23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 EYLÜL1992 PERŞE MBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Tofaşve Rena'ult'dan lam • İş-Ekonomi Senisi - Renault, ürettiği otomobillerin perakende satış fiyatlannı yüzde 6.5 oranında arttırdı. Renault Mais'ten japılan yazılı açıklamava göre eylül ayından iübaren 1993 rnodel oîarak üretılmeye başlanılan otomobilterin en ucuz modelini. 66 milyon 41 1 bin liraya satılmaya başlayan Renault 12Torosoluşturdu. Öte yandan, Tofaş. ürettiği otomobillerin fıyatlannı yüzde4.95 ile yüzde 6.89 arasında değişen oranlarda arttırdı. Yapılan zamdan sonra Tofaş otomobillerin en ucuz tipi olan Serçe'nirı fıyatı, yüzde 6.81 oranındaki artışla 44 milyon 238 bîn liradan 47 milyon 250 bin liraya yükseldi. DemireL tesisaçacak • Iş-Ekonomi Senisi - Başbakan Süleyman Demirel. 3 Eylül 1992 perşembe günü Lüleburgaz'da Eczaabaşı topluluğu tarafından k urulan ve 310 milyar liraya mal olan ilaç tesislerinin açılışını yapacak. Altyapı ve teknolojik açıdan en ileri üretim yöntemleri kullanılarak kurulan ve Eczacıbaşı topluluğunun yıllık ilaç üretim kapasitesini iki katına çıkarması planlanan tesislerin açılışına Devlet bakanlan Cavit Çağlar. Tansu Çiller, Ekrem Ceyhun ile Maliye ve Gümrük Bakanı Sümer Oral da katılacaklar. Mobil'den yeni SSL-MobHServisi- Mobıl'in sunduğu gelişmiş formüllü. tam scntetik moıor yağınınadı YeniMobil 1. Yanşlarda denenmiş olan ve motoru mükemmel konıyan bu yağ. Möbil laboratuvarlannda çok boyutlu araştırmalar sonucu üretildi. Şirket yetkililerinin verdiği bilgiye göre zorlu testlerdedenenen Yeni Mobil l.motorun325.000 km. kullanımdan sonra bile \eni gibi çalışmasını sağlıyor. SSK poliklinik ücpetleri • İş-Ekoıtomi Senisi - İ şçi emeklileri ile sigortalılann eş, çocuk. dul ve yetimlerinden poliklinik muayenesi için alınan ücretler memur maaş katsayısına bağlandı. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan Bakanlar Kurulu karan uyannca. bundan böyle işci emek1ileri ile SSK'lılann eş, çocuk. dul ve yetimleri. yapılacak her bir poliklinik muayenesi için (20) gösterge rakamının memur maaş katsayısı ilecarpımı sonucu bulunacak miktar üzennden ücret ödeyecekler. İşçi emeklileri ile sigortalılann eş, çocuk. dul ve yetimleri. bin lira yerine 13 bin lira ödeyecekler. Sözkonusu ücretler, memur maaş katsayısındaki artışlara paralel olarak artacak. Eastman Türkiye'de • İş-Ekonomi Senisi - Dünya konfeksiyon sanayiinde önemli bir paya sahip olan ve motorlu kesim makinelerini icat eden firma olarak tanınan Amerikan Eastman şirketi Türkiye'de satış ve servis hizmetleri verecek. Dünya çapında kesim makineleri üreten yaklaşık 20 kuruluşun en büyüğü olan Eastman, dünya pazannın yüzde 70'ini elinde tutuyor. KLM Vietnam'da • İş-Ekonomi Senisi - Hollanda Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Dairesi ile Vietnam hükümeti arasında yeni bir havacılık anlaşması imzalandı. Buanlaşmaya göre KLM Hollanda Kraliyet Hava Yollan, eski Savgön olarak bilinen Ho Crli Minh kentine inme yelkisi aldı. Anlaşma aynca KLM'nin. Vietnam'ın Hanoi kentine de hizmet vermesini önaörüyor. Tosltiba'dan çek • İş-Ekonomi Senisi - Toshiba Elektromak, fotokopi, faks, bilgisayargibi tüm büro makineleıinde % 20"ye varan alım-destekleme cekı uygulaması başlattı. Toshiba Elektromak'm alım-destekleme çekinden yreni büro makineleri almak isteyenler, servis hizmeti yapüranlar ve yedek parça iiıtı>acı duyan herkes fjaydalanabilecek. Enflasyonda yükselmeendişesiANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Mayıs aymdan bu yana yüzde bir dolayında seyreden enflasyonun bu ay artış göster- me olasılığının vüskek olduğu belirtiliyor. Ekonomi çevrelerin- de özellikle akaryakıta yapılan zammın ardından onu izleyen fiyat artışlannın enflasyonu kö- rüklediği vurgulanıyor. Devlet Bakanı Tansu Çiller enflasyon- da kıpırdama beklediklerini be- lirterek "Ancak biz hazırlığımı- zı yaptık. Endişeye gerek yok" dedi. Ağustos, eylül, ekim, kasım aylannda enflasyonun yüksele- ceğini, bundan kaygı duyma- mak gerektiğini vurgulayan Çiller, "hedeflerinin, toptan eşya fıyatlannda geçen senenin altına inmek olduğunu" söyle- di. Çiller, enflasyon birinci gün- dem maddesiyken. son dönem- de terörün birinci gündem maddesi olduğunu anımsa- tarak. "Terörle mücadele ile enflasyonla mücadele birbirine • Ekonomi çevrelerinde özellikle akaryakıta yapılan zammın ardından onu izleyen fiyat artışlannın enflasyonu körüklediği vurgulanıyor. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller de ağustos ayında enflasyonda kıpırdama beklediklerini, "ancak bundan endişe duymaya gerek olmadığını" belirtti. karşıt iki mücadeledir. Terörle mücadele kamu harcamalannı artınr. Enflasyonla mücadele- nin kamu harcamalannı azalt- ması gerekir. Bütün bunlara rağrnen enflasyonu düşürmek için canla başla gayret edi- yoruz" dedi. Çiller. hazinenin küçük tasarruiçuy la bütünleş- me girişimlerini de sürdürdüğü- nü belirterek. şunlan söyledi: "Geçen hafta ilk kez Ziraat Bankası kanalıyla deneme ma- hiyetinde satışlar yaptık, çok ilgi gördü. hepsi satıldı. Bu haf- ta. ayın 7'sinde hazinemiz sade- ce Ziraat Bankası değil. Halk Bankası ve Emlakbank'ı da devreye sokarak 5'er, 10'armil- yonluk küpürler halinde tahvil satmaya başlayacak. Bunlann kazancı, döviz kazancının çok üstündedir. Devlet tahvilinin getirisi yüzde 76 bir yıllık, üçer aylık da yüzde 69. Bu getiriden küçük tasarrufçu faydalana- cak. Bu defa 1.5 trilyonluk tah- vil çıkacak." Şubat ayında enflasyonun yüzde 50"nin altında. yüzde 40'- (arda olmasını "umut ettikleri- ni, hedeflediklerini" anlatan Çiller, "Fazla iyimser olmak için de. kötümser olmak için de bir neden olmadığını. ancak ge- lişmelerin umut verici olduğu- nu" söyledi. Çiller. KİT'lerle il- gili bir soruya. "Devletin he- sabını saç saça baş başa tutanz. Fonlan bilmiyorduk. Şimdi KİT'leri bir fınans reformuna kavuşturmaya çalışıyoruz" yanıtını verirken, hükümetin "süratle KİT reformunu yap- ması, SSK'yı reform anlayışıyla masaya yatırması. özelleştirme- ye ilişkin yeniliklerin uygula- mava konması durumunda iyi- leşmenin süreceğini" bildirdi. Vergi reformunun yapılması gereğini yineleyen Çiller. döviz sorunu olmadığını. "iddia edil- diği gibi, döviz rezervlerinin eri- mediğini" söyledi. Çiller, gazetecilerin kendisi- nin açıkladığı rakamlar ile piya- sadaki ifadelerin bırbirini tut- madığıru söylemesi üzenne, "Biz hesaplarla konuşuyoruz. Olacak, demiyoruz. Olaru söy- lüyoruz. Üretim ve satışlar artmıştır, aucak kârlarda düşüş vardır. Bu doğrudur. bunu söy- ledik, şeffaf davrandık" dedi. Çiller, kamu açıklan ile ilgili bir soruya da, "Bizekonomiyi dev- raldığımızda hiper enflasyona doğru gidiliyordu. Enflasyo- nun düşmesi demek, patatesin fiyatınm düşmesi demek değil. Bunu anlatamıyoruz. 74 tril- yonluk fon var. Geçen sene bunun üzerinde harcama olmuş. Bu yıl 25 tril- yon tasarruf yapıyoruz. Kamu açığı yine büyüyor. ama hızını azalttık. Bakmanız gereken, artış hızıdır. Enflasyon hızının düşmesi de, birden fıyatlann düşmesi demek değildir" yanıtını verdi. Çiller, "eylül sendromu" ammsatıldığında da, "Eylül için hesabımızı ki- tabımızı yaptık. Korkulacak bir şey yok" dedi. Deterjan boykotunda keşmekeş İş-Ekonomi Servisi - İstan- bullu bakkallann deterjan boykotu keşmekeşe döndü. Bazı bakkallar boykotu nasıl uygulayacaklannı bilmedikle- ri için eyleme katılmazken. bazılan promosyonlu deter- jan almamaya başladı. Tüm Tüketicileri Koruma Derneği de. boykotun. stoklannı erit- mek isteyen bakkallarca ya- pıldığını belirterek tüketicinin alet edildiğini savundu. Bakkal derneklerinin yetkı- lileri "promosyonla fıyatı şişi- rilmış deterjanlann pazannı tıkama" adını verdikleri eyle- min deterjan ahm-satımını durdurmayı kapsamadığınt. tüketiciye "daha ucuzunu al" tavsiyesinden ibaret olduğunu belirterek "Küçük bakkallar- da stok olmadığı için tüketici derneğınin tepkisi yanlış" dc- dıler. Tüm Tüketicileri Koruma Derneği Başkanı Mehmet Ba- rak dün yaptığı açıklamada. bakkallan "vurgunculukla" suçlayarak "vurgun için stok- ladıkian deterjanlar ellerinde patlayan ve marketlere yeni- len bakkallar eylem yapıyor. Bu, tüketiciye karşı bir eylem- dir" dedi. Deterjan zamlannı fırsat bilen bakkallann deter- Bir kutu deterjandan kim ne kazanıyor? 9 bin 350 TL 10 bin 200 TL 3 bin 400 TL 5 bin 950 TL 8 bin 500 TL 11 bin 50 TL 36 bin 550 TL KDV Perakendeci kân Toptancı kân Satış iskontoları Promosyon-rekiam Brût kâr ve finansman masrafı Üretim maliyetı Not: 3 kg. ve 85 bin TL'lik deterjan baz alınmıştır. jan stokuna gittiğinı, kendi aralannda rekabete girişen marketlenn düşük fıyattan mal satması üzcrine de yaptık- ları stokun ellerinde kaldığını savunan Barak, "Federasyon, bakkalın elindeki stoklan. de- terjan firmalanyla anlaşıp ser- mayeye dönüştürmek istiyor. Tüİceticiyi alet ediyorlar. De- terjan fırmalan da toptancı- tefeci tüccar kesimiyle çalışıp faturayı tüketiciye kesiyorlar. Bunun hesabını soracağız" dedi. Merkezi Ankara'da bulu- nan Bakkallar ve Bayiler Fe- derasyonu'nun karanyla I cvlülden itıbaren başlatılan deterjan boykotu Istanbullu bakkallar arasında farklı farklı uygulanıyor. İsianbul Acıbadem semtin- den Simbad Market'in yetkili- si Mahır Yıldınm. deterjan boykotu ile ilgili haberleri ga- zetelerden okuduklannı. an- cak uygulamanın ne şekilde vapılacağı konusunda der- neklerinden herhangi bir tali- maı almadıklannı belirterek, "Nasıl yapılacağını bilmediği- miz için boykota katılmadık. Müşteri istediği deterjanı alı- \or"" dedi. Anadoluhisan'n- dan Balaban Market'in sahibi Yaşar Balaban da. kendilen- ne herhangi bir duyuru gelme- diğini belirterek "Bize, boy- kota katıhn çağnsı gelmedi. ama ben kendi kendime baş- lattım. Artık deterjan almıyo- rum" dedi. Deterjan firmala- nnın yapııklan aşın promos- yonla devletten vergi kaçır- dıklannı savunan Balaban. "Gelip bize "toptan fıyatma vereceğiz. yanında da şu şu he- diyeleri aîacaksınız' diyorlar. Ben hediye ıstemiyorum. Raf- la biriken malımı satmak isti- yorum" dedi. Kartal'dan Emek Gıda'nın sahibi Muhammet Mevlüt Kalamış ise boykottan haberli olduğunu. hatta boykotu 1 ey- lül olan başlama tarihinden 1 hafta önce uygulamaya başla- dığını belirterek "Artık kesin- likle deterjan almıyorum. Çünkü zaten raflanmın yüzde 70'i deterjan dolu. Bunlan sa- tıyorum" dedi. •• GUZELKENT VILLALARINDA YAZ-KIŞ EKSİKSİZ YAŞAM "3odat 1 salon"lu sıradan apartman daireleri yerine aynı parayı ödeyerek; '-3 bahçeli, bağımsız kaloriferli, yüzme havuzlu villada yaşamak istemez misiniz? İstanbul'a 35 km. uzaklıkta Ataköy benzeri çevrelerin oluştuğu Güzelce'de (1000 villalık) GÜZELKENT'li olabilmek için kaçınimazfırsat! » Güzelkent'te tamamı deniz görür konumda. 3 olımpik yüzme havuzu, spor tesisleri, tıcaret ve alışveriş merkezleri, açık-kapalı otoparkları, restoranları, kafeteryaları, dans pistleri, ilkokul, cami, arıtma tesislerine sahip; modern şehircilik gereği ortak altyapı galeri şebekesi ve yollan tamamlanmış, bölgenin önemli problemi olan su sorunu şimdiden çözülmuş, lüks trıpleks villalar... • Örneği Acıbadem Hukukçular ve Idareciler Kooperatifi'nde mevcut (tüm tesislere tam ortaklık güvencesi) yörede benzeri olmayan 1994 yılında yaz-kış tam konforla oturacağınız bir site... 500-550-700 milyondan peşin fiyatına 20-30 ay vadeli kampanyası Kardelen tıpi tripleks villa (247 m 2 brüt) Orkide tipi tripleks villa (189 m 2 brüt) 'îSr 20 20 20 20 30 30 30 30 mZ 250 250 200 200 200 200 150 100 frl 20 10 20 10 10 10 10 10 a*» 225 15 2E 15 10 10 10 10 U. M> tnMMK — 70 - 60 30 - 60 60 Tlkttt Safisı - 10 - 10 10 to 10 io Meme - 23 - 25 18 20 18 20 20. » I d Ara odene IMD,Of» - - - 95 55 - 110 120 Tatsıt Saytsı ı»»ı - - - - 10 10 io 10 Odeme iMıtıoıı - - - - 21 35 27 35 Topun IMtK) '00 700 720 755 835 850 870 930 20 200 20 200 20 100 30 150 30 100 30 100 T*« M * io io (»fl 10 20 10 12 540 HUKUKÇULAR VE İDARECİLER SİTELİ olmanın fırsatı! Seçiminizi yapıp, bilgi için lütfen arayınız! Merkez Tel 274 95 95 Guzelce Tel 683 48 25 , Merkez Adres' Vefabey Sok BMO Bınası No 5, Gayrettepe-ISTANBUL t Guzelce Adres- Güzelkent. BMO Satış Burosu, Guzelce (B Cekmece den 5 km sonra, E-5'e cephelı) master planı İş-Ekonomi Servisi - Otomo- ti\ Sanayi Derneği'nin (OSD) "Kentlerde Toplu Taşımacılık ve Otobüs Sanayii" raporu ya- yımlandı. Raporda, gelişmiş ülkelerde ideal şehiriçi otobüs sayısı hesa- bında her 2 bin kişi için 1 oto- büs ölçeğinin esas alındığı belir- tılerek. buna göre 1990 yılı için kentlerde yaşayan toplam 32 milyon kişi için ideal otobüs parkının 16 bin adet olması ge- rektiği bildirildi. Bu rakamın kentleşme hızı dikkate alındığında 2000 yılı için 20 bin kabul edilebileceği kaydedilen raporda. "Bunu sağlamak için yenileme ile bir- likte her yıl 2 bin 500 ile 2 bin 700 arasında otobüs alınmalı- dır" denildi. OSD raporunda. 1992 yılı ve- rilerine göre Türkiye'de toplam 2 bin 510 belediye bulunduğu, bunlardan yüzde 80.8'inin nü- fusunun 10 binin altında oldu- ğu belirtildi. Kent nüfusu içinde 100 bin ve üstü nüfuslu kentler- de oturanlann oranının sürekli yükseldiği bildirilcn raporda. Türkiye'nin kendi kaynaklan- na dayalı bir toplu taşımacılık modelini oluşturması gerektiği \urgulandı. Ülke genelinde yolcu taşıma- cılığının yüzde 95 oranında ka- rayolu ile yapıldığı kaydedilen raporda, şehiriçi taşımacılığın- da ise bu oranın yüzde 97'lere ulaştığı ileri sürüldü. Mevcut toplu taşımacılık sıs- teminin nitelik ve nıcelik açısın- dan yetersiz olduğu bildirilen OSD raporunda. kentlerde toplu taşımacılık için ülke ça- pında bir "master plan"ın bu- lunmaması ve bu nedenle araç gereksinmelerinin her belediye tarafından ayn ayn çözümlen- mek zorunda kahnması nede- niyle. kentlerde toplu taşımacı- lık gibi halkın günlük yaşantısı- nın bir parçası olan hizmetlerin aksadığı belirtildi. Toplu taşımacılık hizmetleri- nin kamu kaynaklan ile destek- lenmesi, yüksek kaliteli ve ve- rimli olması gerektiği bildirilen raporda. toplu taşımacılık araçlannın ülke üretiminden karşılanması istendi." IŞÇININ EVRENINDEN ŞÜKRAN KETENCİ Terâr ve Demokpasi Dünyada ve ülkemizde kavramların birbirine karıştığı, kar- gaşanın egemen olduğu günleryaşıyoruz. İlkeler, değeryar- gıları altüst olmuş. Terörle demokrasiyi; insan hakları, halkla- rın hakları ile şovenizmi ayırmak böyle dönemlerde daha da güçleşiyor. Kavramlar karışıp, hak adına haksızlık yapılmaya başlandı mı, bedeli çok ağır otayor, acısı hep suçsuz çoğun- luktan çıkıyor. PKK'ya, Kürt şovenizmıne tepki adına birçok DYP milletve- klli, yargı reformu paketinin Meclis'ten geçirilmesine karşı çıkıyor. İnsan haklarının en temel ilkeleri arasında yer alan, uluslararası hukukun "olmazsa olmaz" nitelikte gördüğü hü- kümler yasalarımıza giremiyor. Işkencenin önlenmesi, gö- zaltı ve tutukluluğun ceza yerine konulamaması, bireyin dev- lete karşı korunabilmesi ile ilgili haklar herkes için. Belki de öldürmeyi ve ölmeyi kendine yol, yöntem edinmiş PKK milita- nı için hemen hemen hiçbir anlam taşımıyordur. Ama sizin için, bizim için, yasa tasarısının yasalaşmasına karşı çıkan milletvekilleri için bir gün çok gerekli, çok önemli olmayaca- ğını kim söyleyebılır? Kavram kargaşasının, terörün kurbanları sadece ölenler, yaralananlar, evlerinden yurtlarından olanlar mı? Gemiye yapılan sabotajla uğratılan maddi kayıp hem hepimizin ce- binden çıkıyor hem de istanbul'da yaşıyorsak, zar zor bitirilen köprünün yenlden trafiğe kapatılmasının acısını her gün yol- jarda bıraz daha fazla kalarak çekıyoruz. Etki tepkiyi getiriyor. işin içine kavram kargaşası, yanlış yönlendirmeler de katılın- ca tehlike hızla boyutlanıyor. Yaz sıcağında camlar açık, ge- cenin sessizliğinde özel gürültüler daha da dikkat çekiyor, ürküntü veriyor. Son gecelerde askere gönderme de ürkütü- cü bir törene, gürültüye dönüştü. Askere gidenler arasında teröre kurban olma olasılığı arttıkça, göndermeler de daha gösterişli, daha gürültücü ve ürkütücü olmaya başladı. Kendi adıma savaş filmlerinde gördüğümüz toplumsal isteriye ka- pıldığımız duygusunu alıyorum. Arkadaşlarını askere gönde- ren gençler, neşelı, korkusuz görünme adına öylesine çok içiyor, gösteriyi abartıyorlar ki... önceki gece Topkapı gara- jında, yola çıkan otobüslerin önünü kesip kesip, sarhoş çığlık- ları arasında Istiklal Marşı'nı okuyup durdular. Bosna'da, Kosova'da aynı mahallelerde büyümüş, çocukluğu, arkadaş- lığı paylaşmış, eğıtım görmüş insanların, hem de çok kültürlü eğitimderi geçmış insanların nasıl birbirlerini pusu kurarak öldürdüklerı öykülerini duydukça gelecegimizden kaygı du- yuyorum. Insanlığın, sağduyunun dünyada ve ülkemizde sonunda güçlü çıkacağına, insanın gelişimıne aykırı yaşanan bu kav- ram kargaşası döneminin çok kısa süreceğıne ve Türkiye'nin aynı acı deneyimlerden geçmek zorunda kalmayacağına hâ- lâ kuvvetle inanıyorum. Ancak bugüne kadarı ile yaşananla- rın bıle bize ne kadar çok zarar verdiğini düşünüyorum. Baksanıza dünyada gündeme Saraybosna'da yaşanan irv sanlıkdramı, katliamlar, Almanya'dakı ırkçı patlama girince, bizde PKK ve terör daha çok can yakmaya başlayınca bütün sorunları rafa kaldırdık. Her gün canımızı yakan enflasyonu, ekonomik darboğazı, haksızlıkları nerdeyse görmüyor, umursamıyoruz. Duyarlı ol- mamız gereken en yaşamsal konularda ilgisiz ve tepkisız kalıyoruz. Bu kargaşada demokratik ve sendikal haklarda bi- llncine dahi varamadan önemli geri adımlar atıyoruz örne- ğin sendikalı ışçı ya da aktif sendikacı değilseniz, bu yıl sendi- kalarda delege seçımlerinden başlanarak konfederasyon yönetımıne kadar bütün kademelerde seçim ve genel kurul yılı yaşandığını bile farketmemiş olabilirsiniz. Oysa 1983'ten başlayarak her üç yılda bir yaşanan seçimler zincirinde, de- lege seçimlerinde yaşanan sorunlar, hileler, olumlu ve olum- suz gelışmeler hiç değilse gazetelere haber konusu olurdu. Sendıkaların yönetımlerine kimlerin seçtleceği ile kamuoyu ilgilenirdi. Öylesine bir ilgisizlik ve tepkısizlik var ki, birçok sendikada genel kurul yapıldığını işin içinde olduğumuz hal- de biz bile ancak genel kurul davetıyelerinden öğreniyoruz. Sendikalarda bütün kadroları kapsayan bir seçim zincirinin böylesine kamuoyunu ilgilendirmediği, işçi kamuoyunun da- hi umursamaz olduğu bir dönemı daha yaşadığımızı hiç san- mıyorum. Sendikal dınamizm, sendikal işlev ve sendika içi demokrasi için bundan kötü bir ortam, bundan ciddi birçöküş düşünülebilır mı? Bankacılık işkolunda yaşanan yoğun işçi çıkarması ve kü- çülmeyi ise ancak sendikal rekabet sayesinde ilan konusu olunca çıkan büyük boy ilanlardan öğreniyoruz. İşçi duyarlılı- ğı, sendikal tepki, içine gırilen genel vurdumduymaz havada, sadece gazete ılanlarında görülebiliyor. Bu arada çoğu sen- dikanın yasal zorunluluk olan sendikal egitimleri dahi rafa kaldırdığını, çok uzun bir zamandır rutin işlerdışında sendikal faaliyetlerin tümü ile askıya alındığını gözlemlıyoruz Sözde kamuoyu çöp grevlerıne karşı çok duyarlı idi. Belediye işçile- rinin ertelenen grevlerinin ardından toplusözleşmelerin ne olduğunu merak eden var mı acaba? Kamuoyundan, sade vatandaştan vazgeçtik, sendikalı işçılerın, örgütlü işçilerin, dahası belediye işçilerinın kendileri YHK'ya, tahkim sıstemi- ne, arabulucuya kalan sözleşmelerdeki gelişmeler ile ger- çeiden ılgileniyor, bilgi ediniyorlar mı? Terörün, sadece zarar görenlere değil, toplumun her kesi- mine, en çok da insan hakları, demokrasi, çalışan haklarına, sendikal haklara zarar verdiğini yüzlerle örnekleme ile anlat- mak, çoğaltmak olasılığı var. Asıl tehlike ise teröre duyulan tepki ile varılan yanlış noktalar, kavram kargaşasından çıkı- yor. Toyota-Sa otomobil pazannda atak hazırlığında Corolla Türkiye'de üretilecek İş-Ekonomi Servisi - Toyo- ta-Sa'nın 1994 yılı sonundan iti- baren Türkiye'de yeni Corolla modelini üretmeye başlayacağı açıklandı. Türkiye modeli ola- rak seçilen yeni Corollalar'ın üretim tarihine kadar ithal edi- leceğini açıklayan Toyota-Sa Genel Müdürü Ozdemir Sa- bana, üretime geçtiklerinde it- halata göre yüzde 20-25 daha düşük bir fıyatla satış olana- ğına kavuşacaklannı söyledi. 26 yılda 120 mil> on adeti bu- lan satışıyla dünyanın en çok satılan otomobili unvanını taşı- yan Corollaları bu özelliği nede- niyle seçtiklerini. Türkiye'de üretimi kararlaştınlan yeni mo- delin ise teknik üstünlüklerle geliştirildiğini anlatan Özdemir Sabancı, Toyota-Sa'nın teknik ve pazarlama altyapısını ta- mamladıklannı söyledi. Üretim tarihine kadar ithal edilerek bu- gündcn itıbaren satışına başla- nacak olan yeni Corollalar'ın İstanbul'daki tanıtım top- lantısında konuşan Özdemir Sabancı. 8 ayda 5 bin Toyota it- hal ettiklerini. 1994'ün eylül ayında başlayacak üretimle ilk üretim yılını 20 bin otomobil olarak planladıklannı ifade etti. Satış adedinden önce müş- teri memnuniyetini düşündük- lerini ve bayilerine servis-yedek parça sorumluluğu da verdikle- rini anlatan Özdemir Sabancı. bu çerçevede eğitıme ayn bir Corollalar 94 yılı sonundan itibaren Türkiye'de de üretilecek. önem gösterdiklerini kaydetti. Türkiye'de servis ağı kuru- lurken teknik elemanlann te- mel eğitimden de yoksun ol- duklannı gördüklerini belirten Özdemir Sabancı, Japonya'da Toyota'nın okul düzeyinde eği- Toyota-Sa Pazarlama Direk- törii Ibrahim Orhun da Tür- kiye'de üretilmesi planlanan yeni Corolla modelinin Toyota tarafından Avrupa'da satışına haziran ayında başlandığını hatırlatarak, Türkiye'nin bu tim verdiğini, Toyota-Sa'nın da yeni modelle bazı Avrupa ülke- bunun ilk örneğini Milli Eğitim lerinden de önce tanışacağını Bakanlığı ile imzalanan proto- kol çerçevesinde Şişli Endüstri Meslek Lisesı'nde vereceğini ifade etti. Sabancı. burada yeti- şecek öğrencilerin aynca servis teşkilatına uygulanan 3 kade- meli eğitimden geçirileceğini ve Japonya'daki benzerleri gibi uzman teknisyenler haline gele- ceklerini söyledi. Bu eğitimin sürekli olacağını da vurgulayan Sabancı. Adapazan'ndaki fab- rikada üretimde çalışacak ele- manlann eğitiminin ise fabri- kanın faaliyete geçmesine ka- dar sürdürüleceğini ifade etti. belirtti. Orhun, 4 kapılı binek otomobilin yanında. Corolla'- nın station wagon modelini de satışa sunduklannı ifade etti. Toyota-Sa yetkililerinden alı- nan bilgiye göre Türkiye dün- yada Toyota Corolla üreten 13'üncü ülke olacak. Bugünden itibaren satışına başlanacak it- hal yeni Corollalann binek tipi- nin anahtar teslim fıyatı 115 milyon 738 bin lira ile 166 mil- yon 341 bin lira arasında değj- şirken station vvagonlar 123 milyon 48 bin lira fıyatla tüketi- ciye sunulacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle