24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMhUHlYtı 14 ARALIK1992PAZARTESI HABERLER Genelkurmay'a hökümetten destek • ANKARA (ANKA)- Genelkurmay Başkdhı'nın protokoldeki yerinin değişıirilmcsine karşı çıkan hük.ümet..Genelkurmav Başkanı, İkinci Başkanı, MGJC Genel Sekreteri'nin Ataturk Kültür. Dil veTarih Yüksekokulu üyeliklerinden ahnmalanna da karşı çıktı. HEPŞırnakMilletvekili Mahmut Alınak'ın. "Atatürk Kültür Dil veTarih Yüksek Kurumu Kanunu'nda değjşiklik yaparak, Genelkurmay Başkanı. Genelkurmay İkinci Başkanı ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri'nin Yüksek Kurul üyeliklerinden çıkartılmalanna" ılişkin yasa önerisine. Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan olumsuzyanıtverdi. SDPüçbaşkanlı olacak • ANKARA (ANKA)- Sosyalıst Dev rim Partisı (SDP) Genel Başkanı Cenan Bıçakçı.partinin27 aralıktaki yeniden açılışından sonra loplanacak olağan kongrede 3 genel başkanlı sisteme geçeceklerini söyledi. Parii yönetiminde muhalefete de temsil hakkı vereceklerini belirten Bıçakçı. "Yaşananlar, sosyalızmin değil. yanlış sosyalizmin iflasınıngöstergesi"dı\e konuştu. Cenan Bıçakçı ANKA'yayaptığı açıklamada SDP'nin siyasal yaşama farklı girmesi doğrultusunda tüzük değişiklıği çalışmaları sûrdürdüklerini belirterek, bu doğrultuda parti içi demokrasiyi sağlayacak önemli değişiklikler öngördüklerini sö\ledi. İşsizHk sigortası •ANKARA (AA)-Çalışma veSosyal Güvenlik Bakanlığı, işsizlik sigortası yasa taslağına son şeklini vererek. Bakanlar Kurulu"nun incelemesinc sundu. Taslak, işsizlik sigortasının uygulanmasına ilişkin ilk hazırhk. tesis, araç-gereç \e yönetim giderlerini karşılamak üzere işsizlik sigortası fonuna bütçeden 300 milyar lira aktanlmasını öngörüy or. İşsizlik sigortası yasa taslağında günlük işsizlik ödeneği. sigortahnın günlük net kazancının y üzde 45'i olarak belirtilirken. oandaki geçerli günlük net asgari ücretin yüzde 50'sinden aşağı olamayacağı da kaydediliyor. Son üç yıl içinde 600 gün çalışmış ve prim ödemiş olan sigortalı işsizlere bekleme süresinin bitimindeniıibaren 120 gün. 900 gün çalışmış sigortalı işsizlere 180 gün. bin 80 gün çalışmış işsizlere ise 240 gün işsizlik ödeneği verilecek. DPTbütçesî kabul edildi • ANKARA(ANKA)- TBMM Genel Kurulu'nda Devlet Planlama Teşkılatı (DPT)Müsteşarhğı'nın I993 malı yılı bütçesi kabul edildi. DPT bütçesi konusunda görüşveeleştirileri yanıtlayan Devlet Bakanı TansuÇiller, 199I yılı içinde OECD ülkelerinin - bü\ üme şoku'na girdiğini. büyüme hızınınyüzde 12'ler düzeyinde gerçekleştiğini belirtti. bugün bilsak 14AralıkPazartesi: 19.30 Tiyatro: "Sıcaklık" Yazan: Ewa Pokas Yön: Laurent Levy Oynayan: Esen Özman Tai-Chi Chuan HarekeüiMediıasyon ÇinEgsersızleri Erol KESKIN yöneüminde KayıüannuzBaşlamışür Görsel Sanat Atölyejeri Mehmet GÜLERYÜZ yöneüminde Perşembe-Cuma Fotoğraf ve Sinema Atöljesi Selçuk TURANLI Seramik Atölyesi KadriyeEzel AĞAOĞLU yönetiminde Salı - Perşembe-Cumanesi Cafe-Foyer-Bar(Giriş) Akustik Gitar-Tanju A. Kock Cafe-Bar(5.Kat) Gnıp Okyanus ÖzaFın iş güvencesine ilişkin İLO sözleşmesini veto etmesi sendikalan kızdırdı 'MESS'in Cumhurbaşkanı' BİZ BİZE ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Özal'ın vetosu işverenleri şevindirirken. ışçı sendikalan Özal'ı"" MESS başkanı gibi dav- ranmakla"" suçladılar. İşverenler ve sendikacılar. Özal'ın veto ka- rannı dün seçimler yapılan TİSK ve Türk-lş genel kurul- lannda öğrendiler. Türk-İş Ge- nel Başkanı Şevket Yılmaz. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vetosunu parlamentonun ka- ranna karşı parlamentoya gü- vensizlık olarak niteledi. Yılmaz "Son olay Sayin Cumhurbaş- kanı'nı bugüne kadar benim zi- yaret etmeyişımin sebebiru orta- ya koyan çok eüzel bir gerekçe- dir Bız hâlâ NÎESS Başkanlığı'- nı bırakmadığını sövlemiştik. Demek doğruymuş" dedi. TİSK başkanı Refik Bavdur. veto karannı olumlu buldukla- nnı belirterek." Zaten başından beri işgüvencesı yasa taslağına karşıvdık. 158 sayılı İLO sözleş- mesi de bu taslağa dayanak oluşturuvordu. Veto karan bizı memnun etmiştir. Belki böylece. parlamento bu konuda ileri sür- düğümüz göruşleri bır kere daha değerlendırme fırsatı bula- bilir" dedı. Yol-İş Sendikası Genel Baş- kanı vc Dcğişim Grubu'nun Ge- nel Başkan adayı Bayram Meral ise. Özal'ın ' "MESS Baş- kanlığını bir türlü unutamadı- ğnıı" belirterek. "Cumhurbaş- kanı. vatandaşlara eşit davran- malı. Kendisi. taraflı davran- maktadır"dedi. Meral. kangre sonrasında yapılacak olan ilk Türk-İş Başkanlar Kurulu top- lantısında. Cumhurbaşkanı'na karşı işçi sınıfının tepkisini "açık ve kesin" olarak ortaya koya- cağını söyledi. Türk-fş genel kurulunda dün yeni yönetim için oy kullanan bazı sendika başkanlan ise ve- tovu şö\ le deâerlendirdiler: îzzet ÇetiıT(HARB-İŞ): Özal. Türkiye'nin çağdaş bir ülke ol- masınt istemiyor. Bu vetosu da, sürekli olarak. dünya günde- minde Türkiye'nin işçi haklannı ihlal eden bir konumda kal- masını isteven bir hareket. Cum- • Özal'ın vetosu işveren çe\Telerinde takdirle karşılanırken sendika başkanlan "Cumhurbaşkanını işçi düşmanlığY've "MESS Başkanı gibi davranmakla" suç- ladılar. DYP Grup Başkanvekili Bekir Sami Daçe, konunun yeniden Meclis'te elealınacağmıbelirtirken SHP GrupBaşkanvekilleriGürkan ve Karakaş parla- mento tarihinde ilk kez hükümetin imzalayıp. Meclis'in onayladığı uluslararası bir anlaşmanın Cumhurbaşkanı'ndan geri döndüğünü hatırlattılar. hurbaşkanının sözleşmeyi daha bu aşamada veto etmesi taham- mülü kalmadığının göstergesi. MESS patronluğunu hatırlaya- rak vetoelmiş. Ülkenin değil de. MESS'in Cumhurbaşkanı her- halde. . Ali Ekber Güvcnç (BASIN- İŞ): Özal \illardan beri ışçilere karşı düşmanca tavırlannı sür- dürüyor. Bu sözleşmeyi onayla- mamakla. işçilerin bir kez daha tepkisini aldı. Türk işçi hareketi. işçi smıfı bu hareketi değerlendı- recek ve gerekli cevabı verecek- tır Hikmet Akan(ŞEKER-İŞ): Koalisyon ortaklan bu sözleş- mclcrin Meclis'ten çıkanlacağı- na ilişkin söz verdi. 2 koalisyon ortağı bu işi çözüme götürecek- lerdir. Ondan şüphemiz yok. Mustafa Özbek(TİRK- METAL): Cumhurbaşkanının işçilerin ve çalışanlann karşısm- da MESS Başkanı gibi davran- masını kınıyorum. O sözleşmeyi Cumhurbaşkanının onaylaması temin edilecektir. Cumhurbaş- kanının onu onaylamamaya gücü yetmeyecektir. Koalisyon ortağı partiler SHP ve DYP'nin yöneticileri Özal'ın vetosuna tepki gösterir- ken. ANAP Gnıp Başkanvekili Mustafa Kalemli, "Veto gerek- çesini henüz okumadığını" öne sürerek. yorum yapmaktan ka- çındı. Kalemli. gerekçeyi oku- daktan sonra yorum yapabile- ceğini söyledi. DYP Grup Başkanvekili Be- kir Sami Daçe, çalışma yaşamı- run ILO sözİeşmeleri doğrultu- sanda düzenlenmesi vaadinın koalisyon protokolü ve hükü- met programında yer aldığını belirterek. konunun bu doğrul- tuda Meclis'te yeniden değerlen- dirileceğıni bildirdi. Daçe. TBMM'deki bütçe görüşmeleri nedeniyle veto edilen İLO söz- leşmesinin hemen görüşüleme- yeceğinı söyledi. SHP Grup Başkanvekilleri Aydın Güven Gürkan ile Ercan Karakaş yapuklan ortak açık- lamada vetoyu hayretle karşıla- dıklannı belirterek "Bu konuda herhalde işveren kesiminin etki- lemesi de büyük rol oynamışur" dediler. Özal'ın veto gerekçesin- de iş güvencesinin gereklılığini ortaya serdiğini ancak "İşveren- ler gene de bazı sıkıntılara düşe- bilirler. buna benım gönlüm razı olmuyor" diyerek sözleşmeyi geri gönderdiğini belirten Gür- kan ve Karakaş şu göruşleri sa- vundular: "Oysa bu uluslararası sözleş- medaha 1982'de. yani askeri yö- netim dönemindc bile imzalan- masından kaçınılamaz nitelikte görülerek hükümetçe imza- lanmıştı. aynca parlamento tari- himizde ilk kez ibr hükümetin imzaladığı ve parlamentonun onayladığı bir uluslararası an- laşma Cumhurbaşkanınca im- zalanmamıştır" SHP Grup Başkanvekilleri Gürkan ve Karakaş. işveren ke- siminin eski bir anlayışla "patron- vari" bazı keyfılikleri saklı tut- maya çalışüklannı da belirterek bunun çağdaş işletmeciliğe yakış- amadığını savundular. SHP TBMM Grup yönetı- cileri "İşverenler bu hakkın ku- lanımının hakça düzenlenmesini isteyebilirier. biz SHP Grubu olarak bu istemleri dikkate al- maya hazınz. ancak hiç kimseye ve bu arada işverenlere "keyfi- lik" gibi bir hak tanımayacağız" dediler. Özal'ın veto ettiği, iş güvence- siyle ilgili ILO sözleşmesınin an- cak veni yılda Meclis'ten yeniden çıkanlabileceği belirtiliyor. Ha- len bütçe görüşmelerini sürdü- ren TBM"M bütçenin kabu- lünden sonra. 25 aralıkta ara ta- tile gjrecek. Bütçe görüşmele- nnin hemen ardından tatile gjr- mcden önce Meclis'te yalnızca Çekıç Güç'ün görev süresinin uzatılması görüşülebilecek. Ko- alisyon ortaklan engelleme giri- şiminde bulunan muhalefet par- tilerini karşı saflara itici bir tavır takınmamak için bütçe görüş- melerinin arasında başka yasa- lann ele alınmaması eğilimi taşı- vor. Moğultay: Veto, ıılıısal iradeyekarşıçıkış ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Çalışma ve Şosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, Özal'ın işgüvencesine ilişkin 158 sayılı ILO sözleşmesini veto etme gerekçeşinin hiçbir tutarlı yanı olmadıgıru belirtti. Özal'ın geçmişteki MESS Başkanlığı sıfatını unutmadığını bildiren Moğultay, vetonun ulusal iradeye karşı çıkış anlamına geldiğini öne sürdü. Moğultay veto ile ilgili olarak şunlan söyledi: "Cumhurbaşkanı Sayın Turgut Özal'ın 158 sayılı ILO sözleşmesinin onaylanmasına ilişkin yasayı veto etmesi. Sayın Özal'dan beklenebilecek birdavranıştır. 