15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
=30MJttT1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 KlSLALl'NIN KONUĞU HASANFEHMİGÜNEŞ SHPflekaynaşmayan HEP'li ayrdsınHasan Fehmi Güneş, son Ecevıt hükümetinde İçişleri Bakanı olarak görev yaptı. Bakanlık dönemi kı- sa sûrmekle birlikte, çok olumlu izlenimler bıraktı. Terör olgusunu bir bütün içerisinde görmeyi kısa zamanda başarması ve olaylara soğukkanh yaklaşımı; kamuoyunun sağ-sol olarak iki kutba bölün- düğü bir dönemde bile ideolojik karşıtlanndan da saygı görmesine yol açtı. CHFde ve SHP'de grup başkanvekilliği görevinde bulunan Güneş, son kurultayda genel sekreter adaylan arasında yer alıyor- du. Güneydoğu sorunu ve son durumla ilgili görüşlerini, kendisi ile aynı hükümette görev yapmış olan yazanmız Prof. Ahmet Taner Kışlalı'ya anlattı. "Bir parti içinde iki partinin varhğı dürüst bir olay değil. Doğru olan, SHP ile bütünleşemeyenlerin ayrılıp kendi mesajlarını daha rahat ve açık vermeleri, misyonlarını yerine getirmeleridir." JÇ/ŞLALI: Nevruz nedeniyle Güneydoğu'dayaşanan olaylan masdyorumiuyonunuz? GÜNEŞ: Olaylar, şimdiye kadar yapılan tanımlan aşan bir tooyuta ulaşmıştır. Birkaç eşkıya ile hatta terör ile tanımla- namayacak bir noktaya gelmiştir. Bu, bir taraf için başkal- dın, bir taraf içinse bağımsızlık savaşıdır. KlŞLALl: Hükümetin, yöreyi iyi tantyan, önemii üyelerin- den birisi, özel bir konuşmada, hemen tüm olaylartn 150 bin nüjusun yaşadığı Şırnak-Gzre-îtEI üçgeründe geçtiğine dik- katimi çekti. GÜNEŞ: Bölücü örgütün egemenliğini yoğunlaştırdığı böl- ge, sözünü ettiğinız sınırlı bölge. Orası bir tür pilot bölge se- çilmiştir. Daha genış bir cephede mücadeleyi, stratejik açı- dan doğru bulmamış olabiürler. KIŞLAL1: Kurultay öncesi ve sonrasında dolaştığuuz yerler arasında Güneydoğu da vardı. Ne gibi izlenimler alduuz? GÜNEŞ: Ankara'dan bakılarak yapılan tanımlamalara uymuyor. Hem bölücü örgütün kazanımlan açısından hem devlet güçlerinin hâkimiyeti açısından, o bölgede olaylan galiba farklı bir boyutta yaşamak gerekiyor. KIŞLALI: Bu noktaya gethar- ken, askeri ve sivü yönetimlerin ne gibi hatalan oldu? GÜNEŞ. Önem- li hatalar yapıldı ve bu hatalar, olayın ciddiyeti- nin görmezlikten gelinmesinden kaynaklandı. Orada sUrekli bağımsızlık sa- vaşı yapan, geril- la tarzında sava- şan bölücü bir örgüt var. Top- lumsal destek sağlamaya önem veriyor? Bu amaçla, bir yan- dan o bölgedeki sosyo-ekonomik olumsuzluklardan yarar- lanıyor; öte yandan, güvenlik güçlerinin -o bölgenin İcoşul- lanna göre eğitilmemiş olmasmdan kaynaklanan- baskıcı yöntemlerini bir propaganda aracı olarak kullanıyor. Bir başka yöntem olarak da halkı korkutuyor. Bunda da bir ölçüde başanlı oluyor. Ama bu başannın çok kalıcı olma- yacağını da biliyoruz. Çünkü korkuya dayalı bir itaat ya korku ortadan kalkınca ya da daha büyük bir korku ile karşılaşınca ortadan kalkar. Olaya böyle bir tanımlama ile yaklaşmak gerekirken bu- nun, köy koruculuğu ya da düzenli ordu ile önlenebileceği sanılmış. Oysa bir gerilla savaşma karşı, ona göre eğitilmiş birlikler gerekir. Bölgenin duyarhbklannı tam algılayan, nasıl davranacağını çok iyi bilen birlikler yetiştirmek gere- kir. KIŞLA LI: özel tim bu amaçla eğirildi, ama yakınmalar çok. GÜNEŞ: Eğer bölücü örgüt, özel timi kendisi için en büyük engel görüyorsa, karşı propaganda olarak, halkın ondan yakınmasını yükseltecek bir çalışma yapar. Ama bu yakın- malann temelinde eğer bir gerçek varsa, o zaman bu timin çok iyi eğitilmediği, yani "çok özel" bir tim olmadığı ortaya çıkar. En azmdan halkla ilişkiler açısından iyi eğitilmemiş demektir. KIŞLALI: Sizin döneminize göre terörle mücadele konusun- da devlet iki önemh' şansa sahip. Bir; hükümette kim olursa okun, halkın büyük çoğunhtğu teröre karşı mücadelede devle- tin yaıunda. İki; güvenlik güçlerinin olanaklan çok dahafaz- la. GÜNEŞ: Devletin olanaklannın şu anda daha fazla olduğu doğru. Fakat 1980'den sonra devlet, terörün bittiği yanılgısı ile bu konuda haarlık yapmadı. Oysa, 12 Eylül heristediği- ni ona verdiği için terör ertelenmişti. Terör, demokrasinin kalkmasını. demokratik kurumlann çalışmamasını istiyordu. İste- diklerini verin- ce, terörün ya- pacağı bir şey kalmadı. 12 Eylül, bir an- lamda terörle nmnen anlaş- maydı. De- mokrasiye dö- nülünce terörle yeniden karşılaşacağımız algılanarak ciddi hazırlıklar yapılmadı. Tersine, o güne kadarki terörle ilgili birikim de harcandı, yok edildi. KIŞLALI: Teröre karşı mücadelede deneyimU, uzman kad- rolan nu kastediyorsunuz? GÜNEŞ: Evet. Gerçekten o dönemde, çok değerli eleman- lanmıa yurtdışına göndererek, yurtdışından elemanlan Türkiye'ye getirerek ciddi uzmanlaryetiştirdik. Bunlar hem dünyadaki terörü hem de Türkiye'deki terörü çok iyi bili- yorlardı. Terör örgütlerini, dillerini, teknolojilerini, eylemci kadrolannı, aynntısıyla tanıyorlar ve çözümleri de biliyor- lardı. Uzmanlanmran çoğu, 12 Eylül döneminde çok sudan nodenlerle görevden alındılar, emekli edildiler, bıktınldılar, kaçnldılar, dağıtıldılar. Oysa onlann birikiminden şu anda toplamun yararlanmaya ihtiyacı var. Geçen hafta İstan- bulda, bir bombarun tesirsiz hale getirilmesi sırasmda yaşa- nan facia, uzman yetersizliğinin çok ağır bir bedeli olarak öraıbnüze çıkan bir ömektir. KIŞLALI: Siz bugün İçişleri Bakanı oLsaydınız, ne yapardt- nız! G-ÜNEŞ: Sadece tçişleri Bakanı'nın, sadece güvenlik güçle- rirus üstesinden gelebileceğı bir sorunla karşı karşıya deği- liz. tierhalde yapılması gerekli ilk şey, bütün toplumu bu ola;a karşı bilinçlendirmek ve dayaruşma kunılmasını sağ- lajmk. Türkiye. özeHikleri nedeniyle, daha uzun süre siya- sal jiddet tehdidine maruz kalacakür. Buna karşı, siyasal şideetle mücadele için bir ulusal politikamız yok. Parlamen- t o runu üzerine almalı, bütün partiler elbirliği ile bir terör poltikası oluşturmalıdır. Ve oluşturulacak bu politika top- İtMrrabenimsetilmelidır. Halk bılinçlendirilmeli, teröre karşı direncı arttınlmahdır. Terörün, demokrasinin karşıtı oldu- ğmı ınutulmamalıdır. Demokrasiyi yaygınlaştırmak ve de- ri-nbştırmek. terör ortjmmı kaldırmak açısından en etkili "Almanya'nın ve bazı devletlerin bölücü örgüte ne amaçla destek olduklarım söylemeye yetecek kadar bilgi sahibi değUim. Yetkililerin elinde çok zengin bilgiler olduğuna inanıyorum. Kaldı ki bizim gibi özel ilgisi nedeniyle öğrenmeye çalışan insanlara bile tüyler ürpertici bilgiler geliyor. Türkiye'ye karşı, komplo düzeyine varan ilişkiler içindeler." yoldur. KIŞLALI: Terörün yoğun olarak yaşandığı bir bölgede de- mokratikleşme süreci hzlandmlabiSr nû? GÜNEŞ: Tabii o bölgeyi özgürleştirmeden, demokratikleş- me sürecini gerçekleştirmek zordur. Ama Güneydoğu ola- yını çok demokratik bir biçimde ve özgürce tartışmalıyız. En tehlikeli düşünceler, tartışüamayan düşüncelerdır. B.ÖİÜ- nüp ayn bir devlet kurmak isteyenlerle, bunun sakıncalı ol- duğunu söyleyenler, TV'de herkesin önünde tartışmalı- dırlar. Bölünmenin ne getirip ne götüreceğini, o bölgeden gelip diğer bölgelere yerleşmiş insanlar için nasıl sonuçlar vereceğini herkes bilmelidir. O bölgeye giden hangj kaynak- lann bölünme ile kesileceği; bölünmenin, eğitimden sanayi- ye nasıl etki yapacağı tartışılmabdır. Bölge insanı da bütün toplum da bunun ne anlama geleceğini bilmelidir. KIŞLALI: Güneydoğu 'ya yöneük bir somut önlemler demeti var nu kafaıuzda? GÜNEŞ: Çok önem verdiğim bir öneri, yerel yönetimleri güçlendirmektir. Tabii benim kastım ne eyalet sistemi ne de federasyon. Yerel yönetirnler, yerel demokrasiyi ku- racak boyutuyla güçlendirilmeli- dir. Merkez, bazı yetkilerini, bazı kaynaklannı, bazı donanım- lannı yerel yö- netimlere aktar- malıdır. Halkın daha geniş ve daha derinlemesi- ne katılımı ger- çekleştirilmelidir. Tabii şunu özel- likle vurgulamak isterim ki; ben bunu, aynşmanın bir basamağı ola- rak kesinlikle önermiyorum. Bunun yanı sıra işsizlıkten sağlığa kadar, bölgede, halkın günlük ha- yatında hemen hissedeceği somut önlemler uygulamaya ko- nulmahdır. Ardından, devletin de yatınmcı olarak devreye gireceği bir bölge planlaması gündeme gelmelidir. Ve halk, devlet baskısı varsa ondan da bölücü örgütün şid- detinden de korunmalıdır. PKK, Güneydoğu ve Kürt soru- nuna çağdaş bir çözüm bulunmasınm önündeki en büyük engeldir. KIŞLALI: Kontrgerilla ya da Hizbullah aracthğı ile devlet terörü yaptUhğı iddialan ne ölçüde gerçekçi? GÜNEŞ: Güneydoğu'yu gezerken, bazı küçük ilçelerde ke- penk indirme eylemi vardı. Ama bazı dükkânlar da açıktı. Onlann Hizbullah'çı olduğunu söylediler. Kepenk indiren- lerin çoğunun korkudan yaptığı bilınirken, öbürleri güçlen- ni nereden alıyorlar? Eğer bu olanaklı ise alınması gereken önlemi devlet almalıdır. resmen almalıdır. Gerçekten de bu tür dedikodulann çıkmasına uygun bir ortam gördüm ora- da. KIŞLALI: Başbakan'ın bir danışmanı, Nevruz olaylannda bazı askerlerin hükümetin taümatlarma uymathğı anlanuna gelen bir açıklama yaptı. Sizce bu olası nu? GÜNEŞ: Sayın danışmanın bilgısi nereden geliyor bilmiyo- rum, ama bana pek olabilir görünmedi. Bu açıklamanın ge- çerliğini anlamak için önce Sayın Başbakan'ın nasıl dav- ranacağına bakmak lazım. KIŞLALI: PKK'nın Abnanya ve Suriye gibi dış destekkrine karşı ne yapdabiür? GÜNEŞ: Almanya'nın ve bazı devletlerin bölücü örgüte ne amaçla destek olduklannı söylemeye yetecek kadar bilgi sa- hibi değilım. Yetkililerin elinde çok zengin bilgiler olduğuna inanıyorum. Kaldı ki bizim gjbi özel ilgisi nedeniyle öğren- meye çalışan insanlara bile tüyler ürpertici bilgiler geliyor. Türkiye'ye karşı, komplo düzeyine varan ilişkiler içinde- ler. Bu, bir şe- kilde Türkiye'- nin dış politı- kasında belirle- yici olmalıdır. PKK'nın dış desteklerine karşı, çok önemii kozlan- olduğunamız inanıyorum. KIŞLALI: Güneydoğu'daki olaylann bundan sonra nasılge- Bşeceğini tahnûn ectiyorsunuz? GÜNEŞ: Başkaldın düzeyinde devam etmez. Ama klasik terör boyutunda, hem alan hem zaman açısından yayılır. Özellikle büyük kentlerde, toplumu sarsıcı, mesaj niteliğin- de olan hedeflere yönelik eylemler artabilir. KIŞLALI: Partinizin HEP'le yaptığı seçim işbirtiği sizce doğru muydu, yoksa hata nu? GÜNEŞ' Yasalann kapattığı bir yolu, SHP kendini riske ederek, sonsuz bir özveri ile açü ve parlamentoya belli bir görüşün de yansımasma olanak sagladı. Bu çok doğruydu. Ama bedelini ödediğimiz kanısındayım. Ya biz iyi anlata- madık, ya da bu karan beğenmeyenler daha etkili oldular. HEP'ten gelen ve çoğu SHP kökenli olan bu arkadaşlann, tam SHP'li olarak görevlerine devam edecekleri umut edili- yordu. Görüşmelerde "bütünleşme" sözcüğü kullanılmıştı. Olmadı. Bu arkadaşlanmızdan birisi, kendilerinden "biz", SHP'den "onlar" diye söz ediyor. Bir partinin içinde iki partinin varhğı dürüst bir olay değil. Doğru olan, SHP ile bütünleşemeyenlerin aynlıp kendi mesajlannı daha rahat ve açık vermeleri, misyonlannı yerine getirmeleridir. Sağlık- lı olan, ya kaynaşma ya aynşmadır. Kaynaşabilenlerin kal- ması, kaynaşamayanlann ise gitmesi doğrudur. KIŞLALI: Genel Başkan, SHP'nin üç parça, genel sekreter ise 3.5parça olduğunu söylüyor. Sizce SHP bir erime sürecin- denü? GÜNEŞ: Partiyi yönetme iddiasındaki insanlar, partideki aynşmayı abartarak sunmak hakkına sahip değilİer. Şika- yetleri kabul edecek ve sorunlara çözüm üretecek olanlar onlardır. Kendileri şikâyetçi olamazlar. Örgütle ilişkimi yakın sürdürmeye gayret eden birisi olarak, SHP'nin erime gibi bir tehlike ile karşı kaı~şı> a olduğuna inanmıyorum. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK dedtm Aent/snrt "te* ***** PİKNİK PİYALEMADRA HIZLIGAZETECI NECDETŞEN MAAPIYPSUN MUTFAKLARDA ÖYLE TKıCT VERSIZ ••• A/MA KU$KU OtMAM 64L£ İÜŞKJNIM ARTİK ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI GARFIELD J1M DA VIS BLACKIE VVHITE CARLOS TRILLO-ERNESTO R.GARCIA SEIJAS BULUT BEBEK NURA Y ÇİFTÇİ hazır bez V^t^X giymek... £XF~— lâ-^ KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 991/1016 Davacı Hazine vekili tarafından aşağıda kimligi yaalı davaMar aley- hine Kars Merkez Istasyon Mahallesi 835 ada, 23 no.lu parselin tapu fazlalığımn ifrazı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini 9.9.1991 tarihli dava dilekçesi ile talep ve dava etmiştir. Davalılann yapılan aramalara ragmen adresleri tespit edüemedığin- den dava dilekçesi özeti ile duruşma günü tebliğ edüememiştir. Yukanda yaalı dava dilekçesinin tebliği ile bu dava ile ilgili ibraz etmek istediğiniz belgeleri 4.5.1992 günü saat 09.0Cda yapılacak du- ruşmaya getirmeniz, duruşmaya gelmediğıniz veya bir vekil tarafın- dan terasıl ettihlmediğiniz takdirde yargılamanın yokluğunuzda de- vam edeceği ve karar verileceğı ilanen tebliğ olunur. Kimligi: 1- Oruç, 2- Nazar, 3- Bayratn, 4- Fatma, 5- Kudret, 6- Zehra, 7- Ali Gençoğlu. Basın: 46693 KARS KADASTRO MAHKEMESt'NDEN Dosya No: 991/1026 Davacı Hazine vekili tarafından aşağıda kimligi yazılı davalılar aley- hine Kars Merkez Istasyon Mahallesi 548 ada, 200 nalu parselin ta- pu fazlalığının ifrazı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilme- sini 9.9.1991 tarihli dava dilekçesi ile talep ve dava etmiştir. Davalılann yapılan aramalara ragmen adresleri tespit edilemedigin- den dava dilekçesi özeti ile duruşma günü tebliğ edilememiştir. Yukanda yazılı dava dilekçesinin tebliği ile bu dava ile ilgili ibraz etmek istediğiniz belgeleri 4.5.1992 günü saat 09.00'da yapılacak du- ruşmaya getirmeniz, duruşmaya gelmediğıniz veya bir vekil tarafın- dan temsil ettirilmedığinız takdirde yargılamanın yokluğunuzda de- vam edeceği ve karar verileceğı ilanen tebliğ olunur. Kimligi: 1- Şükriye, 2-.Taftan, 3- Abbas Çeük, 4- Mehman Gokcaylar, 5- tbrahim Halil Gokcaylar, 6- Pakize Sevil Gökçaylar. Basın: 46657
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle