Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
CUMHURİYET 13 AĞUSTOS1992 PERŞEMBE
8 DIS HABERLER
Müdahale etıııek ya da etmemek
Bosna'da toplama kamplannın ortaya çıkmasından sonra Batı kamuoyu, hükümetlere müdahale için ağır baskı yapıyor
Ehş Haberler Servisi - Bosna-Hersek'te
Sırplann kurdukten toplama kamplanrun
ortaya çıkması, sıyasal açıdan ilginç
gelişmelere yol açabilecek nitelikte
görünüyor. Nazilerin 2. Dünya Savaşı
sirasındagerçekleştirdikleri Yahudi
soykmmı çağnşımı yapan toplama
kamplan, Bosna-Hersek olaylannı
şimdiye dek uzaktan izlemekle yetinen Batı
kamuoyunu ayağa kaldırdı. Bosna-Hersek
bunalımına genelde temkinli yaklaşan Batı
basınında askeri müdahaleden başka çare
olmadığı yolunda yaalarçıkmaya başJadı.
Şimdiye dek hükümetlennin temkinli
politikasını destekleyen muhalefet liderleri
de tutumlannı sertleştirdiler.
Kamuoyu, basın vemuhalefetin askeri
müdahaleden yana bir tutuma girmeleri,
hükümetleri güç durumda bıraktı. ABD
yönetimi ve Batı Avrupa hükümetleri,
Bosna-Hersek'e askeri müdahalenin
karşısındalar. Böylebır müdahalenin
fiyasko ile sonuçlanabileceğini, ıkinci bir
Vietnam batağına saplanabıleceklerini
düşünüyorlar. Batı, şimdiye dek bir
yandan Sırbistan'a gözdağı verip tehditler
savururken öte yandan Müslümanlara
Sırplann koşullannı kabul etmelen ıçin el
altından baskı yaparak. bunalıma
bulaşmaktan kaçınmayaçalışıyordu.
Başkan Bush da seçimlerin yaklaştığı şu
sıralarda yaptığı açıklamalarda
Bosna-Hersek'e asker göndermenin
karşısında olduğunu birçok kez
vurgulamış durumda.
Ne var ki toplama kamplannın ortaya
çıkması ve kamuoyunun büyük tepkisi,
Batılı yönetimleri ağır baskı altında
bıraktı. Buyönetimlerdurumadahauzun
süre seyirci kaldıklan takdırde kendi
kamuoylan tarafından Avrupa'nın
göbeğinde yeni bir Nazi vahşetini
görmezlikten gelmekle suçlanacaklar.
Kamuoyunun baskısı ile askeri
müdahaleye girişseler, bu kez ikinci bir
Vietnam batağına saplanma tehlikesi ile
karşı karşıya kalacaklar.
Bu bağlamda ABD Başkanı George
Bush'un çok güç durumda kaldığı
gözleniyor. Bosna-Hersek bunalımı
ABD'de iç politika konusuna dönüşmüş
durumda. Dcmokrat Parti, Bush'u edilgin
ve kararsız politika izlemekle suçluyor.
Demokrat aday Bill Clinton,
Bosna-Hersek'e sınırlı hava akınlan
düzenlenmesini savunuyor. Bush, sert bir
çıkış yapmazsa, seçimlere kısa süre kala
halka "güçsüz başkan' izlenimini verecek.
Böylece elindeki en büyük koz olarl dış
poütika konusunda ağır bir yara almış
olacak.
Başkan Bush, bu durumda tepkisini
gıderek artan biçimde ortaya koyan
kamuoyunu yatıştırmak amacıyla
Birleşmiş MilletlerGüvenlik Konseyi'nin
Bosna-Hersek'teyardım konvoylanna
askeri koruma sağlanması için acil olarak
karar vermesini istedi. Ancak, yalnızca
böylesi önlemlerler
Bosna-Hersek'te akan
kanındurdurulabileceği çok kuşkulu.
Sonuç olarak toplama kamplannın ortaya
çıkmasından sonra Batılı yönetirriler
kamuoylannın baskısı ile istemeye
istemeye Bosna-Hersek'e müdahaleye
doğru itiliyorlar.
Cumhuriyet muhabirleri, toplama
kamplannın ortaya çıkmasının yol açüğı
son gelişmeleri irdelediler.
TÜRKİYE
Aııkara ııııı isteği
askeri müdahaleANKARA(Cumhuriyet Bü-
rosu) - Sırplann. Boşnaklara
yönclik silahlı saldınlannın
başladığı günden bu yana, Tür-
kiye, Bosna-Hersek'e bir askeri
müdahale yapılması isteminde
bulundu ve bu istemini gün-
demde tuttu.
Sırp saldınlannın artması,
Boşnaklann Nazi kamplanna
benzer yerlerde tutulması yö-
nündeki haberler üzenne An-
kara, askeri müdahale ile ilgıli
istemini daha da somutlaştırdı.
Geçen hafta Türkiye, Birleş-
miş Milleller (BM) Güvenlik
Konseyi'nin 5 daimi üyesi olan
Amerika, Rusya, Çin, Fransa
ve İngiltere'ye bir plan sundu.
Plan, diplomatik yaptınmlar ile
askeri önlemleri içeren iki çer-
çeveye oturtuldu. Türkiye'nin
diplomatik yaptınmlara ilişkin
önerileri özetle şunlardı:
• Katliamlann faili Sırp milis-
lerin uluslararası mahkemeler-
de yargılanacağı ılan edilmeli-
dir.
• Güvenlik Konseyi görevlile-
rine, Sırp hapishanelerine gir-
me hakkı tanınmahdır.
• Sırp milislerin 48 saat içinde
silahlannı bırakmalan ve ağır
silahlan BM pcrsonelinc teslim
ctmcleri istenmelidir.
Ankara'nm askeri önlemlere
ilişkin önerileri de şöyle sıraia-
nıyordu:
• Diplomatik önlemlerin başa-
nya ulaşamadığı durumda, ka-
ra kuvvetlerini içermeyen sınırh
askeri önlemler tercih edilmeli-
dir.
• Sırbistan, herhangi bir şekil-
de BM harekatına ters düşerse,
Sırbistan'ın askeri hedefleri
gösteri niteliğinde bombalan-
malıdır.
Ankara'nın bu girişiminin
hemen ardından, BM Güvenlik
Konseyi'nde tarüşılmakta olan
Bosna'ya insancıl yardımlann
ulaşünlmasını sağlamak için
askeri güç kullanılmasını öngö-
ren karar tasansının görüşülüp
oylanması gündeme geldi.
Türkiye; BM Güvenlik Kon-
seyi'nde görüşülecek olan bu
tasannın, Ankara'nın girişimle-
ri sonucu atılan ilk adım oldu-
ğunu not etmekle birlikte, tasa-
nyı yeterli bulmuyor ve Bosna'-
da akan kanın, ancak bir askeri
müdahale ile durdurulabilece-
ğineinanıyor.
Türkiye aynca, Sırplann
elinde bol miktarda silah bu-
lunduğunu anımsatarak, Boş-
naklann böyle bir olanağa sa-
hıp bulunmadığının gözönüne
ahnarak, Bosna-Hersek'e uy-
gulanan silah ambargosu-
nun kaldınlması konusunda da
ısrarlı davranıyor.
YUNANtSTAIS
Atiııa askeri
çözüııı isteıııiyor
STELYO BERBERAKİS
ATtNA - Yunanistan, Sır-
bistan'a karşı yapılacak olası
bir asken müdahalenin Yugos-
lavya'daki gelişmeleri daha da
olumsuz yönde etkileyeceği
dogrultusundaki inancını sür-
dürüyor.
Bosna-Hersek'teki toplama
kamplannın ortaya çıkanlması
da Yunanistan'm bu resmi ka-
ranru değiştirmedi. Yunan ka-
muoyu.toplama kamplannı or-
taya çıkaran İngilız ITN tele-
vizyonunun gözler önüne serdi-
ği çirkin tablolar karşısında
şaşkınlığını gizleyemedi.
Yunan basını bu konuda,
Sırpılan eleşünrken, çaüşan
her iki tarafta da benzer topla-
ma kamplannın bulunduğuna
ve her iki tarafın da insan hak-
lannı çiğnediğine dikkati çekti
ve bu gelişmelerden yalnız Sırp-
lann sorumlu olmadığı görüşle-
rini irdeledi.
Toplama kamplannın varlı-
ğı, Yunan kamuoyuna 2. Dün-
ya Savaşf ndaki Nazi kamp'an-
nı anımsattıysa da, Sırbistan'a
karşı asken müdahale düzen-
lenmesi gerektıği gibi duygula-
ra kapıhnmadığı gözlendi.
Yunanistan Dışişleri Bakan-
lığı Sözcüsü Dimitris Avramo-
pulos, Yunanistan'm Sırbis-
tan'a karşı alınabilecek her tür-
lü askeri müdahaleye karşı
çıktığını bir kez daha yineledi.
Askeri müdahale ile çatışmala-
nn daha da alevleneceğine ina-
nan Atina hükümeti, bu konu-
daki son sözün, BM Güvenlik
Konseyi'ne değil, NATO ba-
kanlar kuruluna ait olduğuna
dikkat çekiyor. Hükümetin bu
görüşüne Yunanistan'm geri
kalan siyasi partileri de kaülı-
yor. öyle ki, hükümetin abluka
altında bulunan Adriyatik De-
nızi'ne tek bir savaş gemisi gön-
dermesi bile muhalefet partileri
tarafından sert bir dille eleştiril-
di...
Öte yandan, Yunan Dışişleri
BakanlığVnın bir kanadı NA-
TO bakanlar kunılunda askeri
müdahale karan alınsa dahi
Yunanistan'm bu karan veto
edebileceğinden de söz ediyor.
Diğer bir kanadı ise NATO'-
nun askeri müdahale karan al-
ması durumunda Yunanistan'-
ın bu karara uyarak saldınya
geçecek müttefik savaş uçak-
lannı takviye etmek amacıyla
hava üsslerini açmak zorunda
kalacağına inanıyor.
İNGİLTERE
Kamuoyu ateşli,
hükümet teıııkinli
Bosna-Hersek topraklannın çok kısa bir sûrede
Ş y yutulmasında en bü>ük " p a y " ^ ™ biri de hiç
kuşkusuz gerilla savaşinda ustalıklarıyla bilinen Sırp milislere ait. 2. Dünya Savaşı'nda, işgalci Nazi ordusuna bağlı 30 bölügü
vurkaç yöntemiyle perişan eden babalanyla sık sık övünen milisier, babalannın Hitier orduları karşısındaki meşruiyetini,
Bosna'da değil savunma, bir paylaşım kavgası niteliğine bürünen savaşta çoktan yitirmiş bulunuyorlar. (FotoğrafıREUTER)
EDtPEMtLÖYMEN
LONDRA - İngiliz kamuo-
yu, bir İngilız televızyon şirketi-
nin Bosna'daki tutsak kampla-
nnda çektiği görüntüleri üstüs-
te izleyince "insanlık ve ahlak
adına" Bosna'ya şu ya da bu şe-
kilde bir müdahalenin gerekli
olduğuna nihayet inandı.
Hükümet ise, askeri müda-
halenin çok iyi planlanmadan
ve bütçesi ayarlanmadan yapı-
lamayacağını söyleyerek, zaten
yapılsa bile, piyade kuvveti yol-
lanamayacağında ısrar etti.
BM Güvenlik Konseyi ve
NATO'nun girişimlen ardın-
dan, Ingıltere de alınan karara
uyacak. Ancak bu aşamada,
böyle bir operasyonun kap-
samı ve masrafını, hükümet ve
askerlerden başka düşünen
yok. Körfez Savaşı'nda 500 bin
personel görev almış. masraf 61
milyar Dolan bulmuştu.
İngiliz kamuoyunu, Bosna
konusunda harekete geçiren
ö|e, 1935-39'da Nazilerin her
isteklerine göz yummalanna
rağmen, "banşı koruma" uğru-
na, yeni bir dünya savasını
önleyememeleri.
İngiliz yorumcular, durma-
dan bu "dar görüşlülüğü" ha-
tırlatıp, hükümeti eyleme cağı-
nyor. Gazete köşeleri, uzun
makaleler, radyolarda telefonla
yapılan karşılıklı söyleşiler, te-
levizyonlarda uzmanlarla ya-
yımlanan mülakâtlar büyük öl-
çüde. müdahale gerektiği yö-
nünde.
İngiliz kamuoyundaki mü-
dahale isteği, "ahlak ve insanlık
açısından gerekli olduğu" için.
yardım edilecek olanların
"Müslüman" olmalan, müda-
hale çağnlanna biraz "gölge
düşürüyor." Bosnalı Muslü-
manlann, Batı'nın anladıgı an-
lamda "radikal dinciler" olma-
malan bile tereddütleri gider-
meye yeterli değil.
Soruna İngiliz Müslümanla-
nnın da sahip çıkması. işin içine
İran'ın kanşması, "radikal İs-
lamcılığın kendini daha çok
göstermeye başladığı" diye ta-
nıtılır olan Türkiye'nin adının
da daha çok gecmesi, İngiliz ka-
muoyunun huzurunu kaçın-
yor. Genel kanı, "Bu konuda
Muslümanlar inisiyatifi ile ge-
çirmeden sorunu Batı'run çö-
züm alanına alalım" şeklınde.
FRANSA
Müdahale için
baskı aıtıyor
MtŞELPERLMAN
PARÎS - Fransızlar, şu sıra-
larda Bosna-Hersek olaylannı
dikkatle izleyerek, Müslüman-
lan hedef alan insanbk dışı
kamplan şiddetle kınıyor.
VSD Dergisi'nin yayımladığı
bir kamuoyii yoklamasına göre
Fransızlann yüzde 61'i, BM
çerçevesinde düzenlenecek bir
askeri müdahaleye Fransa'nın
katılmasından yana.
ABD, Fransa ve İngiltere'-
NATO KAMUOYUNUN BASKISI ALTEVDA
Toplama kamplan Batryı bilinçlendirdi
SABETAY VAROL
BRÜKSEL - Bosna-Hersek'ten ge-
len ve Nazi kamplannı anımsatan gö-
rüntüler, Batı Avrupa ülkeleri kamu-
oylannda hemen hemen ayâı oranda
bir "bilinçlenme"ye yol açtı. öyle ki,
kısa süre öncesine kadar eski Yugoslav
topraklanna hangi düzeyde olursa ol-
sun askeri müdahale yapmanın im-
kansızlığını öne süren resmi çevrelerin
tavırlannda ciddi değişim gözlendi.
NATO'ya bağlı askeri yetkililer, sivil
toplumdaki bu son '"patlamayı" bekle-
meksizin askeri planda neler japılabi-
leceğini uzun süredir araştınyordu.
Haziran ayında Oslo'da yapılan son
NATO dışişleri bakanları toplantı-
sında ittifpka, AGİK'in istekte bulun-
ması koşulu ile "banş gücü" olarak
yetki verilmesi karan alınmıştı. Bu çalış-
malara paralel olarak NATO Askeri
Komutanlığı SHAPE'de çeşitli müda-
hale senaryolan gündeme getirilmeye
başlanmıştı. Ne var ki Oslo'da tanınan
söz konusu yetki, bu aşamada "banşı
sağlama" ya da "banşı gerçekleştirme"
gibi aktif işlevleri içenniyor. "Banşı ko-
ruma" görevinin smırlannın belirsizliği
NATO'ya sadecc bir ölçüde hareket
serbestisi bırakıyor. Amerikablann
kara birliklerinin kullanılacağı bir mü-
dahaleye hiçbir şekilde taraf olmak is-
tememesi. NATO'nun olası bir müda-
halede, denizden abluka ve lojistik des-
tek gibi görevlerle kendini sınırlaması
olasılığını gündeme getiriyor. AT ve
Batı Avrupa BirliğTnin (BAB) eğer
böyle bir müdahale olursa işlevi kuşku-
suz eskisinden daha fazla olacak. Fran-
sa ile Belçika, BM Güvenlik Konseyi
karan ile Akdeniz'den Saraybosna'ya
kadar açılacak yardım kondorunu ko-
ruma altına almak üzere. adı geçen
operasyon emrine birlik tahsis edecek
ülkelerin başında sayılıyor. Paris'in
1991 yılmdan itibaren BAB şapkası
altında Yugoslavya'ya asker gönderil-
mesini istediği ve Bonn'la Londra'nın
buna karşı çıktıklan anımsandığında,
Fransa'nın bu gelişmeleri BAB ın işle-
vini güçlendirmek için kullanmak iste-
yeceği kuşku götürmüyor. Paris'in,
NATO'nun askeri kanadında yer al-
maması bu olasıhğı güçlendiriyor. Av-
rupa Parlamentosu'nun geçen hafta
Brüksel'de olağanüstü bir toplantı dü-
zenleyip Bosna Hersek'teki gelişmelere
en sert tepkiyi göstererek ortaya
çıkması da Avrupa'nın Yugoslavya
krizindeki rolünün artacağmın bir gös-
tergesi olarak algılandı. Yugoslavya ile
ilgiîigelişmelerde işin başından beri "dü-
zenleyici" bir işlev üslenen, banş konfe-
ranslanna öncülük eden, ancak bu işi
büyük ölçüde yüzüne gözüne bulaştı-
ran Avnıpa'nın yeni bir fiyaskoya ta-
hammülü olmadığı belirtiliyor.
nin, BM Güvenlik Konseyi çer-
çevesinde hazırladıklan. insani
yardım konvoylannın güvenli-
ğine "gerekli tüm olanak-
lannın" sağlanması na yönelik
karar olumlu değerlendirildi.
Cumhurbaşkanı François Mit-
terrand, bir süre önce, Fransa'-
nın BM etiketi altında ve müt-
tefıkleriyle birlikte düzenlen-
mesi koşuluyla, bu tür girişim-
lere hazır olduğunu söylemişti.
Avrupa İsleri Bakanı Elisabeth
Guigou da, geçen pazar, plan-
lanan eylemin askeri nıteliğı bu-
lunmakla birlikte eski Yugos-
lavya'da "savaşa gitmenin söz
konusu olmadığını" söyledi.
Gerek sağ muhalefet gerekse
sosyalist iktidar saflannda, as-
keri müdahale zorunluğunu
vurgulayanlann arasında De
Gaulle'cü RPR (Cumhuriyet
İçin Birlik) Partisi Başkanı Jac-
ques Chirac, Sosyalist Parti li-
deri Laurent Fabius gibi "ağır
toplar"ın varlığı kendini du-
yurmaya başladı.
BM Güvenlik. Konseyi'nde
ABD, Fransa ve İngiltere tara-
fından hanrlanmış inisiyatifi iyi
karşılamakla birlikte, hüküme-
te bağlı olmayan örgütler
(ONG) arasından birkaçı, asıl
sorunun, gerektiğinde askeri
koruma altında yemek ve ba-
kım yardımı değil, tüm silahla-
nn susturularak. problemleri
siyasal yöntemle çözmek oldu-
ğu görüşünû dile getirdi.
Bosna'dagörevli BM Banş Gücü'nün eski komutanı Mckenzie,askeri müdahalenin ölü sayısını arttırmaktan başka işe yaramayacağını söyledi
Yahşetten kaçaıı 200 çocuk Saraybosna
9
dantalıliye edildi
ZULÜMSÖZLÜĞÜ
Bosna-Hersek, Strbhtan ve Karadağ'da kurulan
kamplara ilişkin tarlışmalarsürerken, kanşıkhğı
önlernek amacıyia »5z konusu kamplan. tarih içerisinde
yerine getirdtkleri "işlevler""i gözöndnde tutarak
birbirlerinden ayırmak gerekiyor. Günûmüzde bilinen 4
c«it kamp şöyle sıralanıyon
İMIU0ŞÜK 2. Dünya Savaşı sırasmda 6 milyon
Yahudtnin katlediîdiği Nazi kamplan{Auschvvitz ve
Treblinka gibi). Cenevre Sözleşmesi'nce yasaklandı.
mtfMHktJmlVCİIk kez İngilizlerceBoer Savaşı sırasında
kuruldu. Siviller. insanlık dışı koşullarda hapsedildi.
Terim. sonrakıyıllardaNazihapishaneteri ve ınsanlarm
kölegibiçalıştınldıği kamplar(Dachaugibi) kullanıldı.
Benzeri kamplarSovyetler Btrliği'nde gulaglar olarak
biliniyordu. Cenevre Sözleşmesf nce yasaklandı.
Bftnt tlilHri: Sivilterin güvenlik nedeniyte tutulduğu
kanıplar. ABD. 2. DünyaSavaşı'nda 110bin Amerikalı
Japonu.bukamplarda tuttu. 1988*deABDKongresi'nce
"büyük adaletsizlik" olarak nitelendi.
Gioitlkamirian: Sivillerin, bir başka yeregönderilmeden
önce bekletildikleri kampiar (ABD'nin Haitili mükeciler
için Guantanamo Körfezi'nde kurduğu kamp gibi).
• Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Bosna'da kuşatmada tutulan böl-
gelere insani yardım malzemesi götüren konvoylara askeri koruma sağlan-
masını öngören karar tasansını bugün oyluyor.
Dış Haberler Seı>isi - Bosna-Her.ek'in baş-
kenti Saraybosna'da mahsur kalan 200 çocuk ve
100 kadını taşıyan otobüslerin oluşturduğu kon-
voy. laraflar arasında anlaşma sağk nması so-
nucu dün Hırvatistan'a doğru yola çıktı. Saray-
bosna'da son üç günde toplam 20 Hırvat ve
Boşnakın öldüğü bilidiriliyor. Bosna'ya yönelik
insani yardım çalışmalanna askeri kcruma sağ-
lanmasını öngören karar tasansı içir Birleşmiş
Milletler(BM)Güvenlik Konseyi'nde yapılacak
oylama bugüne bırakılırkan, Saraybosna'da gö-
revli BM Banş Gücü'nün eski komuıanı Lewis
Mckenzie. askeri korumanın ölü sayîsını arttır-
maktan başka işe yaramayacağını savundu. İn-
gilterc'nın Bosna-Hcrsck'ten kaçan sı jınmacıla-
n sınırdışı etmesi tepkilere yol açtı.
Bosna'ı yetkililerlerle Sırp milisier arasında,
200'ü çocuk 300 sivilin Saraybosna'c an tahliye
cdilmesınc ızın vcren bır anlaşmanın ımzalan-
masından sonra, kadın ve çocuklan taşıyan
kon\o\ dün BM gozctiminde Hırvatistan'ın
Splıl kcnlınc doğru yola çıktı.
BM sözcüsü, konvoyun akşam j-aatlennde
Saraybosna'daki BM karargâhınuı önünden
hareket ettiğini. önünde ve arkasında birer zırhlı
BM aracının koruması altında kenti terk ettiğini
belirtti. Sözcü, zırhlı araçlann 7 kilcmetre bo-
yunca konvoyla birlikte yolculuk ettit ten sonra,
Ilıca banliyösü yakmlannda konvoydan aynldı-
ğını söyledi.
Anım&anacağı gibi Sırp milisler, W gün önce
Saraybosna'dan tahliye edilen çocuklann bu-
lunduğu' bir otobüse ateş açmış ve saldında 2
çocuk yaşamını yitirmişlı.
Kadın veçocuklardan oluşan yaklaşık 300 si-
vilin Saraybosna'dan tahlıye edilmesiııi öngören
anlaşmanın ımzaianmasından birkaç saat sonra
Bosnalı direniş güçlennin, kent çevresinde yer
alan ve Sırplann denetiminde buluaın Pale ve
Nedaricı'ye yoğun topçu ateşi açtığı bildirildı.
Bclgrad televizyonu Sırp kaynaklara davanarak
geçtığı habennde. Pale'yevönelik saldında 1 Sır-
pın öldüğünü. çatışmaîann da aralıksız sürdü-
ğünüduyurdu.
Saraybosna'da bulunan gazetecıle- ise kente
dün sabaha karşı düzenlenen Sırp sal dınsında 2
Boşnak sivilin öldüğünü, 15'inin de yaralandığı-
nı bildirdiler. Reuter'in habennde, kent çevre-
sinde yer alan yerleşim merkezlerin n de Sırp
topçusunun ateşine maruz kaldığı belirtildi.
Öle yandan Bosnalı yetkililer Bosnı-Hersek'-
te son üç günde toplam 20 Hırvat ve Boşnakın
öldüğünü belirttıler.
Oylama bugün
Bosna-Hersek'e yönelik insani yardım çalış-
malannı güvenceye almak amacıyla askeri güç
kullanılmasını da izin veren karar tasansı için
BM Güvenlik Konseyi'nde dün yapılması gere-
ken oylama bugüne bırakıldı. Güvenlık Konseyi
Dönem Başkanı Çin Büyükelçisi Li Daoyu, dün
Libya'ya uygulanan yaptınmlann elî alınması
dolayısıyla Bosna-Hersek'le ilgili oylamanın bu-
güne bırakıldığını açıkladı. Daoyu. bugün aske-
n güç k'jllanımma izın veren karar tasansının
oylanmasından sonra. Kızılhaç ve diğer ulusla-
rarası insani yardım kuruluşlannın esır kampla-
nna gırmesine derhal izin verilmesiri öngören
bır karar tasansının da oylamaya sunulacağını
iöylcdı.
Öte yandan. İngilterc'nin Bosna-Hersek"tckı
iç savaştan kaçarak siyasi sığınma isteyen göç-
menleri sınırdışı etmesi insan haklan kuruluşla-
nnın tepkilerine yol açtı.
İngiltere İçişleri BakanlığYndan edinilen bilgi-
ye göre, Londra, son iki ay içinde 64 sığmmacıyı
bir başka Batı Avrupa ülkesine gönderdi. İngiliz
hükümetinin bir sözcüsü, eski Yugoslavya cum-
huriyetinden gelen sığmmaalann İngiltere'ye
Almanya ya da Fransa üzerinden gjrdiklerini ve
Dublin anlaşması uyannca başka AT ülkelerine
göndenldiklerini söyledi. Dublin anlaşması, bir
göçmenin sığındığı ilk AT ülkesinden iiğınma is-
leyebileceğini öngörüyor.
Bosna-Hersek'e yönelik Sırp saldınlanna tep-
kiler giderek artarken Arapemirlikleıinde, Boş-
naklara gönderilmek üzere milyonlarca ABD
dolan toplandığı bildirildi. AFP'nin bildirdiğine
göre emirlikler, nakit paranın yanı sııa tonlarca
yiyecek malzemesi ve tıbbi malzemeyi de Bosna-
Hersek'e göndermeye hazırlanıyor. Yardım çer-
çevesinde, Suudi Arabistan Kraü Fahd'ın 30
milyon, Kuveyt Şeyhi el Sabah'ın 3 milyon
ABD Dolan tutannda bağışta buluntluklan be-
lırtiliyor.
Bu arada İran'ın etkili din adamlanndan Aye-
tullah Janali. İslam ülkelerinin en kısa sürede
Bosna-Hersek ıçin bir ortak ordu kurmalan ve
Müslüman halka silah göndermeleri çağnsında
bulundu.