158 sayıh sözleşme, parlamentoda grubu bulunan tüm siyasal partiierin ilüfakıyla kabul edilmişür. Aykm oy veçekimseroy yoktur. Sayın Özal'ın vetosu, ulus iradcsine karşı çıkışın yeni bir örneğidir. Veto gerekçeşinin hiçbir tutarlı yanı yoktur. Özal,geçmişteki MESS Başkanlığı sıfatını. maalesef Cumhurbaşkanhğı döneminde de unutmuş değildir. İşçiye iş güvencesi sağlanması. özünde bir insan hakkının sağlanması, gerçekleştirilmesi demektir. Nitekim, 1949yılındaonaylamış bulunduğumuz'İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi'nin 23. maddesi çalışma hakkından. işsizliğe karşı korunma hakkından ve sendika özgürlüğünden sözetmekte ve bütün bunlan temel insan haklan arasında saymaktadır. Avrupa ülkeleri arasında. 158 sayılı sözleşmeyi onaylamış bulunan ülkelerin sayisı azolmakla birlikte, bu ülkelerin tamammda iş güvencesi. sözleşmenin getirdiğı esaslar doğrultusunda yasalarla düzenlenmişolup. yıllardan beri uygulanmaktadır." Bakan Moğultay Yol-İş Sendikası Başkanı Bayram Meral Genel Başkanlığa Genel Maden İş Sendikası Başkanı Şemsi Denizer ise genel sekreterliğe seçildi ŞevketYılıııazbu kez kaybettiANKARA (.Cumhuriyet Bü- •33sendikadanToplam452delegeninoykullandığıTürk-İşkongresinde 3 baS"1 ?» tabam'tar'â- B a yr a m M e r a !2 5 5 °yl a G e n e l B a şkanoldu.ŞevketYılmaz'a 184oyçıkarken fmdan devriidi. Türk-iş 16. Meral'in listesi tulum kazandı. Genel Maden İş Sendikası Başkanı Şemsi Genel Kurulunda 23 sendika- Denizer Türk-İş Genel Sekreterliğine getirildi. DiğeradaySağlık-İş Sendikası nm oiuşturduğu Değişim Gru- istanbul Şube Başkanı Hasan Öztürk ise ancak dört oy alabildi bu "tulum hste çıkarttı. Yol-Iş k bu "tulum lıste Sendikası Genel Başkanı Bay- ram Meral 255 oy alarak Türk- İş Genel Başkanı oldu. Şevket Yılmaz'ın oylan 184'te kaldı. Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer. 231 oyla Türk-İş Genel Sekre- teri olurken, Şevket Yılmaz'ın listesinden rakibi olan Bele- diye-İş Sendikası Genel Başka- nı Fuat Alan 206 oy aldı. Türk- İş Genel Mali Sekreterliği'ne Demiryol-İş Sendikası Genel Başkanı EnverToçoğlu 246 oy- la seçildi. Yılmaz'ın listesindeki Hüseyin Kayabaşı 201 oyda kaldı. Türk-Metal Sendikası Genel Sekreteri Salih Kılıç 221 oy alarak Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri olurken, Tekgıda-İş Sendikasf ndan Hüseyin Kara- koç 217 oy aldı. Tanm-İş Sen- dikası Genel Başkanı Sabri Özdeş 254 oyla Genel Teşkilat- landırma Sekreteri oldu. Yıl- maz'ın listesinden aynı yere aday olan Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı Hikmet Alcan ise. 184 oy aldı. Türk-İş genel kurulunda 450 delege oy kullandı. Sabah 09: TÜRK-IS'İN YENİ GENEL BAŞKANI PORTREj BAYRAM MERAL 1941'deErzurum'dadoğdu. Tanmve Mali Sekreterliği'ne seçildi. 1983 yıhnda Orman Bakanlığı işletmelerinde ve Devlet Yol-İş Federasyonu Genel BaşkanhğTna Demiryollan'ndaçalıştı. getirildi. Federasyonun milli tip sendikaya 1965yılındaKarayollan'ndaçaüşmaya dönüştürüldüğü 1983yılındanbuyana başlayan Meral, 1973'de Kayseri Yol-İş Sen- dikası Genel Sekreterliği'ne, 1977'de de Yol-İş Federasyonu Genel genel başkanhk görevini sürdüren Bayram Meral evli vedörtçocuk babası. Meral lise mezunu. PORTREJ ŞEVKET YILMAZ 1929da Rize'de doğan Şevket Yılmaz, 1944 yıhnda Zonguldak'da maden işçisi olarak çalışma hayaüna atıldı. Yılmaz, 1965 yıhnda Teksif Genel Başkanhğı'na seçildi. O tarihten beri Teksif Genel Başkanlığı görevini sürdüren Şevket Yılmaz 1966 yıhnda Türk-İş Genel Başkanvelölli oldu. Şevket Yılmaz 1969-1973 yıllannda Adalet Partisi Adana milletvekili olarak parlamentoda bulundu. Yılmaz, Türk-İş'üı 12 Genel Kurulu'nda 28 Mayts 1982 tarihinde Türk-İş Genel Başkanlığı" na seçildi. 