15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4EYLÜL1992CUMA 8 DIŞHABERLER Bush-Höseyin göpûşmesi • .ILMBOLDT(AA)- ABD Başkanı George Bush, Ürdûn Kralı Hüseyin'i lcabul ederekbirsüregörüştü. Adınınaçıkianmasmı ısteme>en Amerikalı bir yetkili. Bush-Hüseyin görûşmesinde, VVashineton'da devam eden Ortadofu banşgörüşmeleri ıle Irak sorunu konulannın ele alındığını söyledi. İki ülke arasındaki ilişkijer, Körfez krizi sırasında, Ürdün'ün Irak'averdığıdestek nedeniyleoldukça gergindi. Yetkili, ""Kral Hüseyin şimdi çpk uysal" diye konuştu. nükleer silah • LONDRA (AA) — tran'ın, eski Sovyet cumhuriyetJerinden dört adet nükleer silah satın aJdığı ve bunlardan en az ikisinin calısır halde olduğu bildirildi. ABD Temsilciler Mecüsi Cumhuriyetçi Parti Arastırma Komitesi'nin Terör ve Klasik Olmayan Savaşlar tnceleme Grubu tarafından yayımlanan raporda, Iran'ın elinde iki adet 40 kilotonluk nükleer savaş başlığı bulunduğu, bunlann Sovyet yapısı Scud füzelerine yerleştirilmekte olduğu kaydedildi. Ingiüz The Guardian gazetesinin verdiği habere göre raporda aynca lran'm MIG-27 avcı uçakları tarafından atılabilecek 50 kilotonluk bir nükleer bomba ile topla atılabilecek küçük 0. l kilotonluk nükleer top ele geçirdiği belirtildi. İtalya: Törkiye büyük gûç • ATİNA (AA) - İtalya'nın yeni savunma doktrininde Türkiye'ye büyük önem verildiği belirtildi. Haftalık Tahidromos dergisınin haberinegöre. yeni savunma doktrininde Türkiye'den, "Batı Avrupa'da yaşayan milyonlarca Arap göçmen ve Balkanlar'daki sekiz milyon Müslümanla bağlantılı olarak Doğu Trakya'da Batı düşmanı İslamcı hareketin başgöstermesi tehlikesine engel olacak en önemli güç" ifadesıyle bahsedildi. Bağlantısızlar zirvesi • JAKARTA (AA) — Türkiye, Azerbaycan'a askeri yardım yaptığı yolundaki Ermeni iddialannı yalanladı. Jakarta'daki Bağlantısızlar Zirvesi'nin üçüncü gününde, Ermenistan Dışişleri Bakanı Raffî Hovannesyan bir basın toplantısı düzenleyerek, "Türkiye Azerbaycan'a şimdi, yalnızca politik ve ekonomik değil, askeri yardım da yapıyor" dedi. Bunun üzerine Jakarta'daki Türk yetkilileri tarafından Ingilizce bir metin dağıtılarak "Türk hükümeti, Hovannesyan'm, mesnetsiz ve yanlış yönlendirici açıklamalannı reddeder" denildi. üibnarfda saMın • SUR(AA) — Lübnan'daki genel seçimlere aday olan Nasır El-Halil'in, Beyrut'un güneyindeki Sur kentinde uğradığı bir saldmda yaralandığı, koruma görevlilerinden birinin de öldüğü bildirildi. Polis, saldmda iki koruma görevlisinin de yaralandığını kaydetti. Bir mitingden dönmekte olan Halil'in de icinde bulunduğu konvoyun dün gece tuzağa düşürüldüğu ve otomatik silahlarla tarandığı belirtildi. Beyrut'taki Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne kaldınlan Halil'in kolundan yaralı olduğu kaydedildi. İNGİLlZCE'yi 8 «yda koaoşon sizi Amerikalı dostİMimızls Unıştırahm. Bahariyc Cad. 62/3 349 59 38 OZEL BORA SÜRÜCÜ KURSU 90.DÖNEMKAYITURI DEVAM EDİYORI Hafta sonu-Hafta içi ve Akşam kursları devam ediyor Ders/ıane: ÜSKÜDAR- 343 67 82-310 «2 86 K0ZYATAĞI.M2 47 33 TARABYA: 2 « « » Kycut Jîork Simcs a göre, BM yaptınmlannın yaratacağı ekonomik bunalım siyasal çalkantıya yol açabilir Ambargo SırpekoııoıııisiııiçökeıttiSırbistan'da ham madde sıkıntısı nedeniyle büyük fabrikalann çoğu kapan- dı. Yüzbinlerce işçi ya indirilmiş ücret alıyor ya da hiç almıyor. tşsizlik, enflas- yon ve kıtlık hızla artıyor. Slobodan Miloseviç halka 'hayatta kalma stratejisi- ni' benimseme çağnsında bulundu. Dış Haberler Servisi - Birleşmiş Milletler'in üç aydır ekonomik yaptınm uyguladığı Yugoslav- ya'da ekonominin çökme noktasma geldiği. bu- nalımın bu yıl sonuna kadar ülkede siyasal bir çalkantıya yol açabileceği bildiriliyor. The New York Times gazetesinin Belgrad muhabiri ülkede büyük fabrikalann çoğunun kapandığını, yüz binlerce işçinin indirilmiş ücret aldığını ya da hiç almadığmı. enflasyonun yük- iddiğini. kıtlıklann ise arttığını bildiriyor. Yugoslav ekonomisini yakından izleyen bir Batı]ı diplomat şöyle diyor: "Yugoslavya'ya MİLOSEVtÇ-Güç durumda karşı uygulanmakta olan ambargo etkisini belir- gin biçımde gösteriyor."Ancak ekonomideki bu çöküşe rağmen Sırbistan lıderlerinın Bosna- Hersek politikasını değiştirip değiştirmeyecekle- n henüz belli değil. BM Güvenlik Konseyi tarafından 30 mayısta konan yaptınmlar, Yugoslav ya ile tüm ticaretı yasaklıyor. Yaptınmlar uyannca, Yugoslav at- letlen uluslararası karşılaşmalara katılamaya- cak ve BM üyeleri Belgrad'daki diplomatik mis- yonlanndaki görevli sayısıru düşünecek. Bu yaptınmlar Yugoslavya'yı tecrit etmiş du- rumda. Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Mi- loseviç, halka yaptığı çağnda, yaptınmlar kaldı- nlıncaya kadar "hayatta kalma" stratejisini be- nimsemelerini istedi. Ancak baa etkili iş çevrele- ri ile siyasal lıderler, Miloseviç'in bu önerisini reddederek Başbakan Milan Paniç'in Batılılarla uzlaşma önerisini destekliyorlar. Yugoslav ihracat sistemi kuruluşu Başkanı Slobodan Andjic şöyle diyor: "Ben Miloseviç'in hayatta kalma stratejisine karşıyım. Bu orman- da uygulanacak bir stratejidir. Yugoslavya Av- rupa'nın ve dünyanın parçasıdır. Biz sadece ha- yatta kalmak değil, insan gjbi yaşayıp zenginleş- mek istiyoruz." Ayda 13 litre Bir turist için yaptınmlann ilk gÖ2İe görünen sonucu bir zamanlar son derece yoğun olan Belgrad trafiğinin çok büyük ölçüde azalmış ol- ması. Özel otomobil sahipleri ayda ancak 13 lit- re benzin alabiliyorlar. Bunun için de kimi za- man kilometrelerce uzayan kuyruklarda bek- lemek zorunda kalıyorlar. Yugoslavya bir tanm ülkesi olduğundan be- sin maddesi satan dükkanlann raflan genellikle dolu. Ancak bunlann fivatlan hızla yükseliyor. Örneğm dometesin fiyatı bir ay öncesine kıyâsla üç kat artmış durumda. Bu olgu da kaçakçılığa ve spekülasyona yol açıyor. Petrolün ise ülkeye Makedonya yoluyla Yu- nan tankerleri tarafından getirildiği bildiriliyor. Ancak ambargonun delinmesi, Yugoslav ekonomisinin çöküntüye gitmesini engelleyemi- yor. On binlerce işçinin işsiz kaldığj ortamda, huzursuzluk giderek artıyor. Gözlemciler, ekonomik çöküntünün bu yıbn sonuna kadar siyasal bir bunalıma yol acabile- ceğini belirtiyorlar. BM kaynaklan Londra'da ahnan ilke karannın yürürlüğe girdiğini bildirdiler Sırp silalılarıBM gözetiminde• BM Genel Sek- reteri'nin sözcüsü, Bosna-Hersek'teki Sırplarla bölgedeki BM Koruma Güç- leri (UNPROFOR) arasında, ağır silah- larla ilgili olarak daha önce vanlan anlaşmanın yürür- lüğe girdiğini açık- ladı. Dış Haberier Servisi - Bosna-Hersek'te Sırpla- nn, başkent Saray- bosna'yı çevreleyen tepe- lerdcki ağır silahiar üze- rinde BM gözeü'mı ku- rulmasını kabu! ettiğj bil- dirildi. BM Güvenlik Konseyi, Bosna-Her- sek'te çarpışan taraflara, 'yükümlülüklere tam olarak uyun' çağnsında bulundu. BM Genel Sekreteri'- nin sözcüsü, Bosna-Her- sek'teki Sırplarla bölge- deki BM Koruma Güç- leri (UNPROFOR) ara- sında ağır silahlarla ilgili olarak daha önce vanlan anlaşmanın yürürlüğe girdiğini açıkladı. Bu arada Saray- bosna'ya yardım götü- ren 4 İcişılik G-222 lipi ftalyan Uçağı Saray- bosna'nın 34 km batısın- daki Jesenic köy yakın- lannda düştü. düşen uçaktan kurtulan olma- dığı belirtilirken, uçağın düşüş sebebinin henüz bilinmediği kaydedildi. BM Yüksek mülteci- ler komiserliği tarafın- dan yaılan açıklamada aynca Saraybosna'ya yardım taşıyan uçakla- nn uçuşlannın durdul- duğu bildirildi. Ajanslann bildirdiğıne göre, sözcü François Gi- uluani dün yaptığı açık- lamada, UNPROFOR yetkilisi ile bölgedeki Sırplann lideri Radovan Karadziç'in önceki gün Saraybosna yakmlann- daki Pale yerleşim bölge- sinde bir araya geldikleri- ni bildirdi. Gıuluanı, bu görüşme Bosnalı çocuk, Hollanda'ya giden göçmen trenine alınmamanuı çaresizliği icinde bavuluna yaslanmış^iüşünüyor. sırasında ağır silahlarla ilgili olarak daha önce vanlan anlaşmanın yürürlüğe girmesi- nin kararlaştınldığını belırtti. BM Genel Sekreteri'nin sözcü- sü, bu anlaşmanın tek taraflı ol- duğunu ve sadece Sırplan ilgi- lendirdiğirü söyledi. Sözcü Giu- luani, Saraybosna'da ağırsilah- lann 11 merkezde toplan- masının öngörüldüğünü belirt- ti. BM Sözcüsü, Sırplann ağır jJlabJannı Gorazde kentinden çektiklerini bildirdiklerini de kaydetti.Geçen hafta yapılan Londra Konferansfnda alınan kararlar uyannca Sırplar elle- rindeki tank, havan ve 82 mm'- den büyük top gibi ağr silah- lann BM gözetimine girmesini kabul etmişlerdi. Anlaşmaya göre, BM, kendilerine bil- dirilen tüm sılahlann kaç defa ateş etüğini ve bu silah mevzileri- ne yönelik bir karşı saldın olup ol- madığını izleyecek Ancak BM gözlem- dlerinin herhangi bir müdahale yetkisi ol- mayacak. Siyasi gözlemciler bu anlaşmanın iki zayıf noktası olduğu- nu belirtiyorlar. Ilk olarak, Müslüman ve Hırvat güçlerin elle- rinde bulunan sılah- lann denetim dışı kaldığını belirten gözlemciler, Sırpla- nn, ağır silahlannın önemli bir kısmını da gizlemiş olabilecek- lerini vurguluyorlar. Bosnalı Sırplann li- deri Karadziç de. kendilerine yönelik bir saldın olmadığı sürece ateş açmaya- caklannı söylemişti. öte yandan, BM ile Sırplar arasında vanldığı bildirilen an- laşmaya rağmen Sa- raybosna'ya yönelik Sırp bombardımaru- nm dün de sürdüğü bildirildi. Eski Yugoslavya ko- nusundaki Barış Kon- feransı dün Cenevre'de başladı. Konferans başkan- ları Cyrus Vance ile Lord Owen, direktör- ler komitesinin ilk top- lantısında yaptıklan konuşmalarda, Lond- ra'da yapılan konfe- ransta alınan kararlara uyulduğunu görmeyi arzu ettiklerini söyledi- ler. Konferansta Avnı- pa'yı temsil eden Owen, Londra Konfe- ransı ile başlayan süre- cin iyi anlaşılması gerektiğini, zira bu sü- recin çok zor, kapsam- Iı ve zaman alacak bir süreç olduğunu söyle- di. Londra Konferansı- nda saptanan ilkelerin getirdiği yükümlülük- ilgili taraflann bağlı konusunda kararü ol- lere kalması duklannı belirten Owen, bu bağ- lamda Cenevre Konferansı'nın düzenlendiğini kaydetti. DIŞBASEV 5rmıffurtfrAllnonfinf Türkiye'de Kürt sorunu Türkiye'nin güneydoğusunda durum haftadan haftaya daha kıaşıyorgibi. Ordunun sert operasyonlanna karşın (Şımak'ın büyük bölümü yerle biredildi) Ankara hükümeti Kürtlerle sekiz yıldırsüren küçük çaplı savaşa son vermeyi başaramadı. İran'daki PKK sığınaklanna karşı düzenlenen son operasyonlar da bekleneni vermeyecektir. Kürtler arasında da çok tartışmalı bir konuma sahip olan PKK, sivilleri öldürmekten hıçcekınmedığı için bir terörörgütü olarak niteleniyor. Ama bir süredir kazandığımız izlenim odur ki, güneydoğu Anadolu'da geniş çaplı bir Kürt huzursuzluğu söz konusu. En azından Kürtlerin büyük bir bölümü ayaklanma fıkrine sempati duyuyor. Kürt sorunu tek tek ülkelerde çözülemez ve uluslararası arenada ele alınmalıdır. Fakat durumun ne kadar karmaşık olduğu, IrakhKürtliderCelal Talabani'nin tavnndan da anlaşılıyor. Talabani, Ankara'dan Kürtlerin himayesini üzerine almasını istemişti. Bunun özal'm hoşuna gideceği, ama Başbakan Demirerin bu tür spekülasyonlara sıcak bakmadığı yolunda söylentilervar. (2eyIÛI) Rusya ve biyolojik silahiar Amerikan hükümetinde, Ruslann biyolojik silah programlannı tamamen durdurmamış olduklan yolunda giderek artan bir İcuşku var. Kimse Ruslan böyle bir şey yapmakla suçlamıyor. Aİna programı durdurduklan konusunda emin olunmasını sağlayacak bilgiyi vermedikleri de bir gerçek. Boris Yeltsin'in, savaşta biyolojik sılahlann kullanılmamasını öngören 1972 anlaşmasını tanıdığmı söylemesi Batı'da olumlu karşılandı. Ama yeni demokratikleşen Rusya'da sivil-askerilişkileri henüz pek açık değil, bütün generallerin de reformlar konusunda Yeltsin'le hemfıkir olmadıklan belli. Amerika'nın savaşta biyolojik silah kullanmayacağını tek taraflı olarak ilan eden Nixon, karşılıklı kontrolü öngörmeyen bir uluslararası anlaşmayı da imzalamıştı. Soğuk savaş dönemindeki Amerikan yönetimleri, bu tür bir anlaşmanın sağlayacağı kontrolden çok kendi istıhbarat servislerinin getırdiklen bilgilere güvenmeyi yeğliyorlardı. Kapalı Sovyet toplumunun açılmaya yönelen Rus toplumuna dönüşmesiyle Washington, "güven-sağlayıa önlemleri" tercihetmeye başladı. ABD, şimdi işte bu havanın etkisi altında Rusya'dan bir açıklama beklemektedir. Boris Yeltsin için bu konudaki sorumluluklanndan kaçış • yoktur. (2 eylül) Neonazi saldınlannın giderek yoğunlaşması ve Alman hükümetinin gerekli önlemleri almaması tedirginliği arttınyor Almanya'daki Türklerkorkuicindeyaşıyor• Türk kuruluşlan olaylann sürmesi halinde aralannda Türk gençlerinin de bulunduğu sol • Bonn'daki Türkiye Araştırmalar Merkezi, Almanya'da yabancı düşmanlığının korkutu- gruplarla aşın sağalar arasında çatışmalar çıkmasından kaygı duyuyor. Sosyal Demokrat cu boyutlara vardığına dikkat çekerek, saldırganlann önümüzdeki günlerde ölümle sonuç- Halk Dernekleri Federasyonu (HDF), Türk hükümetini ve SHP'li yetkilileri, "buradaki lanacak olaylara neden olabileceğini belirtti ve politikacılann saldırganlara ve destekçileri- vatandaşlanna sahip çıkmaya ve Alman hükümetini bu konuda uyarmaya" çağırdı. ne anlayış gösteren yaklaşımlannın kendilerini ürküttügünü vurguladı. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. MUHAMMED MERAL DfLEK ZAPTÇ1OĞLU BERLİN- Mülteci yurtlanna saldınlar son günlerde hafifleyerek sürerken, Alman Anayasası'ndaki "siyasi iltica hakkr'nın kı- sıtlanmasına yönelik tartışmalar hız kazan- dı. Neonazilerin güdümündeki ırkçı saldın- lar, vatandaşlanmız arasında giderek korku ve öfke yaratıyor. Çeşitli Türk kuruluşlan yayımladıklan bildirilerde hükümeti yabanalan korumak için gerekli önlemleri almaya çağırdılar. Olaylann sünnesi halinde aralannda Türk gençlerinin de bulunduğu sol gruplarla aşın sağ gruplar arasında çatışmalar beklenıyor. Bonn'daki Türkiye Araştırmalar Merkezi yayımladığı basın bildirisinde, Almanya'da yabana düşmanlığının korkutucu boyutlara vardığına dikkat çekerek şöyle dedi: "Bugü- ne kadar yetkili kurumlar gereken tedbirleri almayı gerekli görmemişlerdir.Önümüzdeki günlerde saldırganlann ölümle sonuçlana- cak olaylara neden olabıleceğinden hareket etmeliyiz. Politikacılann saldırganlara ve onlan destekleyenlere anlayış gösteren yak- laşımlan bizi ürkütmektedir." Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Fede- rasyonu HDF de yayımladığı bildiride, "So- rumsuz politikacılann ıltıca tartışmasıru kö- rükleyerek savunmasız insanlan boy hedefı haline geürdiğini" belirtti ve çoğunluğun Dazlaklann saldınsı karşısında yetersiz kalmakla suçlanan Alman polisi, devlete olan öfkenin kendilerinden çıkanldığını iddia ediyor. ırkçı saldınlan sessizce onayladığına dikkat çekti. HDF, Türk hükümetini ve özellıkle SHP'li yetkilileri, "buradaki vatandaşlanna sahip çıkmaya ve Alman hükümetini bu ko- nuda uyarmaya" çağırdı. Büyükelçiliğimizden herhangi bir açıkla- ma yapılmazken Japon elçiliği Almanya'da yaşayan vatandaşlannı "dikkatli davranma- lan" konusunda uyardı. Berlin'deki Japon Sanayi ve Tıcaret Odası Başkanı Takeo Matsuno basına verdığı demeçte Almanya'- da yaşananlan "inamlmaz bir şey" olarak niteledı ve teknolojık yenılikler sayesınde küçülendünvamızda yabancı düşmanlığının çağdışı bir olgu olduğunu vurguladı. Yeşillerden yapılan bır açıklamada ise şöyle dendi: "Almanya'da tırmanan yabana düşmanlığı ve ırkçılık aynı zamanda eşitsizli- ğin arttığı dünyamızda kızışan paylaşım sa- vaşının neredeyse doğal bir sonucu. Ozellik- le işsizliğin ve ekonomik sorunlann ön plana gectiği dönemlerde halk, elindekini başkala- nyla paylaşmak istemiyor. Yabanalar, oy kaygısıyla hareket eden politikacılann kö- rüklemesiyle düşman ve her şeyin sorumlusu haline getiriliyor. Almanya'da yaşanan olaylar ve başlatılan iltica tartışması, bu sap- tamayı do|ruluyor. Bu yılın ilk yedi ayında toplam 234 bin ki- şi, Almanya'ya gelerek siyasi iltica hakkı ta- lep etti. Yasalara göre her mültecinın dilek- çesi incelemeye alınıyor. Ahnan büroksisi- nin ağır işleyişinden ve çeşitli güçlüklerden ötürü inceleme süresi aylarca, hatta yıllarca sürebiüyor. Sonuçta mültecilerin sadece yüzde 5'i kabul ediliyor, diğerleri sırurdışı ediliyor. Sırasıyla Doğu Avrupa'dan (Çingeneler), Türkiye'den, çeşitli Asya ve Afrika ülkele- rinden gelenlerin çoğu ashnda burada çalış- mak isteyen "ekonomik mülteciler", Al- manya işçi almadığı ve turist vizesini bile ko- layhkla vermediği için "siyasal iltica" kanalı, bu insanlar için başvurulabilecek tek yol ni- teliğinde. Gelenler burada kaldıklan sürece kaçak çalışma olanaklanndan yararlanıyor ve biriktirdikleri parayla ülkelerine dönü- yor. Siyasi iltica yolunu kapatacak anayasa de- ğişikliğine karşı çıkanlar, "dış ülkelerden gö- çün bu şekilde önlenemeyeceğini" vurgu- luyor ve Almanya'nın kontenjan usulüyle yabana göçmen almasını istiyorlar. Dünya- daki büyûk eşitsizlik sürdükçe yoksul ülke- lerden zengin ülkelere göçün kesilmeyeceği vurgulanıyor ve politikaalar, "Baü Av- rupa'nın etrafına yeni duvarlar örmemek" konusunda uyanlıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle