Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Î2 EYLÜL 1992 SAU CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 11
"Rajiv" adlı
kitap
İt HA(Dış Haberler Şervisi)-
Hindistan'ın.annesi İndira
Gandi gibi suikasta kurban
gideneski başbakaru Rajiv
Gandi'nin hayatı
kitaplaştınldı. Time
Oergisi'nde yer alan habere
göre Rajivin bilinmeyen
yönlerini anlatan kitabı,
Italyan asılh eşi Sonia
hazırladı. Sonia Maino
Gandi. "Rajiv" adlı kitapta,
kocası ile yaşadığı günleri,
anılanru anlatırken, Rajiv'in
potitik biyografisini de gözler
önüne seriyor.
Kadıköy'de
fotoğraf kursu
Kültür Servisi- Kadıköy Halk
Eğitim Merkezi'nce 7
ekim-17 şubat tarihleri
arasında fotoğraf kurslan
düzenlenecek. Çarşamba
günleri 18.00-20.00 arasında
yapılacak olan kurslara
kayıllar sürüyor. Sınavla
alınacak adaylann ortaokul
mezunu olması gerekiyor.
Kurslar, HasipUras
tarafından verilecek ve ışık,
temel optik bilgiler, asa, film
banyosu, makinelerin
tanıtılması gibi konular
anlatılacak. Kadıköy Halk
Eğitim Merkezi'nde giyim. el
nakışı. makrame, vitray,
modelistlik, mankenlik,
yabana dil, müzik, Arap dili
edebiyatı, tiyatro gibi birçok
konudada kurslar
düzenleniyor.
MilliyetSanarın
20. yılı
• KültürServisi- Milliyet
Sanat Dergısı'nın 20 nci vılı
dolayısıyla Atatürk Kültür
Merkezi'nde kutlama gecesi
düzenleniyor. 29 eylül salı
günü AKM'de gerçekleşecek
gece, 19.30'daaçılacakolan
"Sanat Dergisi Kapaklan"
sergisiyle başhyor. AKM
Konser Salonu'nda ise
20.30'daSaimAkçıl
Gençlik Orkestrası, Yekta
Kara. İstanbul DevletOpera
ve Balesi ile Genco Erkal
geceye konuk olacaklar.
San Sebastian
Film Festivali
• SAN SEBASTIAN (AA) -
San Sebastian Film
Festivali Ispanya'da başladı.
Festivale 14 ülkeden 16 film
vanşrna.cı olarak kaüUyor.
Festivalin yönetirisi Belçikalı
Rudy Barnet bugün yaptığı
açıklamada, "Festivaller,
sinema dünyasında giderek
kısıtlanan özgürlük ortamını
savunmahdır" dedi.
San-Sebastian Film
Festivali'nde büyük ödüle,
FransıZ yapımı Goran
Markoviç'in yönetmenliğini
yaptığı "Tito 1 Ya",
Rus-Japon ortak yapımı
Roo Seji'nin yönettiği "The
Legend of The Icon" ve Rus
klasiklerinden, sinemaya
uyarlanan, Çehov'un " Vişne
Bahçesı" aday olarak
gösteriliyor. Festival
sırasında Roman
Polanski'nin "Bitter Moon"
adlı yapıtı da kapanış
töreninde ilk kez
î gösterilecek.
"Kanal 6 Tan TV"
, İSTANBUL (AA)-Kanal 6
TV ile Kazakistan özel Tan
' Televizyonu arasında
yapılan anlaşmayla, "Kanal
6 Tan TV" adıyla yeni bir
televizyon kuruldu. Kanal 6
Tan TV; Kırgızistan,
Türkmenistan,
Özbekistan'da da izlenecek.
Kanal 6, Türkiye içinde 27
eylüldeyayına başlayacak,
1993 başında da ortak yayına
geçilmesi hedefleniyor.
"İstanbul'un
Geleceği"
Kültür Servisi-Türk
Mühendis ve Mimarlar
Odalan Birliği. Şehir
Plancılan Odası'nca
gerçekleşürilen "Dünya
Şehırcilik Günü
Kolokyumu" etkinlikleri
çerçevesinde "İstanbul'un
Geleceği" konulu bir
karikatür yanşması
düzenleniyor. Herkese açık
olan yanşmaya yapıtlann, en
son 9 ekime dek gönderilmesi
gerekiyor. (Adres: Şehir
Plancılan Odası îst. Şubesi.
Darphane Emirhan Cad.
BayındırSk. Uygar Apt. D.l
Beşiktaş)
Etibank 1992
tiyatro sezonu
•ANKARA(AA)-Eübank.
1992tiyatrosezonunda
"Etibank Sanat Tiyatrosu"
ve "Etibank Çocuk
Tijatrosu" ile kültür
etkınliklerini sürdürüyor.Bu
yıl, Necatı Cumah'nın oyunu
""Nalınlar" sahnelenecek.
Oyunun yönetmeni Ali
Hürol, oyuncu kadrosu ise
Sezai Aydın, Ertan Savaşçı,
Elçin Şanal, Hakan Güven,
Ferhunde Hürol, Ayda
A)bar ve Ali Hürol'dan
o*luşuyor.
Ekimde Türkiye'ye gelecek olan Michael Jackson, 10 yıldır ilk kez konuştu
Hem'kötiT hem'tehlikelTKültür Servisi- Dangerous (Tehlikeli)
dünva turnesi cercevesinde 4 ekimde
İstanbul'da 7 ekimde İzmir'de izleyece-
ğimiz Michael Jackson 10 yıldır ilk defa
Amerika'nın en çok okunan 'siyah' der-
gisi Ebony ile görüştü:" Çaykovski'nin
Fındıkkıran'ı gibi bir albüm yapmak is-
tedim; Dangerous albümünü bin yıl
sonra bile herkes dinlesin, ölümsüz bir
yapıt olsun. YüzyıUar sonra her ırk ve
yaştan insanın, bu albümdeki her par-
cavı tanımasıru isterim."
Liberation gazetesinde yer alan L.K.
Romance imzah yanda belirtildiğine
göre, bu dileğin gercekleşebilmesi için
Dangerous albümünde uygulanan rece-
tenin tarifı 'ortak bellek' kavramma da-
yanıyor. Albümdeki parçalar Jackson'-
• Michael^ Jackson 4
ekimde İstanbuFda, 7
ekimde İzmir'de hayran-
lannın karşısına çıkacak.
Michael, 'Dangerous' al-
bümünün bin yıl sonra da
dinlenmesini istiyor.
un eski parçalannı çağnştınyor, örne-
ğin Heal The World, We are the
World', Who ls it, Billie Jeane, Black
or White State of Shock'a benziyor.
Yeni olan ise gündelik, sokaktaki gen-
cin özdesebileceği şeylerin parcalara
konmuş olması.
Jackson 27 haziranda Münih Olimpi-
yaı stadyumunda 85 bin izleyici ile baş-
ladı Dangerous dünya turnesine.
Çıkardığı ilk hit olan In the Closet par-
çasıyla kutsal, yatıştıncı, mega star
imajını geri plana atü. Bu klipte özellik-
le değişik çagnşılar yapan, şiddet öğe-
leri taşıyan Bir cınselhk hakım. Buna
rağmen Jackson şunlan söylüyor:" Ben
Tann'nın insanlan belirli görevler için
seçüğıne inaruyorum. Mikel Anjelo,
Leonardo da Vinci, Mozart, Muham-
met Ali ve Martin Luther King gibi.
Bana gelince. daha amacımı incelemeye
başlamadım bile. Sanatımla varoluyo-
rum. Sanat somut ile soyutun, insani ile
ilahi boyutun kanşımı. Bu kanşım be-
nim de, sanatın da varoluş nedeni. Mü-
âğin aküğı bir kanalın içinde olmaktan
Michael Jackson, 'Dangerous'' adını ventiğj dünya turnesine 27 haziranda Münih
Olimpiyat Stadı'nda başladı. Bu ilk konseri 85 bin Michael hayranı izledi.
onur duyuyorum. " Bütün bu erdemli
sözlere karşın yığınlar Jackson'un başka
yönleriyle ilgili; olan veya olmayan cin-
selliği, estetik ameliyatlan ve skandal-
larla dolu ailesi. Jackson'un menajeri
David Geffen'le "çok yakın' bir ilişkisi
olduğu ve Geffen'i çok sevdiği biliniyor
ama bu ilişkinin cinsel olduğuna dair hiç
bir ipucu yok. Sinatra'nın Kennedy'ler-
le olan ilişkisindeki gibi Michael da ken-
disinden 'daha çok' milyarder olan Gef-
fen ve Trumph gjbi insanlarla rahat edi-
yor. Michael ile Donald Trump arası-
nda geçen konuşma şöyle:*" Sen en mü-
kemmellerisin, en zengin sensin."
"Hayır, en mükemmel sensin çünkü sen
daha ünlüsün." Bu konuşma karşılıklı
'yağlarla' sürüp gidiyor...
Bu kadar güç ve para karşıhğında
mükemmel bir yüz almabilir mi? Jack-
son'un geçirdiği onca estetik ameliyat-
tan sonra onu çok yakından görebilen
insanlann ilginç yorumlan oluyor. Ünlü
oyuncu Angelica Huston, bırkaç yıl ev-
vel Jackson'la çevirdiği Kaptan Eo fıl-
minden sonra yazdığı biyografısinde
The Hustons'da "Jackson'un suratını 2
metre uzaktan çok başanlı, ama yakın- •
dan çok anormal" bulduğunu yazıyor.
• Amerikalı pop yıldızı,
müzikle ilgili 'erdemli' söz-
ler ediyor. Ama hayranlan
onun olan ya da olmayan
cinselliği, estetik ameliyat-
lan ve ailesinin skandal-
lanyla ilgileniyor.
Michael'ın 'Bad'(Kötü) video klibini
çeken Martin Scorcese ise şu anısını an-
laüyor: "Çekim sırasında platoya gir-
meyi başaran bir grup Michael hayranı
genç kız, totemlerine bir metre kadar
yaklaşmayı başardılar. Yeni bir estetik
mucizeden çıkmış Michael'ın kurt yeni-
ğini andıran suratını göriince korkuyla
durup geri çekildiler." Jackson'un pro-
düktörü Teddy Rile> ise şunlan söylü-
yor:"Erninim ki eğer Michael geriye dö-
nebilseydi, bu işlere hiç girişmezdi. Tur
boyunca sık sık yüzüne ve derisine
yaptıklanndan* sözediyor. Ama bu de-
ğişimi geriye döndürmenin imkansız ol-
duğunu biliyor."
Herşey bir yana Jackson, insanlık du-
rumu yüzünden aşağılanan ve degışme
arzusuyla başkaldıran insanlann
uyanışını simgelemiyor mu? Geleceğe
dair son bir soru: Michael'ın anormalli-
ği ve yabancılığı zirvedeki yerini konı-
masına katkıda mı bulunuyor yoksa
Thriller'ı alan 40 milyon hayranından
onu 'küçük dans adımlan'yla uzak-
laştınyor mu?
Maçka Mezat, sonbahann ilk müzayedesini 18 ekimde düzenliyor
\azmi Ziyatablosuna1 ıııilyar•The Marmara'da
düzenlenecek müza-
yedede yer alan 2X3
metre boyutlanndaki
bir Nazmi Ziya tab-
losuna 1 milyar lira
değer biçildi.
• Maçka Mezat'ın
müzayedesinde Os-
manlı sanat eserleri
ağırlıkta olacak.
Kültür Servisi Sonbahar ayı.
gerek KÜSAV'ın düzenleye-
ceğj Antika Fuan, gerek anüka
ve müzayede kuruluşlannın ya-
pacaklan müzayedelerle ol-
dukça hareketli geçeceğe benzi-
yor. Ülkemizin ünlü müzayede
kuruluşlanndan Maçka Mezat
da sonbahar müzayedesine
haarlanıyor.
Maçka Mezat, sonbahar mü-
zayedesinin ilkini 18 ekimde
The Marmara'da yapacak.
ikinci müzayede ise aralıkta.
Maçka Mezat'ın ortaklanndan
Ahmet Utku ekimdeki müza-
yede için hazırlıklann hemen
hemen bittiğini, 1500-2000
eserden 300"ünün müzayede
için seçildiğini belirtiyor. Mü-
zayedeye konulacak eserlerde
Osmanlı sanat eserleri ağırbkta,
bunun yanı sıra Avrupa sanatı-
ndan örnekler de var.
18 ekimdeki müzayedede Sultan II. Setim'e ait bir gümüş bilmece de alıcısını arayacak.
18 ekimdeki müzayede için
seçilen tablolar arasında Nazmi
Ziya, Halil Paşa. Naci. Kal-
mukoğlu, İbrahim Safı, İlhami
Demirci, Ali Çelebi, Ibrahim
Şevki ve Bedri Rahmi'nin yapı-
tlan da bulunuyor. İçlerinde
Nazmi Ziya'ya ait, 2x3 metre-
boyutlannda bir tablo ilgi çe-
kiyor. Ahmet Utku'nun ak-
tardığına göre, bu tablo ile üç
Halil Paşa tablosu, Sadullah
Paşa'nm gelini Münevver
Ayaşh'nın koleksiyonundan
yaklaşık 1 milyar lira
tablo bir Osmanlı mahfıli için
yapılmjş, 36'da ise Münevver
Ayaşh'ya intikal etmiş.
Maçka Mezat'taki eserler
arasında belkı en ilginci 11.
Selim'e ait bir gümüş bilmece.
Dikkat çekici bir başka olay ise,
Atatürk tarafından atananTür-
kiye Şeker Fabrikalan Müdü-
rü'nün evınin tüm eşyalannı.
geliri Milli Eğitim Vakfı'na ve-
rilmek üzere bağışlaması. Mü-
zayedeye çıkanlacak bu eşyalar
arasında çok değerli. mineli bir
tombak mücevher kutusu da
bulunuyor. Ahmet Utku'nun
iki ilginç "parçası" daha var.
Biri hat sanatının en güzel ör-
neklerinden bir tekke yazısı.
Kağıt üzerine altınla ve mürek-
keple. sülüs ve talik hatla Os-
manlıca ^ve Arapça yazılarla
dıni'möttfler oluşturulmuş.^u
motiflerden Kavuk'ta, Ya Haz-
reti Sultan Hacı Bektaş Veli,
Gülabdan'ın içinde. Ahlahu
(talık). altınla yaptlmış "Bay-
kuş'un içinde, "Eğer ilim bir şe-
hirse. Ali dc onun kapısıdır"
gibi dini içerikli yazılar bulunu-
yor. Diğerini ise Utku. müzaye-
denin sürprizi olarak nitelıyor.
Bu Cemaleltin Yakut'a ait. hıc-
ri 688 tarihli iki satırlık Re>hani
nesih bir .hat yazısı. "Kıblelül-
Küttab: Yazıcılann Kıblesi"
adını alan Yakut, İslami yazıyı
güzelleştiren, kcndine özgü harf
ölçüleri geliştiren bir hatçı ola-
rak biliniyor.
Ahmet Utku. antikacılığa
1%3'te başlamış \c 1983'te
"doygunluk noktasına" geldi-
ğini hissedip bu işi bırakmış.
"Ben bu işin tüccanyım" diyen
Utku. 90'da "günün şartlanna
uyarak" ve sadece müzayedeci
olarak tekrar başlamış.
Günümi'ız şartlannda anıi-
kacılık yapmanın çok zor ol-
duğunu vurgulayan Utku bu-
nun için çok sağlam bir "stok"a
sahip olmak gerektiğinı söylü-
yor. Utku da dığer tüm antika
ve müzayedeciler gibi gençleri
kazanmak için muzayedelerde
pahah eserlerin yanı sıra daha
az fiyath sanat değeri olan eser-
ler bulundurmaktan >ana oldu-
ğunu belirterek. basmda yev
alan bol sıfırlı rakamlann in-
sanlan ürkütmemesını istı\or.
Pavarotti * losca'da Elizabeth Holleque ile oynuyor.
Sting, Pavarotti'yi kıskanıyor:
Koca adamınsesi
Allahvergisi
EDtPEMİLÖYMEN
LONDRA- Pavarotti, 31 yıl
önce ilk kez opera sahnesine
çıktığı günün tam yıldönümü
gecesi yeniden ayru rolde: Tos-
ca'nın devrimcı sevgilisi Mario
Cavaradossi. Karbonhidrat
ağırlıklı, kötü ve dengesiz bes-
lenme örneği makarnacı bir
devrimci ama.Oradan buraya
sıçrayıp, kale burçlanna tırma-
nan, kaynayan kanı canına
yansımış bir Cavaradossi de-
ğil. Sabit ve şişman bir devrim-
ci. Ama ne ses, ne nefes! Pava-
rotti, tam 31 yıl önce 14 Eylül
1961'de Toskana'da Lucca'da
"La Boheme"de rol almış. Şair
Rodolfo olmuş ve iki kez sah-
neye çıktığında bueünkü ra-
yiçle 500 bin lira karşüığı bir pa-
1
ra almış.
Londra'da tepeleme dolu
gidip kutlamış. Duygulannı
anlatıyor:
"Bu kocaman adamın sesine
ne diyeceksiniz? Allah vergisi.
Kıskanıyor muyum? Tabii kı-
skaruyorum." Halktan bir
genç ise, "Evet biraz şişman ve
hareketsiz ama böyle bir sesi
varken kimin umurundaT'
diye soruyordu. Pavarotti aslı-
nda sahnede zaten fazla hare-
ket etmezmiş.
Uzmanlar böyle diyorlar. tki
yıl öncesine bakışla bu kez
daha bile hareketli sayılırmış.
Pavarotti'nin duygulannı in-
citmemeyc çalışan eleşürmen-
ler, "Tosca"nın, ona uygun bi-
çimde, fazla debelenmeden
nasıl sahnelencbileceğini bile
tartışıyorlar. Yapımcı John
Cox, "Her türlü duygu zaten
sesle ifade ediliyor. Bir köşede
dursa bile. bütün sahnede ko-
• Pavarotti'nin dört gece için sahneye
çıktığı Tosca' operasında 4 milyon liraya
bilet satıldı. Bilet alamayanlar, 'Tosca'yı
operanın yanındaki büyük alanda dev ek-
randan izlediler.
"Covent Garden" Operası"-
nda sabit devrimciyi oynayan
Pavarotti'ye ne ödendiği ise
sır. 4 milyon liraya kadar bilet
vardı. Sadece 4 kez Cavara-
dossi olmak için Londra'ya ge-
len Pavarotti'yi, bilet alama-
yanlar, ve turistler, operanın
yanındaki büyük alana kuru-
lan dev ekrandan izlediler.
'"Tosca"nın sonunda perde
12 kez açıhp kapandı. Yine de
yetmedi. Gözlerinin içi gülerek
televizyon kameralanna,
"Çok güzel bir performanstı.
Gayet iyi idi. Tabii, arkadaş-
lanmı kasdediyorum" dedi.
Perde açılıp kapanırken Pava-
rotti. orkestra şefı Zubın Meh-
ta'yı ve rol sevgilisi Amerikalı
soprano Elizabeth Holleque'i
alkışhyordu. Salondaki seçkin
izleyicilerden biri "Sting"di.
Daha sonra sovunma odasına
şuşan bir tenordan çok daha
etkıleyici" diyor.
Rol arkadaşı Elizabeth de
durumdan hoşnut. Cavara-
dossi'nin ateşli dudaklanna
maruz kaldığı için ruju
sıvaşmış bir şekilde, eseraen
hemen sonra kameralann
karşısına geçen Elizabeth,
"Ben ortada bir sorun görmü-
yorum. Etkili olmak için pe-
rende atmak gerekmez. Bana
bir çoğundan daha çok destek
oldu. Fiziki enerjisi herkese ye-
ter" dedi. Sanki kimse Pava-
rotti'nin şişmanlığının farkın-
da değilmiş gjbi konuşurken
o, 40 kilo zayıflamaya kararlı
olduğunu basın toplantısında
açıkladı.
"Zayıflamak, sesimi daha
da güzelleştiriyor" diye idam
sahnesinde kendisini başanyla
yerlere de atıyor.
Yılda40 milyon
çöpeatılıyorKültür Servisi - "Compact
disc' (CD) yapımcılan. her yıl
yapım hatası gibi nedenlerle
kendilerine "iade edilen' yakla-
şık 40 milyon CD'yi çöpe atı-
yorlar.
CD yapımalannın bu yüz-
den yılda 3 milyon dolar
(yaklaşık 22 milyar 500 mil-
yon TL) zarara girdiği bildiri-
lıvor. Müzık dünyasında bir
devrim olarak nitelenen ve
uzunçalarlan müzik mağaza-
lannın vitrinlerinden adeta si-
len CD'lerde kullanılan poli-
karbonatın, doğaya, uzunça-
larlarda kullanılan vinilden
daha geç kanştığına dikkati
çeken uzmanlar, atılan CD'-
lerin doğaya zarar vermesini
önlemek ve yeniden kullanıhr
hale getirmek için kollan sı-
vadtlar. Massachusetts Üni'
versitesi Plastik Mühendisliği
profesörlerinden Robert Mal-
loy, bir öğrencisiyle birlikte
geliştirdığı yeni yöntemle, po-
likarbonat diskin yüzeyindeki
akrilik ve alüminyum tabaka-
lan soyarak polikarbonat bö-
lümleri yeniden kullanıma
hazır kıbyor.
Avrupa Konseyi'ne bağlı Eurimages'm Başkanı Gaetano Adinolfı'ye göre, Avrupa sineması kimliğini koruma çabasmda:
Aıııerikablar ayakkabıüretir gibifilmüretiyor
AHUATSTMEN
Avrupa sineması, arük dev bir ahtapotu
çağnştıran kollanyla tüm dünya sinema-
lannın "altından gjrip üstünden çıkan"
Amerikan sinemasıyla "ciddi" olarak başa
çıkabilmenin yollannı anyor. Aylar önceden
başlayan reklam fashyla zaten izlemiş kadar
olduğumuz Amerikan filmleri karşısında,
Avrupa, kendi sinemasında kendi kimliğini
koruma çabasmda.
Bu "çaba" doğrultusunda yapılan çalı-
şmalar, Türkiye'nin de aralannda bulundu-
ğu 21 ülkenin oluşturduğu Eurimages
aracıhğıyla yürütülüyor. tstanbul'da geçtiğı-
miz günlerde gerçekleştirilen Avrupa
Konseyi Parlementer Meclisi Mimari ve Sa-
natsal Miras Alt-Komisyon toplantısı için
Türkiye'de bulunan Avrupa Konseyi Genel
Sekreter Yardımcısı ve Avrupa Konsevi'ninı
bir birimi olan Eurimages'm başkanı Gaeta-
no Adinolfi, bu kuruluşun çahşmalanm an-
lattı.
-Avrupa sinemasının bugûnkü durumunu
kısaca özetler misiniz?
On yıl kadar önce Avrupa'da gayet iyi
fılmler üretiliyordu, ama sinemamızın bu-
günkü durumu birçok nedenden dolayı eski-
si kadar parlak değil. Birinci neden, televiz-
yon. Ikincisi, dev Amerikan film şirketleri-
nin Avrupa sinema pazannı ele geçirmesi.
AvTupa'da nereye giderseniz gjdin, sinema-
lann yüzde 80'inde Amerikan fılmleriyle
karşılaşırsınız. Televizyorüarda da durum
böyle.
-Amerikan sinemasının bu pa/arı bu denli
geniş boyutlarda ele gecirmiş olmasını neye
bağhyorsunuz?
Amerikalılar kendi fılmlerini kendi ülkele-
rinde 200 milyon kişiye izletebiliyor-herkes
aynı dili konuşuyor bir kere. Aynca fılmden
önceki reklam zaten olağanüstü. Avrupa'da
ise durum farklı, birçok farklı dil konuşulu-
yor ve her ülkenin pazan oldukça kısıtlı.
-Neden seviliyor bu kadar bu Amerikan si-
neması? Avrupa sinemasıyla karşılaştınr
mısınız?
yor? Gidip senaryo yazannı. yönetmeni. sa-
natçıyı buluyor, filmini yapünyor. Bu tama-
men ticaret, tıpkı ayakkabı üretmek gibi bir-
şey! Ama Avrupa'da bunun tam tersi ya-
şanıyor. Yönetmen filmini fınanse edebile-
cek bir yapımcı anyor. Bizim için sinema bir
sanat ürünü... Onlar için valnızca bir 'ürün'.
Aradaki fark da bu.
-Eurimages'ın çalışınalarına bakdırsa, siz
bu durumu bir 'kültürel kitnlik' sorunu olarak
• Gaetano Adinolfı'nin verdiği bilgiye eie
göre, ŞU Sirada Eurimages'dan deStek bek- Bu durum böyle sürerse, Avrupa'da film
leyen iki Türk fılmi projesi var: Biri Zülfü
Livaneli'nin, öbürü Şerif Gören'in.
• Adinolfi, kendini, ülke ülke dolaşırj hükü-
metlerden para toplayan 'çağdaş bir dilen-
ci' olarak görüyor.
Çok basit. Bir Türk filmini ele alalım.
Amerikan sineması yüzünden kendi sinema-
lanrazda kendi filmlerinizi gösteremiyorsu-
nuz. Filmlerinizi öteki ülkelerde gösterebil-
meniz de çok güç. Dolayısıyla bir film için
harcadığınız para bir türlü geri gelmiyor.
Ama Amerika'da öyle büyük bir pazar var kı
İyi bir sinema çünkü. ABD'de sinema, ta-
mamen ticari bir olay olarak nitelendiriliyor.
Filmlerin geniş bir kültürel ya da entelleİctü-
el boyutu yok. İnsanlar neyi seviyorsa, onu
gösteriyorlar. Bu da bir yaklaşım... Diyelim
Amerika'da bir yapıma belli bir konu
hakkında bir film yapmak istiyor. Ne yapı-
endüstrisinin tamamen yok olacağı ortada.
Üstelik bu bir para sorunu da değil... Bu ger-
çekten, kültürel bir tehlike. Yakında benim
çocuklanm Miami'de ne olup bittiğini, bi-
zim kendi yaşam tarzımızdan daha çok bili-
yor olacak! Birşeyler yapılmahydı, zaten Eu-
rimages da böyle doğdu. Ortak bir çözüm
arayışına girildi. Avrupa'daki yapımcılan
biraraya getirdik. Kendi öykülerimızden
yola çıkarak daha iyi fılmler yapabilmek için
ortak yapımlan destekledik. Bunun için bir
fon oluşturduk. Şu an Eurimages'dan destek
bekleyen iki Türk fılmi projesi var elimde ör-
neğin. Biri Zülfü Livaneli'nin. öteki Şerif
Gören'in. Bu projeler birkaç hafta içinde de-
ğerlendirilecek.
NE NEDİR EURİMAGES
Bütçesi 187 milyar
Avrupa Konseyi kapsamında 21 ülkenin
biraraya gelerek 1 ocakl989yıhndaoluştur-
duklan Eurimages anlaşması, Avrupa sine-
ma endüstrisini güçlendirmeyi amaçhyor.
Eurimages Başkanı Adinolfi "paralann
nasıl toplandığı" sorusunu şöyle yanıtlıyor:
"Basit. Ben çeşitli ülkeleri dolaşarak hükü-
metlerden para istiyorum. onlar da veriyor.
Kendimi bazen bir tür çağdaş dilenci gjbi
görüyorum!" Her yılln ilk günü, üye ülkeler
Eurimages 'kumbara'sına katkıda bulunu-
vor. Eurimaees'ın 1990-92 bütçesi, 25 mil-
yon dolar (yaklaşık 187 milyar Türk Lirası).
Türki\e, bu yıllarda Eurimages bütcesine 1
milyon dolar (yaklaşık 7.5 milyar Türk Li-
rasıj katkıda bulunmuş. Eurimages onayla-
nan projelere toplam bütçesinin yüzde 10'u
kadar destekte bulunuyor. Eurimages daha
önce Türkiye'de Erden Kıral'm "Mavi Sür-
gün", Çanan Gerede'nin "Robert'in Filmi",
Yavuz Özkan'ın " Ateş Üstünde Yürümek",
Ali Özgentürk'ün "Çıplak" ve Işıl Ozgen-
türk'ün şu sıralar gösterime giren "Seni Sevi-
yorum Rosa" fılmlenne destek verdi.