25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EKİM1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER SHP'nüı arastırtnası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP, kontrgerilla iddialannın araştınlması için Adıyaman Milletvekili Celal Kürkoğlu'nun hazırladığı araştınna önergesini redakte ederek Meclis Başkanlığı'na sunmayı kararlaştırdı. Eski Genel Başkan Erdal İnönü döneminde engellenen öncrgeye, Murat Karayalçın destek verdi ve bu konudaki tartışmalan sonuçlandırdı. Kürkoğlu ve arkadaşlannın önergesi, önceki gün grup yönetim kurulu toplanüsında değerlendirildi ve Karayalçın'ın değerlendirmesine göre hareketedilmesi kararlaştınldı. Karayalçın, dün Meclis grubu toplanüsında yaptığı konuşmada, Kürkoğlu ve arkadaşlannın kontrgerilla konusunda Meclis araşürması açılmasına ilişkin önergelerinin bu hafta TBM M 've verileceğini açıkladı. Perinçek'ten Çiller'etepki • îstanbul Haber Servisi- Başbakan Tansu Çiller'in "acı recete"sine tepkiler devamediyor. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek yapüğı yazıh açıklamada. Çiller'in hûkümeti bile toplamaya gerek görmeden acı reçeteyi açıkladığıru belirterek, "Her şey çok açık, karar merkezi Dûnya Bankası ve IMF. Karann içerigj, 'çok radikal'. Eczanelerdeki 'dikkat zehir' uyanlı şişeler gjbi. Özeti, derhal özelleştirme, yüksek KÎTzamlan,işten çıkarmalar, tanmda destek alımlanna ve diğer desteklere son. tşçiye, memura düşük ücret ve vergilerin arttınlması" dedi. Günaydınve Ersöz davaları • İstanbul HaberSemsi- Istanbul DGM eski Başsavcısı Yaşar Günaydın ve emekli general Adnan Ersöz'ün öldürülmesine kanşüklan iddiasıyla haklannda idam istemiyle dava açılan Yasemin Okuyucu ve Metin Dikme'nin yargılanmasına devam edildi. Metin Dikme'nin getirilmediği Istanbul 1 nolu DGM'dedün yapılan duruşmada, Yasemin Okuyucu, Bayrampaşa Cezaevi'nde geçüğimiz gûnlerde bulunan tünelle ilgili olarak dilekçe okudu. Okuyucu, tünelin bir tesadüfsonucu bulunduğunu, buna karşın hiçbir gücün kendilerini sıcak savaşa kaülmaktan alıkoyamayacağını savundu. Okuyucu, dilekçesinden sonra zafer işareti yaptı. Mahkeme, dosya kapsamının incelenmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Binbaşı Yıldıran davası • İstanbul Haber Servisi- Diyarbakır Cezaevi Komutaru Binbaşı Esat Oktay Yıldıran'ı öldürdüğü iddiasıyla yaklaşık 5 yıldır tstanbul DGM'de idam istemiyle yargılanan Abdullah Kanat'm davasına devam edildi. Karar aşamasındaki davada, Kanat'm avukatlan esas hakkındaki savunmalannda, öldürme eyleminin failinin Abdullah Kanal olmadığmı ileri sürerek beraat karan verihnesini istediler. İstanbul lNo'lu DGM'dedün yapılan duruşmada, Kanat'm avukatı Osman Ergin, esas hakkındaki savunmasını yaptı. Osman Ergin, olayın faıllerinin, Erzincan DGM'de yargılanan itirafçı sanık Ikram Köse'nin 8 Mayıs 1990 tarihinde verdiği ifadeyle firarda olan kod adı Ekrem, Ali Güneş ve Muhittin Ayalp olduğunun anlaşıldığını kaydederek Abdullah Kanat'ın beraatini istedi. Mahkeme, karar vermek için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. SHP Genel Sekreteri Halil Çulhaoğlu'dan DSP liderine 'özelleştirme' çağnsı: EcevitDSP'yilıalka açsın • SHP Genel Sekreteri Halil Çulhaoğlu, DSP'nin tekelleşmiş bir yapıya sahip olduğunu belirterek "Özelleştirmenin gündemde olduğu bu dönemde, Sayın Ecevit'e, partisini halka açması çağnsında bulunuyorum" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - SHP Genel Sekreteri Halil Çulhaoğlu, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in solda birlik arayışlanna, parti tabanı- na danışmadan bireysel bir ta- vırla karşı çıktığmı söyledi. DSP'nin tekelleşmiş bir yapıya sahip olduğunu belirten Çulha- oğlu, "özelleştinneııin gündem- de olduğu bu dönemde, Sayın Ecevit'e, partisini halka açması çağnsında bulunuyorum" dedi. DSP Altındağ İlçe Başkanı Muammer Söğütiü, Başkan Yardımcısı Kasım Üyas Donık, İlçe Saymanı Kemal Kunduz ve beş yönetim kurulu üyesi dün düzenlenen bir törenle ŞHP'ye katıldı. SHP Altındağ İlçe Başkanhğı'nda düzenlenen törende konuşan SHP Genel Sekreteri Çulhaoğlu. bu katılımı, "DSFKler Tepede ol- masa da biz tabanda birleşiriz" diyorlar" şeklinde yorumladı. Solda birlik arayışlannın, DSP liderinin tek yanb karanyla en- gellenmeye çalışıldığını vurgu- layan Çulhaoğlu. "Geçmiste bazı insanlan umut yaptik. Şimdi umudumuz, kendi ideo- lojimiz, parti örgütleriıün ka- rarlılığı ve insanlanmıza duy- duğumuz güvendir" diye ko- nuştu. Solda birlik konusunda b i rl i ği tartışıy SHP'nin her türlü özveriyi yap- maya hazır olduğunu da ifade eden Çulhaoğlu şöyle devam etti: "Biz kimlikleri. hangj parti- de birleşeceğimizi tartışmıyoruz. Biz ülkenin geleceğinin gü>ence altma alınması için >öntemieri tartışıyoruz. Bu nedenle önemli olan, kendi iç kavgalarından uzaklaşmış, ülke sorunlarına dön- raüş bir parti yapısının oluş- turulması. Bu is- tikrarlı >apıyı sağlasınlar, gel- sinler yarın elimizi sıksuüar. Birleşme bu ko- şullarda, SHP'- de de olur, CHP'de de. Bunu tavuk mu yumurtadan ^ ~ ^ ~ ™ çıkar, yumurta mı tavuktan tartışnıasına dönüş- türmenin anlamı yok." SHP Ankara İl" Başkanı Yıl- maz Ateş, tabarundan güç al- mayan bir parti ve genel başka- nın hayatta kalmasının müm- kün olmadığını vurgulayarak "Sayın Ecevit'in bireysel olarak aldığı kararlar, kendi tabanmı o r .14 rahatsız etmektedir. Solda poli- tika ideoloji temelinde, ilkeier bazında yapılır. Horoz dövüşü gibi politika yapılmaz" dedi. MHP-RPçizgisi DSP Alündağ İlçe Başkanı Muammer Söğütlü ise Ecevit'in son demeçlennin kendilerini solculuktan çıkanp MHP ve RPçizgisinde politikacılar hali- ne getirdiğini ifade ederek bu nedenle SHP'ye katılma karan aldıklannı bildirdi. Söğütlü, "Biz arkamızda 24 bin oyla SHP çatısı altına gektik. Ama, sadece bizim gelmemiz yetmez. CHFlileri de bekUyoruz. Çün- kü onlann evi de SHP'dir" diye konuştu. Altındağ Belediye Başkanı AK Rıza Koç da 1994 yerel seçimlerinden partisinin büyük bir zaferle çıkacağına inandığını dile getirdi. SHP lideri parti grubunda konuştu Karayalçın: Sıkı\ öııetiıııe karşıçıkamıı • SHP Genel Başkanı Karayalçın, "Biz, olağanüstü hali bile içimize sindiremediğimiz bir ortamda, nesnel koşullan olmadan sıkıyönetime karşı çıkarız" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - SHP Genel Başkanı Mu- rat Karayalçın, sıkıyönetim söylenülerine dikkat çekerek "Sıkıyönetimi telaffuz edenle- rin sözlerinin bu ülkeyi sıkıyö- netimsiz idare edememe alış- kanbğından kaynaklandığını biliyoruz" dedi. Karayalçın. partilerinin "olağanüstü hali bi- le içlerine sindiremediğini, sıkı- yönetime karşı çıkacaklarını" bildirdi. Karayalçın, grup toplanüsın- da öncelikle SHP'nin bu hafta TBMM'ye vereceği yasa öneri- leri konusunda bilgi verdi. Ka- rayalçın, SHP'nin "temiz top- lum, temiz siyaset" için mal bil- dinminde bulunulması ile rüş- vet ve yolsuzluklarla mücadele- ye ilişkin yasalarda değişiklikler yapılmasına ilişkin önerisi. Ha- tay Milletvekili Ali Uyar'm YOK ile ilgili bir değışiklik öne- risi ve Mardin Milletvekili Mu- Karayalçın SHP'nin bu hafta TBMM'ye vereceği yasa önerileri konusunda bilgi verdi. (AA) zaffer Arıkan'ın Doğu'da, Gü- neydoğu'da öğrencilerin bir üst kademeye geçebilmeleri için devletin hazırhk kurslan açma- sına ilişkin yasa önerilerinin bu hafta TBMM'ye verileceğini açıkladı. Toplanüya, SHP Grup Başkanı Aydm Giiven Gürkan disk kayması olduğu için katılamadı. Karayalçın , SHP'ninOnur- sal Genel Başkanı Erdal İnönü - nün Kıbns gezisine de değine- rek "Sayın İnönü, Cumhurbaş- kanımızın >e hükümedmizin is- teği doğrultusunda KKTC'ye gitti. Doğrusu. basına da yansı- dığı gibi, SHP Genel Başkanı olarak bu ziyaretle ilgili bazı kaygilar taşıyordum. İnönü'nün gezisinin verimlilik getireceğine ilişkin kaygılar taşıyordum. An- cak Sa\ ın inönü, son derece ba- şanlı sonuçlar elde etti" dedi. Karayalçın, İnönü'ye teşekkür etti. Karayalçın. konuşmasında sıkıyönetim söylentilerine de dikkat çekti. Bu konunun öznel ve nesnel açıdan değerlendirile- bileceğini vurgulayan Karayal- çın, bugün Türkiye'de ülkenin değişik bölgelerinde sıkıyöneti- mi gerektiren nesnel koşullann ortaya çıktığı kanısında olma- dıklannı bildirdi. Karayalçın "Sıkıyönetimi telaffuz edenlerin sözlerinin, bu ülkeyi sıkıyöne- timsiz idare edememe ahşkanb- ğından kaynaklandığını biliyo- nız. Biz. olağanüstü hali bile, içi- nize sindiremediğimiz bir ortam- da, nesnel koşullan olmadan sıkıyönetime karşı çıkarız . Bu- nu çok net biçimde ifade etmek isterim" dedi. Karayalçın, Ada- let Bakanlığı'nın adalet refor- muna ilişkin çalışmalan konu- sunda da bilgi verdi. Bugün 30 yıl öncesinden kalma 1228 da- va, 20 yıl öncesinden kalma da 10 bin 614 dava bulunduğunu anımsatan Karayalçın, "Bu, adalet reformunun, yargıya hız kazandınlmasuıuı ne denli ya- şamsal olduğunu ortaya koyu- yor" dedi. Karayalçın, Bakan- İar Kurulu'nda bekleyen bazı konulan "başta kendisi ounak üzere" yakından izleyeceklerini sözlerine ekledi. Cttneydoğu CHPheyeti Diyarbakır'a gidıyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - PKK'nın gazetecilere koyduğu 'haber ambargosu' nedeniyle. havanın ı>ice ger- gjnleştiği Diyarbakır'da, CHP cumartesi günü bölge toplantısı yapacak. CHP Ge- nel Başkanı Deniz Baykal'ın başkanhğında yapılacak top- lanüya Parti Genel Sekreteri Ertuğrul Günay'ın yanı sıra kalabalık bir milletvekili ve parti yöneticisinin katılması kararlaşünldı. CHP Genel Başkan Yar- dıması Eşref Erdem, terör olaylan nedeniyle toplanüyı ertelemelerinin söz konusu ol- madığını belirterek toplantı- nın kararlaşünldığı gibi cu- martesi günü Diyarbakır'da yapılacağını söyledi. SHP'yegeçiş haberleri dc^nıdeğil İstanbul Haber Servisi - De- mokratik Sol Parti (DSP) Pendik İlçe Başkanı Levent özer, yaklaşan yerel seçimler- de, DSP'nin en güçlü parti konumuna geleceğini öne sür- dü. Gazetemizde önceki gün yer alan "Pendık'te DSP'den SHP'ye geçiş" haberi üzerine bir açıklama yapan Levent Özer, DSP ilçe teşkilatını ziya- ret eden pek çok vatandaşın SHP'nin içinde bulunduğu durumdan şikayetçi olduk- lannı ve solda gerçek bütün- leşmenin DSP'de olması ge- rekliliğini belirttiklerini söyle- di. SHP'lilerin de bu durumu gayet iyi bildıklerini öne süren Ozer "DSPden SHFye geçiş haberi, sadece paniğe kapıhnış SHP'lilerin kamuoyunu vanı- Itmaya uğraşma çabalarKÜr" dedi. Yılmaz, hastahğm merkezinin koalisyon hûkümeti olduğunu söyledi ANAP 'seçimhükümetf önerdi 'HÜkÜmetİn Zaafl r ANAP Genel Başkanı Mesut 'ÇaPe SeÇİm hÜkÜmetİ'Y.lma/ terörün Yılmaz. sıkıyönetim ya da milli mutabakat artarak devam etmesi halinde martta yapılacak hûkümeti formüllerinin koalisyon hükümetinin seçimlerin göstermelik olacağını savunarak. zaafını örtmeye yönelik olduğunu söyledi. "Seçim hükümetinden başka çare yok" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü rosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. yerel seçimlerin güvenli biçimde yapılabilmesı için hükümete her türlü desteği vermeye hazır olduklannı belir- terek. "Eğer hükümet. güvenli ve vatandaşın hür iradesinin san- dığa yansıyacağı bir seçimi bu- günden taahhüt edemiyorsa, Meclis içinde bir seçim hûkümeti kurmaktan başka çare yoktur" dedi. Yılmaz. "sıkıyönetim ve milli mutabakat hûkümeti" gibi formüllenn de, hükümetın zaa- fını örtmeye yönelik olduğunu savundu. Seçim güvenliği Güneydoğu'da farklı boyut- lara ulaşan terör olaylan arta- rak sürerken. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. yerel seçimlerin güvenliği için hükü- mete her türlü desteği verecek- lerini bildirdi. Yılmaz. partısi- nin TBMM grubunda yapüğı konuşmada, yerel seçimlerin güverîliğine ilişkin aylar önce dile getirdikleri endişelerin doğ- ru çıktığını belirterek. hüküme- tı. "sorumsuzluk ve yalan açık- lamalarda bulunmak"la suçladı. Bölgede kacınlan ANAP'h bir belediye başkanının halen PKK'nın elinde bulunduğunu söyleyen Yılmaz, "Belediye başkanJanmız aday olmamaları için eşkıya tarafından tehdit edi- üyor. Muhtemelen aday olma- ması karşılığında serbest bırakı- lacak. Bölgedeki gazeteciler şe- hir merkezinden. Türkiye Cum- huriyeti topraklan üzerindeki bir eşkıya kampına götürülüp tehdit ediliyor. Maalesef bu teh- dit etkili olmuştur. Bize gelen bilgilere göre, eşkıyanın yeni he- defi, bölgedeki TV vericUerinin engellenmesidir" diye konuştu. Bu olaylara engel olamayan hükümet yetkililerinin yalnızca sözlü açıklamalar yaptığını kaydeden Yılmaz, bölgede se- çimlerin yapılmasından vazge- Mesut Yılmaz. hükümete terör için her türiü desteği vereceklerini söyledi. (Fotoğraf: AA) çilmesini kabul etmelerinin mümkün olmadığım vurgu- layarak, şöyle konuştu: "Türkiye'de 5 ay sonra güven- li bir seçim yapamayacak hükü- metin yapacağı tek şe> çekip git- mekrir. Sıkıyönetim. milli muta- bakat hûkümeti gibi formüllerin, bu hükümetin zaafını kapatacak şekilde ortaya atılması şu aşa- mada kabul edilemez. Çünkü bu hükümet bırakın sıkıyönetimi, olağanüstü hal uygulamasını bile beğeınneyerek iktidara gelmiş- tir. 2 sene sonra geldiği noktada durum sıkıyönetimi zonınlu kdı- yorsa. bu hükümet iş başında ol- duğu sürece sıkıyönetimle de bir yere varılması mümkün değildir. Hastalığın merkezi hükümettir. Bu hükümetin terör konusunda önce kendi içinde bir anlaşmaya varması gerekmektedir. Bugün Türkiye'de istenen milli mutaba- katı engelleyen tek husus, koa- lisyon ortakları arasındaki gö- rüş ayrılığıdır. Bu ajrılık gidcri- lirse, çok geniş bir mutabakat sağlanabilir." Terörle mücadele konusunu hiçbir zaman siyaset malzemesi yapmadıklannı anlatan Yıl- maz, hükümete; terörü önleme- si, halkın can ve mal güvenliğiy- le, yerel seçimlerin güven içinde yapılabilmesini sağlaması ıçın her türlü desteği vermeye hazır olduklannı bildirdi. Yerel seçim endişesi Olağanüstü hal uygula- masmın süresinin uzatılmasr için kısa bir süre sonra hükü- metin Meclis'e geleceğini anı- msatan Yılmaz, "Desteğinuzin devam etmesini istiyorlarsa, sa- dece birtakun yalan açıklama- larla olayların gelişmesini izle- mekle yetinemezler" dedi. Seçim gürü önlem alınması ve her sandığın başına bir asker dikilmesıyle sorunun çözüleme- yeceğini bildıren Yılmaz, "Eğer bu şekilde de\am ederse, seçim- ler, hür iradenin değil. eşkıyanm tehdidinin ve baskısının sandığa yansıması olur. Mesele, seçim öncesi >e sonrası, o bölgede hür iradesiyle tercihini belirlemiş in- sanlann güvenliğinin sağlanma- sıdır"dedi. Yılmaz. konuşmasını şöyle sürdürdü: "\ atandaşın hür iradesinin sandığa yansıyacağı şekilde se- çimlerin yapılacağını hükümet bugünden taahhüt edemiyorsa, hükümetin çekilmesi ve bu Mec- lis içinden bir seçim hûkümeti kurulmasından başka çare yok- tur. Yani memkketi yeniden se- çime götürecek bir seçim hü- kümetinin kurulmasından başka çözüm yolu kalmamıştır. Ama eğer, herhangi bir tereddüt söz konusuysa, tüm ek tedbirleri alıp, devletin her imkanuıı sefer- ber edip, mart ayında miUetin oyuna başvurmaktan başka çare yoktur." ÜĞÜPOLİTİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA NeredeKatt? Başbakan Tansu Çiller ne diyor? "Biz ülkede demokrasiyi tüm kurum ve kurallanyla iş- leteceğiz. Biz yöneticilerin keyfi uygutamalannı önleye- ceğiz..." Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın neler söylü- yor: "Biz emek ağırlıklı bir kitle partisiyiz. Biz emekçinin yanındayız..." Masamın üzerinde Hava-lş Sendikası'nın bülteni du- ruyor. Okuyorum, bir daha okuyorum. Sonra kendi ken- dime soruyorum: "Türk Hava Yolları'nda bu işçi kıyımının nedenini kim açıklayabilir?" Toplum suskun. insanlarda bir yılgınlık egemen... Neden? Kimse yanıt veremiyor... Havada bir yağmur sıkıntısı var. Güneydoğu'ya gaze- teler gidemiyor. Dün tüm gazetelerin -Ozgür Gündem dışında- büroları kapatıldı. Içişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu açıklama yapıyor... Diyor ki: "Gazeteler tehditlere göz yummamalı. Orada devlet vardır..." "Nasıl vardır Sayın Bakan?" Yanıt "Gazetecilere silah veririz, koruma önlemleri alınz..." Hayret! Bugüne dek Güneydoğu'da 15 gazeteci, 5 gazete satı- cısı öldürülmüş Ne diyor içişleri Bakanı: "Siz korkmaym, gazetecilik yapın, bürolarınızı kapat- mayın..." Sanki çocuk oyuncağı bu iş. Hani insanın aklına şu ge- liyor: "Kolaysa gitsen yap orada gazeteciliği..." Her neyse! Hava-lş Sendıkası bültenini okumaya başlıyorum: "THY yönetiminin gündeme getirdiği zorla emeklilik ve işten çıkarmalarla' şirkete yıllarını vermiş 23 kabin memuru arkadaşımız işlerinden kopartıldılar. Isteğe bağlı, teşvik edilen ve kayırmalardan arındırılmış bir emeklilik politikasının uygulanabilirliği söz konusu iken, ben yaptım oldu mantığı ile şirket genelinde 103, uçuş işletmeden 16 arkadaşımız zorla emekli edildiler. Yine şirket genelinde 19, uçuş işletmeden ise 7 arkadaşımız işten çıkanldılar. işten çıkarılan arkadaşlarımızdan biri- nin emekliliğine 1 ay, ikisinin emekliliğine 6 ay, birinin emekliliğine ise 1 yıl var. Emekli edilen arkadaşlarımıza gönderilen yazılarda kullanılan 'yaemekliliğinizi istersi- niz ya da 13. maddeye göre işten çıkarırız' ifadesi şirket yönetimlerinin sizlerin emeğinize biçtiği değeri açıkça gösteriyor. Toplusözleşme ve grev oylaması sürecinde şirket yetkililerinin sizlere yaptıklan vaatleri hatırlaym. Dün önünüze uzatılanlara evet demeniz için birileri siz- leri yanıltıyor, şirkette personel fazlalığı olduğunu, ama bu fazlalığın şirketi büyüterek eritileceğini' söylüyorlar- dı. Sizlere sendikanızı umacı gibi göstermeye çalışarak, toplusözleşme taleplerimiz içinde var olan sizlerle ilgili 18. maddeyi unutturmaya çalıştılar. Bunda da başarılı oldular." THY işvereni sendikal hak ve özgürlükleri neden kısıt- lıyor? Bir yandan işçi atarken öte yandan niye işçi alı- yor? Gazeteler THY'de olup bitenleri niçin yazmıyor? THY'de çalışanlar tedirgin. Ama, özel televizyonlara baktığınızdaTHY "küreselleşmeyeayakuyduruyor"gö- rülüyor. THY'nin reklam giderleri bunca zarara karşın artıyor. Türkiye tuhaf bir ülke. Içişleri Bakanı "Güneydoğu'da gazetecilik yapın" derken Ulaştırma Bakanı, THY'de olup bitenleri görmüyor. işten atılanlar, yaşanan olaylan anlatacak makam bulamıyor. Okuyorum Hava-lş'in bültenini: "1994yılında 65 uçaklı filoyu hedefleyen şirket yöneti- mi, şirkete bir taraftan yeni hostes alımını sürdürüp, bu arkadaşların eğitimi için milyarlarca lira dökerken, şir- kete yıllarını vermiş, deneyimli elemanlarını ise gözünü kırpmadan harcamaya devam ediyor. Zorla emekli edi- len, işten çıkarılan arkadaşlarımız için şirket yöneticile- ri, yaptığımız görüşmelerde bu uygulamayı yaparken birim amirlerinin kendilerine verdikleri listeleri dikkate aldıklannı ve onlann önerileri doğrultusunda hareket et- tiklerini söylediler. Yani sizleri dün grev oylamasında sendikanıza karşı yönlendirenlerle, bugün ekmeğinizle oynayanlaraynı kişiler. Dün size ihtiyaçları vardı, bugün ise yok. Şirket büyüyor, ama yıllarını bu şirkete vermiş, bu büyümede alınteri, emeği olanlar ya zorla emekli ediliyor ya da işten çıkar ılıyor. Siyasi ve kişisel tercihler- le yapılan plansız programsız istihdam politikalarının sonuçlannın bedeli sizlere ödetiliyor. Bugün başlatılan bu uygulamanın sizlerin tepkisizliği devam ettiği sürece nerede duracağı belli değil. Çalışanlar olarak aranızda yaratılan her türlü yapay ayrımları bir yana atıp, bugün bir başkasına, ama yarın da bana' gerçeği ile bu uygula- malara karşı durmak ve her zamankinden daha çok sen- dikanıza sahip çıkmak zorundasınız." 1993 Türkiyesi'nde yaşıyoruz tüm bu anlathklarımızı. Bunun için de kendi kendimize soruyoruz. "Nerede kaldı kişi temel hak ve özgürlükleri?" Gürkanve Ecevît'm TürkiyemilletT tarbşması • DSP Genel Başkanı Ecevit'in, 'Türkiye milleti' diye konuştuğu için suçladığı Aydm Güven Gürkan, bu sözü doğru bulmadığı için hiçbir zaman kullanmadığını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit'in, konuşmalan- nda "Türkiye milleti" dediği için "ulus sevmezlik"le suç- ladığı SHP Grup Başkanvekili Aydm Güven Gürkan, "Türki- ye milleti" ibaresini hiçbir za- man kullanmadığını belirterek böyle bir deyirnin de doğru ol- madığını bildirdi. Gürkan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, yurtdışı- nda bulunduğu sırada, Ece- vit'in kendisine yönelik sözle- rini şaşkınlıkla okuduğunu be- lirterek "Ecevit'e göre ben, 'Türkiye milleti, Türkiye top- lumu, Türkiye halkı' diyormu- şum ve bu nedenle ulus sevmez- mişim" dedi. Gürkan, sözleri- ni şöyle sürdürdü: "Sayın Ecevit ise asla ulus sevmez yurtseverlerle bir araya geimezmiş. Bu nedenle SHP ile DSP birleşemezmiş? Kendisiıt- den ciddi görüşler dinlemek ve bundan yararlanmak isteyen bir insan olarak Sayın Ecevit'in söylediklerini çok hafîf buldu- ğumu ifade etmek zonındayım. Aynca, Sayın Ecevit'in doğru söylemediğini de eklemek gere- ğini duymorum. Türkiye mille- ti deyimi, doğru bir deyim değil- dir ve benim tarafımdan kulla- ndmamaktadır. Sayın Ecevit'in de TBMM'de birçök kez dinle- diğinden emin olduğum üzere ben de Türk milleti, Türk ulusu deyimini severek ve gururla kuDanmaktayHn. Ancak za- man zaman Türkiye halkı, Tür- kiye toplumu dediğim de doğru- dur. Bir ülkede çeşitli etnik gruplar, çeşitli kökenler bir ulus oluşturabilüier. Bu neden- le Türk ulusu denilmesinde nasıl bir yanltşlık yoksa Türki- ye halkı ve Türkiye topiumu de- mekte de bir yanhşhk yoktur." Gürkan, Ecevit'in bir süre- dir aşın dinci ve milliyetçileri SHP üzerine kışkırtüğını öne sürerek "Ezana küfür edenJer ve Türk milleti diyemeyenler edebiyatı da bu kışkirtma luun- panyasmuı bir parçasıdır n dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle