Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22NIAYIS1992CUMA •••• CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
OLAYLARIN
ARDENDAKI
GERCEK
• Baştarafi 1. Sayfada
leri Başkanlığı'nm Islama, Sünnı
mezhebi açısmdan yaklaştığını
ileri sürüyorlar. Türkiye laik bir
cumhuriyettir ve devlet çeşitlı
dinler, mezhepler ve tarikatlara
eşit mesafede bulunmahdır, ül-
ke yaşamında Süryani, Orto-
doks, Katolik, Cregoryan, Mu-
sevi yurttaştan yok saymak doğ-
ru değildir. hlamın Alevi mez-
hebi -ileri sürüldüğüne göre- yir-
mi milyon vatandaşın inancmı
oluşturuyor. Oysa Diyanet İşlerı
yalnız Sünnilere dönük bir ör-
güt olarak çalışıyor, vicdan öz-
gürtüğü hiçe saytlıyor. Sünnı
mezhebinden olanlar, devlet ha-
zinesinden yararlanan ayncalıklı
yurttaşlar konumuna giriyorlar.
AlevUer devletçe dışlanmış olu-
yor. Bu durum, çağdaş demok-
rasiye ve vicdan özgürlüğüneya-
kışır bir iş değildir.
Diyanet Işleri Başkanlığı için
hazırlanan yeni yasa taslağı, bu
ortamda, koalisyon hiikümeti-
nin demokratikleşmeprogramı-
na ters bir nitelik taşıyor.
Demokratikleşme, bütün ya-
salarda vurgulanan tutarlı bir
hukuk reformuna dönüşmedik-
çe eksik kalacaktır. Diyanet tş-
leri Başkanlığı yeni yasa tasla-
ğının bu bakımdan eleştirilere ve
tartışmalara yol açacağını sanı-
yoruz.
• • •
Diyanette
• Baştarafi 1. Sayfada
- Mushaflann doğru basımı-
nı, sesli ve görüntülü yayınlarda
doğru okunmasını sağlayıcı
tedbirler almak.
- Hac ve umre ibadetlerinin
dini esaslara uygun olarak ya-
pılmasını ve bu konudaki koor-
dinasyon ve işbirliğini sağla-
mak.
- Başkanhk personelinin dini
ve mesleki eğiümlerini geliştir-
mek üzere hizmet içi eğitim
merkezleri açmak, bu merkez-
lerin ihtiyaa olan öğrelim ele-
manlannı yetiştirmek.
- Başkanhk hizmetleri için ge-
rekli dığer tesisleri kurmak ve
işletmek."
Taslakta, Alevilerin istekleri-
ne yer verilmemesi dikkat çekti.
Diyanet İşleri BaşkanlığYnın
Hanefı mezhebinin güdümün-
de kaldığını söyleyen Aleviler,
kendileri için bir genel müdür-
lük ihdas edilmesini istemişler
ve başkanhğın merkcz, taşra ve
yurtdışı teşkilatında da görev
talep etmişlerdi. Aynca, baş-
kanlıkta Alevi dedelerin de gö-
rev almasını istemişlerdi.
Taslakta, Din İşleri Yüksek
Kurulu Başkanlığı'nın en yük-
sek karar ve danışma organı
olduğu ve 16 kişiden oluşacağı
belirtildi. Kurula bağlı olarak
sayı belirtilmeden, "yeteri ka-
dar" din işleri uzmanı ve uzman
yardımasının görevlendirilece-
ğinin yer aldığı taslakta, kurul
üyelerinin görev sürelerinin 7
yıl olduğu kaydedildi.
Taslakta, Din Hizmetleri Ge-
nel Müdürlüğü'nün görevleri
şöyle yer aldı:
"tbadet yerlerini yönetmek,
yurtiçinde ve yurtdışındaki va-
tandaş ve soydaşlanmuan din
hizmetleri ve dini konularda
aydınlatılması ile ilgili işleri yü-
rütmek, Kuran kurslan ve Di-
yanet Kuran eğitim merkezleri
açmak, bunlarla Ugili işleri yü-
rütmek, din eğitimi, öğretimi ve
müfredatı konulannda ilgili ku-
rumlarla işbirliği yapmak, Baş-
kanlıkça verilecek benzeri gö-
revleri yapmak."
Taslakta, araştırma, planla-
ma ve koordinasyon ve ilgi iş-
lem daire başkanlıklan kuruî-
ması da öngörüldü. Taslakta
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın
yurtdışı teşkilatının din hizmet-
leri müşavirlik ve ataşeliklerin-
den oluşacağı, müşavirlik ve
ataşeliklerin bakanlığı temsil
edecekleri de belirtildi.
Yeni yasa taslağında başkan
ile başkan yardımalannın, Din
İşleri Yüksek Kurulu başkan ve
üyelerinin, genel müdürlerin, 4
yıllık dini yüksek öğretimi bitir-
miş ve alanlannda hizmetleri ile
tanınmış olmalan ve başkanhk
teşkilatında vaizlik veya daha
üst görevlerde veya din öğreti-
mi yapan fakülte veya yükseko-
kullann İslami bilimleri okutan
bölümlerinde öğretim üyesi
olarak toplam 10 yıl görev yap-
mış olmalan gerektiği de kay-
dedildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nda
sözleşmeli personel istihdamını
da öngören yeni yasa taslağın-
da mühürsüz ve onaysız Ku-
ran-ı Kerim yasağı getirildi. Bu
yasağa uymayanlar, 6 aydan 2
yıla kadar hapis ve 10 milyon li-
radan 50 milyon liraya kadar
ağır para cezasına çarpünla-
caklar.
Taslakta, ibadet yerlerinin
aydınlatma giderlerinin TEK,
su giderinin ise belediyeler tara-
fından karşılanması öngörül-
dü. Aynca, ibadethanelere yüz
metre mesafe içinde kumarha-
ne, meyhane, içkili lokanta ve
benzeri yerler ile ibadetin huzu-
runu ihlal edecek yerlerin açıla-
mayacak ve alkollü içkilerin
satümasına da izin verilmeye-
cek.
GUNCEL
• Baştarafi 1. Sayfada
Dün sabah hükümet, Mareşal Şapoşnikov'a yanıt ver-
meyeceğini söylemedi, ama yanıt vermemeyi de yeğler
bir davranış sergiledi. Belki de Demirerin Moskova gezi-
sine kadar duygu ve görüşlerini hapsetmeyi uygun görü-
yor.
Başbakanın yüzünden anlam çıkarmaya çalışanlar, hü-
kümetin surat astığını söylüyorlardı. Başbakanın dün sa-
bah verdiği izlenim son gelişmelere iyimser gözle bakma-
dığını gösteriyordu.
Ermeni saldırılarını silahla engelleme isteklerine karşı
Rusya'dan gelen ters ve sert rüzgârlara, ABD ya da Avru-
pa ülkeleri henüz katılmamıştı. Ne var ki Kars anlaşmaları-
na göre Türkiye'nin garantör devlet olup olmadığı ya da
askeri müdahale hakkının varlığı içeride olduğu kadar ar-
tık dışarıda da tartışmaya açılmıştı.
Nahcıvan'dan gelen çelişkili haberler değerlendirme ya
da yorumları etkiliyor. Orneğin, BDT Savunma Bakanlığı'-
na göre Ermeni birlikleri saldırmamış, Nahcıvan-Ermeni
sınırını "bir kişi" geçmemişti.
Oysa, Nahcıvan'dan Ankara'ya sürekli kırmızı alarm
sesleri ulaşıyor, Ermeni topçularının marifetleri anlatılı-
yor.
Dışişleri'ndeki bilgiye göre Rus askerleri kargaşayı ya-
tıştıracak yerde silah ve malzemeyle Ermeni "milisleri"
besliyorlar.
Askeri müdahale olanağı dışımızdaki dünyada değişik,
ama olumsuz yargılarla tartışılırken içimizde sanki fikir
beraberliği mi gözleniyor? Tersine davranışlar sergileni-
yor. Üstelik kara mizaha malzeme olacak görüşler Meclis
kürsüsünden duyuluyor.
örneğin, muhalefet partileri "Müdahale hakkımız varsın
olmasın, ama biz gerçeği söyleyip Ermenileri daha fazla
heveslendirmeyelim" içerikte garipsenecek önerilerde
bulunuyorlar.
Prof. Mümtaz Soysal'ın tanımlamasıyla "Küçük Enver
paşalardan" Ecevit, yanına radikal RP'yi de katmış, ön-
de yeşil bayrak, yanındaTürk bayrağı, tezelden Kafkasla-
ra yürümemizde direniyor.
Çatışmayan göriişkr
Bir anlaşma metni var ortada. Hikmet Çetin'in söytediği
gibi "dikkatle okuyup, doğru sonuç çıkarmaya çabalayan yok".
Rus mareşalıyla Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Çernişev'in
müdahale hakkımız olmadığını vurgulayan açıklamalarıyla
Türk hükümetinin görüşleri birbiriyle çatışmıyor.
Hikmet Çetin, Dışişlerd3akanı. elbette uzmanlarıyla görüş-
tükten sonra mevcut anlaşmalara göre "Türkiye'nin 'garan-
tör devlet' olmadığını" kesin dille söylüyor.
Rusya ile Türkiye arasındaki siyasal köprüleri hasara uğra-
tacağından kaygılanılan Moskova kaynaklı son çıkışların,
"müdahale konusunda aynı görüşlerin paylaşılmasıyla" bir
yerde önleneceğini öne sürenlere rastlanıyor.
Beri yandan bugün ufak görünen, ama zamanı geldiğinde
büyüyecek haberlere göre Türkiye, Azerbaycan'a, tabii Nah-
cıvan'a askeri malzeme gönderiyor. "Ulusal orduların kurul-
masına yardımcı olmaya" hazırlanıyor.
Mareşal Şapoşnikov'la ilgili yorum yapmak istemeyen Milli
Savunma Bakanı Ayaz, dün sabah, bu haberleri hayretle, bir
noktadan sonra gülerek dinliyordu. Bakan, "Sovyetler'in da-
ğılmasıyla doğan yeni bağımsız devletlerden birinin isteği
üzerine ordu kurmak dahil her türden yardım yapılabilir"d\-
yor.
Yapılmasızorunluydu;çünkü "yardım"birNATOkararıydı.
Bakanlar Kumlu'nun dünkü, MGK'nın bugün yapacağı top-
lantılarda, Azerbaycan sorunu Mareşal Şapoşnikov'uyla,
ABD'sı, Fransa'sı, belki de ingiltere'siyle gündeme geldi, ge-
liyor.
Bir görüşe ınanılırsa gelecek pazartesi-salı dananın kuyru-
ğu Demirel'in Moskova gezisinde ya kopacak ya da...
Almanya: PKK haraç topluyor
• Baştarafi 1. Sayfada
Berlin'den Dilek Zaptçıoğlu
1
nun haberine göre, Almanya'da
aşırı uçlann faaliyetlerini izle-
mekle görevli Anayasayı Koru-
ma Teşkilatı Başkanı Eckard
VVerthebach önceki gün Frank-
furter Allgemeine gazetesine
verdiği demeçte, "Kürt Işçi Par-
tisi PKK, şiddete dayalı eylem-
leriyle Almanya'nın iç güvenli-
ğini giderek daha fazla tehdit
etmektedir" dedi. VVerthebach,
Almanya'daki 1.7 milyon Türk
vatandaşından 300 bininin Kürt
olduğunu, bunların yaklaşık
3500'ünün aşın uçlara dahil ol-
duğunu bildirdi.
Teşkilat Başkanı VVerthe-
bach'ın Türkiye'ye silah ambar-
gosuyla PKK terörü arasında
ilişki kurması ilgi çekti.
"PKK, Almanya'yı Türki-
ye*den sonra ikinci düşman ilan
etmiştir" diyen Anayasayı Koru-
ma Teşkilatı Başkanı, "Türkiye
1
ye silah sevkıyatını durdurma-
mız sadece geçici olarak
PKK'yla aramızda barış
sağlamıştır" şeklinde konuştu.
VVerthebach, Almanya'da son
haftalarda Türklerin Ankara
yanlısı gösterilerine de değine-
rek, "Buradaki Türkler arasın-
da gerek PKK'ya, gerekse Dev-
Sol'a karşı protestolar artıyor"
dedi ve belli bir rahatsızlığı dile
getirdi.
Dev-Sol örgütünün 1983'ten
beri yasaklandığına dikkat çe-
ken VVerthebach, "PKK'yla
Dev-Sol arasında son zamanlar-
da dayanışma artıyor" dedi ve
bunun kendini ortak eylemlerle
gösterebileceğini söyledi.
PKK'nın Almanyattaki Türk-
leri ve Kürtleri haraca kestiği de
ilk kez resmi ağızdan doğrulan-
dı. Alman makamlarının tespi-
tine göre PKK son altı ayda Al-
manya'da 4.3 milyon mark "ba-
gış" toplamış bulunuyor (yakla-
şık 15 milyar 50 milyon TL).
Anayasayı Koruma Teşkilatı, bu
"bağış"ların ashnda az çok zor-
la alınmış haraçlardan oluştuğu-
nu bildirdi. Buna göre PKK'nın
yöresel teşkilatlarına o bölgede
ne kadar haraç toplanacağı ön-
ceden emirle bildiriliyor.
VVerthebach, "PKK'nın uyuş-
turucu ticaretine bulaştığı yo-
lunda kesin kanıt bulunmadığı-
nı; ama politik eylemlerle adi
suçlar arasında paralellik göz-
lendiğini" söyledi. Buna göre
Sovyetler Birliği'nden mali des-
teğin çekilmesi, Avrupalı ve Or-
tadoğulu teröristleri uyuşturucu
tüccarlarıyla işbirliğine itiyor.
'Apo dönecek'
PKK'nın askeri kolu olarak
bilinen Kürdistan Ulusal Kurtu-
luş Cephesi ERNK'nın sözcüsü
Akif Hasan, PKK lideri Abdul-
lah öcalan'ın Güney Kıbrıs'ta
olmadığını belirterek, "Tahmin
ediyorum ki, Apo yakında Tür-
kiye'ye dönecek" dedi.
Brüksel'de dün düzenlenen
basın toplantısından sonra AA
1
nın sorulannı yanıtlayan Hasan,
PKK'nın Bekaa Vadisi'ndeN Su-
riye'nin baskısı ile atıldıktan
sonra zor durumda olduğu yo-
lundaki haberlerle ilgili olarak
"Zor durumda değiliz, çünkü
bizim Türk Kürdistamnda da
pek çok kampımız var" dedi.
Bekaa Vadisi'ni boşaltmaları
için Suriye'nin kendilerine her-
hangi bir baskıda bulunmadığı-
nı ileri süren Hasan, "Bu kamp-
ları biz kendi isteğimizle boşalt-
tık, çünkü 'dışardan gelip
saldırıyorlar' diye hep
suçlanıyorduk" şeklinde konuş-
tu.
Güney Kıbrıs'ta kamp kur-
malarının mümkün olmadığını
belirten Hasan, "Ne Kıbrıs'tan,
ne de Yunanistan'dan böyle bir
talep geldi. Zaten bizi isteseler
de gitmeyiz. Güney Kıbrıs'tan
Botan'a nasıl geçeceğiz? Aynca
böyle küçük devletlerle bu tip
ilişkiler kurmak da ilkelerimize
aykırı" dedi.
Terör örgütü PKK'nın kurtu-
luş cephesi ERNK tarafından
dün Brüksel'de bir gösteri yürü-
yüşü düzenlendi. Yürüyüşe, Av-
rupa'nın çeşitli kentlerinden ge-
len beş bin civannda Kürt katıl-
dı. Ellerinde PKK bayrakları ve
örgutün lideri Abdullah öca-
lan'ın resimleri ile yürüyen, ara-
larında pek çok kadın ve küçük
çocuğun da bulunduğu kalaba-
lık, Türkiye aleyhinde ve "ba-
ğımsız Kürt devleti" isteyen slo-
ganlar kullandı.
AA'nın haberine göre mitin-
ge katılanlar, Avrupa TorJluluğu
Bakanlar Konseyi binasının
önünden geçerken binanın pen-
cerelerinden birinden Yunan
bayrağı sallandı. Yunanlı komü-
nist milletvekili Alexandros Ala-
vanos da mitingde Yuna'n par-
lamentosu adına yaptığını be-
lirttiği konuşmasında, "Savaşı-
nıza devam edin, sizi destekliyo-
ruz. Bağımsız ve özgür bir Kürt
devleti için sizi destekliyoruz.
Sonuna kadar direnin. Kalbüniz
ve halkımız sizin mücadeleniz-
le beraber" ifadelerini kullandı.
PKK'nın girişimleri
AA'nın haberine göre Parla-
mento Dış İlişkiler Komitesi'nde
bu hafta başında kabul edilen
"Dury ve Gawronski" raporla-
nnda PKK'nın terörist bir örgüt
olduğu kabul edilmesine rağ-
men, Avrupa Parlamentosu
Başkan Yardımcısı Cravinho
Rappelle, dün içlerinde PKK'nın
askeri kanadı olan ERNK'nın
da bir temsilcisinin bulunduğu
heyet ile görüştü.
Öte yandan, içlerinde ERNK
temsilcilerinin bulunduğu bir
başka heyet de Avrupa Siyasi İş-
birliği Başkanı Pierre Etien
Champanion tarafından kabul
edildi. Heyette bulunan Belçikalı
Sosyalist Milletvekili Jeff Sle-
eck, AA'ya, Türkiye'ye silah am-
bargosu uygulanması konusu ve
Kürt sorununun AT Bakanlar
Konseyi'ne getirilmesini talep et-
tiklerini söyledi. Sleeck, millet-
vekili Champanion'un istekleri-
ni Bakanlar Konseyi'ne sunaca-
ğına söz verdiğini ve bunun biz-
zat Belçika Dışişleri Bakanı ta-
rafından sunulması için çalışa-
cağını söylediğini savundu.
Champanion ve yardımcılarına
ulaşılamadığı için, Sleeck'in bu
iddiasını, teyit etmek mümkün
olmadı.
ONLARI UNUTMAYACAGIZ...
Onderdiler, tertemiz yaşamlarıyla örnektiler, yeni insandılar.
Sabahat KARATAŞ Sinan KUKUL A.Fazıl Ercüment
ÖZDEMİR
Eda YÜKSEL Taşkın USTA Satı TAŞ Hüseyin KILIÇ
Arif ONGEL Şadan ÖNGEL Ayşe NU ERGEN Ayşe
UZUNHASANOĞLU
16-17 Nisan'da karanfiller açtı Çiftehavuzlar'da,
Üstbostancı, Erenköy ve Sahra-i Cedit Halk Sokak'ta...
Avrupa'dan ve Türkiye'den Arkadaşları
adına Ahmet Aydın
Nahcıvan'a
ilkyardım
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Bakanlar Kurulu. Erme-
ni saldınlannda yaralanan
Nahcıvanlılann Erzurum'da
ledavi edilmelerini kararlaştır-
dı. Bakanlar Kurulu, Nahcı-
van'a insani yardım amacıyla
bir sağlık ekibinin de gönderil-
mesine karar verdi. Bakanlar
Kurulu. Başbakan Süleyman
Demirel ve Başbakan Yardım-
cısı Erdal İnönü'nün
TMMOB'un 32. Genel Ku-
rulu'na katılmalan nedeniyle
dün saat 10.00 yerine 11.00'de
toplandı. Başbakan Demirel'in
başkanlığında yaklaşık 3 saat
süren Bakanlar Kurulu'nda ilk
olarak Türkiye'nin güvenlik so-
rununun ele alındığı bildirildi.
Bakanlar Kurulu'na ilişkin
gazetecilere bilgi veren Devlet
Bakanı ve Hükümet Sözcüsü
Akın Gönen. Karabağ, Nahcı-
van ve Bosna-Hersek'teki olay-
lann irdelendiğini, bu konuda
yapılan çalışmalann gözden ge-
çirildiğini belirtti. Gönen, Ba-
kanlar Kurulu"nda, bu konuda
Türkiye'nin savaş hali dışında
diplomatik alanda yapılabile-
cek tüm ciddi girişimlerde bu-
lunduğunun saptandığını söy-
ledi. Gönen,
Bakanlar Kumlu'nun Nahcı-
van'a Sağlık Bakanlığı ve Kızı-
lay personelinden oluşturula-
cak bir sağlık ekibini de gönder-
meyi kararlaştırdığını açıkladı.
Bu ekibin tümüyle insani yar-
dım amacıyla bu ülkede bulu-
nacağını belirten Gönen, Ba-
kanlar Kurulu'nun aynca,
Nahcıvan'daki yaralılann Er-
zurum'daki hastanelerde tedavi
edilmelerine de karar verdiğini
bildirdi
'Müdahale
• Baştarafi 1. Sayfada
rüşmelere bağlıyorum" karşıü-
ğını verdi.
Aliyev bu arada, Cumhur-
başkanı Özal'ın Houston'da
hastanede bir açıklama yapa-
rak 'Türkiye'nin Nahcıvan'-
daki Ermeni saldınlanna seyir-
ci kalamayacağınr söylemesin-
den büyük memnunluk
duyduğunu da bildirdi.
Rusya Devlet Başkanı Sekre-
teri Gennadi Burbulis ile Savun-
ma Bakanı Andrey Graçov'un
Erivan'a giderek dün Ermenis-
tan Devlet Başkanı Levon Ter
Petrosyan ile görüştüklerini öğ-
rendiklerini belirten Aliyev,
"Bu görüşmeyi endişe ile karşı-
lıyoruz. Görüşme basına kapalı
olarak yapılmıştır. Burada
Nahcıvan ve Türkiye meselesi
ele aiınarak birtakım planlar,
oyunlar düzenleniyor şüphesini
taşıyorum" diye konuştu.
Türk hükümet yetkilileri ile
daha önçe yaptığı telefon gö-
rüşmelerinde, yaralılann teda-
visi için doktor'istediğini kay-
deden Aliyev, 6 doktor taşıyan
bir helikopterin Türkiye'den
Nahcıvan'a geleceğini söyledi.
Haydar Aliyev, durumu ağır
olan 10 Azeri milisin bu heli-
kopterle Erzurum'a götürüle-
rek tedavi altın ahnacağını bil-
dirdi.
Bir gazeteci Aliyev'e, Nahcı-
van-Türkiye sınınnda yapımı
tamamlanan "Hasret Köp-
rüsü"nün ne zaman açılacağını
sordu. Aliyev bu soruyu,
"Köprünün açılış tarihini Sayın
Demirel belirlesin. Onun belir-
lediği tarihte açılış için ben ha-
zır olurum. Ama 28 mayıs,
Azerbaycan'm milli bayramı-
dır. Bu tarihe denk gelirse daha
iyi olur" şeklinde cevapladı.
AGİK
Karabağ
Konferansı
tehlikede
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Avrupa Güvenlik ve İşbir-
liği Konferansı çerçevesinde
haziranda yapılması öngörülen
AGİK Karabağ Konferansı
Şuşa ve Laçin'in düşmesinden
sonra tehlikeye girdi. Azerbay-
can, Minsk'te yapılacak konfe-
ransın toplanmasından önce
'"durum saptanması" talebinde
bulundu.
Konferans başkanı olarak
seçilmiş olan İtalyan Mario
Raffaelli, haziranın ikinci yan-
sında yapılması öngörülen
AGİK Karabağ Konferansf-
nın kesin tarihi ve diğer aynntı-
lan konusunda 18 mayısta bir
açıklama yapılacağmı bildir-
mişti. Dışişleri Bakanlığı Sözcü
Vekili Ferhat Ataman. haftalık
basın toplantısında yaptığı
açıklamada. konferansın yapıl-
masmda "bazı güçlüklerin" or-
taya çıktığmı doğrulayarak,
önceden 23 haziranda yapılma-
sı beklenen konferansın tarihi-
nin kesinleşmediğini söyledi.
Bu arada Helsinki'de dün ya-
pılan AGİK Kıdemli Memur-
lar Komitesi (KMK) toplantı-
sında Azerbaycan'm toprak
bütünlüğünün teyit edildiği
ABD tarafından verilen bir ka-
rar tasansı, Ermenistan dışın-
daki 51 ülke tarafından destek-
lenerek toplantı tutanağında
yayımlandı. Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü Ataman, "Ermcnis-
tan"ın\etosu, içine düştüğü yal-
nızlığı sergilemiştir" dedi.
GOZLEM
UĞUR MUMCU
• Baştarafi 1. Sayfada
cek "ambargo" kararı alabilir.
ABD, Güvenlik Konseyi'nin beş sürekli üyesinden biri-
sidir. Güvenlik Konseyi'nin harekete geçip caydırıcı ön-
lem ya da askeri müdahale kararı almasını sağlayacak
olan devletlerin başında da bu etkin ve ayncalıklı konu-
mu nedeniyle Amerika gelmektedir.
Ancak Amerika, öteden beri Ermenilere destek olan
bir devlettir. Bu destek, yakın tarihimizin acı olaylarına
kadar uzanmaktadır..
Sevr Anlaşması ile Doğu illerimiz Ermenilere bırakıl-
mış; ABD Başkanı VVilson, bununla da yetinmemiş, Trab-
zon'un batısının bile Ermenilere verilmesini önermişti!
ABD, Ermeni yanlısı bu tutumunu Lozan Anlaşması'-
nda da sürdürmüş; konferansa katılan ABD delegasyo-
nu, 30 Aralık 1922 günü "Azınlık AltKomisyonu" başkan-
lığına sunduğu bir bildiri ile "Ermeniler için bir ulusal
yurt" kurulmasını önermiş; bu konuda etkin çalışmalar
yapmıştı.
Şimdi diyeceksiniz ki:
- Bugün aynı koşullar yok. Dünya değişti!
Evet; dünya değişti, bu yüzden siyasal gelişmeleri, bu
gelişmelerin doğup geliştikleri özgün koşullar içinde ele
almak gerekir. Bu, doğru ve sağlıklı bir düşünce yöntemi-
dir.
Bugün hem dünya hem Türkiye, 1920'lerin ortamını ya-
şamıyor. Dış siyaset de devletterin karşılıklı çıkarları da
dengeler de değişmiştir.
Böyle bir dünyada, değişen koşullara ve dengelere
bakmak gerekir.
Ermenilerin, Amerikan siyasetinde bugün oldukça
önemli bir ağırlık taşıdıkları biliniyor. Aynı siyasal etkin-
lik, Fransa için de söz konusudur.
Ermeni soykırımı anıtlarının, bu iki ülkede dikilmeleri
de bu yüzden hiç şaşırtıcı değildir.
Başkanhk seçimi öncesinde Amerika, Ermeni saldırı-
ları konusunda ancak kınayıcı demeçler verir, bundan
ötesini yapmaz; yapamaz.
Ermeni saldınlanna müdahale olasılığını, "Üçüncü
dünya savaşı başlar" biçiminde değerlendiren Rusya da
1920lerde Ermenistan yanlısı bir siyaset izlemiş; bu si-
yaset, Mustafa Kemal'in dirençli, inançlı ve hünerli dış
siyaseti ile geriletiimişti.
O günlerin belgelerini inceleyenler, Sovyet Dışişleri
Komiseri Çiçerin'in Ankara Hükümeti Dışişleri Bakanı
Bekir Sami Bey'den Van ve Bitlis illerininin Ermenilere
verilmesini istediğini, Anadolu hükümetine sağlanacak
para ve silah yardımının bu koşula bağlandığını, Mustafa
Kemal'in Bekir Sami Bey'eyolladığı, "26Ekim 1920 gün
ve 595 şitre ve 273 sayılı" yönergede, Sovyetler'in bu tu-
tumunu, "Emperyalist bir fikri mahsul ile hareket etmek"
diye tanımladığını özgün belgelerinden görmüşlerdir.
Sevr Anlaşması, Türkiye toprakları üzerinde Ermeni
ve Kürt devletleri kurmayı amaçlıyordu. Bugün döne do-
laşa aynı noktalara -Lozan'dan Sevr'e doğru- geliniyor.
Batının dün olduğu gibi bugün de istediği güçlü bir Er-
menistan'dır. Ermenistan, ABD'nin Asya cumhuriyerJeri-
ne karşı kullanacağı yeni bir Israil'dir!
Ermeni ve Kürt siyaseti, 1920lerden bu yana pek de-
ğişmiyor. Bu iki siyaset, Batı için artıkgelenekselleşmiş-
tir.
Bu koşullarda Türkiye, Nahcıvan'a askeri müdahalede
bgjunsa bütün dünya, Türkiye yi karşısına alacaktır. Yal-
nızca karşısına almayacak, Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi aracılığı ile Türkiye'yi durdurmak, gerekirse ce-
zalandırmak isteyecektir.
Nahcıvan'da kan dökülüyor. Nahcıvan'da Ermeniler
kan döküyör.
Başta Amerika ve Rusya olmak üzere bütün dünya, bu
saldırıları utanç verici kayıtsızlıkla izliyor.
Şapoşnikov'a sert tepki
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Bağımsız Devletler Top-
luluğu (BDT) Silahh Kuv\etler
Komulanı Mareşal Yevgeni
Şapoşnikov"un, "Türkiye mü-
dahale ederse 3. dünya savaşı
çıkar" şeklindeki sözleri An-
kara'nın sert tepkisine yol açtı.
Genelkurmay Başkanı Orgene-
ral Doğan Güreş, Şapoşni-
ko\ u. " Olaylar eski Sovyetle-
rin içinde oluyor. Onu evvelâ
halletsinler. 3. cihan harbi filan
diyeceğine. onu yapsın" şeklin-
de yanıtladı. Orgeneral Güreş,
Türk Silahh Kuvvetleri'nin
(TSK) "siyasi otoritenin vere-
ceği her türlü göreve her an ha-
zır" olduğunu da bildirdi. Baş-
bakan Süleyman Demirel.
"Dünya öyle bir hale geldi ki.
herkes aklına geleni söylüyor"
di\e yorum yapmak istemedi.
Başbakan Yardımcısı Erdal
İnönü . Şapoşnikov'un sözleri-
nin Türkiye'ye yönelik olmadı-
ğını savunarak, "O da çatışma-
lar dursun diyor" şeklinde
konuştu.
Resmi bir ziyaret için Mısır'-
da bulunan Genelkurmay Baş-
kanı Orgeneral Doğan Güreş
dün Ankara'ya döndü.
Örgeneral Güreş, bir basın
mensubunun BDT Silahh Kuv-
vetler Komulanı Mareşal Şa-
poşnikov'un, Azeri-Ermeni
çatışmasına üçüncü bir ülkenin
kanşması durumunda " 3. dün-
ya savaşınnveşiğine gelineceği"
şeklindeki sözlerini anımsatma-
sı üzerine şöyle konuştu:
" İyi söylememiş, uygun de-
ğil. Evvela AGİK'e hepimiz
imza attık, Paris Şartı'na. Bir-
leşmiş Milletler'in yasası var.
Zorla başka ülkenin, devletin
topraklan ele geçirilemez, öldü-
rülemez. O da eski Sovyetler'in
içinde oluyor işte. Onu evvela
halletsinler. 3. cihan harbi filan
diyeceğine onu yapsın."
Orgeneral Güreş, bir gazete-
cinin "Nahcıvan'da tugay da
varmış" şeklindeki sözleri üze-
rine ise, " Orada da var, öbür
tarafta da var. İyi söylememiş,"
diye konuştu. Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Güreş, "
TSK'nın bölgede aldığı önlem-
lerin arttınhp arttınlmadığına"
ilişkin sorusuna ise, " Lüzum
yok. TSK siyasi otoritenin ve-
receği hür türlü göreve her an
hazırdır. Lüzum yok başka şe-
ye" yanıtını verdi.
K.ı-jb.ık.uı Süle\man Demi-
rel. Şapo'jnıkov'un. "Nahcı-
\an"a üçüncü bir ülkenin mü-
dahalcsi dün>a sa\aşının eşiği-
nc getirir" şeklindeki sözlerini
değerlendirirken, "Herkes ko-
nuşuyor dünyada. İster beğen
ister beğenme. konuşuyorlar.
Dünya öyle bir hale geldi ki,
herkes aklına geleni söylüyor.
Yorum yapmak istemiyorum"
dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Erdal tnöoû de Ma-
reşal Şapoşnikov'un sözlerinin
Türkiye'ye yönelik olmadığını
savunarak, "Bize yönelik oldu-
ğu nereden belli? Biz diyoruz ki,
orada Rus tugayı var. Orada
kanşıklıklar var, neden müda-
hale etmiyor? O da diyor ki,
'Biz gerekirse müdahale ederiz.
Buradaki çatışmalar devam et-
mesin'. Dolayısıyla ben onun
söylediğini aynı doğrultuda gö-
rüyorum. Yani, o da çatışmalar
dursun diyor" diye konuştu.
İnönü, Mareşal Şapoşni-
kov'un sözlerinin Türkıye'ye
yönelik bir gözdağı niteliği taşı-
yıp taşımadığı sorusuna da,
"Hayır, hayır. Bize gözdağı fa-
lan değil. Çatışmalan yapanlar
bu işi bıraksınlar anlamında.
Çünkü orada Rus tugayı var
zaten" yanıtını verdi. inönü,
Türkiye'de BDTnin soruna
Ermenilerin yanında taraf ol-
duğu yönünde bir izlenim oldu-
ğunun anımsatılması üzerine
de, "Hayır, söylediği şey çatış-
malann durması" dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcü Ve-
kili Ferhat Ataman, haftalık
basın toplantısında, Şapoşni-
kov'un açıklamasına yanıt ola-
rak, BDT Silahh Kuvvetler
Başkomutanının "soğuk sa-
vaş" dönemini çağnştıran be-
yanatının Türk kamuoyunu
"hayrete düşürmüş" olduğunu
belirtti.
Ataman. şöyle konuştu:
"Kişisel bir değerlendirmeyi
yansıttığını düşündüğümüz bu
beyan üzerinde aynca bir yo-
rum yapmaya gerek görmüyo-
ruz. Âncak bölgemizde cereyan
eden vahim olaylar karşısmda
tüm uluslann, sorumluluklan-
na uygun olarak hareket etme-
lerinin ve kuvvet kullanımı ve
oldu biıtilere göz yummamala-
nnın gerekli olduğu görüşümü-
zü bir kez daha vurgulamak
isteriz."
Dışişleri Sözcü Vekili Ferhat
Ataman, Balkanlar ve Kafkas
Ülkeleri ile İlişkiler Genel Mü-
dürü Büyükelçi Ömer Ersun
başkanlığında üç kişilik bir he-
yetin, Nahcıvan'a dün vardık-
İannı açıkladı.