Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibi: Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik TOrk Anonim Şirketi adın»
Bcrta NMU • Genel Yayın YOnetmeui: # z p a Acmr • Genel Yayın
Koonünatörü: HDaaet Çetiakjoa 0 Yan Işleri Müdürleri: Fasua özbUfen
(Sonımlu), Cetal Baftaafiç • Tftn Ijkri MüdUr Yardıması SaUm Alpulaa
• Sayfa Düzeni Yöneuneni; AH Atu • Adana Temsıkui: ÇCIİM Yifcao^a
tç Polinka: Mefcmet lezkan, Istanbul Haberleri: Şeujr Kalku, Dış Haberler: Ergno
Kültür: Mttrçit Mabaahlar, Makaleler: Suni Karaöfta, Spor: Abdtlkadir YttcdmaB, Düzeltme:
AMallah Yaaa • Koordinatör: Ahmet Kondsaa • Mali Işler: Erol Erknt • Muhasebe:
Btilent Yeatt • Bütçe-Planlama: Se»«l Omaabcfcoila • ldare: HSseyin Gürer • lşletme:
ömler ÇcHk • Bügi-ljlem: N«fl taal • Personel: Sevgi B o s t u a o | t a
tan w K»*wı Cumhunya Mltlnaalık w Gazettalık Tj^Ş. TOrtmtı Cad. 39/41 Cafılaihl
34334 tst. PK 246 kunbul Td 512 05 03 (20 hal), Tclex 22246. Fu (1) 526 60 72 0 M t i r
Aakan: Zın Gökilp Blv lnkıUp S. Ncr 19/4, Tel. 433 11 41-47, Teto: 42344, Fu. (4) 433 05 65
• laaln H. Zıya Blv. 1352 S. 2/3, Td 13 12 30, 1tkx. 52359. Fu: (51) 19 53 60 • "
Inönu Cad 119 S. No I Kal 1. Td 19 37 52 (4 hu). Tekj 62155, Fu- (71) 19 23 7»
TAKVİM 29NİSAN 1992 lınvik-4.21 Güne$: 5 59 Öğle. 13.06 İkındı. 16.56 Akşum. 20.04 Yatsı. 21.35
Çağdaş dans
topluluşu
• ANKARA (ANKA)-
Ankara Devlet Opera ve
Balesi Türkiye'de ilk kez
'çağdaş dans topluluğu'
kuruyor. Dev let Opera ve
Balesi Genel
Müdürlüğü'nden yapılan
açıklamada klasik baleden,
teknik. egıtım, estetik ve
anlatım dili açısından
tamamen farkh olan çağdaş
dansın, özel eğitim almış
dansçılardan oluşan bir
topluluk tarafından
gerçekleştirilmesinin
amaçlandığı bildirildi.
Açıklamada, çağdaşdans
topluluğunun temel ilkesinin.
sahne sanatlan arasmda
önemli bir yere sahip olan
çağdaş dansı Türkiye'de
kurmak \e ekolleriyle
yaratmak olduğu belirtildi.
Yeni telefon
kodlan
• İSTANBUL (AA) —
tstanbul'da telefon abonesi
sayısının 2 milyonu aşması
ve bazı bölgclerde mevcut
kapasitenin dolması
üzerine, (4) ve (6) ile
başlayan yeni telefon
santrallan devreye alındı.
Telefon abonesi sayısı
Istanbul Yakası'nda 1
milyon 300 bini aşarken
Anadolu Yakası'nda da 715
bine ulaştı. Bunun üzerine,
Istanbul Yakası'nda yeni
santrallar devreye alınarak
bazı aboneler (6) ile
baslayan telefon kodlanna
bağlandı. Anadolu
.Yakası'nda da (4) ile
baslayan yeni telefon
santrallan devreye alındı.
Akyol
özuriülerle
• İSTANBUL (AA) —
Devlet Bakanı Türkan
Akyol, özürlülere ve özel
bakım kurumlanndaki
çocuklara hizmet veren
eğitimcilere yönelik iki ayrı
eğitim programı
hazırlayacaklannı bildirdi.
Akyol da özürlülerin
sorunlarını konu alan,
"Yaşama Sevinci" dergisini
ziyaret etti. Akyol, ziyaret
sırasında yaptığı
konuşmada, UNICEFin
1992 yılı raporuna göre
Türkiye'de eğitim
gereksinimi olan 2 milyon
220 bin özürlünün
bulunduğunu belirterek bu
özürlülerin aileleriyle
birlikte toplam on
milyonluk bir nüfus
içerdiğini söyledi.
Ozürlülerin eğitim ve diğer
sosyal sorunlarına karşı
devletin bugüne kadar
gerekli duyarlılığı
gösterdiğini, ancak
gelişmelere yeterince ayak
uydurulmadığını dile
getirdi.
Baysal
huzurevi
• tSTANBUL (AA) —
lzzet Baysal Vakfı'nca
yaptırılan huzurevi, Devlet
Bakanı Türkan Akyol ile
Istanbul Valisi Hayri
Kozakçıoğlu tarafından
törenle hizmete açıldı.
Maslak'ta yapılan
huzurevinin açılış töreninde
konuşan Devlet Bakanı
Akyol, "Bütün hayırsever
vatandasları bu tür
kuruluşlar yapmaya
çağınyorum" dedi. Türkiye
genelinde, 2.5 milyon
bakıma muhtaç yaşlı ve
çocuk bulunduğuna işaret
eden Akyol, bunlardan 20
binine hizmet verilebildiğini
söyledi. Törende konuşan
tstanbul Valisi Hayri
Kozakçıoğlu da Türk
ulusunda vefa duygusunun
geliştiğini, ancak bu
duygunun soyut ifadelerle
değil, bu tür hizmet
kuruluşları ile somut olarak
gösterilmesi gerektiğini
kaydetti.
Bugun Dunya
Dans Gunu
Haber Merkezi - OsmanlT-
nın Batıüsı vals yapardı, Do-
ğulusu rakkase seyrederdi,
ama topluluk ıçinde yaygın
'icra edilen' ilk dans olan tan-
gonun Türkiye'ye gelmesi için
önce cumhuriyetin ilan edil-
mesi gerekti. O yıllarda moda
dans, tangoydu. Tango. taş
plaklardan dinlediğimiz Sey-
yan Hanım. Nezahat Onaner,
Selçuk Kaskan, Celal İnoe,
Mefaret Atalay ve Secaattin
Tanyerli gibi şarkıcılarla ülke-
mizde çok sevUdi.
Hüznün sert adımlan ola-
rak tanımlanan tango aşkı,
acıyı, ve hayal kınklığını anla-
tır.
Tangonun büyük şair ve
müzisyenlerinden Enrique
Santos Discepolo, "Tango.
dans edilen hüzünlü bir dü-
şüncedir" diyor. Tango, dün-
yadaki parlak ve görkemlı
günlerini geride bıraktı, ama
Arjantin'de hâlâ güncelliğıni
yitirmedi.
Tango, kadınla erkek ara-
sındaki ölümsüz çekimin ateşli
ve tutkulu estetiğıni yansıtır.
Arjantin'de doğuyor ve Pa-
ris'te büyüyor. Türkiye'de
konserler veren Raul Garello,
"Tango az ışığı ve geceyi se-
ver" diyor. Garello'ya göre
tango bir asırdan bu yana
Buenos Aires'teki gece haya-
tında başrolü oynuyor.
1950'lere gelmeden önce bü-
tün dünya ve tabii bu arada
Türkiye swing, rumba ve
mamboyu öğrenmişti bile.
Ama dansın gerçekten de-
mokratikleşmesi için rock'n
roll'un gelmesi gerekiyordu ve
geldi. Siyahlann "ahlaksız"
şarkılanm alan Elvis Presley,
onu inanılmaz kalça hareket-
leriyle söylerken gençler zevk-
ten, ebeveyn dehşetten kendı-
lerinden geçiyorlardı. 1950
ortalannda Türkiye'de "rock
around the clock'la tanışmıştı.
Ça Ça Ça'nın pabucu dama
atıldı.
60'lı yıllarda en yaygın olan
dans twist oldu. Chubby
Chekker dönemin gençliğini
büktükçe büktü. Tabii bu ara-
da dans pistlerinde locomoti-
on, hully gully ve madison da
yapıldı. Arkasından gelenlen
fazlaca yazmaya gerek yok,
çünkü genç okurlarımız da
onlan kolaylıkla hatırlaya-
caklar. Shake yaparken vücu-
dun her zerresinin ayn ayn
titremesi gerekirdi. yani keli-
menin tam anlamıyla "shakin
all over." rap, club, house. vo-
gue... Danslann sonu gelme-
yecek insanlaryaşadıkça...
Sabahakadardans
Dünyadaki değişimler içinde dans da giderek biçim değiştiriyor. Yeni anlatımlar deneniyor. Binlerce, milyonlarca figür gelişiyor.
Söz yokken dans vardı
HAKAN KARA
JZMjR - "Sen hiç aşk için
dans ettin mi?" Saura'nın ün-
lü fılmi Carmen'de. kadının
sorusuna Gades, dansıyla ya-
nıt verir ve aşk dansta dile ge-
lir. Flamenkonun ritmiyle
gövdenin her kıvnhşı, salınışı
duygulan açığa vurur: Aşk,
şiddet. aa. tutku...
"Gövdenin konuşması, be-
denin dile gelişi, insanın bede-
ninin tûm olanaklannı kulla-
narak kendini ifade etmesi.
evrensel bir ıletişim biçimi..."
İşte, dans için çeşitli tanımlar.
L'zmanlara göre dansın tarihı
insanlığın var oluşuyla başlar.
Çünkü söz yokken dans var-
dır...
Dokuz Eylül Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi öğ-
retim üyesi Dr. Nevin Eritenel
"Dans. birçok kişi tarafından
sanatın atası olarak kabul edi-
lir. İlkel toplumlarda duygu-
lan dile getırmenın en ıyi yön-
temiydi dans. Av törenleri
yapılırdı, doğaüstü güçlerle
ilişkı kurmanın bir biçimiydı.
Dans eden ve seyreden aynmı
yoktu o dönemlerde Giderek
insan yaşamındakı değışım-
lerle birlikte dansın ışlevleri de
çeşitlendi. Değişık fıgürler ge-
lişti. Ama insan yaşamında
her zaman vardı" diyor. Dan-
sın toplumsal gelişmelerden
bağımsız bir bıçimde ele alına-
mayacağına dikkat çekiyor
Dr. Eritenel; "Gerek bale. ge-
rek modern dans ya da halk
danslan ve salon danslan.
hangısini ele alırsanız alın, bu
danslann tümünde mutlaka o
dönemin yaşam biçimiyle bir
ilişkisini bulabilirsinız" dıyor.
Günümüzde ise dansta en be-
lirgin özelliğin "özgürleşme"
olduğunu dile getiriyor. Dün-
yada son yıllarda esen değişim
rüzgârlannın dansı da etkıle-
diğini belirten Dr. Eritenel.
"Bir sanat olarak dans da bu
değişim rüzgârlanyla birlikte
kahplarını kınyor. Bedenin
tüm olanaklan kullanılarak
anlatım biçimi güçlendirilme-
ye çalışılıyor" diyor ve eklı-
yor:
"Ama ne yazık ki Türkiye'-
de modern dansın ınsanlara
sevdinlmesi için pek büyük
bir çaba yok. Oysa bir sanat
olarak dans çok kola\ sevile-
bilecek bir şe>. Türkiye'de
modern dans konusunda bir-
şey yapılmıyor demiyorum.
Yeterii düzeyde olmasa da
çok olumlu ginşimler ve çaba-
lar var. Ama bunun ötesinde
modern dansın geniş kıtlelere
anlatılması ve sevdinlmesi ko-
nusunda eksiklikler var. Bu
konunun, gündeme gelebılme-
si için Dünya Dans Günü gıbı
bir olay vesile oluyor. Birçok
dünya ülkesinde kutlanan
Dünya Dans Günü'nü de bu
açıdan gerekli bir biçimde de-
ğerlendirip değerlendiremedı-
ğimiz ayn bir tartışma konu-
su. Örneğin İzmir'de Dünya
Dans Günü'yle ilgili bir etkin-
lik vok. Ankara ve İstanbul'-
daki etkinlikler de sınırlı dü-
zeyde. Oysa bu günü çok daha
ctkın bir biçimde kutlavabilir,
hatta bir günle de sınırla-
mayarak Tiyatro Haftası gibı
bir haftaya dönüştürebıliriz.
Bunu fırsat bılerek insanlara
baleyi, modern dansı sevdire-
biliriz."
Dr. Entenel, dansın dinde.
tiyatroda. sahnede. eğlence-
lerde olmak-üzere insan yaşa-
mının birçok alanında yer
aldığını vurguluyor. "Bir za-
manlar tangolar. \alsler var-
dı. Gerçi hâlâ var, ama gençler
artık disko danslannı, break
dansı yeğli>orlar. Dansın fi-
gürlen de oldukça değışıyor.
Bunu nasıl açıklayabiliriE" so-
rusuna Dr. Entenel şu yanıtı
veriyor:
"Hiçbir şey olduğu gibi kal-
mıyor. Her şey bir değişim
içinde Yaşantılar. inanışlar.
görüşler, politik yapılar, tek-
noloji... Tüm bu değişimler
içerisinde dans da giderek bi-
çım değiştiriyor. İnsanlar duy-
gulannı daha farklı şekillerde
dışa vurmak istiyor. yeni anla-
tım biçimlerini deniyorlar.
Öyle ki binlerce. milyonlarca
fıgür oluşuyor. Bu arada fark-
lı kültürler ve anjayışlar da
dansla dile geliyor. Örneğin bir
break dansında sokak kültü-
rünü görebiliyorsunuz. So-
kaklann acımasızlığı break
dansın sert hareketlerinde giz-
li sanki.
Tablo hırsızlığı arttı• Bilgisayar sahtekârlığı ve uyuşturucu kaçakçılı-
ğından sonra dünyanın en kârlı işlerinden biri sanat
hırsızlığı. Acaba kimler tablo çalar? Mafya üyeleri
mi, yoksa aristokratik sanat eğilimleri olanlar mı?
Haber Merkezi - Son lOyılda
lablo vc antika hırsızlığı dünja
çapında tam üç misli arttı.
Uluslararası Sanat Araştırma-
lan Vakfı'nın agkladığına göre
sayının artmasıyla birlikte hır-
sızlann da ustalaşması. duru-
mu daha da vahimleştiriyor
Örneğin çalınan bir tablonun
bulunma olasilığı 1980'li yıllar-
da yüzde 22 ıken. bu oran gcçcn
yıl yüzde 5'edüştü.
Gcvsck yasalar; sanat csen
çalmanın. süpermarketten
margarın çalmaktan daha zor
olmaması ve suç ortaklığına ha-
zır zengın alıcılar. tablo hırsızlı-
ğını neredeyse sılah vc uyuştu-
rucu kaçakçıhğı kadar kârlı
vondolardcğcrindckı lablonun
Sicilya mafvası tarafından ça-
lındığına yetkililer emin. Kaza-
nılan para, mafyaya tam 20 yıl
u> uşturucu kaçakçıhğı için ge-
rekli maddi kaynağı sağladı.
Fakat çalınan sanat escrlcrinin
son duraklannın neresi olduğu
konusu hâlâ hiç bilinemiyor.
Değişen bir durum daha var.
halegetırdı.
Tablo hırsızlan. yıllarca 'sa-
nat meraklısı egzantrik centil-
menler" olarak romantikleştiril-
di
O\sa şu andaki durum bu
lablova hiç uymuyor. Örgütlü A r t l k
hırsızlar çok. ama çok
suç şebekeleri. iyicc artan bir ünlü tablolan saiması çok güç
olacağı için çalmayı denemi-
vorlar. Ama yaratıcılan ünlü
olmayan 100-200 >ıllık tablola-
n çaldıktan sonra satmanın faz-
la bir güçlüğü yok. Çağdaş
sanat hırsızlan. milyarlarca lira
oranda tablo ve antıka hırsızh-
ğına soyunmuş durumdalar
Örneğin Kolombı>a'nm uyuş-
turucu kralı Madellin ailesının
üyelcrinin tümünün vıllalan
paha bıçilcmezdeğcrdeki çalın-
mış tablolarla dolu. Carayag-
gio'nun 1609'da yaptığı "İsa"-
nın Doğuşu" tablosu İtalya'nın
Palermo kentindcki müzeden
1969 yılında çalınmışlı. 50 mıl-
-LJaıısın-Oildirisi
ünya Dans Günübuyıl 5. kezkutlanıyor. Her yıl 29
nisandâgösterilerden önce okunanbildiriyibuyıl Ankara
Devlet Balesisanatçdarı hazırladı. Bildirinin tam metni
şöyle:
Müziğin, şiirin insan bedeninde hareketedönüşmesi;
duygunun, düşüncenin harekete dönüşmesi: heykelin,
resmin, mımarinin harekete dönüşmesi, danstır.
Bir koreografinin bütününde vedansçı bedeninde
görülen güzellik. aslında seyircinin kendisinde var olan
güzelliğin sahnede görünüşü ve algılanmasıdır. Bir başka
deyişle, biz dansçılar sizlere ayna tutmaktayız. Ortak
duygu ve düşünceleri kimimiz aktif kimimiz pasif bir
biçimde paylaşmaktayız.
îşte bu paylaşım sırasında dansın amaa, diğer sanatlarda
olduğu gibi seyirciyle aynı heyecanda bütünleşmek ve
yaşama güzel anlar katarak insanı yüceltmektir.
Geçmişın ve geleceğin bütünleştiği nokta olan anın tüm
güzelliğiyle yaşanmasıdır.
Dansın özû, başlangıa nefestir. Nefesin üzerineörülerek,
bulunduğu yerdeki ulusal, yöresel özelliklere göre çeşitli
görüntüler alarak dinsel, etnik, saray, eğlence alanlannda
ortaya çıkmış binlerce dans çeşidi var yeryüzünde.
Birde, kendineözgü teknik veartistik birgelişim
sürecinden sonra evrensel boyutta yerini almış bale sanatı
var. Bale, insan hareketlerinin belli estetik süzgeçlerden
geçerek zengin anlatımlar kazanmasıdır. Bu düzeydeki
insan hareketi, izleyiciyi, iç dünyasında kendini fark
ettirerek düşünsel ve duygusal açıdan zenginleştirir.
Bir bale sanatçısının hem yetişme sürecinde hem de kısıtb
olan icra sürecinde dile gelmesi güç zorluklar sonucu elde
edebildiği düzey nedeniyle bale sanatının, diğer sanatlar
arasında özel bir yeri vaı"dır.
tnsan var olduğundan ben dans, sözsüz bir iletişim araa
olmuş. dil üstü dil kullanımını meydana getirmiştir. Ayn
dillerdeki ınsanlann birbirleriyleel sıkışmasının
merhabalaşmak anlamına geldığini, suyu gösteren
birininse susadığını anladığımız gibi, hareket, her zaman
insanlığın ortak davranışı olmuştur.
Türkiyemizde de asırlardan beri çeşitli duygu ve
düşünceleri ulusal ve yöresel özelliklerle en güzel
kompozisyonlarda sergileyen halk danslanmız,
dünyanın her tarafında hayranlıkla izlenerek dünya
kültürüne çok şey katabilmiştir. Balemiz de son 44 yılda
başlayıp gelişerek diğer ülkelerle evrensel boyutta
buluşabılmiştir.
14. yüzyıl başlannda İtalya'dadoğup, 14. Louis'nin
katİcılanyla Fransa'da vedaha sonra Rusya'da gelişerek
klasik ve romantik türdeen güzel örneklerini veren bale
sanatı, Kanuni Sultan Süleyman zamanında
topraklanmızda ilk kez sergileniyordu.
19. Yüzyıl başlannda ise San Franciscolu Isadora
EXıncan çıplak ayakla bambaşka bir türde dans ederek
modern dansın öncülüğünü yapıyordu.
Şimdi de son yıllarda ülkemizde yapılan modern dans
çahşmalannın teknik ve sanatsal gelişimine olanak
vererek, dansın bu aianmda da evrensel düzeye ülaşm'ak
amacıyla Ankara Devlet Opera ve Balesi Modern Dans
Grubu'nun temelinin atıldığını ve önümüzdeki sezon
çalışmalanna başlayacağını bu Dünya Dans Günü'nde
sizlere duyurabilmeninsevinciniyaşıyoruz.
Dekorlanmız, ışıklanmız haar; sizler yerinizi aldınız,
bizler nefesimizi aldık... PERDE!
Sinemada Valentino'dan
Travolta'ya dans
Sinemada dans deyince akla ilk gelen sahnelerden birisi
Rudolph Valentino'nun "Mahşenn 4 Atlısı" fıkninde
yaptığı ünlü tangodur. 193O'larda,seslifilmlebırükte,
dansın aynlmaz bir parçası olan müzığın de işin ıçine
girmesiyle dans sahnelerinin önemi arttı. Greta Garbo'nun
"Mata Hari"dekı dansı seyirciyi büyüledi.
George Paft, "Rumba" ve "Bolero" gibi fılmlerde koluna
taktığı sanşın güzeli Carole Lombard'la birlikte kıvrak
danslar yapıyordu. Ama o yıllann en büyük dans ustası
Fred Astair'di. Partneri Ginger Rogers'tı.
Rita Hayvvorth, "Gilda" veya "Trinidad Aşıklan"nda
yalnız Glenn Ford'u değıl tüm erkekleri kışkırtmak için
kıvrak, baştan çıkancı danslar yaptı.
Brigitte Bardot'nun "BenimleDansEdermisıniz'fılmine
karşılık aynı yıllarda Amerika'da Marilyn Monroe,
"Niyagara"da kırmızı giysisiyle erkeklen baştan
çıkartıyordu.
Gene Kelly. "Paris'te Bir Amerikah"," Yağmurda Şarkı" ile
eşsiz danslar yapıyordu.
Artık müzikal fılmler öldü. ama en güzel dans sahneleri hâlâ
belleklerde. "Batı Yakasının Hikâyesi", "Tatlı Charity",
"Kabare", "All That Jazz" ve "Hello Dolly" veJohn
Travolta'nın gençlik müzikallerini anımsamak mümkün.
Noverre'nin doğum günü
Dünya, 19 yıldır Dünya Dans Günü'nü Tcutluyor. Biz-
de de 5. kez resmi olarak kutlanıyor. UNESCO'ya
bağlı Uluslararası Tiyatro Enstitüsü 27 Mart'ı Tiyatro
Günü, 29 Nisan'ı da 18. yüzyılda yaşamış ünlü koreog-
raf dansçı, yazar ve dans reformcusu Fransız Jean
Georges Noverre'nin doğum günü olduğu için Dünya
Dans Günü olarak kabul etmiş. Bugün bütün ülkeler-
de bildiriler okunuyor.
ALO ONTRONİK
_ -9
—l
- oywM telefootku.
Afm tolefoMM do beyMonv
sohk kesea oyunkr oynoyabİrsüı!
900 900671
YI1DIZ SAVAŞÇISI
n M 0 yflTOMKI MM«
y
dcğcrindekı bir tablo çalmanın
ycnnc. yüz milyonlarca liralık
daha az rısklı tablolar çalıp da-
ha kola> satmanın kcvfinı çıka-
nyorlar.
Ttiriây*'nin hır ytrindn vmkımm 1 daUas 5133 Hh
d ^ d k i d P I C 1 6 T b / l
900 900672^
VAMPİR AVCISI
Sevgİnizt Koot DrakM'M
cMnknrtarabaecekaisâiz?