Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15MAYIS1992CUMA
12 DIZI-YAZI
Türksermayesi
IpekYolu'nda
ABOURRAHttANYILDIRIM
n
Türkmenîstan
fırsatlar cumhuriyeti
PORTRE
TÜRKMENİSTAN
Yiizölçümiı: 488 bin km'
Nöfus: 3.7 milyon
Başkent: Aşkabad
Çaltşan nufus: 1.3 milyon
Kişi başına gelir: 1358 Ruble
BaşLca ürunleri: Petrol,
doğalgaz, pamuk, elektrik,
sülfür, bitkisel yağlar.
Toplam ithalat: 3 milyar
ruble
Toplam ihracal: 2.7 milyar
ruble
Ortalama aylık iicret: 210
ruble
Kentlcşme oranı: Yüzde 45
IZBEKISTAN
KIZIL KUM ÇÖLU
NISTAN
• Yabancı yatınmlara açık 50 projesi olan
Türkmenistan, doğal kaynaklar bakımın-
dan zengin bir ülke. 13 trilyon metreküp
olarak tahmin edilen doğalgaz rezerviyle
dünya üçüncüsü. Yıllık petrol üretimi 6.1
milyon ton. Önemli sektörlerden biri olan
pamuk üretimi ise 1.382 milyon ton.
Bugünc kadar yapılanlar ise
çok az. Altınyıldız Holding.
İuıKan Beneılon ılc Orta
Asva'va vönelık ılk mağazalan-
nı Türkmcnıstan'ın başkentı
Aşkabad'da geçen günlerde aç-
tı.
Boğaziçi İplik, Türkmenistan'da kuracağı iplik fabrikasıyla yetinmeyecek
TürkmenlereTürkjean'i
Türkmenistan'da ilk Türk
tekstil yatınmını gerçekleştir-
meye hazırlanan Boğaziçi İplik,
Türkmen pamuğu ile Türk
blue-jean'i üretmeyi planlıyor.
Boğaziçi İplik Yönetim Ku-
rulu üyesi Cemal Kölük, 85
milyon dolara mal olması bek-
lenen iplik fabnkası ile ilgjli
görüşmelerin sürdürüldüğünü.
asıl amacın ise ipliği giysiye dö-
nüşlürecek dokuma tesislerirün
kurulması olduğunu söyledi.
"Her eline proje alan, Tür-
kiye'ye yakın Azerbaycan ve
Özbekistan gibi Türki cumhu-
riyetlere iş teklifı götürüyor"
diyen Kölük, kendirerinin pa-
muk potansiyeli nedeniyle
Türkmenistan'ı özellikle tercih
ettiklerini belirtti.
Dış Ekonomik İlışkiler Ku-
rulu'nun (DEIK) organizasyonu
ile gerçekleşen temaslar ile
Türkmenıstan'daki tekstil po-
tansiyelini etüd ettiklerini anla-
tan Kölük, "5 ay kadar
öncesinde başlattığımız araştır-
malann neticesinde, son 1-2 ay
içinde temaslanmızı yoğunlaş-
tırdık ve öncelikle baîcan düze-
yınde ilettiğimiz projeleri, daha
sonra Cumhurbaşkanı'na sun-
tiuk" dedi.
Fürkmenistan'da inşa ede-
cekleri iplik fabnkası için
Aşkabad'da arazi tahsisinin söz
konusu olduğunu anlatan Kö-
lük, TürkmenJerle ortaklıklan-
nı şöyle anlattı:
"Fabrikaya yüzde 10 oranın-
da ortak olacağız. Orada net bir
durum olmadığı için daha yük-
sek oranda yatınmı riskli
gördük. Ancak, Türkiye'de biri
ıstanbul'da, biri de son tekno-
lojiyle Malatya'da kurulan 2
tesisimiz var. Onlar ortaknk
paylannı pamuk olarak karşı-
İayacak. Bizim 20 yıllık bir
Avrupa pazanmız var. Bu fab-
rikanın işletilmesinde bilgi,
teknoloji, işletmecilik ve pazar
potansiyelimizi devreye soka-
cağız. Zaten, Türkmenistan
yetkililerine de Türkiye'deki te-
sislerimizi gösterdik. Böylece,
güçlü ve ciddi bir kuruluş oldu-
ğumuza inandılar."
Türkmenistan'daki tekstil
•Türkmenistan'da 85 milyon dolara malolacak
bir iplik fabrikası kuracak olan Boğaziçi İplik'in
Yönetim Kurulu üyesi Cemal Kölük, eline her pro-
je alanın Türki cumhuriyetlere iş teklifi götürdüğü-
nü, kendilerinin ise pamuk potansiyeli nedeniyle
Türkmenistan'ı özellikle tercih ettiklerini söylüyor
— 2 —
Türkmenislan nüfus bakı-
mından küçük. ama vcraltı
kavnaklurı bakımından zcneın
ve büyük bir ülke. Adeta bir do-
ğalga/ vaıağı. Gcçen vılkı ürctı-
mı 85 milvar mclreküp.
Tahmin edilen rezmi isc 13
irılvon metreküp. Rezer\ \ö-
nünden dıinvanın üçüncü
ülkcsi.
Petrol ürctımı ise 6.1 milvon
lon. Sülfür. mineral lu/lar. kü-
kürl. poıas>um. kurşun. kali-
um. krom. iv ot \ e sodv ıım sülfit
gibi doğal kaynaklara sahip
Türkrncnısian'da halı \e tekstil
sanayii, petrol üretimi ve rafine-
rilcn. doğalgaz \c gaz çıkartıl-
tnası. kımvasal madde üreıinıi.
bilkisel \âe üreıimi ve azoılu
İstanbul Havayollan haf-
ı.ıda bir uçak scfcrlcrini 7 hazı-
randan itibaren başlatıyor.
... •. .. , Türk Ha\a Yollan"nın sefcrierı
gubrc sanay.ı gcl.şmış durum- d c u n c t ı n l i m
ü z d e k , haftalarda
da. Türkmenistan. a\ nı zaman-
da, önemli bir pamuk üreticisi.
Yıllık üreıımı 1 mılvon 3X2 bın
ton.
Türkmenistan ile Turkıve
arasındaki licarı ilışkılere şönc-
lik çesjtü anlasmalar ımzalan-
mış. Türk-Türkmen İş Konscvi
kurulmuş. Yabancı >alırımlara
açık 50 projelen var Türkmen-
lcnn. Çoğu ortak \alırım olan
bu projelere Türkleri daveı edı-
vorlar.
Bu projcler arasında en
önemlıleri doğalgazın çıkanl-
ması \e Avrupa'va laşınması.
tren yolu inşaatı, pamuk işleme
ve konfeksivon fabnkalan. in-
şaat \an sanayii vegıda madde-
leri fabnkalan veralıvor.
başkyacak.
Türkmenıstan'ın nüfusu az.
şu ankı ekonomık gclişmişlik
dii/es i dc dığer Türki cumhuri-
vetlere oranla daha gcri. Ama
Türkmenislan. diğer cumhuri-
vellcre göre daha hızlı jelişmc
potansıveline sahip. Özellikle
doğalgazını Avrupa")a taşıya-
cak boru haıu vapıldığında.
buradan elde edeccği gclirle
milli gelirini hızla vükscltcbili
1
"
Türkmenistan gelecekte Or-
ta Asva'nın ""İsvıçre"sı olabilır.
Bugün ıçın hem kişı başina geli-
rinin düşüklüğü. hcm de nüfu-
sunun azalması nedenıvlc bu
ülkede cazıp görülmevcn vatı-
nmlar. önümüzdckı )illar ıçın
büyük potansiyel vaat ediyor.
Türk-Türkmen İş Konseyi Başkanı'na göre, bugünkü parasızhklan geçici
TürkilerinIsviçre adayı
•Türkmenistan'ın sadece doğal gaz ve pamuk ih-
racatından sağlayacağı döviz potansiyelinin 10
milyar dolar olduğunu belirten Türk-Türkmen İş
Konseyi Başkanı Serdengeçti, bununla Türkmenle-
rin kişi başına milli gelirinin ATölçülerineçıkacağı-
nı, satın alma güçlerinin artacağını söylüyor
Orta Asya'daki Türki cum-
huriyetler ile kurulan ilişkiler
çerçevesinde. 5 aralıkta Türk-
menistan Dışişleri Bakanı Abdı
Kulıev ile Türk-Soyvet İş Kon-
seyi Başkanı Nihat Gökyiğit
tarafından imzalanan proto-
kolle Türk-Türkmen İ5 Konse-
'. ı oluşturuldu.
Türkmenistan'daki " \/adlık Anıtı"" artık ekonomik bağımsız-
lık öziemini de temsil ediyor.
Türk-Türkmen İş Konseyi
Başkanlığı"na seçilen Ram Dış
Ticaret yöneticilerinden Polat
Serdengeçti, Türkmenistan'ın
Fürk işadamlan için fırsatlar
ulkesi olduğuna işaret ederek,
Fransız ve Italyan işadamlan-
nın özellikle tekstil yatınmlan-
na yönelik bağlantılarda önde
olduklannı belirtti.
Serdengeçti, pazarlanama-
yan zenginliklerin uluslararası
piyasalarda değerlendirilebil-
mesi durumunda Türkmenis-
tan'ın. Orta Asya'da yeni bir
İsviçre olabileceği görüşünde.
Serdengeçti'nin yapıığı hesap-
lamaya göre, Türkmenistan'ın
Avrupa') a satacağı doğalgaz-
dan yıllık geliri 7 milyar dolan
bulacak. Serdengeçti pamuk re-
zervine de değjnerek, şunlan
söylüyor
"55 milyonluk Türkiye'nin
600-700 bin ton balyalanmış
pamuğu var. Tekstil ihracaün-
dan yılbk gelirimiz ise 4 milyar
dolar. 3 milyon nüfuslu Türk-
menistan'ın ise 450 bin ton
teknolojisinin çok geri olduğu-
na da dikkat çeken Cemal
Kölük, pamuğu çekirdeği ve
pisliğinden ayıran çırçır tesisle-
rinin eskiliği nedeniyle topla-
nan pamuğun kalitesinin kötü
olduğunu. bu basit tesislerin ye-
nilenmesiyle Türkmen pamu-
ğunun dünya piyasalanndaki
değerinin artacağıru vurguladı.
Kölük. Türkiye'de eskidiği öne
sürülen 20 yıllık teknolojilerin
bu ülke için çok yeni sayılacağı-
nı, gelecekte bu teknolojilerin
ihraarun da gündeme gelebile-
ceğini vurguladı.
Başlıca ortak yatırım projesi teklifleri
MaNyttt (alym Ma)Tıtn
Magnezyum üretimi 31 Uretimden pay
Kalsiyum fabnkası inşaatı 137 Takas
Tedzhen-Saraks Demiryotu inşası (130 km) 547.3 NaMiyeden pay
Nebit Day-lran Demiryolu proje ve inşası 1000 Naldiyeden pay
Tvartcyr-Karandzhik Demiryolu inşası 500 Takas
Pamuk işleme fabnkası (Yıllık 60 btn ton kapasiteti) 1500 Uretimden pay
Türkmenistan-lran/Türtaye-Avrupa doğalgaz boru hatb 2500 Gaz ürunleri
Kuzeybatı Türkmenistan tropikal kültür çaiışması 250 Takas
Elektrik santralı ve Iran-Afganistan elektrik taşıma
hattı inşası 500 Uretimden pay
Aşkabad Havaalam'nda ikinci kalkış ptsti inşaatı 380 Mal transferi
balyalanmış, işlenmeye hazır
pamuğu var. Sadece bunun
uluslararası piyasalardaki de-
ğeri 3 milyar dolar. Bılnu işle-
mek için iplik bez fabrikalanna
ihtiyaç var."
Serdengeçti, Türkmenistan'-
ın Mısır pamuğu ayanndaki
pamuğunu dünya pazarlannda
yeterince tanıtamadığına, bu
nedenle pamuğun ucuz olduğu-
na dikkat çekerken, işçilik ve
enerji maliyetlerinin de düşük
olmasının bu ülkeyi bir tekstil
cenneti haline getirdiğini vur-
guluyor. Serdengeçti'nin verdi-
ği bilgiye göre eiyafın
Türkmenistan'daki maliyeti
yüzde 30-40'lık fıyat avantajı
sağlıyor. İtalyanlar, bu avantajı
değerlendirerek, now-how geti-
rerek anahtar teslimi fabrika
kurmaya başladı. Serdengeçti,
Türkiye'den de Boğaziçi İplik'-
in, yüzde 10 ortakhkla iplik
fabnkası kurmaya hazırlandı-
ğını belirtiyor.
Ram Dış Trcaret'in Türkme-
nistan projeleri ise tekstil ve
otomotivde yoğunlaşıyor. Ser-
dengeçti, Bozkur Mensucat
kanahyla bir tekstil yatınmına
girişmenin fıziblitesi üzerinde
çalıştıklannı anlaürken, oto-
motivde Peugeot, Freuhof,
Iveco ve Otoyol gibi yerli ve ya-
bancı markalann temsilciliği
şeklinde çalışmayı uygun gör-
düklerini, bu çerçevede mini-
büs, kamyon, çekici ve traktör
gibi ticari araçlann ihraanın
söz konusu olabileceğini sözle-
rine ekliyor.
StRECEK
AKRABALAR
Bir kavram uğruna
nice kanlar döküldü
— 2 —
Soydaşlanmızın da aynı abeceyi, La-
tin abecesini kabul etmelerinin sağlaya-
cağı yararlan yadsımanın veya görmez-
den gelmenın veya küçümsemenin
olanağı kesinlikle yoktur. Ama hemen
şunu da belirtmeliyiz ki, salt abece deği-
şikliğinin, kendiliğinden bir ekonomik
düzen değişimine neden olması da, söz
konusu bile değildir. kuşkusuz.
Göçebelik gerçeğine gelince; Türkme-
nistan'da, bizimle karşılaştınlamayacak
denli belirgjndir ve hâlâ etkin olsa gerek-
ür.
Aşiret yaşamında ise bilindiği gibi
ekonomik ilişkileri de toplumsal bilinç
değil. aşiret adına reisinin istenci ve ada-
teti biçimlendirmektedir. Bu nedenle de.
aşiret yaşamında ekonomik ilişkiler, he-
nüz ••geçim ekonomisi" ilişkileri düze-
yindedir.
İnsanlığın. ilkel topluluklar aşamasın-
dan göçebe toplumlar aşamasına sıçra-
ması. acaba barbar bireylerde zamanla
sahiplenme duygusunun oluşmasıyla mı
gerçekleşmiştir. Kim bib'r?.. Kuşkusuz,
bu duygu da kişide ilkin içgüdüsel bir
dürtü niteliğinde ortaya çıkmıştır . Gö-
çebe toplum aşamasında ise gördüğü-
müz kadanyla bu duygu, olağanüstü
büyük bir evrim gecirmiş ve artık "Be-
nim avım. benim atım, benim sürüm"
şekline dönüşmüştür. İnsanlığın, taşına-
bilirlerle ilgili mülkiyet hakkı kavramın-
dan. taşınmazlarla ilgili mülkiyet hakkı
kavramına ulaşabilmesi için de, kimbilir
yüzyıllarhoy u ne kavgalar verilmemiştir
ne kanlar dökülmemiştir...
Marksizm de, bu mülkiyet hakkı kav-
ramını. teorik olarak bile, salt toplumsal
bir olguymuş gibi ele alıp incelediği. bire-
yin oluşma ve gelişmesindeki rolünü ga-
liba biraz fazla göz ardı ettiği için mi kim
bilir, sosyalist uygulamalar da. kolayca
bu kavramı salt kapitalizmle ilgjliymiş
gibi değerlendirip dışlamışlar ve başan-
sızhğa düşmüşlerdir.
Serbest pazar ekonomisi, unutmaya-
lım ki, bclirli oranlarda sanayileşmeyi de
başarmış toplumlarla ilgili bir uygula-
madır.
Orta Asya'daki soydaş cumhuriyetle-
rin de bir an önce pazar ekonomisine
geçmeleri konusunda, galıba Batılılık
uğruna üstlenmiş olduğumuz görev ve
sorumluluklar adına gerçekten öyjesine
ılginç bir durumda kalmıştık ki... Öme-
ğin. hem göçebeliği pek de önemsemı-
yormuş gibi, ancak belirli oranda sanayi-
leşmiş toplumlarda uygulanabilecek bir
ekonomik sistemi, hâlâ göçebelik karak-
terini titizlikle koruyan bir topluma u>-
gulamaya çalışacaktık, hem de göçebe-
likten dehşetli utanacak, atalanmızın
bile göçebeler olduğunun söylenilmesin-
den kesinlikle hoşlanmayacaktık.
Bilincinde mülkiyet hakkı kavramı ol-
mayan, oluşup gelişmeyen bir toplum,
bir ekonomik üretim biçiminden bir baş-
ka ekonomik üretim biçimine sıçrayabi-
lir mi ?
Gayrimenkul mülkiyet hakkı kavra-
mının, Osmanh ülkesinde ilk kez dile ge-
tirilmesi, Batılılann zorlamasıyla. Tanzi-
mat'la olmuştur. 1858 yılında "Arazi
Kanunname-i Hümayun-u" adıyla bu
hakla ilgili bir yasa çıkanlmıştır.
Anadolu toplumlannda da, taşınmaz-
laria ilgili mülkiyet hakkı kavramı, fiili
durumla hak olup yaşama gjrmiş, öyle
olunca da. toplumsal bilinçte kavram
haline dönüşmemiştir. Toplumun, yine
zorla. bu kavrama bakarak kendisine ye-
ni bir biçim vermesine çalışılmıştır.
Oysa. insanlık tarihinden çok iyi bildi-
ğimiz gibi bütün toplumlarda insanlar
önce fiili durumlarla bu hakkı kullanma-
ya başlamışlar, sonra da bufiilidurum-
lara tüzel kimlikler bularak, onlann
kavramlaşmasını ve toplumsal bilince
yerieşmesini sağlamıştır.
İşte, bu çarpıklık yüzünden olsa gerek
kı bizce, Anadolu insaru, bu "gayri men-
kul mülkiyet hakkı kavramı" uğruna
tam yüzyıl kavga vermiştir. Bu uğurda
nice cinayetler işlenmiş, nice ocaklar
sönmüştür.
Sönmüştür de bir işe mi yaramıştır?
Osmanh Imparatorluğu'ndaki bu çar-
pıkhktan sonra Cumhuriyet döneminde
de ta 1950'lere dek, her hükümet progra-
mında sürekli toprak reformundan da
söz edildiği halde, bu insanlan toprak sa-
hibi yapacak bir olumlu girişimde bulun-
mak şöyle dursun, insanlann kendi güç-
leriyle yarattıklan fiili durumlar da.
ağalann ve eşrafın çıkanna. devlet güçle-
riyle derhal bastınlmış ve cezalandınl-
mıştır.
Ulkemizde bugün en gözde iş, açık-
gözlülüktür. Açıkgöz davrarup bir köşe
kapıp bakkallık yapmaktır: manavlık,
sergicilik, kahvecilik, pazarcılık, seyyar
satıcılık yapmaktır. Bugün ülkede her-
kes birbirine bir şey satmaya çalışmakta-
dır sanki. Sokaklanmız. tablalannda,
James Bond çantalannda ithal malı Ja-
pon saatinden çikita muza kadar, soyul-
muş salatalıktan haşlanmış mısıra kadar
ne ararsaraz her şeyi satan özel girişimci-
lerden (!) geçilmemektedir vallahi.
StRECEK
Aşkabad Lenin Parkı'ndaki Lenin yontusu, her nastlsa ayakta kalabilmiş.
Ltrafı Türkmen halı ve kilimlerinin motiflerivle siislii.
ANKARA...ANKA
MUŞERREF HEKtMOĞIU
Güzel MP Yaprak
Bahar akşamlarında cumhuriyetimizin baharında bir
yaprak çevirdi müzikseverler. Resim ve Heykel Müzesi
salonlarmda güzel bir konser. Dışişleri ailesinin kadınlan
DMED yararına düzenliyor. O salonu çok severim ben. İlk
operaları, güzel konserleri, güzel oyunları orada yaşadık
ilk kez. Cumhuriyetimizi kuranlar, müzik devrimini yapan-
lar, sevgiyle izledi bu sanat olaylarını, sanatçıları destek-
lediler, yüreklendirdiler. Son yıllarda Sabancı Holding
onardı bu salonu. DMED yararına bir konserin burada ve-
rilmesi çok hoş. Kimi diplomatlar ve eşleri ilk kez görüyor
belki de. Haydn Kuarteti'ni de ilk kez dinliyor başkentliler.
Piyanist Deniz Gelenbe'ye de DMED üyelerine de teşek-
kür gerekir. Güzel bir müzik olayı yaşattılar bize. Haydn
Dörtlüsü, Avrupa'nın çok ünlü yaylı sazlar okuiu üyelerin-
den seçitmiş bir dörtlü; güzel çalıyorlar, dörtçalgının telle-
rini bir el seslendirir gibi uyum, birliktelik içinde. Deniz
Gelenbe piyanosuyla katılınca oluşan beşli de unutulmaz
bir şöleni yaşattı başkentlilere. önce Erkin'in, sonra Dvo-
rak'ın beşlisini çaldılar. Her zaman yazarım, sanatçılar
ölmüyor! Değerli bestecimiz Ulvi Cemal Erkin, bu güzel
beşliyi bestelerken sevgili eşini düşünmüştü kuşkusuz.
1943te besteliyor bu yapıtı. İlk kez 1946'daçalınıyor. Ûlke-
mızde birçok konçertoyu ilk kez seslendiren sanatçımız
Ferhunde Erkin. Kocasının beşlisini de ilk kez o çalıyor.
Öteki çalgıcılar da kemancı Gilbert Back, Sedat Ediz, Izzet
Albayrak ve Mesut Cemil Tel. Benim kuşağımın müzik kül-
türünde önemli kişilerden biri de Mesut Cemil Tel. Radyo
konuşmalarını ilgiyle dinlerdik, Erkin'in beşlisinde viyo-
lonsel çalıyor. 1962 yılında da ilnan özsoy dörtlüsü ile çal-
dı Ferhunde Erkin. O konser banda da alındı, ama iyi sak-
lanmıyor anlaşılan. Deniz Gelenbe, TRT'ye başvurdu,
aradı, bulamadı. Oysa özenle saklanması gerekir değil
mi? Dahası var, bu güzel yapıt otuz yıldan beri ilk kez çalı-
nıyor ulkemizde. Londra'da Idil Biret çalıyor, Almanya'da
Benal Tanrısever, ama ulkemizde çalınmıyor. Müzikse-
verler böylesine güzel, coşkulu bir yapıttan yoksun kalı-
yor. Yorumu güç bir olay!
Deniz Gelenbe'ye teşekkür gerekir bence, bu güzel ya-
pıt seçkin bir toplulukla dinlemek olanağını sağladı. Er-
kin'in yapıtını çok güzel çaldılar gerçekten. Sanatın evren-
selliği bu işte! Erkin'in 1940'larda yazdığı bir yapıtı, 1990'-
larda yabancı sanatçılar böylesine içten, bestecinin
müziğini hissederek güzel bir yorumla çalıyor, belki de
2090larda da çalacaklar. Güzel bir sanat olayı, insanın
gözlerini yaşartıyor kimi zaman. Ben de gözümde yaşlarla
dinledim Erkin'i. Soluğunu hisseder gibi, önümde oturan
kızı İçten Erkin'in omzuna dokundum yavaşca. O da büyük
coşku, gerilim içinde, elimi hissetmedi elbet.
Erkin'in müziğiyle güzel bir yolculuk yaptık Anadolu-
muzda. Dağların doruklarında, denizlerde, dalgalarda,
halkımızın sevincini, kederini, halk ozanlarımızın, Yunus-
ların, Pir Sultanların soluğunu hissettik yüreğimizde... El-
bet büyük onur, biraz da hüzün duyduk. Erkin cumhuriyeti-
mizin ilk kuşak bestecilerinden biri. Devlet bütçesinin çok
dar olduğu bir döne.mde Fransa'ya yollanıyor! Müzik öğre-
nimine. O ilk kuşaktan sonra bir kuşak daha var beste da-
lında. Ama sonra? Sonra durağan bir dönem. Yarışma da
yok, yüreklendirme de yok. Çevre kirlenmesi her alanda
var galiba, tersine kültür devrimleriyle yozlaşan çevrede
müzik dalındaki üretkenlik de gerilemiş bulunuyor! Bu
gerçeğin altını çizerken Dışişleri Kültür Dairesi'nin plak ve
kaset girişimlerini de olumlu bulduğumu belirtmek iste*
rim. Türk müzikseverleri de, özellikle yetişen kuşaklar,
çağdaş bestecilerimizi tanımıyor giderek. Plaklar bu ola-
nağı sağlayacak. Radyo ve TV arşivlerinin de özenle dü-
zenlenmesi gerekiyor bence, üniversitelerimizdeki müzik
fakültelerinde de iyi bir arşiv oluşması gerekir elbet.
İçten Erkin konserden sonra özel arşivinden bir kaset
armağan etti Deniz Gelenbe'ye. Sanatçımız çok sevindi.
Çünkü önemli bir belge. Bir müzik yapıtının besteci yaşar-
ken ilk çalınışı, sonra çalanlara iyi bir ışık tutar.
Güzel bir konserle yorgun ve gergin başkent gününü
geride bırakıyor insan. Içişleri Bakanımız ismet Sezgin de
dinleyenlerarasındaydı. Güzel konser onudagüzel etkile-
disanırım.
Sezgin'in yanında kardeşleri de var. Mukadder Sezgin'-
in yanında da çok eski bir dost, Fransız gazeteci Eduard
Sablier. Onu Le Monde dış politika yazarıyken tanıdım yıl-
larca önce. Güzel anılarımız var. Iran Şahı'nın son dügu-
nünde, Gülistan Sarayı'nın görkemli salonlarmda karşıla-
şınca çok şaşırmıştık. Bu kez daha çok şaşırdım ben.
Sablier Le Monde gazetesinden ayrıldı, General De Gaul-
le döneminde radyoda çalıştı uzun süre. Şimdi de sağcı bir
gazete yayınlıyor, muhalefet yapıyor, liberal ekonomiyi,
basın özgürlüğünü savunuyor!
Güngörmüş, deneyimli bir gazeteci olan Sablier basın
konusunda hayli karamsar. Siyasal partileri ya da belli
ekonomik güçleri savunan haber ve yorumların inandıncı
olmadığını, bu nedenle gazetelerin büyük tiraj yitirdiğini
söylüyor. Ankara'ya Başbakan Demirel ile konusmaya
gelmiş, bir gecesini de konserde geçirdi. Dönüşte inandı-
ncı şeyler yazacak mı bakalım? Yakında yeniden gelecek,
uzun konuşma olanağını bulacağız.
Güzel konser gecesinde mesleğimiz açısından ilginç
şeyler duydum, daha doğrusu karamsar bir yaprak gör-
düm. Dünyamızdaki değişim ve dönüşümlerin boyutlan
belli olmuyor değil mi? Ancak karamsarlığı iyimserliğe
dönüştürmek de görevimiz.
BULMACA
SOLDAN SA<ÎA:
1/ Koyun yataği.
2/ Destan... Nâzun
HiVmet'in soyadı.
3/ Evlerin önüne
oturmak için taş ve
camurdan yapılan
set... Bir renk. 4/
Yemen Cumhuri-
yeti'nin önemli bir
kenti... Bir nota. 5/
VIII. yüzyıl sonla-
rında Kuzey Afri-
ka'da kurulan bir
lslam devleti. 6/
Protaktinyum ele-
mentinin simgesi...
Ölüm. 7/ Argoda 'lira' anlamında
kullanılan sözcük... Kendi kendine
söz vererek bir işi üzerine alma. 8/
Vilayet... Avnıpa'da bir başkent. 9/
Çalma hastası.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Nazi
Almanyası'nda siyasal polis. 2/
Eskrimde bir karşılaşnıa türü... ÖLü
yıkama. 3/ Bir dernek ya da kuru-
luşun üyelerinin buluşmalan için
ayrılmış yer... Güreşte bir oyun. 4/
Salgjn hascalık. 5/ Eylemleri olumsuz yapmakta kullanılan ek...
Oyunda cezalı çocuk... Avrupa Topluluğu'nu simgeleyen harf-
ler. 6/ Bir parçanın canh çalınacağını anlatan müzik terimi.
7/ Bir işi yaptırabilme gücü... Etle beslenen, etçil. 8/ Gözün
ağ tabakası. 9/ Büyük çivi... Istanbul'da yayımlanan ve 4 Aralık
1945'te sağcı öğıenciler tarafından basılarak yıkıma uğratılan
gazete.