15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 O CUMHURİYET SAYFA HABERLER 19 OI"XAR1N Avrupaflezor hafta AJPTOAKI GEÇEK mC&asyf diaJm bımı gelmesinin is- tenmeac^rtzda. Tlûrk tn- gelişmeierden ?onr*ı ' Anava karşı büyü- ven <jfks4lınan mallarına karşz tt sağrıları daha çok du\ £>v ıdusal tepkiyi yansztı)?ysa Türkiye'nin 4lmc3n\'c*itşı asü tepkisini dusUıraplcnda etkili bir iiplomaaş, ile göstermesi feretciyı AnJcat hcfta içinde top- lanamk ü>ışijleri Bakanla- n to/ylaıdü Almanya'nın istediği 'Ac ktnama karan" ntn ç-tkırtı önlemek için tütün giii ortava kovmalı- <hr. A T ülrinn ketıdi arala- ratda hevnan ortak tavır alanuulık biiniyor. Türki- ye A vrupet bütün ülkeleri ile vdlarchr tfli Jüzeylerde ıliş- kilerini siirüyor. Şimdi An- kara bütiılcınaklarını devre- ye s&kk. Almanya'nın kendi sahnda oynadığı bu diplomasıatrancmda kolay yutulur blokma olmadığını göstermefonmdadır. A BE> 'nSüneydoğu olayla- rıkonttsun Türkiye'nin tutu- ntunu desılemeyi sürdürmesi de ulus/arası planda lehteki kozlardanridvr. Demireıükûmeti ve Dtşiş- leri'ni zo uma başarılırsa Türkiye 'nA vrupa ile ilişkile- rinde vendönem açabilecek bir stnav hlivor. • • • Gerzli • (Baştarâ 1. Sayfada) laka bir oha kaybolacaktır. Hadi diyeln kaybolamadı, biz çevresini saır kimseyi yaklaştır- mayız. Kaırlanmız kesin. Ge- rekirse elinzde olan irili ufaklı 100 dolayıda teknelerimizle li- manı kapatr, kimseyi sokmayız. Fazla ısran gerek yok. tlçemiz- de bulunaı 8-10 bin nüfusun hepsi aynı ıüşünüyor. Bu denli halka mal )lmuş bir konu için bakanhk, 'âzin derdiniz ne?' di- ye gelip somuyor. Olayı görme- den karar eriyor" Ümraııiye'cle • (Baştarıfi 1. Sayfada) öte yandın dün 4'ü banka şu- besi olmak üzere 6 yerde patla- ma meydaıa geldi, KüçUkyalı1 daki Yapı *jedi, Pamukbank ve Akbank şuxleri ile Pünaş'a atı- lan tnolotcf kokteylleri hasara yol açtı, Balcırköy Belediye Baş- kanlığı'run Kocasinan'daki Fen Işleri MüdırlüğUne ait iki ara- ca benzintiökülerekateşe veril- di. Kurtulış'ta 15 kişilik bir grupta lş Bankası'na molotof kokteyli aıarak pankart astı, patlamadan sonra çıkan yangın itfaiye tarafından söndürüldü. • (Baştarafi 1. Sayfada) miş gibi bırdenbire anlaşıldığı ve Alman Savunma Bakanı'nın hedef gösterildiğini belirtiyor. Almanya'da bir iç krize dönüş- tüğüne işaret edilen durumu özetleyen yazıda, Türkiye ile Almanya sürtüşmesi yansız birgözlemleyansıtılrnakta. Fransız resmi politikası, şu aşamada Türkiye'nin gerek Güneydoğu olaylanndaki basürma harekâtına, gerekse Irak sırun ötesi PKK kamplanna yönelik hava akınlan konu- sunda ılımlı bir tutum içinde. Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Daniel Bernard tara- fı ndan yapılan resmi açıklama, Almanya'- ıun sert çıkışından çok, ABD'nin temkinli yorumuna yakın duruyor. Dışişleri Söz- cüsü Daniel Bernard, Türkiye'nin güney- doğusundaki gelişmelerle ilgili olarak şunlan söyledi: "Olanlardan büyük üzün- t ü duyuyoruz. Şiddetin her türlüsüne, ne- reden gelirse gelsin karşıyız. Şiddet ve terörle hiçbir şeyin çözülmeyeceğine ve ta- raflann diyalog yoluyla sorunlan çozme- leri gerekıiğine inanıyoruz." Fransa, genelinde Avrupa'da büyük bir güç haline gelen Almanya'nın AT içinde "hakem ve yargıç" tutumuna alerji göste- riyor. Bu kapsamda. Almanya'nın günler- den ben AT'den çıkarmaya çalıştığı Tür- kiye'yi protesto karan, Fransa ve İspanya tarafından engelleniyor. Zaten başka top- luluk üyesi ülkelerin de sıcak bakmadığı protesto önergesi konusunda Le Monde gazetesi, "Yugoslavya için olduğu gibi Türkiye'ye yönelik tepkisinde Almanya yine AT tarafından yalnız bırakıldı" yoru- mu yapılıyor. Söz konusu haberin yarun- da, Le Monde'un 30 mart pazartesi günkü sayısı, Türkiye'deki büyük kentlerde can güvenliği kaygısı başladığına işaret edile- rek, bu kentlerde yaşayan Kürtlere yöne- lik bir kızgınlık doğduğundan söz ediyor. Basında yer alan bu gibi yorumlann dıştn- da, Fransa devlet politikasının şu sıra Tür- kiye'ye daha anlayışlı bakışının birinci nedeni, Paris yönetiminin "her olaya bur- nunu sokan Almanya'ya meydanı boş bı- rakmamak" istemesi. İkinci neden, 680 tnilyon dolarlık yatınmla Fransa'nın Tür- kiye'ye giren yabancı sermaye yelpazesin- de birinci partner durumuna gelmiş olma- sı. Fransa, Türkiye'yi, Önem verdiği büyük bir pazar ve Orta Asya'ya açılan bir köprü başı olarak görüyor, ilişkilenin bozmak istemiyor. Bunun en büyük kanıtı nisanın 13'ünde Türkiye'ye resmi bir dev- let ziyareti yapması beklenen Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın, Güney- doğu olaylanna rağmen şu ana değin söz konusu ziyaret karanna değiştirmemiş ol- ması. AGİKrahatsmifli Almanya'nın Türkiye karşıü tutumu- nun ardından, Avusturya'nın. Güney- doğu'daki askeri operasyonlar nedeniyle AGİK mekanizmasını Ankara'ya karşı iş- letmesi. Türkiye'nin başını ağntacak yeni bir sürece kapıyı aralamış oldu. Semih İdiz'in Ankara'dan bildirdiğine göre Avusturya'nın AGİK'e atıfta bulu- narak verdiği notaya, Türkiye, bu hafta sonuna kadar yanıt vermek zorunda. Tür- kiye'nin başka ülkelerdeki Türk azınbkla- nn haklannı gözeterek zamanında hara- retle desteklediği AGİK kararlanna göre kendisinden bu şekilde bilgi istenen ülke- ler, "İç işimızdir, kanşamazsmız' argüma- nını kullanamıyorlar. Avusturya'nın verdiği notada, Güney- doğu olaylan sırasında Kürtlere karşı operasyonda bulunulup bulunulmadığına ve olaylann aynntısına ilişkin sorular bu- lunuyor. Türkiye'nin verdiği yanıtın Avusturya'yı tatmin etmemesi durumun- da, Viyana, konuyu AGİK platformlan- na getirebildiği gibi Güneydoğu'ya bir inceleme heyetinin gönderilmesini de talep edebiliyor. Hollanda ılımlı Haluk Bakır'ın Hollanda'dan bildirdiği- ne göre Hollanda Parlamentosu'nda ço- ğunluğu elinde tutan Hıristiyan Demokrat Parti (CDA) ve Sosyal Demokrat Parti (PVDA) meclis gruplan, Türkiye'ye silah ambargosu konulmasından yana değiller. Almanya'yı6 sandık' sertleştirdi • (Baştarafi 1. Sayfada) söyleyerek muhalefetin tepkisi- ni bile bastırıyor ve geçici süah ambargosunu ilan ediyorlar. Hatta Genscher AT'yi ve AGİK'i de Türkiye'ye karşı rnobilize etmeye çalişıyor. Ama AT yan çiziyor. Sadece Yuna- nistan, Danimarka ve Hollan- da ortak bir demarşa katılacak- Lannı ilan ediyorlar. Fransa, tngiltere ve İspanya ise açıkça Almanya'nın girişimine katıla- mayacaklarını açıklıyorlar. Avusturya ise AGİK'i devreye sokuyor. Geziler iptal Almanya'dan Türkiye'ye karşı son "önlem" ise Dışişle- ri Bakanı Genscher ile Çalişma Bakanı Blum'un gezilerini ip- tal etmeleri oluyor. Bu arada Türkiye'de bu kararlann yarat- ağı şaskınlık ve tepkiler Alman basın-yayın organlarında "Türk kamuoyunda Alman- ya'ya karşı milliyetçi şahlanma" yorumuyla verili- yor. Muhalefet ve iİctidar Al- manya'da, Türkiye'ye karşı tekvücut olarak hareket edi- yorlar. Nasıl ki Sosyal Demokratlar SHP'den bilgi almaya bile ge- rek görmediyse, Alman hükü- meti de Nevruz'da ve onu izle- yen günlerde Güneydoğu'da neler olup bittiği hakkında An- kara'ya diplomatik kanallar- dan soru yöneltmiyor. Bonn Büyükelçimiz bilgi ver- mesi amacıyla Dışişleri'ne çağ- nlmıyor. Almanya'da kabine toplanıp konuyu görüşmüyor. Meclis'te konu tartışılmıyor. Alman hükümetinin Bonn se- firimizden cevap istediği tek so- ru "Alman silahlarının sivil Kürtlere karşı kullanılıp kulla- nılmadığı" oluyor. Bonn bu sorusuna Ankara'dan daha ce- vap almadan geçici ambargo karannı açıklıyor. "Sivil halka karşı operasyona girişildiği" Bonn'da tartışmasız kabul edi- liyor. Sorular Türkiye'de hükümetten ka- muoyuna kadar herkesi şaşır- tan bu gelişmeler şu sorulan gündeme getirdi: Helmut Kohl hükümeti, PKK'mn Türkiye'de devlete karşı yürüttüğü savaştan ha- bersiz mi? Dışişleri Bakanı Genscher, Türk hükümetinin nüfusu en az 12 milyon, kimi yerde ise 20 milyon olarak gös- terilen sivil Kürt halkı öldür- mek, imha etmek için operas- yonlar yürüttüğüne gerçekten inamyor mu? Almanya'nın birleşmesinden beri dünyanın dört bir yanın- da "kanatlı diplomatlık" göre- vi yapan ve usta manevralar çi- zen Genscher, Türkiye'nin gü- neydoğusunda olup bitenler- den: PKK'dan, yeni hüküme- tin demokratikleşme ve reform çabalanndan, Kürt sorununa barışçı çözüm arayışlarından bihaber mi? Bu sorulara veri- lecek cevap kısa: "Hayır". Nedenler Alman hükümetinini ikili ilişkileri neredeyse kopma nok- tasına getiren tavnnın ardında siyasi gözlemcilere göre şu ne- denler yatıyor: 1. Almanya'da S nisanda iki eyalette seçimler var. Kamuo- yunu ve basını yanına almak, şu dönemde bütim siyasi par- tiler için önemli. Muhalefet hü- kümeti "Kürtleri kıyan Türki- ye'ye silah vermekle" itham ederken hükümetin sessiz kal- ması seçim arifesinde mümkün değildi. 2. Başbakan Süleyman De- mirel ve İçişleri Bakanı Ismet Sezgin'in "Almanya'nın PKK'ya destek vermese bile göz yumduğu" şeklindeki süç- lamaları başta Başbakan Hel- mut Kohl olmak üzere Alman hükümetini çok kızdırdı. Tür- kiye'ye karşı soğukluk yarattı. 3. Almaya'da, "Türkiye'ye karşı artık müsamahali davra- nılmaması gerektiği" şeklinde- ki sesler arttı ve ağırlığını hü- kümet içinde de hissettirdi. Bu görüşe göre "Batı, NATO'nun Güneydoğu kanadındaki Tür- kiye'ye soğuk savaş boyunca yeterince hoşgörülü davrandı." Türkiye'deki anti demokra- tik ve insan haklarıru zedeleyi- ci durumlara sert tepki göste- rilmedi. Hatta Ankara, AT'ye tam üyelik başvurusu üzerine yıllarca oyalandı. Bu görüşe göre soğuk savaş da bittikten sonra artık Türkiye'ye "ger- çekleri söyleme zamanı geldi". Nedir bu gerçekler? Bunu üç noktada toplayabiliriz: Alman hükümetine ve muhalefete gö- re Türkiye'de en önemli sorun- ' lar "Kürt sorunu, demokratik- leşme, insan haklan." 4. Almanya, Türkiye'deki Kürtlerin "azınlık" statüsün- den de öte self determinasyon hakkına kavuşmasını ve "özerklik" kazanmasını isti- yor. Alman hükümet çevrele- rinden sürekli işittiğimiz "çözüm" Kürt sorununda an- cak "Kürtlere otonomi verilmesiyle" sağlanır. Kısacası Demirel-Inönü hü- kümeti Kürtçeyi serbest bırak- sa, okullarda okutsa, Kürt ya- yınlara izin verse, Kürt millet- vekilleri Meclis'e girse vs. bile Almanya açısından bu yeterli değil. Bonn, Türkiye'deki Kürtlerin self-determinasyonu- nu ve otonomiyle kendi kendi- sini yönetmesini istiyor ve bu- nu destekliyor. 5. Türkiye'nin jeo-stratejik önemi Soğuk Savaş'tan sonra azalmak yerine bilakis artıyor. Gerek Balkanlar'da gerekse Or- ta Asya'da Türkiye siyasal, kültürel, ekonomik açılımlarla karşı karşıya. Yahıız Türki cumhuriyetler değil, Rusya, Ukrayna, tüm Doğu Avrupa Türkiye'nin de ekonomik bü- yümesi için cazip alanlar teşkil ediyor. Ama bu alanlarda söz sahibi olmak isteyen başka Ul- keier var: Bunlann başında Al- manya geliyor. Almanya ile Türkiye, Doğu Bloku yıkıldıktan sonra ilk kez "Doğu Almanya'dan dönen Sovyet askerlerine konut ihale- si"nde karşı karşıya gelmişler- di. Uluslararası ihaleyi Türk fırmaları kazandığı halde Bonn bütün siyasi ağırlığını koyarak Alman inşaat şirketlerini dev- reye sokmayı başardı. Almanya, Orta Asya'daki Müslüman Cumhuriyetlerle ekonomik ilişkilerini geliştir- meye büyük çaba harcıyor. Petrol ve doğalgaz bakımından zengin Kazakistan, hedef cum- huriyetlerin başında geliyor. Orta Asya ve diğer BDT ülke- lerinde Türkiye'yle Almanya'- nın çıkarlan çatışıyor. Büyüyen Almanya 6. Almanya birleşirken kom- şulan kaygılanmış; "Alman- ya'nın tekrar tek başına hare- ket etmeye başlamasmdan" korkmuşlardı. Gerek Kohl ge- rekse Genscher bu korkuları geri çevirerek "Almanya, Avru- pa Topluluğu ve AGİK çerçe- vesinden çıkmaz" demişlerdi. Bunun ilk karşı örneği. Yugos- lavya'da görüldü. Bonn, Hır- vatistan ve Slovenya'mn tamn- masında tek başına hareket et- ti ve AT, Bonn'un ardma takıl- mak zorunda kaldı. Şimdi Türkiye'nin kınanmasında da Bonn önce tek başma ortaya çı- kıp AT'yi ve AGİK'İ peşine takmaya çaba harcıyor. Ancak bu kuruluşlarda konsensus sağ- layamasa bile tek başına hare- ket etmeyi sürdürüyor. Almanya'dantepki 'Özal'ın sözleri anlamsız'DİLEK ZAPTÇIOĞLU (Berlin) Federal Alman Hükü- meti Sözcüsü Dieter Vogel, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, Hitler'in politikasıyla Alman hükümetinin bugünkü politika- sını mukayese etmesini-sleştirdi. Vogel, dün yaptığı yazılı açık- lamada, "bu sözlerin anlamsız ve Almanlar için değersiz olduğunu" bıldirdi. Vogel, "Biz insan ve azınlıklann haklan için çaba gösteriyoruz. Federal Al- man hükümeti yaptığı anlaşma- lar çerçevesinde hareket etmek- tedir, bunu Türk hükümeti an- lamalıdır" dedi. Türkiye'ye meclis ka- ranna karşın verilen 15 Leo- par-1 tankının yarattığı iç poli- tik skandalda Savunma Baka- m'nın durumu giderek güçleşi- yor. Yalnız muhalefet değil, ikti- dara ortak olan liberaller de Savunma Bakanı Gerhard Stoltenberg'in ve müsteşan Otfried Hennig'in istifasını ta- lep ediyorlar. Almanya'da "Türkiye ve Kürt meselesi" iç politikayla kanşarak gündemin ilk madde- sini oluşturmaya devam ediyor. 5 nisanda iki eyalette seçimler var. Başbakan Helmut Kohl'- ün partisi Hıristiyan Demok- ratlar seçimlerin arifesinde Savunma Bakanı'nın ve dolayı- sıyla hükümetin prestijini zede- leyici birdavranıştan kaçmıyor. Aynca istifası istenen Savun- ma Bakanhğı Müsteşan Otfri- ed Hennig, bir eyalette Hıristi- yan Demokratlann başbakan adayı. İç politik durum buyken muhalefetteki Sosyal Demok- rat Parti'nin de (SPD) Savun- ma Bakanı'na ve müsteşanna bu kadar yüklenmesi şaşırtıcı değil. MÇP'liler • (Baştarafi 1. Sayfada) yüzünün ortaya çıktığını kay- deden Şahin. "Tekerlek tümse- ği aşmıştır. Kimse Türk devleti- nin güçlenmesine engel olama- yacaktır. Batı'mn Karabağ kat- liamındaki tutumundan sonra şimdi de ülkemiz aleyhine giriş- tiği tutumu görüyoruz" dedi. MÇP İstanbul İl Öaşkanı Mustafa Şatıoğlu, 200 milyon Müslüman Türkün büyük bir uyanışla ayağa kalküğını belir- terek, "Türkler, bu tarihi döne- meçte, dünya tarihine altın sayfalar ekleyecektu-. Azeri kar- deşlerim sabretsinler, yeşişece- ğiz, Katiller hak ettikleri ceza- yı alacaklardır." dedi. Türkün düşmanının çok olduğunu söy- leyen Şatıoğlu. Suriye'nin bun- lann başında geldiğini ifade ederek," Bu ülke atalan gibi yi- ne arkadan saldınyor. Emper- yalizmin bu pis batakhğına yakında gereken ders verilecek- tir." diye konuştu. Ahnan nıalına yeni boykot Haber Merkezi - Almanya'ya karşı tepkiler büyüyor. Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Güngör Yener, ATO olarak Türkiye'deki tüm iş âlemi ve ekonomik güçleri Alman mal- lanna karşı tam ve kesin bir boykota çağırdı. Yener, bu ko- nuda "Türkiye millet ve devlet olarak dünyaya gücünü göste- recek büyük bir millettir. Bun- dan sonrasını Almanya düşün- sün" dedi. Güngör Yener yaptığı yaalı açıklamada, Türkiye'nin milli bütünlüğünü tehdit eden ayak- lanma olaylannın bastınlması- nı bahane ederek Türkiye'ye askeri ve ekonomik yaptınm uygulayan Almanya'nın tutu- munu tam bir düşmanlık ola- rak niteleyerek, bu baskılar kalkana kadar halkın Alman mallannı kullanmamalannı, it- halatçı, tüccar, sanayici ve işa- damlannın da Almanya ile tüm bailantılanru askıya almalannı talep etti.» Türk-Alman ilişkilerinde Bi- rinci Dünya Savaşı'ndan bu yana müttefiklik ve dostluk da- yanışmasmın sadece Türkiye tarafından tek taraflı fedakâr- Ukla sürdürüldüğünü beürten Yener, "Kendisini dünyada üçünçü süper güç ilan eden Al- manya, üstün ırk zihniyetini tekrar hortlatarak, ABD dahil dünyaya büyük bir güç ve oto- rite gösterisi sergilemektedir" diye konuştu. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ise Almanya'nın tavn- nı şu şekilde değerlendirdi: "Te- rör, ülkemizin toprak bütünlü- ğünü ve siyasal birliğini hedef almış, Türk ulusunun can gü- venliğini tehdit eder bir boyuta ulaşmıştır. Alman yönetiminin görevini yapan Türk devletine karşı tavn ve aldığı karar yalnız Türk-Alman dostluğuna değil, dünya banşına indirilmiş bir darbedir. Almanya'nın bir te- rör örgütünü teşvik eder bir görüntü vermesi demokratik dünya ve toplumumuz için çok şaşırtıcı bir gjrişim olmuştur." Totasyum si> aııür piyasada' • (Baştarafi 1. Sayfada) delerin, kötü amaçlar için ra- hathkla kullamlabileceğini vur- guladılar. Prof. Kasım Cemal Güven, potasyum siyanür maddesinin Türkiye'de özellikle nikelaj sa- nayiinde yoğun olarak kullanıl- dığını belirterek şöyle konuştu: "Piyasada sadece Alman De- gussa fırmasının değil, başka firmalann satüğı potasyum si- yanürler de var. Bu maddenin Almanya'dan Türkiye'ye yetki- lilerin dedikleri gibi getirülme- sine gerek yok. Ancak, su depo- suna boşaltılan potasyum siyanürün ithalatını İstanbul'- da hangi firmalann yaptığının ve kimlere sattıklanmn belir- lenrnesi gerekir." Öte yandan. İstanbul Emnni- yet Müdürlüğü ile İl Jandarma Alay Komutanlığı yetkilileri, yüzlerce insamn ölümüne yola- çabilecek olayın sanıklarını yakalayabilmek için soruştur- malannı sürdürüyor. Jandar- ma yetkililerinin, potasyum siyanürü sanıklann lojmanlar- dan içeriye nasıl soktuklannın belirlenmesi üzerinde durduk- ları öğrenildi. Bu yüzden, Alemdağ Sangazi Askeri Loj- manlan çevresindeki güvenlik önlemlerinin daha da arttınl- dığı kaydedildi. KULIS • (Baştarafi 1. Sayfada) öder, sonra da dosyalanm. Ama 3 Nisan 199 l'de bir gazetede telefon faturalanniı ödemediğim yazıhnca ben de şaşırdım. Hemen PTT'ye bir yazı yazarak, telefon borcum olup olmadığını sordum. PTT Başmüdürlüğü. 011602 numara ve 5 Nisan 1991 tarihli yazısıyla cevap verdi.Yazıda şöyle deniyor 'Sayın Taşar'a ait haberleşme araçlannın şahsıyla ilgib herhangı birborcu bulunmamaktadır." Çünkü Devlet Bakanlığı'na atanırken,"Size bir telefon tahsis edeceğiz, bu telefonun faturalan Başbakanlık tarafından ödenecek. Yeni bir telefon ister misiniz,yoksa evinizdeki bir numarayı tahsisli olarak kullanmak 'Ster misiniz?' diye sormuşlardi. Ben de, yeni telefona gerek olmadığını, kendi telefonumu kullanabileceğimi söylemiştim. Bu nedenle, bakanlığa atanmamdan aynlana kadarki dönemde, bu telefonun faturalan Başbakanlık tarafından ödenmişti. Meğerse Başbakanlık. 0122697781 numaralı faturayı, "ödenek yetersizliği' nedeniyle ödeyememiş, yaklaşık 1 milyon lirayı bulan bu fatura da gazetelere benim kişisel borcum olarak yansımıştı. Bana kişisel borcum olmadığını bildiren PTT, birkaç gün önce bu telefonu kesiverdi. Hemen bir dilekçe yazıp, nedenini sordum. Hatta gönderdiğim dilekçeyeevrak numarası verilmeyince, bir de PTT Başmüdürlüğü'ne iadeli taahhütlü bir mektupla dilekçe gönderdim. Bu dilekceme henüz cevap gelmedi." Kısacası, Taşar,"Borç benim değil, bu faturayı Başbakanlık ödemeli" diyor. Faturayı kimin ödeyeceği tartışılırken, bir yandan da borç bekliyor. Hem, Taşar.bakan oluşunu gerekçe gösteriyor. Ama 2.1 milyar lira tutan borcun sahibi öbür politikaalardan ses çıkmıyor. Bakalım, bu borçlar ne olacak? Ş I M D I K I T A P L A R O Z G U R K Ü T Ü P H A N E L E R S I Z I N Y a s a k l a n a n , d e p o l a r d a t e r k e d i l e n k i t a p l a r d ö n e m i b i t t i . K ü l t i i r B a k a n h ğ ı ; K i t a p , t ü m ü l k e y e y a y ı l m ı ş 1 0 0 0 { e y a k ı n k ü t ü p h a n e m i z d e , ö z l e n e n y e r i n t a l ı y o r . k ü t ü p h a n e l e r i m i z d e d e ğ i ş i m , y e n i l e n m e , a y d ı n l a n m a a t ı h m ı n ı b a ş l a t t ı : S i z i b u d e ğ i ş i m i n a y d ı n l ı ğ ı n ı y a ş a m a y a , k ü t ü p h a n e y e b e k l i y o r u z . Y a s a k l a r k a l k ı y o r , k ü t ü p h a n e l e r a y d ı n l a n ı y o r . O k u m a y a b e k l i y o r u z . . . G E L I N , S A H İ P L E N İ N . KÜTÜPHANE HAFIASI '92 T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle