Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 HAZİRAN1992 ÇARSAMBA CUMMUHIYtl
KULTUR 13
Ahmed Arif
anıldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ozan Ahmed Arif,
ölümünün binnci yılı
dolayısıyla dün Cebeci Asri
Mezarlığı"nda. mezan
başında yakınlanve
dostlannca anıldı.
Ahmed Arifin mezan
başında ılk konuşmayı
yapan Kültür Bakanlığı
Müsteşan Emre Koogar,
"Ahmed Arif, Türkıye
toplumunun çılelerinı çekmiş
bir sanatçıydı. O hem
sevginin, hem de
başkaldınnın şairiydı" dedi.
Daha sonra konuşan eski
bakanlardan Şerafettin Elçi,
"Ahmed Arif ezilen halkın
içinde doğdu. ezilen halkın
ıstıraplannı içinde yaşattı ve
bunu en iyi. en usta bir
şekilde dıle getırmeyi
başarabılen bir şaırdi.
Ahmed Anf ın benceen
büyük özelhğı, namusta
süzülmüş bir kişiliğe sahıp
olmasıydı" dedi Ahmed
Arif ı anma toplantısında eşi
Aynur Önal, oğlu Filinta.
ressam Mükremin Mungan.
Diyarbakır'dan gelen
kardeşleri, 68'liler Vakfı
yönetıcileri ileçok sayıda
dostlan da bulundu.
Yapı Kredi
Gençlik Festivali
• Kültür Servisi- 5.
Lluslararası Yapı Kredi
Gençlik Festivali
kapsamında bugün
Rumelihisan'nda saat
21 .OO'de Almanya'dan
Padilla Dance Ensemble ile
Afrika'dan Assafo'nun dans
ve mûzik gösterisi yer alacak.
Fransa'dan Aksak-Asia
Mınor'la.Yunanistan'dan
Greek Sound'un Kalamış
Manna'da verecekleri
konscnn başlama saati ise
21.00.
ArifDamar'la
birlikte
• Kültür Servisi-Türkiye
Yazarlar Sendikası'nca
düzenlenen"Konuk
Akşamlan'nın bugünkü
konuğu ArifDamar
TYS'nın Kabataş'taki
merkezinde saat 18.30'da
başlayacak toplantıda Arif
Damar. • Şiirin
Toplumsallaşması' konulu
bir söyleşi gerçekleştirecek.
Kültür
mirasının -
kopunması
• Kültür Servisi- Mımarlar
Odası İstanbul Büyükkent
Şubesı. "Kültür Mirasımızm
Korunmasında Toplumsal
Duyarlılığın
Yükseltılmesı'adı altında bir
forum ve panel düzenledı.
Bugün saat 10.00-18.00 arası
MSÜ Odıtoryumu'nda
gerçekleştirilecek etkınlıkte.
sabah 10.00'da başlayacak
forumda çevrev e karşı
yurttaşduyarblığı ıçeisinde
örgütlenmiş dernek ya da
gönüllü bırhkteliklerin
temsilcileri kültür vedoğa
mirasının korunması
konusunda düşüncelenni
dile getırecekler. Saat
14.00'de başlayacak olan
panel bölümünde ise 2863
sayılı Taşınmaz Kültürve
Tabiat Varlıklannı Koruma
Yasası üzerindedeğişik
öneriler uzmanlarca
tartışılacak.
90. doğum, 29. ölüm yıldönümünde Nazım Hikmet hâlâ ders kitaplarında yok
Bakandan onay, kuruldanveto
HANDAN
ŞENKÖKEN
"...Gönül isterdi
ki ve ben de çok is-
terdim ki 60. yıldö-
nümümü memleke-
timde kutlayayım.
Halkımın gözleri-
nin içine baka baka
60. yılımın kederini
arzedeyim ve diye-
yim ki 60 yılımın hiç
olmazsa 40 yıbnı
memleketimin kur-
tuluşu, halkımın
mutluluğu için har-
cadım. Bu40yılbo-
şuna geçmiş 40 yıl
sayılmaz. Ama işte
olmuyor, ne ya-
payım?" Bu tümce-
ler Nazım Hikmet'-
in 60. doğum yıldö-
nümü konuşma-
sından.
3 Haziran 1990'-
da kızkardeşi Sami-
ye Yaltınm'ın girişi-
miyle bir araya ge-
len Nazım dostlan,
büyük ozanın adını
taşıyacak bir vakfın
kurulması önerisini
benimseyerek kuru-
luş çalışmalannı yü-
rüteoek bir girişim
komitesi oluşturdu-
lar. Yaklaşık bir yıl
içinde vakfm ku-
ruluşu ile ilgjli iş-
lemler hazırlanarak
zorunlu olan mal
varhğının oluşturulmasına çalışıldı. 22
Mayıs 1991 günlü mahkeme karanyla
Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'-
nın resmi senedi tescil edilerek Resmi
Gazete*nin 6 Ekim 1991 günlü sayısın-
da da kuruluşa ilişkin ılan yer aldı.
Vakıf, öncehkle Nazım Hikmet'in ye-
niden yurttaşlığa alınması ve tüm dün-
yada bulunan Nazım'la ılgılı belgeleri
toplayarak bir arşiv ve bir merkez oluş-
turma çalışmalannı sürdürüyor. Bu
arada mezannın Türkiye'ye geürilmesi
konusu da tartışılıyor.
Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın da
kaüldığı "90. Yıbnda Nazım Hikmet
Aramızda" gecesinde "devlet ilk kez
Nazım'la buluştu." Sağlar, bu gecede
yaptığı konuşmada, kendi ülkesinde en
uzun süre yasaklanan ozanın Nazım ol-
duğunu belirterek bunun utanç verici
olduğunu vurguladı. Gerçek demokra-
tiklesme amacıyla da bu yasağı
Avukat Halit Çelenk:
NazuııHiknıet
hâlâyurttaş değil
Kültür Servisi-Nazım Hik-
met, Bakanlar Kurulu'nun 25.
7.1951 günve 131401 sayılı ka-
ranyla yurttaşlıktan çıkanldı.
Gerekçesinde şunlar yazıhydr."
Memleket aleyhine beyanatta
bulunmak, radyo yayınlann-
dan Türkiye'nin hükümet şekb
ve Türkiye'yi idare edenler
aleyhinde propaganda yap-
mak, Sovyet hükümetinin ver-
diği hizmeti ifa etmek. Nazım
Hikmet bu hizmeti terk etmeye-
ceği için ve bu da bizce belli ol-
duğu için kendisine hizmeti ifa-
dan vazgeçmesi yolunda bir
tebligat yapılmasına gerek gö-
rülmemiş ve 1312 sayıh yasanın
10. maddesine göre vatandaş-
lıktan çıkanlmıştır."
Bakanlar Kurulu'nun bu ka-
jrannın iptali için Samiye Yaltı-
ım'ın avukatlan Halit Çelenk,
letin Şekercioğlu, Atilla Coş-
cun ve Bilgjn İnanç, 1988 yıhn-
da Danıştay'a dava açtılar.
karan verdi. Avukatlarca bu
karara yapılan iüraz da redde-
dildı. Sonuçta, davaya Ankara
2 numaralı İdare Mahkemesi
baktı ve davayı ehliyet yönün-
den yani Samiye Yaltınm'ın
dava hakkı olmaması yönün-
den reddetti. Yaltınm'ın avu-
katlan bu ret karannı temyiz
ederek yeniden Danıştay'a baş-
vurdular. Bu dava halen Danış-
tay'da sürüyor ve kesin bir so-
nuca bağlanmadı
Nazım Hikmet'in yurttaşlık
konusundaki davasırun redde-
dılmesırun adalet açısından
üzücü olduğunu belirten Çe-
lenk, "özellikle koalisyon hü-
kümeti tarafından son olarak
çıkanlan yurttaşlıkla ilgili yasa-
dan Nazım Hikmet'in yarar-
landınlmaması, demokrasi, hu-
kukun üstünlüğü ve insan hak-
lan kavramlannı dılinden dü-
şürmeyen koalisyon hükümeti
için affedilmez bir hatadır" di-
• Nazım Hikmet'in yurttaşlığının geri
verilmesi için yapılan başvuru halen
Danıştay'da. Avukat Çelenk, talep
reddedilirşe, konuyu Avrupa Parla-
mentosu İnsan Hakları Komisyo-
nu'na götüreceklerini söylüyor.
1935 Yazı... Nazun'ın dostu ve avukat Ismail Hakkı Balamir, Nazım Hikmet, Sara tev/esi (Okçuoğlu), eşi Piraye Hanım.Memet Fuat, Pi-
raye Hanım'm ablası Ethemefendi Caddesindeki Nazım'la bacanağı Vedat Başar ile birlikte tuttukları köşkün bahçesinde.
kaldırdıklannı söyledi.
Ancak, Milli Egitim Bakanhğı Talim
ve Terbiye Kurulu, aralannda Nazım
Hikmet'in de bulunduğu bazı yazar-
lann ders kitaplanna alınmasını "veto"
etti. Yönetim kurulu adına vakıf genel
sekreteri Kıymet Coşkun, yaptığı acık-
Iamada bu karan "kaygı verici, çelişki-
li, çağdışı bir zihniyetin ürünü" olarak
niteleyip, utanç verici yasağın kaldınl-
masını isteyerek veto karannı protesto
etti.
Naam Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı
Yönetim Kurulu, her yıl değişik dallar-
da olmak üzere "Nazım Hikmet Ödü-
lü" verilmesini kararlaştırdı. Ödül, şiir,
öykü, roman, senaryo, tiyatro, sinema,
resim, yontu, fotoğraf, karikatür, mü-
zik, banş vb gjbi değişik alanlardan her
yıl için belirlenecek tek bir dalda verile-
cek. Bu yıl verilecek ilk ödül, şiır dalında
olacak. Yaş ve konu sırurlamasınm bu-
lunmadığı şiir ödülünde, şiirlerin hiçbır
yerde yayınlanmamış olması koşulu ge-
tiriliyor.
Ödülün seçici kurulu; Ataol Behra-
moğlu, Asım Bezırcı. Konur Ertop, At-
tila llhan, Alpay Kabacalı, Şükran Kur-
dakul ve Ahmet Oktay'dan oluşuyor.
Nazım Hikmet'in doğum günü olan 15
Ocak 1993'tedüzenlenecektörenle veri-
lecek ödüle kaülma süresi 1 Kasım
1992'de sona erecek.
Ödüller arasında, plaket dışında.
Nazım Hikmet'in tüm şiir kitaplan ile
vakfın Foça'da bulunan Ferit Oğuz
Bayır Yazarlar Evi'nde bir haftalık tatıl
de bulunuyor. Vakıf aynca ödüllendiri-
len şainn beş formaya kadar kıtabını,
telıfıni ödeyerek bastıracak. Ödül yö-
netmenliği, Nazım Hikmet Vakfı'ndan
(General Yazgan Sok. Mehtı Bey Apt.
10 10 80050 Tünel İstanbul) adresinden
alınabıhr.
Bugün Nazım Hikmet'in 29. ölüm
yıldönümü. Bugün Salihli Belediyesi'nin
Naam Hikmet Vakfı ile ortaklaşa dü-
zenlediği "Nazım'la Beraber" gecesi
gerçekleştirilecek.
Nevzat Şenol'un sunacağı geceye, Sa-
miye Yaltınm. İbrahim Balaban, Nail
V. Çakırhan, Şükran Kurdakul ve Mü-
zehher Va-Nu kaülacaklar. Gece Bele-
diye Şehir Tiyatrosu Salonu'nda saat
20.30'da başlayacak.
İsUnbul'da da SHP Fatih İlçesi
Gençlik Kolları'nın Çevre Tiyatrosu'n-
da düzenlediği gecede, şairler Nazım-
ın şiirlerini seslendırecekler.
Yann Foça'da düzenlenecek törende,
emekli öğretmen ve Kurtuluş Savaşı ga-
zisi Ferit Oğuz Bayır'ın vakfa bağışla-
dığı villası, Yazarlar Evi olarak açüacak.
lacak.
5 haziranda Düzceliler Komitesi
"Nazım Gecesi" gerçekkşürecek.
Halit Çelenk, davayla ilgili
şunlan söylüyor:
"Bakanlar Kurulu karannda
ileri sürülen iddialar gerçek dı-
şıdır. Buna ilişkin hukuki bir
araşürma yapılmamış ve her-
hangi bir kanıt ortaya konul-
mamıştır. Yasaya göre, vatan-
daşbktan çıkanlması söz konu-
su kişiye eylemlerinden vazgeç-
mesi için bir süre tanınarak
kendisine tebligat yapılır. Oysa
Nazım Hikmet'e varsayılan ey-
lemleri konusunda böyle bir
tebligat yapılmamış ve Nazım
Hikmet'in eylemlerinden vaz-
geçmeyeceği belli olduğu gerek-
çesıyle böyle bir tebligata gerek
görülmediği kararda açı-
klanmıştır. Böylece önyargılara
dayalı keyfı bir karar verilmiş-
tir."
Danıştay. bu davaya İdare
Mahkemesi'nın bakması ge-
reküği düşüncesiyle görevsizlik
yor. Günümüz Türkiyesi'nde
hâlâ büyük Türk ozaruna karşı
ürkek davranılarak şürlen okul
kitaplanna alınmıyor ve yurt-
taşlığa alınılmasından çtkınili-
yorsa bu, 'çağdışı kahşımızın
açık bir göstergesi' Halit Çe-
lenk'egöre.
Daruştay'dan verilecek ka-
rarda, eğer Samiye Yaltınm'ın
avukatlannın talebi reddedilir-
şe hüküm kesinleşecek.
Halit Çelenk, bu durumda
bireysel başvuru haklannı kul-
lanarak konuyu Avrupa Parla-
mentosu İnsan Haklan Komis-
yonu'na götürme karannda ol-
duklannı vurgulayarak ekli-
yor: " Avrupa Parlamentosu
İnsan Haklan Komısyonu'nun
davamızı haklı bulacağına ve
büyük Türk ozanı Nazım Hik-
met'in en doğal hakkı olan va-
tandaşbğını kabul edeceğine
inanıyoruz."
AHMED ARİFTEN BİR YAZI
Cânım Türkçe
Afyon Lisesi'nde ilk derse
kalkışımı hiç unutmam. Bütün
sınıf, konuşma düzenımı yadır-
gamış olmah ki kahkahayla
gülmüştü. Bense aksine, onla-
nn dilini çok kaba bulmuştum.
Çok değerli, bılgin, hocam Dr.
Gündüz Akıncı ımdadıma gel-
miyeydi, kim bilir daha nice aa
duyacaküm. Üç değil, beş değil,
yüzlerce yaşıtımla nasıl baş
ederdim? Inat bu ya. bir ayda
İstanbul ağa Türkçeyı konuşur
oldum. Gel zaman sılama var-
dığımda bu kez de anam, bacı-
lanm yadırgadılar beni. Odur
budur, konuştuğum kimsenin
şivesine uymaya bakanm. Salt
şairlikle yetindiğim sıralar, ba-
na güzel gelen dilden, kelime-
lerden ötesini düşünmezdim
Bir yol. yazarbğı iş edinince me-
sele çatallaştı. Asbnda şiır dib.
konuşma dili diye bir aynm gö-
zetmek yanbş. Ama Türkçemiz
o hale gelmiş ki anamm deyi-
mince Arap çalar, Acem oynar!
Ben Türkçe diye ne öğren-
diysem, doğup büyüdüğüm
evde ve katıldığım halk arası-
nda öğrendım. Ataç, M. Şev-
ket Esendal, Dr. Gündüz
Akıncı'yla bir de benden bir
öncekı nesille başlayan şimdi-
ki genç yazarlanmızdan
gaynsının kitaplannda doğru
dürüst bir Türkçe bula-
madım. Hala. işımden ötürü
okumak zorunda kaldığım
öyle başyazılar. dış icmaller
var ki, yolunu bulsam, yazar-
lannı Türkçeye saygısızbktan
mahkemeye veririm! Gönül
bu. Neler istemez ki! Adamı
yolundan eder. Oysa bizim
yolumuz, öyle düz gitmez. Sil-
mece kepir üstebk... Y'unus'-
un bile elini koynumda bıra-
kan yol.
"Harami gibi yoluma ' Ar-
kuru inen karb dağ . Ben ya-
rimden ayn düştüm / Sen yo-
lumu bağlar rrusın?"
...Ankara Telgraf, 13-7-1957
Geçen yıl yitirdiğimiz Ahmed Arifin tek şiir kitabı 100 binden fazla sattı
Sevdiği halkının şahdamarında dolaşıyor
• Geçen yıl yitirclîğimiz ~~
Yaşayan Drama
Tiyatro Yapıtlan Dizisi
1 . v e 2 . k i t a p l a r ç ı k t ı !
Hakimiyet-i Milliye Aşevi
Güngör Dilmen
Aldatma
Harold Pınter
Bütün büyük kitapçılarda
Genel Dağıtım: İLPA
YAPI^CKREDi
Ahmed Arif, artık
aramızda değil. Ama şi-
irleri İzmir'den Diyar-
bakır'a, Bursa'dan
Kars'a, sevdiği halkının
şahdamarında dolaşım-
da. Şairin tek kitabı
'Hasretinden Prangala
Eskittim', bugüne kadar
30 baskı yaptı, 100 bin-
den fazla sattı.
Kültür Servisi- 'Dağlanna
Bahar Gelmiş Memleketimin'
şiinnin şairi Ahmed Arif geçen
yıl bugün 'baharla birlikte'
aramızdan aynbnıştı. Ahmed
Anf. edebiyatımızda tek kita-
bıyla geniş okur kitlelerinin
hayranlığını kazanan ender şa-
irlerden bıriydi. Omrünün elb
yıbnı şııre adavan Ahmed Anf-
in 'Hasretinden Prangalar Es-
kittim'' adb kitabı tam otuz
baskı yapmıştı.
'Dolu sofra, gfilen anne, gülen
çocuklar / Bir'e on, bir'e yüz'le
akşam gebe / Şafakla doğan iş-
gûcü / Yalanım yok, sözüm er-
kek sözüdür / Ol kitapta böylece
yazılıdır / Ol sevda, böyledir
çiinkü...' 2 Hazıran 1991 günü
altmış dört yaşında yitirdiğimiz
Ahmed Arif, çocukluk günle-
rinden söz açıldığında. 'Anamı
görmedim" diye anlatıyordu.
"Anam Irak smınndakı Erbıl
şehrinden. Yedi dayımı Law-
rence'in kirabk katillen öldür-
müş. Babam Anf Hikmet, Ker-
küklü. Ben bebekken anam öl-
müş...'
Ahmed Arif ilk şiirinı Urfa'-
da ortaokuldayken yazmış ve
İstanbul'da yayımlanan Yeni
Mecmua'ya göndermiş: 'Şiirin
çıkıp çıkmadığını bilmiyorum.
Çünkü dergiyi görmedim. Fa-
kat bana bir mektup geldi. Beni
övüyor. Çok yetenekli olduğu-
mu, yazmaya devam etmemi
söylüyor...'
O sıralar ortaokul öğrencisi
Ahmed Arifin gözünde en bü-
yük şair, Faruk Nafiz. Ama bir
yandan da. yavaş yavaş Nazım
Hikmet'in şiiriyle tanışıyor:
"Her halkevinin bir kitapbğı
vardı. Yaz kış oraya giderdim.
Hele yazın çok iyiydi. Gölge.
Git istediğini oku. Türkiye'nin
bütün dergileri gebyor oraya.
Çünkü her ildeki halkevı bir
dergi çıkanrdı... İşte böylece,
Nazım'ın 835 Satır'ını. Gece
Gelen Telgraf ını, Taranta Ba-
bu'ya Mektuplar'ını ben ortao-
kuldayken okudum. Andre Gi-
1927 yüında DiyarfoakırMa doğdu. 2 Haziran 1991 günü Ankara'da öldü.64 yaşındaydı.
de'ı, Balzac'ı ortaokulda oku-
dum...'
İstanbul'da Riva'da askerbk
günleri. Sonra Ankara Dıl ve
Tanh Coğrafya Fakültesi Fel-
sefe Bölümü'nde öğrencilik
yıllan. Ardından ilk tutuklan-
ma.
Yıl 1948 'Palmiro" adlı şiiri
yüzünden bir provokasyon so-
nucu tutuklanır. Aklanacak,
ama yarun kalan o şiiri tamam-
lamayacaktır. 1951'de İstan-
bul'da 48 kişinin tutuklan-
masının ardından Ahmed Arif
de tutuklanır. 1952'de bir daha.
Bu yüzden. okulu bitirçmez.
öğrenimı yanm kabr. Bir süre ış
de bulamaz. Ve 'Terk etmedi
sevdan beni' dıyerek şiirler yaz-
maya koyulur
1968"in aralık ayında ya-
yımlanan 'Hasretinden Pran-
galar Eskittim' adb kitabı.
umulmadık bir ılgiyle karşıla-
nacak, bugünlere geünceye ka-
dar korsan baskılan saymazsak
tam 30 baskı yapacaktır.
Şiirinden ve yaşamından söz
etmekten fazla hoşlanmayan
Ahmed Arif, iki yıl önce An-
kara'dakı evinde Refık Dur-
baş'a iki gün boyunca yaşamını
anlatmıştı. Kalbim / Dinamit
kuyusu* diyordu uzun za-
mandır üstünde çabştığı bir şii-
rinde. Şiirin adı da böyleydi.
Hatta okurlanna sürpriz diye
sakladığı ikınci kitabının adı da
belki böyle olacaktı.
Refık Durbaş anlaüyor:
'Tek kitabı vardı ama, öm-
rünün elli yıbnı adamıştı şiire.
Hem şıire adamıştı. hem hal-
kına. Ben halkımın mazlum ve
gariban bir ozanıyım. böyle ol-
mak da yüce bir onurdur. di-
yocdu. Yoksa başka türlü nasıl
açıklanabilir bunca yaygınlık.
bunca etkinbk kazanması?..
Yalnızca Türk edebiyatında
CEMAL SÜREYA AHMED ARİFİ ANLATIYOR:
Dagları söylüyor
Abmed^iririn şuri bir bakıma Nazım Hik- tır. bir hançer kabzasına işlenmiştir. Ama o
met çizgısınde, daha doğrusu Nazım Hikmet'- ağıtta. bir yerde. birdenbire bir zafer şarkısına
in de bulunduğu çizgide gelişmiştir. Ama iki
şaır arasında büyük aynbklar var. Nazım Hik-
met, şehirlerin şairidir. Ovadan seslenir ınsan-
lara. büyük düzlüklerden. Ovada akan "büyûk
ve bereketli bir ırmak" gıbıdir. Uygardır. Ah-
med Anf ise dağlan söylüyor. Uyrukluk tanı-
mayan, yaşsız dağlan. "asi" dağlan. Uzun ve
tek bir ağn gibidir onun şiin. "Daha deniz gör-
memiş" çocuklara adanmıştır. Kurdun kuşun
arasında, yaban çıçekleri arasında söylenmiş-
dönüşecekmiş gıbi bir umut (bir sann. daha
doğrusu bir hırs), keskin bir panltı vardır. Tür-
kü söyleyerek çarpışan, yaralıyken de arkadaş-
lan için tarih'özeti çıkaran. buna felsefe ve
manç katmayı ihmal eımeyen bir gerillanın şıi-
ridir.
Karşı koymaktan çok, boyun eğmeyen bir
doğa içinde. Büyük zenginliğı ılkel bir
katkısızbk olan atıa. avcı bir doğa içinde.
Papirüs, Ocak 1969
değil, dünya edebiyatı içinde de
benzersiz bir olay değil mi Ah-
med Arifin şiiri? O tek kitap,
Hasretinden Prangalar Eskit-
tim üzenne yazılanlann, şiiri-
nin birkaç katı tuıması da bu
olayın bir başka göstergesi
sayılamaz mı?
'Ben buralarda, bu hastane-
lerde, bu topraklarda değil /
gene oralarda, Dicle kıvısında
bir çadırda ölmek isterim' di-
yordu, Kalbim Dinamit Kuyu-
su adb kıtaba konu olan İco-
nuşmamızda.
Şimdi bedeni Ankara'da
kaldı, oysa şiiri İzmir'den Di-
yarbakır'a, Bursa'dan Kars'a,
sevdiği halkının şahdamannda
dolaşımda.
'Yokluğun, cehenneıtıin öbür
adıdır / Uşüyorum / Kapama
gözlerini...' demekten başka ne
gebr elden.'
HASRETÎNDEN
PRANGALAR
ESKİTTİM
Ahmed Arif
Şeni, anlatabilmek seni.
I) i çocuklara, kahramanlara.
Seni, anlatabilmek seni,
Namussu:a, haldan bilmez,
Kahpe yaîana.
Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur. zindan
uyurdu.
Dışarda gürül- gürülakan bir
dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarma kan gülleri takayım,
Biroyana,
Birbuyana...
Seni, bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akanyıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana.
Okyanusun en ıssı: dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımmı ilk sevmelerin.
Yitirmis öpücükleri,
Payı yok, apansı: inen aksam-
dah,
Bir kadeh, bir cıgara, dalıpgide-
ne,
Seni, anlatabilsem seni...
Yokluğun. Cehennemin öbür
adıdır
Lşü\orum, kapamagözlerini...
Hasretinden Prangalar Es-
kittim ' Ahmed Arif / Cem
Yayınevi 30. basım 126 s. /
10.000 TL.