Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 EKİM1993 CUMARTESİ
12 DIZIYAZI
Hindistan \n birçokkesinünde bugün hâlâ
kadınlara salt 'çocuk makinesi"gözü
ÖzgürUikler,"Mahabharata"dak
Hintli kadınlann eskiye oranla
yine de belli haklan elde etmiş
olmasında Mahatma'nın, yani
sevgili "Gandhiji'lerinin ve
Nehru'nun etkisi var. Ve tabii
Indira'nın... Yıllarca "Hindistan'ı
bir kadın yönetebilir mi?"
tartışması yapan Hintliler,
sonunda bir kadının da evet, en az
erkekler kadar iyi ya da kötü
"Hindistan'ı yönetebüeceğini"
anladılar.
B B N B İ R Y Ü Z L Ü Ü L K E
INDISTAN
LNTMEİ
Mahabharata'nıngözyaşları
-5-
Erkeklerle eşit yasal haklannı 1949
yüında elde eden Hintli kadınlann
büyük bir çoğunluğu hala bu haklar-
dan habersiz yaşıyor.
Ancak gelişmiş kentlerde. aydm ke-
sim arasında görece bir 'eşitlik'ten söz
etmek mümkün.
Çokeşlilik 1955 yıbnda yasaklan-
mış, Hintli kadınlar da ancak bundan
sonra boşanma hakkını alabilmiş-
lerdir.
Tarihe göz atınca, Hintli kadınlann
ashnda yüzyıllar öncesinden ellerinde
bulundurduklan özgürlükleri, bugün
en gelişmiş toplumlarda bile göremi-
yoruz.
Hint-Avrupa kavimleri dönemin-
de yan çıplak gezdnen ve cinsel ilişkile-
rinde herhangi bir sınırlama olmayan
bu kadınlara Sanskrit dilinin en ünlü
yapıtı "Mahabharata"da rastlıyoruz.
Ama sonra herşey değişti tabii. Öz-
gürlükler, "Mahabharata"da kaldı.
Hindistan'da birçok kesimde bu-
gün hâlâ kadınlara salt "çocuk maki-
nesi" gözüyle bakıhyor.
Dul kadınlara kocalan öldüğü için
bugün artık kafalan kazınıp, tek tip
giysi giymek zorunda bırakünlaraku
deti muaıneiesi" yapılmasa da belirli
bir baskı var.
IDul'eşittir'
fataişe!
Bir kere Hint dilinde bugün hala
"dul" ve "fahişe" kavramlannı aynı
sözcük karşılıyor.
Hinüi kadınlann eskiye oranla yine
de belli haklan elde etmiş olmasında
Mahatma'nın, yani sevgili 'Gandhi-
ji'lerinin ve Nehru'nun etkisi vat Ve
tabiiIndka'nın „, , , V
Yıllarca "Hindistan'ı bir kadm yö-
netebilir mi?" taruşması yapan Hintli-
ler, sonunda bir kadının da evet, en az
erkekler kadar iyı ya da kötü "Hindis-
tan'ı yönetebileceğiııi" anladılar.
Yeni Delhfdeyken tanışuğım bir-
çok kişi, Türk olduğumu duyunca he-
men ve heyecanla Tansu ÇÜleri kut-
lamıştı. Ama Yenı Delhı, Hindistan'-
ın bütür.ü ele abndığında bir istisna
sonuçta. Hindistan'da kadınlann
yüzde 9O'ı okuma yazma bilmiyor. Ve
bu çoğunluk için, modern Hindis-
tan'ın değil, geçmişin kurallan geçer-
li.
müş. Kimi tarihi kaynaklara göre,
Mümtaz Mahal kocasına ölürken bir
daha kimseyle evlenmemesini ve ken-
^'âisr'İÇnvçok güzel bir mezar yŞpv
1
tırmasıru istemiş.îlk isteğinın yerine
gelmiş olması kuşkulu da olsa, kansı
için yapürdığı ve bugün dünyanın
yedi harikasından biri sayılan Tac
Mahal, ortada. Hindistan'ın "beyaz
hanımefendisi", "mermerden şiiri";
Tagore'a göre, "zamanın
yanaklanndan akan bir
gözyaşı..."
Zamanının parasına
göre toplam 3 milyon po-
undu aşkın bir bütçeyle-
yaptınldığı söylenen Tac
Mahal, şimdi hasta.
ve aralannda kimyasal, deri ve cam anıtın çevresıni çitlemek ve eski be-
imal eden 212 fabrika arük cıkardığj yazbğına kavuşabilmesi için kimyasal
zehirli gazlarla Tac Mahal'e zarar ve- maddelerle temizlenmesi gjbi önlem-
remeyecek. •' "•- — —-sî=«. -terine de izin verilmeyecek.
" ' ' " • Fotoğraflardaki Tac Mahal bir
imaj yalnızca, ilk gördüğüm an böyle
IBir de işsizlere
sorun
züyle, havada süzülüyormuş izlenimi
veren bir bembeyaz panltı... Tabii
Yamuna'ya çok yakından bakma-
makgerek.
Agra'nın 3 milyonluk nüfusunun
kanalizasyonu bu nehre akıyor, Tac
düşünüyorum. Önceki halini görme- Mahal'in romantık görüntüsüne pek
Ancak bu fabrikalarda çahşan on-
binlerce kişi de böylece işsız kalmış
diğim için "neresi sararmış" diye dü-
şünüyorum.
Öylesine güzel ki, gökyüzünde salı-
I Şab Pefalevfye
'özel izin'
Söylentiye göre İran'ın son şahı
Tac Mahal'i görünce öylesine büyü-
lenmiş ki, 1950'li yıllardaki nyareti sı-
rasırda ilk kansı ile birlikte bu diller-
den düşmeyen anıt mezarda mehtaplı
bir gece kalmak istemış, izni de ko-
parmış!
Hindistan Arkeoloji Kurumu, Ag-
ra'da dilden dile dolaşan bu öyküyü
şiddetle yalanhyor.
YeniDelhi'ye trenle yaklaşık iki sa-
aüik bir mesafede bulunan Agra,
Delhi'deki eski-yeni karmaşasmın
aksine tamaman gecmişiyle yaşayan
bir kent. Tac Mahal'i, bir de merme-
riyle ünlü.
Nüfusu 3 milyona yaklaşan Agra'-
ya Tac Mahal'i görmek için günde or-
talama 15 bin tunst geÛyor! Ancak
Agra'nın hiç turist görmüş hali yok.
Yollan, lokantalan ve otelleri berbat
durumda. Agra, fena halde hazıra
konmuş.
20 bin işçinin tam 22 yıknı alan
ünlü Tac Mahal'i Hint-Türk İmpa-
ratoru Şah Cihan, ölen kansı Müm-
taz MahaTın anısına yaptırmıştı. Şan
Cihan'ın dört kansından ıkincisi ve
aynı zamanda en sevdiği kansı olan
Mümtaz Mahal, Cihan'a 14 çocuk
doğunnuş.
Kocasıyla çıktığı bir sefer sırasmda
da, bir çocuk daha doğururken öl-
I'Beyaz lady'
karanyor
Uzmanlar Tac Mahal'in
hastahğma "taş kanseri"
diyorlar. Ashnda bugüne
dek kapılanndaki gümüş
parçacıklanndan tepesin-
dekı alün kaplamanın sö-
kühnesine ve hatta Lord
William Bentinck zamanı-
nda East India Company
tarafından neredeyse par-
çalanarak mermerinin açık
arttırmaya çıkanlması gibi
tehlikeler yaşayan
(Hintli tücçarlar bumı en-
gellemek için özellikle mer-
mer fıyatlannı düşük tut-
muşlar) Tac Mahal'in bu-
gün hala hiç de fena olma-
yan bir durumda, en azın-
dan "tek parça" kalması
ashnda bir mutize. Tac
Mahal'in mermeri eskidik-
ce, hava kirliliğin de etkisiy-
le saranyor. Hindistan'da
çevreci kesimlerin yapüğı
uyanya göre. Tac Mahal'in
yaklaşık 50 yıl sonra simsiyah olması
tehlikesi var. "Beyaz Lady"nin göz-
yaşlan, ölmek üzere olduğu bir sırada
farkedildi. Geçen ayın sonunda Hin-
distan Yüksek Mahkemesi anıtın
daha fazla zarar görmemesi için Tac
Mahal dolayındaki 200'ü aşkın fabri-
kayı kapatma karan aldı.
Agra'da en fazla kirliliğe yol açan
Zamanının
parasına gore
toplam 3 milyon
poundu aşkın bir
bütçeyle yaptınldığı
söylenen Tac
Mahal, şimdi hasta.
UzmanlarTac
Mahal'in
hastalığma "taş
kanseri" diyorlar.
Tac Mahal'in bugün
hâlâ hiç de fena
olmayan bir
durumda, en azm-
dan "tek parça"
kalması ashnda bir
mucize.
İçeri gırince Tac Mahal'i beyazlat-
ma işlemınin her an sürdüğüne tanık
oluyoruz! Bir yandan
hayranhk içinde duvarla-
ra dokunanlar, bir yan-
dan duvarlara dokunan-
lan engellemek için sü-
rekli bağınp çağıran gö-
revüler, bir yandan kirle-
nen duvarlan içinden su
içtıkleri kovalara baürdı-
klan eski dış fırçalanyla
temizlik yapan genç ço-
cuklar...
Tabii yıllann da etkisi
var Tac Mahal ın "eskı-
mesinde"... Rüzgarlar,
ısı değışikhkleri, mantar-
lann neden olduğu leke-
ler...
1988 yılmda yayınla-
nan ve Tac Mahal'i gün-
de belirli bir ziyaretçi
sayısı sının konması ko-
nusunda yetkileri uyaran
raporu önemseyen çık-
madı.
Ancak kimi önlemler
deahnmadı değil.
Özelhkle Sikh terörist-
lerin yapüğı birkaç ih-
bardan sonra, geceleri
Tac Mahal'e gjrmek
mümkün obnuyor.
Balayı için Hindistan'ı
seçenkr arük mehtaph
gecelerde Tac Mahal'in
bahçelerinde gezemeye-
cek.
oldu.
Bir yetkili, "Bu fabrikalar, kazanç-
lannın yüzde birini kirliliği önlemek
>çin kullansalardı durum çok farklı
olurdu. Biz kimsenin işsiz kalmasını
istemezdik" diyor.
Bu arada Turizm Bakanhğı'nın
Tac Mahal'i gönneye gelen turistlerin
yapıya el sürmesini engellemek için
nan bır inci gibi, sanki bir martı olup
ucacak.
Fotoğraflarda hep devasa boyut-
larda. görkemli bir yapı gibi görünür
Tac Mahal, oysa -büyük olmasına
karşm- o denli kibar ki, çok çok zarif
bir kadın gibi.
Arkasında Yamuna Nehri ve gü-
nün saatine göre renkler alan gökyü-
Bu ilk yazı dtim'm sevincini yaşar-
ken kardeşimle paylaşmıştım. Yayı-
mlandığı sırada artık aramızda de-
ğildi. Bu diziyi o 'uzun yürüyüş'ün
çok başında yaşammı yitiren karde-
şim, dostum Tolga 'nın anısına adıyo-
rum.
BİTl'İ
ÎLAN
T.C.
PENDİKASLİYE
BtRİNCİ HUKUK MAHKEMESİ
Hâkim: Ismet Yıldınm > 18570
Zabıt Kâtibi: Yüksel Aydemir
EsasNo: 1991/149
KararNo-, 199M367
Karar Tarihi: 17.10.1991
Davaa Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafindan davalılar îbrahim
Güler aleyhine mahkememizde açılan 2942 sayılı yasanın 17. madde-
sine göre tescü davasırun yapılan açık duruşması sonunda:
Mahkememızden verilen 17.10.1991 gün ve 1991/149 esas. 1991/
1367 karar sayıb ilamınuz ile davalılann hissedar bulunduklan Istan-
bul ili, Pendik üçesi, Kurtköy köyü mevkıinde kain bulunan 055 paf-
ta, 598 parsel sayılı tasınmazda davalılara isabet eden 1440/10398
hissenin toplam 11 522.216.-TL'sı karşılığında davaa Arsa Ofısı Ge-
nel Müdürlüğü adına tapuya tesciline karar venlmiştır.
Mahkememiz tarafından adresi tespıt edilemeyen, duruşma günü
ve saatı ilanen teblığ edilen davah İbrahim Güler tarafa karanmız
daveüye yenne kaım otmak üzere ilanen tebbğ olunur 8.10 1993
Oavahnın en son adresi ve ismı:
İbrahim Güler, Akyaa Mah. 41 Sok. No: 161, Ordu
Basm: 42915
PENDtKASLİYE
BÎRİNCİ HUKUK MAHKEMESİ
Esas 1991/406
Davaa Arsa Ofisı Genel Müdürlüğü tarafindan mahkememiz-
de açılan 2942 sayılı yasanın 16-17. maddelen gereğinoe tescil davaa-
nın yapılan açık yargüaması sırasında:
Aşağıda ısun ve en son bıldinlen adresleri yazüı bulunan davalılara
mahkememiz tarafından tebligat yapılması mümkün obnadığı gibi
yapılan tüm yaaşmalara ve tahkikaüara rağmen davalılann tebligata
sarih açık adreslerinin tespiü mümkün olmadığından davalılara du-
ruşma günü ve saatinin ilanen tebliğine karar venlmıştır.
Aşağıda hüviyetleri ve en son bildinlen adresleri yaalı bulunan da-
valılann duruşma günü olan 7.12.1993 tarihınde saat 10.35'te mahke-
memiz duruşma salonda hazır bulunmalan, dava ile ilgili her türlü
yazılı belge ve delillenni dosyamıza duruşma gününe kadar ibraz et-
melen, delillenni ibraz etmezler ve mazaret göstermeksizın duruşma
günü ve saatinde mahkememizde hazır bulunmazlarsa yargılamamn
gıyaplannda yapılarak karar verileceğı davalılara daveüye yerine ka-
im olmak üzere ilanen teblığ olunur. 7.10.1993
Davalılar:
Mehmet Tezcan
Adresi meçhul
Tescıli istenen dava konusu taşınmaz:
Pendik ilçesi, Kurtköy köyü, 6 pafta, 836 parsel sayıh taşınmaz.
Basın:42918
PENDİKASLİYE
BİRİNCİ HUKUK MAHKEMESİ
1991/409 Esas
Davaa Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından mahkememiz-
de açılan 2942 sayılı yasanın 16-17 maddelen gereğjnce tescil davası-
nın yapılan açık yargılaması sırasmda
Aşağıda ısım ve en son bildırilen adresleri yazılı bulunan davalılara
mahkememiz tarafından tebhgat yapılması mümkün olmadığ) gibi
yapılan tüm yazışmalara ve tahkikaüara rağmen davalılann tebligata
sarih açık adreslennin tespiti mümkün olmadığından davalılara du-
ruşma günü ve saatinin ilanen tebliğine karar verilmiştır.
Aşağıda hüviyetleri ve en son bildinlen adresleri yazılı bulunan da-
valılann duruşma günü olan 7.12 1993tarihindesaal 10.35'te mahke-
memiz duruşma salonda hazır bulunmalan, dava ile ilgili her türlü
yazılı belge ve delillenni dosyamıza duruşma gününe kadar ibraz et-
meleri, delillenni ibraz etmezler ve mazaret göstermeksızin duruşma
günü ve saatinde mahkememizde hazır bulunmazlarsa yargılamanın
gıyaplannda yapılarak karar verileceğı davalılara daveüye yerine ka-
im olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 7.10.1993
Davalılar
Mehmet Tezcan
Adresi meçhul
Tescib istenen dava konusu taşınmaz:
Pendik ilçesı, Kurtköy köyü, 6 pafta, 957 parsel sayıh taşınmaz.
Basm: 42919
POLfriKA VE ÖTESİ
MEHMEDKEMAL
Tûkenmek Bilmiyor...
Amerika'da etkili ve yetkililerle görüştükten sonra
Tansu Çlller, "Acı reçetelerle geliyorum" diyor. Hangi
tatlı yüzle gitti ki şimdi acı yüzle getiyor. Zenginlerden
vergi alamadı ki yoksullardan vergi alabilsin! Görüştüğü
kişi ve kuruluşlar "Vergi alın" derken, ortada vergi ala-
mayan bir devlet var. Amerika hep bir şeyler söyler, bi-
zimkiler de hep bu şeyleri yapmaya çalışır. Baştndan
beri böyle olmuştur.
Turkey, Amerikan Ingilizcesi'nde 'törkey'okunur; an-
lamı da 'hindi' demektir. Amerikalılarla ilk karşılaşma-
mızda biz bu 'turkey'm hindi olduğunu öğrenmiştik.
Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye'ye gelen
Amerikan Büyükelçisi, yanında bir de hindi getirmişti. O
yıllarda çıkan gazetelerde, armağan olarak gönderilen
hindinin resimleri vardır. Amerikan Büyükelçisi ile bi-
zim Oışişleri Bakanı NecmetHn Sadak'ın ve Milli Şef
Inönû'nün birçok resmi vardır. "Bu hindi ne oldu" diye
soracak olursanız hemen söyleyeyim; armağan olarak
gönderilen bütün hayvanlar gibi bu hindi de, Orman Çift-
liği'ndeki "hayvanatbahçesi"r\e kondu. Dahaönce Hint-
liler, 'Mohini' diye bir fil göndermişlerdi; o da oraya
kondu. Bu Mohini, Ankaralı çocukların sevgilisi olmuştu.
Amerikalılarla ilk kaynaşmamız bu iri hindiyle olmuş-
tur. Gerçi savaş sırasmda Roosewelt' diye postallar da
vermişlerdi. Bir de iple sarılmış cam mataralar, Steen
makineli tüfekler vardı.
Savaş bitti, Amerikan yardımı sona erdi; ülkemizde
DP iktidara geldi. Celal Bayar ismet Paşa'ya sorarmış:
"Biz neden NATO'ya girmedik?"
İsmet Paşa'nın yanıtı, "Aldılar da girmedik mi?" olur-
muş. Bayar'ın gözü NATO'daL
Derken Bayar'ı Amerika'ya çağırdılar. Artık gün doğ-
muştu. Bayar Kore Savaşına da, NATO'ya da, Bağdat
Paktı'na da girdi. Gazeteciler Amerika'dan dönen Ba-
yar'a sordular:
"Geziniz nasıl geçli?"
"Yakında küçük bir Amerika olacağız".
Aradan kırk yılı aşkın bir süre gecti 'Küçük Amerika'
olamadık ama, Amerika'nın her dediğini yapan bir uydu
olduk. Tansu Çiller'in gezisi, görüşmeleri, diledikleri,
vaatettikleri Amerika'nın doğrultusundadır. PKKterörü-
ne karşı alınacak önlemleri bile Amerika'dan bekliyo-
ruz. Insan hiç kendi iç sorununun cözümünü başkasın-
dan bekler mi?
Biz bir 'Küçük Amerika' olamadık ama, Amerika
küçük bir 'turkey' oldu. Çekiç Güç Adana'nın ortasında,
Güney Anadolu'nun tepesindedir. Birisi höt demesin,
fırdolayı nöbettutmaktadır.
