Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 ARALIK1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Albert King öldü
• MEMPHIS(AA)- Blues
ustaiarından Amerika'lı
Albert Kıng. geçirdiği kalp
krizi sonucu öldü. 69 yaşında
ölen King. müzik yaşamına
Jimmy Reed ile bateri
çalarak başladı. İlkçıkışını
1966'da Memphis'de yapan
* Ibert King. müzık
-tinyasında bugünedek
yaşamışenbaşanlı
gitaristlerdendi.
Onümüzdekiyıl B.B. Kingve
Bobby Blue Band ile Avrupa
turuna çıkmay ı planlay an
Albert Kıng içın yine
blues'cu Bobby Bland
şunlan söyledı: "Çok kibar
birinsandı.bırlikte
çalıştığımızzamanlarda ;
aramızda hiçbirkışkançlık
olmazdı. onu çok özky eceğiz."'(
AC/DC tazminat
ödeyecek |
• Kültür Servisi- Ü nlü
Avustralya'lı rock topluluğu
AC/DC. ocak aymda
ABD'de verdikleri konser
sonucu yaşamını yitiren üç
gencin ailelerine tazminat
ödeyecek. Geçen ocak
ayında Salt LakeCity'de
verdikleri konserde bir
hayran kalabalığırun alünda
kalarak ezilen ikisi 14, biri 19
yaşında olan üç genç içın ne
kadar lazminat ödeneceği ise
henüz belirlenmedi.
Kut'lamutlu
yıllar• Kültür Servisi- Tablolan
yurtiçinde ve yurtdışmda
çeşitli koleksiyonlarda
bulunan ressam Muhsın
Kut'un 1977'denbuyana
yaptığı resimlerinın bır
bölümü Paksoy Tıcaret ve
Sanayi AŞ tarafından
takvi'mleştirildi. 1964-69
yıllanarasında DevletGüzel
Sanatlar Akademisi Seramik
Bölümü"ndeokuyan Kut,ilk
-•rgisini Taksim
Mcydanı'nda 33 yıl önce
gerçeklcştırmişti. Konulannı
gezdiğj. gördüğü. yaşadığı
yerlerden, kentlerden.
sokaklardansecen Muhsin
Kut, uzun yıllar Avrupa ve
Avustralya'da yaşadı.
Mevlevihane'de
sema gösterisi
• Kültür Servisi-
Mevlana'nın719.VuslatYıu
ve 133. Mülkiyeliler Haftası
elkinlikleri kapsamında
bugün saat 20.00'de
Tünel'deki Galala
Mevlevihanesi'nde bir sema
töreni gerçekleştirilecek.
Sema löreninden önce. Türk
sanat müziğinden örneklerin
seslendirileceği bir konserde
yer alacak
Saraylar'dayeni
rehberler
• Kültiir Servisi-Milli
Saraylar Daire Başkanı
Türkanİnce, 19.yüzyılın
sanat anlayışı içinde saray,
köşk ve kasırlanmızı
tanıtmanın, rehberlerin
görevlerinde aynntılnna
kadar aydınlatümasırun
hedeflendiğini, bu amaçla
yeni atanan rehberler ıçin bir
eğitirn programı
geliştirdiklerini söyledi.
Navaro'nun
Vonferansı
<• Kültür Servisi- İstanbul
Üniversitesi Kadın Sorunlan
Araştırma ve Uygulama
Merkezi'nce düzenlenen
konferanslardizisi, bugün
saat 14.00te Beyazıt Devlet
Kütüphanesi'nde Leyla
Navaro'nun katılacağj
"Kadın veErkeğin
Bağımlılığı" başlıklı
konferans ile sürüyor.
Navaro. kadının bağlılığının
nasıl bağımMığa dönüştüğü
ve kültürümüzde yaşam
tarzlan ile kişilerin cinsel
kimlikleri arasındaki ilişkiyi
irdeleyecek.
bugün
bilsak
Geçen hafta İstanbul 'un müzik dünyasmda yeni eserler ve solistler vardı
Sermet'le bîr başka coşku
23 Aralık Çarşamba:
Tai-Chi Chuan
Hareketli Meditasyon
ÇinEgsersizleri
Erol KESKİN yöneüminde
Kayıtlanmız Başlamışur
Görsel Sanat Atölyeleri
Mchmeı GÜLERYÜZ
yöneüminde
Perşembe-Cuma
Fotograf ve Sinema Atölyesi
Sclçuk TURANU
Seramik Atölyesi
KadriyeEzel AĞAOGLU
yöneüminde
Salı - Perşembe-Cumartesi
Cafe-Foyer-Bar(Giriş)
AkusükGiıar-TanjuA.
RockCafe-Bar(5.Kal)
Grup "Leke"
EVİN İLYASOĞLU
Hani derler ya: "Müzik ruhun
gjdastdır" veya "Bu müzikle ruhum
yıkandı." Doğal ki iyi müzikten söz
ederler. Kötü müzik nasıl gıdası olabilir
ruhun, nasıl yıkayabilir ruhunu insanın!
Cumartesi gecesi Cemal Reşid Rey Sa-
lonu'nda gerçekten ruhu yıkandı dinle-
yicilerin. Hüseyin Sermet"in piyano re-
sitalinde bir başka ışık, bir başka coşku
vardı.
Daha onbeş gün önce dünyanın en
çok ün yapmış piyanistlerinden biri,
Gavrilov da aynı yapıtı çaldr. "Gecenin
Çocuğu." Oysa bir de Hüseyin Sermet'i
dınlemeliydiniz. Ravel'deki şiiri dile ge-
tiriyordu. Renkleri. dramatik anlatımı
dengeleyip bir kristalden geçiriyordu.
Bir olaydı Hüseyin Sermet'in resitali ve
de ruhun gıdası olan müziği, güzel mü-
ziği duyurdu.
Şef Erol Erdınç bu yıl ya ilk kez sah-
neye çıkan solistlere eşlik etti ya da ilk
kez seslendinlen Türk yapıtlannı yönet-
ti. Böylece her konserinde avn bir hele-
can vardı. Geçen hafta İDSO'daki
program Hırsız Saksağan Uvertürü ile
başladı.
Orkestra bildik bir yapıtı çalmanın,
dinleyiciler de iyi çalışıhruş bir yapıttaki
tek soluğun mutluluğunu yaşadı. Mo-
zart'ın Jüpiter Senfonisi'nde tempo
farklılıklanna karşın yine tanıdık, güzel
ezgilerin akışı duyarlıydı.
Bu hafta. hem ilk kez seslendirilen bir
Şef Erol Erdinc
Hüseyin
Sermet'in piyano
resitalinde bir
başka ışık, bir
başka coşku
vardı. Bir olaydı
resitali,
gerçekten ruhu
müzikle yıkandı
dinleyicilerin.
ŞefErol
Erdinç'in her
konserinde ayn
bir heyecarı
vardı. Piyanist Hüseyin Sermet
Türk yapıtı hem de İstanbullulann ilk
kez orkestra ile dinlediği genç piyano
ikilisi Ferhan Ferzan Önder vardı prog-
ramda.
Çetin Işıközlü'nün (1939) iki piyano
ve büyük orkestra için konçertosunu
çaldılar. Işıközlü makamsal müziğimiz-
den, halk ezgilerinden ve aksak ritmden
esinlenmiş. Uzun bir süre Avrupa'da
orkestra şefı olarak çalışıp yurda dön-
dükten sonra kaleme aldığı ilk yapıtmış.
Biraz sıla özlemi çektiğinden olsa gerek
geleneksel öğeleri olduğu gibi, soyuüa-
maya gitmeksizin kullanmış. Işıközlü'-
nün bu çalışması konçerto dağarcığımı-
za. özellikle iki piyano dağarcığına
önemli bir katkı. Gerek şef Erdinç. ge-
rekse duo piyano solistlerimiz titizlikle
özen göstermişler bu konçerto için. Fer-
han Ferzan Önder halen Avusturya'da
yaşamlannı sürdürüp Alfons Kont-'
rasky ile çalışıyorlar. Çok yakında
Fransız bestecilerinden oluşan bir CD'-
leri piyasaya çıkacak. Milhaud'nun
Scaramouche süitinden çaldıklan bis
parçasıyla uyumlu. kıvrak ve yumu-
şacık bir yorum sundular.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde ilk kez bir Wagner operası sahneleniyor
Bir Wagner... Neden olmasın?
Richard Wagner (1813-
1883): Yalnız opera tarihini de-
ğil. sanat tarihini sarsan. gele-
neksel kavramlan değiştiren
büyük besteci. Derin felsefesi.
insan duygu ve düşüncesini
kamçılayan müziği. operayı bü-
tün sanat dallannın birleşimi
olarak ortaya çıkarması. mü-
zikli dramlan ve ilginç kışiliği
ile fırtınalar estiren besteci.
Wagner'in ya taparcasına tut-
kunlan olmuştur ya da müziği-
ni duymaya dahi dayanama-
yan, karşı çıkanlar vardır. Or-
kestra için tek bir senfoni
yazmış; opera uvertürlerinde ve
operalannda senfoni orkestra-
smın tüm olanaklanndan ya-
rarlanmıştır. Operalannın met-
nini de kendi yazan Wagner sa-
nat tarihine yalnız bir opera
bestecisi olarak değil. orkestra
şefı. şair ve yazar olarak da geç-
miştir. Teknik açıdan tonalite-
nin sınırlannı zorlaması yirmin-
ci yüzyıl müziğine kapılar
açmıştır. İnsanın en karmaşık
duygulannı, hipnotik gücün en
etkileyici yönünü kullanmışür
ses-söz ve müziği birleştirirken.
Uçan Hollandalı, Wagner'in
en kısa ve onu tanıtmak için en
kolay operasıdır. Müziklidram
bicimine ilk adımdır. Müzik
kamçılayıcı. coşturucu, heye-
can yaratan bir bütünlük için-
dedir. İDSO'da ilk kez NVagner
izliyoruz. Neden ilk kez? Biraz
cesaret işi de ondan herhalde.
Dış ülkelerde yalnız NVagner
uzmanı oyuncular ve kadrolar
var. VVagner'e özgü ses yapısı
inccleniyor. yıllarca bu amaca
doğru eğkiliyor.
Bizim böyle yıllarca oyuncu
'Uçan Hollandalı'', Giancarlo del Monaco'ııun zengin repertuannda da bir 'ilk'.
veya yaratıcı kadromuzu eğitip
uzmanlaştıracak olanağımız
yok diye Wagner oynanmasın
mı hiç? Bir ölçüde yaraücı kad-
royu, yurtdışındaki deneyimli
kişileri secip getiren opera yö-
netimi, bizim sanatçılanmızdan
kurduğu bir oyuncu kadrosu ile
bu mevsim Uçan Hollandalı'yı
sunmakta. Rcjisör Giancarlo
del Monaco ile son provalar-
dan birini izlerken şu konuşma-
yı yaptık: (Del Monaco halen
Bonn Operası'nın genel sanat
yönetmeni.) "Keşke Almanca.
özgün dilde olabilseydi. Wag-
ner için sözün içindeki şiir. mü-
ziğin içindeki şiir kadar önemli-
dir. Bu nedenle Türkçe oyna-
nırsa geniş kitle izleyebilecek"
diyor. Uçan Hollandalfdaki
doğa üstü etkcnlerden söz edi-
yoru? ""Doğa dışı. doğa üstü
atmosfer sağlamak için özel bir
çaba harcamadık. Fantezi. düş-
lem insanın kafasının içinde.
Scnta odayı Hollandalı'nın ge-
misi olarak görüyor. Normal
bir insan olarak başlıyor. gide-
rek kendinden geçiyor. Hangisı
doğru hangisi yanhş. hangisı
gerçek hangisi gerçeküstü ay-
nmsayamayacak kadar kendi-
ni kaybedeceği bir rol. Bütün
yapıtı Senta'nın gözünden gör-
melisiniz. Senta"nın yarattığı
düşlem ki bütün operayı çekip
götürüyor." Bu arada Senta ro-
lünü üstlenen Zehra Yıldız'ı
o\üyor: "Özel bir Sema bul-
duk. zeki. iyi niyeüi ve biraz da
çılgın olmalı."
Yirmibirinci yüzyıla yakla-
şırken. teknolojinin getirdiği
yeni olanaklardan yararlanıb-
yor mu VV'agner operası sahne-
İenirken şeklindeki sorumuzu,
önce dekoratör Michael Scott
yanıtlıyor: "Bugün bilgisayarla
olsun, yeni makinelerle olsun
yapılan dekorlarda hep aksak-
îıklar yaşanmakta. Her şey an-
za yapıyor, en büyük opera
evlerindebile.
Biz hidrolik. ama çok basit
bir sistemle gemiyi odaya soku-
yoruz." Ve Del Monaco ekli-
yor; "Klasik bir reji uyguladık.
Âma biraz kriminal bir öykü
anlatırcasına korku cfektleri
kullanıyoruz. Tıpkı Edgar Al-
len Poe"nun öykülerindeki gibi.
Birden kapı kendi kendine açılı-
yor. dcli bir rüzgâr korku saçı-
yor. filan."
Uçan Hollandalı'nın rejisö-
rü. dekoratörü. orkestra şefı.
bir süre koro şefı ve koropetisti
hep yurtdışından gelen sanatcı-
lar. Oyunculanmız ise şimdilik
tek cast halinde oynuyorlar:
Zehra Yıldız. Seyıt Âhmet Yıl-
dız, Ender Anman, Attila Ma-
nizadc. Yükscl Örses ve Hüse-
yin Likos. Operanın Genel Sa-
nat Yönctmeni Yekta Kara'yı
en mutlu eden olay dış basın-
daki bütün opera dergilerinde
"Uçan Hollandalı İstanbul'da"
başlıklanna rastlanması.
'Uçan Hollandalı'nın galası dün gece Atatürk Kültür Merkezi'nde yapıldı
HoOaııdah Istanbul'da
bilsak, sırasclviler cad., soğancı
sok. 7 cihangir
243 28 79-99
Uçan Hollandalı/ Yönet-
men: Giancarlo del Mona-
coj Orkestra şefı: Michael
Sassonj Dekor: Michael
Scott/ Işık düzeni: Ahmet
Defnel Oyuncular: Seyit
Ahmet Yıldız, Ender An-
man, Zehra Yıldız, Atilla
Manizade, Yüksel Örses,
Hüseyin Likos.
AHU ANTMEN
Ünlü Alman besteci Richard Wag-
ner'ın 1839 yıhnda Kuzey Denizi'nde
geçirdiği fırtınalı yolculuk, geminin
Norveç'te bir limanda demir almasıyla
sonuçlanmasaydı. dünya opera repertu-
an, NVagner'in en önfemli operası olma-
sa da yine kendince bir yeri olan "Uçan
Hollandalı"dan yoksun kalacaktı.
Wagner. "Uçan Hollandalı" efsanesini
burada öğrenmiş, çok etkilendiği için
hemen çalışmaya koyulmuştu. Hollan-
dalı'nın cfsanesi, bundan tam dön yıl
sonra. 1843 yılında. Dresdcn'de
yılbaşının hemen ertesinde VV'agner'in
müziğıyle sahnelendi.
"Uçan Hollandalı". denizde fırtınaya
kızıp. ""Bu yolun son ı ölüm de olsa yü-
rüyeceğım" diyen ve inadıyla "şeytan""ı
çileden çıkaran bir kaptanın öyküsün-
den esinlcnerek yazılmış: Şeytan. çok
kızdığı için kaptanı yedi yılda bir kez
karaya çıkmaya mahkum ediyor-o bir
gün içinde eğer kendine sadık bir c> bu-
lursa. şeytanın cezasından kurtulacak.
Ama şeytan buna olasılık \ermiyor.
çünkü ona görc sadık bir kadın bulmak
zaten olanaksız...
"Uçan Hollandair'da önemli roUerden Senta'yı Zehra Yıidu caıüandırıyor.
Hollandalı kaptan şımdı îstanbul'da:
kendine sadık biı eşanyor. Lanetlenmiş
gemİM. Aiaiürk Kültür Merkezi'nde
sahneyi yararak izleyicinin karşısına
çıkıyor. Evel. bu gerçek-Bonn Opcrası"-
nın bajdekoratörü Michael Scott.
"Uçan Hollandalı"nın dekorunu hazı-
rlamak için Türkiye'deydi.
İstanbul Devlet Opera ve Balesfnin
32 yıllık geçmişinde ilk kez bir \Vagner
sahneleniyor. Bu başlı başına bir "olay"
kuşkusuz. "Uçan Hollandalı" Türkı-
ye'de daha önce bir kez. o da 1961
yılında Ankara Devlet Opcrasf nca sah-
nelenmıştı. Ancak "L çan Hollandalı yı
daha "heyccanir" kılan. İstanbul'daki
bu ilk \Vagner operası içın "kolları sı\ a-
yan" İstanbul De\lel Opera ve Balesi
CRR'de bir resital veren Emeç:
'Mesajımı müzikteki
yorumumla veriyorum'
Mehveş Emeç. 21 Aralık ge-
cesi Cemal Reşid Rey salonun-
da Schuman, Schubert. Cho-
pin'in yapıtlanndan örülü ro-
mantik bir program sundu.
Emeç, romantıznıin düşgücü
kadar fırtınasmı da enerjik bir
vorumla yansıttı.
Mehveş Erneç ile TV söyleşısi
yaptığımızda babasının aa
ölümünden sonra ilk kez İstan-
bul'da çalıyordu. "İnsan her
şeyi tadıp, acılan da yaşayıp.
kendini bütün duygulardan
anndırabildiğj zaman yorum
özgürlûğünü elde ediyor. Ben-
ce bunu açıkça sergıleyebilmck
önemli.
Geçirdığıniz tecrübe-
ler size kendi sesinizi duyma
imkanını vermeli" diyordu. Bir
süre sonra bütün bu deneyım-
lerle iyice olgunlaşmış bir
Mehvej çıktı geldi Londra'-
dan. Ûnlü pedagog Maria
- Çok güzel bir müzik ortamı
var. İstersem insanlarla iç içe
yoğun yaşayabiliyorum, ister-
sem kabuğuma çekilıp kimseyi
görmüyorum. Curcio yakını-
mda. Gitmesem de hergün te-
lefonla konuşuruz.
- Çalışma düzenini anlatır
mısın?
- "Sabah uyanınca piyano-
ma otururum dememi bekle-
meyin" benden. Hıçbir zaman
sabahlan piyanoçalmarn. Gü-
neş batıp. ınsanlar ortadan çe-
kilince gündclik. sıradan olay-
lar da sona erer. Ve benim için
daha yüksek düzeyde bir dün-
ya başlar. İşte o saatlerde piya-
noya otururum.
• Ya müzik dışındaki dünyan?
- Aslında hemen hep müzik
var. Başkası için oldukça tek-
düzc bciki ama.. kcndınizi
adayınca artık o dünyanın iniş
çıkışları ile yaşıyorsunuz.
- Piak yapmak konusunda
Mehveş Emeç için,
'aslında hemen hep mü-
zik var' çünkü 'kendini-
zi adayınca artık o dün-
yanın iniş çıkışları ile
yaşıyorsunuz.' Her Kon-
serden sonra hep daha
iyi olabilecek bir yön
arayan sanatçı hiç bir
zaman sonuçtan mem-
nun değil. Mehveş Emeç
Curcio ile çalışmalanru anlatı-
yordu: "Her şeyden önce insan
olarak bana büyük destek sağ-
ladı Curcio. Yalnız piyano çal-
ma tekniğini değil. insanın ruh
halini de gözeten bir hoca. bir
dost. O da ünlü piyanist
Schnabel'in öğrencisi olmuş.
Konsere hazırlarurken Schna-
bel'in piyanonun üstünde du-
ran büstünü bana çevirir. "şim-
di seni Schnabel dinliyor' diye-
rek, bcni saygın bir otoriteye
karşı sorumlu tutarsanki."
- Senin piyanist olarak doğ-
duğunu söylüyormuş Curcio ve
de piyanodan başka hiçbir şeyle
ilgÛenmene gönlü razı değilniiş!
- Ben kimsenin bel'li bir iş
için doğduğuna inanmıyonım.
Eğer şan çalıştınlsaydım ve bu
i kadar özen şancı olmam için
gösterilseydi, belki de şancı
olurdum. Çevrenin yönlendır-
mesi kadar insanın da za-
manını vermesi. bilinçlı olarak
kendini adaması. elindekı ım-
kanlan ve kolaylığını değerlen-
dirmesi gerekiyor.
- Neden Londra'da yaşıyor-
ne düşünüyorsun?
- Plağın içcriğını bclirlemck
çok zor. Basmakalıp. herkesin
hep çaldığı şeyler olmamalı.
Bir de hiç duyulmamış eserleri
çalma modası var. Onu demek
istemiyorum. Bence ben kendi
tuşemı en iyi duyuran eserleri
seçmeliyim. Schubert. Mozart
gibi. Dinleyici plağı dinlerken
sizin yüzünüzü görüp tanımı-
yor ki. ancak müzikal özclliğı-
nız ile seçkinleşiyorsunuz.
- Kendi uğraş dalındaki mü-
zik dışında güncel akımlara ya
da caz müziğine mcrakın var
mı?
- Saatlerce VV'agner opera-
lannı dinleyebilınm. ama caz
veya rock-pop müzikleri beni
kısa sürede yoruyor.
- Konser sonrası kendi dtşına
çıkıp kendini eleştirir misin?
- Kendımden söz etmeyi hiç
sevmiyorum. Nasılsa mesajımı
müzikteki yorumumla dinleyi-
cime venyorum. Her konser-
den sonra hep daha iyi olabile-
cek bır yön bulup çıkannm.
Hıçbir zaman sonuçtan tam
mcmnup olmam.
Xavier Köller'den yeni bir film
New York'taki Türk
ve Yahudilerin öyküsü
'• ADEMSAĞLAM
arıyorMüdürü Yekta Kara'nın girişimleri so-
nucu Türkiye'ye gelen Bonn Operası
Genel Sanat Yönetmeni Giancarlo del
Monaco ve başta Viyana Filarmoni ile
La Scala orkestralan olmak üzere bir-
çok ünlü orkestrayı yönetmiş olan şef
Michael Sasson herhalde...
Hollandalı uçuyor. ama Yekta Kara
da bir yandan uçuyor! İstanbul Devlel
Operası'nda Monaco gibi bir yönetmc-.
nin çahşmış olmasından son derece
mutlu. heyecanla herşeyin nasıl olup
bittiğini anlatıyor: "Monaco'dan olum-
lu yanıt alacağımı düşünmüyordum
doğrusu. Ama Bonn Opcrasf nda şu sı-
ralar bir onanm çalışması v armış. Böyle
bir boşluktan yararlanıldı. Doğrusu
şansımyavergitti.
Aynca Monaco'nun repcrtuannda
'Uçan Hollandalı' yoktu. bu yüzden de
çok ilgilendi. Yoksa önündeki beş yılı
dolu bir sanatçı. Bizden hemen sonra
Metropolitan Operası'na gidip yeni bir
oyunun hazırlıklanna başlayacak. Bu
arada Monaco'nun babası ünlü tenor
Mario del Monaco'nun bızım İtalya'da
yaşayar opera sanatçımız Orhan Gü-
lek'le olan doslluğu da etkili olmuş.
Monaco İstanbul'u çok merak ediyor-
ııuş."
Yekta Kara. haklı olarak opera re-
pertuannın "La Traviata". "Madamc
Buttertly" ve "Tosca" üçlcmesinden
oluşmadığını vurguluyor. Övsa İstan-
bul Devlet Opera ve Balesi'nde uzun
yıllardır belli yapıtlann çevresinde dö-
nüldüğü bir gerçek. Yekta Kara.çağdaş
bır repcnuara da yer vermck isıiyor-
VVagner tutkuMi da oradan geliyor.
"Richard Strauss ile lban Berg de sıra-
da" di.or Yekta Kara. "'Wagner-kı
artık Wagner bir kla\ık, İstanbul fX'vlet
Opera \e Balesi'nde çağdaş repertuara
açılan ilk kapıydı yalnı/ca."
ZÜRİH- "Umuda Yolculuk" adlı yapıüyla geçen yıl Oscar
kazanan İsviçre'li film yönetmeni Xavier Köller'in Hollywood
fılm piyasasında şansı parladı. Geçen yıl birçok yabancı film ile
yanşarak en iyi yabancı film Oscar'ını alan yönetmen, önümüz-
deki yıl Nevv York'ta göçrnen olarak yaşayan Türk ve yahudile-
rin öyküsünü konu alan bir fılm yapacak. Köller. "Umuda Yoı-
culuk"ta da bir Türk ailenin hüzünlü göç öyküsünü anlatmıştı.
Adı "Brighton'da Yaşayan Türkler" olarak belirlenen fılmin-
de. Köller yine "göç" konusuna sadık kalacağını belirtti. Yazar
Seth Flicker'ın Nevv York'ta yaşayan Türk ve Yahudi göçmen-
lerinin yaşamını incelediği kitabından ayna adla uyarlanan fil-
min çekimleri. önümüzdeki yıl başlayacak.
Yönetmen Köller'in Hollywood'da gercekleştireceği ilk fılmi
için gerekli tüm hazırhklar tamamlandı.
Sözkonusu fılmde başrol kadın oyuncusu olarak sinema tari-
hinin usta yönetmenlerinden John Hustonın kızı Anjelica Hus-
ton düşünülüyor.
Huston, "Cadılar" ve "Adams Ailesi" gibi fılmlerde de baş-
rolü üstlenmişti. Erkek oyuncu olarak ise Jack Nicholson'ın
başrolü üstlenmesı planlanıyor. Filmin çekimlennin Hollyvvo-
od'da gerçekleşmesi. dünya sinema pazan açasından oldukça
"şansb" olacağa benziyor.
Geliri Londra Kütüphanesi'ne
007James Bond'un
tüm sırlan satıldıLONDRA(AFP)- Dünyanın en ünlü
gizli ajanı 007 James Bondun kadınlar-
dan silahlara. zenginliğinden sağlığına,
pokerden Rusya'daki ajanhğına kadar
bütün sırlan açık arltırmayla 14.300
Stcrline (yaklaşık 150 mılyona) satıldı.
Ingiltere'nin başlıca müzayede salon-
lanndan Sothebys'de yapılan açık arttı-
rmanın geliri Londra Küıüphanesine
bağışlandı.
007 James Bond'un yaratıcısı. popü-
Roger Moore ıe r
gerilim romanı yazan Ian Ffcming'-
in. ajanın maceralan üzerine fikirler içeren 128 sayfalık notlan
beklenen fıyatın ancak yansına alıcı buldu. Açık arttırmada,
Fleming'in notlannın yanı sıra Marcel Prousl. James Joyce,
John Le Carre ve Ruth Rendell gibi ünlü yazarlann da el yaz-
malan satışa sunuldu.
1841 'de kurulan Londra Kütüphanesi bir milyonu aşan kıtap
koleksıyonu ile dünyanın en büyük külüphaneİcri arasında yer
alıyor. Kütüphanenın genışleıilmesı ve modernleştirilmesi için
iki milyon Sterlinegerek duyuluyor.
Yeni düşüncclerarayışında dünyayı dolaşan neming, bir Ja-
pon atasözünden çcvirdiği ve Bond'a söylettiğı "İnsan yalmzca
iki kere yaşar" sözüyle ünlü. Flemıng."İnsanlann çoğu onyedi-
smde aMı havada. yırmi beşınde hayalpcrest. otuz dokuzunda
bıhnçlı. kırkından >>onra çılgın vc ahmışından sonra da ölüdür-
İkincı Dünya Savaşf nda Amerikan Dunanmasındalcr
çalışan ya/iirın ö/el havatı. yarattığı kahramanın nıaceralı ya-
şamından pck l'arklı dcğilmış.