15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 MAYIS1992 PAZARTESİ 8 DUN^ADA GEÇEN HAFIA KraliçeveThatcher,AT konusunda zıtlaşü EDÎPEMİLÖVMEN LONDRA - Geçen hafta, iki tanınmış İngiliz, Avrupa Topluluğu hakkında iki konuşma yaptı. İngiltere Kraliçesi, "hükümeü"nin görüşlerini Avrupa Parlamentosu'ndaokudu. Eski Başbakan Margaret Thatche. ıse Lahey'de AT bürokratlanna bir konuşma yaptı. İki konuşma birbirine bu kadar at olabilirdi. Üstelik biri ileriye bakıyor, öbürü ise geçmişin kapanmamış hesaplannı deşiyordu. Konuşmalarönemlıydi,çünkü Avam Kamarası. Birleşik Âvrupa'nın kabulü anlamına gelecek olan Maestricht Doruğu Antlaşması'nı görüşüp oylamaya hazırlanıyor. Eski Başbakan Thatcher'ın Avrupa ÎNGİLTERE Topluluğu'na duyduğu antipati, riefrete dönüşmüşdurumda. AT "kale"lerinden Lahey'deki konuşması I988'de AT'nin başka bır"kale"sinde, Bruges'teki konuşmasından da sertti. Thatcher'a göre AT'nin "Birleşik Avrupa" fıkri içi kof bir ülküdcn ibaretti. Yapay biçimde bir araya getirilmiş devletler topluluğu geçmişte kalmıştı, AT bürokratlan tarihi geriye çevirmek istiyordu. Sosyal devH iflas etmişti. İşte buna en 1yi örnek İsveç'ti. Ama AT bürokratlan bundan da ders almıyor ve ille de "daha adil ve hakkaniyete saygılı bir sosyal siyaset" diye tutturuyorlardı. Fransa ve Almanya'ya göç. sonunda aşın sağcı, milliyetçi partileri doğurmuştu. Şimdi ise AT Komisyonu, göçü özendirici saçma sapan kararlar almaya hazırlanıyordu. Hele Almanya'nın durumu daha da tehdit ediciydi. Almanya'nın birleşmesi sevinilecek bir şey değil, aksine, oturup kaygı duyulacak bir gelişmeydi. Artık AT içinde. Bonn istemeden hiçbir karar alınamaz hale gelmişti. Almanya, AT kurumlannı kendi çıkarlan için kullanıyordu. Thatcher'ı büyük sessizlik içinde dinledi AT bürokratlan. Ayıp olmasın diye 2 dakika da alkışladılar. o kadar. Ama Thatcher. artık dünün başbakanıydı, geviş getirircesine yinelediği görüşleri artık bıkkınlık verivordu. Pratik bir yaran da yoktu. Üstelik İngiltere, AT içinde kendine özgülüğünü konımakla birlikte mızıkçılıktan da vazgeçmek niyetindeydi. Thatcher'ın aksine, İngiltere Kraliçesi'nin Avrupa Parlamentosu'ndaki konuşması, İngiltere'nin "yeni tutumu"nun kanıtıydı. Kraliçe. "Ülkeler arasındaki görüş ve tutum farkhlıklan, Avrupahlık için görüşleri birleştirmek ve demokrasi söz konusu olduğunda önemini yitirmektedir" derken Başbakan John Major, hükümetinin görüşünü yansıtıyordu. Thatcher'ın, "AT Para Birliği" konusunda Avam Kamarası'nda "Hayır.. hayır.. hayır" diye direttiği günlerden bu yana köprülerin alündan çok sular aknuşü. Karamanlis'in kalbi erken seçîmi zorluyor YUNANİSTAN STELYOBERBERAKİS ATİNA - Yunanistan'da geçen hafta yaşanan önemlı olaylann başında 85 yaşını dolduran Cumhurbaşkanı Konstantin Karamanlis'in sağlık durumunun kötüleşmesi geliyor. Karamanlis'in mustarip olduğu kalp yetersizliğinin ilerlemesı üzerine özel doktorlan, tıp aygıtlan daha çağdaş olan Londra'ya sevk edilmesine ve kroner testinden geçmesine karar verdiler. Karamanlis'in sağlık durumu ülkede erken seçimlerin ilan edilmesine neden olabilir. Çünkü Yunan Anayasası'na görecumhurbaşkanı görevini yerinegeliremediği takdirde yenı cumhurbaşkanının parlamentoda seçilebilmesi için iki büyük parünin onayı gerekiyor. Oysa iki büyük partiden biri olan ana muhalefetteki sosyalist PASOKJktidardakiYeni Demokrasi Partisi'nin (YDP) iktidara geldıği günden beri istifasını istiyor. Dolayısıyla cumhurbaşkanının sağlık durumunun daha da kötüleşmesi olasıhğmda partilerin daha şimdiden erken seçim furyasma başladıklan gözleniyor. * Yunanistan'ın en azılı haydutu Vangelis Rohamis 19?l <ten bu yana yattığı cezaevınden geçen hafta içinde 3. kez kaçmayı başardı. Rohamis ardında bıraktığı mektupta Yunan adaletine ağır suçlamalarda bulundu. Silah taşıma ve kullanma. soygun. adam kaçırma gibi sicilindeki suçlan kabullenen, ancak cinayet \e iğfal suçlannı reddeden Rohamis ömür boyu hapis cezası hükmü giymişti. Her kaçışında yaptığı soygunlardan sonra yenıden yakalanan Rohamıs'in bu son firan Yunan polısinı yinezor durumdabıraktı.. * Hava kirliliği geçen hafta Atina'yı yine ziyaret etti. Atmosferdeki zelıirli gazlann yoğunlaşması üzenne yüzlerce kişi hastanelik oldu. Çevrc Bakanlığı daha çok egzoz dumanlanndan kaynaklanan hava kirliliğinin geçici olarak önlenmesı amacıyla olağanüstü durum ilan etti ve 24 saat süre ile özel otolann kent merkezine girişi yasaklandı. Hava kirliliği alınan bu önlemlerden değil, hemen ertesi gün esen şiddetli poyraz rüzgânyla Atina semalanndan "yeniden görüşmck üzere" aynlmak zorundakaldı.. *Makedonya konusu geçen hafta da Yunan dış politikasını terletti. Yunanistan. Brüksel'deki AT toplantısında bu cumhuriyetin adını değiştirmedikçe tanınmaması yolundaki karannı yineledi. Aynı zamanda ABD'yede Makedonya Cumhuriyeti üzerinde baskı yapması için çağnda bulundu. Her şey Yunanistan'ın bu Makedonya oyununda mağlup çıkacağını gösteriyor. Ama Yunanistan bunu tarihi ve kültürel bir prestij meselesi yaptığı için geri adım atmak istemivor KUTSAL SULARDA ARINMA - Hindistan'ın Ujjain bölgesinde her yd gerçekleştirUen ve 1 ay süren geleneksel Kumbh Mela törenleriain son gününde, kadınlar kutsal Kshipra nehrinin salannda yıkanıyoriar. Hindu inanışına göre bu gelenek kişilerin ruhunu yeniden doğmaktaa kurtarıyor. (Fotoğraf: REUTER) Fransa stadyum faciasının hesabım soruyor MİŞEL PERLMAN Fransa'da şu sıralarda kamuoyunun gündeminde pek çok önemli konu var. İç politikadaki çekişmeler, ekonomi alanındaki sorunlar, büyük kentlerdeki toplumsal "patlama" olasılıklan... Birdeülkeçapında işlenen cinayetler. gerçekleştirilen saldınlar. kaydedilen çeşitli hırsızlık ve soygun olaylan. Bu "adi suçlar," 1990'a kıyasla ortalama yüzde 7.2 oranında artmış. Öyle diyor, polis ile jandarmanm en üst düzey yetkilileri. Bülün bu olaylardan söz ediliyor elbette. Biri gıdiyor, öteki geliyor sahnenin ön planına. Ama acısı dinmeyen. göz>aşlan kurumayan Korsikalılar kadar milyonlarca kişinin de öfkeyle tartıştığı, "Furiani faciasfdır hâlâkamuoyunu ilgilendiren en temel olay. Niye olmuş, nasıl olmuş. 13 kişinin ölümüne. yüzlerce kişinin de yaralanmasına yol açan bu olay? Fransa Kupası yan fınallerinden biriydı. Kcrsıka'nın Bastıa kentindeki Bastia- Marsilya maçı. Ama normal kapasitesi 8 bın 500 seyirci olan köhne bir stadı, bir hafta gibi kısa bir sürede 18 bın kişiyı alacak hale geürmek isteyenler, şimdi, adli ve idari mercilerin vanı sıra tüm Fransa'nın FRANSA önünde de hesap veriyor: Hem maddi hem manevi! Bırbirlerine bağlantılı madeni tüplerden oluşan tribünlerden birinirı çökmesi ve şölen olması beklenen bir futbol karşılaşmasının, daha başlamadan trajediye dönüşmesinin sorunlanna tüm Fransa hesap soruyor. Bu gibi olaylarda. başka yerlerde olduğu gibi Fransa'da da derhal komisyonlar kurulur, soruşturma başlar ve artık kalıplaşmış "suçlular cezalandınlacaktır" laflan edilır genelde. Bu kez, suçlu kışilenn saptanıp haklannda gereken işlemlerin en kısa bir sürede uygulanacağını haber veren kişi. yeni Başbakan Pierre Beregovoy oldu. Acaba bir daha "kanlan yerde mi kalacaktı" futbol meraklısı "hastalar"ın? Hükümetin başına geldiğı günden beri anketlerdeki iyi yerini korumayı başaımış Beregovoy, aynca bir de "ahlak savaşı" ilan etmemiş miydi, ülke çapında gözlenecek suiistimallere karşı?.. Evet, durum buydu. Kararhydı başbakanın kendisi de. Niteİcim, ' gece-gündüz demeden, "Furiani faciası" faillerini araştıran uzman idari ve adli ekiplerin hızla soruşturmanın sonuna doğru yaklaştıklan göriildü. Ihmalkârlık vesorumsuzluktan ötürü birsporşöleninifaciayadönüştürmüş görevlilerin sanıldığından da fazla sayıda olduklan saptandığında. açıkçası, insanın tüyleri diken diken oldu. Hele hele, kontrol komitelerinin görevlerini yerine getirmedikleri duvulunca. Tabii. şimdilik, kesin yargıya vanlmamış olmakla birlikte bir dizi kelle uçuruldu bile. Başbakan Beregovoy'un istediği gibi hızla gelışiyor "Furiani faciası" soruşturması. Delors'un planı kıyamet kopardı FERRUH YILMAZ KOPENHAG - Gazetelerde Avrupa Komisyonu Başkanı Jacques Delors'un topluluk üyesı küçük ülkelerin etkisini sınırlayacak bir reform planı hazırladığı yolunda haberler, Danimarka'da kıyametin kopmasına neden oldu. Danımarka Dışişleri Bakanı UfTe EUeman-Jensen, Delors'u. Danimarka'da 2 haziranda yapılacak halk oylamasıyla ilgili kampanyaya kanşmakla suçlayarak "Nasıl olsa yeniden seçimı gündeme gelecek" diyerek bir de tehdit gönderdi. Sosyal demokratlar da Dışişleri Bakanf ndan geri kalmayarak Delors'un reform planının vakit geçirilmeden imha makinesine verilmesi gerektiğıni söylediler. Delors'un hazırladığı öne sürülen plana göre AT'nin genişlcmesi durumunda dönem başkanüğı uygulaması kalkacak, küçük ülkelerin komisyona üye göndermeleri engellenecek ve topluluğun demokratik bir seçimle işbaşına gelmeyen, hükümetlenn atadığı üyelerden oluşan komisyon tarafından yönetilmesi söz konusu olacaktı. Bu önerilerin, Avrupa Topluluğu'nun birliğe dönüştürülmesini ör.gören Maestricht anlasmasıyla ilgili 2 haziranda halkoylamasına gidecek olan Danimarka'da özellikle de birlik yanlısı çevreler tarafından tepki görmesi gayet doğal, çünkü birliğe hayır denmesini savunanlar, tam da Delors'a atfedilen plandaki görüşleri eleştirerek kampanya yürütüyorlar. Yani 'hayır'cılar, birliğe "evet' denmesi halinde, Danimarka gibi küçük ülkelerin topluluk içindeki etkisinin kaybolacağını (kararlar oybirüğiyle değil, oy çokluğuyla ahnacak) ve yöneüm mekanizmasının daha da merkezileşmesi sonucu, demokrasinin güme gıdeceğini savunuyorlar. 'Evet'çiler ise tam aksine, birlik sayesinde Almanya gibi büyük ülkelerin etkisinin sınırlanacağını, birlik sayesinde Danimarka gibi küçük ülkelenn. Avrupa'nın geleceği konusunda söz sahibi olacağını ve demokrasinin 'yakınük' ilkesi sayesinde yara almayacağıru ileri sürüyorlar. Böyle olunca da basında Delors'a atfen yer alan plan, 'hayır'cılann ekmeğine yağ sürüyor. Çifte vatandaşhk yolunda ilk adım ALMANYA DİLEKZAPTÇIOĞLU BERLİN - Yalnız Almanya'da yaşayan vatandaşlanmız açısından da önemli birgelişme geçen hafta dikkatleri üzerine çekti. Federasyon niteliğindeki Almanya'daki eyale1 hükümetlerinin temsil edıldığı "Federal Konsey" ülkede yaşayan yabancılara "çifte vatandaşhk" hakkı verilmesi yönündeilkekaranaldı. Sosyal demokrat eyaletlerin oy çoğunluğuy la alınan karar, meclisc bu yönde biryasa lasansı sunulmasmı öngörüyor. Çifte vatandaşhk hakkı, yani Türk vatandaşlığından çıkmak zorunda kalmadan Alman vatandaşlığına geçmek, buradaki Türk derneklerin v ıllardır üzerinde durduklan bir talep. Alman yasalan çifte vatandaşhğa izin vermiyor. Bu > üzden Alman pasaportu almak ısteyen birTürkiye vatandaşının önce konsolosluklardan birine başvurarak eski vatandaşlığından vazgeçmesi gerekiyor. Ve bu, \ atandaşlanmızın çoğunun atmak istemediği bir adım. Çifte vatandaşhk hakkına kavuşmak, burada yaşayan 2 milyona yakın vatandaşımız için çok ama çok önemli. Avantajlarsıralamakla bitmiyor. Önce Almanya'da "yabancı" statüsünden kurtulmak: her Alman'ın sahip olduğu yasal güvencelere kavuşmak var. Sınırdışı edilme korkusu olmadan, yabancılar polisinın gölgesınde kalmadan yaşamak herkesin özlemi. İkinci avantaj, yurtdışına çıkmak isteyen herkesin belini büken vize sorunundan kurtulmak. Avrupa Topluluğu'nda 1993 yılının başında serbest dolaşım uygulamasına geçilecek. Ama bu hak sadece AT ülkesi vatandaşlannın. Böylece, cebinde Alman pasaportu bulunan bir Türk, dilerse İspanya'da. Fransa'da. ttaly a'da çalışma, oturma hakkına sahip olacak. Çifte valandaşlığın getireceği en önemli avantaj ise kuşkusuz Almanya'da secimlere katılma; aday olma, oy verme hakkı. Böylece 30 yılhk Almanya göçü süresince insanın en demokratik hakkından yoksun olan yüz binlerce Türk. Almanya'da "seçmen" haline gelecek. Demokrasi içinde haklannı ortaklaşa savunan bir "baskı grubu" olmarun y olu, en başta seçmen ohnaktan geçiyor. Bundan böyle Almanya'da bir milyonu aşkın Türk seçmenin talebini hangi Alman politikacı kulak arkası edebilir? Çifte vatandaşlığın Türkiye'yi de ilgilendiren bir yönü var. Türkiye'yle uzun aynlıklara karşın sıcak bağlannı koruyan Türkler, yalnız Avrupa'da değil dünya politikasında ön plana geçen Almanya'da ana vatanının çıkarlannı koruyacak en büyük güç haline gelecek. Alman vatandaşlığı birçok kapının anahtan. Yalnız seçme değil, seçilme hakkını da sağlıyor. Bosna-Hersek Başkentte açlık korkusuDış Haberler Servisi - Bosna- Hersek'te iç savaş, tüm ateşkes çağrı veçabalanna rağmen dur- mak bilmiyor. BM Banş Gücü askerlerinin Saraybosna'dan çekilişleri sürerken, Banş Gücü sözcüsü açlık tehllikesi yaşanan başkente acil insani yardım gcnderilmesi gerektiğini söyle- di. Başkent önceki gün yine tank ve ağır toplann kullanıldı- ğı şiddetli çatışmalara sahne oldu. Çatışrnalann şiddetlenmesi nedeniyle Saraybosna'yı terk eden ilk BM Banş Gücü kon- voyu dün Belgrad'a ulaştı. Ba- nş Gücü'nün başkentten çekili- şi dün tamamlandı. Bu arada başkentte önceki gün sabah başlayan ve tank ve ağır toplann da kullanıldığı çarpışmalarda 8 kişinin öldüğü. 84 kişinin de yaralandığı bildi- rildi. Saraybosna Radyosu'nun haberine göre hastanelerde elektriklerin kesik olması ve ilaç yokluğundan sağlık hizmetleri durrna noktasına geldi. Öte yandan Saraybosna'yı terk eden BM Banş Gücü'nün Sözcüsü Binbaşı Jorge Reta, Belgrad'da yaptığı açıklamada, başkentte durumun son derece kötü olduğunu, elektrik, su ve yiyecek bulunmadığını söyledi. îşsizlik sorunu Bern hükümetini terletiyor IsviçredeekonomitekKyorADEM SAĞLAM ZLRİCH - Geçen yıl çığ baskı- nı gibi ülkeyi etkisi altına alma- yı beceren işsizlik ekonomik darboğaza yol açtıktan sonra bu yıl da yeni rekorlann peşin- de yelken açtı. Yılın resmi açık- lamalanna göre enflasyon \ üzde 6"da se> rederken ülke ge- nelınde işsizlik oranı çoğalarak yüzde 2.5'e ulaşlı. İsviçre 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana ikinci büyük ekonomik krizin içinde sarsılıyor. Her geçen gün işsizüğin biraz daha artışmm yarattığı şoktan sonra fatura- nın kime ödetileceği sorusu 'gündeme geliyor. An arda ka- pısına kilit vuran fabrikalar. krizin kısa vadeli olmadığının habercisi. İş ve işçi bulma ku- rumlannın kapısında karamsar tablo çizerken resmi ağızlar ya- bancı kökenli işçilerin krizdeh en fazla etkılendiğini belirtti. Krize ilişHn İsviçre basınına verdiği demeçlerle umut dağı- tan işsizlik sigortasının üst dü- zey yetkilisi Eric Rudin son bunalımı şöyle yansıtıyor: "Cl- kedeki işsizlik savısı vaz ortası- na kadar büyük oranda artış gösterecek. Ancak sonraki ay- larda istikrarlı bir durum alma- sını bekliyoruz." Bu arada İs- viçre İşveren Kulübü'nün basın ve TV'de sürekli ödedikleri işçi ücretlerinin yüksek olduğu tür- den yakınmasının bunalımı bu boyutlara sürüklediği sanıhvor. Yüksek ücret ödemekten yakı- nan patronlar kulübü. olayı kamuoyuna şöyle yansıttı: "İs- viçre'de işçilere ödediğimiz üc- retler yüksek olduğu için diğer Avrupa ülkelerine rakip olamı- yoruz." İsviçre'de ödenen iş/? ücretleri diğer"ülkelere kıyas- landığında biraz yüksek. An- cak şu sıralar işçi ücretleriyle normal yaşammı sürdürmek is- teyen işçi kesiminden ço'ğu in- san, banka borcunun faiz kıs- kacı altında inliyor. İsviçre'de bir süredir kaygıyla izlenen ekonomik bunalunın ardından, işsizhk sorununu partisinin gündemine getiren sosyaldemokrat Zürih belediye başkanhğı. dört saatı aşan otu- rumda işsizliğe yol açan neden- leri tartıştı. Bosna-Hersek'te art arda ilan edilen ateşkeslere karşın eller tetikten çekilmiyor. AA'nın haberine göre Reta, Sa- raybosna'yı kuşatan Sırplann bir avdır kente hiçbir şeyın gir- mesine izin vermediklerini be- lirterek kentteki insanlara bir an önce insani vardım yapılma- sı gerektiğini vurguladı. Sözcü, "Ancak bu yardım bugün ya- pılmalı, yann değil" dedi. Başkent Saraybosna'dan ay- nldıklannda kentin büyük bö- lümünün alevler içinde olduğu- nu sö> lcyen Reta. Sırp tarafının elınde tank. top. roketatar ve uçaklar bulunduğunu belırte- rck kentteki Müslümanlann ancak kendilenni savunmaya çahşiıklarını kaydettti. İslamcı lider Kâbil hükümetiyle uzlaşma yolu anyor Hikmetyar'dan geri adımKÂBİL (AA) - Afganistan'da oluşturulan ge- çicı mücahit yönetimine katılmayan Hizbi ls- lami'nin hderi Gülbeddin Hikmetyar, rakıbı Ahmet Şah Mesud'la arasında arabuiuculuk ya- pılmasını kabul etti. Kabil'deki mücahit ve diplomatik kaynaklar. Hikmetyar'ın arabuiuculuk çabalan boyunca ateşkese uymayı da taahhüt ettiğıni belirttiler. Hikmetyar'ın bu taahhütlerini. doğudaki Sa- robi bölgesindeki üssünde. Afgan geçici hükü- metinin Adalel Bakanı, Paştun kökcnlı komu- lan Celaleddin Hakkani başkanhğındaki bir heyeti kabulü sırasında dile getirdığı belirtildi. Hakkani'nin, Sarobi'ye bir arabuiuculuk hcyc- tiyle tekrar gitmesi bekleniyor. Hikmetyar'ın arabulucuların vereceği karara uyacağı konusunda teminat verdığını belırten a\nı kavnaklar. arabuiuculuk çabalannın ama- cının. 6 Mayıs'ta sağlanan ateşkesi sürekli kıl- mak \e Hikmetyar ile Mesut'u bir araya getir- mek olduğunu kaydettıier. Bu arada Hikmetyar, 10 bin milisin Kâbil'den çckılmesi şcklindeki talebinin Afganıstan hükü- metı larafından kabul edildiğini öne sürdü, an- cak bu iddia hükümet tarafından yalanlandı. Hikmetyar, başkent Kâbil'in dışındaki karar- gâhında yaptığı açıklamada, hükümetin, milis- lerın > ennc kendisinc bağlı mücahitlerin yerleşti- rilmcsi talebini kabul ettiğıni öne sürdü. Ancak Savunma Bakanı Ahmed Şah Mesud'un sözcü- sü, bu haberi yalanlayarak,,"Kâbil'de artık milis \ok. Eski mılislcrin hcpsi İslâm ordusunun as- kcrleri oldular. O y üzden bu talebin anlamı yok'dedı. HİKMETYAR - İslamcı lider yumuşuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle