07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 NİSAN1992PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Öğrenci orkestrası • KöltürServisi- 500. Yıl Vakfı'nın kutlama etkınliklen çerçevesinde İstanbul Ünıversıtesı Devlet Konservatuvan Öğrenci Orkestrası, şef Eroi Erdınçeşliginde bugûn saat 19.00'da Atatürk Kültür Merkezi'nde bir konser verecek. Pıyanoda solist olarak konsere katılacak olan Berna Sidi. 1979 yıhnda İştanbul'da doğdu. Halen Duygu Ünal'ın armoni son sınıfinda ve yardımcı doçent Sibel Kutadgubilig'in piyano orîa devre ikina sınıfında müzik öğrenimine devamedıyor. 1991 yıhnda Prof. Vitalı Margulis'in piyano kursuna katılan Berna Sidi, aynı yıl Avrupa Yayın Birliği'nin(European Broadcasting Union)düzenlediği ve 1992 yılının mayıs ayında İspanya'nın Valencia kentinde gerçekleşecek olan "8. Genç Solistler Klasik Müzık KonserTndeTRT'yi piyano dahnda temsil etme hakkını kazanmıştı. Yetkin'in imza günü • Kültür Servisi- Doç. Dr. Çetin Yetkin 'Türkiye'nın Devlet Yaşamında Yahudiler' adlı kitabını bugün saat 18. OO'de Atatürk Kültür Merkezi FuayesTndeimzalayacak. Kitapta 500 yıl önce İspanya'dan kovulan ve Osmanlı İmparatorluğuna yerleşen Yahudilerin imparatorluk tanhındekı maceralan, ımparatorluk bürokrasısı ve kaderinde nasıl bir rol oynadıklan anlatıhyor. CRR'de piyano konseri • Kültür Servisi- İstanbul Büyükşehir Beledıyesi Cemal Re- şit Rey Konser Salonu'nda 13 nisan pazartesi günü saat 19.00'da KoreU Mi- Joo Lee (piyano) ve Klaus Hellvveg (piya- no) konseri yer alacak. L'luslararası İkili Piyano Serisi kapsamında gerçekleş- tirilecek konsenn Koreh ve Alman sa- natçılan iki ayn kültürün getirdiğı birikımin farklı yorumlannı sergileyerek bir senteze ulaşmaya çalışacaklar. Mi Joo Lee Kore'de kendi kuşağında en önemli piyano yorumcusu. Klaus Hellvvig de uluslararası birsanatçı. Herikı sanatçı programlannda Mozart. Brahms, Debussv. Chopin ve Mılhaud'nun yapıtlanru yorumlayacak. 'Anıların Tadı' • Kültür servisi-Türk, Yunan ve Alman ortak yapımı "Anılann Tadı'(Küçü k Asya'U Dido Sotiriyu) adlıfilmbugün saat 18.30'da Tünel'deki Teutonia'da gösterilecek.Thomas Balkenhol ve Erman Okay'ın yönettıği fılmın çekımleri İzmır,Aydın,Aüna,Selanık ve Münih'te gerçeklntirildi.'Amlarm Tadı',1.Dünya Savaşı'ndan bu yanaTürk-Yunan üişkilerini,Kuıtuluş Savaşı'nı,göcmen olaylanru konu ediniyor. 'Dancing Machine' • KültûrServisi - İstanbul Büyükşehir Beledıyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda bugün saat 16.00 ve 19.00'da Fransi2 Kültür Merkezi'nin işbırlığiyle düzenlenen birfilmgöstenmi yer alacak. Başrollenni Alain Delon ve Claude Brasseur'un paylaştıklan 'Dancing Machine' adbfilm,Fransızca, Türkçe altyaah. Ülkemızde ilk kez gösterilecek olanfilminoyunculanndan Patrick Dupond. Paris Operası'nda Rudolf Nureyev'den sonra, onun yerine getirildi. İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda 11 nisan cumartesi günü Cüzamla Savaş Vakfı adma Prof. Dr. TürkânSaylan'ındüzenlediğisanatşöleni var. Multivizyon gösterisi, resim sergisi, dans, şiir ve müzik etkinliklerinin yer alacağı şölenin başlaması saati 16.30. 'Şiir Günleri' • EGE AJANS (Izmir) - Ege Ünıversıtesi Şıir Topluluğu tarafından yann ve cuma günü düzenlenecek "Şiir Günleri", EgeUniversitesi Kültür Sanat Amfısi'nde yapılacak. Saat 13.00'te başlayacak ilk şiırgününe Yusuf Alper, Hüseyin Yurttaş, Hidayet Karakuş. Mehmet Mümtaz Tuzcu katılıyor. Tkinci şiir gününün konuklan ise Mehmet H. Doğan, Veysel Çolak, Sina Akyol ve AJımet Necdet. Adana-Memphis kardeş kent • ANKA (Memptais)-Adana ile ABD'nin Memphis kentinin kardeş şehirler ilan edıleceği bildirildi.Memphis'te yayınlanan Metro Gazetesi'nde yer alan habere göre,ABD-Türkiye Dostluk Konseyi başkanı emekli general Fred Haynes,Adâna ile Memphis'in önümüzdeki hafta kardeş kentler ilan edıleceğini açıkladı.Haynes,heriki kardeş kentin ilanının 15 nib^n günü acılacak Osmanlı eserleri sergisi sırasında yapılacağını belirtti.Memphis'deki Osmanlı Sultanlannın İhtişamı-Türk Saray Hayatf adlı sergi 16 ağustosa dek süecek. Frankfurt'taki Dom Museum'da ilginç bir sergileme: DiniTemalara Ait Resim ve Grafîkler Acı çeken ve acıyı d t^nOttoDk NECMt SÖNMEZ (Frankfurt) Geçen yıl 100. doğum yılı büyük etkin- liklerle kutlanan ünlü dışavurum- cu Alman ressamı Otto Dix'in Frankfurt'taki Dom Museum'da açılan sergisi, resimlerinde acı, ölüm, savaş, insanın içine gömdü- ğü duygular üzerine oturtan sa- natçının şimdiye dek ele alınma- mış bir yönünü ortaya çıkanyor. Dix'in "1938-1968: Dini Temalara Aıt Resim ve Grafîkler" başhğını taşıyan bu sergilemesı, litografı, gravür ve yağlıbo>a çalışmalanndan derlenmiş. 1930'lara dek "orospulann ressamı" olarak resmi kayıt- lara geçen bu sanatçırun, dıni temalı resim- lerini izlerken, gelışim evrelerinin tamam- lamış bir ressamın sayıklamalanyla karşı- laşıyoruz. 1923'te "Aynarun Onündekı Genç Kız" isimli resmi yüzünden toplum- sal ahlakı zedelediği iddıasıyla mahkeme karşısına çıkanlan sanatçı, yargıcın karşı- sında ahlaklılığı savununca hapis yatmak- tan kılpayı sıynlmışu. Düsseldorf ve Dresden akademilerinde eğitim gören Dix, 1914-18 yıllan arasında 1. Dünya Savaşı'nda askerlik yaptı. Savaş, ölüm ve çekilen acı gibi duygular, kışlalar- da, cephelerde çizdıği desenlerine ve daha sonra büyük bir isim yapacağı dışavurum- cu resimlerine de konu olmuştur Savaşın dehşetli atmosferini Otto Dix kadar her bakıldığında hissedilebilır acıyla tuvaline aktaran başka sanatçı yoktur. Dışavurum- cu resimsel öğeleri, büyük bır ustalıkla de- formeettiği fıgürlü kompozisyonlanna uy- gulayan Dıx, en küçük detaylara bile giren gercekçi bir stil oluşturmayı başarmışür. 1920'lerin o ünlü Berlin şehrinde yaşam, cafelerin, kulüplerin, tiyatro ve monden partilerin eşiğinde sürüp gidiyordu. Bu ya- şama biçimini yakından izleyen Dix, on yıla yakm bir süre kaldığı Berün'de, ya- şadığı dönemin notlamalannı tuvallerine geçirdi. Klasik-Otto-Dix resimleri olarak kabuledilenburesimlerde(örneğin"Metro- polis") sınırlan aşan bir fantastik dün- yanın, trajik özelliklerle betimlendiği görü- lür. Travestilerin dans ettiği salonlann kapılannda kollan kopuk askerler kibrit satmaktadır. Yaşam fışkıran gece hayatını konu alan birçok resmi, derinlemesine ola- rak ele ahndıgında "yaşam acısıyla" dop- dolu gibidir. "Her insanın kendine ait çok özel bır rengi vardır, bu renk tablolan- Otto Dix İlham Perili Otoportre' I924,Tempera ma mutluluklardan çok acılarla yansır" dı- yen Otto Dix'in fıgürlen, gerçek yüzü kap- layan bır maske taşır. Berlin dönemı resımlenne bakarkcn, II. Dünya Savaşı'na kadar aynı tarzda resim yapmayı sürdüren sanatçının, maske ile gerçek yüz arasında gidip gelen bir modü- lasyon tekniğini kullandığını görürüz. Portrelerinde ise, modelinın dış görüntüsü- nü. iç dünyasını karartan duygulanyla vansıtır Yaşamı bo>unca kıhseye. gcnel toplum kurallanna. göstermelik burjuva terbı> esine karşı duran. hatta bu kurumlan alaya alan Dıx, dini temalı resimlenne nasıl geçmiştır? Bu soruvu, Frankfurt'taki sergi- yi gezerken kendimize soruyoruz. Aldığı- mız yanıt, bir ressamın isler bir nü, ister bir Madonna, isterse bir portre boyasın, ger- çekleştirdiğinin görsel kalitesinin kesinlikle bu resimlerin sunumuna (Vorstellung) ba- kılarak değerlendirme yapılamayacağıdır. Resmin sorunsalı ile resimdeki konunun uzaktan yakından bır ilgisi olmadığı unu- tulmamalıdır. Otto Dix'indini temalı re- simlerinde. İsa'nın çarmıha gerilişı. dikenli haçı taşıyışı. Romalılar tarafından işkence görmesi gibi konular ön plana çıkıyor. Te- melinde acı çekmenın, acı çektirmenin yer aldığı bu çalışmalarda, Dix'ın "bu dünya- nın yükünü tüm insanlar için çeken" İsa ile Hıristıyan öğretisi ile yakından uzaktan bır ilgisi yok. Burada, tıpkı 28 yaşında en deh- şetli savaş sahnelerini boyayan Dıx'in aynı eğiliminı 50 yaşında da sürdürdüğünü, aa çeken. acısını haykıran insanoğlunu betim- lediğinı görüyoruz. Renkleri, stilleri farkb olsa da, sanatçının fıgürselliği büyük bır değişıkliğe uğramıyor. Kübizm cğilimlerinın de görüldüğü dıni temalı çalışmalannda Dıx, erken yaşlann- da yakaladığı çağdaş sö\ lem tarzını sürdü- remıyor, kendı başansının arkasında kalı- yor. Çağdaş sanat tarihınde örneği çokça görülen bu durum, sanatçılann soluklulu- ğunu da gösteriyor. 15 Nisan'a dek sürecek olan 4.Uluslararası İzmir Film Festivali Çağdaşsinemanın yeni örnekleriKültür Servisi - Dokuz Eylül Unıversitesi Güzel Sanatlar Fakültesf nce düzenlenen 4. Uluslararası İzmır Film Festivali dün Kültür Bakanı Fıkn Sağlar'ın da katıldığı açılış törenı ile başladı Dün akşam Türk-Amenkan Derneği'- nde yapılan açılış törenınde. bilımsel çalış- malan ile Türk sinemasına katkılanndan dolayı festivalde her >ıl venlen ""Allın Ar- temis" ödülü yazar Agah Özgüç'e venldj. Aynca festivaldefilmlengösterilecek olan Zuhal Olcay, Hülya Koçyiğit, Aslı Altan ve yönetmen Canan Gerede'ye de birer plaket verildı. Kültür Bakanı Fikn Sağlar açılış töreninde yaptığı konuşmada, fesL!- valin önürnüzdekı vıllarda gelışmesini ve "Akdeniz Ülkeleri Sınema Festivali" hali- ne dönüşmesinin hedeflendığıni kaydettı. Festivale Türk yönetmen ve sanatçılann yanı sıra Almanya ve Hindistan'dan da yönetmenler kalıldı. 4. Uluslararası İzmir Film Festivali'nin bu yılki programı ise şu başlıklardan oluşu- yor:"Çağın Aynası Sınema". "Ülkelerden Secmeler", "Yeni Yönelimler". "Bir Ülke: Fransız Sineması", "Sinema Dosyası", "Uslalan Tanıyalım", "Türk Sineması-İlk Film, Yeni Bakış". "Yeni Sanat Video" ve "Close-Up". "Çağın Aynası Sınema" bölümünde Akira Kurosavva "Düşler", Bemardo Ber- tolucci "Çölde Çay", Ândrzej Wajda "Va- atler Ülkesi" filmleri ile temsil edilirken, çağdaş Amerikan sinemasından da bir ör- nek yer alıyor:"Kagş". Filmin yönetmeni ise Dennıs Hopper. Bölümün son çalış- ması Francis Ford Coppola, Martın Scor- sese ve Woody Allen'ın üç ayn öyküyü an- lattıklan "Nevv York Üçlemesi" olacak. "Ülkelerden Secmeler" bölümünde ise Alan Parker'ın "Gel Cenneti Gör", Chan- tal Akerman'ın "Gece ve Gündüz", Ferid Boughedir'm "Çatılann Çocuğu" ile Ab- bas Kiarostami"nin "Arkadaşımın Evı Ferid Boughedir'in "Çatılann Çocuğu" adlı fdmi, festi>alin "Ülkelerden Secmeler" bölümünde sunulacak. Nerede?" ve "Yakın Plan" adlı filmleri fes- tival ızleyicisine ulaşacak. Geçtiğimiz aylarda İstanbuFda gösteri- me çıkan dörtfilm,Lars vpn Tner'nin "Eu- ropa", La Brocka'nın "Özgürlük Savaşçı- lan", Leonard Scrader'ın "Çıplak Tango" ve Pavel Loungıne'in "Taxı Blues"u ise fes- tivahn '"Yeni Yönelimler" bölümünde su- nulacak. Festivalin "Bir Ülke" bölümü bu yıl Fransa'ya aynldı.Fransız sinemasından klasik ve çağdaş örnekleri birarada sun- mayı amaçlayan bölümde Rene Clair'in "Paris Uyanıyor" ve "Antrakt", Christian de Chelonge'un "Doctor Petiot", Etienne Chatiliez'nin "Danielle Teyze" ve Jean Paul Rappeneau'nun "Cyrano de Berge- rac" adlı çalışmalan gösterilecek. "Sinema Dosyası" bölümü ise, ülkemiz- de örneklerini pek ızleyemediğimiz Türki Cumhuriyetleri'ne aynldı bu yıl. Fassbinder ve Shakhnazarov Daha çok Doğu Bloku ülkelerinin sorunlanna eğilen fılmler yapan ıkı yönetmen, festivalin "Us- talan Tanıyalım" bölümünde çeşitli dö- nem filmleri ile anımsanacaklar. Fassbin- der, 1976-81 yıllan arasında çektiği "Vero- nica Voss", "Maria Braun'un Evliliğj" ve "Çın Ruleti" adlı fılmlerinın gösteriminin yanısıra 10 Nisan günü Alman Kültür Merkezi'nde Denız Derman'ın gerçekleşü- receği "Fassbinder" konulu seminerle de anılacak. Shakhnazarov ise 1983-89 yıllan arasında gerçekleştirdıği ve çeşitli festival- lerde ödüller kazanan dört filmı ile Izmir'li sinemaseverlenn karşısına çıkacak:"Jazz- men", "Sıfır Kentı", "Kurye" ve "Gagra'- da Bir Kış Akşamı". 4. Uluslararası İzmir Film Festivali'nin "Türk Sineması-İlk Film-Yeni Bakış" bö- lümünde ise, geçtiğimiz günlerde 11. Ulus- lararası İstanbul Film Festıvali'nde de izle- nime sunulan dört film yer alıyor.Canan Gerede'nin yönettiğı "Robert's Movie", Işıl Özgentürk'ün çalışması Seni Şeviyo- rum Rosa", Yavuz Ozkan'ın "Ateş Üstün- de Yürümek" ve Aydm Bağardı'nın çektiği "Ölürayak". bu bölümün filmlen. İlk kez 3. Uluslararası İzmır Film Festi- vali'nde sunulan ve bu yıl ikincisi gerçek- leştirilen "Yeni Sanat Video"da ise Berlin video sanatçılannın 30"a yakın çalışması sunulacak. Filmler Alman sinemacı Ek- hard E.Kahne"nin sunuşuyla, 13 ve 14 Ni- san günlerinde gösterilecek. Sabri Kaliç'in hazırladığı "Close-Up" bölümünde ise Oliver Stone. Spike Lee ve Paul Mazursky ile yapılan röportajlar ve fılmlerinden secilen sahneler açıklamalı olarak 15 Nısan'da Türk-Amerikan Der- neği'nde izleyıcilere sunulacak. Siddharta'nın yazan Hermann Hesse için ölümünün 30.yılında Milano'da bir toplantı düzenlendi Kitaplan satsa da eleştirmenler onu sevmiyor Kültür Servisi- Grenç ve yaşlı okurlann idolleştirdiği Alman yazar Hermann Hesse,ölümünün 3O.yılı nedeniyle düzenlenen toplantıda eleştirmenlerin hedefî oldu.Milano toplantısından çıkan sonuç,Hes- se'nin kitaplannın her yıl onbinlerce satsa da,eleştirmenlerin,Aİman yazardan hoşlanmadıklanydı. Hermann Hesse Basel misyoner kuruluşunda çalışan bir ailenin çocuğu olan Hesse eleştirmenlerin gözünde. zenginliği ve ailesini terkederek, bilgeliği, akıp giden nehirler ve kiliseler arasında arayan bir genç adam parabolü. Bır grup eleştirmenın gözünde Hesse ken- dini arayan, aile baskısı ve her tür tiranlık- tan sıynlmanın yoiunu kollayan erişkinle- rin yazan. Milano toplantısı konuşmacılanndan Prof Gert Mattenklott'a göre Hesse'yı çok da abartmamak gerek. Mattenklott şöyle diyor: 'Hesse"yi çağdaşı Thomas Mann'le aynı kefeye koyabilir misiniz?" Germanist Giorgio Cusatelü'nın Hesse değerlendirmesi ise şöyle, Kitlelerin ya- zannı eleştirmenler sevmiyor .Onda "kitch' bir yön yakahyorlar. Bence kitleye ulaşan yazarlar arasmda en başanlısı Hesse'. Italya'daki toplantıda Hesse 'derinlemesine taşralı'.modern ola- rak nitelenen çizginin dışında kalan, yapıt- lannda güney Almanya'yı anlatan bir ya- zar olarak ele alındı. Eleştirmenlerin gözünde, 'Bozkır Kur- du', 'Narziss ve Goldmund', 'Knulp' gibi kitaplann yazan aynı zamanda çağdaş Baü dünyasına yönelen bir yazar. Makina- ya, endüstnye 'hayır' diyen bır hoşnutsuz. Germanist Cusatelb üç tür Hesse okuyu- cusu saptamış: I93O'lardan savaş sonuna dek gelen okuyucu, 'meraklı' olarak nitele- nebilecek bir okur grubu. İkinci grup için- de Sıddharta tutkunu okurlar var. Bunlar Hesse heyecanını 1945-1970 yıllan arasında yaşamışlar. (Eleştirmenlere göre Siddharta bugün bir kıtap olmanın ötesinde bir tür kült objesi). Üçüncü okur grubu bugünün hoşnutsuz okuyucusu. Cusatejli şöyle de- vam edıyor, "Geçen yıl Pavia Üniversitesi'- nde öğrencılerine Hesse'yi konu alan bir seminer programı gerçeİcleştirmeyi öner- dim. Öğrencilerden gelen tepki şöyle oldu, 'Sıddharta çoktan arşivimızde yerini aldı. Biz bu kitabı 17 yaşında okuduk. Gençler Hesse'nin dinsel ve mistık kitaplan yerine daha çok tarihi,otobıyografik kitaplannı tercih ediyor." Kimi eleştirmenler daha da ileri gidiyor. Hesse'nin Freud, Marx ve Heidegger'ın gölgesı bile olamayacağmı, bugün bir aydının Hesse'den söz ediyorsa utanması gereküğini aktanyor. Milano toplanüsının konuşmacılan- ndan biri de Hesse'deki Doğu tutkusunu şöyle değerlendiriyor,'Hermann Hesse'de Doğu dindir, Batı mantık ve tekniği sımge- ler. Hesse hıristiyan mıydı? Başlangıçta bu gerçeğı reddetmişti. Son- ra bunu Tolstoyvari bir düzlemde ele aldı. Budızmden taoizme ve Konfüçyonizme dek Doğu dinlennir. varlığı onu etkiledi. BÎRGÖRCS ENİS BATUR Edebiyat ve Matematik Bizim edebiyatımız, edebiyat üzerine çok az düşünmüştür. "Eureka"sı (Poe), "Monseiur Teste"si (Valer>), "Kimi Ki- taplanmı Nasıl Yâzdım?"ı (Rousel) ol- mayan bir edebiyat boy atmakta zorla- nır. Şiir üzerine biraz daha fazla malzeme var elimizde. Haşim'in "Piyale"ye yazdı- ğı öncü önsözden bugüne uzanan zaman dilimi içinde Tanpınar'ın, Necatigirin, Turgut Uyar ve Cemal Süreya'nın şiirin içinden yazdıklan yabana atılmayacak bır toplamın ilk dilucuna gelen örnekleri. "Şiir Sanatı", dizgeyi sevmeyen bir kül- türün kısırbğmı kanıthyor öte yandan: Salah Bırsel'in "Şiinn İlkeleri" Asaf Ha- let Çelebi'nin çalışmaran ve İsmet özel'- in "Şiir Okuma Kılavuzu" ile sınırlı bu alandaki ürünler. Çözümlemelerin geç- mişi yeni, sayısı büyüksenebılecek gibi değil: Cöntürk'ten Ahmet Oktay'a, bir- kaç kahraman iş. Kuramsal cerçevede 1970'lerdeki kıpırdamşın önü hemen ü- kandı: Belki akademi çöktüğü için. belki daha da geniş nedenlerle. Kendisi üze- rinde düşünmeyen edebiyat, kaçınılmaz biçimde, ne kadar kalıa ürün verebili- yorsa o kadar verebihyor böylece: Sey- rek. Çeviri yayın alanında yaşanan sıçra- maya da özenle bakmahyız aslında. Hangi klasik metinlere hala ulaşamadık? Şiirden uzaklaşmayacak olursak: Hop- kins'ten, Yeats'den, Valery'den, Clau- del'den, Hölderlin'den, Pasternak'tan, Mandelstam'dan, Ekelöf ten ve daha ni- ce şairden neden birer tane olsun kıtap yapamadık? Şiir üzenne yazılmış, herbiri olmazsa olmaz özelliğı taşıyan, hem de şairlerin kalemınden çıkma deneme top- lamlan neden yayımlanamadı? Mallar- me, Gottfried Benn, Pounda, Bonnefoy, Seferis, Wallace Stevens ve pek çok de- nemeci-şairin kitaplan canaücı açılımlar getirecek yapıtlar. Paz'ın çekirdeğine he- nüz yönelmedik. Eliot'tan çevrilmesi ge- reken daha çok deneme var. XX. yüzyılın özellikle ikinci yansına • damgasını vuran eleştirel üretim bağla- mında bir dönem yaşadığımız hareketli-'' liğin yerini durgunluk aldı çarçabuk: Rus Formalistleri, Prag Çevresi, Frank- furt Okulu'nun anayapıtlan, Yorum Bil-. gisinin büyük metinleri ne kadar uzağı-1 ' mızda. Eco'nun romanlanna sıcağı sı- cağına yetişmek için çırpınıyonız da her- biri ayn önem taşıyan kuramsal çalış- malanna kulak asmıyoruz hala. Türkıye'nin kültür ortamma öteden beri bir virüs gibi dadanan, eklemlemeyi öncelıkle silkıp aımamız gerekir üzeri- mizden. Yeni Dergi'nin, Türk Dib'nin, Çağdaş Eleştiri'nin ve pek çok başka derginin koleksiyonlannı taraym, bir meçhul asker mezarhğının uçsuz bucak- sız koridorlannda dolaşüğınızı anlarsı- nız: Keşfedilmeyi, yan yana getirilmeyi bekleyen çok sayıda önemli metin orada beklemektedır. Edebiyat üzerine düşünmek için, bir ağacın organık bütünlüğünü göz önüne almak gerekir. Kökünü tanımadığınız, gövdesini hesaba katmadığınız, ana dal- lannı fark etmedığıniz yaşlı bır ağacın to- murcuklannı toplamakla uzun yola çı- kın hazırlayamayız. Edebıyaü zembille inmiş bir yetenek ve kısa atımlı kelime cümbüşü ile tanım- lamayanlışını benımsememışsek, mate- matik öğrenmekten başka çıkış yolumuz yoktur. Ve matematik öğrenmek bir metafor değildir. Marc Laforet Marc Laforefnin piyaiK) resitali Kültür Senisi-Uluslararası Varşova Chopin yanşması 'büyük ödülü'nü ka- zanan genç piyanist Marc Laforet 27 ni- san günü saat 19.00'da Atatürk Kültür Merkezi'nde bir konser verecek.Sanatçf konserinde Chopin,Ravel ve Beetho- ven'in yapıtlannı seslendırecek. Eğıumıni Pans Yüksel Ulusal Konserva- tuvan'nda birincilikle tamamlayan." Laforet'nin ödülleri arasında Cziffra ve Yehudi Menuhin altın madalyalan ile Nevv York Young Concert Artists' bi- rinciliğı de yer alıyor. Uluslararası dü- zeyde sürdürdüğü kariyerinde.Milano Scala Orkestrası.Tokyo Filarmoni,Paris Orkestrası ve Suisse Romande gibi or- kestralann sürekli davethsi olan Lafo- ret'nin EMI plak firması ile son zaman- larda gerçekleştirdıği CD'lerde Chopin'- in tüm piyano konçertolan ve diğer pek çok solö yapıtı yer alıyor. Kültür etkinlikleri kapsamında konse- ri gerçekleştirecek olan DYP İstanbul İ^ Başkanlığı,klasik batı müziğine dönük klasik müzik konserlerinin özellikle gençliğe yönelik amaçlandığını vurgulu- yor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle