Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 OCAK1993 PAZARTESİ
12 DİZİ-YAZI
YEŞİLYURTTAN
STRASBOUPG'A
B i r d ı ş k ı
yedirme öykûsü
CELAL BAŞLANGIÇ
-2-
v.
Güneydoğu bir "Düşler ülkesi"
gıbidir. Kımı zaman anlatılanlara.
gördüklerine, duyduklanna inanası
gclmcz ınsarun. Düşkr karahasana
dönüşür.
Yeşılyurt köylülerinin başına ge-
lcnJcr dc pek öylc inanıJar cinsten
değil. Aslında 12 Eylül'den buyana
yaşadıklan. sözün dar geleceği bir
öykü. Ama onlar sadeoe 14-15ocak
gcccsı başlanna gelenleri bir dilekçe
yazıp önce Cızre Cumhuriyet
Savcılığına, ardından Cumhurbaş-
kanlığı'na. ANAP. SHP. DYP ge-
nel merkezlenne, İçrşlen Bakanlığf-
na. Genelkunmay BaşkanlığVna.
İnsan Haklan Derneği'ne gönder-
mişlcr: bu baskı belkı bir gün biter
dıye.
Her yere bir dilekçe
12 E> lül'dcn bu > ana hiç boş bıra-
kjlmamış Yeşilyurt köylülen. "Ko-
rucu ol" baskısı. "Bize silah teslim
etmezsenız..." tehdidi, gece baskın-
lan, giindüz baskınlan... Dokuzyıl
önce \ü/ yirmı ev ve yedi mezrasıyla
Cizre'nin en büyük köyüolan Yeşil-
yurt'ta ev sayısj seksene kadar ın-
mış. Onlar dokuz yıldıryaşadıklan-
nı değıl. sadece bir gece başlanna ge-
len kara mızah öykülenni son bir
umutla duyurabılecekleri her yere,
bir dilekçe yazıp göndermışler.
• Cizre'de iki polis öldürülür. İlçe
içındcki operasyonlar, birgeee son-
ra köylere kaydınlır. Cızre'ye yedi
kılomctre uzaklıkta olan Yeşiiyurt
koyünün çevresi, komando, özel
tim. jandarma ve yörede görev ya-
pan "sıvil zevat" tarafından sanlır.
15 ocak başlayalı bırkaç saat olmuş-
ıur. 02.00'de kuşatma tamamlan-
m:ştjr. Köye birkaç yûz metre uzak-
lıktaki mczrada üç karaltı hareket
cder. Askerler yaylım ateşine başlar-
lar. KaraJtılar kaybolur. Köyün
dört biryanından ateşedilmektedir.
Sıcak yataklanndaki Yeşilyurtlular,
neye ueradıklannı ar.layamazlar. O
and.ı anons duyarlar:
"Başıru çıkartan öldürülür. Her-
kes cvine girsin. Pencerelerin ke-
penklen kapatılsın."
Köyü bir sessızlik basar. Köy hal-
kı evlerine çckilmiş, ne olacak diye
beklemektedir.
Beşıktekiferbeşikkriyle
Bir süre sonra görevli binbaşı,
herkesin evlerinden dışan çıkmasını
isîer. Kadın erkek, çoluk çocuk...
Hatta çocuklann, beşiklenyle kapı-
lann önüne koyulması emredılir.
fiütün köy halkı alanda toplanmış-
ür. Komulan, kadınlarla erkekJerin
aynlmasını ister. Sonra erkeklere
döner. yaşlılara gençlerin iki ayn
gnıp oluşturmasını söyler. Yörede
yaşlılık ölçüsü alımış ve sonrasıdır.
Komutan, genç gruba döner ve
"Yere yat" emrini verir. Sonra köy-
den üç teröristin kaçtığını söyleye-
rek bunlann bir an önce bulunması-
nı söyler. Muhtar Abdurrahman
Müştak ile amcası Kamil Mûştak,
köyde terönst olmadıânı anlatma-
ya çalışırlar. Bunun üzerinemuhtar-
la amcası "sorguya" alınır. Yörede
"sorgu", aslında kaba dayakur. Ar-
dından komutan. askerlere emir ve-
rir ve onlar da, yere yatmış gençlerin
üzerinde dolaşırlar bir süre.
Yaralı 3 terönst
Köydeki tüm evler ararur. Hiçbir
suç unsuru bulunamaz. Ama jan-
darma. köylülenn ilçeye inip şikâyet
etmesını önlemek amacıyla, köyden
aynlmaz. Bu arada köyün çevresin-
dekı göcebeler. muhıara bir haber
verirlcr. İş anlaşılmıştır. Köyden sa-
baha karşı çıktığı sanılan üç terörist,
köyün eşeğiyle onun sıpalandır.
Muhtar. açılan ateş sonucu arka
ayaklan parçalanan cşeklc başında
bekleyen sıpalannı alır. ahıra kapa-
tır.
Ertcsi gün binbaşı gelir,"Terörist-
leri buldun mu?" diye sorar muhta-
ra "Evct" der muhtar. "buldum."
Komutan duyduklanna inanamaz.
Nerede olduklannı merak etmekte-
dir. Muhtar ahın gösterir "İşte ora-
da." "Ne işlen var orada?" diye
bağınr komutan. Muhtar sakin. ya-
nıllar:
- Eşekle sıpalandır. Dün terörist
diye onlan bulmuşsunuz...
Olurmuöyieşey?
Güneydoğu'da düşler, bazen ka-
rabasana dönüşür, İnsan duydukla-
nna inanamaz. Günlük, olağan,
öyle inanılması güç olaylar. olur ba-
zen. İşte Yeşi'yurt köylülerinin başı-
na gelen de bırçok karabasandan bı-
ridir. belkı de ınsana "Hiç böyle şey
'Buldun mu teröristleri?'diyesorarbinbaşımuhtara. 'Evetbuldum, ahırda'
Arka bacam yaralı terörist
Düşler ülkesi Güneydoğu'dayinebirdüşyinebirkarabasanadönüşüyordu
olur mu?" dıye sorduracak kadar
hayret vericidir. Ama kağıda kale-
me sanlmış köylüler, başlanna ge-
lenleri önce savcılığa. ardından
CumhurbaşkanlığYna, ANAP'a,
SHP'ye, DYPye. İçişleri Bakan-
hğı'na, Genelkurmay'a ve İnsan
Haklan Derneği'ne kadar yazmış-
lar. Ellerinde. dövüldüklerine daır
raporlan da var. Bundan sonra ne
olacağını merak ediyorlar.
Herkes bilir ki, "Türkiye 'de.iş-
kence yoktur." Eger varsa, "Bunlar
mûnferit olaylardır." İşte bu "mün-
ferit" olaylardan biri, Yeşiiyurt
köylülerinin başına geldı. İşkence ve
Kötü Muameleye Karşı Avrupa
Sözkşmesi'nı inualayan "fşkence
olaylannın üzerine gidıyoruz" di-
yenlerin. görevlerini yerine getirece-
ğı umuduyla...
VI.
Yeşiiyurt köylülerinin başına ge-
Jenler, 22 Ocak 1989 tanhli Cumhu-
nyette işte aynen böyle çıktı. Gazc-
tede çıkan yazıyı görünce dehşete
düşmüştüm. Çünkü yazının içinden
"dışkı yedirme" olayı. köylülenn
anlatımlan tümüyle atılmışu.
Böyle durumlarda akla gelen ilk
soru, "Bu mesleği bırakmalı mı ar-
tıkr
' oluyor.
Bir daha gider misin?
Değışık duygulann gıtgelinde ya-
şarken telefon çaldı. Aravan. Genel
Yayın Müdürü Hasan Cemal'dı.
"Yazın çok güzcl olmuş, eline sağ-
lık" dıyordu. Dehşete düştüğüm
noktayı anlattım. Oda şaşırdı. Yazı
İşleri'ınde "Dışkı yedirme' ile ilgili
bölümleryazıdancıkarülmış.'Mün-
ferit bir işkence" olayı halıne getıril-
mişti yazı. Durumu öğrenen Ce-
Kö\ muhtan Abdurrahman Müştak, evinden telaşla fırladı. Askerleri görünce, günJerdir yaşadığı tedirginljğin çizgileri
dalğa dalga oturdu yûziine. Ancak hemen ardından millet>eküleri Cüneyt Canver ve Fuat Atalay Ue bizi karşKnda
görünce, biraz rahatJadı. (Fotoğraf: CENGÎZ MUMAY)
O zaman mümkün olduğunca ka-
labalık gitmek gerekıyordu..
mal'ın ılk sorusu, "Köye bir daha
girer misin?" oldu. Hiç tereddüt et-
meden "Evet" dedim.
YeşıJyurt köyüne gitmem gerekı-
vordu.
Oysa "Bir kazaya kurban gitme-
mek" icin, Yeşilyurt'Ia ilgili yazıyı
bölgeden aynldıktan sonra gönder-
miştım gazeteye. Ancak böylesi bir
olayı tüm avnntılanyla ortaya çı-
karmak ıcin, yenıden giımcyc değer-
di.
Yenidcn Yesılyurt'a gideceğimı
duyan herkes aynı görüşte bırleşı-
yordu:
-Gıtme, seni vururlar...
Atalay ve Canver
Bu tartışma sırasında, Cumhuri-
yetin Adana'daki bürosuna, miüet-
vekıli Cüneyt Canver girdi. "Gitme-
b" mi. gıtmemeli ıru'T' tartışmasına o
da kanştı. Sonunda Cüneyt Canver
karannı açıkladı:
- Gidersen, ben de gelirim seninle
Yeşilyurt'a.
Bu. kimsenin görüşünü değiştir-
merruşü:
- Gitmeyin, bu sefer ıkınizı bırden
vururlar.
Fcdümeçhidtelefon, vundaeağınnzıbildiriyor
Cüneyt CanverTe birtikte \Az Adana'dan Cfere'ye
gkkcektik. Fuat Atalay da ilk uçakla
Dijarbakır'a gelecek, orada Sürt muhabirimiz
Cengiz Mumayia buluşacaktı. Atalay'la Mumay
da Di) arbakır'dan Cizre'ye inecekti. Cizre'deki
buluşma >erimiz de, Tahir Vesekin Bdediye
BaşkanJjğı makamıydı. Hemen Tahir Vesek
arandı;u
Biz geûyoruz" diye. Daha bu tetefonun
üzerinden yanm saat geçmcmişti ki, Vesek,
Cîzre'den sotuk soiuğa anyordu. Adana'dan
açılan telefonun ardından Vesek, "faili meçhd"
bir telefon almışö; "gelmesin, vurulacak"diye.
BeDi ki telefonlar çok sıkı dinleniyordu. Daha
telefon eder etmez Cizre'ye gideceğnıiz duyuhnuş,
tehditier başJamışrı. Herşeye karşm, planımızda
bir değişiklik obnadı ve Yeşilyurt'a ulaştık.
Etrafmuzı saran köyhUer, başlanna gelenleri
anlatmaya başladıiar. Kaburgalan krnlan
Mehmet Erol, TBMM üyesi Fuat Atalay'a,
"Korkudanşikayetci olamıyorunı" diyordu.
Telefonun ucunda Diyarbakır
miUetvekiü Fuat Atalay vardı. "Ta-
mam" diyordu Atalay, "ben de geli-
rim."
Gehnesm, vurulacak
Sonunda bir plan yapıklı. Cüneyt
Canver'Ie birlikte bız Adana'dan
Cizre'ye gidecektik. Fuat Atalay da
ılk uçakla Diyarbakır'a gelecek,
orada Siirt muhabirimiz Cengiz
Mumav'la buluşacakü. Atalayla
Mumay da Diyarbakır'dan Cizre'ye
inecekti. Cizre'deki buluşnra yeri-
miz de, Tahir Vesek'in Be'ıediye
Başkanlığı makamıydı.
Hemen Tahir Vesek arandı; "Biz
geliyoruz" diye.
Daha bu telefonun üzerinden ya-
nm saat geçmemişu ki, Vesek, Ciz-
re'den soluk soiuğa anyordu. Ada-
na'dan açılan telefonun ardından
Vesek, "faili meçhul" bir telefon
almıştı; "gebnesin, vurulacak" diye.
Belli ki telefonlar çok sıkı dinleni-
yordu. Daha telefon eder etmez Ciz-
re'ye gideccğimiz duyulmus. tehdit-
ier başlamıştı.
Buluşma. planlandığı biçimde
gercekleşü.
Belediy^e Başkanı Tahir Vesek.
"Bırak milletvekilleri gitsin ama s^n
gitme" diyordu sürekli olarak. Isra-
n sonuç vermedi. Cüneyt Canver,
Fuat Atalay ve Cengiz Mumay'la
birbkte, Yeşiiyurt köyüne doğru yo-
laçıktık.
VI.
Yeşilyurt'a gitmek için asfalt yol-
dan aynlıp dağlara doğru tırmanan
dar, toprak bir yola sapmak gereki-
yordu.
Köy yolunun sapağında üç askeri
araç duruyordu. Bizim araçlan gö-
rünce bir cip ile iki cemsenin motor-
lan çalıştı. Tam yaklaştığımızda da,
önümüzden hareket etti askeri araç-
lar.
Köye doğru hep birlikte gidiyor-
duk. Olaym gerilimi iyice artmıştı.
Demek ki bizi bekliyoıiardı.
Terkedilmiş Ukokul
Beş kilometrelik toprak yol nere-
deyse bitiyordu. Yeşiİyurt'un evleri
görülmeye başladı. Askeri araçlar
yıvaşlamıştı. İçinden askerler ellişer
metre aralıklaria atiayarak köyü sa-
nyorlardı yavaş yavaş. Hepimizde,
bir tuzağın içine kendi ayağımızla
giriyoruz, duygusu vardı.
Cİ2a^ ilçesınin yarnaçlanna doğru
çıkan toprak yol bittiginde, asker-
kr, köyün "terkedilmiş" ilkokulu-
nun önünde durdu. Yeşiİyurt'un
çevresindeki taşı bol, karasabanın
güçlükk çekiidiği tarlada katırlarla
çift süren köylüler. endişeyle kaldır-
dılar motor sesine kafalannı. Köy
muhtan Abdurrahman Müştak
evinden fırladı telaşla. Köyün hara-
beye dönmüş ilkokulunun önünde
askerleri görünce, günlerdir yaşadı-
ğı tedırgınlığin çizgileri dalga dalga
oturdu yüzüne. Ancak hemen ar-
dından milletvekilleri Cüneyt Can-
ver ve Fuat Atalay ile bizi karşısında
görünce, biraz rahatladı.
Tüm köy halkı çevremizi sanruştı.
Günler önce köye yapılan baskını
anlatmaya hazırlanıyorlardı. Bir
yandan da gözleri köyü kuşatan as-
kerleri anyordu. Hepsinde bir me-
rak vardı; "Ne yapıyorlardı acaba?
Bugün niye gelmişlerdi?"
SÜRECEK
British Council
denetimli okullar
Regent Language Training HoveCentre
18 Cromwell Road. Hove,
EastSussexBN3 3EW
Tel: 9.9.44 273 73 1684
faks: 9.9.44 273 32 45 42
Başvuru: Paul Johnston
Haftalık kurs ücreti: 92-143 pound
Regent Language Training London
Centre
19-23 Oxford Street, London WIR IRF
Tel: 9.9.44 71734 7455
faks: 9 9.44 71 7344896
Başvuru: HeatherOuaithrough
Haftalık kurs ücreu: 99-156 pound
Regent Summer Schools
3rd Floor, 19-23 Oxford Street.
London WIRIRF
Tel: 9.9.44 716369602
faks-9.9.44 7173448 96
Başvuru. Jane E. Merrick
Haftalık kurs ücreti: 300-370 pound
Richard Language College
43-45 Wımborne Road, Bournemouth,
DorsetBH37AB
Tel: 9.9 44 202 55 59 32
faks: 9.9.44 202 55 58 74
Başvuru: Mr David Vann
Haftalık kurs ücreti: 115-125 pound
St Clare's. Oxford
139 Banbury Road, Oxford OX2 7AL
Tel: 9.9.44865 52031
faks: 9.9.44 865 3100 02
Başvuru: Mrs M Skarland
Haftalık kurs iicreti- 292 pound
St Giles College. Brighton
Regencv Houic, 3 Malborough Place,
Brighton. EastSussex,BNI IUB
Tel: 9.9.44273 68 2747
faks. 9.9 44 273689808
Başvuru: B.D Graver
Haftalık kurs ücreti: 71-154 pound
St Gıles College, Eastboume
13 Sılverdale Road, Eastbourne
East Sussex, BN20 7AJ
Tel: 9.9.44 323 64 1502
faks:9.9.44323 72 13 32
Başvuru: Mr R.M. Elder
Haftalık kurs ücreti: 76-144 pound
Sı Giles College, Highgate
51 Shepherds Hill. Highgate.
London N6 5QP
Tel: 9.9.44 813409207
faks: 9.9.44 8134893 89
Başvuru: John H. Bradford
Haftalık kurs ücreti- 71 -154 pound
ST Giles Coliege, Westminster
16 Northumberland Avenue.
Trafalgar Square
Tel: 9.9.44 719305743
faks: 9.9.44 71 321101 76
Başvuru: Mark Lindsay
Haftalık kurs ücreti: 76-165 pound
St Hilary Shool of Englısh
2 and 4 Midvale Road,
Paignton. Devon TQ4 5BD
Tel. 9.9.44 803 55 92 23
faks: 9.9.44 803 66 30 20
Başvuru: MrsS.M. Thorndyke
Haftalık kurs ücreti. 120-140pound
St John's Wood School of English
126 Boundary Road, London NW8
ORH
Tel: 9.9.44 71 624 1925
faks: 9.9.44 713286877
Başvuru: Mr Peter H. Bulmer
Haftalık kurs ücreti: 95-140 pound
StJosephsHall
Junction Road, Cowley,
OxfordOX42UJ
Tel: 9.9.44 865 71 1829 - '
faks: 9.9.44 865 74 77 91
Başvuru: Dr. Peter Fisher
Haftalık kurs ücreti: 212 pound
St Patrick's International School
24 Great Chapel Street,
London W1V3AF
Tel: 9.9.44 71 73421 54
faks: 9.9.44 71 2876382
Başvuru: Monsignor Gıuseppe Blanda
Haftalık kurs ücreti 100-144 pound
St Peter's School of Englısh
St Alphege Lane, Canterbur>'. Kent
CTI2EB
Tel: 9.9.44 227 46 20 16
faks: 9.9.44 22745 86 28
Başvuru: Peter Harris
Haftalık kurs ücretı: 144-178 pound
SÜRECEK
POLITCKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Nâzm HHoneTın AnkarasL.Nâzım Hikmet, 1920'lerde Fecri Ati şairleri etkisinde
yazdığı şiirlerie epeyce ünlüydü. Istartbul işgal edilince
Ulusâl Kurtuluş Savaşına katlmak uzere arkadaşı Vâlâ
Nurettin'le birlikte Anadolu'ya geçtı (Ocak 1921). Anado-
lu hükümetı birkaç şairle birlikte onlan çağırmıştı. Ine-
bolu'ya vardıklarmda bekieniyorlardı. Nâzım'la Vâlâ
Anadolu hükümetince kabul edildiler. öteki şairlerden
ikisi (Yusuf Ziya Ortaç, Orhan Seyfi Orhon) geri döndü-
ler.
İki istanbul çocuğunun bu, Anadolu kasabasını ilk gö-
rûşleriydi. Kentte büyük bir hareket vardı. Cepheye gt-
denler var, cepheden dönenler var, yaralılar, asker
kaçakları, idamlar var. İki şair bu kargaşadan hiç hoş-
lanmadılar.
Nâzım'ın dayıoğlu (Ali Fuat Cebesoy) Gazi Paşa'nın
yakın arkadaşıydı (o da paşa), ona başvurdular ve cep-
heye gitmek istediler Ankara hükümeti cephe yerine
onlan Bolu'ya öğretmen atadı Ankara'ya ilk gelişi böy-
le.
Ikinci geliş 1925te Istiklal Mahkemesı'nde yargılan-
mak üzeredir. Bu kez de yanında arkadaşlar var. Katar,
Haydarpaşadan kalkar, uzun bir yolculuktan sonra ses-
sizce Ankara Gan'na girer. Mahkûmlar (Nâzım öyle di-
yor) vilayet jandarma merkezine doğru yola koyulurlar.
Aralannda konuşurlar:
"Süleyman" dedi mahkûm Halil. "Şehirle bozkınn
kavgasına bak!"
"Görüyorum, henüz ayakta olsa da bozkıryeniliyor."
Yanındakı mahkûm ince bıyıklarını kelepçenin demi-
riyle okşadıktan sonra Ankara'ya bakar:
"Pek beğendim Ankara şehrıni."
"Rahattır hapisanesi.."
Burada bir ayraç açalım, Nâzım'ın Rusya'ya kaçtıktan
sonra dönüşü var. Sınırda yakalanır. Çok sıkışönrıar.
Falih Rıfkı Ataya bir telgraf çeker. Bunu anlatır Atay:
"Bir gün Ankara'da Hâkimiyet-i Millıye'deki odamda
çalışıyordum. Bir telgraf getırdiler. Baktım, imza: Nâzım
Hikmet! Vatanıma geldim, bana kalmak izni alır mısı-
nız1
'' yollu bir telgraf. Sanırım Ordu'dan. Nâzım'ın
Rusyadan Türkiye'ye döndüğü zaman hatırladığı ben
olmuştum."
Nâzım'ın bundan sonra Ankara'ya pek çok geliş gidiş-
leri vardır. Buniar mahkeme içindir, bir hapisaneden
ötekine.. Harp Okulu davasının bütün duruşmalan An-
kara'da görülmüştür. Gençlik Parkı'nın yanındaki Evkaf
Apartmanı'na bitışik Garnizon Mahkemesi buradaydı.
Bazı duruşmalan gelip izleyenler vardı.
Ataturk ün ölümüne yakın Halk Partisi ileri gelenleriy-
le görüşmek üzere gizlice geldiğini Şevket Süreyya an-
latır. '
Avukatı rahmetli Saffet Nezihi'den dinlemiştim. De-
mokratların çıkardığı af yasasından yararlanarak çıktığı
zaman Ankara'ya gelmiş. Saffet Nezihi ile şehrin bazı
yerlerini dolaşmışlar. O zaman Ankara'ya ilk gelışini
anlatmış. "Çok ış yapılmış, beğendim " diyesiymiş.
Emin Karaca'nın "Nâzım Hikmet'in Şiirinde Gizli Ta-
rih'i" okurken bunları anımsadım. Başka anıları da çağ-
rıştırdı.
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ GogoTün tanınrnış bir
tiyatro yapıtı. 2/ İçi boş
ve çukur olan... Atıf YıJ-
maz'ın bir fılmi. 3/ Kun-
dak, çocuk bezi... Bir göz
rengi.4/ Mezopotamya- 4
da kurulmuş eskı kral-
hk... Yiğit. 5/ Bir nota...
Maksat. 6/ Bir peygam- 6
ber... Bir ülkede, kentte
ya da semtte oturanlann
tümü. 7/ Seryum elcmen-
tinin simgesi... Etmek
yardıma eylemiyle birlik-
te kullanlan ve "bir rekoru yinele-
mek" anlamına gelen spor te-
rimi.8/ Tiyatrolarda oyunu alkış-
lamak için parayla tutulmuş
kimse... Türkçede ilgı adılı. 9/ Aşı-
n şişmanlık.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Herman Melvilkin. Beyaz Ba-
lina' adıyla da bilinen ünlü roma-
nı. 2/ Siyasal. toplumsal, mesleki
bir kuruluşu oluşturan bireylerden
her biri... Kürkü değerlı biryaban
kedısi. 3/ Atletin yanş sırasında attığı adımlardan her biri... Su.
4/ "Çok yiyenler, obur kımseler" anlamında eski sözcük... Baş
çoban. 5/ Beyaz etlı bir balık. 6/ Uzaklık işareti... Kuzey Af-
rika'da yanşlar için yetiştirilen evcil hecin devesi. 7/ Duşünce...
"Aşk imiş her ne var âlemde/İlm bir kıyl ü — imiş ancak" (Fuzu-
li). 8/ İsviçre'ye özgü, ağaç kütüklennden yapılan dağevi... Şai-
be. 9/ Laboratuvarda damıtma işlerinde kullanılan eğri boyun-
lu cam kap.
Anma
Merhum
Ahmet ERDOĞDU
18.01.1982 Mamak
O düşüncesı ile genç
Kara tablolann ortasında
Dınamıt gibı fıriamış bir çıçekü.
Gücümüz unutrnamak.
Ailesi ve Resen Emekli K.H.O.
1981 Mezunlan
İLAN
İZMÎR9.ASLİYEHUKUK *
HÂKİMLtĞt'NDEN
E.No: 1992/627
Davacı Maliye ve Gümrük Bakanlığı vekili tarafından davalı Naci
Girgin aleyhine açılan tazminat davasında davalının Izmir Mithatpa-
şa Cad. No: 1185/16 nolu adresine çıkanlan davetıye btla tebliğ ıade
edilmış, zabıtaca yeni adresi bulunamadığından gazcte ile ilan yaptl-
masma karar verilmekle davalı Naci Gırgin'in dumşmanın bırakıkiı-
ğı 11.2.1993 günü saat 10.00'daki duruşmaya bizzat gelmesi veya
kendisini bir vekille temsil ettirmesi aksi takdirdeyargılamaya yoklu-
ğunda devam edılıp h'lküm venleceği dava dilekçesı yerine kaım
olmak üzere ilan olunur.
Basın: 17738
İLAN
KAYNARCA ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ
EsasNo. 1992/77
Yukanda esas numarasc yazılı şıddetli geçimsizlik nedeniyfe bo-
şanma davası olup, davaası Haüce Moğul'dur.
Dava dilekçesi. teblıgata yarar adresi saptanamayan davalı İnsan
Moğul'a tebliğ edilememış olup Tebligat Kanunu'nun ilgili maddele-
ri gereğince, dava dilekçesi yerine, yukanda ısmi yazılı şahsa ılanen
tebliğdir.
Basın: 45170