Ülkemiz ne zaman bir kargaşa içine girse Amerika'-
nın baskısı artar, ekonomi paramparça olur, ekonomiyi
birileri dışardan yönetmeye kalkışır. Bu kalkışma ya as-
kerle olur, ya siville .. 1960'tan bu yana yönetim, askeri
güçlerle ve onların gözetiminde oldu. Gelirler, sıkıyöne-
tim ilan ederler: anayasa yapacağız, tez fırsatta seçime
gideceğiz derler; ondan sonra, ülkeyi on yıllık bir kaos
içine sokarlar giderler. Bunun böyle oluşu Kenan Ev-
ren'in uluortadolaşmalanndan bellidir. Birdiktator, gün
gelir kendini ressam bile sanır. Ressamlık diktatörlük-
ten daha mı kolay?
Bu karmaşayı biraz da tiyatroya benzetmek nasıl
olur? öyle ya, ortada bir senaryo oynanıp duruyor. Bu-
nun yazanı da, çizeni de, yeniden sahneye koyanı da
belli değil mi? öyle yönetmenler gördüm ki, senaryo
karşısındaterler; bizimkindeyse senaryo o denli kolay...
Her şey yerli yerine oturuyor.
Bir zamanlar "Amerikan sömürgesi olacağız" dendi-
ğinde, "Nemiz var ki Amerikan somurgesı olalım" der-
lerdi. Bakıyorum Amerika'ya verecek o kadar çok şeyi-
miz varmış ki, bir türlü tûkenmek bilmiyor. Ye babam,
ye!
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Evrenin oluşumunun
ve sürekli genleşmesinin
en az 10 milyar yıl önce,
çok sıcak bir madde ve
enerji kütlesmin patlama-
sıyla başladığını Öne sü-
ren kuram. 2/ Duvar
lambası... Bölmeli göçebe
çadın. 3/ Nazar değmesı-
ne karşı tütsü olarak kul-
lanılan bir bitki. 4/ Bır
meyve... Olumsuzluk be- 8
lirten bir önek. 5/ Bır g
makineyi oluşturan ve iş-
lemesine > ardım eden parçalardan
her biri... Kanşıkhk. kargaşa. 6/
Oktay Rifat'ın bir romaru. 7/ Uğ-
raş... İskambildekı dört işaretten
her binne venlen ad. 8/ Uzak... İs-
kambilde koz. 9/ Üstü kapalı ola-
rak anlatma... Bile bile en kötü
davranışlarda bulunan kimse.
YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ta-
şıyıa ahşap direkler üzerine cakı-
lan çıtalar ya da kamışlar üzerine
sıva vurularak yapılan duvar. 2/
Alfred Hitchcock'un bır fılmi... Bir yerden bir yere gjdiş geliş. 3/
Tahıl unlanndan nişasta çıkanldıktan sonra geri kalan albü-
minli madde... Radyumun simgesı. 4/ Kunduracılann delik
açmakta kullandıklan çelık üğ... Bağ budamakta kullanılaneğ-
ri bıçak. 5/ Olgunlaşınca kendiliğinden çatlayıp açıhnayan kuru
meyve... Kahcılık. 6/ Çamaşırcı ayı da denilen ve Amerika'da
yaşayan kürkü değerli hayvan 7/ Futbolda sayı... Dağ sırtla-
nnda davarlann yatınldığı düz ve kuytu yer. 8/ Amerika'da
yaşayan hörgüçlü \aban öküzü... Uzakhk işareti. 9/ Temiz...
Gem altına takılan küçük zincir.
Değişmedi9
eyecektir.,
tncıl'e kadar gelen
Kutsal Kitaplar,
kendınden öncekı
Kutsal Yaalan
bozuldu. değişlı ya da
hukmü geçti diye
yadsımıyor Oysa VII.
yûzyılda ortaya atılan
bazı görûşler, bu vahiy
dızısinın kopanldıgını
iddıa etmeye başladı.
Insan bu konuda
kulaktan dobna
bilgılerle yetınmemelı
Asıl kaynaklan
ıncelemek
daha dogru obnaz mı
7
lsteme adresi:
MUjde Yaymafık
P.K.:8
EVET,
Kıtabt Mukaddcs
Tanrt Sözü'dûr!