Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 NJSAN1992 PERŞEMBE ;UMHURİYET SAYFA
17
'Erbulak
Ödülü'
Keskin'in
Küitür Senisi - "Altan
Erbulak Ödülü" dün akşam
Ses Tıyatrosu'nda yapılan
törenle. tiyatro sanatçısı Erol
Keskin'e verildi. Törenin
açıhş konuşmasını yapan
Halit Kıvanç, Altan ileolan .
anılannı anlattıktan sonra
Füsun Erbulak, Ayşe
Erbulak. Sevinç Erbulak,
Ferhan Şensoy ve
kendisinden oluşturduklan
jürininheryıl Altan
ErbuJak'ın beğeneceği bir
tiyatro sanatçısına bu ödülü
vermeyi düşündüklerini
anlattı. 'AJtan'ın
sağlığında eğer kendi adına
bir ödül verilecekse, "Ben
sanatçıya plaket yerine bir
para armağanı ya da altın
külçe verirdim' dedi.
(Fotograf: İBRAHİMGÜNEL)
Veda yemeğinin yerli konııkları
Cumhurbaşkanı Vekili Hüsamettin Cindoruk, TBMM'nin kunıluşunun 72. yıldönümü ne-
deniyle Türkiye'de bulunan yabancı parlamcnto başkanlarına önceki gece >eda yemeği ver-
di. Vemeğe, L'lusal Egemenlik Şöleni'ne katkılarından ötürii konuk edilen sinema ve ses
sanatçıları, Cindoruklar'la bir de anı fotoğrafı çektirdiler. (Fotoğraf: AA)
Havadan
denize
Miami Deniz
Araştırmalan
Kurumu. Kay
VVest açıklarında
bulunan 15
balinayı çeşitli
yönleriyle
inceledi. Kurumun
amacı, say üarı
gittikçe azalan
balinalann
neslinin
tükenmesini
engellemek. ABD
Hava
Kuvvetleri'ne
bağlı helikopterler
de araştırma
çalışmalannın
sona ermesinin
ardından,
balinaları yeniden
denize bıraktılar.
(Fotoğraf:
AP AA)
HABERLERIN DEVAMI
AKDENDAKI
GERÇEK• Baştarafı 1. Sayfada
maz, olamaz.
tktidardan esen rüzgârlar kar-
fisında eğilip bükülen bir gaze-
tenin kimliğiyok demektir. Kar-
şısında ister siyasal iktidar ol-
sun, ister ekonomik iktidar, ga-
zete bağımsızlığını korumak zo-
rundadır.
Babıâli'de bir sûreden beri
unutulmuş görünen bu temel il-
keleri anımsatmak ve anımsa-
mak gereğini duyumsadık. Çün-
kü Türkiye, demokrasiyi yeni-
den inşa etmek zorundadır. Bu
yapılanmanm mimarhğında taş
üstüne taş koymak da Cumhu-
riyet gibi bir gazetenin tarihsel
işlevini oluşturur. 12 Eylül huku-
kunun tasfiyesiyle kurulacak ye-
ni anayasal yapının çağdaşlığa
doğru büyük adımlardan birini
oluşturacağma inanıyoruz, Bu
sürecin bnemini kamuoyuna
yansıtmak, Türkiye'nin yeni
anayasasını halkla birlikte inşa
etmek, demokrasi ülküsünü be-
nimseyen her gazete için özenle
yürütülecek bir gö'rev sayılma-
lıdır.
Cumhuriyet'in bu süreç için-
de tarihine ve kimliğineyakışan
görevi üstlenmesi doğaJsayılma-
lıdır.
• • •
Ege'de deniz
• Baştarafı 1. Sayfada
çarpıştı. Kazanın nasıl mey-
dana geldiği henüz belirlene-
mezken. 1598 grostonluk
gemi, 3-4 dakika içinde battı.
Mert Kan gemisinden denize
dökülen 18 kişiden I3'si ka-
yıplara kanşırken dördü ara-
malara katılan Yunan gemile-
ri tarafından kurtanldı ve
Kalamata Hastanesi'ne kaldı-
nldı. Kurtulanlann ilk tedavi-
leri yapıldıktan sonra taburcu
edildikleri .öğrenildi. Kurtar-
ma operasyonlan dün gecenin
geç saatlerine kadar sürdü.
Aramalann sonucunda kimli-
ği henüz belirlenemeyen bir
ceset bulundu. Geri kalan 13
t nzcinin kurtulma şansının
oldukça azaldığı belirtiliyor.
Yunan askeri uçak vc ticari
gemileriyle sahil koruma bot-
lannın yoğun sis içinde katıl-
dığı arama operasvonlan
süresinde dört Yunanlı gaze-
tecıyi taşıyan bir helikopter
de. aramalarda yer alan bir
geminin bacasına çarptı ve de-
nize düştü. Aralannda Yunan
TV ekibinin de bulunduğu ga-
zeteciler. denizden çıkanldı v e
hastaneye götürüldü.
Mora Yanmadası yakınla-
nnda batan Aksu Gemıcibk
Lımited Şirketi'ne ait Mert
Kan adlı geminin 1. kaptanlı-
ğını yapan Yüksel Yüceyü'-
nûn. çeşitli şirketlerdeçalıştık-
tan sonra, Aksu Gemicilik'e
yeni girdiği belirtildi. Bu ara-
dt. Mert Kan gemisinin asıl
kgptanının Olgun Akgöz ol-
dı.ğu ve yılbk izin kullandığın-
dan sefere Yüceyü'nün çıxa-
nldığı öğrenildi.
\ksu Gemıcibk Şirketi _\et-
killeri ise. "Ulaştırma Bakan-
lığ devrede. Bize sürekli bilgi
ven>orlar. Onlarla görüjo-
ru;. Arkadaşlanmızın kurta-
nlması için Yunanlı makam-
lann da vardımlanyla çalış-
mılar sürüyor. Umudumuz.
ksyıp arkadaşlanmızın sağ
oLrak bulunabilmesi" dedi-
leı
kazada kurtulanlar: Kâmil
rirk(3. kaptan), Murat De-
ıraiigemici), Metin Kemertaş-
(gmici) ve Nevzat Aslan(ge-
rncij
Kıyıp olanlar: Yüksel Yü-
c*vü(l. kaptan), Tekin Er-
d«ı(2. kaptan). Ayhan Gök-
ç«çarkçıbaşı). Hüseyin Ka-
ya2. çarkçıbaşı). Ahmet Ziya
Vkral(aşçı). Recai Aycı(aşçı),
vt gemiciler. Hasan Demir.
ı Başaran. Kral Erkutay.
Akbaş. Yusuf Yeğih.
F-Sseyin Akgiin
Aksu Gemicılık Şirketi vet-
_ kcüSeri^cesedi bulunan gemi-
cima Hasan Onıç olduğunun
sanldığmı belirttiler.
Özalclan Bush'a taktik
• Baştarafı 1. Sayfada
dayalı bir "Özal planı", Çekiç
Güç'ün süresınin uzatılması
için ABD'yi bir an önce başvur-
maya davet ve Kıbns'ta toprak
tavizinin ilk kez resmen net bir
şekilde telaffuz edilmesi de var.
İki devlet başkanının görüş-
mesi çok samimi bir havada
geçti. Bush, Özal'ı Oval Ofıs'te
"Sevgib dostum Turgut, seni
burada görmekten çok mem-
nunum" diye karşıladı. Özal da
Bush'a "George", Dışişleri Ba-
kanı James Baker'a "Jim" diye
hitapetti.
Cumhurbaşkanı Özal. iki ül-
keyi ilgilendiren dosyalara ge-
çilmeden önce önümüzdeki
günlerde yapılacak ABD baş-
kanlık seçimlerini Bush'un ka-
zanacağını kesin bir ifadeyle
söyleyip başan dıleyince Bush.
karşısındaki kanepede oturan
Dışişleri Bakanı James Baker'a
dönerek "Turgut her şeyi önce-
den doğru tahmin eder. Körfez
savaşında da bunu gösterdi.
l marım bu tahmini de doğru çı-
kar"dedi.
Fotoğraf için poz verme süre-
si de dahil olmak üzere toplam
45 dakika süren görüşmede ön
plana çıkan konular ana başlık-
lanyla şöyle:
Demirel ile uyum: ABD Baş-
kanı Bush, tıpkı görüşmeden
önce gazetecilere söylediği gibi
görüşme sırasında da Başba-
kan Süleyman Demirel ile hü-
kümet düzeyinde, özal ile de
devlet başkanı düzeyinde çok
iyi bir diyaloğu olduğunu ve
bunu her iki boyutta da sürdür-
mek istediğini söyledi. Dolaylı
olarak Demirel ile diyalogdan
memnun olduğu mesajını veren
Bush'un bu duyarbbğı görüşme
boyunca Özal tarafından da
paylaşıldı. Özal her fırsatta,
Amerika'ya gebneden önce
Başbakan Demirel ile bir gö-
rüşme yaptığını vurguladı, yani
kendisinin eşgüdümlü bir şekil-
de Oval Ofıs'te bulunduğu te-
masını işledi. Aynca görüşme
süresince her iki taraf da Başba-
kan pemirel'den saygıyla bah-
setti. Özal, aynı gece VVashing-
ton Büyükelçiliği'nde yapüğı
basın toplantısında da bu ko-
nuda titizlik gösterdi ve sözleri-
ne, "Konuyu iç politikaya ge-
tirmemenizi riça edeceğim"
diyerek gjrdi. Özal, "ABD'ye
verdiğiniz mesajlan hükümetle
koordine ettiniz mi" sorusunu
yönelten bir gazeteciye de sert
bir şekilde "Bu soruya cevap
vermiyorum. Siz başka şeyler
anyorsunuz. Meseleyi bir kavga
haÜne getirmeyTn" karşıhğıru
verdi. Özal ile gazeteci arasmda
kısa bir tarüşma yaşandı.
Çekiç Güç: Görüşmede, Çe-
kiç Güç konusunu, "Bu konu
bizim için çok önem taşıyor"
diye lafa giren ABD Dışisjeri
Bakanı James Baker açu. Özal
bu noktada ilginç bir girişimle
ABD'ye taktik verdi. Daha ön-
ce hükümetin elinde olan Çekiç
Güç'ün süresirün uzaülması
yetkisinin artık TBMM'ye iade
edildiğini hatırlatan Özal, so-
nuç son tahh'lde olumlu olsa
dahi TBMM'nin bu konuda
karar almasının zaman alabile-
ceğini bebrttikten sonra "Hazi-
ranı beklemeyin. Yeni süre için-
de hemen başvurun" dedi.
Bunun üzerine ABD Başkanı
Bush, odada bulunan Ameri-
kab yetkib'lere Özal'ın bu tavsi-
yesinin hemen dikkate alınması
yönünde direktif verdi.
Irak-Kürt: Irak konusunda
iki tarafın da en dikkatle birbi-
rini dinlediği aynnülar, Devlet
Başkanı Saddain Hüseyin ile il-
gili olanlar oldu. Her iki taraf
da Irak'ta bir yönetim değişikb-
ği olmadan bu dosyanın istikra-
ra kavuşmasının zor olduğu
konusunda birleşti, ama bunun
gerçekleşip gerçekleşmeyeceği-
ne ilişkin bir tahmin yapamadı.
Hatta Amerikan tarafından
böyle bir değişikliğin zaman
alabileceği görüşünün bulun-
duğu dikkat çekti. Cumhurbaş-
kanı Özal daha önceki görüş-
melerinde Irak'taki kaü bir
ambargo yanbsı izlenimi yara-
ürdı. Özal bu kez Saddam Hü-
seyin cezalandınbrken Arap,
Kürt ve Türkmen, tüm Irakbla-
nn bu Işİn uzamasından acı
çektiğini ifade etti. Hatta boru
hattının kapalı olmasının Tür-
kiye'ye de zarar verdiği mesajı-
ru verdi. Özal büyükelçilikteki
basın toplantısında ise bu ko-
nuda "Mesde böyle giderse
Irak'ta problem daha da büyiir.
Bir çözüm bulunması lazun" de-
di. Ancak çözümün ne olması
gerektiği konusunda ne Bush
ne Özal bir şey söyleyebildi.
Özal, Kürt konusunda ise
Türklerin tarih boyunca Kürt-
leri himaye ettiğini hatırlattı ve
bu rolün süreceğini ifade etti.
Özal, PKK ile daha rahat bir
mücadele için de bunun gerekli
olduğunu söyledi.
Kıbns: Görüşmenin tümü
içinde fazla bir yer tutmayan
Kıbns konusunu ABD Başka-
nı George Bush açtı. "Durumu
nasıl görüyorsunuz, ne olacak"
diye soran Bush'a Özal, duy-
mak istediği her şeyi söyledi:
"Biz masaya otunıruz. Hemen
müzakereye başlanz, aniaşmz"
dedi. Türkiye'nin, bu müzake-
renin temefini oluşturacak üç
BM karan ile "fıkirler demeti-
ne" esas açısından bir iürazı
olmadığıru kaydeden Özal,
ama Rumlann sahadan kaçabi-
leceğini söyledi. Özal, Bush'a,
"Galiba Rumlar yan çiziyor,
bir tahkik edin" dedi. Özal,
Türkiye'nin bu müzakerelerde
iki noktanın altını çizeceğini
söyledi ve bunu basın toplantı-
sında şöyle ifade etti:
"1. Sayısı belli miktarda Ru-
mun veya Türkün öbür tarafa
gidebilme arayışında yavaş
olunması lanm geliyor. Çünkü
SSCB ve Yugoslavya'daki et-
nik meseleler bu işin zor oldu-
ğunu gösteriyor. Durup durur-
ken tekrar kavga çıkmasına
sebep olmayalım. Belli sayıda
insanın karşılıklı değişimi ko-
nusunda sayı üzerinde anlaşılsa
dahi bunun bir morotoryum-
dan sonra yapılması daha doğ-
ru olur.
2. Federasyon iki bölgeli. İki
toplumlu ve siyasi eşitliğe daya-
lı olmalıdır. Başkanlık makamı
ise rotasyona bağlanmalıdır.
Bunda ısrarL olacağız."
Özal, elçilikteki basın toplan-
tısında Türk tarafının toprak
konusunda belli bir esneklik
göstereçeği yönünde sinyal de
verdi. Özal, "Toprak konusun-
da Türk tarafı belli bir esneklik
gösterecek, ama bunun ne ol-
duğunu şu anda kimse bilmi-
yor" dedi. Özal'ın yaklaşımlan
genel olarak Amerikalılan tat-
min etti ve "topun Rum tara-
fında olduğu" göriişünde taraf-
lar birleşti.
Azen-Ermeni: Cumhurbaş-
kanı Özal, Beyaz Saray'a git-
meden, önce yaptığı bir konuş-
mada, kökeni eskiye dayanan
Azeri-Ermeni çatışmasının çö-
zümü için toprak ve nüfus deği-
şimi önerisi ortaya atmıştı.
Özal, bu öneriyi daha aynntıh
bir şekilde Bush'a da yaptı ve
yüzyıl başında Türkiye ile Yu-
nanistan'ın yaptığı mübadele-
nin küçük çaph bir benzerinin
kahcı bir banş temin edebilece-
ğini söyledi. Azeri-Enneni ça-
tışmasının sona ermesinin sade-
ce iki devlet için değil, Türkiye
için de çok önem taşıdığını kay-
deden Özal, "Bir çözümün ola-
bileceği inancuıdayım. Bu
konuda müşterek çaüşmaya da
hazınz" dedi. ABD tarafı bu
yaklaşıma hemen bir tepki ver-
medi. "Olur" yeya "olmaz"
denmedi, ama Özal'ın fıkirleri
not edildi.
Orta Asya, BDT: Özal, BDT
konusunda da ilginç bir çıkış
yaptı. ABD'de, Rusya'nın eko-
nomik prograrru diğerlerinden
daha iyi yürüttüğü yönünde bir
izlenim ve bunun rahatlığını se-
zen Özal, bu konuda "BDT
sadece Rusya'dan oluşmuyor.
Diğer cumhuriyetler sanki
Rusya'dan sondurmuş gibi bir
tutum içine girroemek lazım"
mesajını verdi. Etrafındakı dev-
letler ihmal edilirken sadece
Rusya'nın canlandınlmasının
tarihi yansunalan olabileceğine
dikkat çeken Özal, "Bizim
Batı'dan gömıek istediğimiz,
bu ülkeler arasmda aynm ya-
pılmamasıdır" diye İconuştu.
Türkiye'nin uydu aracılıgıyla
Orta Asya'ya yapacağı TV ya-
yıru da Amerikan yönetimince
çok ilgi gördü. Baker bundan
takdirkâr bir havada bahsetti
ve "Bu iş çok önemli" dedi.
Cumhurbaşkanı Özal görüş-
mede aynca ABD'yi Bosna'-
daki katliama daha fazla eğil-
meye ve bir banş gücü gönderil-
mesi içingirişimde bulunmaya
çağırdj. Özal, Makedonya'nın
adının değişürilmesinin ise Tür-
kiye tarafından anlaşılmasının
mümkün olmadığını kaydetti.
. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, CNN Televızyonu'na
verdiği demeçte. Türk Cumhu-
riyetleri'nin laik ve demokratik
Türkiye modelini izlemek iste-
diklerini söyledi.
Özal, CNN muhabırinin.
Başbakan Süleyman Demirel'-
ın Orta Asya'daki Türk cum-
huriyetler ve Azerbaycan'ı
kapsayan gezisine ilişkin sorusu
üzerine. bu ziyaretin. Türkiye'-
nin bu ülkelerle ilişkiler konu-
sundakı politikasının bir parça-
sı olduğunu belırtti. Özal şöyle
konuştu:
"Orta Asya Cumhurivetleri'-
ne daha önce Dışişleri Bakanı-
mız bir ziyarette bulunmuştu.
Bunu Başbakan'ın zivareti izle-
di. Muhtemelen. önümüzdeki
yıl ya da bu yıl sonunda ben de
bu ülkelerin bazılannı ziyaret
edeceğim. Bu cumhuriyetlerin
çoğunun etnik olarak Türk kö-
kenli olduğunu biliyorsunuz.
Lfak bazı dcğişikliklcr olmasj-
na rağmen bizimle benzer lisanı
kullanıyorlar. Halkın çoğunlu-
ğu Müslüman ve Sünni. Dola-
yısıyla onlarla çok iyi ilişkilen-
miz var. Bu ülkeler laik ve
serbest piyasaya dayalı Türk
modelini izlemek istediklerini
vurgulamış bulunuyorlar. Laik
ve demokratik Türkiye modeli-
ni izlemek istiyorlar."
Bosna-Hersek için çağn
öte yandan Cumhurbaşkanı
Turgut özal ile Başkan George
Bush'un, yaptıklan görüşmenin
ardından Bosna - Hersek'teki
şiddetin sona ermesi için çağrı-
da bulundukları bildirildi.
Beyaz Saray açıklamasında,
"Başkan Bush ve Cumhurbaş-
kanı Özal, Saraybosna'daki tz-
zetbegoviç hiikiimetini, Bosna-
da kan dökülmesine son verme-
ye cağırdı" denildi.
Açıklamada, "Başkan Bush,
Sırp, Hırvat ve Müslümanlar da-
hil biitün taraflan, silahlannı bı-
rakmaya ve geleceklerini banş
içinde görüşmeye çağınyor" ifa-
desi de yer aldı.
• • •
OzaPdan,
darbe
söylentüerine
açıklık
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Cumhurbaşkanı Turgut
Ozal'm ABD'de gazetecilerle
yaptığı görüşme sırasında kul-
Iandığı "darbe" kelimesinin
"yanlış" anlaşıldığı ve saptın!-
dığı bildirildi.
Cumhurbaşkanhğı Sözcüsü
Büyükelçi Kaya Toperi tarafın-
dan dün yazılı olarak yapılan
açıklamada Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın ABD'de gazete-
cilerle yaptığı görüşme sırasın-
da kullandığı darbe kelimesine
açıklık getirildi. Açıklamada
kelimenin yanlış anlamalara
meydan verecek şekilde kulla-
nıldığı belirtilerek konunun
saptınldığı kaydedildi.
Açıklama şöyle denil-
di: 1983 seçimlerinden sonra
iktidan askeri idareden devir
aldıklannı belirten cumhurbaş-
karumız aynen şunlan söyle-
miştir:
"Biz iktidan bir askeri idare-
den devraldık. Bilindiği gibi 12
Eylül harekâü bir emir-komuta
zinciri içinde olmuştu. Bu şekil-
de bir gelişme Türkiye'de ilk
defa oluyordu ve tekerrür ihti-
mali her zaman kolaydı. Nite-
kim hatırlanacağı üzere buna o
tarihte Güney Amerika modeli
denilmişti. İşte biz bunun bir
daha tekerrür etmemesi için ge-
rekli tedbirleri dikkatli bir şekil-
de aldık."
Cezaevi kiracıyı bekliyor Bakan Oktay sözlerini
Baştarafı 1. Sayfada
kendileri ile ev sahibinin kim-
liğini ve ödedikleri kiranın
miktanm ayrıntılarıyla beh'r-
tecekler. Bir asıl ve iki örnek
olarak doldurulan bilgi form-
lan, varsa
apartman yöneticisi araabğıy-
la, yoksa doğrudan kiracılar
tarafından Maliye'ye gönderi-
lecek. Tebliğe göre, bilgi formu,
en yakm defterdarlık, gelir mü-
dürlükleri, vergi daireleri ve
mal müdürlüklerinden ücretsiz
alınabilecek. Tebliğde bilgi
formlarının bu organlara gön-
derildiği belirtilmesine karşın,
birçok vergi dairesine bu form-
ların henüz ulaşmadı.
Bilgi formunu elde etmek için
zaman harcamak zorunda ka-
lan kiracılann, formu doldur-
mak için de ayn birçaba harca-
ması gerekiyor. Tebîiğin formu
doldurma tekniklerinın açık-
landığı bölümünde, kiralanan
gayrimenkulün birden fazla ki-
şiye ait olması durumunda her
kişi için formun ayn ayn doldu-
rulacağı belirtiliyor. Gayrimen-
kulün sahibi bilinmiyorsa veki-
linin, kanuni temsilcisinin ya da
kendisine ödeme yapılan kişi-
nin, adı, soyadı, adresi ve tele-
fon numarasının yazılarak, bu
durumun aynca açıklama bö-
lümünde belirtilmesi isteniyor.
Resmi Gazete'de tüm aynn-
tılanyla açıklanan bu uygula-
manın, kamuoyuna duyurul-
maması nedeniyle kiraa ve ev
sahipleri bu uygulamadan ha-
bersiz. Görüştüğümüz birçok
kiraa bilgi formunu duymadık-
lannı belirtiyor. İşin ucunda
hapis olduğunu duyduklannda
gülüp geçenlere de rastlanıyor.
Nitekim bir kiraa tepkisini şöy-
le dile getirdi: "Söylemeseniz
haberim bile olmayacak. Ma-
dem Maliye bildirimde bulun-
mayan kiracılan hapisle tehdit
ediyor, o zaman en azından te-
levizyon ya da basın yoluyla
bunu duyurması lazımdı. Hiç
kimsenin haberi olmayan bir
uygulamadan nasıl olur da biz-
leri sorumlu tutarlar?"
Uygulamadan habersiz olan-
lar sadece kiracılar değil.
Apartman yöneticilerinin de
uygulamadan haberi yok.
Apartman yöneticilerinden mi-
mar Ertan Ozer, "Bizim apart-
manda hiçbir kiracırun bundan
haberi yok. Hapisle gözdağı
vermek istiyorlar. Ama duyur-
madıklan bir olaydan dolayı
kimi hapse atabilirler ki?" dedi.
Uygulamadan haberli olan
birkaç kiracıya da rastlanıyor.
Onlann dertleri ise daha farklı:
" Uygulamanın 1 mayısta baş-
layacağı söyleniyor ama gitti-
ğim vergi dairesine henüz bilgi
formu gelmemiş."
Maliye ve Gümrük Bakan-
bğı'nın gerçek rant gebrini be-
ürlemek ve daha sonra bunu
vergilendirmek amacını taşıyan
bu uygulaması vergi uzmanla-
nnca "boşa zahmet" olarak
yorumlanıyor. Maliye ve Güm-
rük eskı Bakanı Adnan Kahveci,
bu uygulamayla bakanlığın ev-
sahipleri ya da mabkleri sıkış-
tırmak istediğini ancak olayın
kiracılann yazıb ve imzalı beya-
nına dayanmasının başan ola-
sılığmı azaltacağını belirtiyor.
Kiracılann daha yüksek kira
vermemek için ev sahipleriyle
anlaşmaya gidebileceğinı belir-
ten Kahveci, bunun da gerçek
beyanı engelleyeceğine dikkat
çekiyor. Tüm kiracıîan teker te-
İcer dolaşarak yapılacak sözlü
beyarun daha verimb olacağına
savunan Kahveci, "Kendi ken-
dini öldüren bir tebbğ. Şimdi-
den kadük kaldı"diye konuştu.
Vergi uzmanlanndan Veysi
Se>iğ de, "'Maliye kendi yapa-
cağı işi kiracılann üstüne yıkı-
yor. Bazı genel müdür ve üst
düzey bürokratlann birden faz-
la gayrimenkulü olduğu bilini-
yor. Bunlann kiraalann beya-
nına dayanarak belirlenmesi
Maliye'yi rahatlatıyor" dedi.
Mabye ve Gümrük Bakan-
lığYndan bir yetkib, " 1 mayısta
başlayacak olan bu uygulama-
dan hâlâ kimsenin haberi yok.
Salt Resmi Gazete'de çıkması
sizce yeterli mi?" yolundaki so-
rumuza, "Geçen hafta içinde
bir radyo programında bu ko-
nuya değinildi. 5 mayıs sabahı
da bir radyo programı olacak.
Basın da yazıyor" yanıtını ver-
di. Amaçlannın gayrimenkul
gebrleriyle ödenen vergileri kar-
şılaşürmak olduğunu söyleyen
yetkili, "Böylece vergi kaçağmı
tespit edebileceğiz. Zaten ince-
leme elemanlanmız bu işi yapı-
yorlar. Bu uygulama da ek bir
çahşma" dedi.
Dıtilaldefteri artık kaparıdı
• Baştarafı 1. Sayfada
Cumhuriyet'in, Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal'ın ABD'de
Türkiye'deki darbelerle ijgili
sözlerini hatırlatması üzerine
şu yanıtı verdi:
"Sayın Genelkurmay Başka-
nunızın müteaddit dcfalar gerel.
basına. gerekse kamuoyuna bt
konunun artık kapanmış olduğu-
nu açıkladığını anımsatmak iste-
rim. Böyle bir konu kesinlikk
aklın ucundan bile geçirilemez.
Komutanımızın da söv lediği gibi
bu defter artık kapatılmtştır.
TSK'nın hiçbir personeUnin ak-
lının ucundan bile böyle bir şey
geçmez. Bu sayfalar artık ka-
panmıştır."
Bilindiğigibi, Cumhurbaşka-
nı Turgut Ozal, ABD'nin Nevv
York kentinde önceki gün yap-
üğı bir açıklamada, askeri mü-
dahale olasılığını gündeme geti-
rirken, "1980 müdahalesi emir-
komuta zinciri içinde yapddı.
Böyle bir mûdahalenin tekemirii
mümkündür. Belki birçok kişi-
nin farkına varmadığı husus bu-
dur" demişti.
SHP Genel Başkanı ve Baş-
bakan Vekib Erdal İnönü dün
Ankara'da gazetecilerle bir
şphbet toplantısı düzenledi.
Özal'ın darbe ile ilgili sözleri bir
sohbet sırasında söylediğini be-
lirten İnönü, bu konuda bir tar-
tışmaya gerek obnadığını bil-
dirdi. Türk demokrasisinin
bütün olanaklannı, erdemlerini
ve açıbmlannı yaşama döne-
minde olduğuna dikkat çeken
înönü, şunlan söyledi:
"Türkiye'de artık darbe söz
konusu değil. Türkiye'de dar-
belerle bir şeyin çözülmediği
arük herkesin yaşayarak gör-
müş olduğu bir aşamadır. Do-
layısıyla şimdi demokrasiyi
daha geliştirmek. olgunlaştır-
mak aşamasındayken bence
böyle bir tarüşma gereksizdir."
inönü, Özal'ın Kürtçe tele-
vizyon yayınından sonra Kürt-
çe öğreü'm konusundaki sözle-
rini de yanıtlarken, Cumhur-
başkanı'nın fıkirlerini tartış-
mak istemediğini kaydetti.
İnönü, gazetecilerin, Cum-
hurbaşkanı Özal'ın bugün ga-
zetelerde yer alan "Daha faal
olacağım" sözleri ile ilgili soru-
sunu yanıtlarken, Cumhurbaş-
kanı'nın bir amebyat geçirece-
ğini beürterek, kendisine acil
şifalar dilediklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı'nın anayasa
ve yasalar içinde çabşmasınm
beklenen bir gebşme olduğunu
vurgulayan inönü, Cumhur-
başkanı'nın çabşmamasını de-
ğil, çabşmasını istediklerini ifa-
de etti. İnönü, şunlan söyledi:
"Bu çabşmanın anayasa çer-
çevesi içinde oknasını bekbyo-
ruz. Çünkü Türkiye'de anaya-
sanın getirdiği bir hukuk düze-
ni var. Kimse anayasada
obnayan yetkileri kullanamaz.
Ama anayasada olan yetkileri
de kullanmazsa, o zaman onu
da niye kullanmadın diye sor-
ma hakkı vardır herkeste. Ana-
yasanın belirlediği çerçeve için-
de yönetimin çahşması hukuk
devleti gereğidir, çağdaş devlet
gereğidir. Herkesin çahşması
bu çerçeve içinde olacakür. O
zaman değer bulur, o zaman
verimli olur, o zaman herkes ta-
rafından kabul edüir."
Başbakan Vekib İnönü,
Cumhurbaşkanı Özal'ın "Mu-
habflenmi sevindirmeye hiç ni-
yetim yok" şeklindeki sözlerini
yanıtlarken de, Cumhurbaş-
kanı'nın bu sözlerle kimi kas-
tettiğini bibnediğini bebrterek.
bunun geldiği zaman kendisine
sorulması gerektiğini ifade etti.
•Baştarafı 1. Sayfada
bakanlık müsteşan Arif Yüksel
ile diğer üst düzey yöneticileri
de makamına davet ederek on-
lann yanında açıklamalarda
bulundu. Gruptaki konuşma-
sında geçen "şebeke" sözcüğü-
nün bakanlık bürokratlanna
yönelik kullanılmadığını bebr-
ten Oktay, "Bunun arkadaşla-
nmıza yönelik olmadığmı be-
lirtmek için de, bu sözcüğü
kullanmadan evvel, 'kimseyi
kastetmiyorum, yanbş anlaşıl-
masın, teşbihte hata olmaz'
dedim. Bu konuşma, tamamen
mevcut sistemi kendi açımdan
değerlendirmeye yönebkti" de-
di. Oktay, Adalet Bakanbğı bü-
rokrasısı üzennde' şpk etkisi
yapan, "Bakanhk bir şebeke ta-
rafından yönetibyor" sözleri-
nin kendisine ait olmadığını da
belirterek, şöyle konuştu:
"Bu, benim tarama ve benim
terbiyeme tamamen ters düşen
bir sözcüktür. Böylesine yanlış
bir değerlendirmenin böylesine
bir başhk habnde sunulmasın-
dan son derece üzüldüm. Niha-
yet, 6 aydan beri ben de bu
yönetimin içerisindeyim. Eğer
öyle olsaydı benim de bu ^ebe-
keden obnam gerekirdi. Böyle
bir değeriendirmeyi, böyle bir
ifade ve böyle bir durumdan,
çolc değerlen arkadaşlanmı
tenzih ederim. Benim sadece,
getirmiş olduğum yasayı değer-
lendirme açısından kullanıbnış
bir sözcüktür, ve özenle de yan-
bş anlaşıbr, basın yanbş değer-
lendirir düşüncesiyle , hiç kim-
seyle ibşkisi yoktur, hiç kimseyi
kastetmiyorum ve teşbihte hata
yoktur sözcüklerinı kullana-
rak, sadece sisteme yönelik ol-
duğunu göstermek suretiyle
kullandım. Bu sistemin uygun
bir sistem obnadıgını, her za-
man olumsuz sonuçlar verebi-
leceğini behrtme açısından kul-
lanılmış sözcüklerdir. Bakan-
hktaki herhangi bir arkadaşıma
yönebk bir değerlendırme de-
ğildir."
Oktay açıkJamasıru, "hukuk-
la uğraşrruş, hukuku özümse-
miş insanlar, onur kıncı söz-
cükler sarf eünekten her zaman
kaçınırlar. Son derece üzüldü-
ğümü tekrar tekrar ifade etmek
istiyorum. Birçok arkadaşımla
son derece uyum içerisinde ve
tam bir anlayışla şu ana kadar
çabşüğımı da belirtmeyi bir
borç görüyorum" diye noktala-
dı.
Şrvgın'asoruşturma
• Baştarafı 1. Sayfada
mamladı. Müsteşar Yardımcısı
Filiz Güngör ile Araştırma
Planlama Koordinasyon Dai-
resi Başkanı Paruk Bilge hak-
kında Türk Ceza Kanunu'nun
205 ve 227/2 maddeleri uyann-
ca dava açıldı. Ancak, savcıbk,
dosyada adı geçen dönemin
Sağlık Bakanı Hahl Şıvgın'ın
dokunulmazbğı bulunduğu için
normal mahkemede yargılana-
mayacağı ve hakkında anaya-
sanın 100'üncü maddesi gere-
ğince işlem yapıbnası gerektiği
sonucuna vardı. Savcıbk, dos-
yada yer alan Şıvgın hakkında-
ki iddialarla birlikte, hukuki
durumu bir yazıyla Başbakan-
hğa bildirdi. Başbakanhk. sav-
cıhktan gelen yazıyı inceledi.
Savcıbk yazısının. Başbakan
Süleyman Demirel'ın Türkıye'-
ye dönmesinden sonra vereceği
tabmat doğrultusunda, haarla-
nacak bir üst yazıyla birlikte
TBMM Başkanlığı'na gönde-
rilmesi bekleniyor.
Yaklaşık 30 milyar brabk
yolsuzluk iddiası nedeniyle Şıv-
gın'ın Yüce Divan sıfaüyla
Anayasa Mahkemesi tarafın-
dan yargılanâbibnesi için, hak-
kındaki iddialann öncebkle
Mecbs tarafından soruşturul-
ması ve soruşturma sonucunda
yargılanması gerektiği karanna
vanbnası durumunda doku-
nuhnazlığının kaldınbnası ge-
rekiyor. Anayasanın 100'üncü
maddesi uyannca, Şıvgın hak-
kında Mecüs soruşturması açı-
labilmesi için, Başbakanlığın
yazısının TBMM Genel Ku-
rulu'nda okunmasının ardın-
dan 45 milletvekilinin soruştur-
ma önergesi vermesi ve önerge-
nin kabul edilmesi durumunda
bir komisyon kurulması gere-
kecek.
Ambulans yolsuzluğu ile ilgı-
li iddialann yargı önüne çıkma-
sı çerçevesinde, Sağlık Bakan-
lığı'nın genye dönük tüm faab-
yet ve harcamalan da inceleme-
ye alındı. Bakanbğın emrindeki
fondan yapılan harcamalarla il-
gili inceleme sürüyor. Ancak
bir klasör dolusu yeni ihbar ve
iddialar üzerine, geniş kapsamb
yeni bir inceleme daha başlatıl-
dı. İnceleme, Başbakanhk Tef-
tiş Kurulu tarafından yürütüle-
cek.
Devlet Bakanlığı sırasında
Güler Üeri'nin istemi ve Başba-
kan Süleyman DemireTin talı-
maüyla yapılan Aile Araşürma
Kurumu'nun çeşıtb faaliyetle-
riyle ilgib inceleme tamamlan-
dı. İnceleme sonuçlan rapor
hah'ne getirilerek Devlet Bakanı
Türkân Akyol'a sunuldu. Edi-
nilen bilgiye göre, Akyol'a su-
nulan raporda, kurumun aile
müessesesini güçlendirmek ve
nüfus planlamasına katkıda
bulunmak amacıyla hazırlatüğı
çok sayıda fılmin yapım yönte-
mi eleştirildi.
Telif hakkı: Haksızlık
• Baştarafı 1. Sayfada
yaşlara göre kategorilere aynlı-
yor. Buna göre 15-18 yaş altın
daki çocuklann izleyemeyeceği
fibnler ile pornografik filmler
obnak üzere iki sınıflandırma
yapılacak. Sınıflandırmaya,
şiddete yönlendirici filmler
maddesinin konulması da tartı-
şılıyor. Sinema salonu işletme-
cilerinin bu maddeye karşı çık-
tığını belirten bakanbk yetkili-
ieri. konunun şimdibk tartış-
malı olduğuna dikkat çekiyor-
lar. Yeni taslakta, belediyelerin
aldığı eğlence vergisinin kaldı-
nlması ve bakanlığın Sinema
Fonu'na aktanlmak üzere yüz-
de 10 oranında vergj alması
öngörülüyor. Bu oranın, porno
ve eğer İcabul edilirse, şiddet
filmlerinde yüzde 60'a çıkanl-
ması planlanıyor.
Sinema, video ve müzik eser-
lerine ilişkin her türlü korsanlı-
ğın önlenmesine yönelik de
önemli yapünmlar geüribyor.
Halen 10 bin liradan başlayan
para cezalan, 15 milyon liraya
yükselülmesinin yanı sıra 6 aya
kadar hapis cezası ve işyeri ka-
patma cezalannın getirilmesi
öngörülüyor. Müzik eserlerin-
de korsanlığın önlenmgsi için
de yapımcılara ilgili meslek bir-
liğinden izin alması koşuluyla
bandrol verilmesi düşünülüyor.
Telif haklan ve patent yasa-
lan ile ilgib mevzuat değışiküği
yapılması amacıyla Türkıye'yi
sık sık uyaran ABD Beyaz Sa-
ray Ticaret Temsilciliği, bu
alandaki olumlu gelişmeler üze-
rine Türkiye'yi izleme bstesin-
den çıkardı. Tebf Haklan Ge-
nel Müdürü Necmetü'n Kara-
erkek, şubat ayında Türkiye'ye
gelen ABD Beyaz Saray ticaret
temsilcisiyle görüşüldüğünü ve
Türkiye'nin izleme bstesinden
çıkanldığı söyledi. ABD'nin
üçüncü ihraç kalemi olan fıbn '
sektöründe kendi çıkarlannı
gözettiğini bebrten Karaerkek,
yabancı fılmlerden 50 bin bra
tescil bedeb abnırken, Türk
fılmlerinden 750 bin lira abndı-
ğına dikkat çekti. Karaerkek
şunlan söyledi:
"ABD heyeüne asıl korsanlı-
ğı kendilerinin yaptığını anlat-
tık. 250 milyar braya mal olan
Terminator fılminin kopyası-
nın Türkiye'ye geliş bedeli 2 bin
500 dolar. Bizim bu fıknden al-
dığımız tescil bedeb 50 bin bra-
dır. Oysa Türk fıbnlerinde ka-
yıt tescil bedeb orijinal fılmin
üzerinden ahnır. 1.5 milyar bra-
ya mal olan bir fıbnden 2.5 mil-
yon lira kayıt tescil bedeli abnı-
yor. Biz bunlan aktardık. Yeni
düzenlemede, yabana filmJer-
den. Türk fılmlerinin 10 kaü
fazla tescil bedeli ahnması ko-
şulunu getiriyoruz."