03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS1992 PERŞEMBE 8 DIS HABERLER Müdahale etıııek ya da etmemek Bosna'da toplama kamplannın ortaya çıkmasından sonra Batı kamuoyu, hükümetlere müdahale için ağır baskı yapıyor Ehş Haberler Servisi - Bosna-Hersek'te Sırplann kurdukten toplama kamplanrun ortaya çıkması, sıyasal açıdan ilginç gelişmelere yol açabilecek nitelikte görünüyor. Nazilerin 2. Dünya Savaşı sirasındagerçekleştirdikleri Yahudi soykmmı çağnşımı yapan toplama kamplan, Bosna-Hersek olaylannı şimdiye dek uzaktan izlemekle yetinen Batı kamuoyunu ayağa kaldırdı. Bosna-Hersek bunalımına genelde temkinli yaklaşan Batı basınında askeri müdahaleden başka çare olmadığı yolunda yaalarçıkmaya başJadı. Şimdiye dek hükümetlennin temkinli politikasını destekleyen muhalefet liderleri de tutumlannı sertleştirdiler. Kamuoyu, basın vemuhalefetin askeri müdahaleden yana bir tutuma girmeleri, hükümetleri güç durumda bıraktı. ABD yönetimi ve Batı Avrupa hükümetleri, Bosna-Hersek'e askeri müdahalenin karşısındalar. Böylebır müdahalenin fiyasko ile sonuçlanabileceğini, ıkinci bir Vietnam batağına saplanabıleceklerini düşünüyorlar. Batı, şimdiye dek bir yandan Sırbistan'a gözdağı verip tehditler savururken öte yandan Müslümanlara Sırplann koşullannı kabul etmelen ıçin el altından baskı yaparak. bunalıma bulaşmaktan kaçınmayaçalışıyordu. Başkan Bush da seçimlerin yaklaştığı şu sıralarda yaptığı açıklamalarda Bosna-Hersek'e asker göndermenin karşısında olduğunu birçok kez vurgulamış durumda. Ne var ki toplama kamplannın ortaya çıkması ve kamuoyunun büyük tepkisi, Batılı yönetimleri ağır baskı altında bıraktı. Buyönetimlerdurumadahauzun süre seyirci kaldıklan takdırde kendi kamuoylan tarafından Avrupa'nın göbeğinde yeni bir Nazi vahşetini görmezlikten gelmekle suçlanacaklar. Kamuoyunun baskısı ile askeri müdahaleye girişseler, bu kez ikinci bir Vietnam batağına saplanma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaklar. Bu bağlamda ABD Başkanı George Bush'un çok güç durumda kaldığı gözleniyor. Bosna-Hersek bunalımı ABD'de iç politika konusuna dönüşmüş durumda. Dcmokrat Parti, Bush'u edilgin ve kararsız politika izlemekle suçluyor. Demokrat aday Bill Clinton, Bosna-Hersek'e sınırlı hava akınlan düzenlenmesini savunuyor. Bush, sert bir çıkış yapmazsa, seçimlere kısa süre kala halka "güçsüz başkan' izlenimini verecek. Böylece elindeki en büyük koz olarl dış poütika konusunda ağır bir yara almış olacak. Başkan Bush, bu durumda tepkisini gıderek artan biçimde ortaya koyan kamuoyunu yatıştırmak amacıyla Birleşmiş MilletlerGüvenlik Konseyi'nin Bosna-Hersek'teyardım konvoylanna askeri koruma sağlanması için acil olarak karar vermesini istedi. Ancak, yalnızca böylesi önlemlerler Bosna-Hersek'te akan kanındurdurulabileceği çok kuşkulu. Sonuç olarak toplama kamplannın ortaya çıkmasından sonra Batılı yönetirriler kamuoylannın baskısı ile istemeye istemeye Bosna-Hersek'e müdahaleye doğru itiliyorlar. Cumhuriyet muhabirleri, toplama kamplannın ortaya çıkmasının yol açüğı son gelişmeleri irdelediler. TÜRKİYE Aııkara ııııı isteği askeri müdahaleANKARA(Cumhuriyet Bü- rosu) - Sırplann. Boşnaklara yönclik silahlı saldınlannın başladığı günden bu yana, Tür- kiye, Bosna-Hersek'e bir askeri müdahale yapılması isteminde bulundu ve bu istemini gün- demde tuttu. Sırp saldınlannın artması, Boşnaklann Nazi kamplanna benzer yerlerde tutulması yö- nündeki haberler üzenne An- kara, askeri müdahale ile ilgıli istemini daha da somutlaştırdı. Geçen hafta Türkiye, Birleş- miş Milleller (BM) Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi olan Amerika, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere'ye bir plan sundu. Plan, diplomatik yaptınmlar ile askeri önlemleri içeren iki çer- çeveye oturtuldu. Türkiye'nin diplomatik yaptınmlara ilişkin önerileri özetle şunlardı: • Katliamlann faili Sırp milis- lerin uluslararası mahkemeler- de yargılanacağı ılan edilmeli- dir. • Güvenlik Konseyi görevlile- rine, Sırp hapishanelerine gir- me hakkı tanınmahdır. • Sırp milislerin 48 saat içinde silahlannı bırakmalan ve ağır silahlan BM pcrsonelinc teslim ctmcleri istenmelidir. Ankara'nm askeri önlemlere ilişkin önerileri de şöyle sıraia- nıyordu: • Diplomatik önlemlerin başa- nya ulaşamadığı durumda, ka- ra kuvvetlerini içermeyen sınırh askeri önlemler tercih edilmeli- dir. • Sırbistan, herhangi bir şekil- de BM harekatına ters düşerse, Sırbistan'ın askeri hedefleri gösteri niteliğinde bombalan- malıdır. Ankara'nın bu girişiminin hemen ardından, BM Güvenlik Konseyi'nde tarüşılmakta olan Bosna'ya insancıl yardımlann ulaşünlmasını sağlamak için askeri güç kullanılmasını öngö- ren karar tasansının görüşülüp oylanması gündeme geldi. Türkiye; BM Güvenlik Kon- seyi'nde görüşülecek olan bu tasannın, Ankara'nın girişimle- ri sonucu atılan ilk adım oldu- ğunu not etmekle birlikte, tasa- nyı yeterli bulmuyor ve Bosna'- da akan kanın, ancak bir askeri müdahale ile durdurulabilece- ğineinanıyor. Türkiye aynca, Sırplann elinde bol miktarda silah bu- lunduğunu anımsatarak, Boş- naklann böyle bir olanağa sa- hıp bulunmadığının gözönüne ahnarak, Bosna-Hersek'e uy- gulanan silah ambargosu- nun kaldınlması konusunda da ısrarlı davranıyor. YUNANtSTAIS Atiııa askeri çözüııı isteıııiyor STELYO BERBERAKİS ATtNA - Yunanistan, Sır- bistan'a karşı yapılacak olası bir asken müdahalenin Yugos- lavya'daki gelişmeleri daha da olumsuz yönde etkileyeceği dogrultusundaki inancını sür- dürüyor. Bosna-Hersek'teki toplama kamplannın ortaya çıkanlması da Yunanistan'm bu resmi ka- ranru değiştirmedi. Yunan ka- muoyu.toplama kamplannı or- taya çıkaran İngilız ITN tele- vizyonunun gözler önüne serdi- ği çirkin tablolar karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Yunan basını bu konuda, Sırpılan eleşünrken, çaüşan her iki tarafta da benzer topla- ma kamplannın bulunduğuna ve her iki tarafın da insan hak- lannı çiğnediğine dikkati çekti ve bu gelişmelerden yalnız Sırp- lann sorumlu olmadığı görüşle- rini irdeledi. Toplama kamplannın varlı- ğı, Yunan kamuoyuna 2. Dün- ya Savaşf ndaki Nazi kamp'an- nı anımsattıysa da, Sırbistan'a karşı asken müdahale düzen- lenmesi gerektıği gibi duygula- ra kapıhnmadığı gözlendi. Yunanistan Dışişleri Bakan- lığı Sözcüsü Dimitris Avramo- pulos, Yunanistan'm Sırbis- tan'a karşı alınabilecek her tür- lü askeri müdahaleye karşı çıktığını bir kez daha yineledi. Askeri müdahale ile çatışmala- nn daha da alevleneceğine ina- nan Atina hükümeti, bu konu- daki son sözün, BM Güvenlik Konseyi'ne değil, NATO ba- kanlar kuruluna ait olduğuna dikkat çekiyor. Hükümetin bu görüşüne Yunanistan'm geri kalan siyasi partileri de kaülı- yor. öyle ki, hükümetin abluka altında bulunan Adriyatik De- nızi'ne tek bir savaş gemisi gön- dermesi bile muhalefet partileri tarafından sert bir dille eleştiril- di... Öte yandan, Yunan Dışişleri BakanlığVnın bir kanadı NA- TO bakanlar kunılunda askeri müdahale karan alınsa dahi Yunanistan'm bu karan veto edebileceğinden de söz ediyor. Diğer bir kanadı ise NATO'- nun askeri müdahale karan al- ması durumunda Yunanistan'- ın bu karara uyarak saldınya geçecek müttefik savaş uçak- lannı takviye etmek amacıyla hava üsslerini açmak zorunda kalacağına inanıyor. İNGİLTERE Kamuoyu ateşli, hükümet teıııkinli Bosna-Hersek topraklannın çok kısa bir sûrede Ş y yutulmasında en bü>ük " p a y " ^ ™ biri de hiç kuşkusuz gerilla savaşinda ustalıklarıyla bilinen Sırp milislere ait. 2. Dünya Savaşı'nda, işgalci Nazi ordusuna bağlı 30 bölügü vurkaç yöntemiyle perişan eden babalanyla sık sık övünen milisier, babalannın Hitier orduları karşısındaki meşruiyetini, Bosna'da değil savunma, bir paylaşım kavgası niteliğine bürünen savaşta çoktan yitirmiş bulunuyorlar. (FotoğrafıREUTER) EDtPEMtLÖYMEN LONDRA - İngiliz kamuo- yu, bir İngilız televızyon şirketi- nin Bosna'daki tutsak kampla- nnda çektiği görüntüleri üstüs- te izleyince "insanlık ve ahlak adına" Bosna'ya şu ya da bu şe- kilde bir müdahalenin gerekli olduğuna nihayet inandı. Hükümet ise, askeri müda- halenin çok iyi planlanmadan ve bütçesi ayarlanmadan yapı- lamayacağını söyleyerek, zaten yapılsa bile, piyade kuvveti yol- lanamayacağında ısrar etti. BM Güvenlik Konseyi ve NATO'nun girişimlen ardın- dan, Ingıltere de alınan karara uyacak. Ancak bu aşamada, böyle bir operasyonun kap- samı ve masrafını, hükümet ve askerlerden başka düşünen yok. Körfez Savaşı'nda 500 bin personel görev almış. masraf 61 milyar Dolan bulmuştu. İngiliz kamuoyunu, Bosna konusunda harekete geçiren ö|e, 1935-39'da Nazilerin her isteklerine göz yummalanna rağmen, "banşı koruma" uğru- na, yeni bir dünya savasını önleyememeleri. İngiliz yorumcular, durma- dan bu "dar görüşlülüğü" ha- tırlatıp, hükümeti eyleme cağı- nyor. Gazete köşeleri, uzun makaleler, radyolarda telefonla yapılan karşılıklı söyleşiler, te- levizyonlarda uzmanlarla ya- yımlanan mülakâtlar büyük öl- çüde. müdahale gerektiği yö- nünde. İngiliz kamuoyundaki mü- dahale isteği, "ahlak ve insanlık açısından gerekli olduğu" için. yardım edilecek olanların "Müslüman" olmalan, müda- hale çağnlanna biraz "gölge düşürüyor." Bosnalı Muslü- manlann, Batı'nın anladıgı an- lamda "radikal dinciler" olma- malan bile tereddütleri gider- meye yeterli değil. Soruna İngiliz Müslümanla- nnın da sahip çıkması. işin içine İran'ın kanşması, "radikal İs- lamcılığın kendini daha çok göstermeye başladığı" diye ta- nıtılır olan Türkiye'nin adının da daha çok gecmesi, İngiliz ka- muoyunun huzurunu kaçın- yor. Genel kanı, "Bu konuda Muslümanlar inisiyatifi ile ge- çirmeden sorunu Batı'run çö- züm alanına alalım" şeklınde. FRANSA Müdahale için baskı aıtıyor MtŞELPERLMAN PARÎS - Fransızlar, şu sıra- larda Bosna-Hersek olaylannı dikkatle izleyerek, Müslüman- lan hedef alan insanbk dışı kamplan şiddetle kınıyor. VSD Dergisi'nin yayımladığı bir kamuoyii yoklamasına göre Fransızlann yüzde 61'i, BM çerçevesinde düzenlenecek bir askeri müdahaleye Fransa'nın katılmasından yana. ABD, Fransa ve İngiltere'- NATO KAMUOYUNUN BASKISI ALTEVDA Toplama kamplan Batryı bilinçlendirdi SABETAY VAROL BRÜKSEL - Bosna-Hersek'ten ge- len ve Nazi kamplannı anımsatan gö- rüntüler, Batı Avrupa ülkeleri kamu- oylannda hemen hemen ayâı oranda bir "bilinçlenme"ye yol açtı. öyle ki, kısa süre öncesine kadar eski Yugoslav topraklanna hangi düzeyde olursa ol- sun askeri müdahale yapmanın im- kansızlığını öne süren resmi çevrelerin tavırlannda ciddi değişim gözlendi. NATO'ya bağlı askeri yetkililer, sivil toplumdaki bu son '"patlamayı" bekle- meksizin askeri planda neler japılabi- leceğini uzun süredir araştınyordu. Haziran ayında Oslo'da yapılan son NATO dışişleri bakanları toplantı- sında ittifpka, AGİK'in istekte bulun- ması koşulu ile "banş gücü" olarak yetki verilmesi karan alınmıştı. Bu çalış- malara paralel olarak NATO Askeri Komutanlığı SHAPE'de çeşitli müda- hale senaryolan gündeme getirilmeye başlanmıştı. Ne var ki Oslo'da tanınan söz konusu yetki, bu aşamada "banşı sağlama" ya da "banşı gerçekleştirme" gibi aktif işlevleri içenniyor. "Banşı ko- ruma" görevinin smırlannın belirsizliği NATO'ya sadecc bir ölçüde hareket serbestisi bırakıyor. Amerikablann kara birliklerinin kullanılacağı bir mü- dahaleye hiçbir şekilde taraf olmak is- tememesi. NATO'nun olası bir müda- halede, denizden abluka ve lojistik des- tek gibi görevlerle kendini sınırlaması olasılığını gündeme getiriyor. AT ve Batı Avrupa BirliğTnin (BAB) eğer böyle bir müdahale olursa işlevi kuşku- suz eskisinden daha fazla olacak. Fran- sa ile Belçika, BM Güvenlik Konseyi karan ile Akdeniz'den Saraybosna'ya kadar açılacak yardım kondorunu ko- ruma altına almak üzere. adı geçen operasyon emrine birlik tahsis edecek ülkelerin başında sayılıyor. Paris'in 1991 yılmdan itibaren BAB şapkası altında Yugoslavya'ya asker gönderil- mesini istediği ve Bonn'la Londra'nın buna karşı çıktıklan anımsandığında, Fransa'nın bu gelişmeleri BAB ın işle- vini güçlendirmek için kullanmak iste- yeceği kuşku götürmüyor. Paris'in, NATO'nun askeri kanadında yer al- maması bu olasıhğı güçlendiriyor. Av- rupa Parlamentosu'nun geçen hafta Brüksel'de olağanüstü bir toplantı dü- zenleyip Bosna Hersek'teki gelişmelere en sert tepkiyi göstererek ortaya çıkması da Avrupa'nın Yugoslavya krizindeki rolünün artacağmın bir gös- tergesi olarak algılandı. Yugoslavya ile ilgiîigelişmelerde işin başından beri "dü- zenleyici" bir işlev üslenen, banş konfe- ranslanna öncülük eden, ancak bu işi büyük ölçüde yüzüne gözüne bulaştı- ran Avnıpa'nın yeni bir fiyaskoya ta- hammülü olmadığı belirtiliyor. nin, BM Güvenlik Konseyi çer- çevesinde hazırladıklan. insani yardım konvoylannın güvenli- ğine "gerekli tüm olanak- lannın" sağlanması na yönelik karar olumlu değerlendirildi. Cumhurbaşkanı François Mit- terrand, bir süre önce, Fransa'- nın BM etiketi altında ve müt- tefıkleriyle birlikte düzenlen- mesi koşuluyla, bu tür girişim- lere hazır olduğunu söylemişti. Avrupa İsleri Bakanı Elisabeth Guigou da, geçen pazar, plan- lanan eylemin askeri nıteliğı bu- lunmakla birlikte eski Yugos- lavya'da "savaşa gitmenin söz konusu olmadığını" söyledi. Gerek sağ muhalefet gerekse sosyalist iktidar saflannda, as- keri müdahale zorunluğunu vurgulayanlann arasında De Gaulle'cü RPR (Cumhuriyet İçin Birlik) Partisi Başkanı Jac- ques Chirac, Sosyalist Parti li- deri Laurent Fabius gibi "ağır toplar"ın varlığı kendini du- yurmaya başladı. BM Güvenlik. Konseyi'nde ABD, Fransa ve İngiltere tara- fından hanrlanmış inisiyatifi iyi karşılamakla birlikte, hüküme- te bağlı olmayan örgütler (ONG) arasından birkaçı, asıl sorunun, gerektiğinde askeri koruma altında yemek ve ba- kım yardımı değil, tüm silahla- nn susturularak. problemleri siyasal yöntemle çözmek oldu- ğu görüşünû dile getirdi. Bosna'dagörevli BM Banş Gücü'nün eski komutanı Mckenzie,askeri müdahalenin ölü sayısını arttırmaktan başka işe yaramayacağını söyledi Yahşetten kaçaıı 200 çocuk Saraybosna 9 dantalıliye edildi ZULÜMSÖZLÜĞÜ Bosna-Hersek, Strbhtan ve Karadağ'da kurulan kamplara ilişkin tarlışmalarsürerken, kanşıkhğı önlernek amacıyia »5z konusu kamplan. tarih içerisinde yerine getirdtkleri "işlevler""i gözöndnde tutarak birbirlerinden ayırmak gerekiyor. Günûmüzde bilinen 4 c«it kamp şöyle sıralanıyon İMIU0ŞÜK 2. Dünya Savaşı sırasmda 6 milyon Yahudtnin katlediîdiği Nazi kamplan{Auschvvitz ve Treblinka gibi). Cenevre Sözleşmesi'nce yasaklandı. mtfMHktJmlVCİIk kez İngilizlerceBoer Savaşı sırasında kuruldu. Siviller. insanlık dışı koşullarda hapsedildi. Terim. sonrakıyıllardaNazihapishaneteri ve ınsanlarm kölegibiçalıştınldıği kamplar(Dachaugibi) kullanıldı. Benzeri kamplarSovyetler Btrliği'nde gulaglar olarak biliniyordu. Cenevre Sözleşmesf nce yasaklandı. Bftnt tlilHri: Sivilterin güvenlik nedeniyte tutulduğu kanıplar. ABD. 2. DünyaSavaşı'nda 110bin Amerikalı Japonu.bukamplarda tuttu. 1988*deABDKongresi'nce "büyük adaletsizlik" olarak nitelendi. Gioitlkamirian: Sivillerin, bir başka yeregönderilmeden önce bekletildikleri kampiar (ABD'nin Haitili mükeciler için Guantanamo Körfezi'nde kurduğu kamp gibi). • Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Bosna'da kuşatmada tutulan böl- gelere insani yardım malzemesi götüren konvoylara askeri koruma sağlan- masını öngören karar tasansını bugün oyluyor. Dış Haberler Seı>isi - Bosna-Her.ek'in baş- kenti Saraybosna'da mahsur kalan 200 çocuk ve 100 kadını taşıyan otobüslerin oluşturduğu kon- voy. laraflar arasında anlaşma sağk nması so- nucu dün Hırvatistan'a doğru yola çıktı. Saray- bosna'da son üç günde toplam 20 Hırvat ve Boşnakın öldüğü bilidiriliyor. Bosna'ya yönelik insani yardım çalışmalanna askeri kcruma sağ- lanmasını öngören karar tasansı içir Birleşmiş Milletler(BM)Güvenlik Konseyi'nde yapılacak oylama bugüne bırakılırkan, Saraybosna'da gö- revli BM Banş Gücü'nün eski komuıanı Lewis Mckenzie. askeri korumanın ölü sayîsını arttır- maktan başka işe yaramayacağını savundu. İn- gilterc'nın Bosna-Hcrsck'ten kaçan sı jınmacıla- n sınırdışı etmesi tepkilere yol açtı. Bosna'ı yetkililerlerle Sırp milisier arasında, 200'ü çocuk 300 sivilin Saraybosna'c an tahliye cdilmesınc ızın vcren bır anlaşmanın ımzalan- masından sonra, kadın ve çocuklan taşıyan kon\o\ dün BM gozctiminde Hırvatistan'ın Splıl kcnlınc doğru yola çıktı. BM sözcüsü, konvoyun akşam j-aatlennde Saraybosna'daki BM karargâhınuı önünden hareket ettiğini. önünde ve arkasında birer zırhlı BM aracının koruması altında kenti terk ettiğini belirtti. Sözcü, zırhlı araçlann 7 kilcmetre bo- yunca konvoyla birlikte yolculuk ettit ten sonra, Ilıca banliyösü yakmlannda konvoydan aynldı- ğını söyledi. Anım&anacağı gibi Sırp milisler, W gün önce Saraybosna'dan tahliye edilen çocuklann bu- lunduğu' bir otobüse ateş açmış ve saldında 2 çocuk yaşamını yitirmişlı. Kadın veçocuklardan oluşan yaklaşık 300 si- vilin Saraybosna'dan tahlıye edilmesiııi öngören anlaşmanın ımzaianmasından birkaç saat sonra Bosnalı direniş güçlennin, kent çevresinde yer alan ve Sırplann denetiminde buluaın Pale ve Nedaricı'ye yoğun topçu ateşi açtığı bildirildı. Bclgrad televizyonu Sırp kaynaklara davanarak geçtığı habennde. Pale'yevönelik saldında 1 Sır- pın öldüğünü. çatışmaîann da aralıksız sürdü- ğünüduyurdu. Saraybosna'da bulunan gazetecıle- ise kente dün sabaha karşı düzenlenen Sırp sal dınsında 2 Boşnak sivilin öldüğünü, 15'inin de yaralandığı- nı bildirdiler. Reuter'in habennde, kent çevre- sinde yer alan yerleşim merkezlerin n de Sırp topçusunun ateşine maruz kaldığı belirtildi. Öle yandan Bosnalı yetkililer Bosnı-Hersek'- te son üç günde toplam 20 Hırvat ve Boşnakın öldüğünü belirttıler. Oylama bugün Bosna-Hersek'e yönelik insani yardım çalış- malannı güvenceye almak amacıyla askeri güç kullanılmasını da izin veren karar tasansı için BM Güvenlik Konseyi'nde dün yapılması gere- ken oylama bugüne bırakıldı. Güvenlık Konseyi Dönem Başkanı Çin Büyükelçisi Li Daoyu, dün Libya'ya uygulanan yaptınmlann elî alınması dolayısıyla Bosna-Hersek'le ilgili oylamanın bu- güne bırakıldığını açıkladı. Daoyu. bugün aske- n güç k'jllanımma izın veren karar tasansının oylanmasından sonra. Kızılhaç ve diğer ulusla- rarası insani yardım kuruluşlannın esır kampla- nna gırmesine derhal izin verilmesiri öngören bır karar tasansının da oylamaya sunulacağını iöylcdı. Öte yandan. İngilterc'nin Bosna-Hersek"tckı iç savaştan kaçarak siyasi sığınma isteyen göç- menleri sınırdışı etmesi insan haklan kuruluşla- nnın tepkilerine yol açtı. İngiltere İçişleri BakanlığYndan edinilen bilgi- ye göre, Londra, son iki ay içinde 64 sığmmacıyı bir başka Batı Avrupa ülkesine gönderdi. İngiliz hükümetinin bir sözcüsü, eski Yugoslavya cum- huriyetinden gelen sığmmaalann İngiltere'ye Almanya ya da Fransa üzerinden gjrdiklerini ve Dublin anlaşması uyannca başka AT ülkelerine göndenldiklerini söyledi. Dublin anlaşması, bir göçmenin sığındığı ilk AT ülkesinden iiğınma is- leyebileceğini öngörüyor. Bosna-Hersek'e yönelik Sırp saldınlanna tep- kiler giderek artarken Arapemirlikleıinde, Boş- naklara gönderilmek üzere milyonlarca ABD dolan toplandığı bildirildi. AFP'nin bildirdiğine göre emirlikler, nakit paranın yanı sııa tonlarca yiyecek malzemesi ve tıbbi malzemeyi de Bosna- Hersek'e göndermeye hazırlanıyor. Yardım çer- çevesinde, Suudi Arabistan Kraü Fahd'ın 30 milyon, Kuveyt Şeyhi el Sabah'ın 3 milyon ABD Dolan tutannda bağışta buluntluklan be- lırtiliyor. Bu arada İran'ın etkili din adamlanndan Aye- tullah Janali. İslam ülkelerinin en kısa sürede Bosna-Hersek ıçin bir ortak ordu kurmalan ve Müslüman halka silah göndermeleri çağnsında bulundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle