Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 ARALIK1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
TüPkSinema
Haftası
• Kültflr Servisi- Fransa'da
Contreplonge adlı kuruluş
tarafından düzcnlenen
Türk Sinema Haftası
Strasbourg'da başhyor. Bu
yıl dördüncüsü dûzenlenecek
'an sinema haftasında, 15
-.'alık tarihine kadar ünlü
Türk sinema
yönetmenlerinin seçkın
yapıtlannayer verileceği
bildirildi. Dörtbölümden
oluşan sinema haftasının ilk
bolümünde. Atıt Yıimaz'ın üç
filmi, ikinci kısımda ise Zeki
Ökten'in iki fîlminin
eösterilmesi beklenıyor.
Sinema hattasının Panorama
adını taşıyan üçüncü
bolümünde, Halit Refığ ve
ŞerifGören'in filmlerineyer
verilecek.
Konser
salonundan
duyuru• Kfiltür Servisi- Cemal
Reşit Rey Konser
Salonu'nda 28 kasım
cumartesi günü yapılan
piyano resitalinde sanatçı
Aİexis Weissenberg"ın
rahatsızlanması ve konserin
ikinci yansını sürdürememesi
nedeniyle Cemal Reşıt Rey
Konser Salonu yetkilileri bir
acıklama yaptı. Açıklamaya
göre isteyen ızleyiciler bu
konser için aldılan bilet ile 5
aralık tarihinde
gerçekleştirilecek Andrei
Gavrilov piyano resitalini
izleyebilecekler. Biletlerini
geri vermek isteyen
izleyicilerin ise Cemal Reşit
Rey Konser Salonu gişesine
başvurmalan gerekiyor.
Boyer'in sergisi
Galeri Kenter'de
• Kültür Servisi-Güzın
Boyer'in resim sergisi Kenter
Tiyatrosu'nda yer alan
Galeri Kenter'de Uaralığa
deksürecek. 1976-85 yıllan
arasında Kıbns'ta batik,
suluboya ve yağlıboya
konulannda resim kurslanna
devam eden Güzin Boyer,
1986'daABD'de"City
University of New York"
sanat tarihi ve resim
bölümlerinegitti. 1986-90
yıllan arasında '"The
American Fine Arts Society-
The Art Student League of
New York'ta da sanaı tarihi
ı bölümierinde
ı gördü.
Tuğlacı'ya yeni
unvanlar
• Kültür Servisi-
Uluslararası Güvenlik ve
Banş Parlamentosu'nun
Türkiyeelçiliğini yapan
tarihci Dr. ParsTuğlacı'ya
Paris İnsani Bilimler
Evrensel Akademisi'nce
'"şeref profesörlüğü". Los
Angeles Addison Devlet
Üniversitesi'nce "'genel
araştırma doktorluğu",
Londra ÜniversitesiTatbiki
Araştırma Enstitüsü'nce
"edebiyat doktorluğu"
payeleri verildi. Tuğlacı
aynca Avustralya'nın
Uluslararası Araştırma
Enstitüsü'ne "şeref
profesörlüğü" unvanıyla
ömür boyu üye seçildi.
Cuma söyleşilepi
• Kültür Servisi- Mimarlar
Odası İstanbul Büyükkent
Şubesi'nce.cuma günleri
18.30"dadüzenlenenKentve
Yaşam Söyleşilerinın bu
haftaki konuğu, Y. Mimar
Mete Göktuğ, koruma
alanlannda sivil örgütlenme
konusunu işleyecek.
MımarlarOdası Kentve
Yaşam Salonu "nda
gerçekleştirlecek söyleşinin
önümüzdeki haftanın
konuğu Prof. Dr. Orhan
Şahinler ise tasanm ve
uygulamada mimari
sorufnluluklar konusunda
birsöyleşiyapacak.
Kuşaktan
kusağa
IKültür Servisi-
İstanbul'daki 19. yy
mimarisini 21. yüzyıla
aktarmaya hazırlanan Pera
PalasOteli'nde, Mimarlar
Odası İstanbul Şubesi,
kuruluşunun lOO.yıhn
kutlayan "Kuşaktan Kuşağa
Mimarlar" yemeği
düzenledi. 5 aralık akşamı
yapılacak yemekli
toplantıda. mesleğinde 30
yıhnı geridebırakan
;
marlara onur plaketleri
»erilecek.
Anma sergisi
• Kültür Servisi- Zühtü
Müridoğlu'nun ölümünden
sonra bütün eserlerinden
oluşan ilk anma sergisi,
Etibank İstanbul Sanat
Galerisi'nde bugün açılıyor.
31 arahğa kadar devam
edecek sergi, Tepebaşı
Etibank Sanat Merkea'nde
izlenebilir.
'Yeniden Yapılanma' sürecindeki Devlet Tiyatrolan'nın yeni Genel Müdürü Yücel Erten:
'Şabloncııluk' üzerimize siıııııişDİKMENGÜRÜN
UÇARER
Devlet Tıyatrolan, Yücel Er-
ten'in genel müdürlüğü ile yeni
bir sürece girme. daha dinamik
bir yapılanma hazırlıklan için-
de. Erten'in bugüne dek tiyatro
çevrelerinde yönetmen olarak
bıraktığı olumlu izlenim sanki
onun yönetici olarak sorumlu-
luklannı daha da arttınyor.
Yücel Erten'le bu sorumlu-
luklar. en kısa sürede gerçekleş-
tirilmesi düşünülen değişimler
üstünde konuşuyoruz.
- Siz bir yönetroen olarak ya-
ratıcı çaltşmalarınız, araştırma-
cılığınızla dikkat çekiyorsunuz.
Tabii bu niteükleri taşı>an biri-
nin Devlet Tijatrolan'nın yö-
netimini üstlenmesi. beklentikri
de daha geniş çaplı kılıvor. Bu
bağlamda kurunı bünyesinde
gercekleştirroeyi amaçladığınız
yenjlikler neler olacaktır?
Öncelikle asıl hedefımizin
yıllardır savunduğumuz bir dü-
şüncenin gerçekleşmesi olduğu-
nu belirteyım. Hedefimiz, tiyat-
rolanmızın en azından iller
bazında daha bağımsız özgün
çizgiler yürütebilmesidir. Do-
ğal kı bu yasa konusudur. Bu-
nun hazırİığını yapabilmek bir
dereceye kadar mümkündür.
Mevcut yasamız da buna
açıktır. Tiyatrolann kendileri-
ne özgü çizgjleri, profilleri. kim-
likleri. kişilikleri olması düşün-
cesini savunan bir insan olarak
bu geciş döneminde de bu dü-
şüncenın olabildigi kadarhaya-
ta geçmesı gerektiğini savunu-
yorum. Bunun ilk işareti olarak
bölgelenmizde yöneticilik göre-
vi yapan sanatçı arkadaşlanmı-
za kendi sanat siyasetlerini, re-
pertuarlannı. çalışma biçimleri-
ni. çalışma arkadaşlannı seç-
melerinde olabildiğince esnek-
lik tanıyacağız. Belki Türkiye
çapındaki bütünlüğün gözetil-
mesi bakımından bazı genel ko-
nularda mutabakat aramak ge-
rekir. ama bunun dışında ben
\edi ayrı ilde 22 sahnede görev
yapan yönetici sanatçı arkadaş-
İanmızın temel terdhlerinin
merkezden bir pürüzle. bir en-
gelle karşılaşmadan hayata geç-
mesinden yanayım. Bunu uzun
vadedeki perspektifımize bir
zaten bizdeki bir refleks davra-
nış. Çünkü her gece aslanın ağ-
zına ekmek yetiştirmek gereki-
vor. Fakat bu dönemden son-
rakı çalışmalarda ilan edilen re-
pertuara yüzde yüz bağımlı kal-
mayacağız. Dolayısıyla ar-
kadaşlanmız kendi illerindeki
tiyatrolannda bu yılın reper-
tuannı hazırlarken özgür bir se-
daha işlek. 6snek. mobil tiyatro
anlayışına yatkın eserler olma-
sı.
- Buna tiyatroyu yaygınlaş-
tırmak için önenüi bir adım di-
yebilir miyiz?
Evet. içenği bakımından
olabildiğince özgür bırakırken
hizmeti olabildiğince geniş ke-
simlere vansıtabilmek. ola-
-Başrejisöriük görevini de
üstlenmiş, olduğum ıçın bundan
sonraki süreçte ürünlerimizin
sanatsal düzeyine katkıda bulu-
nabilmek için çok önceden dav-
ranarak sanatçı arkadaşlanmı-
zla ahşverişte bulunacağjm. Bu
onlann yaratıcıhklanna müda-
hale anlamına gelmez. Projele-
rin başlangıcından itibaren belli
miyorum. ama ödenekli tiyat-
rolanmızın da buna yeteri ka-
dar açık olmadığını itiraf et-
meliyim. Oyunlanmızda bazı
şablonlann, alışılmış biçımlerin
ve fotokopi yöntemlerinin bas-
kısı var. Bunlann ürünlerimize
abanmış olduğunu hissediyo-
ruz. Bu abanmanın altında ger-
çekten deneyci yaklaşımlar ye-
Yücel Erten, ge-
çiş döneminde ilk
olarak bölgeler-
deki yöneticilik
görevini üstlenen
sanatçılara kendi
siyasetlerini, re-
pertuarlarını, ça-
lışma biçimlerini
seçmelerinde es-
neklik tanıyacak-
lannı belirtiyor.
Ozgür bir an-
layışla 'çok kıvrak
bir tiyatro'nun ye-
terince irdelenece-
ğini savunuyor.
^ şişkinleşmiş
ve hantallaşmış
olan ödenekli ti-
yatrolan işlek bir
yapıya kavuştur-
mayı amaçladık-
lannı vurgula-
yan Erten, 'mer-
kezi otorite bir or-
ganizasyon kuru-
luna dönüşmeli'
diyor.
Erten, ödenekli
tiyatrolann de-
neysel tiyatroya
açık olmadığını
belirtiyor.
yaklaşım olarak düşünüyorum.
- Repertuar konusunda düşün-
celeriniz?
Tiyatronun belkemiği re-
pertuar konusudur. Bu konu-
da şöyle bir karara vardık:
Daha önce oynanmaya başla-
mış ve rol dağılımlan yapılıp
imzalan atılmış olan bütün
oyunlanmız devam edecek. Bu
çimle karşı karşıyalar. Tabii se-
çimlerini yasal bir koşul olan
Edebi Kurul'dan geçirmek
kaydıyla. Oyun seçiminde onla-
n olabildiğince özgür bırakmış
olmak, sanatsal tercihlerine ön-
celik tanımış olmak ardından
bir başka yaklaşımı geüriyor. O
da şu: Sahnelerimizde ortaya
koyduğumuz ürünlerin biraz
bildiğince çok yere ulaşabil-
mek. Bunun için de kolay taşı-
nabilir ve mümkünse ille de ti-
yatro binalan aramayan, bu bi-
nalann dışındaki başka hacim-
lerde ve alanlarda sergilenebilir
oyunlann gerekliliğini vurgulu-
yoruz.
- Bu bölgelerk nasıl bir ileti-
şim içinde olacaksınız?
aralıklarla iletişim kuracağız ve
özgür bir anlayışla çok kıvrak
bir tiyatroyu düşünsel ve sa-
natsal bakımdan yeterince irde-
lemişolacağız.
- Denevsel tivatro üstüne dü-
şünceleriniz? Bu tür-çalışraalar
bizde hiç yok denecekJıadar az.
Hiç yok demeye gönlüm el
vermiyor. İpuçlan yokturdiye-
teri kadar alan bulamıyor, yete-
ri kadar fılizlenip gelişemiyor.
Bu, bir bakıma genç sanat-
çılanmızın iç dinamiklerini ya-
vaş yavaş azaltan. adamsen-
deciliğe. memuriyete sürükle-
yen bir faktör. Ben, elimden
geldiğince yeni yaklaşımlann.
deneysel çalışmalann koruyu-
cusu olmaya çalışacağım.
- Siz yeni Devlet Tiyatrobın >
Yasa Tasansfnın önde gelen mi- ,
marlarından birisiniz. Uludağ ,
semineri sırasında üzerinde
tartışılan bu yasada 'özerklik' il- 1
kesiyle çefişen vönler vok muy- !
du?" • • İ
Yeni bir yapılanmadan. |
yeni bir yasal çerçeveden söz
ederken özünde neyi bekli- ••
yoruz onu belirlemekte yarar t
var. ,j
Özetin özeti olarak ele alacak .ı
olursak. artık çok şişkinleşmiş b
ve hantallaşmış olan ödenekli ı
tiyatrolanmıa işlek bir yapıya •
kavuştunmak. Bunun için en <
azından iller bazında bütçesini .
boş kadrolannı bilip kendi uy- i
gun göreceği doğrultuda insan-1
lara tiyatro yapabilme şansını ;
acmak önümüzdeki yasa süre-.
cinin temel hedefıdir diye düşü- •
nüyorum. Merkezi otorite bir
organizasyon kurulu ya da or-1
ganizasyon katmanı şeklini ka-
zandığı vakit biz Türkiye'de ti- \
yatro yapmak bakımından çok |
önemli bir yolu katetmiş olu- >
ruz. >
Bunu gerçekleştirdiğimiz za- j
man merkezi otoritenin artık ,
direkt ftlarak sanat yapmakla }
çok fazla bir organizasyonun j
yükünü sınlanacağına göre *
artık genel müdürün tayin ya'
da secimle göreve gelmesi fazla >
bir şey değiştirmeyecektir. Bi->
zim bu tartışmalarda takılıp'.
kaldığımız noktalar: genel mü-'
dürün binm tiyatrolardaki sa- •
nat yönetmenlerinin nasıl göre-'
ve geleceği. Bu kilit noktalara I
insanlann ne şekilde geleceği^|
sorusunu şahsen çok da önem- i
semiyorum. Asıl önemlisi şu:^
Bütün bu tartışmalardan, tiyat-,
rolanmızın kendilerine özgü sa-'
nat siyasetlerini uygulamatan;
ve kendi parasal olanaklannı,
kendi uygun gördükleri biçim-,
de kullanmalan sonucu çıkarsa ı
önemli noktaya gelmiş oluruz. /
Atıf Yıimaz'ın 'olağanüstü özelliklere sahip' sonfilmi4
Düş GezginlerT
Gölgesiz sevinçlereulaşabilmekATAOL BEHRAMOGLU
Filmi izlemeye giderken ön-
yargjlardan annmış değildim.
Açık saçık. hatta belki porno
sahneler görecektim. Gazete-
lerde fılme ilişkin görüntüler,
kulağıma çalınan bir iki söz de
önyargımı destekler nitelik-
teydi. Tümüyle bambaşka bir
yapıt çıktı karşıma. Bir sanat
yapıtı. Bir başyapıt.
Başlan sona, aksamayan,
sarkmayan. yalın bir kurguyla
akıp giden filmin öyküsü kısa-
ca şöyle: Dul, güzel ve entelek-
tüel doktor hanım (Nilgün)
bir kasabaya atanır. Çevresin-
de oluşan ilgi ve dedikodu ha-
vasını göz önünde canlan-
dırmak güç değil. Nilgün. en-
telektüelliğine ve özgür davra-
nışlanna karşın ülkemizdeki
(ve belki bütün dünyadaki)
kadınlann pek çoğu gibi, sek-
süel yaşamında doyumsuz,
yalnız, içe dönük bir kimsedir.
Kasabanın sağlık deneümi
için gittiği genelevinde çocuk-
luk arkadaşı Hawa"yla karşı-
laşır... İki genç kadın arasında
başlayan duygusal. tensel iliş-
ki, öykünün ana eksenidir.
Havva, adını Melike olarak
değiştirmiştir. Genelevdeki
adı ise Anjelik'ür. Öyküsünü
bilmeyiz. Buna gerek de yok.
Genelevin meraklı müşterileri için uy-
durduğu öykülerden herhangi birini biz
de kendimiz için uydurabiliriz, çok is-
tiyorsak... Önemli olan (ve belki tartışı-
labilecek olan) onun böyiesine lekesiz.
ruhen bozulmamış olarak kalabılmesi-
dir. İki genç kadın arasındaki duygusal
ve tensel ilişkiler, aslında. çocukluğun
düşsel dünyasına bir yolculuk. katıksız
saflığa, içtenliğe, en doğal ve gölgesiz se-
vinçlere bir kez daha ulaşabilmek özle-
midir... Her biri kendince toplumsal ve
varoluşsal sorunlar içinde kıstınlmış ya-
şamlannı sürdüren bu iki genç kadın.
bedenlerinin (ve kişiliklerinin) birbinne
dokunuşunda, utançsız. zorlamasız bir
Dul, güzel, cntellektüel doktor
Nflgün (IVleral Oguz), çocuk-
luk arkadaşı Hav>a, genelev-
deki ismiyle Anjelik (Lale
Mansur.)
sevişmenin ufuklanna ulaşmakta ve
böyiece elde ettikleri "orgazm" erotiz-
min bile değil, iki insan arasındaki seve-
cenliğin yükselebileceği en üst düzey ol-
maktadır... Erkekle kadın arasında ve
özellikle de bizimki gibi erkek "erk"ınin
hüküm sürdüğü toplumlarda yaşana-
gelen cinsel ilişkılerdeki tek yanhlık, ka-
balık ve bencillıkle iki kadın arasındaki
bu yakınlaşmanın karşıtlığı, fılmde in-
celikle gösterilmekledir. Görüntüleme-
lerdeki başanya aynca değinmek gere-
kir. Çocukluk dünyasından iki küçük
kızın birlikteliğinden şiir dolu fotoğraf-
lar. Sonraki buluşmanın abartısız.
yvhn. aynntı incelikleriyle de zenginle-
şen görüntüleri... İkinci bölümün giri-
şindeki sevişme sahnesi klasik bir tablo
pürüzsüzlüğünde. bir Modigliani,
Goya ya da lngres safhğında ve görke-
mindedir...
Nilgün ve Havva, yaşanılması ola-
naksız kasaba ortamından aynlarak
İstanbul'a gelirler. Fakat ilişkinin sü-
rekli olamayacağı bellidir. Çocukluk
dünyasına, ölümsüzlük dünyasına
kısacık bir dokunuştan sonra her biri
kendi yolunda gidecektir. Havva'nın
bedenini satmasıyla Nilgün'ün mesleği-
ni ve bedenini sunuşu arasında fazlaca
fark yoktur. Kadın olarak sorunlan öz-
deştir. Şu ya da bu bicimde zorlanarak
elde edilmek... Bundan kişisel adacıklar
oluşturarak kurtulma olasılığı da yok-
tur... Bir sevişme sahnesini izlerken göz-
lerimin yaşla dolabileceğini düşünme-
miştim... "Düş Gezginleri" olağanüstü
özelliklere sahip birfilm. "Samansansı"
nasıl Nâzım Hikmetiçinbirolgunlukdö-
nemi başyapıtı ise "Düş Gczginlen"nin
de Atıf Yılmaz için böyle bir başyapıt
olduğunu düşünüyorum... Lale Man-
sur ve Meral Oğuz"un birbirleriyle yan-
şan çok başanlı oyunculuklannın yanı
sıra, Yaman Okay'ın. Sema Çeyrek-
başfnın. bütün kadronun başanlı İcom-
pozisyonlannı da aynca alkışlamak ge-
rekır.
AVRUPA TURNESİNDEN SONRA
TÜRKİYE'DE İLK KEZ
ÖZAY FECHT
CAZ ŞARKILARIYLA
TAHSİN ÜNÜVAR
Crubu Eşliğinde
HAYAL Kahvesi'nde
4 ARAUK'TAN İTİBAREN
SALI / CUMA / PAZAR 22.30-02.00
HAYAL GECELERÎ SÜRÜYOR
Pazartesi • Çarfanba
BLUE BLUES BAND
Batu - Yavuz - Kerim - Sunay
b
GRUP CİN'S
Bülent - Cem - Derya
CuMartesi
BULUTSUZLUK ÖZLEMİ
Nejat-Richaid-Philippe-Demuhan-Akın
HAYAL' in öğle ve akşam menüsiinü
tattınız mı?
H A Y A L Kahvesi Bir Hayal Tacirleri Ifletmesidir
Bûyükparnukkapı Suk. No:19 Bcyoğlu 244 25 58
^ H ÜSKÜDAR ^ H l
ŞILA BAR
Perş.-Cuma-C.tesi
akjamlan özgün programlanyla
GRUPYAKAMOZ ve Sİ6EL
Hergün saat U.00-02.00
orosı sıcok ve samimi bir
ortamda Ulonbul'u ŞlLA'don
seyredin.
Ş«m>ipo»a Cod. Hava Üs LoLali yanı
Tel : 343 67 83 Üsküdor
Bar
Lokanta
llanlarınız için
246 97 38
232 64 26
I I KIZILIRMAK 1
KONSERİ
Yer: Yenişehir Kültür Sanat Merkezi
(Ülkü Sineması)
Tarih: 4 Aralık 1992
Saat: 19.00
D.E.Ü. HUKUKFAKÜLTESİ
ÖĞRENCİ DERNEĞİ
Aileyanındaevişlerineyardımcı, yatılı, re-
ferans veya kefil gösterebilecek bayan ele-
man aranıyor.
Tel.: 225 29 30
GERÇEK HAYVAN DOSTLARI
Eğer mırıl mınl sımsıcak bir arkadaş anycrsamz. zor durumdaki
hayvan dostunuzu ölümden kurtarmak ve sıcakbir yuvaya kavuştur-
mak isöyorsanız.
TH.: 587 93 25 (20.00'den sonra)
Bizim Tiyatro'dan'Woyzeck'
Evrensel çelişkiler
ve yabancılaşma
Kültür Senisi- Bizim Tiyatro. Georg Büchner'in ünlü yapıtı
"Woyzeck'i.yanndanitibarenBeyoğluKaracaTiyatro'da"Bo-l
ğulma ya da NVoyzeck" adı altında sahnelemeye başlıyor. Ha-1
san Kuruyazıa'nın dilimize çevirdiği. Prof. Dr. Şara Sayın'ın ı
yaansal danışmanlığını üstlendiği "Woyzeck"i Zafer Diper,
yönetiyor. Günümüz insanının bireysel ve toplumsal traji-!
komik durumlannı evrensel bir panoramada inceleyen oyun,!
"yabancılaşma" sorununu irdeliyor. \
Oyun. ağır koşullarda çalışan. saf. toplumca küçümsenen, sü-':
rekli alay konusu olan, sıradan bir adam. VVoyzeck üzenne ku-1
rulu: Woyzeck'i yaşama bağlayan tek neden. sevdiği kadın Ma-:
rie'dir. Marie'nin çalışüğı fabrikadaki şefıne aşık olması sonu-;
cu, yaşama nedenini yitirir. Marie'yi öldürür, ardından kendisi-1
de intihar eder. Büchner, bu oldukça sıradan öy künün kahra-;
manına kendi çağının olduğu kadar içinde yaşadığımızçağın da i
evrensel pek çok çelişkisini yüklüyor. ••>
Woyzeck'in acıklı öyküsü, birden kaçınılması olanaksız biri
trajediye dönüşüyor. Woyzeck. içinde yaşadığı ve salt soyut bir (
erdem anlayışına indirgeyen çevrelerce erdemsiz olmakla suç-
lanıyor. Bunun nedeni
ise onun evli olmaması
ve kilisede vafüz etti-
rcmediği gayrimeşru
çocuğudur. Buchner-
in oyunda somutlaştı-
rmak istediği. zengjn-
yoksul ya da iyi-kötü
karşıthklan değil
yalmzca. "Woyzeck",
toplumda gittikçe
güçlenen kurum ve ki-
^ilcrin görünür ve gö-
rünmez baskılanyla
ezilen dolayasıyla çev-
resine yabancılaşan
bir adamdır, oyun da
bir anlamda bu
"dram"ı anlatır.
Büchner'in oyunda
tüm boyutlanyla gös-
termek istediei dram.
yalmzca bu "dış dün- Zafer ve Nazan Diper •!
ya" ile kişinin arasındaki çatışmadan. uyumsuzluktan kaynak-î
lanmıyor. Gerilimler, uyuşmazlıklar. çelişkiler Woyzeck'in ken-'
di içinde de başlıyor bir süre sonra ve bunlar VVoyzeck'in daha'
önce bilincine varamadığı caüşmalar olarak knndini gösteriyor.;
Woyzeck'in bu noktada yalnız cevreye değil, kendisine de çok'
yabancı olduğu ortaya çıkıyor.
Sahne düzenlemesini Canan Şengüfün yaptığı "Woyzeck"de ••
Zafer Diper. Nazan Diper, Mehmet Tekkanat. Doğan Turan,<
Muhis Asan. Ruşen Örs. Filiz Coşkuner. Ozan Asan. Cihangin
Köse ve Ömer Gülmez rol alıyor.
MECLIS TOPLANTISIİLANI
T.C. MARMARA VE BOĞAZLARI
BELEDİYELER BİRLİĞİ'NDEN
Biriik Meclisi'nin 1992 yılı 2. Olağan Toplantısı 11 Aralık 1992
Cuma günü saat 10.30'da İSTANBUL MÖVENPİCK HOTEL
Balo Salonu'nda aşağıdaki gündem maddelerini görüşmek
üzere toplanacaktır.
Biriik üyesi Belediye Başkanlan ve Biriik Meclis üyeJerine du-
yurulur.
Prof. Dr. NURETTİN SÖZEN
Biriik Başkanı
GÜNDEM:
1- Açılış ve saygı duruşu.
2- Toplantı gündeminin görüşüimesi.
3- Biriik Başkanı ve konuklann konuşması.
4- Son biriik meclisi tutanak özatinin okunması.
5- Biriik 1992 yılı 2. dönem çalışmalan hakkında bilgHendirme
raporunun sunulması.
6- Bütçe komisyonunun seçimi.
7- Biriik 1993 yılı çalışma programının görüşüimesi.
8- Bütçe komisyonu raporunun okunması ve biriik 1993 mali
yılı bütçesınin gorüşülmesi.
9- Dilek. temenniler ve kapanış.