Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 EKİM1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
SHP'nüı
arastırtnası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - SHP, kontrgerilla
iddialannın araştınlması için
Adıyaman Milletvekili Celal
Kürkoğlu'nun hazırladığı
araştınna önergesini redakte
ederek Meclis Başkanlığı'na
sunmayı kararlaştırdı. Eski
Genel Başkan Erdal İnönü
döneminde engellenen
öncrgeye, Murat Karayalçın
destek verdi ve bu konudaki
tartışmalan sonuçlandırdı.
Kürkoğlu ve arkadaşlannın
önergesi, önceki gün grup
yönetim kurulu
toplanüsında değerlendirildi
ve Karayalçın'ın
değerlendirmesine göre
hareketedilmesi
kararlaştınldı. Karayalçın,
dün Meclis grubu
toplanüsında yaptığı
konuşmada, Kürkoğlu ve
arkadaşlannın kontrgerilla
konusunda Meclis
araşürması açılmasına ilişkin
önergelerinin bu hafta
TBM M 've verileceğini
açıkladı.
Perinçek'ten
Çiller'etepki
• îstanbul Haber Servisi-
Başbakan Tansu Çiller'in
"acı recete"sine tepkiler
devamediyor. İşçi Partisi
Genel Başkanı Doğu
Perinçek yapüğı yazıh
açıklamada. Çiller'in
hûkümeti bile toplamaya
gerek görmeden acı reçeteyi
açıkladığıru belirterek, "Her
şey çok açık, karar merkezi
Dûnya Bankası ve IMF.
Karann içerigj, 'çok radikal'.
Eczanelerdeki 'dikkat zehir'
uyanlı şişeler gjbi. Özeti,
derhal özelleştirme, yüksek
KÎTzamlan,işten
çıkarmalar, tanmda destek
alımlanna ve diğer desteklere
son. tşçiye, memura düşük
ücret ve vergilerin
arttınlması" dedi.
Günaydınve
Ersöz davaları
• İstanbul HaberSemsi-
Istanbul DGM eski
Başsavcısı Yaşar Günaydın
ve emekli general Adnan
Ersöz'ün öldürülmesine
kanşüklan iddiasıyla
haklannda idam istemiyle
dava açılan Yasemin
Okuyucu ve Metin
Dikme'nin yargılanmasına
devam edildi. Metin
Dikme'nin getirilmediği
Istanbul 1 nolu DGM'dedün
yapılan duruşmada,
Yasemin Okuyucu,
Bayrampaşa Cezaevi'nde
geçüğimiz gûnlerde bulunan
tünelle ilgili olarak dilekçe
okudu. Okuyucu, tünelin bir
tesadüfsonucu
bulunduğunu, buna karşın
hiçbir gücün kendilerini sıcak
savaşa kaülmaktan
alıkoyamayacağını savundu.
Okuyucu, dilekçesinden
sonra zafer işareti yaptı.
Mahkeme, dosya
kapsamının incelenmesi için
duruşmayı ileri bir tarihe
erteledi.
Binbaşı Yıldıran
davası
• İstanbul Haber Servisi-
Diyarbakır Cezaevi
Komutaru Binbaşı Esat
Oktay Yıldıran'ı öldürdüğü
iddiasıyla yaklaşık 5 yıldır
tstanbul DGM'de idam
istemiyle yargılanan
Abdullah Kanat'm davasına
devam edildi. Karar
aşamasındaki davada,
Kanat'm avukatlan esas
hakkındaki savunmalannda,
öldürme eyleminin failinin
Abdullah Kanal olmadığmı
ileri sürerek beraat karan
verihnesini istediler. İstanbul
lNo'lu DGM'dedün
yapılan duruşmada,
Kanat'm avukatı Osman
Ergin, esas hakkındaki
savunmasını yaptı. Osman
Ergin, olayın faıllerinin,
Erzincan DGM'de
yargılanan itirafçı sanık
Ikram Köse'nin 8 Mayıs
1990 tarihinde verdiği
ifadeyle firarda olan kod adı
Ekrem, Ali Güneş ve
Muhittin Ayalp olduğunun
anlaşıldığını kaydederek
Abdullah Kanat'ın beraatini
istedi. Mahkeme, karar
vermek için duruşmayı ileri
bir tarihe erteledi.
SHP Genel Sekreteri Halil Çulhaoğlu'dan DSP liderine 'özelleştirme' çağnsı:
EcevitDSP'yilıalka açsın
• SHP Genel Sekreteri Halil Çulhaoğlu, DSP'nin
tekelleşmiş bir yapıya sahip olduğunu belirterek
"Özelleştirmenin gündemde olduğu bu dönemde,
Sayın Ecevit'e, partisini halka açması çağnsında
bulunuyorum" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - SHP Genel Sekreteri
Halil Çulhaoğlu, DSP Genel
Başkanı Bülent Ecevit'in solda
birlik arayışlanna, parti tabanı-
na danışmadan bireysel bir ta-
vırla karşı çıktığmı söyledi.
DSP'nin tekelleşmiş bir yapıya
sahip olduğunu belirten Çulha-
oğlu, "özelleştinneııin gündem-
de olduğu bu dönemde, Sayın
Ecevit'e, partisini halka açması
çağnsında bulunuyorum" dedi.
DSP Altındağ İlçe Başkanı
Muammer Söğütiü, Başkan
Yardımcısı Kasım Üyas Donık,
İlçe Saymanı Kemal Kunduz
ve beş yönetim kurulu üyesi
dün düzenlenen bir törenle
ŞHP'ye katıldı. SHP Altındağ
İlçe Başkanhğı'nda düzenlenen
törende konuşan SHP Genel
Sekreteri Çulhaoğlu. bu
katılımı, "DSFKler Tepede ol-
masa da biz tabanda birleşiriz"
diyorlar" şeklinde yorumladı.
Solda birlik arayışlannın, DSP
liderinin tek yanb karanyla en-
gellenmeye çalışıldığını vurgu-
layan Çulhaoğlu. "Geçmiste
bazı insanlan umut yaptik.
Şimdi umudumuz, kendi ideo-
lojimiz, parti örgütleriıün ka-
rarlılığı ve insanlanmıza duy-
duğumuz güvendir" diye ko-
nuştu. Solda birlik konusunda
b i rl i ği
tartışıy
SHP'nin her türlü özveriyi yap-
maya hazır olduğunu da ifade
eden Çulhaoğlu şöyle devam
etti: "Biz kimlikleri. hangj parti-
de birleşeceğimizi tartışmıyoruz.
Biz ülkenin geleceğinin gü>ence
altma alınması için >öntemieri
tartışıyoruz. Bu nedenle önemli
olan, kendi iç kavgalarından
uzaklaşmış, ülke
sorunlarına dön-
raüş bir parti
yapısının oluş-
turulması. Bu is-
tikrarlı >apıyı
sağlasınlar, gel-
sinler yarın
elimizi sıksuüar.
Birleşme bu ko-
şullarda, SHP'-
de de olur,
CHP'de de.
Bunu tavuk mu
yumurtadan
^ ~ ^ ~ ™ çıkar, yumurta
mı tavuktan tartışnıasına dönüş-
türmenin anlamı yok."
SHP Ankara İl" Başkanı Yıl-
maz Ateş, tabarundan güç al-
mayan bir parti ve genel başka-
nın hayatta kalmasının müm-
kün olmadığını vurgulayarak
"Sayın Ecevit'in bireysel olarak
aldığı kararlar, kendi tabanmı
o r
.14
rahatsız etmektedir. Solda poli-
tika ideoloji temelinde, ilkeier
bazında yapılır. Horoz dövüşü
gibi politika yapılmaz" dedi.
MHP-RPçizgisi
DSP Alündağ İlçe Başkanı
Muammer Söğütlü ise Ecevit'in
son demeçlennin kendilerini
solculuktan çıkanp MHP ve
RPçizgisinde politikacılar hali-
ne getirdiğini ifade ederek bu
nedenle SHP'ye katılma karan
aldıklannı bildirdi. Söğütlü,
"Biz arkamızda 24 bin oyla
SHP çatısı altına gektik. Ama,
sadece bizim gelmemiz yetmez.
CHFlileri de bekUyoruz. Çün-
kü onlann evi de SHP'dir" diye
konuştu. Altındağ Belediye
Başkanı AK Rıza Koç da 1994
yerel seçimlerinden partisinin
büyük bir zaferle çıkacağına
inandığını dile getirdi.
SHP lideri parti grubunda konuştu
Karayalçın: Sıkı\ öııetiıııe karşıçıkamıı
• SHP Genel Başkanı
Karayalçın, "Biz,
olağanüstü hali bile
içimize sindiremediğimiz
bir ortamda, nesnel
koşullan olmadan
sıkıyönetime karşı
çıkarız" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - SHP Genel Başkanı Mu-
rat Karayalçın, sıkıyönetim
söylenülerine dikkat çekerek
"Sıkıyönetimi telaffuz edenle-
rin sözlerinin bu ülkeyi sıkıyö-
netimsiz idare edememe alış-
kanbğından kaynaklandığını
biliyoruz" dedi. Karayalçın.
partilerinin "olağanüstü hali bi-
le içlerine sindiremediğini, sıkı-
yönetime karşı çıkacaklarını"
bildirdi.
Karayalçın, grup toplanüsın-
da öncelikle SHP'nin bu hafta
TBMM'ye vereceği yasa öneri-
leri konusunda bilgi verdi. Ka-
rayalçın, SHP'nin "temiz top-
lum, temiz siyaset" için mal bil-
dinminde bulunulması ile rüş-
vet ve yolsuzluklarla mücadele-
ye ilişkin yasalarda değişiklikler
yapılmasına ilişkin önerisi. Ha-
tay Milletvekili Ali Uyar'm
YOK ile ilgili bir değışiklik öne-
risi ve Mardin Milletvekili Mu-
Karayalçın SHP'nin bu hafta TBMM'ye vereceği yasa önerileri konusunda bilgi verdi. (AA)
zaffer Arıkan'ın Doğu'da, Gü-
neydoğu'da öğrencilerin bir üst
kademeye geçebilmeleri için
devletin hazırhk kurslan açma-
sına ilişkin yasa önerilerinin bu
hafta TBMM'ye verileceğini
açıkladı. Toplanüya, SHP
Grup Başkanı Aydm Giiven
Gürkan disk kayması olduğu
için katılamadı.
Karayalçın , SHP'ninOnur-
sal Genel Başkanı Erdal İnönü -
nün Kıbns gezisine de değine-
rek "Sayın İnönü, Cumhurbaş-
kanımızın >e hükümedmizin is-
teği doğrultusunda KKTC'ye
gitti. Doğrusu. basına da yansı-
dığı gibi, SHP Genel Başkanı
olarak bu ziyaretle ilgili bazı
kaygilar taşıyordum. İnönü'nün
gezisinin verimlilik getireceğine
ilişkin kaygılar taşıyordum. An-
cak Sa\ ın inönü, son derece ba-
şanlı sonuçlar elde etti" dedi.
Karayalçın, İnönü'ye teşekkür
etti.
Karayalçın. konuşmasında
sıkıyönetim söylentilerine de
dikkat çekti. Bu konunun öznel
ve nesnel açıdan değerlendirile-
bileceğini vurgulayan Karayal-
çın, bugün Türkiye'de ülkenin
değişik bölgelerinde sıkıyöneti-
mi gerektiren nesnel koşullann
ortaya çıktığı kanısında olma-
dıklannı bildirdi. Karayalçın
"Sıkıyönetimi telaffuz edenlerin
sözlerinin, bu ülkeyi sıkıyöne-
timsiz idare edememe ahşkanb-
ğından kaynaklandığını biliyo-
nız. Biz. olağanüstü hali bile, içi-
nize sindiremediğimiz bir ortam-
da, nesnel koşullan olmadan
sıkıyönetime karşı çıkarız . Bu-
nu çok net biçimde ifade etmek
isterim" dedi. Karayalçın, Ada-
let Bakanlığı'nın adalet refor-
muna ilişkin çalışmalan konu-
sunda da bilgi verdi. Bugün 30
yıl öncesinden kalma 1228 da-
va, 20 yıl öncesinden kalma da
10 bin 614 dava bulunduğunu
anımsatan Karayalçın, "Bu,
adalet reformunun, yargıya hız
kazandınlmasuıuı ne denli ya-
şamsal olduğunu ortaya koyu-
yor" dedi. Karayalçın, Bakan-
İar Kurulu'nda bekleyen bazı
konulan "başta kendisi ounak
üzere" yakından izleyeceklerini
sözlerine ekledi.
Cttneydoğu
CHPheyeti
Diyarbakır'a
gidıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - PKK'nın gazetecilere
koyduğu 'haber ambargosu'
nedeniyle. havanın ı>ice ger-
gjnleştiği Diyarbakır'da,
CHP cumartesi günü bölge
toplantısı yapacak. CHP Ge-
nel Başkanı Deniz Baykal'ın
başkanhğında yapılacak top-
lanüya Parti Genel Sekreteri
Ertuğrul Günay'ın yanı sıra
kalabalık bir milletvekili ve
parti yöneticisinin katılması
kararlaşünldı.
CHP Genel Başkan Yar-
dıması Eşref Erdem, terör
olaylan nedeniyle toplanüyı
ertelemelerinin söz konusu ol-
madığını belirterek toplantı-
nın kararlaşünldığı gibi cu-
martesi günü Diyarbakır'da
yapılacağını söyledi.
SHP'yegeçiş
haberleri
dc^nıdeğil
İstanbul Haber Servisi - De-
mokratik Sol Parti (DSP)
Pendik İlçe Başkanı Levent
özer, yaklaşan yerel seçimler-
de, DSP'nin en güçlü parti
konumuna geleceğini öne sür-
dü.
Gazetemizde önceki gün
yer alan "Pendık'te DSP'den
SHP'ye geçiş" haberi üzerine
bir açıklama yapan Levent
Özer, DSP ilçe teşkilatını ziya-
ret eden pek çok vatandaşın
SHP'nin içinde bulunduğu
durumdan şikayetçi olduk-
lannı ve solda gerçek bütün-
leşmenin DSP'de olması ge-
rekliliğini belirttiklerini söyle-
di. SHP'lilerin de bu durumu
gayet iyi bildıklerini öne süren
Ozer "DSPden SHFye geçiş
haberi, sadece paniğe kapıhnış
SHP'lilerin kamuoyunu vanı-
Itmaya uğraşma çabalarKÜr"
dedi.
Yılmaz, hastahğm merkezinin koalisyon hûkümeti olduğunu söyledi
ANAP 'seçimhükümetf önerdi
'HÜkÜmetİn Zaafl
r
ANAP Genel Başkanı Mesut 'ÇaPe SeÇİm hÜkÜmetİ'Y.lma/ terörün
Yılmaz. sıkıyönetim ya da milli mutabakat artarak devam etmesi halinde martta yapılacak
hûkümeti formüllerinin koalisyon hükümetinin seçimlerin göstermelik olacağını savunarak.
zaafını örtmeye yönelik olduğunu söyledi. "Seçim hükümetinden başka çare yok" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü
rosu) - ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz. yerel seçimlerin
güvenli biçimde yapılabilmesı
için hükümete her türlü desteği
vermeye hazır olduklannı belir-
terek. "Eğer hükümet. güvenli
ve vatandaşın hür iradesinin san-
dığa yansıyacağı bir seçimi bu-
günden taahhüt edemiyorsa,
Meclis içinde bir seçim hûkümeti
kurmaktan başka çare yoktur"
dedi. Yılmaz. "sıkıyönetim ve
milli mutabakat hûkümeti" gibi
formüllenn de, hükümetın zaa-
fını örtmeye yönelik olduğunu
savundu.
Seçim güvenliği
Güneydoğu'da farklı boyut-
lara ulaşan terör olaylan arta-
rak sürerken. ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz. yerel
seçimlerin güvenliği için hükü-
mete her türlü desteği verecek-
lerini bildirdi. Yılmaz. partısi-
nin TBMM grubunda yapüğı
konuşmada, yerel seçimlerin
güverîliğine ilişkin aylar önce
dile getirdikleri endişelerin doğ-
ru çıktığını belirterek. hüküme-
tı. "sorumsuzluk ve yalan açık-
lamalarda bulunmak"la suçladı.
Bölgede kacınlan ANAP'h bir
belediye başkanının halen
PKK'nın elinde bulunduğunu
söyleyen Yılmaz, "Belediye
başkanJanmız aday olmamaları
için eşkıya tarafından tehdit edi-
üyor. Muhtemelen aday olma-
ması karşılığında serbest bırakı-
lacak. Bölgedeki gazeteciler şe-
hir merkezinden. Türkiye Cum-
huriyeti topraklan üzerindeki
bir eşkıya kampına götürülüp
tehdit ediliyor. Maalesef bu teh-
dit etkili olmuştur. Bize gelen
bilgilere göre, eşkıyanın yeni he-
defi, bölgedeki TV vericUerinin
engellenmesidir" diye konuştu.
Bu olaylara engel olamayan
hükümet yetkililerinin yalnızca
sözlü açıklamalar yaptığını
kaydeden Yılmaz, bölgede se-
çimlerin yapılmasından vazge-
Mesut Yılmaz. hükümete terör için her türiü desteği vereceklerini söyledi. (Fotoğraf: AA)
çilmesini kabul etmelerinin
mümkün olmadığım vurgu-
layarak, şöyle konuştu:
"Türkiye'de 5 ay sonra güven-
li bir seçim yapamayacak hükü-
metin yapacağı tek şe> çekip git-
mekrir. Sıkıyönetim. milli muta-
bakat hûkümeti gibi formüllerin,
bu hükümetin zaafını kapatacak
şekilde ortaya atılması şu aşa-
mada kabul edilemez. Çünkü bu
hükümet bırakın sıkıyönetimi,
olağanüstü hal uygulamasını bile
beğeınneyerek iktidara gelmiş-
tir. 2 sene sonra geldiği noktada
durum sıkıyönetimi zonınlu kdı-
yorsa. bu hükümet iş başında ol-
duğu sürece sıkıyönetimle de bir
yere varılması mümkün değildir.
Hastalığın merkezi hükümettir.
Bu hükümetin terör konusunda
önce kendi içinde bir anlaşmaya
varması gerekmektedir. Bugün
Türkiye'de istenen milli mutaba-
katı engelleyen tek husus, koa-
lisyon ortakları arasındaki gö-
rüş ayrılığıdır. Bu ajrılık gidcri-
lirse, çok geniş bir mutabakat
sağlanabilir."
Terörle mücadele konusunu
hiçbir zaman siyaset malzemesi
yapmadıklannı anlatan Yıl-
maz, hükümete; terörü önleme-
si, halkın can ve mal güvenliğiy-
le, yerel seçimlerin güven içinde
yapılabilmesini sağlaması ıçın
her türlü desteği vermeye hazır
olduklannı bildirdi.
Yerel seçim endişesi
Olağanüstü hal uygula-
masmın süresinin uzatılmasr
için kısa bir süre sonra hükü-
metin Meclis'e geleceğini anı-
msatan Yılmaz, "Desteğinuzin
devam etmesini istiyorlarsa, sa-
dece birtakun yalan açıklama-
larla olayların gelişmesini izle-
mekle yetinemezler" dedi.
Seçim gürü önlem alınması
ve her sandığın başına bir asker
dikilmesıyle sorunun çözüleme-
yeceğini bildıren Yılmaz, "Eğer
bu şekilde de\am ederse, seçim-
ler, hür iradenin değil. eşkıyanm
tehdidinin ve baskısının sandığa
yansıması olur. Mesele, seçim
öncesi >e sonrası, o bölgede hür
iradesiyle tercihini belirlemiş in-
sanlann güvenliğinin sağlanma-
sıdır"dedi.
Yılmaz. konuşmasını şöyle
sürdürdü:
"\ atandaşın hür iradesinin
sandığa yansıyacağı şekilde se-
çimlerin yapılacağını hükümet
bugünden taahhüt edemiyorsa,
hükümetin çekilmesi ve bu Mec-
lis içinden bir seçim hûkümeti
kurulmasından başka çare yok-
tur. Yani memkketi yeniden se-
çime götürecek bir seçim hü-
kümetinin kurulmasından başka
çözüm yolu kalmamıştır. Ama
eğer, herhangi bir tereddüt söz
konusuysa, tüm ek tedbirleri
alıp, devletin her imkanuıı sefer-
ber edip, mart ayında miUetin
oyuna başvurmaktan başka çare
yoktur."
ÜĞÜPOLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
NeredeKatt?
Başbakan Tansu Çiller ne diyor?
"Biz ülkede demokrasiyi tüm kurum ve kurallanyla iş-
leteceğiz. Biz yöneticilerin keyfi uygutamalannı önleye-
ceğiz..."
Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın neler söylü-
yor:
"Biz emek ağırlıklı bir kitle partisiyiz. Biz emekçinin
yanındayız..."
Masamın üzerinde Hava-lş Sendikası'nın bülteni du-
ruyor. Okuyorum, bir daha okuyorum. Sonra kendi ken-
dime soruyorum:
"Türk Hava Yolları'nda bu işçi kıyımının nedenini kim
açıklayabilir?"
Toplum suskun. insanlarda bir yılgınlık egemen...
Neden?
Kimse yanıt veremiyor...
Havada bir yağmur sıkıntısı var. Güneydoğu'ya gaze-
teler gidemiyor. Dün tüm gazetelerin -Ozgür Gündem
dışında- büroları kapatıldı.
Içişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu açıklama yapıyor...
Diyor ki:
"Gazeteler tehditlere göz yummamalı. Orada devlet
vardır..."
"Nasıl vardır Sayın Bakan?"
Yanıt
"Gazetecilere silah veririz, koruma önlemleri alınz..."
Hayret!
Bugüne dek Güneydoğu'da 15 gazeteci, 5 gazete satı-
cısı öldürülmüş
Ne diyor içişleri Bakanı:
"Siz korkmaym, gazetecilik yapın, bürolarınızı kapat-
mayın..."
Sanki çocuk oyuncağı bu iş. Hani insanın aklına şu ge-
liyor:
"Kolaysa gitsen yap orada gazeteciliği..."
Her neyse!
Hava-lş Sendıkası bültenini okumaya başlıyorum:
"THY yönetiminin gündeme getirdiği zorla emeklilik
ve işten çıkarmalarla' şirkete yıllarını vermiş 23 kabin
memuru arkadaşımız işlerinden kopartıldılar. Isteğe
bağlı, teşvik edilen ve kayırmalardan arındırılmış bir
emeklilik politikasının uygulanabilirliği söz konusu iken,
ben yaptım oldu mantığı ile şirket genelinde 103, uçuş
işletmeden 16 arkadaşımız zorla emekli edildiler. Yine
şirket genelinde 19, uçuş işletmeden ise 7 arkadaşımız
işten çıkanldılar. işten çıkarılan arkadaşlarımızdan biri-
nin emekliliğine 1 ay, ikisinin emekliliğine 6 ay, birinin
emekliliğine ise 1 yıl var. Emekli edilen arkadaşlarımıza
gönderilen yazılarda kullanılan 'yaemekliliğinizi istersi-
niz ya da 13. maddeye göre işten çıkarırız' ifadesi şirket
yönetimlerinin sizlerin emeğinize biçtiği değeri açıkça
gösteriyor. Toplusözleşme ve grev oylaması sürecinde
şirket yetkililerinin sizlere yaptıklan vaatleri hatırlaym.
Dün önünüze uzatılanlara evet demeniz için birileri siz-
leri yanıltıyor, şirkette personel fazlalığı olduğunu, ama
bu fazlalığın şirketi büyüterek eritileceğini' söylüyorlar-
dı. Sizlere sendikanızı umacı gibi göstermeye çalışarak,
toplusözleşme taleplerimiz içinde var olan sizlerle ilgili
18. maddeyi unutturmaya çalıştılar. Bunda da başarılı
oldular."
THY işvereni sendikal hak ve özgürlükleri neden kısıt-
lıyor? Bir yandan işçi atarken öte yandan niye işçi alı-
yor? Gazeteler THY'de olup bitenleri niçin yazmıyor?
THY'de çalışanlar tedirgin. Ama, özel televizyonlara
baktığınızdaTHY "küreselleşmeyeayakuyduruyor"gö-
rülüyor. THY'nin reklam giderleri bunca zarara karşın
artıyor.
Türkiye tuhaf bir ülke. Içişleri Bakanı "Güneydoğu'da
gazetecilik yapın" derken Ulaştırma Bakanı, THY'de
olup bitenleri görmüyor. işten atılanlar, yaşanan olaylan
anlatacak makam bulamıyor.
Okuyorum Hava-lş'in bültenini:
"1994yılında 65 uçaklı filoyu hedefleyen şirket yöneti-
mi, şirkete bir taraftan yeni hostes alımını sürdürüp, bu
arkadaşların eğitimi için milyarlarca lira dökerken, şir-
kete yıllarını vermiş, deneyimli elemanlarını ise gözünü
kırpmadan harcamaya devam ediyor. Zorla emekli edi-
len, işten çıkarılan arkadaşlarımız için şirket yöneticile-
ri, yaptığımız görüşmelerde bu uygulamayı yaparken
birim amirlerinin kendilerine verdikleri listeleri dikkate
aldıklannı ve onlann önerileri doğrultusunda hareket et-
tiklerini söylediler. Yani sizleri dün grev oylamasında
sendikanıza karşı yönlendirenlerle, bugün ekmeğinizle
oynayanlaraynı kişiler. Dün size ihtiyaçları vardı, bugün
ise yok. Şirket büyüyor, ama yıllarını bu şirkete vermiş,
bu büyümede alınteri, emeği olanlar ya zorla emekli
ediliyor ya da işten çıkar ılıyor. Siyasi ve kişisel tercihler-
le yapılan plansız programsız istihdam politikalarının
sonuçlannın bedeli sizlere ödetiliyor. Bugün başlatılan
bu uygulamanın sizlerin tepkisizliği devam ettiği sürece
nerede duracağı belli değil. Çalışanlar olarak aranızda
yaratılan her türlü yapay ayrımları bir yana atıp, bugün
bir başkasına, ama yarın da bana' gerçeği ile bu uygula-
malara karşı durmak ve her zamankinden daha çok sen-
dikanıza sahip çıkmak zorundasınız."
1993 Türkiyesi'nde yaşıyoruz tüm bu anlathklarımızı.
Bunun için de kendi kendimize soruyoruz.
"Nerede kaldı kişi temel hak ve özgürlükleri?"
Gürkanve Ecevît'm
TürkiyemilletT tarbşması
• DSP Genel Başkanı Ecevit'in, 'Türkiye milleti'
diye konuştuğu için suçladığı Aydm Güven Gürkan,
bu sözü doğru bulmadığı için hiçbir zaman
kullanmadığını söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- DSP Genel Başkanı Bü-
lent Ecevit'in, konuşmalan-
nda "Türkiye milleti" dediği
için "ulus sevmezlik"le suç-
ladığı SHP Grup Başkanvekili
Aydm Güven Gürkan, "Türki-
ye milleti" ibaresini hiçbir za-
man kullanmadığını belirterek
böyle bir deyirnin de doğru ol-
madığını bildirdi.
Gürkan, konuya ilişkin
yaptığı açıklamada, yurtdışı-
nda bulunduğu sırada, Ece-
vit'in kendisine yönelik sözle-
rini şaşkınlıkla okuduğunu be-
lirterek "Ecevit'e göre ben,
'Türkiye milleti, Türkiye top-
lumu, Türkiye halkı' diyormu-
şum ve bu nedenle ulus sevmez-
mişim" dedi. Gürkan, sözleri-
ni şöyle sürdürdü:
"Sayın Ecevit ise asla ulus
sevmez yurtseverlerle bir araya
geimezmiş. Bu nedenle SHP ile
DSP birleşemezmiş? Kendisiıt-
den ciddi görüşler dinlemek ve
bundan yararlanmak isteyen
bir insan olarak Sayın Ecevit'in
söylediklerini çok hafîf buldu-
ğumu ifade etmek zonındayım.
Aynca, Sayın Ecevit'in doğru
söylemediğini de eklemek gere-
ğini duymorum. Türkiye mille-
ti deyimi, doğru bir deyim değil-
dir ve benim tarafımdan kulla-
ndmamaktadır. Sayın Ecevit'in
de TBMM'de birçök kez dinle-
diğinden emin olduğum üzere
ben de Türk milleti, Türk ulusu
deyimini severek ve gururla
kuDanmaktayHn. Ancak za-
man zaman Türkiye halkı, Tür-
kiye toplumu dediğim de doğru-
dur. Bir ülkede çeşitli etnik
gruplar, çeşitli kökenler bir
ulus oluşturabilüier. Bu neden-
le Türk ulusu denilmesinde
nasıl bir yanltşlık yoksa Türki-
ye halkı ve Türkiye topiumu de-
mekte de bir yanhşhk yoktur."
Gürkan, Ecevit'in bir süre-
dir aşın dinci ve milliyetçileri
SHP üzerine kışkırtüğını öne
sürerek "Ezana küfür edenJer
ve Türk milleti diyemeyenler
edebiyatı da bu kışkirtma luun-
panyasmuı bir parçasıdır
n
dedi.