30'da başlayan seçım saat 17: 00'de tamamlandı. Yalnızca, Petrol-İş Sendikasf ndan Bay- ram Yıldınm ve Mustafa Öz- taşkın adlı delegelerin, Ankara dışında olmalan nedeniyle oy kullanmadıklan seçimin sonuç- lan saat 18:00'de belli oldu. Sonucu anlayan Şevket Yılmaz ve listesindeki adaylar, kongre sonuçlan açıklanırken izlemeye gelmediler. Yönetim Kurulu başkanhk için Narin ya da Baydur konusunda karar verecek TISK'te yeni yönetimbelirlendi • 18. genel kurulunda oylamaya sunulan tek listede yer alan 29 kişi Yönetim Kurulu'nu oluşturdu. TİSK'in yeni yönetim kurulunda eski CHP milletvekillerinden, Deniz Baykal yanlısı Nizamettin Çoban ile Türkiye Şeker Fabrikalan Genel Müdürü Erdoğan Ertekin de yer aldı. Aynca işadamı Hacı Sabancı da ilk defa TİSK yönetim kurulunda görev aldı. bilsak, sıraselviler cad.. soğancı sok. 7 cihangir 243 28 79-99 ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye İşveren Sendi- kalan Konfederasyonu'nun yeni genel başkanını belirlcye- cek seçimleriıı il aşaması ger- çekleşürildı. 18. genel kurulun- da oylamaya sunulan tek liste- de yer alan 29 kişi Yönelim Ku- rulu'nu oluşturdu. Oldukça sessiz vc sakin geçen oy verme işlemiyle 3 kişilik denetleme ku- rulu ve 5 kişilik disiplin kurulu üyelcri dc belirlendi. Yeni >önc- tim kurulu pcrşembc günü İs- tanbul'da loplanarak başkan adaylan Halit Narin ya da Re- fik Baydur hakkında karar vc- recek. TİSK'ın yeni yönetim kuru- lunda eski CHP milletvekille- rinden, Deniz Baykal yanlısı Nizamettin Çoban ile Türkiye Şeker Fabrikalan Genel Mü- dürü Erdoğan Ertekin de yer aldı. Aynca işadamı Hacı Sa- bancı da ilk defa TİSK yönetim kurulunda görev aldı. TİSK yönetim kurulunun diğer yeni üyeleri ise Rasih Somer (Çi- mento Müstahsilleri). Kenan Maraşoğlu (Gıda Sanayii), Ni- yazi Adalı (Kamu-İş), Bedir- han Çelik (MESS), Uraz Tan- tuğ (MESS). Nizam Uluatlı (MESS). Rıza Kutluışık (Tür- kiye Sclüloz. Kağıt ve KAğıt Mamullcri Sanayii) ve Süley- man Caner'den (Toprak Sera- BAYDUR-Rakibi Narin mik, Çimçnto ve Çam Sanayii) oluştu. TİSK Yönetim Kuru- lu'na yeniden seçilen üyeler ise şunlar: Refık Baydur. Halit Narin. Mesut Erez, Salih Zeki Tever, Yusuf Bahadır. İlhan Karaevli- oğlu. Seyit Şahin. Alaattin ko- şar, Nazım Düzenlı. Yavuz Kı- lıç, Tuğrul Kutatgubilig, Alat- tin Kayıhan, Hulusi Çetinoğlu, Erdoğan Karakoyunlu, Talat Deniz. Necmettin Özdemir.. Nihat Yüksel ve Zekai Erez TİSK yönetim kurulunun perşembe günü İstanbul'da ya- pacağı toplantıda yedi kişilik yürütme kurulu belirlenecek. TİSK Başkanı da aynı gün seçi- lecek. TİSK'in yeni başkanının se- çiminde. konfederasyona bağlı sendikalann en büyüğü olan MESS'in temsilcilerinin tercihi büyük önem taşıyor. Konfede- rasyona yakın çevreler TİSK'e bağb sendikalann çoğunluğu- nun Refik Baydur'u destekledi- ğini ancak. altı üye ile yönetim- de en fazla temsılciye sahip olan MESS'in tavnnın belirleyici olacağını belirttiler. TİSK Yönetim Kurulu'nda Tekstil İşverenleri Sendikasf- nın Halit Narin'le birlikte dört. Refik Baydur'un Başkanı oldu- ğu KİPLAS'ın ise kendisi ile birlıktc ıkı temsilcisi bulunu- >or. Geriye kalan 14 sendika- nın ise yönetimde bir ya da ikı- şer temsilciye sahip olduklan bildirildi Seçim sonuçlannın açıklan- masından sonra konuşan Türk-İş'in yeni Genel Başkanı Bayram Meral, Türk-İş'in ön: ceki yönetimine ve delegelere "•teşekkür" etti. Meral, sonucu "bir görev değişimi" olarak ni- telendirerek, "Bundan sonraki hizmetlerimizde görevi bize devredenlerden destek görece- ğimize inanıyorum. Genel ku- nılda büyük sonınlar yaşatıldı. Birçok müdahaleler yapıldı. İş- çi sınıfının birliği, bütünlüğü galip çıktı. Bundan sonra dışa- ndan müdahale edenler bilsin- ler ki. işçi sınıfı tabanda birlik, bütünlük sağladı. Tavanda da sağlamaya mecburdur" diye konuştu. Meral, genel kurul so- nucunun işçi sınıfının bütünlü- ğünün ""siyasete alet edilemeye- ceğini" ortaya koyduğunu da kaydederek, "Bu genel kurul, bunun sınavını verdi" dedi. Türk-İş'in yeni Genel Sekre- teri Şemsi Denizer de "Kaza- nan ve kaybeden yoktur. Kaza- nan Türk işçi sınıfıdır. Yaşasın Türk işçi sınıfının bütünlüğü" dedi. Daha önce Yılmaz yöneti- minde Türk-İş Genel Mali Sek- reteri olan ve bir süre önce hakkındaki yolsuzluk iddialan ile ilgili açılan dava nedeniyle SSK yönetim kurulundaki gö- revinden alınan Enver Toçoğlu da Türk-İş yönetimine yeniden" secilmesinden sonra "Konfede- rasyonun daha ileri noktalara gitmesi için yüklendikleri göre- vi azimle sürdüreceklerini" söy- ledi. Yeni yönetim kurulu üyeleri- nin teşekkür konuşmalan sıra- sında delegeler "Hükümet şa- şırma, sabnmızı taşırma". "Moğultay istifa" sloganlarını atülar. Kongrede Türk-İş, Tanm-İş, Türkiye Maden-İş. Genel Ma- den-İş, Petrol-İş ve Tekgıda-İş sendikalanna üye delegelerin oy kullandığı 1 nolu sandıkta Bayram Meral 64, Şevket Yıl- maz 45 oy aldı. Şeker-İş, Teksif. Deri-İş, Ağaç-Iş, Seîülloz-İş. Basın-Iş. Basisen. Bass, Kristal- İş ve Çimse-İş sendikalanna üye delegelerin oy kullandığı 2 numaralı sandıktan ise Meral'e 54, Yılmaz'a 46 oy çıktı. Tes-İş, Türk-Metal, Dok Gemi-İş, Yol-İş, Tezkoop-İş, Koop-İş ve Tümtis sendikalanna üye dele- gelerin oy kullandığı 3 numara- lı sandıkta Meral 79. Yılmaz 36 oy aldı. Demiryol-İş, Türkiye Denizciler, Hava-İ^, Liman-İş Haber-İş, Şağlık-lş, Toleyis. Türk Harb-İş, TGS, Beledıye- İş ve Türk-Sen üyelerinın oy kullandığı 4 nolu sandıktan da Meral'e 70,Yılmaz'a 40 oy ç:kb ERDAL ATABEK 11 tı Gücü Gücüne Yetene Toplumunda... "Gücünün yettiğine zalim/gücünün yetmediğine tes- lim" olmayı sosyal bir davranış kalıbı olarak benimse- miş toplumlarda insan hakları olmaz. Böyle bir toplum- da "hakihaklılık/haklı olmak/hakkını almak/hakkını ver- mek" kavramları ne öğütlerle gerçekleşir ne de yasalar- la. Güce-tapar bir toplumda haklı olmanın tek bir yolu vardır: Güçlü olmak. Böyle bir toplumda sessiz bir uz- laşmayla kabul edilmiş üç güç kaynağı vardır. 1. Birey ölçeğinde bilek gücü, 2. Toplum ölçeğinde servet gücü, 3. Yasa ölçeğinde yetki gücü. Toplumda yaşayan insanlar da -sanıldığının tersine- bu gerçeği çok iyi fark ettikleri için karate öğrenmeye, zengin olmaya, devlet gücüne ortak olmaya çalışırlar. Bu güç kaynaklarının üçü de özünde 'şiddet'i kullanır. Bilek gücünün temsil ettiği 'bireysel şiddet' yumruktur, bıçaktır, tabancadır. Onun için de böyle bir toplumda ya- şayan insanlar bu araçları edinmeye, sırasında kullan- maya çabalarlar. Servet gücünün temsil ettiği toplum- sal şiddet, insana iş vermek, ücret vermek, ücret dışında para vermek, işten atmak, işleri parayla çözümlemek yollarını kullanır. Yasaların temsil ettiği iktidar ölçeğin- de 'yasal şiddet', karakolda dayak. nezarette işkence, haksız tutuklama, hapishanede eziyet biçiminde uygu- lanır. Aslında bu güç kaynaklarının hepsinde de aynı yön- tem kullanılır 'Şiddet'. Ama birine 'yümruk atmak' çıp- lak bir şiddet uygulaması olduğu için görülür, işlem yapılmaya değer bulunurken 'işten atma" ya da 'haksız tutuklama' örtülü şiddet uygulaması olduğu için göze çarpmaz. Oysa hepsinde kullanılan aslında 'şiddet'tir, sadece görünen kaynakları farklıdır. Bu olguda pek dikkat çekmeyen yan 'şiddetin meşru- laştırılması'dır. Şiddet. bu toplumda sessiz sedasız, ama tam bir uzlaşmayla meşrulaştınlmıştır. Onun için de bu konuda sesi çıkanlar şiddet uygulanmış insanlarla onların yakınlarıdır, bir de bu gerçekleri gören bir avuç insan haklan savunucusudur Toplumun büyük çoğun- luğu bu konuda suskun görünmektedir, ama aslında bu tavır suskunluk değildir, gerçekçi bir tavırla, şiddetli uy- gulayan' kişi olma çabasının sessizliğidir. Toplumda haklıya değil de güçlüye yandaş olmasının nedeni de budur. Aile içindeki dayak 'aile meselesi' sayılarak karışil- maz. Okuldaki tokat siz bilmezsiniz, bunlar laftan anlamaz' denilerek geçiştirilir. Kadına cinsel tecavüz 'o da kimbilir nasıl kuyruk salla- mıştır' diye karşılanır. Futbol maçında taraftar kendi takımının oyuncusuna 'kır şunun bacağını' diye destek verir. Nezarethanedeki özel tim görevlisi. gözleri bağlı sanı- ğa 'burada anayasa da biziz babayasa da. Seni öldürü- rüz, kimseye de hesap vermeyiz' der. Bunların hepsi de 'şiddet kullanımı'dır. Ama hepsi de sessiz sedasız meşrulaştınlmıştır. Birisi 'ailenin doku- nulmaz kutsallığı'nın arkasında kalır, öbürü siz dışarı- dan karışmayın' diye arkalanır, beriki toplumun ahlakı' adjna geçiştirilir, oradaki 'canım ne olacak, futbol heye- canı işte' diye hoşgörülüt, buradaki de 'peki nasıl konuş- turacakjardı o teröristi' diye haklı bulunur. insan haklarının rhlali sonuçlarda değil nedenlerde yatmaktadır. Temel neden de 'şiddetin meşrulaştırıl- ması'dır. Mahalle kabadayılığının dönemi geçip de bilek gücüyle bir şey kazanma yolları daraldığı zaman, bilek gücü de (yumruk, bıçak, tabanca) servetle yasanın em- rindeki şiddet olmuştur. Servetin kullandığı şiddetin pençesinde kıvranan milyonlarca insan bunu göremedi- ği için hayat pahalılığından yakınmakta, işsizlikten ne yapacağını bilememekte. acımasız bir rekabet içinde umutsuzca çabalamakta. sonuçta adını koyamadığı ekonomik terör'ün kurbanı olmaktadır. 'Yetki'nin sahibi olan siyasal iktidarlar. hangi şiddeti kullandığını çok iyi bildiği için kendi gücüyle uzlaşan her haksızhğı onayla- maktadır. Siyasal muhalefet de aynı şiddeti -günü gelip iktidar olduğunda- kullanacağını bildiği için bu konuda hiç sesini çıkarmamaktadır. Sonuçta ortada kalanlar karakollar' ve polisler' ol- maktadır. Şiddetin vitrininde görünen bu 'temsilciler' nedenini pek de bilemedikleri tepkilerini insan hakları- na göstererek rahatlamaya çalışmaktadırlar. CMUK bir kazanım mıdır? Elbette bir kazanımdır. İn- san haklan insanların hakkı mıdır? Elbette öyledir. Ama bunlan söylemekle, bunlan yapmakla insan haklan sağ- lanacak mıdır? Kocaman bir HAYIR... İnsan haklan, şiddeti bir güç olarak kullanmaktan vaz- geçmekle kazanılacaktır? Bu da karakol sorunu, polis sorunu değildir, kişilerın, servetin ve yetkinin şiddeti kul- lanmasmı ortadan kaldırmaklasağlanacaktır. Demokrasi de buradadır, özgürlükler de buradadır, insan haklan da buradadır... GENEL KURULDANNOTLAR Türk-lş'te yeni dönem • Türk-İş'te 40 yıllık bir gelenek yıkıldı. Yönetime ilk defa siyasal iktidarlardan ve sultalardan icazetsiz bir yönetim geldi. Yeni kadronun önünde 1995*e kadar uzanan bir zaman tüneli var. Başanrlarsa alkışlanırlar, başaramazlarsa geldikleri gibi giderler. YILMAZ GÜMÜŞBAŞ ANKARA - Türk-İş Genel Kurulu'nda dün iki olay birden yaşandı. Birincisi. yanşan iki lis- teden birisinin yönetime gelme- si. ikincisi ise geçen aylarda 40. kuruluş yıldönümünü kutlayan, Türkiye'nin en büyük işçi İcon- federasyonunda bir dönemin kapanmasıydı... Rahmetli Seyfı Demirsoy ve arkadaşlannın öncülüğünde ku- rulan örgüt, bugüne kadar daha alt kademeleri sayılmazsa, hep aynı kuşağın yönetiminde. en azından deneüm ve gözetiminde bugüne kadar geldi. Günahıyla, sevabıyla yaşanan tam 40 yıl. Kurucu kuşak veya onlann ya- kınlan. Türk-İş'in yönetimine bugüne kadar kendilerinden ol- mayan kimseyi yaklaştırmadı- lar. Yönetimler tam bir al gü- lüm-ver gülüm yöntemteriyle değişti. Ama hep o eski kuşağın denetimiyle belirlendi. Bir başka şekilde söylemek gerekirse; Türk-İş yönetimi düne kadar hep belırlı kişilerin sultaanda kaldı. Bir hafta öncesine, yani Türk- İş'in 16. genel kurulunun başla- dığı geçen pazartesi gününe ka- dar, bu böyle süregeldi. Genel kurulun devam ettiği 7 gün bo- yunca da bu kadronun değışme- ye hiç niyetH olmadığı görüldü. Yine aym kıskançlıklar, aynı oyunlar ve hatta şantaja varan suçlamalar görüldü. Bazı kişiler, kendilerinden hiç beklenmeyen tutum ve davranışlarla sulta ge- feneğiru sürdürmek istedüer, "Biz istemezsek ohnaz" demeye getirdiler. Bu da sökmeyince yi- ne eski oyunlara başvurdular muhaliflenni bölüp parçalafnak için "hiç ıçlerine sindiremedikle- ri" kişileıie liste ortaklıklan yap- olar. Hiçbiri sökmedi. Korkû- nun ecete faydası olmadığı görüldü ve Türk-İş'te 40 yıllık bir gelenek yıkıldı. Yönetime ilk defa siyasariktidarlardan ve sul- talardan icazetsiz bir yönetim gekli. Yeni kadronun önünde 1995*e kadar uzanan bir zaman tüneli var. Başanrlarsa alkışla- nırlar, başaramazlarsa geldikleri gibi giderler. Taşlar bir kere ye- rinden oynadı çünkü...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle