Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 ARAUK1992 ÇARŞAMBA
12 DIZIYAZI
Alman vatandaşlan, sınırlanna dayanan ilticacılardan yakınıyor
Almanya fedakarlıktan kaçıyor
Almanya'da ve dünya kamuoyun-
da, hatta bu ülkeye yerleşmiş Türkler
arasında ilticacılann ve onlann yarat-
tığı zorlamanm olaylan kışk'ırttığı
inancı çok yaygjn. Daha doğrusu ıki
etken üzerinde duruluyor. Bırinci et-
ken olarak. iki Alman>a"nın birleşme-
si ve Doğu Almanya'nın ekonomık
sorunlannın Batılılann sırtına binme-
si. İkıncı etken de Almanya'nın sınır-
lanna dayanan iltıcacılar.
Doğu Almanya ile birlik ve onun
yaratüğı yükler artık bir olgu. onlan
istemeye istemeye benimsemiş durum-
dalar. Ucuz işgücü olarak işe de yan-
yorlar. Ama şu sınırlara dayanmış
>oksullar yok mu, işte bu en büyük be-
İa. Her yıl Alman yasalanmn boşluk-
lanndan yararlanıp içeriye sızarak
Alman halkının pastasının bir kısmını
paylaşıyorlar. Bunlan engellemcnın
bir yolu bulunmalı. İş güç sahibi Türk-
ler arasında da bu fikirler çok yaygın.
Gelmesin bu ilticacılardiyorlar. Zaten
ıltıca amacıyla başvuranlann hemen
tamamına yakını da ekonomik iltica-
a. siyasi bir yönleri yok diyerek dü-
şüncclerini pekiştirmeye çalışıyorlar.
A L M A N Y A
T A R İ H İ Y L E
HESAPLAŞIYOR
O R A L Ç A L I Ş L A R
yor. Bu sıkıntı paylaşılmalıdır.
Alman>a, dunyarun en zengin ülke-
lerinden. Neredeyse tüm Almanlar.
her yıl yabancı ülkelere gidip en az üç
hafta tatil yapıyorlar. Çok sınır'ıı gelire
sahıp bir Alman bıle rahatlıkla tatil
yapabılccek kadar para kazaruyor.
Yaşam standartlan ve gelır düzeyleri
çok yüksek. İkı Almanya"nın birleş-
mesinin yarattiğı maddi sıkıntının.
günlük yaşamlannı fazla etkilediği
sövienemez. Henüz vaz tatilini maddı
sıkıntı yüzünden ertelemeyi düşünen
bir Alman görülmüş duyulmuş değıl.
O çok duyarlı Alman medyası böyle
bir ipucu yakalasa hemen yazı haline
dönüştürüverir. Lükslerinden bir kı-
sıntı yapmış da değiller. Bütün mağa-
zalar ardına kadar alıcı dolu. Yılbaşı
nedeniyle küçük şehirlerde. yoksul bir
ülkeye yetecek kadar yiyecek. giyecek
ve süs eşyası vitrinleri dolduruyor. Tü-
ketim çılgınlığı içindeki Almanlara
ulaşıyor.
Lİmanlar, zenginliğin
bencilliğini yaşıyor. Bu
bencillik, geri ve tutucu
kesimlerde ırkçı
saldırganlık biçiminde
ortaya çıkıyor. Sıradan
Alman vatandaşının
yumuşak ama içten
pazarlıkh tepkisi
şiddete dönüşüyor.
İşte yoksul ülkelenn ınsanlan bu
zenginliğe doğm yürüyorlar. Alman
Parlamentosu. Mölln olaylannın he-
men ardından uzun yıllardır tartıştığı
bir yasayı çıkanverdi. Bu yasa ile artık
müİtecılenn kaderi sınır polislerinın
keyfıne bağlaruyor. Bu yasarun çıkan-
labılmesı ıçın Sosyal Demokratlar'ın
ikna edılmesı gerekıvordu ve aynı ilti-
cacı mantığı nedeniyle onlar da yıllar-
dır karşı çıktıklan bu yasaya evet dedi-
ler. Profesör Siegfned Jaeger. kimse-
nın aklına bu ülkelere yardım yapmak
ve onlann ekonomik sorunlanna çö-
züm için destek olmak gelmiyor diye-
rek tepkılerini dile getiriyor. Alman-
lar. ashnda zenginliğin bencilliğini
yaşıyor. Bu bencillik, geri ve tutucu
kesimlerde ırkçı saldırganlığa dönüşü-
yor. ' Sıradan Alman vatandaşının
yumuşak. ama içten pazarlıkh tepkisi
N'azilerde şiddete dönüşüyor.
Ama tarih tekrar etse de etmese de
ırkçılık ve saldırganlık Alman ulusuna
bir şey kazandırmadı. Irkçılara bugün
ıçın bir iktidar şansı görünmüyor. Bu
açıdan kitlesel bir terör tehlıkesi var
denemez. Ama, Alman hükümeti tav-
şana kaç taaya tut usulü ırkçılann sal-
dınlannı geliştirebilecek ortamı yara-
tıyor, olay trajik boyutlara \annca
önlem almak zorunda kalıyor. Ortada
büyük bir ırkçılık suçu var. Bunda bu-
güne kadar yalnızca solu hedef alan ve
sağı görmezlikten gelen hükümetın de
bu suçta bir ortakhğı olduğunu rahat-
lıkla söv!e\ebiliriz.
SURECEK
D<'oğu Almanya ile -
birlik ve onun yarattığı
yükler artık bir olgu,
onlan istemeye istemeye
benimsemiş durumdalar.
Zaten ucuz işgücü olarak
işe de yanyorlar. Ama şu
sınırlara dayanmış
ilticacılar yok mu, işte bu
en büyük bela. Her yıl
Alman yasalannın
boşluklanndan
yararlanıp içeriye sızarak
Alman halkının
pastasının bir kısmını
paylaşıyorlar.
llkbakıştamakul gelen bu fıkretep-
ki gösterenler de var. Duisburg Ünı-
vcrsitesi profesörlerinden Siegfned
Jaeger bu iddialara şu karşılığı veri-
yor: "Bız bu ülkeleri yıllarca sömür-
dük. Yeraltı ve yerüstü zengınlıklerinı
İağmaladık. Bugünkü rahatlığımızın
Ve zenginliğimizin ardında böyle bir
gerçek daha bulunuyor. Şimdi ekono-
mik darboğaza giren bu ülkelenn ın-
sanlan yaşamak ve bazı olanaklar elde
edebilmek için göç yoluna düştüler.
Dünyada ülkeler arasında bu kadar
büyük gelir ve refah farkı olursa. bir
yerden bir yere akış devam eder. Biz
Almanlar bu yoksui dünyanın sıkıntı-
lanna ortak olmak zorundayız. Biraz
fedakarlık yapmalıyız. Kımse olayın
böyle bir boyutu olduğunu düşünmü- Yabancı dostu Almanlar. Türklerk birlikte ırkçılığı ülkenin her bir yanında protestoettiler.(Fotoğraf: YILMAZ AKAR)
FRANKFURrTAKİ ONBİNLERCE İNSAN AYNI ŞEYİ DÜŞÜNDÜ; BUGÜN ONA, YARIN BİZE
Irkçı eylemlere karşı 'rock' konseriAlmanya'da yabancılara yönelik şiddct
eylemleriyle birlikte ırkçılık karşiü gösteriler de
giderek hız kazanmaya başladı. Yüzbinlere
insan ırkçılığı protesto etmek amacıy la
Almanya'da çeşitli kentlerde gösteriler
düzenlerken, Alman rockçularda harekete
geçti. Müzik kitlelere ulaşmanın ve onlan
etkilemenin en kolay yoluydu ve hıç kimse
Almanya'da yabancılara yönelik şiddet
eylemlerine karşı sessiz kalmamalıydı.
Rockçular kendi bildiklen yöntemle ve
"yüksek volümlü" seslerini duyurma yolunu
seçtiler. Frankfurt'ta ırkçılığa karşı bir Rock
konseri düzenlemek amacıyla biraraya gelen
müzisyenler hemen bir grup oluşturdular.
Siyasi partilergruba alınmadı. Hedefdaha ilk
toplantıda belirlenmişti:
"Sessiz kitleler".
Konser için düşünülen slogan da o sırada
ortaya'çıktı:
"Bugün onlar. yann sen..."
Konsere kaülanlardan Konsıantin \Veckker:
"Şimdi tek bir isteğim var. Gözümü yummak
ve ağzımı olabıldiğince açmak" dıyordu.
Sözlen duyduğu ofkeyi yansıtıyordu. Ancak
var olan sadece öfke değil ay nı zamanda
endışeydi: "Bakarsınızönümüzdeki yıl bunu
yapmama ızın vermezler."
L nlü rockçı L do Lindenberg'in de katddığı Frankfurt konseri, ırkçüığa karşı verilen mûcadele-
ye yeni bir bava, yeni bir soluk kattı.
Frankfurt konseri Almanya'da ırkçılığa karşı
gerçekleştirilen ilk konser değildı. Ancak
Almanya'da ilk kez bu kadarçok sanatçı,
özgürlük. eşitlik ve insan haklan için bıraya
geliyordu.
Hamburg'tan Marius Müler-Westernhagen,
Achım Reichel, Udo Lindenberg. Scorpions,
UweOchsenknecht. PeterMaffay, BAP.
Herbert Grönemeyer. Heinz Rudolf Kunzeve
Die Toten Hosen katılımcılardan sadece
baalanydı.
Frankfurt'ta geçen ay venlen konser ırkçılığa
karşı verilen mücadeleye yeni bir soluk kattı.
Onbinlerce insan aynı endişeyi, korkuyu \c
öfkeyi paylaşıyordu. Rock müzisyenleri sadece
alanı dolduran onbinlerce insana daha çok
suskun kalabahğa seslendiler. Konser açık bir
çağnniteliğindeydi. Frankfurt'ta
•"duyulmaması olanaksız" birmesaj verildi:
"Bugün onlar, yann sen..."
ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL
"Kamu Kurumlarında Geçen
Süreler"
l 1963 yılında ilk kez bir kamu kunnnunda >e işçi sta-
tüsünde çalışmay a başladım. 1966 yılında yine bir başka kamu
kurumunda 6 ay çalıştıktan soııra askcrlik nedeniy le işten ay-
nldun.
1968 yılında iki yıl süren askerliğimi tamamlayıp bir beledi-
yede sigortalı olarak işe başladım. 1970 yılında Personel Ya-
sası'nda yapılan değişikliğin yürürliiğe girmesiyle. ben de işçi'
statâsünden devlet memunı starüsünde \e Emekli Sandığfna
geçtim.
1980 yılında askerlikte geçen iki ydlık süremi borçlanarak
Emekli Sandtğı'na ödedim. Halen devlet memunı olarak çalış-
mamı sürdürijyorum. Sorularım:
1) Askerden önceki ayn kamu kunıluşlarında geçen süreler
için kıdem tazminatımı. Emekli Sandığı verecek mi?
2) Personel Yasasfndaki değişiklik sonucu 2 yıl işçilikten
sonra memurluğa geçiribnem nedeniyle işçilikte 2 yıllık sigor-
talı sürenin tazminatını Emekli Sandığı mı verecek?
3) Askerlik borçlanması karşılığı 2 yıllık sigortah sürenin
tazminatını da Emekli Sandığı mı verir?
4) Toplam 28 y ıllık kıdem tazminaton nasıl hesaplanacak?
5) Halen 3. derece 6. kademeden ve 650 ek göstergeden ay-
lık almaktayım. Emekli olursam 28 yıllık hizmetime karşılık
emekli aylığım ne tutar?
H.T.
YANIT: 1) Aynı ya da değişik kamu kuruluşla-
nnda geçen çalışma sürelerine karşılık kıd<*m taz-
minatı ödenebilmesi için iş sözleşmesinin işçi yö-
nünden haklı bir nedene dayanarak bozulmuş
olması gerekir.
İstifa ile son bulan iş sözJeşmelerinde kıdem taz-
minatı ödenmemektedir. Kıdem tazminatına hak
kazanabilmek için en az bir yıl çahşmak koşuldur.
2) Hizmetlerin birleştırilmesine ilişkin 2829 sayılı
yasanın 12. maddesi uyannca "Son defa T. C.
Emekli SandığYna tabi görevlerden emekliye ayn-
lan" ve Emekli Sandığı'nca "aylık bağlananlara T.
C. Emekli Sandığı'na tabı daire, kuruluş ve ortak-
lıklarda prim veya kesenek ödemck suretiyle geçen sürelerin
toplamı üzennden. 5434sayılı T. C. Emekli Sandığı Kanunu
hükümlenne göre emekli ikramıyesi ödenir."
Y asanın bu hükmü uyannca işçilikte geçen 2 yıllık süre
karşılığı ikramiye de Emekli SandığYnca odenir.
3) Askerlikte geçen ve Emekli SandığYna borçlandığınız 2
yıllık süre karşılığı ikramiye de Emekli Sandığı'nca ödene-
cektir.
4) İşçilikte geçen ve istifa ile son bulmamış çalışma süreleri
için emekli ikramiyesi ödenir.
Emekli ikramiyeleri ise "her tam hizmet yılı için" emekli
aylığı bağlamay a "esas tutarlann bir aylığı emekli ikramıyesi
olarak verilir."
Bir tam yıl için alacağınız emekli ikramiyesi:
1.380 (3. derece 6. kademe göstergesi) + 650 (ek gösterge)
+ 375 (28 yılın kıdem aylık göstergesi) = 2.405 x 651 (katsa-
yı) = 1.585.655 (genel ve kıdem aylık ikramiyesi)
1.000 (taban aylık göstergesi) x 1.137 (taban aylık katsayı-
sı) = 1.137.000 (taban aylık ikramiyesi)
1500 + 5200 = 6700 x 651 x % 4 = 174.468 TL. (özel taz-
minat)
1.585.655 + 1.137.000 + 174.468 = 2.877.123 TL.(1 hiz-
met yılı karşılığı ikramiye ve emekli ayihğı bağlamaya esas
tutar)
2.877.123 x % 78 (28 yıl karşılığı aylık oranı) = 2.244.156
TL?(laybk emekli aylığı)
ZtVERBEY KÖŞKÜ
tlhan Selçuk
12. bası 20.000 lira (KDV içinde)
Çagdaş Yaymları Türkocağı Cad. 39-41 eagalogtu-hıunbul
Ödemeli gönderilmez.
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ
Sara Ertugrul Korle
20.000 hra (KDV içinde)
Çagdaş Yaymları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğtu-tstanbul
Ödemeli gönderilmez.
YARGI ONUNDE SAVU1NMA
Abdullah Baştürk
20.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymları Tarkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeli gönderilmez.
POLTITKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Yazının Çerçeveleri...
Nerede olurlarsa olsunlar, ister büyük kentlerde, is-
terse bir taşra kasabasında, öyle insanlar vardır ki he-
men bir edebiyat çevresi yaratırlar. Onlan besleyen bu
çevre, bu çevredekl insanlardır. Bir kasabada iseler,
savcı, yargıç, öğretmen, hükümettabibi, taşra bürokratı
kim varsa hemen bir araya gelirler. Büyük kentlerde ise
toplandıkları meyhaneler vardır. Bir arada olmayanlar
da birbirlerini izlerler. Bu bağlantı yıllarca sürer. Birbir-
lerinin dertlerine, sıkıntılarına koşarlar. Zaman akıp gi-
derken anılar da çoğalır. Yeni yakınlıklar, yeni akraba-
lıklarla çoğalırlar. Çocuklar gibi kitapların da sayıları
kabarır.
Geçmiş, uzun, mihnetli yıllardan sonra Kadıköy'de
şık, güzel bir bürosu, davaları, müşterileri, her bakım-
dan ünü ve kazancı da olsa Ismet Kemal Karadayı ede-
biyat çevresi yaratanlardan biridir. Yıllar süren taşra,
büyük kent ilişkimiz olmuştur. O bir yerlerde savcı ol-
muştur, ben bir kentte gazeteci, her zaman ilişkimiz
olmuş, ıpler kopmamıştır.
Kadıköy'un küçük meyhanelerinde edebiyatçılan bi-
raraya toplayanların başında rahmetli Cemal Süreya
olduğu sanılırsa da aslında böyle bir toparlanmayı kota-
ran Ismet Kemal ve yakınlarıdır. Ona göre edebıyatın
tadı. edebiyat toplantılarındaçıkar. Butoplantılar elefır-
sat geçtikçe sık sık yapılmalıdır. Ulke sıkıntıya düştükte
bu edebiyat toplantılannı yapanlar da sıkıntıya düşüyor-
lardı. Bürokrasınin içinden geldıkleri için bir yerde de bu
sıkıntıdan kurtulmasını becerıyorlardı. Ismet Kemal,
tehlıkeler karşısında yılmayan bir savcı olduğu kadar,
adı edebiyat dergilerinde sık sık görülen bir şairdir. Şiir,
yazı, öykü, deneme, anlatı becerileri arasındadır.
ismet Kemal'in ilk şiir kitabının adı, "Bahar, Deniz ve
Kadın'dır. Oturduğu mecliste bir yanında şiir varsa, öte
yanında da kadın olacaktır. Her konuda yazmış olduğu
kitapları inceleyen Vecihi Timuroğlu'na göre kurduğu
yapıda, kadın kokusu. her şeye sinmiştir.
1982 yılında savcılıktan emekli olup avukatlığa soyun-
muştur. Yayımlanmış 13 kitabı, yayımlanacak da 11 kita-
bı var. Türlu dergi ve yayın organlarında çıkmış yazılan
birkaçcilt tutar.
1969 yılında Nığde savcısı iken, öğretmenler boykot
yapar. Valilik üç öğretmeni yasalara aykırı hareket et-
mekten. bir berber, bir kuruyemişçi, bir kırtasiyeci bir
eczacıyı boykot pankartlarını asmaktan savcılığa ihbar
eder. Savcı Ismet Kemal, bu eylemlerden ötürü dava
açılmasına yer bulunmadığı kararı verir. Bu, hukuk tari-
himizde cesur bir aşamadır. Nitekim ismet Kemal'e bu
davranışı ile Türk Hukuk Kurumu yılın hukukçusu' ödü-
lünü verir.
Bülent Ecevit'in başbakan olduktan sonra çok ünle-
nen Pülümürlü Kadın diye bir şiiri vardır. İsmet Kemal
Karadayı bu Puiumür'de doğmuş. Erzurum Lisesi'nı bi-
tirmış, Ankara Hukuk Fakültesinde yüksek öğrenimini
tamamlamış. 1927 doğumlu olduğuna göre acılı kuşak1
-
tan sayılır. Bu kuşak Halk Partisi'nin baskısına uzun sü-
re, 1950ye değin dayanmıştır. Demokrat Parti'nin iktida-
ra gelişiyle baskıdan kurtulmayı ummussa da ardından
bu kez Demokrat Parti'nin baskısı gelmiştir. Işin acı yanı
Demokratlar "demokrasi, demokrasi" diye diye baskı
yapmışlardır. Demokrat Parti baskısından kurtulmayı
beklerken 27 Mayıs hareketi görünmüştür. Bir süre ra-
hat soluk alınır gibi olunmuş, ondan sonra gelenleri bilı-
yorsunuz. 12 Martlar, 12 Eylüller, sırayla, kendini göster-
miştir. Bugün hâlâ 12 Eylül faşizminin siyasal yaşamımı-
za getirdiği birikintilerle uğraşmaktayız.
"Patlıcan Fidelerine Musakka" adlı kitabı (Broy Yayın-
ları) anlatı, deneme, yazı, araştırma olarak yazdıklarının
bütun orneklerinı vermektedir. Bu kitapla 25 yıllıkyazılar
gün ışığına çıkmış oluyor.
BULMACA
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4
1/^Sait Faik'ın bir öykü ^
kitabı. 2/Elma. armut,
ayva gibi meyvelerin yen- 2
meyen iç bölümü.. Türk- ,
çede ilgi adılı. 3/Çam
ağacının çiğnenip emilen 4
iç kabuğu. 4/Bir nota...
Yersiz \e zamansız dav-
ranışlan olan kimse. 5/
Gözleri görmeyen...
Olumsuzluk belirten bir
önek... Güzel sanat. 6/
Küçük çocuklan uynt-
mak için söylenen tür-
kü... Hatay ilinde bir ırmak. 7/
Uğursuzluk. 8/Açık elin iç yüzüyle
vurulan tokat... Vilayet. 9/Büyük,
yetışkin, olgun... Hayvan ağılı.
VXKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Gülten Akın'ın toplu şıirlerini
içeren ve ona 1992 Sedat Sımavi
Vakfı Edebiyat Ödülü'nü kazan-
dıran yapıtı... Tavlada bir sayı.
2/Hayat arkadaşı... "Sütkardeş"
anlamında kullanılan yerel söz-
cük. 3/Şarap... Gemilerde türlü iş-
lerde kullanılan bir tür demir halka. 4/Alev... Kımileri uğur
sayar. 5/Binne. etkısı yaşadıkça sürecek bir iyilik ve bağışta bu-
lunan kimse. 6/Tropikal Afrika'da yetişen ve odunu doğrama-
cılıkta kullanılan bir ağaç. 7/Bır nota... Çevik. 8/lsa'run havari-
leriyle birlikte yediğı son yemeği anmak için, kilisede bir kap
içinde ekmek ve şarabı kutsayarak yapılan tören... Bir nota. 9/
Yerfıstığı.
İLAN AMASYA KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
1988/145
1990/309
Hakım: H. Necati Aksoy 23657
Katip: Gülseren Süer
Davaa: Orman Işletme Müdürlüğü. Amasya
Vekıli. Av. Firdevs Göztaş, Amasya
Deşit Gökçe, Rüştü oğlu, Beldağı köyü. Amasya
Davalı Mehmet Torun, Halıt oğlu, 1937 D.lu, Beldağı köyû,
Amasya
Dava: Kadastro tespitinin iptali
DavaTarihı: 15.12.1983
KararTarihi: 31.12.1990
ParselNo:66
Davacı Orman İdaresı vekıli ve diğer davaa Reşıt Gökçe tarafın-
dan açılan davanın mahkememızde yapılan açık yargılaması sonun-
da.
Mahkememizden verilen 31.12.1990 tarih 1988'145 E.-1990'309
K - sayılı karan davaa orman idaresınin açmış olduğu davanın red-
dine,
Amasya Merkez Beldağı köyü, Deveboynu mevkıinde, 3375 mr
li)
66 parselin tespitin iptali ile 1 (2'şer pay olarak Halit Gökçe ve Reşu
Gökçe adına tapuya kayıt ve tesciline,
Davacılardan Reşit Gökçe'nin iürazının kabulüne,
15.240 - lira yargılama giderinin ve 7 087.- lira nıspi harcın davalı-
dan alınarak Hazine'ye gehr kaydına. davaa Reşit Gökçe tarafından
ydpılan 63 000.- lira keşifgidennin davalıdan ahnarak Reşıt Gökçe'-
ye verilmesine karar verilmiş, işbu karar davah mirasçılan eşi Hamza
kıa 1944 D.lu Gülizar Torun (kendısine asaleten küçük kızı Şehri-
ban'a velayeten), Mehmet oğlu. 1962 D.lu, KadırTorun'un Mehmet
kıa. 1965 D.lu Müzeyyen Torun, Mehmet kıa. 1971 D.lu, HacerTo-
run'lann adresleri meçhul olduğundan, tüm araştırmalara rağmen
adresleri tespıt edılememiş olduğundan teblığ edilememiş olduğun-
dan bu ilanın yay ın tanhınden iübdren 15 gün sonra davalı mirasçıla-
nna tebliğ cdılmış sayılacağı ilanen teblığ olunur.
Basın No 52322