15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
_İ5MAYIS1992C*JMA CUMHURİYET SAYFA KULTÜR 11 VatikanKiliseler Bakanı • MERSİN (Cumlıııriyet) - Vatikan Dofmı Kilisderi Bakanı Achille Silvestrini, Tars-us'ta bulunan Saint Paulus kilisesinın ıbadete açılması için Türk Hük ümeti'ne başvurduklannı belirterek ' T ü r k Hükümeü olaya sıcak bakıyor"dedi. Saint Paulos kiüsesinin yeniden restore edilerek ıbadete açılması halinde < Hıristiyan âleminin hac merkezi' olacağını belirten Silvestrini, böylece Tarsus ve Mersin'in turizm merkezi olacağını vurgulayarak, kilisenin açılması halinde Papa'nın Türkiye'yi yentden ziyaret istediğini söyledi. Oda Orkestrası Konsori • Kültür Servisi- MülkiyeOda Müziği Topluluğu bugün saat 19.30'da Cemal Reşit Rey konsersalonunda bir konser verecek. Sef Saim Akçıl'ın yöneteceği konserde Handel, Vivaldi ve Bach'tan eserler seslendirilecek.Konserden önce.saat 18.30'da, açılışını tstanbul Valisa Hayri Kozakçıoğlu'nun yapacağı, Bedri Baykam, Yusuf Taktak, Suat Akdemir, ve Haluk Demir'in katıldığı karma resim sergisi yer alıyor. Akbank Oda Orkestrası • Kültür Servisi- IstanbulThe Marmara Oteli'nde dün düzenlenen basın toplantısıyla» Akbank Oda Orkestrası'nın kurulduğu açıklandı. Akbank Kültür ve Sanat Baş Danışmam Nazmi Akıman ile orkestranın şefı Yusuf Güler Aksöz ve konser maisteri Gülden Tlıralı'nın katıldığı toplantıda orkestra tanıtıldı.Şefliğini Yusuf G.Aksöz'ün üstlendigi orkestrada tümü profesyonel İ8 sanatçı yer alıyor. Akbank Oda Orkestrası'nın ilk konseri 26 mayıs salı günü saat 19.30'da Kenterler Tiyatrosu'nda gerçekleştirilecek. Yunus Emre Şiir Günü • Kültür Servisi- Bugün saat 11 OO'de Galleria Show Room'da "Yunus Emre ŞiirGünü" yapılacak. Müzik ve ışık gösterisinin yapılacağı şiir gününe Bakırköy Belediye Başkanı Ali Talip Özdemir, gazeteci ve yazar Nezihe Araz,sanatçı Tomris Oğuzalp ve Maral Üner kaülacaklar. "Bir Nehir Boyunca" Fotoğraf Gezisi • Kültür Servisi- Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi'nin fotoğraf sanatçısı Ersin Alok'la birlikte düzenlediği fotoğraf gezisi bu pazar "Riva"ya. (Bağdat Cad. HaldunTaner Sok. Caddebostan, Tel:36O9O95) Föruzan Tokat â in un vigneto •is L 'Accerchiamento KUŞATMA. Anfcva 1872 a cura * Ayş* Saraçgrf JFüruzan'ın öyküleri İtalyancada 'm Kiütur Servisi - Dr. Ayşe Saraçgil'in "İnstitüo...' bölümünde 1988 'de başladıgı çalışması, bu yıl sonuçlanarak yayımlandı. Dr.Saraçgil, yazarla ilgili tanıtımında. 1992'ninbaşlannakadar uzanarak Füruzan'ınşiirkitabınıda içeren, geniş bibliyografya çabşması yapü. Kitap, 'Kuşatma' ve 'Tokat Bir Bağ İçinde' adlı öykülerinden oluşuyor.Yazarla ilgili değerlendirmede, "Füruzan'ın kurdugu edebiyat dünyasının özgünlüğüne ve ülkesine bakışındaki derin gözlem gücüyle _birlikte, biçemindeki duyarbğa "değiniliyor. Bu özelliklerin yazann evrensel konumunu da güçlendirdiğine dikkat çekılmekte. Füruzan'ın başta Almanca olmak üzere, Rusça, Farsça, ^ngjlizce, Fransızca, Bulgarca, Arapça'ya vd.aktanlan roman ve pykülerden sonra, yazar ilk kez p talyanca ya yapılan çevirilerle önemli Jjir araştırmanın sonucu olarak Italyan jjlilinde de yer alıyor. •KüKürSema- Milli Piyango İdaresi, E>nümüzdeki yıllarda da sürdürmek amacıyla ulusal bir karikatür yanşması düzenledi. Ençok 3 karikatürle Jcaülmabilecek yanşmanın konusu bşans'. Gönderilecek yapıtlar daha önce wayımlanmamış olacak, 42x42 cm. plçülerini deaşmayacak. Katılan ^zerlerin, karikatürleriyle birlikte ayn ,Jnr zarf içinde bir fotoğraflannı ve yaşam ; öykülerini yanşma merkezine ! göndermeleri gerekiyor. Birincilik ödülü ' -20 milyon TL., ikinalik ödülü 15 milyon t TL.,üçüncülük ödülü de 10 milyon TL. u olarak saptanan yanşrnada 5'şermilyon liralık üçmansiyon verilecek.Turhan iSelçuk, Bedri Koraman, Metin Peker, Ali Fuat Süer ve Hikmet Çakır'm oluşturduğu seçici kurulda,Milli Piyango Genel Müdürü llriarn Küsmenoglu da danışman üye olarak .yeralacak. Yanşmaya son kaülma tarihi •14 Haziran 1992.Adres: Milli Piyango Mdaresi. Necati Bey Cad.No: 17 K:8 KAnkara. Folklor Festivali • Kültür Servisi- tstanbul Turizm Folklor Derneği'nce düzenlenen Uluslararası 15.Marmara Folklor Festivali'ne katılan gruplar.İstanbul'un tanhi ve turistik yerierinigezdiler.İtalya,Çekoslovakya, Macaristan, Polonya, Bulgaristan ve Hindistan'dan festivale kaulan gruplar, dün Topkapı Sarayı. Ayasofya Müzesi, SultanahmetCamiijstanbul Boğazı ve Çamlıca'yı gezdiler. 20 mayısa dek Isunbul ve Marmara çevresinde sürecek olaa festivalin resmi açıbşı, 17 Mayıs paargümi Kadıköy Caferağa Spor Sabnu'nda yapılacak. SİNEMAATİLLA DORSAY 45. ULUSLARARASI CANNES FİLM FESTİVALİ IÇUIIJZI ısıtan, Üriıııize iııeıı fibnlerCANNES- 45. Cannes Şenlığı. güzel sürprizlerle sürüyor. Ve bu yıl daha çok sayıda fılm gönüllenmize sesleniyor. yüre- ğimize iniyor. Belkı hepsi kusursuz. çok üs- tün, "mükemmel" filmler değıl. Ama yeni duygular getiren. cizgün bir yaklaşım içe- ren, taze duyarhlıklanyla içimizi ısıtan filmler bunlar. Amerikalı sinemacı James Ivory. "Howard's End" adlı yenifilmiyle.son de- rece estetik. kusursuz bir dönem can- landıncısı ve amansız bir insan kişiliği izle- yicisi olan sinemasının belki en olgun örne- ğini veriyor. Sanatçı. hayranı olduğu ve şimdiye dek ıki romamnı. ".Vlanzaralı Oda"ve "Maurice"ıfilmeaktardığı büyük İngiliz yazan E.IM. Forster"ın bu üçüncü uyarlamasıyla. ona olan "görevinin birtiği- ni" ve tamamladığı bu "üçleme"den sonra. artık Forster'a eğilmeyeceğıni belirtiyor. Geçmışte kalmış bir romancının, giinü- müz sincmasında kcndisine böylesine yakın bir "gönül arkadaşı" bulması ve yapıtlannın, kitapııklann tozlu raflann- dan inip perdede görkemli dönem filmlen- nedönüşmesi. onun içın ne şans!.. Tam 20. yüzyıl başlangıcında, biri zen- gin ve soylu. öbürü daha ince. daha kültür- lü, ama daha az zengin ve orta smıftan iki aile arasındaki ihşkileri. İngiliz usülü sınıfsallığın sert duvarlanna çarparak yok oian aşk öykülerini. ailenin. görkemli ma- likanelerin. mülkiycı ve mülkiyeti koruma duygulannın egemen olduğu "izdivaç"lan anlatan bu fılm, adeta mevsimlcrin geçtiği- ni. havalann değiştiğıni de \eren doğalcı yapısı ve üstün o> unculanyla. büyük ilgi gördü. Ivory'nin meslek yaşamının bir tür özetı ve hesabı olan bu estetik \e duygu- sallık başyapıtı filmiyle Cannes"dan bir ödül alması. şaşırtıcı olmayacak. Basın toplantısına yöneımenle birlikte katılan filmin oyuncular. \ anessa Redgra»e. Efnma Thompson, Anthony Hopkins, Hele- na Bonham-Carter vs. dc basından büyük ilgi gördüler. Yanşmadakı ikinci Fransız filmi. Arap James hor>"nin im/asını taşıvan "Ho«ard\ F.nd"filnıi.\ anessa Redgra>e. Emma Thompson, Anthony Hopkins ve Helena Bon- ham-C'arter'ı biraraya getiriyor. E.M. Forster'ın romanından uyarlanan film, iki farklı ailenin dostiuğunu konu alıyor. kökenli Mehdi Charefın yönetuğı "Jüljet- lerin Ülkesinde" ıse farklı tepkiler aldı. Üçü de değışik ncdenlerden "içeri düşen" \e kısabir"izin"süresini birliktegeçıren değı- şik toplum kesimlerindcn üç genç kadının öyküsünü anlatan film. kişilıklerin her bi- rine derinlikli \aklaşımı. bir "zaman. me- kan ve konu biriiği" içinde altını çızmeyi bıldiğı dramlar ıle. ılgiye değer bir fılmdi. Y önclmenın kadın ovunculannı \önetme- si \c filme çok se\diği anlaşılan ıki filmden. Godard'ın "Serseri Aşıklar" ve Fellini'nin "La Strada" filmlerinden ahnmış birer planı verleşiirmesi de çok ustacaydı. An- cak filmin. kadın mahkumlann sorun- lannı gerçekçi olmayan bir açıdan göster- diği ve idealize eıtiği suçlamalanyla ciddi biçimde eleştırildiğini de belirtmelıyım. Amerikan bağımsız sineması. sürprızler yaratmayı sürdürüyor. Bu sınemadan ge- çen yıllardivgelen "Seks V alanlan". "Vahşi Duygular" ve "Barton Fınk" gibi filmlerin üst üste üç Altın Palmiye"yi alıp götürdü- ğünü anımsayın... Bu yıl da Hal Hartley'- nin "Basit Adamlar-Simple Men" adlı fıl- mi böyle bir sürpriz yapabilir mi? Kendine özgü bir sinemayı usul usul geliştiren ve hep aynı ekiple küçük bütçeli özgün filmler kotaran Hal Hartley. "Basit Adamlar"da, aslında tipik bir gerilim filmi öyküsü an- latıyor. Bir vurgun vurup kaçmış babalannı ara- yan iki genç adam. karşılaştıklan ve aşık olduklan iki farklı. gizemli ve sorunlu genç kadın, kadmlardan birinin hapistençıkmış belalı sevgilisi vs. Ne varki Hartley, kişilik- lerini lümüyle kalıplara meydan okuyan özgün biçimde kuruyor. onlara hiç kendi- lerinden beklenmeyecek farklı diyaloglar ve düşünceler yüklüyor. sürekli ince ve öz- gün bir mizahı diri tutuyor. Keyifle izlenen ve biraz Coen Kardeşler'in filmlerini anım- satan hoş ve özgün bir film. "Basit Adam- lar". Hal Hartley'i ülkemizde de tanımayı umalım... Ve bir de görkemli düşkınklığı. Yıllar önce İstanbul Festivali'nde izlediğimiz "An Kovanının Ruhu" ve "Gûney" filmle- riyle büyük hayranlığımızı kazanmış olan İspanyol yönetmen Victor Erice'nin son filmi "Işığın Düşû"nü doğrusu hiç seveme- dik. Yönetmen geçen yılki şenliktc izlediği- miz Jacques Rivette'in "La Belle Noiseuse" filmi gibi, resim sanatına eğilen ve bir res- min oluşum sürecini sinemayla yansıtmayı deneyen bir film yapmış. Ancak gerçek bir ressamın. bu kez bir "natur-morte" yap- masının. neredeyse resmin oluşumuyla eş- zamanda verilen öyküsü, sonuç olarak son derece uzun, ağır ve insan sabnnı sınayan birfilmeyol açmış. Hemen valnızca akademilerde. sanat okullannda resim öğrencilerine ve resimle çok ilgili kişilere gösterilebılecek. sıradan seyirciyi aşın zorla>an bir fılm; Erice'nin düşsel ve şiir yüklü dünyasını bu kez pek bulamadığımız. belki yürekli. ama çok yo- rucu birdeneme... 40 yılın ötesinden gelen bir başyapıt ve Fernando Solanas'ın özgün fılmi Sinemada 6 yüceler' ve 'cüceler'CANNES- Şinema. başanlı olduğu za- man ne denlı \üce bir sanat!:. Görüntü be- zirganlannın, şiddet. korku. cinsellik üre- ten \c kitlelen pasifızeederek ceplenni dol- duran sözümona sinemacılann clinden fırsatını bulup gercek bir yaratıcının. ze~-. kayla duyarlılığı birleştırmiş gerçek bir si- nema ustasının eline gcçtiğinde, nasıl dört başı mamur, güçlü ve yoğun bir anlatım aracı sinema!.. Ama onun bu vücelığini göslerebilmesi için cücelerin elinden alınıp gerçek yaratıcılann eline geçmesi gere- kiyor. 45. Cannes Şenlığı'nde aynı gün gördü- ğümüz ıki film. bu konudaki yargılanmızı pekiştirdi. Üstelik tam 40 yılın ayırdığı iki fılmdi bu... Orson Helles'in 40 yıl önce. I952'de Cannes'da Altın Palmiye almi!; olan ve negatifi bilinmeyen bir yerde oldu- ğu için yeni kopyalan bastınlıp gösterile- meyen ünlü "Othello"'su. bir yıldır süren ve büyükçe bir parava mal olan onanmı so- nunda. Cannes'da yeniden seyirci önüne çıktı. Ve Welles'ın dehasına olan ha>- ranlığımızı bir kez daha pekiştirdi. Orson VVelles. sinemanın bu unutulmaz "dahi çocuğu". "Othello"yu da hemen tüm dığer filmlerı şbi zor koşullarda çekmişti. Parasızlık yüzünden sürekli ertelenen film. neredeyse üç yılda tamamlanabilmiş. Fas hükümetinin katkılan nedeniyle Cannes Şenliği'ne bir Fas filmi oiarak katılmış ve Fas'a olasılıkla hayatında görüp görebile- ceği tek Altın Palmiye'yi getinniştı. Wel- les'in kostüm eksikliğinden. Cassıo'nun öldürülmesi sahnesini bir Türk hamamın- da çektiği, Desdamona'nın tam üç kez de- ğiştiği,filmeara venldiğinde herkesin gidip kendi işini yaptığı ve aylar sonra. para bu- lunduğunda \eniden bir araya geldiği. hep bılınen, sinema tanhıne geçmiş anekdot- lardı. Sanatçının para>la. patronla, serma- yeyle olan uğraşı hiçbir zaman lüken- memişti ki!.. Ama sonuçta ortaya çıkan. nefes kesen güzellikte siyah-beyaz ışık ve gölgeler sa- vaşımı. bir estetik şolen. bir dramaturji us- talığı örneğiydı. Welles. kendince fazla söz- lerden anndırdığı ve oldukça kısalttığı metni, kendisine özgü görkemli bir mizan- sen anlayışıyla sankı çağdaşlaştırmış, kişi- Geçtiğimiz yıllarda "Güney'' filmini izlediğimiz Fernando Solanas'ın Cannes'da gos- terilen "Yolculuk" filminin başrol oyuncuları Soledad Alvaro ve VValter Quiroz. leri >anı başımızdan, tanıdık yüzler halıne getirmiş. Othello ve Desdamona'nın dramını görkemli bir dışavurumcu sine- mayla. unutulmaz bir etki gücüne kavuş- tunmuştu. Sanatçının kızınm, filmin Des- damona'sı Kanadalı oyuncu Susanne Clo- utier'nin ve de filmi restore eden İngiliz uz- manlannın katıldığı basın toplantısında. filmin Ö7ellikle ses bandı üzcrındc >apılan görkemli onanm çalışmasının \e lilmin öz- gün müziğinin \eniden ka>dedilerek dolbv-siereo sıstcmle eklcnmcsinin getirdi- ğı bü\ uk etkı gücünün önemi üzerinde du- ruldu. Ve bu eskimeven baş\apılın onanlmış halinı. bızim de önümüzdeki yıl İstanbul Şenlığf nde görmemiz olasılığı be- lirdi. Arjantinli yönetmen Fernando Solanas'- ın şenlikte yanşan filmi "*Volculuk-EI Via- je"nin çekim öyküsü dc '"Othello" kadar kanşık olmuştu. Arjantimi usta.filminçe- kimi sırasında. yönetiroe. özeltikle de Âtt.< jantin başkanına getirdiği eleştiriler yüzün- den sürekli tehditleralmış, giderek sokakta saldırıva uğramıştı. Tüm bunlann geciktır- diği film. geçen >ıl yerine ancak bu >ılın Cannes Şenliği'ne yetıştirilebilmiştı. Ortaya çıkan yapım. Solanas'ın hemen tüm fılmleri gibi. biraz fazla uzun. dağınık, yapısı ıvı oluşturulamamış. ancak unutul- mayacak güzellikte bölümler içeren has \e özgün bir sinema yapıtıydı.Yönetmen. gü- nümüz Arjantini'nde geçen. ancak tümüy- le simgesel anlamlarla. gerçck-üstücü bo- lümlerle. şiir ve düşle vüklü fılminde. yıllar önce yuvayı terk ederek Latın Amenka'da bir yerlerde kaybolup gitmiş olan babasını aramak için yollara düşen bir genç adamın öyküsünü anlatıyordu. Kahramanımız. gerçekle düşlerin. ger- çekçi bir tavırla alabildığine shriltilmış ince birsiyaaal alavm birbinne kanştığı bir ganp >olculuk şapıyordu. Bu \olculuk sı- rasında >ağmurlann >ol açtığı bir su baskını nedeniyle lümüyle sulara gömül- müş Arjantin taşrasını \e başkenı Buenos Aires'i. kana bulanmış tehlikeli Kolombı- >a ve Venezuela'yı. voksulluğun pençesin- de kıvranan Peru'yu geçıyor. snaset adam- lannın. başta bir "kurbağa-başkan" olarak sunulan cumhurbaşkanı. ganp ve fantastik bouıtlar alan \eteneksizliklenne ve be- ceriksızliklerine tanık oluyor. anılannı de- şcrken okul günlerinden aile çevresıne olan çeşitli görüntüleri de yolculuğun somut gö- rüntüleri\le birlikte yaşı>or \e sonunda. babasını bulavım derkcn kendı kışılığınc doğru yol aldığını fark ediyordu. Yer yer langolarla örülmüş. bu ganp. alışılmadık. özgün ve kişisel fılm. belkı bir filmde ara- dığımız mükemmcllikıen uzak. kusurları ve zaafiarı olan. ama sonuç olarak sine- ma\ı kullanma özellikleri \e ona getirdiği >enı olanaklarla. sanki \Vellese yaklaşan önemli birdenev. biçimsellikleiçcriğin\eni kıvamlara doğru kanat açtığı araştıncı bir sinemanın ilginç örneğı>di. ŞENLİKTEN NOTLAR Emir Kusturica Cannes'da her kıta, her ülke \ar. Ancak Türkiye bu yıl yok. Uzun yıllardır ilk kez. hiçbir bölümde hiçbirfilmimizin>er alma- ması. gerçek bir şanssızlık. Oğuzhan Ter- can'ın '*LJzlaşına''sının Eleştirmenlerin 15 Günû'nün eşiğinden son dakikada döndü- ğü. şenliğe gönderilen Tunç Okan'ın "Sarı Mercedes"ininse yine son dakikada geri çevnldiği bildiriliyor. Bu eksıklik. bir an- lamda da Türk sinemasının şu anda içinde bulunduğu bunalımdan kaynaklanıvor kuşkusuz. Ancak son yıllarda dışanda ilgi uyandırmış olan sinemamızın şokluğu. onu izleyen yabancı sinema adamlannca fark edildi ve üzüntüyle karşılandı. Cannes'da Türk filmi yok. ama filmi gösterilen bir Türk var. Bu. aslında yıllar önce Macaristan'a göç etmiş olan bir Türk ailesinin orada doğmuş olan oğlu Can To- gay. Filmi ise, "Belli Bir Bakış" adlı resmi bölümde gösterilen ilk yönetmenlık dene- mesi "Tatilci". Soyut simgelerle dolu. ağır. ama ilginç bir sinemacıyı haberleyen bu fil- mi, önümüzdeki yıl İstanbul Festivali'nde olasılıkla izleyebileceğiz. Can Togay'Ia yaptığımız konuşmayı ise. dönüşümüzde sizlere sunacağız. Cannes bu yıl gerçek bir sinema bayrdmı halinde. Bu açıdan. Bert- rand Tavernier'yle konuşurken yanımız- dan Soianas'ın geçmesi. yaptığı belgeselı sunmak için gelen Oscar'lı vönetmen Jo- nathan Demmelc burun buruna gelipeJını sıkmak. yıllardır ha\ranı olduğumuz Bla- ke Ednards'la yaptığı basın loplantısında tanışıp. sinemasının Billy Wilder sinema- sından uldığı etkileri sormamız ve vaıîıtını almamız. bizim için düş gibi \aşanan küçük maceralar olu\or. John Boorman, Robert Altman, James Ivory, Victor Erice. Kanevski gibi yönetmenlen yakından gö- rüp dınlemek. Doğu ülkelerinde sinemanın durumu. Afnka sinemasının geleceği. sine- ma ve özgürlükler gibi konularda vapılan görkemli panellerde Wim VV'enders'dan Süleyman Cisse'ye. Spike Lee'den Emir Kusturica'ya bırçok ünlü yönetmenin sine- manın geleceği için bir araya gelıp tartış- tığına tanık olmak da son derece ilginç. Buarada. "Sinema \e Özgürlükler" top- lantısında Spike Lee'nin Los Angeles olay- lan ve Emir Kusturica'nın Yugoslavya'- daki son durum üzenne bulunduklan yargıların benzerliği ve ortaya koyduklan karamsarlığın koşutluğu da. çok kimsenin dikkatinden kacmadı. Evet. dünyamız zor günler geçiriyor ve sinema. en azından kimi sinemacılar. bu durumun bilincinde olarak. sinema aracılığıyla bu sorunlan deşmeyı ve giderek çözümler önermeyi de- niyorlar. Robert Altman Uç yeni film Kültür Servisi -Üç yeni film bugün si- nemalanmızda gösterime ginyor. Bun- lardan biri Hollyvvood. diğer ikisi ise Av- rupa yapımı. Bu ıki *k farklı" film. Ameri- kan sinemasından biraz "nefes almak" is- teyenler içın iyi bir fırsat. Bu yıl En İyi Yabancı Film Oscarını kazanan İtalyanfilmi"Akdeniz-Mediter- .ranea". bugünden iıibaren İsıanbul'da ŞTşfî Site. Bevoğlu Sinepop?- Kadıköy Moda. Çemberlitaş Şafak ve Bakırköy İncirli sinemalarında izlenebilir. 1989 yılında "Turne" adlı filmi İtalyan eleştir- menlerce yılın en iyi filmi seçilen yönet- men Gabriele Salvatores'in imzasını taşı- yan "Akdeniz". İkinci Dünya Savaşı sı- rasında sekiz İlalyan askennin Akdeniz'- in ortasında bulunan küçük bir Yunan adasına güvenliği sağlamak için gıtmelen ıle başlayan olaylan konu alıyor. Bu küçük. olağanüstü güzellikte fakat as- lında stratejik önemden yoksun adada "unutulan" \e bir süre sonra kcndilennin de asker oldu- ğunu unutan Itaiyanlann maceralannı anlatan fılm. bugün 401ı yaşlannda | olan ve kendi- j lerini terk edil- miş ve ihanete uğramış ola- rak gören. fa- kat sürdürdü- ğü savaşı yitir- se de kendisinı düşmanına satmayan 68 kuşağını \ansitan acı- tatlı bir komc- diyc dönüşü- 'Akdeniz'de Vsuına Barba yor. Geçen yıl Cannes Film Fesıivali'nde büyük ödül Altın Palmiye için yanşan "Eheda Yabancı" da bugün Isıanbul'da Bevoğlu Lalc \c Kadıköy Kadıköy sine- malarında gösterime gırivor. "Kırk Met- rekare Almanya" ve "Sahte Cennete El- veda" gibi filmlere imzasını alan yönet- men Tevfik Başer'in bu fılminde. ünlü ti- \atro sanatçısı Müşfîk Kenter ile Polon- >ali oyuncu Grazyana Szapolowska baş- rolleri paylaşıyor. Kuzey Almanya'da Hamburg'a çok uzak olmayan bir ada- cıkta yaşayan bir avuç Alman ile adaya göçmen olarak gelen birkaç kişinin öy- küsünü anlatan "Elvcda Yabancı" fil- minde Müşfık Kenter. Almanya"ya**poli- tik göçmen'* olarak sığınmak isteyen ve Türkçeden başka dı! bilmeyen bir "ya- bancı" olarak çıkıyor karşımıza. "Los Angeles'ta yaşananlann haberci- a" gibi bir sloganla pıyasaya çıkan Hollywood yapımı fılm "Artık Çocuk Değiîler-Boyz'N The Hood" filmi şehirli siyah Amerikalılann dostluk, acı. tehlike ve aşkla iç içe yaşadıklan Güney Los An- geles sokaklanndaki maceralannı konu alıyor. Filmin 23 yaşındaki genç senaryo yazan ve yönetmeni John Singkton. Los Angeles sokaklan sakinlerinin her gün yaşadıklan olaylan içeren filmin ana te- masının çocukluktan crkekliğe geçiş ol- duğunu belirtiyor. Los Angeles sokak- lannı ilk defa gerçekçi olarak yansıtmayı amaçiayan fılm, bir çok mesaj da verme çabasında. Singleton, "Amerikalı-Afri- kaldarın çocuklannı, özellikle erkek co- cuklannı yetiştirirken çok büyük sorumlu- luklaıia karşı karşıya olduklanm da gös- teriyor bu filın''' diyor. Rap yıldızı Ice Cube, Cuba Gooding Jr., Morris Chestnut ve Larry Fishburne- un başrollerini paylaştıklan "Artık Çot cuk Değiller". Harbiyc As ve Bcyoglu Lale sinemalannda izlenebilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle