen sosyal ba-
şanlar gelişmekte olan ülkelere yol
gösteritiydi. Tüm bu gelişmeler,
Kübalılara güven ve gurur veriyor-
du, bütün hoşgörüsüzlüğüne karşın,
ulus olarak Castro'ya bağhydılar.
Ancak, artık görüntü bu kadar
parlak değil. Hoşgörüsü2İük devam
ederken, emekçılere vaadedilen cen-
net hala ufukta görünmüyor. En
inanmış Fidelciler bile gelişmelen
kuşkuyla izliyor. Havana sokakla-
nnda yönetim hatalan özgürce tar-
tışılıyor. Kübalılar, sıkınülannı ya-
bana basın organlanna anlatabildı-
ği gibi. Castro'nun kendisi de za-
man ıçınde değişimın gerekh ol-
duğunu belirtıyor
Ancak Castro'nun değışım karan
almakta geciktığı düşünülüyor.
Üretim durma noktasında. İşsiz ka-
lan emekciler çok ufak bir işsizlik
tazminatıyla evlenne gönderiliyor.
Telefon ve elektrik hala ucuz; ancak
bakım ve yakıt konusundakı eksik-
lıkler bu ıkisinin de zaman zaman
aksamasına yol açıyor.
Gıda sıkıntısı had safhaya vardı-
ğından pek çok Kübalı devletin da-
ğjttığı kısıtlı yiyecekle yetinmek zo-
runda Günü bır öğunle geçıren ke-
sim azımsanmayacak kadar çok. En
gereklı ilaçlann bile bulunmadığı
sağlık sıstemi iflasın eşığinde.
Kübanın acı düşüşü, gerçeklerle
yüzyüze gelmesi sonucu ortaya çık-
tı. Son otuz yıldır ülkede üretim ma-
liyeti ve verimlilık konusuna ge-
reken önem verilmemiş, yalnızca
gözü kara sosyalist bir çizgi izlen-
mişti.
Sovyetler Birliği'nin dağılması
Küba'nın ütopik dünyasının sarsıl-
masına neden oldu. Böylece, yalnız-
ca en yakın müttefiğini değil, yar-
dımsever zengın amcasını da yitirdi.
1970'li ve 1980'h yıllarda, Sovyetler
BirliğTnden gelen yardım 80 milyar
dolan buluyordu. Sovyetler'uı yar-
dım musluklannı bu denli açması
ABD'nın tıcaret ambargosu uygu-
lamasına yol açü. 1990 yılmda Sov-
yet yardımı azabnaya başladı.
1992'de bütünüyle kesıldi.
Küba, komünizmın çöküşünden
sonra dünya pazarlannda şansını
denemeye karar verdi. Yıllardır, ti-
careünın yüzde 85'sını kömünist ül-
keleriyle gerçekleştiren Küba, bu ül-
kelerden satın aldığı gıda ve yakıta
karşılık şeker satıyordu. Sovyet yar-
dımı kesilince Küba'da gıda ve yakıt
sıkınüsı başgösterdi Dolayısıyla şe-
ker üretimi ani bir düşüşle ülkenin
ihracaüru sekteye uğrattı.
Bu karmaşa sırasında Kübalı
ekonomistler tek çıkış yolunun pa-
Rus yöneticiler
yakararsız
yakasap
T
arihteki Rus yöneticilerini başhca iki kategoriye
ayırmak mümkün: Kararsızlar ve kasaplar. Son
çar II. Nikolay ve son Sovyet lideri Mihâfl Gorba-
çev, ilk kategoriye girerken Korkunç tran ve Stalin ıkinci-
ye örnek oluşturuyor. Boris YeHsn'in amacı ıse Rusya
Curnhurbaşkanı olduğu günden bu yana ak sık gösterdi-
ği gibi her ikı gruba da dahil edilmemek.
Ne var ki Moskova'da yaşanan ayaklanma ve ardı-
ndan gelişen olaylar doğnı dengeyı bulmakta zor-
landığıru gösteriyor. Rus tarihi tüm ağırlığıyla ona karşı
saldınya geçmiş durumda. Yeltsın, geçtığirniz yaz aylan
boyunca, Gorbaçev'in son günlenndeki tutumuna ben-
zer şekilde amaçsız ve kararsız tavırlar sergılemekten do-
layı eleştiri topladı. Parlamentoyu dagıtarak yenı bir se-
çim düzenlemeye kalkınca da dıktatörlüğe soyunmakla
suçlandı.
Bugün ise süahlı bir ayaklanmayı bastırmış, bir kısım
muhaliflenni tutuklatmış ve muhalıf gazeteleri ka-
paturmış bıri olarak, özellikle Baa'da, neredeyse tüm
Rusya tarihi boyunca uygulanmış olan otoriter idareyi
yeniden yerleştirme planlan yaptığı kuşkulannı üstüne
çekmeye başladı.
Işin özü ise Yeltsin'in henüz çıraklık dönemindeki bir
demokrat olduğu. Demokratık prenaplen, pratikte
karşılaşükça ve aa bir şekilde öğreniyor. Bu, henüz sade-
ce kısmen anlayabıldığı demokratık prensiplere aykın bır
şey yapmaktansa hıçbır şey yapmamayı tercıh ettiği geç-
mişteki şaşırua hareketsizbk anlannı açıklamaya
yardımcı olabilir.
Uzun yıllar Moskova'da görev yapmış ABD'lı bir dip-
lomata göre, göz önüne ahnmaa gereken ıkıncı bır gerçek
ise şu: "Rusya'da tarüşma ortamma imkan tanmryor, an-
cak bir noktadan sonra Roslar bu g
yı | [ h
gy devam eöneme-
si gerektiğini düşünme>e baştayoriar. Rus politikasınHi
ardnda, doğrudan >a da dolayb olarak yönetim hatalan
vüzünden yaşanunı yitirmiş 60 milyon insanın bulunduğu
hiçbir "unan ınutubnamaljdır. Çok yakın zamana kadar
kavbetmenn bedetimn enseye sıkıian bir kurşun olduğu bir
ûlkede potökayı hoşgöriiiü bir çerceveye oturtmaya çab-
şmak hiç kolay ohnamau."
İRiBya'daHideribfle
arayanlar var
Rusya üzenne araştırma yapanlann hemfikir olduklan
tek konu Rusya'da varolan tüm taraflann guçlü bir lider-
liğe gereksinım duyması Otoriter ıdareden yana olanlar,
Stalin dönemini hoşnutlukla anıyor. Moskova'da en son
yaşanan olaylarda eli silahh isyancılar, Rusya'da bir Hit-
ler'in başa gecmesı şeklindeki arzulannı bağırarak dile
getiriyorlardı.
Ayaklanmayı basürdığmdan bu yana Yeltsin ve onun
halkla ılışkıler uzmanlan, Yeltsin'i doruğa tırmanan kri-
ze ragmen gücünden bır şey yiürmeyen bır dayanak nok-
tası olarak göstermek icin ellerinden geleni yapü. Yeltsin
de bir televizyon konuşmasında üst düzey yetkililerinın
olaylar sırasında paniğe kapılıp sinirlerine hakim ola-
madıklannı belirtü.
Bu doğnı olabileceği gibi. Londra'daki Slav Araştı-
rmaları Enstitüsü'nden tanhci Geoffrey Hosking'in be-
lirttiği gibi, Rus halkını en çok etkileyebılen ımajı. yani
Yeltsin'in akdh ve güvenilir çar imajını kuvvetlendirmek
için tasarlanmış bir propaganda da olabilir.
Yeltsin rejiminin önümüzdeki aylarda demokrasıyi ne
denh başanh bir şekılde yerleştıreceğınin en ıyı göstergesi
büyük olasıhkla, bir zamanlar KGB olarak bihnen Rus
Güvenlik Bakanüğı'nın ülkedekı etkisinin azalması ya da
çoğalmasmda aranabilir. Ayaklanmayı basürmada or-
dunun oynadığı kesın rolü tanıyan Yeltsin, şimdiden bazı
generaDerinin taleplerine boyıın eğmek zorunda kaldı
bile. Rusya'nın Doğu Avrupa'daki eski kömünist devlet-
lerin NATO'ya kaülmalanna kesinlikle karşı olduğunu
söykmesi de generallerin bu taleplerinden biri olarak gö-
rülüyor.
Ancak eski KGB'nin telefonlan dinleme ve mektuplan
kontrol etme gibi birçok işlevıni üstlenen Güvenlik Ba-
kanlığı için aynı durum söz konusu olmayabilir. Bir Batılı
gözlemciye göre, yeni güvenlik örgütü, Marksist-Leninist
ideolpjıyi savunma kaygısını taşımıyor, ancak eğıtim ve
örgütlenmede KGB'den çok az farkhlık gösteriyor.
KGB'nin eski ajanlan bütün ülkede etkinliklerini sürdü-
riiyor.
Güvenlik kuvvetleri ayaklananlan basürmakta kendi-
lerine düşen görevı yerine getirdi. Üstelik bır ay önccsıne
göre çok daha güçlüler. Ancak şu anda en önemM soru
bunun daha ne kadar süreceği.
BemardD.Kaplan
TbeNewYorkTimes
Kültür • Sanat 232 64 26 • 230 21 87
Bir STEVEN SODERBERGHFilıni
KAFKAJKRKMYIRONS • 1HERLSARLSSEL
Yalnız Beyoğlu Sinemosında [251 32 40)
12.15-14.30-16.45-19.00-21.15
ÇOCUK
I •• •• ••
İBUYUDU
ISTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDIYESİ
KÜITÜR İŞURİ DAİRE BAŞKANUĞIETKINIİKIERİ
"Radyo-TV-Gazeteler ve gazeleciler son yıllardaki
gelişmelerin ışığında kcmuoyunun guvenini ve
demokrasinin sağlıkh islemesi için kendilerine
lonınon imtiyazlı durumu hak ediyorlar mı?
Kctilonlar: Aydın Engin,Yakın Pekşen,
Yozgülü Aldoğan, Sina Koloğlu, Alp
Buğdaycı, Mehmet Oğuz ve dinleykiler
Yöneten: Tuğrul Eryılmoz
23 Ekim 1 9 9 3 Saah 15.00
Tarık Zarer Tunaya Kültür Merkezi
(Eskı Beyoğlu Evlendirme Dairesi) Tünel Tel: 29312 70
SANAT VE KULTUR GEZILERI
MISIR
KAHİRE-ASWAN-LUXOR
27 KASIM-5 ARALIK 1993
8 G E C E - 9 G Ü N
SANATÇILARA, OĞRENCILERE
GRUPLARA OZELINDIRIM
Ş A N A T B A N K
istasyon sanat merkezi
ERENKÖY-385 41 31-32-33
TEŞVİKİYE-240 56 50-230 66 17
loMSyKMTA [M 1172)
110O-R1S-1i.3O-lt.4S-21.00
MACIDETANIR'I
BUYH ,
HANGİ
SAL0NDA
İZLEYECEĞİZ?
tSTİKUl CAD. NO: 140 TIL 251İS 65-64 f U : 144 43 27
Ferhan Şensoy (
HicllSlilLLB
FERHANGI ŞEYLER
ÇAR^AMM - KRŞEMRI 21.00
Ferhan Şensoy'ı^n
GÜLE GÜLE GODOT
CUMA 71.00
\9 Şensoy'un
KOHNE BIZANS OPERASI
Müzik : Fikrer Kııılok
CTESİ1S.30-21.00 PAZAR 15.30
Kullur Bakonlığı Kotkılorıyla
Newyork <^uler Crılıts Cırrlr,
Thr john Gasser Odullu.
Amcrikalı Yıuar;
VML1.1AM MASTROSIMONE
otnayanlar
DERYA «UBORA ÖZOEMİR ÇİFTÇİOÛLU
ÖZMN SCHUUE ZERRİN SUMER
Puar 15.00 P lası Salı 21.00
lîlıtlır; Takıım, Suıdiyı Vıkkoıamı'dı
M Eski Ytsil'd* Ttl: 255 20 20
YASEMIN[YALÇIN
35O. OYUNYılmar Erdoğan
KADINLIK BİZDE KALSIN
Muzıklı Güldürü Yön: M e t i n Serezli
Perş-Cuma 21 15 C tesı-Ppzar 15 00-1830
2 9 EKİJVVDEN İTİBAREN
aslkla» YUMURCAK Sinaması • 261 O1 91
KADIKÖY HALK EĞITİM MERKEZİ: 348 40 50
T C. KÜLTÜR BAKANLlGl DEVLETTİYATROURI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU
AKMBUYUKSAION 251 56 00/254
Cml: 21.00, Pazaı: 14.00,19.00
KASSANDRA
Yazan : S(«Uo FIORENZA
Yön«l*n : Shohroo KHERADftUND
Çevinn : S«rra YILMAZ - HUR YUMER
Müzik : Mounzio GABRIEU
Dans Toıanmı : Sılvona BARBARINI
Sohn* Tasarımı : Ist Devfet Tıyalrosu Yopnr»
Gry« Toiorıı™ : S«rptl TEZCAN
l>tk Tasonmı : Ugo V1GNOLA
23 üm Clıi 21.00-41,. 24,30 tkfc Ct«t:21 JO'k 41 üm l«tttıMt
AKM ODA TİYATROSU 251 56 00/254
Sdı. Çar,fcr.(um 1900 ( t « i 1500/1900 - Pozar 1500
GIZLI OTURUM
Yazon : Jean Paul SARTRE
Yöneten : Slel» FIORENZA
Çevıren : Olctoy AKBAL
MOzık : Mounzio GABRIEU
Sohn. Tasorımı : Stel» FIORENZA
GİVS4 Tosonmı : Isl Devlel Tiyolrosu Yopımı
l>ık Tosonmı : Ugo VIGNOLA
Dramolurg : Esen ÇAMURDAN
23,24,26,28,30,31 Ekin tarihlerbo*
Ayrıca Bilel Sotif
Vakkoraım Taksim: 251 15 71
Vaklceronra Suadiye: 36O 9O 9O
H«aHHHıiîi;ıa:f.aEilıai7^-1 ISTANBULBELEDIVESI • ' ^ ^ . u n D m ^ L u ı
£ J Ş E H İ R T İ Y A T R O L A R I I istanbuldevletoperavebalesi öOSMKCı
18/24 Ekim 1993
HotbiyeM. Ertuğrul
Sahney (240 77 20)
T RICE-A L VVEBBER
EVİTA
Türkçesi GencayGÜRÜN
Yön Kenneth 'JRMSTON
118 Ekim Pazartes» 2030
24EktmPaar 15 00-20 30 ı
•
E Reşıt REY - C Reşıt REY
LÜKÜS HAYAT
Yöneten Haıdun DORMEN
(20-23 Ekim)
•
Phılıppe GENTY
OERİVES (Surüklenme)
Yöneten Phılıppe GENTY
(21 22 Ekim)
CEP TİYATROSU
(240 77 20)
AR GURNEY
AŞK MEKTUPLARI
Türkçesi ArmağanERSIN
Yön HakanALTINER
(19 Ekim Sah 20 30
21 Ekim Perş -22 Ekim Cunıa
15 00)
Kodıköy Haldun Taner
Sahnesi (349 04 63)
Savaş DİNÇEL
MERAKUSI İÇİN
ÖYLE BİR HİKAYE
Yöneten MacrtKOPER
(19 Ekim)
•
Lyle KESSLER
ÇIKMA2 S0KAK
ÇOCUKLARI
Türkçesi Alı NEYZİ _
Yöneten GencayGÜRÜN
(20-21-22-23-24 Ekim)
Fatih Reşot Nuri
Sahnesi (526 53 80)
Haşmet ZEYBEK
AYRANGEVEN
Yöneten Haşmet Zeybek
(19-20-21-22-23 Ekim)
•
MUSAHİPZADE CELAL
FERMANLI DELİ
HAZRETLERİ
Yöneten EngınULUDAĞ
(24 Ekim)
GlŞE Y E R L E R İ
UKTLIR. TITATRO GISdfMNlN YAMSIRA VUKOROM* TAKSIM. GUlUk
STRADt MACtUSI VE «JMKOT HAIDUN HNJR (MCRK(Z) VI MNİZ
OIOBUSUkl BOİHNCI GliCSINH .. PISRt CARDIN NI^AHTAŞI
MA&A1ASINDA SATIIMAKTADU).
Oyn g . J - 1 : Safe 70.30 (.,•_!>* 1 S.00 20.30
P.rt. - Cnm: ÎO.3O C ftt 15 00-70.30 Paıar. 15.00-18.30
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİNDE
U. Gıordano,
ANDREA CHENIER
opera 4 perde
OrkestraŞefı NIKSA BAflEZA
Sahneye Koyan YEKTAKARA
23 Ekim, 15.30-da
20 Kasım, 15.30da
0
L.Minkus
DON KİŞOT
bale 3 perde
Koreografı ve Sahneye Koyan:
VALENTIN YELIZARIEV
Orkestra Şefi ELŞAD BAGIROV
27 Ekim, 20.00de
30 Ekim, 15.30da
9 Kasım, 20.00'd»
L Çoker
HAYAL
YOLCULARI
bale 2 perde
W. A. Mozari
FİGARO'NUN
DÜĞÜNÜ
operı 4 perde
OrkeslnŞefı SERDARYALÇIN
Sahneye Koyan:
GÛRÇIL ÇELIKTAŞ
28Ekim. 20.00de
4Kasım, 20.00de
R Rodgers
NEŞELİ GÜNLER
müzıkal 2 perde
OrkMtra Şefı. SEROAR YALÇIN
Sahneyt Koyan ALTAN GÛNBAY
2Kasım, 20.00de
P.l. Çaykovski
YEVGENİ ONYEGİN
opera 2 perde
Koreografı ve Sahneye Koyan. Orkeslra Şefı: OKAN DEMIRIŞ
OYTUN TURFANOA
3-16 Kasım, 20.00de
JS 8ach
UVERTÜRLER
bale 1 perde
Koreogratı TEDBRANDSEN
WA Mozart
TRIPTYCHON
s;'.i 1 perde
Koreografı RENATO ZANELLA
CENNET MEKAN
bal«1 perde
Koreografı ASHLEY PAGE
24 Ekim, 15.3(rda
(BaMko. Yurus fra! Kullû Uatoo'n*)
Sahneye Koyan:
AYTAÇ MANIZADE
tKasım.15.30da
T. Egner
KARANFİL KÖY
çocuk muzıkalı 2 perde
Muzık Yönetmeni:
AYDIN KARLIBEL
Sahneye Koyan.
SUMERAYARIMAN
23-30 Ekim 11.0(rde
B>Mtar le<nsıl<tanb>a«önceA K M
gıplerınde ölifi ftmıtKt:
CİJlTet 2511(123 »1M00
(7 Hal) I lVt
Yılmtek ,
AHMET KAYA
nseri
23 Ekim C.tesl 21 .15
24EkimPazar 17.00
'00-100.000-125.000.-TI.
Altın Koltuklar
i: 3Slf 72 10
Sinema • Tiyatro
Gösteri
zar ekonomısinden geçtiğini kabul
etü. Yapılmaa gerekiı köklü re-
formJar için yöntem saptanması
amaayla Vietnam ve Çin reformla-
nnı inceledüer. Ancak reformlann
uygulamaya konulması sırasında
Castro ve etrafındaki tutucu yan-
daşlan, ekonomıstlere yarduna ol-
mak bir yana, köstek oldu.
Denetimi elinden kaçırmak iste-
meyen Castro'nun engellemeleri so-
nucunda ekonomik reformlar, ül-
keye giren dolar mıktannı arttırma-
ya çalışmakla sınırh kahyor. Yet-
kililer çözûm olarak tunzmi gekş-
tirmeyi ve dışan biyoteknoloji sat-
mayı planlıyor. Aynca yabancı ban-
kalann ülkeye girişine yeşil ışık
yakılacagı söyleniyor. Ne var ki ya-
bana bankalann, ekonomik çökün-
tü ıçindeki bir ülkeye niçin gelmek
isteyeceği ise merak konusu.
Castro son haftalarda bazı re-
formlann gerçekleşmesine izin ver-
mekle birlikte en önemli konuda
eski tutuculuğunu sürdürüyor; kişi-
lerin kendi ekonomik kararlannı al-
masına karşı çıkıyor. Castro'nun
onayladığı kısıtlı serbest girişirn ka-
rarnamesi şu koşullan ıçenyor.
Devlet fıatlan saptayacak, işveren
konumuna girebılmek için izin alı-
nacak. Tanm alanında yapılan re-
formlar da son derece kısıtlı: Bürok-
ratlar küçük çiftliklerin yönetimin-
de söz sahibi olacak.
Bu arada, döviz karaborsasına
engel olmak amaayla dolar kısmen
yasallaştınldı. Böylece ülke dışında
yaşayan Kübalılar, akrabalanna
dolar gönderebilecek: Kübalılar do-
larla satış yapan dükkanlardan alış-
veriş yapabılecek.
Küba'da artık eski inançlar terk
ediliyor; yerine yalnızca
paranın gecerli olduğu bir
düzen kuruluyor. Pisko-
poslann yönetime gönder-
diklen mektupta bu konu-
ya dikkat çekilerek, ekono-
mik çöküntünün ahlaksal
çürümeye yol açüğı savu-
nuluyor. Gerçekten de işsiz
kalan Kübalılar gelişmekte
olan turizm sektöründe iş
bulamayınca, çözümü fa-
hişelikte buluyor. Genç
kızlar ve erkekler oldukça
az bir bedel karşılığında
vücutlanru satarâk bir
doktorun bir ayda aldığı
parayı bir kaç saatte çıka-
rabiliyor.
Küba'nın ekonomisini
çökerten yalnızca Castro'-
nun yanlışlan değil Ameri-
kan ambargosunun da
katkısı büyük. Soğuk Sa-
vaş dönemınde solcu terö-
ristlere destek sağladığı için
Castro'nun cezalandın-
lması amaayla yürürlüğe
konan ambargo, Soğuk
Savaş'm son bulmasma
karşın hala kaldınlmıyor.
Clinton yönetimı, Mıami'-
deki Kübalı sürgünlerin
baskısıyla ambargoyu kal-
dı rmaya niyeti olmadığını
belirtiyor.
ICastro'nun
sonumu?
Son günlerde Castro yö-
netimine karşı başlatılan
ayaklanmalar Castro'nun
sonunun geldiğırun bır be-
lirtisı mi? Bu sorunun
yanıü şu anda verilemiyor.
Sisteme duyulan inanç gı-
derek zayıflamakla birlik-
te, Kübalılar Castro'nun
çekilmesini pek istemiyor-
lar, çünkü yıllardır Cast-
ro'dan başka lider tanı-
madıklanndan, onsuz bir
Küba'yı hayal bile edemı-
yorlar.
Aynca Castro iktidan
terk etmeye hiç niyetli gö-
rünmüyor. Kurduğu dene-
tim mekanizması sayesin-
de, muhalefetin oluşmaa-
na izin vermiyor. Etevrim
Muhafız Kurulu adını ver-
diği örgüt, ülkenin her kö-
şesıni denetim alünda tuta-
rak, karşıt fikirleri arunda
yok ediyor. Bugüne dek
yönetime karşı örgütlene-
rek başkaldın düzenleyen
asilerin binlercesı 150 kılo-
metre uzaktakı Florida'ya
sürgün edıldiğınden, Kü-
ba'da kalan başıbozuk mu-
halifler herhangi bir tehlike
oluşturmuyor.
Ekonomik güçlükler
arttıkça, Küba halkının di-
renme gücü de azalıyor.
Çürük teknelere binıp Flo-
rida'ya sığınmalan bır çö-
züm değil. Yalnızca yitire-
cek fazla bir şeyi olmayan
insanlann _ umutsuzca
çırpınışı. Öte yandan,
ABD'nin de Kübah sığı-
nmacılara kucak açüğı pek
söylenemez.
Son günlerde ABD'de
ambargonun aşama aşama
kaldırdırması tarüşılıyor.
Bu projenin uygulamaya
konmasıyla, Kübahlann
sonunda gerçeğı görecegi
ileri sürülüyor. Böylece,
ıçınde bulunduklan olum-
suz koşullann tek sonımlu-
sunun Amerikan ambar-
gosu olmadığını, yapüğı
devrimin başansızlıkla so-
nuçlandığını kabul eüne-
yen Casüro'nun da sorum-
, lu olduğunu anlayacaklan
iddia ediliyor.